Sei sulla pagina 1di 53

KELAM ARATIRMALARI 7:2 (2009), SS.81-134.

BN RDN ARSTONUN TOPKLER, RETORK VE POETK


ZERNE KISA ERH

Charles E. Butterworth
Nereden ve ngilizceye eviren
ev: Do. Dr. Metin zdemir
Cumhuriyet . lahiyat Fakltesi

Abstract: This translation is only including Charles E. Butterworths preface,


introduction and evaluations of the texts edited and translated by himself concerning
Averroes Three Short Commentaries on Aristotles Topics, Rhetoric, and Poetics.
These sections have been especially translated for two raisons. First, the examiner and the
translator did his best to put out the most authentic text, while he was working to form these
short commentaries Arabic texts by means of comparing their Judeo-Arabic versions. His
effort is precious from that point of view: In fact, the fastidiousness that had been displayed
by him and his valuable criticisms about these texts are an attribute that need to be taken as a
model by everyone who doing an academic research. Indeed if it is taken into consideration
the richness of the footnotes that were used in during this endeavour and the contribution that
it provided the work, is easily understood that how we are in the right in our evaluations.
Second, the examiner and the translator had made a comprehensive evaluation with the
intention of these treatises could more easily understand. This evaluation throws light on the
epistemological bases of Averroes opinions about the relations among the religion, politics
and philosophy from the point of view of these short commentaries. Also, it is exceedingly
deserves to be deliberated in point of indicating that it is done a grand injustice to Averroes
because he has only seen by a group of scholars as a commentator on Aristotle, and thus he
has not seen as a original thinker and philosopher. Once again, an important point is that he
had put out the basic dynamics of the criticisms that Averroes directed to the dialectical
theologians.
Key Words: Averroes, Aristotle, commentaries, topics, rhetoric, poetics, syllogisms,
demonstration, criticism, dialectical theology

NSZ
Dante'nin, bn Rd'e yapt dolayl bir atfn bile okuyucusu tarafndan
kolaylkla anlalablieceinden emin olduu bir dnem vard. Gerekten de birka
Averros Three Short Commentaries on Aristotles Topics, Rhetoric and Poetics,
Albany State Universty of New York Press 1977
Kelam Arastirmalari

Digitally signed by Kelam Arastirmalari


DN: cn=Kelam Arastirmalari, c=TR, o=www., ou=www.kelam.org,
email=kelam@kelam.org
Date: 2009.07.27 15:47:37 +03'00'

