Documenti di Didattica
Documenti di Professioni
Documenti di Cultura
zet
Modern sosyal teori sylem ve ideolojiyle dolup tayor. ki kavram, bazen birbirinin
yerine kullanlyor, bazen kar karya getiriliyor. Bu yazda, bu iki kavramn gnmzde
yrtlen tartmalardaki roln anlamaya alyoruz. Bunu yaparken, farkl teorik
geleneklerden kan iki anahtar terimimizin birbirinden ayr tutulabilecei gibi birlikte de ok
ie yarayabileceini ileri srerek sylem ve ideoloji ilikisini geri kazanmay deniyoruz. lk
olarak, modern Bat Marksizminde ideoloji zerine yrtlen tartmay ele alyoruz ve
Larrainin ideolojinin pozitif ve negatif kavramsallatrmas arasndaki fark gz nne almak
gerektii ynndeki cazip nerisini inceliyoruz. Ardndan, sylem teorisinin Foucault
tarafndan gelitirilen versiyonuna bakyoruz. nc olarak, sylem ve ideoloji arasnda bir
kopuu yeleyen Ernesto Laclau ve Chantal Mouffeun almalarna odaklanyoruz. Laclau
ve Mouffeun sunduklar, izledikleri yolubizim nerdiimiz yaklama en yakn duranve
sylem teorisinin sunduu almlardan yararlanrken ideoloji kavramndan vazgemeyen
Stuart Hallun savunduu Gramscici konumla kar karya getireceiz.
nerdiimiz ideoloji teorisi, sylem teorisine kar durmuyor; daha ziyade sylem
teorisini tamamlyor. Bu, Marxn miras brakt ideoloji teorisinden farkldr. Marxn bu
konudaki aklamalarna zg eletirellii, dier bir ifadeyle, zne konumlarna arlmann,
egemen toplumsal ilikileri tahkim etmek ve yeniden retmek zere sistematik olarak
ileyiiniideoloji teorisinin yn belirleme kapasitesi denen tam da budurodaa almasn
devam ettiriyoruz ve buna merkez nem atfediyoruz. Bu yn belirleme kapasitesi
sylemsel pratiklerin etkilerineideolojinin etkileri olarak adlandryoruzodaklanmak
iin ideoloji analizini devreye soktuumuzda aa kyor.
Abstract
Modern social theory is awash with talk of discourse and ideology. Sometimes the two
concepts are used interchangeably and at other times they are counterposed. The paper
seeks to make sense of the part played by these concepts in contemporary debates. It
proposes an exercise in retrieval which suggests that our two key terms form distinct
theoretical traditions which, while they can be distinguished, can both be made good use
*
Purvis, T. ve Hunt, A. (1993). Discourse, ideology, discourse, ideology, discourse, ideology The British Journal of
Sociology, 44(3): 473-499. Yazarlardan ve dergiden izin alnarak Trkede baslmtr. (e.n.)
**
Trevor Purvis, Prof., Carleton University, Department of Law and Legal Studies ve Alan Hunt, Prof., Carleton University,
Department of Sociology/Anthropology.
***
Prof. Dr., Hacettepe niversitesi, letiim Fakltesi, Radyo Televizyon Sinema Blm.
MomentDergi, 2014, 1(1): 9-36 Trevor Purvis; Alan Hunt
of. We first engage with the debate over ideology within modern western Marxism and
explore the suggestive distinction proposed by Larrain between a negative and a positive
conception of ideology. Next we explore Foucault's version of discourse theory. Our third
investigation focuses on the work of Ernesto Laclau and Chantal Mouffe who opt for a
rupture between discourse and ideology; their solution will be contrasted with the
Gramscian position espoused by Stuart Hall- the approach closest to the solution we will
propose-that retains the concept ideology whilst benefiting from the advances secured by
discourse theory.
The theory of ideology we propose supplements discourse theory rather than
opposing it. It is a version of ideology theory that is different from that bequeathed by
Marx. Retained and moved into central prominence is a key feature of the critical thrust
of Marx's account, namely, its focus on the way in which the interpellation of subject
positions operates systematically to reinforce and reproduce dominant social relationsit
is this that is described as the directionality of ideology theory. This directionality is
captured by employing ideological analysis to focus upon the effects of discur- sive
practices, which we term ideology effects.
10
MomentDergi, 2014, 1(1): 9-36 Trevor Purvis; Alan Hunt
iaret ederler. Bu toplumsal olann hermentik bir boyuta da sahip olacak, ancak hermentie
indirgenemeyecek ekilde kavramsallatrlmasdr. Bu bilin, dil ve dier iaret sistemleri
vastasyla ortaya kar, insanlar ve kurumlar arasnda iletilir ve belki de en nemlisi, fark
yaratr. Dier bir ifadeyle, insanlarn toplumsal dnyay kavrama ve anlamlandrma biimleri
eylemlerinin ve eylemsizliklerinin yn ve niteliini etkiler. Hem ideoloji hem de sylem
toplumsal hayatn bu kesitlerine iaret ederler.
Sylem ve ideoloji kavramlar arasnda nemli farklar da vardr. rnein, zerk
deildirler; daha ziyade dier kavramlarlaama farkl teorik geleneklere gre deierek
balantlanrlar. Dolaysyla, ideoloji Marxn icad deilken, bugnk kullanmnda
Marksist gelenekle yakndan ilgilidir ve modern Bat Marksizminin geni problematii
olarak tanmladmz, tahakkm ve tabiiyet ilikilerinin dorudan zora, asgari dzeyde,
bavurularak nasl yeniden retildiini anlama abasnn ierisinde yer alr. te yandan
sylem, dilin ve dier toplumsal gstergebilim biimlerinin toplumsal deneyimi aktarmann
tesinde toplumsal znelerin (znelliklerin ve bununla balantl kimliklerin), zneler
arasndaki ilikilerin ve var olduklar alann oluturulmasnda oynad nemli rol
kavramamza yardmc olan terimi sunmakla, modern sosyal teorideki dilsel dnemete yer
alr ve nemini bu dnemeteki merkez rolnden alr.
Bu almadaki ilgilerimiz asndan ideoloji ve sylemi birbirinden ayrtrrken
bakmamz gereken teoriler, maalesef, birbirine yaklatrarak kyaslayp,
karlatrabileceimiz sabit ve istikrarl teoriler deiller. lerleyen sayfalarda da
gstereceimiz gibi ideoloji ve sylemin ierisinde yer aldklar teorik geleneklerin, kadim
buzullara benzer ekilde, birbirlerine doru acmaszca kayyor olmalar, yapmak istediimiz
eyi daha da zorlatryor. Buzul analojimize tutunan baz yorumcular iki kavramn, az ok
barl bir ekilde birletiklerini, dolaysyla kavramsal aygtlarnn artk birbirlerinin yerine
kullanlabileceini varsayageldiler. Dier yorumcular ise daha ykc bir senaryoyu
benimsediler ve iki gelenein, aralarndan biri arkasnda brakt entelektel enkazda
seyrinden sadece kk izler brakacak ekilde paralanana kadar sert ve uzun bir sava
vermek zorunda olduklarn varsayageldiler.