Charles E. Butterworth ev: Do. Dr. Metin zdemir


____________________________________________________________________________

82

yzyl boyunca bn Rd'n felsefesi zerine iddetli tartmalarda bulunmak moda


haline geldi: O, ya Aristo'nun en nde gelen yorumcusu olarak yceltildi ya da
Hristiyan inanc asndan en byk tehdit olarak zemmedildi. Bir taraftan
kendilerini, onun Aristo zerine yapt erhleri incelemeye ve onlar yaymaya
adayan ekoller boy gsterirken dier taraftan bakalar, bu erhlerin retileriyle
ateli bir mcadeleye giriti ve her iki taraf da ayn lde baar gsterdi. Bugn,
onun adn anmak artk hibir heyecan uyandrmaz, hibir tartma balatmaz; hatta
bn Rd'e referansta bulunmak, genellikle bir honutsuzluk ifadesiyle karlar.
Dahas entelektel evrelerde bile bu adam hakknda az ey bilinmekte ve retileri
ise hala ok daha az tannmaktadr.
bn Rd ile ilgili bu ada ihmal, onun Orta a'daki hretinin gerek
nedeniyle, yani Aristo arihi olarak mehur olmasyla irtibatlandrlabilir. Bugn ok
az kimse, Aristo ya da onun erhi ile ilgilenmektedir. Artk felsefi inceleme, bilimsel
ynteme ya da genel kltre indirgenmekte, yllarca srp giden problemlemlere
dair ciddi tartmalarda bulunma arzusu gittike azalmaktadr. Dolaysyla Aristo
tarafndan ortaya atlan (ve artk) ok daha az ilgi gren problemlerden ve bir hi
olarak grlen bu problemlere dair nemli tartmalardan haberdar olma arzusu
nemsiz addedilmektedir. Dahas, mkemmel dnce ve yorumun vgye deer bir
alameti olarak grlmeye balanan yaratclk, her eyin zamanla deitiine dair
yaygn bir faraziye dolaysyla taklit ya da klecesine bir ballk olarak itham
edilmektedir. Sonuta bn Rd, ne felsefe tarihinde hakettii nemli yeri almakta
ve ne de zel bir incelemeye layk grlmektedir.
Hatta hala Aristo felsefesini cazip bulanlar bile, bn Rd'n (ona dair)
erhlerini incelemeye ok az arzu duymaktadrlar. Onlarn, Greke elyazmalarn
bulunmasndan sonra bu erhlerin nemini yitirdii dncesinde olduklar
anlalmaktadr. Onlarn gznde bn Rd, Aristo'nun dncesini, kaynaklar
bulununcaya kadar muhafaza etmek eklindeki tarihi fonksiyonunu icra etmi; ancak
onun artk bir nemi kalmamtr. Bu yzden bn Rd, clz bir merak konusu olan
bir ahsiyet, oryantalistler ya da skolastik felsefeye ilgi duyanlar tarafndan
incelenen bir dnr haline gelmitir.
bn Rd'e ilikin bu ada ihmal, pek ok adan bir talihsizliktir. Aristo
gibi o da kendisini btn alar boyunca insanla ilgili teorik ve pratik meselelere
adamt. Dnyann kkeni ya da siyasal adaletin temeli zerine merak duymak
mmkn olduu srece, ciddi beyinler, Aristo'nun fikirlerini ve bn Rd'n bu
fikirlere ilikin aklayc sunumunu dikkatli bir ekilde mlahaza etmekten haz
alabilirler. Bu beyinler asndan, onun erhi (commentary) kullanmas, zellikle
tamamen onun tarafndan biimlendirilen erh/yorumsal aklama sanat asndan
retici olabilir. Kr krne bir taklitten ya da literal bir tekrardan ok uzak bir
ekilde bn Rd, Aristo'nun fikirlerini aklama (erh) tarzndaki esiz bir
yorumunu sundu. Gerekten de bn Rd'n yorumlarn, Aristo'nun metinleriyle

Kelam Aratrmalar 7:2 (200)


83
____________________________________________________________________________

birlikte dikkatli bir ekilde okuyan bir okuyucu, Aristo'nun ortaya koyduu
kantlarn (arguments) sk sk ihmal edildiini, zaman zaman onun dncesine
harici fikirlerin eklendiini, hatta bazen de onun adna kantlar ihdas edildiini
grr.
Bu bakmdan Greke elyazmalarn kefedilmesi, bn Rd'n erhlerinin
modasnn gemi olduu anlamna gelmez. Aksine onlarn kefedilmesi, bu
erhlerin incelenmesini ok daha cazip hale getirir. Aristo'nun dncesi aa
karlarak bn Rd tarafndan yaplan yorumlaryla birlikte mukayese edildiinde,
deiiklikte bulunmann (distortion) nemi hakknda olduu kadar yorumun anlam
hakknda da yeni sorular ortaya kar. te bu noktada okuyucu, bir bakasnn
dncesini aa karmaya dair entelektel giriim ile birisinin bu dnceyi
bizzat kendisine mal etmek iin yapt felsefi giriim arasndaki zel ilikinin
mahiyetini anlamaya balayabilir. bn Rd'n erhi kullanmas, bu tr bir
problematik sonucu beraberinde getirir. Ancak onun Aristo arihi olarak nlenmesi,
yeniden ciddi bir dnce vesilesi de olabilir.
Burada ele alnan risaleler, zellikle bn Rd'n nemini yeniden takdir
etmek iin faydaldr. O baka hibir yerde Aristo'nun metnine bu risalelerde veya
onlarn alntlandklar daha geni bir mecmuada olduu kadar cesurca bir liberal
tavr ierisinde olmamtr. Bu, daha geni olan mecmuann, uzun sre, bn Rd'n
Aristo'nun Organon adl eserine dair ksa bir erhini ierdii sanlmtr. Evet, o bu
ksa erhi iermektedir; ancak o, Organon'u, Aristo'ya ait olmayan bir risale ile
genelde Organon olarak bilinen bu Kitap'a ait olmayan Aristocu risaleleri ekleyip
onlar yeniden tertip etmek suretiyle farkl bir ekilde ortaya koyan kk bir erhtir.
Daha da nemlisi, burada takdim edilen bu risaleler ki, onlar geniletilmi olan
Organon'daki farkl risalelerin ksa erhleridirler- Aristo retisinin heyecan
uyandran yorumlarn ve kkrtc uygulamalarn sunarlar. Mantk sanatlarnn
mlahazasnn, bn Rd'n, altndan felsefi dnce, dini inan ve politik kanaat
arasndaki problematik ilikiyi ortaya kard bir rtden daha az bir neme haiz
olduu sanlr. Hlbuki zaman ve kltrn bu tartmaya zg ufuklar, yalnzca
gerekten var olan bu tartmann ne kadar snrsz olduunu hatrlatmaya yarar.
zellikle zamanlarn ve birikimlerini son derece cmert bir ekilde benimle
paylaan ve bylece bu Kitap'a dair almam kolaylatran herkese minnettarlm
ifade etmek benim iin byk bir zevktir. Bu arada, yardmc materyalleri temin
eden enstitlerin de haklarn teslim etmeliyim.
Norman Golb'n yardm olmadan asla bu projenin stesinden gelemezdim. O,
Judaeo-Arabic (Arapa konuan Yahudilerin, yaadklar blgeye zg leheleriyle
yazlan) elyazmalar nasl deifre edeceimi retmek iin zamann ve birikimini
esirgemeden benimle paylat. Lawrence Marwick ve Williams C. Williams,
eletirel aparatlarn branice ksmlarn hazrlamada bana destek verdi.