Bu yazda iki farkl gelenein entelektel tarihini anlatmyoruz. Bu yaklam
reddediyoruz; ya da daha doru bir ifadeyle bu yaklamdan kanyoruz. Bunun nedeni
fikirler tarihi olarak adlandrlan projenin, kendi iinde tartmal olacak lde yorucu
ihtilaflarla ypranm olmasndan ibaret deil. Aslnda daha sradan ve yeteneklerimizin
snrlarn ve elimizdeki projenin kapsamnn snrlarn gsteren nedenlerimiz var. Daha
hrsl herhangi bir amacn yerine bu yazy semptomatik olarak adlandrlabilecek
11
MomentDergi, 2014, 1(1): 9-36 Trevor Purvis; Alan Hunt
n Hazrlklar
deoloji ve sylem kavramlar arasnda geici de olsa yle bir ayrm neriyoruz.
deoloji kavram, genelde, Marxdan tefsirle, bilin biimlerinin insanlarn atan karlar
hakknda bilinlenip bu karlar zerinden mcadeleye girmelerini nasl etkilediini
belirlemekle ilgilenen aratrmalarda karmza kar.1Dolaysyla ideoloji, karlar ve
bilin biimleri arasnda belirli bir balantnn olduunu imler. karlarn, tecrbe edilme
biimlerinden ayrtrlabilir ekilde tanmlanabilecekleri kanaati byle bir anlayn
merkezinde yer alr.
te yandan sylem sz konusu olduunda, btn toplumsal ilikilerin, bu ilikilere
katlanlarn dnlerini, anlaylarn ve tecrbelerini dzenleyen zgl dilsel ya da
gstergesel aralar itibariyle yaandklar ve kavrandklar ynndeki argmana bal olarak
dikkat, toplumsal ilikiler ierisindeki balant koullarna odaklanr. Sylem kavram, bir
12
MomentDergi, 2014, 1(1): 9-36 Trevor Purvis; Alan Hunt
13
MomentDergi, 2014, 1(1): 9-36 Trevor Purvis; Alan Hunt
Larraine gre, negatif versiyon, ideolojinin srf yanlsama olarak alnd bir bak
asn iermek durumunda deildir. Benzer ekilde, ideolojinin yanl bilince
indirgenmesini beraberinde getirmez. Marxn ideolojiye yaklamndaki eletirel boyut,
Marxn ifadesiyletbi klnm snflarn rettikleri fikirlerin egemen maddi ilikileri ve
balantl karlar ifade ettikleri ve yeniden rettiklerigerek yaamn dili olarak
tanmlanan olguya odaklanmasndan kaynaklanr. Larrain Marxn ideoloji anlayn yanl
temsil teorisi olarak okur: deoloji, elikilerin doru olmayan ya da arptlm bir resmini
izen belirli bir bilin biimidir. Bunu, elikileri yok sayarak ya da yanl temsil ederek
yapar (1983: 42).
deoloji anlaynn negatif versiyonunun en ak ekilde Alman deolojisinde
irdelendii sylenebilir. Bu eserde, Marx terimi erkeklerin [sic] ve ilikilerinin, camera
obscurada olduu gibi baaa2 bir ekilde yaam srelerinin yanslar ya da yanklar
ya da hayaletler olarak grnmeleriyle ilikili olarak kullanr (Marx ve Engels, 1976: 36).
Bu kullanmlarn hepsindeki ortak hat, toplumsal gerekliin mistifikasyonu, yanl
alglanmas ya da eksik bilgisidir.
Larrainin ayrmna bir eyler eklemeyi neriyoruz. Dncenin tamamyla toplumsal
olarak ina edildii ynndekidoru ama yetersiz olangenel argmann tesine geen bir
ideoloji kavramsallatrmasn vurgulayacaz. deoloji kavram bu yaklama, ideolojinin
hep birilerini kayracak ve dierlerine zarar verecek ekilde ilemesi anlamndabir yn
belirleme kapasitesi sergiledii savn ekler. Dolaysyla, tbi klnm snflarn ve toplumsal
gruplarn yaanm tecrbelerinden kan bilin biimlerinin mevcut toplumsal ilikileri nasl
destekledii ve bylelikle bu snflar ve gruplar bamllklarnn doasn aa karan
14
MomentDergi, 2014, 1(1): 9-36 Trevor Purvis; Alan Hunt
bilin biimlerini gelitirmekten nasl alkoyduunu aklamak, bir ideoloji teorisi asndan
ok nemli bir ama tekil eder. deoloji, en basit ve yaygn biimiyle, mevcut toplumsal
ilikileri hem doal hem de kanlmaz olarak sunar; tikel karlar zgl yerlerinden
kopartlrlar ve evrensel ve yanszm gibi grnrler.
deolojinin yn belirleme kapasitesine sahip olduu fikrini dhil etmemiz iinsrf
negatif-pozitif ayrm ok fazla deer ykl grnd iin bile olsa Larrainin
terminolojisinde deiiklik yapmamz gerekiyor. Ama daha da nemlisi, eletirel ve
sosyolojik nitelendirmelerinin argmanmzn gcn anlamak asndan daha uygun
olduunu dnyoruz. Eletirel ideoloji yaklam, toplumsal bilginin ve tecrbenin ina
edildii alann snrlarn izerken, tbi klnm snflarn ya da bask altndaki gruplarn
durumunu, koullarn ya da tecrbesini mistifiye eder. Dolaysyla, ideolojinin toplumsal
etkilerine ya da sonularna odaklanr. Buna bal olarak, ideoloji kavramn en isabetli
ekilde kullanabilmenin yolunun ideolojik etkileri belirlemek olduunu nerebiliriz. Bu
bak asnn, Marxn optik camera obscura metaforunda olduka belirleyici bir yere sahip
olan olumsuzlamann ya da geriye dndrmenin sonularna yol amadn vurgulamamz
gerekiyor.
deolojiyi sosyolojik temelde kavramsallatrmak, onu snflarn, gruplarn ya da
aktrlerin zgl toplumsal konumlarnn bir kts ya da sonucu olarak gren oul ideoloji
anlayna odaklanr. Buna gre, ideoloji nesnel toplumsal konumun bir sonucudur. En
nemlisi, bir mcadele alan ya da meydan olarak rekabet halindeki ideolojilerin okluu
nosyonunun teoriye dhil edilmesini salar. Ancak, her bir toplumsal snfn kendi zgl
ideolojisini ifade ettii ynndeki argman barndran bir tekabliyet anlatsna iaret
etmez. Bylelikle, rekabet halindeki ideolojilerin oulluu belirli bir toplumsal konum ve
nesnel karlar anlayyla balantlandrlr. Bu sosyolojik erevede ideoloji, kurgusal ya da
aldatc deil, gerek ya da maddidir. Bu nedenle de, engellenemez; zira insanlarn
ierisinde var olduklar ve toplumsal yaamlarn srdrdkleri anlamlar ve deerler
erevesini tanmlar.