Charles E. Butterworth ev: Do. Dr. Metin zdemir


____________________________________________________________________________

84

George N. Atiyeh, Arapa metnin deerli bir tahkikini bana sundu. Sert ancak
saduyulu bir Aristarkus'um olsayd, elbette bu Miriam Gaiston olurdu. O, biten
metnin mkemmel bir eletirisini yapt ve Arapa teknik ifadeleri dzgn bir
ngilizceye nasl aktaracam konusunda son derece deerli tavsiyelerde bulundu.
Hepsinden daha nemlisi, Kitap'n nihai sunumu, Muhsin Mehdi'nin dikkatli
baklarna, kvrak zekasna ve projenin her aamasndaki sk tavsiyelerine ok ey
borludur. Ksacas, zellikle bu kiilerin her birinin katksyla byyen dosta
yardmlar iin mteekkirim.
Bu arada, Maryland niversitesinin Yksek Lisans Eitim Birimi'nin 1970
yaz iin salad bursu ve yazm masraflar iin yapt yardm hatrlatmadan
geemem. Yine Msrdaki Amerikan Aratrma Merkezi'nin, 1972 yaz dnemi iin
verdii bursu da hatrlatmak isterim. Nihayet Paristeki, the Centre Universitaire
International'in personeline de teekkr etmek isterim.
GR
520/1126'da 1 Kordoba'da doan ve Bat'da Averroes olarak tannan Ebu'lVeld Muhammed b. bn Ahmed bn Rd, slam kltrnn temel disiplinleri olan
Hukuk ve Kelam alannda geleneksel bir eitim ald. Ayn zamanda, tp, belagat,
iir, edebiyat ve felsefe renimi grd. Onun, bir alim olarak hret bulmas,
idaresi altnda bulunduu el-Muvahhidn hanedanlnn hkmdar Ebu Yakup
Yusuf'un dikkatini ekti. Bu hkmdar, onu Aristo'nun eserlerindeki glkleri
aklamak iin yreklendirdi ve onu bir kad olarak atad. Daha sonra da ona
Seville'nin ba kads nvann verdi. Ksa sren bir srgn dnemi hari, bn Rd
bu grevde bulundu. Ayrca 595/1198 ylnda vefat edinceye kadar el-Muvahhidn
hkmdarlarna bir hekim, zaman zaman da danman olarak hizmet sundu. Bununla
birlikte Onun Ortaa'n bilginleri arasndaki hreti, bu pratik icraatlarndan daha
ok, pagan felsefeye getirdii mahir yorumlardan ve teorik felsefeyi savunmasndan
dolay idi. Bu gn bile onun bu teorik meziyetleri, entelektel insanlarn dikkatini
ekebilmektedir. Ancak onlar onun yalnzca Ortaa elyazmalarnda veya zar zor
anlalabilen Latince tercmelerde bulunan yazlarnn ounu, kendileri asndan
byk lde ulalmaz bulmaktadrlar.
Burada sarfedilen aba, felsefi dnceye ilgi duyan herkes asndan tarihi ve
teorik neme haiz olan risaleyi takdim etmek suretiyle bu boluu doldurmaktan
ibarettir. Bu risalelerden hibirisi daha nce tahkik ve tashih edilip Arapa olarak

Bundan byle, Hicr yl nce verilecek ve onun mukabili olan Mild yl, taksim iareti ile
ayrlarak verilecektir. Yukarda verilen tarih de buna uygun olarak yle gsterilmitir.
520/1126.