Pozitif ya da sosyolojik olarak adlandrmay tercih ettiimiz bu yaklam Bat
Marksizminde nemli bir yer kaplayagelen, ideoloji teorisinin amlanmas amac iin
nemli bir ara sunar. Bu yaklam, toplumsal ve ekonomik mcadelelerin verildii fiil
artlara daha yakndan bakmay gerektirir. te yandan, bu ikinci versiyonun deeri ak olsa
da, eletirel ideoloji kavrayn arka plana atma ya da marjinalize etme gibi niyet edilmemi
bir sonucu olduunu ileri sreceiz. Sosyolojik versiyonun bugnk Marksistler asndan
ncelikli olmasnn nemli bir boyutu, ideoloji ve sylem kavramlar arasndaki izgiyi
15
MomentDergi, 2014, 1(1): 9-36 Trevor Purvis; Alan Hunt
16
MomentDergi, 2014, 1(1): 9-36 Trevor Purvis; Alan Hunt
yaamn maddi kabuu olmutur. Buna paralel olarak, aklla ilgili ya da dnsel olan
boyutlara pheyle yaklamtr. Bylelikle, toplumsal znelerin kurulumunda retken
emein rolnn zerinde durmas, Marxn felsef materyalizminde zaman zaman fizikalist bir
izgi olarak aa kan bir yaklama yol amtr. te yandan ilgin bir ekilde, Marx dil
sorunu hakknda tamamen sessiz kalmamtr; Alman deolojisinde dilin nemini eletirel
ancak olduka ksa bir ekildekabul ettiini grrz. Dil, toplumsal olann asli
unsurlarndan biri, drt asli kesitinden biri olarak grlr. Williamsn Marxtan zetledii
gibi,
Bu birincil madde retiminin insana zg biimi adan tanmlanmtr:
Gereksinimler, yeni gereksinimler ve insani yeniden retim. Gelimeye zg
insansallk ise drdnc aya bal olarak tanmlanr: retim de bandan
itibaren toplumsal bir ilikidir. Buna bal olarak, pratik bilinlilik anlamnda
dil, balangcndan itibaren [retimin] vazgeilmez bir bileenidir (Williams,
1977: 29-30).
yleyse, Alman deolojisinde dil, retime ikincil klnmaz, aksine, toplumsaln zglln
tanmlayan her eyle zorunlu olarak ezamanl bir olgu olarak karmza kar.
Sylem teorisini Marxn ideoloji teorisinden ayran unsur, Marxn teorisinin, eylem
ve bilin ikilii etrafnda kurulan bir eylem teorisinden kkleniyor olmasdr. Sylem teorisi,
eylem teorisinden kopua iaret eden ve toplumsaln dilsel kurulumunun merkezliine
odaklanan dilsel dnemecin baat sonularndan biridir. Dolaysyla, iki anahtar kavrammz
birbirinden kkten farkllklara sahip epistemolojik stratejilerden karlar; aralarnda sreen
bir gerilim vardr. Buradaki temel sorumuz, bu gerilimin verimli bir ekilde kullanlp
kullanlamayacadr.
yleyse denebilir ki dil, Marksizmde tamamen yok saylmaktan ziyade, periferde bir
role sktrlmtr. Raymond Williamsn almalar vastasyla, kltr, zellikle zgl
olarak roman biimindeki haliyle, eletirel teorinin ilk dalgasnda ve ardndan ngiliz
Marksizmi merkez bir konumdayd (Williams, 1977; 1980). Ardndan, Habermasn,
Marksist gelenein snrlarnda seyreden uzun yolunda iletiim merkeze oturdu.
Burada asl nemli olan, Marksizmde gelimi bir dil kuramsallatrmasnn olmamas
deil, yerel(letirilmi) bir teori gelitirmeye balanrken her eyi kapsayc styap kavram
dnda uygun bir ad bile bulunamam olmasdr. Bu eksikliin ancak post-yapsalc sosyal
teoriden kan dorudan meydan okumayla grnrlk kazanmas Marxn temel/styap
metaforunun temel ve kendi iinde snrlayc etkisinin de beyan olduu sylenebilir.
styap kavramnn dayatt kr nokta byk lde, sadece dili, iletiimi ve kltr deil
ayn zamanda, devlet ve siyasal kurumlarn kurumsal an da iine alacak ekilde yaylan,
ar ierimleyiciliinden kaynaklanr. styap kavram, retimin dnda kalan olgularn
17
MomentDergi, 2014, 1(1): 9-36 Trevor Purvis; Alan Hunt
neredeyse tmnn, farknda olunmadan olsa da, havale edildii artk bir kategori ilevi
gregelmitir.
Marksizmin teorik krizinin pek de, ekonomizminden, indirgemeciliinden ya da
belirlenimciliinden kaynakland kanaatinde deiliz. Daha ziyade, btn kapsayc bir
sosyal teori sunma amacnn altnda yatan styap kavramnn artk doasnn Marksist
teoriyi bu tr farkl toplumsallk biimleri iin depo ilevi grmeye ittiini ve meydan
okumalar karsnda kendisinden beklediimiz uygun kavramlar oluturamayacak ve
aklamalar sunamayacak hale getirdiini dnyoruz. Mesele, sadece altyap- styap
imgeleminin bizlere kstlayc metaforik bir kapsam sunuyor olmas deildir. Daha ziyade, bu
imgelemin -tek yanll, bu tek yann (ekonomik temel) gelimilii ve zenginliinin, darda
kalanlarn tamamn snrl, birbirine gemi ve gelimeye tamamen kapal halde
brakmasdr. Ekonomizmin, indirgemeciliin ve belirlenimciliin kusurlarnn en belirgin
sonucunun, ekonomik ilikilere ve pratiklere tek yanl bir ekilde odaklanlmasndan ziyade
insan toplumsallnn dier birok grnmlerine uygun bir teoriletirmeyi sekteye
uratmalar ve hatt darda brakmalar olduunu sylemek mmkndr.
Bat Marksizminin ak iinde Marxn mirasndaki tek yanllk bertaraf edilmeye
allmtr. Bu hatt amlamak iin Louis Althusserin nemli mdahalelerini ksaca
yeniden gzden geiriyoruz.
18
MomentDergi, 2014, 1(1): 9-36 Trevor Purvis; Alan Hunt
19
MomentDergi, 2014, 1(1): 9-36 Trevor Purvis; Alan Hunt
20
MomentDergi, 2014, 1(1): 9-36 Trevor Purvis; Alan Hunt
hareketler iinde birletirme amacn tayan sylemsel alanlar amak her zaman
mmkndr. Bu alanlarn, potansiyel etkileyicilikleri sayesinde nceden egemen olan
sylemleri sarsan ve yeni destekiler kazanan alternatif sylemlerin dile getirilmesini
salamalardier bir ifadeyle, Gramscinin kar-hegemonya projesini ilerletmeleri
ihtimal dahilindedir.
Sylem Nedir?
Marksist ideoloji teorisinin geirdii deiimlerle ilgili anlatmzda dikkate deer
teorik snrllklarn yan sra sorgulanamaz bir potansiyelin altn izdik. Sylem kavramna
bu kusurlar bertaraf etme ve sz konusu potansiyeli hayata geirme misyonu yklenmitir.
Balangta, ideoloji ve sylem arasna geici bir ayrm izgisi ektik. Sylem teorisi,
dnyann zihinsel ve maddi olarak iki byk alana ayrlarak dzenlenmesini sarsmay
gerektirir. Kavram, sosyal bilimler tasarsnn felsef arka plann oluturan kartlklarn
doa/kltr, birey/toplum ve akl/bedenbyk lemesi kapsamndaki dnce/varlk
kartlnn nfuz edici etkisinden ka ihtimalini salar. Toplumsalln tanmlayc zellii
ve koulu olarak dille ie balamak bu nfuz edici ikiliklerde bir yark yaratmann dikkat
ekici yollarndan biridir. Bu, toplumsal, salt bireyler yeknundan ayr olarak dnmek
iin basit bir yntem sunar.
Sylem teorisini anlamak iin bavurulacak en uygun ara, onu, trlerin toplumsal
tarihinin birincil zellikleri iinde toplumsaldan ne anladmz temellendirmeye ynelik
bir aba olarak grmektir. Balang noktas olarak dilin ise ayr bir avantaj vardr; hem
zaman iinde devamllk hem de geni bir eitlilik arz eder; bylelikle, trlerin kendine zg
toplumsal yann niteleyen genellii ve zgll rnekler. Burada dilbilim teorisi ierisinde
yer alan eitli akmlarn, bugn sylem teorisindeki farkl akmlar nasl oluturduklarn
gsteren bir entelektel tarihin izini srmek niyetinde deiliz. Sadece, sylem teorisinin,
balang niteliinde ve teknik olmayan bir haritasn sunmak istiyoruz. Daha sonra bu
haritay, aka ideoloji teorisine alternatif olduu dnlen sylem teorisinin Michel
Foucaultnun eserlerindeki roln incelemek iin kullanacaz.
Sylem nedir? Sylem dil ya da szel olmayan iaret sistemleri vastasyla kurulan
toplumsal iletiim alarna iaret eder. Temel zellii, birbirleriyle balantl bir iaretler
sistemini devreye sokmaktr. Nispeten nemli rnekleri, konuma sistemleri ya da yazl
dilken (metinler), sylem szel olmayan iaretler sistemi halinde de karmza kabilir:
rnein, erkeklerin kadnlar iin kap amalar, kadnlar odaya girdiklerinde ayaa kalkmalar
vb., dzenleyici erevesini kadnlarn hem ikincil bir konumda olduklar hem de erkekler
21
MomentDergi, 2014, 1(1): 9-36 Trevor Purvis; Alan Hunt
tarafndan itina gsterilmeye ve korunmaya ihtiya duyduklar keskin bir cinsel i blmnn
oluturduu bir sylemin bileenleridir.
Stuart Halla gre sylemin genel tanm u ekilde yaplabilir: Dil vastasyla
grnrlk kazanan ve dzenlenen, hazr ve nceden kurulmu tecrbe ediler kmesi
(1977: 322). Bu kavramla, insanlarn sylem iinde yaadklarna ve deneyimlediklerine iaret
edilir. Daha ak bir ifadeyle, sylemler, neyin tecrbe edilebileceini ya da tecrbenin
tayabilecei anlam snrlandran ve dolaysyla, sylenebilecek ve yaplabilecek olan
etkileyen ereveler dayatrlar. Her bir sylem, baz eylerin sylenmesine izin verir ve dier
baz eylerin sylenmesini zorlatrr ya da engeller. Sylemler bylelikle iletiimsel eylemin
gereklemesini salayan zgl ve ayrtrlabilir vastalar sunarlar.
Buradaki temel epistemolojik varsaym dilin, konumann ve yazmann hibir zaman
tamamen gndergesel olamayaca kanaatidir. Bu tartma birok ekilde srdrlebilir; ama
Saussuree bavurmak muhtemelen an faydal yol olacaktr (Saussure, 1974); gstergenin iki
bileeni vardr, gsterilen (dnce ya da zihindeki imge) ve gsteren (bir ses ya da grsel bir
imge; sz gelimi konumaya ya da yazya dklen kelime ya da ifade). Gsterilen ile gsteren
arasndaki balant hibir zaman sabit deildir; dier bir ifadeyle, gsterge her zaman, belli
lde keyfdir. Gsterilen ile gsteren arasndaki balantnn akl dilin her zaman
dzanlamsaldan (fizik bir varla parmakla iaret etmek ve kedi demekte olduu halinden)
daha fazla bir ierie sahip olmasn beraberinde getirir. Bunun sonucunda anlam hibir
zaman tamamen gndergesel deildir ve her zaman tartmaya alabilir. aretleme srecinde
olduka nemli bir role sahip olan dilsel aralarn farkna vardmzda bu aklk zellikle
grnr hale gelir. rnein, sosyal bilimler, metaforik doas farkedilemeyecek kadar yaygn
olan, toplumu bir bedenmiesine dndmz ve teoriletirdiimiz organik metaforda
olduu gibi metaforlarla doludur. Teknik sylemler, belirgin kurallar vastasyla gstergeyle
anlam arasndaki balanty sabitleyerek, genelde bu tr bir akl snrlandrmaya alrlar.
Bilimsel sylemlerin geliim sreleri iinde, Kuhnun tanmlad ekilde, az ya da ok
keskin bir paradigma kaymas sergilemelerinin nedeni budur. Bu paradigma kaymalar
esnasnda belirli kavramlar terkedilir ve yeni kavramlar kabul edilir; normal konumadaki
deiim ise, ayn gstergenin kullanmndaki gzlemlenmesi neredeyse imknsz kaymalar
ierisinden ve daha tedrici bir ekilde gerekleir.
Sylem, dnce, iletiim ve eylem iin bir ara sunar; bir sylemin kendine ait bir i
dzeni vardr; ama sadece uzmanlam ve teknik sylemler iinde gl bir tutarllk arz
eder. Bir sylem, dier sylemlerle arasndaki snrlar deien llerde ak olan bir sistem
ya da yapdr. Bu tanma gre, sylemler sylenenlerin bir ksmn desteklerken dierlerine
22
MomentDergi, 2014, 1(1): 9-36 Trevor Purvis; Alan Hunt
ket vurarak, sylemsel olaslklar kontrol etmekten ziyade iletirler. Sylemsel oluum
kavramnn birbirine rakip versiyonlar olmakla birlikte (bu yazda Foucaultnun kullanmn
gz nne alacaz) bir lde gvenilir toplu sylemler asndan bu tr bir kavramn gerekli
olduunu ileri sryoruz. rnein sosyoloji, toplumsala dair birbirine rakip sylemler sistemi
olarak resmedilebilir; bu sylemler tanmlanabilen ancak deien prosedrel kurallarla
ilerler. te yandan, toplumsala dair popler sylemler de vardr. Bu popler sylemlerde,
toplumsal blnmeler, cinsellik, toplumsal deerler vb. farkl ekillerde resmedilirler. Popler
sylemler zerine yaplan en zengin incelemelerden birinde, Pierre Bourdieu, Fransz
toplumunda bulunan, ahlki deerlerden sofra adabna, siyasal balantlardan spora kadar
uzanan bir yelpazede yer alan sylemlerin kart snfsal boyutlarn aa karr (Bourdieu,
1984).