Kelam Aratrmalar 7:2 (200)


85
____________________________________________________________________________

yaymlanmam ya da herhangi bir modern dile 2 tercme edilmemitir. nk


Arapa elyazmalar, grne baklrsa erken bir dnemde kayboldu. u anda
konuyla ilgilinen limlerin ulaabilecei durumda olan orijinal Arapa versiyona en
yakn nsha ise, iki tane Judaeo-Arabic elyazmasdr. Onlar bu bask iin temel
olarak kullanlmlardr. Elyazmalardan birisinin mstensihine gre, bu nsha
1356'da tamamland. Maalesef dier elyazma nshann tarihi ile ilgili gvenilir bir
bilgi yoktur. Baka bir mstensih tarafndan ilk sayfada Arapa rakamlarla

19. Yzylda talyan oryantalist Fausto Lasinio, bn Rdn Aristonun iirine Dair
Ksa erh (Short Commentary on Aristotles Poetics) adl eserinin Judeo-Arabik
elyazmalarn Arap Alfabesiyle yazd ve bu Arapa nshay yaymlad. Lasinio, kendisine
mehur Alman oryantalist Moritz Steinschneider tarafndan gnderilen Mnih
elyazmasn (10. dipnota bkz.) kulland. O, Mnih elyazmasnda bir kopukluk ve bolua
rastladnda ise, kendisine Paris Bibliothque Nationalede bulunan Moise Schwab
tarafndan gnderilen Paris elyazmasndan (11. dipnota bkz.) yararland. Lasinio, Paris
elyazmasnn tam bir nshasn bulamad iin Mnih elyazmasn tahkik etme imknna
sahip deildi. Bu Arapa nsha, onun yaymlad, bn Rdn Aristonun iirine Dair
Orta erhinde bir ek olarak gzkmektedir. Bkz., Fausto Lasinio, Il Commento Medio
di Averroe alla Poetica di Aristotele, Annali delle Universit Toscone XIII (1873
iinde), lk Blm, xvii-xviii, Ek (Appendix) A. Aristonun iirine Dair Orta erhe
(Middle Commentary on Aristotles Poetics) daha fazla dikkat gsterilmitir. Lasinionun
yaymlad nsha tek bir Arapa elyazmasna (Florence Laurenziano Manuscript
CLXXX, 54) dayanmaktayd. O, ikinci bir elyazma nshann (University of Leiden 2073)
farkna varnca, onun tahkikli basksn da yapt ve bylece daha iyi bir tahkik ortaya
koydu. Bkz., a.g.e., 1-45 (Arapa ksm) ve Studi sopra Averroe, VI, Giornale della
Societ Asiatica Italiana XI (1897-1898 iinde), 141-152 ve XII (1899), 197-206. Abd
al-Rahman Badawi, Lasinionun yapt, bu Orta erhin 1873 basksn yeniden bast.
Bkz., Talkhs Kitb Aristtlis f al-Shir, Aristtlis: Fann al-Shir iinde, (Kahire:
Maktabat al-Nahdah al-Misriyah, 1953), 199-250. Akas Badawi, Lasinionun daha
sonraki tahkikli basks hakknda hibir ey bilmiyordu. Yakn zamanlarda, Salm Slim,
ayn erhin mevcut elyazmalarnn hepsini kullanarak yeni bir basksn yapt. Bkz.,
Talkhsu Kitb Aristtlis f al-Shir, (Kahire: Dar al-Tahrir, 1971). bn Rdn
Aristonun iirine byk bir erh yazd sanlmamaktadr. bn Rd tarafndan yazlan
Aristonun iirine Dair Orta erhin, onun Floransa ve Leiden elyazmalar iinde mevcut
olduu bilinmesine ramen Arapa bir basks bulunmamaktadr. bn Rdn Aristonun
Topiklerine dair byk bir erh yazd da sanlmamaktadr. bn Rdn Aristonun
Retorikine Dair Orta erh (Middle Commentary on Aristotles Rhetoric) ksmn da ilk
nce yine Lasinio yaymlad. Onun hem Floransa hem de Leiden elyazmalarna dayanarak
yaymlad bu nsha, bn Rdn erhinin ilk makalesinin bitiminden hemen nce sona
ermekteydi. Salm Slim, ayn ekilde bu eseri de yaymlad. Bkz., Talkhs al-Khatbah
(Kahire: Dar al-Tabrir, 1967). bn Rdn Aristonun Retorikine byk bir erh yazd
da bilinmemektedir.