Sylemlerin yeteri kadar ilgi grmeyen bir yn sylemlerin retimiyle kullanm
biimleri arasndaki ilikidir. rnein Foucault, profesyonel sylemlerin retimini herkesten
daha fazla vurgulamtr. ncelemedii konulardan biri ise popler sylemlerdir.
Dolaysyla, Foucaultnun ana ilgi konusunu oluturan cinsellikle ilgili sylemler sz konusu
olduunda, profesyonel sylemler arasndaki g dengelerinin deiiminden derinden
etkilendikleri halde profesyonel sylemlere indirgenmesi mmkn olmayan, birbirine rakip
popler sylemleri belirlemenin faydal olduunu ileri sryoruz. Byle bir itigal, ideoloji
teorisinin, deiken sylemsel yaylmlarn haritasn karmann tesine geerek hep olan ve
genelde grnmeyen sylemsel mcadelelerin ideolojik etkilerini irdelemek iin deien
gler dengesinin nedensel bir aklamasna doru yol almasn salayan nemli bir alm
salar.
Sylem teorisiyle bouan birok teorisyeni uratran, birbiriyle ilikili iki soru var:
Sylem kuram, btn iletiimsel pratikleri sylemsel klacak lde geni mi? Bu sorunun
alternatif versiyonu ise u ekilde kurulur: Sylemin dnda kalan herhangi bir ey var m?
Derridann hi tereddt etmeden metnin dnda kalan hibir ey yoktur dediini biliyoruz
(Derrida, 1974: 158). te yandan, sylem teorisini destekleyenlerin ounluu, hibir eyin
sylemin dnda olamayaca grn benimsemeyi reddederler. Bu, Marksizm ile sylem
teorisinin karlamasn ngilizcede balatan Hindess ve Hirst iin geerlidir. Hindess ve
Hirst radikal bir kesinlikle ideolojinin yerine sylemi geirirken sylemin dnda herhangi bir
ey olmad grne ak bir ekilde direnmilerdir (Hindess ve Hirst, 1977). Buna ok
benzer bir ekilde Foucault, sylemsel olan ve sylemsel olmayan alanlar arasndaki ayrm
korumak gerektiinin altn izer (Foucault, 1972). te yandan, aada da greceimiz gibi
23
MomentDergi, 2014, 1(1): 9-36 Trevor Purvis; Alan Hunt
Laclau ve Mouffe, sylemsel olanla sylemsel olmayan arasndaki ayrma kar karlar
(Laclay ve Mouffe, 1985: 105-114).
Bu olduka soyutama her halkrda nemlimeselede bir zme varmak
niyetinde deiliz. Daha ziyade, bu sorularn sorulmasna yol aan koullara dair
argmanlarmz ileri srmenin uygun olduunu dnyoruzbunu yapmak soru(n)lar
ortadan kaldrmyor; ama neden bu kadar nemli bir konuma geldiklerini gstermemize
yardmc oluyor. Toplumsala zgn bir giri yapmaya ynelik btn abalarister
sylemden ister ideolojiden doru olsuntoplumsal birletirici bir kavramsallatrma
iinde toparlama giriimine bal olarak ar yaylma (sylem dnda kalan hibir ey
yoktur, iktidar her yerdedir, vb.) riskiyle yzlemek durumunda kalrlar. Aslnda, her eyi
ierimlemeye ynelik btnletirici eilim mantn harekete geirerek, yelenen zgnlk
kavramsallatrmasnn aleyhine ileyen tam da bu, toplumsaln snrsz olma zelliinin
genel kabul grmesidir. Daha saduyulu bir stratejinin hem btnletici hem de klliyen
reddedici stratejiye kar kmak olduunu ileri sryoruz. Buna gre, sylemi teoriletirmeye
ynelik farkl giriimlerin her bir versiyonunun nerdii ya da kar kt snrlarn
sonularna dikkat etmeliyiz. Bu uyar Foucaultnun sylem teorisini nasl kurduunu
sorutururken kendi yaklammz gelitirmemizi salayacaktr.
24
MomentDergi, 2014, 1(1): 9-36 Trevor Purvis; Alan Hunt
kanmaya alr. Foucault, sylem ile ideolojiyi kesin bir ekilde ayrmakta srar ederek bu
sorunlardan kanmaya alrken Althusser, ad konmam bir sylem teorisini ideoloji
teorisinin bir paras haline getirir.4
Foucault ne rencisi olduu Althusserle ne de iktidar sorununa merkez nem
atfeden Poulantzasla aka ilikilenir. Foucaultnun Marksizmle ilikilenirken bavurduu
strateji, bizatihi genel teori tasarsndan kanarak, Marksizmin mntkasndan uzak
durmaktr. Bat Marksizmi klasik Marksizmin amazlaryla itigal olarak tanmlanabilirse
Foucaultnun eserlerinin Bat Marksizminin karlat sorunlara kar bir yant olarak
okunmas mmkndr.
Foucaultnun Bat Marksizmiyle karlamasnn bizi ilgilendiren zgn alan sadece
ideoloji kavramndan deil, ayn zamanda bu kavramn geerli olduu alandan da bilinli bir
ekilde imtina etme abasdr. Foucaultya gre modern disipline edici toplumun ortaya k
ideolojiden hem ok daha fazlasn hem de ok daha azn ierir. Bu, bilginin oluumu ve
birikimi iin etkili aralarn retimidirgzlem yntemleri, kayt teknikleri, sorgulama ve
aratrma prosedrleri, denetim aygtlar (Foucault, 1980: 102). Bu srelerin gz ard
edilemeyecek derecede maddi olduklarn, dier bir ifadeyle, fikirler ya da bilin
sorunsalna kilitlenmi ideoloji kavramyla karlanamayacaklarn dnr. deoloji, hakikat
olduu zannedilen bir eyin her zaman karsndadr (Foucault, 1980: 118) Ona gre,
[M]esele insanlarn bilincini () deil () hakikat retiminin siyasal, ekonomik ve
kurumsal rejimini deitirmektir () zetle, siyasal sorun yanlg, yanlsama, yabanclam
bilin ya da ideoloji deil, hakikatin kendisidir (Foucault, 1980: 133).
Sylemler, az ok saptrlm gerekliin temsilleri deildirler; daha ziyade, (bizzat
ilettikleri kendilerine ikin teknoloji, taktikler, iktidarn etkileri) ekonomiler olarak
anlalmaldrlar. Dier bir ifadeyle, iktidar sylemlerin iine kaznmtr; dnda yer almaz.
Yan sra Foucault, ideolojinin zneye dair teorik bir hmanizmann iine hapsolduunu
dnr.