Charles E. Butterworth ev: Do. Dr. Metin zdemir


____________________________________________________________________________

86

kaydedilen ve Batllar tarafndan son zamanlarda kullanlan 1216 tarihinin herhangi


bir metinsel materyalle ilgisi yoktur.
Ondrdnc Yzyla ait elyazma nsha, Judaeo-Arabic metnin aksine
branice bir tercmeyi ierir. Arapa metin ilk defa braniceye Onnc Yzylda
tercme edildi. Ardndan bu metin braniceye farkl zamanlarda birka kez daha
tercme edildi ve bu tercme sonunda, Onaltnc Yzyln ortalarnda yaymland. 3
Bu branice tercmenin Judeo-Arabik elyazmalarla karlatrmal tahkikinin, doru
ve tam bir Arapa metnin oluturulmasna ok az yardm salayaca grld.
bn Rd'n eserlerinin saysz Latince tercmeleri, Onnc Yzyln ilk
dnemlerinde yapld. Bunlarn birou Onbeinci ve Onaltnc Yzyllarda
yaymland. Bununla birlikte burada sunulan metinlerin bilinen Latince tek
versiyonu, 1523'de len Abraham de Balmes'e aittir. Dorudan braniceden yaplan
bu tercme, Onaltnc Yzylda Venedik'de yaymland. O geni bir kabul grd ve
bn Rd'n mantk dncesiyle ilgilenenler tarafndan temel kaynak olarak alnd.

Fransz oryantalist ve tarihi Ernest Renan, Jacob ben Abba-Maria ben Anatoliyi, mantk
sanatna dair bu risaleler mecmuasn braniceye eviren ilk kii olarak tantr. Buna
karn Renan, Anatolinin bu tercmeyi tamamlad kesin tarihi zikretmedi. Metnin
balamndan, onun 1230-1232 tarihleri arasnda tamamland anlalmaktadr. Yine
Renan, bu mecmuann, zamannn Hristiyanlar arasnda Profatius Judaeus olarak bilinen
Rabbi Jacob ben Makhir ben Tibbon of Montpelier tarafndan yaplan tercmesinden de
sz etmekte ve onun 1298de tamamlandn ileri srmektedir. Bkz., Renan, Averros et
lAverroisme (Paris: Michel Levy Frres 1866), 3. bask, 188-189. Birka yl sonra,
Steinschneider, Renann Anatoliyi bu mecmuann mtercimi olarak nitelemesine,
Anatolinin 1232de Aristonun Organonuna dair orta erhlerinden baka hibir ey
tercme etmediini iddia ederek kar kt. O ayn zamanda, bu mecmuann ilk
tercmesinin Rabbi Jacoba ait olduunu ve onun da 1298de deil, 1289da
tamamlandn iddia etti. (Bu tarih, Paris Katalogunda : Kislew (Yahudi takviminde
miladi yln 3. dini yln ise 9. ay) 5050 eklinde verilen tarihle rtmektedir. Bkz.,
Manuscrits Orientaux: Catalogue des Manuscrits Hbreux et Samaritains de la
Bibliothque Impriale [Paris: Imprimerie Impriale, 1866], 160). Steinschneider, Samuel
ben Yehuda of Marseillesin Rabbi Jacobun (ans eseri Riva di Trentoda, 1559da,
Kizzur mi-hot Meleket Higayyon, yani, Summary of the Whole Art of Logic=Tm Mantk
Sanatlarna Dair Muhtasar adyla) yaymlanan tercmesinden duyduu memnuniyetsizlie
de iaret etti. Bizzat Samuel ben Yehuda of Marseilles de 1329 veya 1320de bir tercme
yapmt. Bkz., M. Steinschneider, Alfarabi, Mmoires de Lacadmie Impriale des
Sciences de St. Petersbourg, VIIe srie, XIII (1869), no.4, s. 147 (Bu esere bundan sonra
yalnzca Alfarabi olarak iaret edilecektir) ve Die hebrische Ubersetzunge des
Mittelalters (Berlin: Jtzkowski, 1893), 54 ve 55. (verilen tarih ve rakamlar 1189 ve 5
Kislew 50. Daha sonra yaplan bu almada, ak bir bask hatas vardr ve (oradaki tarih
ve rakamlar) srasyla 1289 ve 5 Kislew 5050 eklinde okunmaldr.