Marksizm sz konusu olduunda, ideoloji dzeyinde iktidarn etkilerini ortaya
karmaya alanlardan deilim. Aslnda, ideoloji sorununu gndeme
getirmeden nce beden sorununu ve iktidarn beden zerindeki etkilerini
almann daha materyalist olup olmayacan merak ediyorum. Zira bu
analizlerde beni rahatsz eden ey, istisnasz olarak, klasik felsefenin sunduu
model zerinden kurulan ve iktidarn sonradan ele geirdii dnlen bilinle
donatlm bir insan znenin batan kabul edilmesidir (Foucault, 1980: 58).
Dolaysyla, sylem gizleyen olarak tanmlayp geebileceimiz bir ey deildir. Aksine,
uruna mcadele edilen ve mcadeleye arac olan eydir; sylem ele geirilecek iktidardr
(Foucault, 1981: 52-53).
25
MomentDergi, 2014, 1(1): 9-36 Trevor Purvis; Alan Hunt
Foucault, sylemi ideolojiye kart bir konuma oturtur. Ancak, eletirel ve sosyolojik
ideoloji anlaylar arasnda yaptmz ayrtrmay yeniden gndeme alacak olursak bu
ilikilenme o kadar da basit deildir. Foucault'nun teorik hmanizmay ve hakikat/sahtelik
ikiliini reddi herhangi bir eletirel ideoloji nosyonu karsnda hi de mulk olmayan bir
konum almasn salar. te yandan, sylemin mcadelenin aracs olduuna dair gr,
Marxn ideolojiyi insanlarn sz konusu atmann bilincine vardklar ve bu atmay
zmek iin kavga verdikleri alan olarak kavramsallatrmasndaki merkez fikri yanstr.
Foucaultnun sylem anlay bu adan, Bat Marksizminde ideolojinin ele aln biiminde
ana ekseni oluturan sosyolojik ideoloji versiyonuna ok benzer.
yleyse, Foucaultnun sylem ve ideoloji arasnda kurduu ayrma ramen iki kavram
arasndaki boluk, onun ileri srd kadar geni deildir. Birok adan Bat
Marksizmindeki ideoloji anlatsnn Foucaultnun sylemi ele al biimine yelenebileceini
dnyoruz. Foucaultnun sylem anlats gzle grlr ekilde yapsalc olmaya devam etti.
Sylemler, kurumsallam retim alanlarndan karak yaylrlar ve tipik olarak
profesyoneldirler. Dolaysyla, sylemler dayatlrlar, dier bir ifadeyle insanlarn
sylemden doru ierisine sokulduklar zne konumlarn retirler. Buradaki elikili
sonu, Foucaultnun en nde gelen temalarndan biri, iktidarn olduu yerde direniin de
olduu teziyken, bu direniin doasnn bizatihi alternatif sylemlerin retimi olarak
grlmesidir.
Foucaultnun yapsalc sylem okumasnn dier bir zellii, bu okumann olduka
dz ve btnletirici tarih anlatlarna kap amasdr. Bu tarih anlatlarnda egemen sylemler
kendi rasyonalitelerini muhataplarnn sylemsel imknlarna dayatrlar. Burada, direni
sylemlerine hammadde salayan sylemlerin iindeki elikiler bir yana gerilimlerin bile hi
hesaba katlmamas dikkat ekicidir. Foucaultnun eserlerinin bu yazdaki amacmzla en fazla
ilikili zellii sylem ile toplumsal kurumlar arasndaki ilikiyi anlama abasdr. Her bir
toplumsal pratik kmesi Foucaultnun ifadesiyle sylemsel oluum olarak adlandrd
eyin iinde yerleiktir ve bu oluum tarafndan yaplandrlr. Foucaultnun yaklamnn
orijinal yan, sylemlerin nispeten istikrarl bir alanda toplanmasndan ibaret deildir.
Foucault, sylemsel oluum kavramnn kullanlmasnda iki adan ilerleme kaydetmitir. lk
olarak, bir formasyon oluturan sylemsel bildirimler sisteminin salt bir birlik olmad, ayn
zamanda dalmay ycelttiinde srar eder (Foucault, 1972: 38). kincisi, sylemsel
oluum kavram dikkati kendi varolu koullarna ynlendirir. Basite sylemek gerekirse,
Foucault dikakti sz konusu formasyonu mmkn klan koullara ynlendirir. Dikkati,
gstergeler, gsterenler, gsterilenleri oluturan elerin i dinamiklerinden uzaklatrr.
26
MomentDergi, 2014, 1(1): 9-36 Trevor Purvis; Alan Hunt
27
MomentDergi, 2014, 1(1): 9-36 Trevor Purvis; Alan Hunt
Post-Marksizm ve Sylem
Bugn post-Marksizmin ayrtrc zelliklerinden biri sylem kavramnn ideoloji
kavramn yerinden etmesidir. Bu, ideoloji kavramnn ortadan kalkt ya da terkedildii
anlamna gelmez. Daha ziyade, bu kavramn kullanmnn, post-Marksizmin savunucularnn
ilikilerini kesmek istedikleri Marksist eleri, zellikle indirgemecilii ve ekonomizmi
artrmasna iaret eder. Bu iliik kesme ya da kopu bir kez ilemeye baladnda ideoloji
kavramnn savunmaya gemeden yeniden dolama sokulabileceini, ideolojinin ne demek
olmad hakknda gereinden fazla parantez ii nota gerek kalmadan yeniden kullanlmaya
balayabileceini ileri sreceiz. Bu blmde, post-Marksist sylem teorisinin en gelimi
aklamasn sunduklar iin Laclau ve Mouffeun almalarna odaklanyoruz.
Marksizmden post-Marksizme doru uzun yryte Ernesto Laclaunun sosyolojik
ideoloji yaklamna kayda deer katksnn olduunu ve Chantal Mouffeun Gramscinin
hegemonya kavramnn potansiyelini amladn hatrlamak nemli (Mouffe, 1979). Her
ikisi de, siyasal nclerin snf mcadelesinde silah olarak ustalkla kullandklar, nceden
ekillendirilmi fikir sistemleri olarak tanmlanan ideoloji nosyonunda, Gramscinin
balatt krlmay daha da ileriye gtrmek iin birok ey yaptlar. Laclau, zihinsel
28
MomentDergi, 2014, 1(1): 9-36 Trevor Purvis; Alan Hunt
elerin, kavramlarn, vb. zorunlu olarak snfsal ya da siyasal sonular olmadn (rnein
milliyetiliin herhangi bir snfsal konuma bal olmadn) vurgulad.
Eklemlenme kavram Laclau ve Mouffeun erken dnem almalaryla bugnk
konumlar arasndaki temel banty kurar. Bu kavram, en basit haliyle, sylemlerin ve
ideolojilerin, nceden belirlenmi snfsal ya da siyasal neme sahip olmayan eleri
birbirlerine yaknlatrarak ve birletirerek ortaya kna odaklanr. Her bir sylemi ideolojik
adan nemli klan ya da ideolojik etkiye sahip olmasn salayan farkl elerin birleme
biimleridir.5
Laclau ve Mouffeun en ilgi ekici teorik katklarndan biri eklemlenme teorisini daha
detayl bir ekilde gelitirmi olduklar sylem anlatsnn iine yerletirmi olmalardr.
Foucaultnun sylemsel olanla sylemsel olmayan arasnda yapt ayrtrmay reddederler;
aksine, aratrma ya da bilgi nesnelerini btnyle sylemsel olarak grrler. te yandan, tm
bilgi nesnelerinin sylemselliiyle, felsefenin bilinten bamsz bir ekilde var olan bir d
gereklik olup olmad ynndeki kadim sorusu arasnda zorunlu bir balant olmad
konusunda srarcdrlar. phesiz ki, depremler meydana gelir ve meydana gelileri bilinten
bamszdr; ama tektonik plaka hareketleri mi, tanrlarn lanetinin davurumu mu
olduklarn sylemsel kurulumlar belirler. Laclau ve Mouffeun argmanlarn amlamak
iin her ey sylemseldir slogann reddetmemiz gerekiyor; bu slogan bilginin, istisnasz
sylem ierisinde yerleik olduu ynndeki ok daha ilgi ekici iddiay kapatyor.
Sylem toplumsal ilikiler kurar; dier bir ifadeyle, her trl bilginin, konumann,
argmann, tecrbenin muhataplar asndan anlam kazanmasnn tesinde toplumsal ilikiler
iinde paylalan ve iletilebilen bir anlam kazanmasn salayan bir balamda gerekleir.
Laclau ve Mouffe, Foucaultnun sylem ile sylemsel oluum arasnda yapt ayrma dikkate
deer bir ekilde aklk kazandrrlar. Bir sylemsel oluum, hibir zaman, tamamen kapal
deildir; dier bir ifadeyle, sadece baz bildirimlere izin veren ve dierlerini darda brakan
birleik ya da snrlandrlm bir sistem sunmaz. Foucaultnun tp sylemiyle ilgili olarak
belirttii gibi, bu sylemi kodlanm ve normatif bir bildirim sistemi olarak tanmlamaya
kalktmzda, [sylemin kurduu] tbbn grnd anda paralarna ayrldn kabul
etmemiz gerekir (Foucault, 1972: 34). Daha ziyade, her sylemsel oluum bir lde aktr
ve (btn disiplinlerin tarihinde ok nemli bir role sahip olan birletirme projeleri, tutarllk
aray gz ard edilmemek kaydyla) birlikle deil, dalmayla, seimle, blnmeyle ve
muhalefetle nitelenir.
Sylemsel oluumlarn birliinin, genel kannn aksine olacak ekilde bozulmas neden
nemli? Bu hamle, bilginin sabit temellerini ya da anlamn garantisini aramaya devam etmeyi
29
MomentDergi, 2014, 1(1): 9-36 Trevor Purvis; Alan Hunt
reddeden epistemolojik bir stratejinin bir paras olmasnn yan sra, Dnya Gr
[Weltanschauung] olarak deolojiyle ilgili btnselletirici nosyonlardan geri ekilmenin de
bir parasdr. Ama bu genel argmann tesinde iki sonu daha var. lki bizi
eklemlenmeye geri gtryor. Bize, sylemin elerinin eklemlenmesinin hep geici
olduunu, dier bir ifadeyle anlamn hibir zaman tam anlamyla garanti altna alnmadn?
hatrlatyor. Bunun en dorudan sonucu, ayn sylemsel oluum iinde farkl sylemlerin
ortaya kabilmesidir. Bu ise bizi, ikinci ve daha siyasal olan argmanasylemlerin her
zaman alternatiflerin ve mcadelenin etkilerine tbi olduklar ynndeki argmana
gtryor: Btn sylemler sylemsellik alanna egemen olma, farklln akna el koyma,
bir merkez ina etme abas olarak ortaya kar (Laclau ve Mouffe, 1985: 105-114).
Bu ak ve ihtilafl sylem kavray Laclau ve Mouffeun, ekonomizmi Marksizmin
tarihinden nihai olarak kartma amalarnda nemli bir role sahiptir. Laclau ve Mouffeun
toplumsal ilikilerin sylemsel doasnda srar etmeleri, sylemlerin zneleri kurduklarna
ynelik tezi gelitirme biimlerinde anlam kazanr. Hibir zne konumu, verili herhangi bir
farkllklar kmesine dayanlarak sabitlenemez. Laclau ve Mouffe, kadnlarn ezilmelerinin
arkasnda daha nceden belirlenmi bir mekanizmann olduu ya da diil bir zden
bahsedilebileceini ileri sren zc feminizme kar gelitirdikleri eletirilerinde bu fikri
olduka etkili bir ekilde uygulamaya koyarlar.6 zc feminizm, dikkatimizin
cinsellik/cinsiyet sisteminin tarihsel olarak deien biimlerini oluturan birbirinden farkl
pratiklerden kaymasna ya da hatt bu pratiklere hi odaklanamamamza neden olur.
te yandan, birbirinden ayrk unsurlarn zgn sylemsel kurulumlara
eklemlenmesine yaplan vurgu zclkten uzaklamak asndan faydal olsa da, kendi iinde
snrldr. Burada u soruya odaklanacaz: Herhangi bir zgn sylem ierisinde bir araya
gelebilecek unsurlarn birlemesinin belirli bir snr var mdr? Bu soruyu yantlamak iin
Foucaultnun sylemsel oluumlarla ilgili argmanlarna dnmemiz gerekiyor. Foucault, her
bir sylemsel oluumun varlk koullarn belirleyen oluum kurallarn tariflemeyi vaat
eder. Buna bal olarak hibir zaman tam anlamyla gelitirmedii bir dizi kavram nerir;
belirme yzeyleri, snr tayin eden otoriteler ve belirleme ltlerine iaret eder
(Foucault, 1972: 41-42). Burada sz konusu olan, bir sylemin ierisine doduukurumsal
ereve gibisylemsel olmayan unsurlarn sylemin geliimini nasl snrlandrdn
saptama abasdr. Laclau ve Mouffe ise, Althusserin st-belirlenim kavramn yeniden
gndeme getirirler. Cinsel farkllklarn nasl teorik ereve ierisinden okunmas gerektii
sorusuyla ilgili olarak eitli cinsel farkllklar arasndaki st-belirlenim sistematik olarak
cinsel blnme sonucuna yol aar iddiasnda bulunurlar (Laclau ve Mouffe, 1985: 117).
30
MomentDergi, 2014, 1(1): 9-36 Trevor Purvis; Alan Hunt
31
MomentDergi, 2014, 1(1): 9-36 Trevor Purvis; Alan Hunt
32
MomentDergi, 2014, 1(1): 9-36 Trevor Purvis; Alan Hunt
33
MomentDergi, 2014, 1(1): 9-36 Trevor Purvis; Alan Hunt
gitmekle yaad sorun ikili bir ideoloji grndenhem sre hem de sonu olarak
ideoloji nosyonunu benimsemesindenkaynaklanyor gibidir. Kendi argmanmz takip
ettiimizde ise, sre olarak sylem ile sonu olarak ideoloji zerinden gelitirilen bir
formln daha cazip olduunu dnyoruz.