Kelam Aratrmalar 7:2 (200)


87
____________________________________________________________________________

Ayn zamanda o, Judaeo-Arabic versiyonlarla da mukayese edildi. Ancak o da doru


bir Arapa metin oluturmada, branice tercmelerden daha az yarar salad.
Bylesine nemli bir almann, niin yalnzca iki elyazma nshasnn
hayatta kaldn ve niin bu nshalarn Arapa deil de Judeo-Arabik olarak devam
ettiini anlamak iin, bn Rd'n hayatnn daha sonraki yllarnda srgne
gnderilmesinin bir sonucu olarak iine dt phe zerinde derin dnmek
gerekir. Ayrca onun lmnden ksa bir sre sonra, el-Muvahhidn hanedanl
tarafndan icra edilen Ehl-i Snnet kart grlerin tasfiyesinin anlam zerinde de
dnmek gerekir. Bu dnemde, dini hogrszlk, ylesine iddetli bir noktaya
vard ki, heretik olduklarndan phelenilen kitaplar, yaymlanmadan nce sk sk
yakldlar. Muhtemeldir ki, bn Rd kadar tartmal bir ahsiyete atfedilen bu kitap
serisi, kolayca ortadan kaldrld. Bununla birlikte ekseriyetle Maimonides'in
etkisiyle bn Rd, Yahudi cemaatinde, erken dnemde ylesine bir ne kavutu ki,
onun eserleri, Yahudi lehesiyle konuulan Arapaya (Judeo-Arabik) ve braniceye
evrildi. Dolaysyla da Kuzey Afrika'da, hatta Fransa'da elden ele dolat.
Burada sunulan risalelerin bulunduu mecmua, yine bn Rd'n, Aristo'nun
eserlerine yapt daha resmi dzeydeki yorumlar, peripatetik felsefe ile ilgilinen
Yahudi cemaatinin yeleri asndan zel bir yeri vard; dolaysyla da onlar zenle
korundular. Aristocu Latince almalar, daha sonraki Ortaalarda, Yahudi
Aristocularn almalarndan daha baskn olsa da, bn Rd'e ve onun eserlerinin
Judeo-Arabik ya da branice versiyonlarna ynelen Yahudi ilgisi hi azalmad.
Sonuta onun eserlerinin Ortaa Judeo-Arabik ya da branice versiyonlarnn pek
ou hala mevcuttur. 4
Bununla beraber, bu mlahazalar, burada sunulan risalelerin bir yzyldan
nce kefedildikten bu yana, niin ihmal edildiklerini aklamaz. Bu ihmalin
sebeplerinden birisinin, onlarn konusu, yani Mantk olduu anlalmaktadr. bn
Rd'n Mantk'a dair yazlar, ne onun Arap izleyicileri tarafndan ne de onun
eserlerine ilk defa ilgi duyan Latin kkenli Aristocular tarafndan dikkatle
incelenmitir. Ayn ekilde, akademik evrelerin, Ondokuzuncu Yzyln ikinci
yarsndan itibaren, bu risalelerin Judeo-Arabik elyazmalarnn ve Aristo'nun
Organon'u zerine Arapa elyazmasnn orta boyuttaki erhlerinin mevcudiyetini
bilmelerine ramen, bilginler, Arapa eserlerin yokluundan yaknarak bn Rd'n
dier almalarnn branice tercmelerini redakte etmeyi yelediler. Ancak

Bkz., Renan, a.g.e., 29-42, 79-84 ve 173-199. Keza bkz., S. Munk, Ibn Roschd,
Dictionnaire des Sciences Philosophiques iinde, (Paris: L. Hachette et Cie., 1847), cilt.
III, 163-164 (bu esere bundan sonra Ibn Roschd olarak iaret edilecektir) ve Milanqes de
Philosophic Juive et Arabe iinde, (Paris: A. Franck, 1857), 422-429 ve 439-440.

Charles E. Butterworth ev: Do. Dr. Metin zdemir


____________________________________________________________________________

88

Yirminci Yzyln nc ceyreinden sonra, mantk eserlerinden birisi batan sona


redakte edildi. 5
Bu risalelerin ihmal edilmelerinin dier bir sebebi, erhler gibi onlarn da bn
Rd'n dier yazlarndan daha az orijinal olduklarnn sanlmasdr. Ondokuzuncu
Yzyl boyunca, Aristo'nun sadk talebesi olan bir bn Rd imaj hkimdi. Bu uzun
bir sre sorgulanmakszn kabul edildi ve kesin bir kanaata dnt. Bu doktrinden
yalnzca son zamanlarda phe duyulmaya baland. Ancak bu dnce byk
nemini muhafaza ederken, bilginler bn Rd'n aka bamsz ve orijinal olduu
grlen bu eserlerine daha fazla ilgi duyduklarn ifade ettiler. Onlar, dikkatlerini bu
eserlere evirdikleri iin erhleri ihmal ettiler ve zellikle de Mantk zerine yaplan
erhleri bir kenara braktlar. 6