34
MomentDergi, 2014, 1(1): 9-36 Trevor Purvis; Alan Hunt
ideolojik etkisini, ancak patriarkal toplumsal ilikileri niteleyen sistematik tabiiyet ilikilerinin
ironik bir ekilde tersine evrilmesi sayesinde tam anlamyla tesis eder. Bu etki,
tahakkm/tabiiyet ilikilerine uygun olduu, bu ilikilerin yeniden retimini kolaylatrd ve
son olarak, ideolojinin eletirel ve sosyolojik boyutlarn kadnlarn bariz bir ekilde farkl
muameleye tbi olmalarnn bu tr pratiklerin altnda yatan ve bu pratiklerin arka plan
koullarn oluturan yapsal eitsizlikleri kapatmasn salayan mistifikasyon vastasyla
yeniden birletirdii iin ideolojiktir. Dolaysyla, baz sylemleri ideolojik yapan,
tahakkm sistemleriyle olan ilikileridir. deolojik sylemler yaanm tecrbelere katlan
gsterge biimlerini ierirler. Buradaki temel mekanizma ksm ya da zgl karlarn
evrensel karlar olarak sunulmasdr.
Sylem ile ideoloji arasnda yaptmz ayrmn sylemsel alanlarn ve bu alanlarn
potansiyelama zorunlu olmayanideolojik etkilerinin analizi iin genel bir ereve
izdiini dnyoruz. Sonu olarak, sylem ile ideoloji arasnda nemli bir ayrm vardr;
ancak, bu iki kavram kanlmaz bir ekilde kart konumlarda yer almazlar; daha ziyade
aralarnda tamamlama ve yaylma zerinden ileyen bir balant vardr.
Kaynaka
Althusser, L. (1971). Ideology and Ideological State Apparatuses. Lenin and Philosophy and
Other Essays iinde. Londra: New Left Books.
Bernstein, R. (1983). Beyond Objectivism and Relativism: Science, Hermeneutics and Praxis.
Oxford: Basil Blackwell.
Williams, R. (1980). Problems in Materialism and Culture. Londra: Verso.
Williams, R. (1977). Marxism and Literature. Oxford: Oxford University Press.
Bourdieu, P. (1984). Distinction. Londra: Routledge.
de Saussure, F. (1974). Course in General Linguistics. Londra: Fontana.
Derrida, J. (1974). Of Grammatology. Baltimore: John Hopkins University Press.
Gramsci, A. (1985). Quaderni del carcere. Cilt 2 Gerratana, V. (der.) Turin: Eunaidi.
Gramsci, A. (1971). Selections from the Prison Notebooks. Hoare, Q. ve Smith, G. N. (ev.
ve der.). Londra: Lawrence & Wishart.
Giddens, A. (1984). The Constitution of Society. Berkeley: University of California Press.
Hall, S. (1988). The Toad in the Garden: Thatcher Among the Theorists. Nelson, C. ve
Grossberg, L. (der.) iinde. Marxism and the Interpretation of Culture. Urbana:
University of Illinois Press.
35
MomentDergi, 2014, 1(1): 9-36 Trevor Purvis; Alan Hunt
Hall, S. (1983). The Problem of ldeology. Matthews, B. (der.) iinde. Marx 100 Years On.
Londra: Lawrence & Wishart.
Hall, S. (1977). Culture, the Media and the "Ideological Effect". Curran, J vd. (der) iinde.
Mass Communications and Society. Londra: Edward Arnold.
Hindess, B. ve Hirst, P. (1977). Mode of Production and Social Formation. Londra:
Macmillan.
Foucault, M. (1982). The Subject and Power. Dreyfus, H. L. ve Rabinow, P. (der.) iinde.
Michel Foucault. Chicago: University of Chicago Press.
Foucault, M. (1981). The Order of Discourse. Young, R.J. (der.) iinde. Untying the Text.
Londra: Routledge.
Foucault, M. (1980). Power/Knowledge. Brighton: Harvester Press.
Foucault, M. (1972). The Archaeology of Knowledge. New York: Pantheon Books.
Laclau, E. ve Mouffe, C. (1985). Hegemony and Socialist Strategy. Londra: Verso.
Laclau, E. (1977). Politics and Ideology in Marxist Theory. Londra: Verso.
Larrain, J. (1983). Marxism and Ideology. Londra: Macmillan.
Lovejoy, A. (1936). The Great Chain of Being. Cambridge, Mass.: Harvard University Press.
Marx, K. ve Engels, F. (1976). The German Ideology. Karl Marx-Frederick Engels Collected
Works Cilt 5 iinde. New York: International Publishers.
Mouffe, C. (1979). Hegemony and Ideology in Gramsci. Mouffe, C. (ed). Gramsci and
Marxist Theory iinde. Londra: Routledge.
1
Burada, fikirler sistemi olarak tanmlanan byk harfli deolojiyi tamamen darda braktmz belirtmemiz gerekiyor.
2
Purvis ve Hunt burada, ngilizcedeki eril yaplanmaya eletirel bir vurgu yapyor. ngilizcede erkekler teriminin ayn
zamanda insan iaretlemek iin kullanlmasnn rnekledii cinsiyetilii vurgulamak iin sic (metinde olduu haliyle)
ibaresini kullanyorlar (.n.)
3
Yaanm tecrbeye verilen nem Althusserin gvenceye ald nemli bir gelimeydi. te yandan Althusser, idoloji
alann gerek ilikiler alannda ayrtrmak iin imgelem terimini kullanmakla bu izgiden sapmtr (Althusser, 1971).
4
1970lerin ortasnda, Pecheux ideolojiyle sylem arasndaki bu balanty aa karyordu (Pcheux, 1982).
5
Gramsci bu yeniden eklemlenme srecini u ekilde aklar: Eletiri vastasyla farkllama ve deiim sreci eski
ideolojilerin bir zamanlar sahip olduklar itibarlar orannda mmkndr. nceden ikincil ve tabi, ya da hatt arzi olan artk
birincil konumuna getiriliryeni bir ideolojik ve teorik btnn ekirdei haline gelir (Gramsci, 1975: 1058).
6
Burada, Laclau ve Mouffeun argmanlarn somutlamak iin, dier herhangi bir ideolojik-teorik izgiyi deil de, feminizm
ierisindeki zc izgiyi masaya yatrmalar, bir yandan feminist eksende bir hallemenin rnei olarak okunabilecekken,
dier yandan feminist perspektiften post-Marksizm ierisindeki eril damarla ilikili olarak okunabilir. Purvis ve Huntn
Laclau ve Mouffeun evrenselci-zc bilme biimlerine muhalif mhaleleri arasndan biricik rnek olarak zc feminizme
getirdikleri eletiriyi biricik rnek olarak sunmalar da benzer bir ekilde deerlendirilebilir. (.n.)
7
Burada yine, 2. sonnotta belirttiim, ngilizcedeki eril yaplanmann Halldan yaplan alntya szmasna dikkat ekmek
iin, orijinal metinde insanlara tekabl edecek ekilde kullanlm olan men terimini erkekler olarak eviriyorum.
36