Peder Maurice Bouyges Aristonun Kategorilerine Dair Orta erhini 1932de yaymlad.
Bkz., Averros Talkhi Kitb al-Mqoult (Beirut: Imprimerie Catholique, 1932). O, bu
basknn giriinde, bu almann Batda ve Araplar arasnda ihmal edildiine, yalnzca
Yahudi Aristocularn ona ilgi duyup ondan haberdar olduunun anlaldna dikkat ekti
(v-vi). Keza bkz., R. de Vaux, La Premiere Entre dAverros chez les Latins Revue
des Sciences Philosophiques et Thologiques XXII (1933 iinde), 193. Florence
Laurenziano elyazmasn CLXXX, 54, Romadan bilginler cemaatine gelen 27 ubat
1850 tarihli bir mektupta ilk defa Renan tantt. Bkz., Lettre Reinaud JournalAsiatique
XV (1850 iinde), Srie IV, 390-391. 1874 ylnda Lasinio Leiden niversitesinde 2370
numarayla kaytl bulunan elyazma nshann farkndayd. Bkz., Studi sopra Averroe, V
Annuari delta Societ Italiana per gil Studi Orientali 11(1874), 234-267. Judeo-Arabik
elyazmalar iin bkz., aada, dipnot: 7.
Gauthier, bn Rdn dncesinde, her ne kadar belli lye kadar kadim dncenin
etkisi altnda olsa da, bamsz dnceye bir eilim olduuna dikkat ekti. Bkz., a.g.e.,
15; 257-258 ve 278-281. Gauthier gibi Alonso da bn Rdn belli konularda Aristodan
ak bir biimde ayrldn yadsmad. Bununla birlikte o, bu erhlerin dier
almalardan daha az orijinal olduu fikrini de tam olarak terk etmedi. Bkz., Manuel
Alonso, Teologa & Averraes (Madrid: Maestre, 1947), 26, 36-41; 33, 89, ve 99. Son
yllarda, bn Rdn yntem konusunda Aristonun rencisi olarak grldne dair
daha dikkatli hazrlanm argmanlar bulunmaktadr. Bkz., Michel Allard, Le
Rationalisme dAverros daprs une tude sur a Creation Bulletin dEtude Orientales
XIV (1952 iinde), 21, 23, 25, ve 53-55; G.F. Hourani, Averroes on the Harmony of
Religion and Philosophy (London: Luzac ve Co., 1961), 25; H. Blumberg, Averrois
Cordubensis Compendia Librorum Aristotelis qui Parva Naturalia vocantur (Cambridge:
The Mediaeval Academy of America, 1954), xi; Averroes Epttome of Pants Naturalia
(Cambridge: The Mediaeval Academy of America, 1961), xiii-xiv; Herbert A. Davidson,
Averroes Middle Commentary on Porphyrys Isagoge and on Aristotles Categoriae
(Cambridge: The Mediaeval Academy of America, 1969), xiii-xiv, xv ve xix. bn Rdn
yalnzca hala az da olsa dikkat eken sz konusu metinleri iyi anlayamad iin
Aristodan ayrldna dair bu argmana ramen, [bkz., Francis Lehner, An Evaluation of

Kelam Aratrmalar 7:2 (200)


89
____________________________________________________________________________

Tam bir aklama olarak ne sylenirse sylensin, uras aktr ki, bu eserlerin
ihmali, onlarn ileri srdkleri kantlarn niteliine dair bilinli bir yargdan
kaynaklanmamaktadr. Bu kantlar batan sona tahkik etmekten ok uzak olan
akademik evreler, bu risalelerin en yzeysel ynleri hakknda bile tam bir bilgiye
sahip olmamlardr. Munk, 1847'de ilk defa Judeo-Arabik elyazmalardan birinin
mevcudiyetinden sz ettiinde, onu, basit bir ekilde muhtemel anlamna hibir
referansta bulunmakszn bn Rd'n Organon'a Kk Bir erhi (Averroes's Short
Commentary on the Organon) olarak adlandrd. Ksa bir sre sonra Renan,
Munk'un bu kefinden bahsetti; ancak bu risalenin ieriine ya da Mantk zerine
Ksa erh'in (Short Commentary on Logic ya da Renan'n isimlendirmesiyle Abrg
de Logique) bahsettii ibranice versiyonunu ve Munk tarafndan kefedilen
elyazmay (Renan'n deyiile Abrg de l'Organon) tantmaya ok az ilgi gsterdi,
hatta bu ikisini bir araya bile getirmedi. Daha da nemlisi, o hitabet (rhetoric) ve iir
sanatna dair risalelerin, bn Rd'n Aristo'nun Organon'u zerine orta boyuttaki
erhlerinin Floransa elyazmas iinde bulunduunda srar etti. Hlbuki onun
kataloglad ey ksa erhlerdi. Her ne kadar o, Floransa elyazmasndaki hitabet ve
iir sanatna dair risalelerle onlarn Hermannus Alemannus ve Abraham de Balmes
tarafndan yaplan Latince tercmeleri arasndaki farklarn ayrdmna vard ise de,
asla onlar Munk tarafndan kefedilen elyazma ile mukayese etmedi. 7
Renan'n bu elyazmasnn varln kabul etmesine, Munk'un da sk sk onun
Arapa kaynak olarak nemini hatrlatmasna ramen, Alman Mantk Tarihisi, C.
Pranti, 1861 gibi ge bir tarihe kadar bu risalenin eski Latince versiyonu dnda
mevcut olan herhangi bir formundan haberdar olmadn gsterdi. Yllar sonra
Steinschneider, bu ak ilmi hatasndan dolay Pranti'ye hcum etti ve bunu, Mantk

Averroes Paraphrase on Aristotles Poetics The Thomist XXX [1966] iinde, 38-65 ve
The LambdaEnnea Case The Thomist XXXII [1968] iinde, 387-423)], bn Rdn
istedii takdirde Aristodan farkl dnme yetisine sahip olduunu kabul etme ynnde
yeni bir isteklilik grnmektedir. (Bkz., Helmut Gtje, Averroes als
Aristoteleskommentator Zeitschrjft tier deutschen morgenljndischen Gesellschaft CXIV
[1964] iinde, 59-65).
Kr. Munk, bn Roschd, 161-162, 164. bn Rd ile ilgili sunumunun bir ksmnda
Renan, Byk erh/Greet Commentary ile Orta ve Kk erh arasndaki fark
gstermeye alt. Bununla birlikte o, yanllkla Florance Laurenziano Manuscript
CLXXX, 54de yer alan Retorike Dair erh ile iir Sanatna Dair erhi, Retorik ve
iir Sanat zerine Aklamalar/Les paraphrases sur la Rhtorique et la Potique, yani
bizzat onun terminolojisine gre ksa erhler olarak tantt. Bu Bedev ve Slimin kendi
basklarnda kullandklar iki elyazmasndan birisidir ve bizzat Renann ok doru bir
ekilde yapt orta erh tanmlamasna uygundur. Kr. Renan, a.g.e., 68 ile 53. sayfalar
ve 58-61 ile 82-83. sayfalar.

Charles E. Butterworth ev: Do. Dr. Metin zdemir


____________________________________________________________________________

90

Sanatna (the art of logic) 8 dair risaleler mecmuasnn Judeo-Arabik versiyonunu


ieren baka bir elyazmasn bulduunu ilan etmek iin bir frsat olarak kulland.
Hala hibir ey, bu elyazmalarn tahkik etmek iin herhangi bir kimseyi harekete
geirmi deildir. Onlar Father Bouyges'in 1922'de onlarn mevcudiyetini ifade
etmesinden sonra da bu ihmallerini srdrdler ve yanllkla onun Kahire'de,
muhtemelen Rhetoric zerine kk bir erhin Arapa bir nshas olarak bulduu
eyi kk bir elyazma olarak tanmladlar. Wolfson'un Corpus Commentariorum
Averrois in Aristotelem (bn Rd'n Aristo erhlerine Dair Bir Mecmua) iin
yeniden dile getirdii ar bile kimseyi bu risalelerin edisyon kritiini yapmaya
yneltmedi. 9

Kr. Renan, a.g.e., 83 (bu eserin ilk basks 1852de yaymland); Munk, Mlanges, 140,
no, 1; C. Prantl, Geschichte der Logik im Abendlande (Leipzig: S. Hirzel, 1861), Vol. II,
p. 374 vd. Prantln hatas, onun Munk ve Renana ilikin dile getirdii hatalardan ok
daha artcdr. Keza kr. Steinschneider, Alfarabi, 148-149. Daha erken dneme ait bir
baskda, Steinschneider, bu kefine iaret etmiti. O, Munich Codex Hebraicus 356nn
fragmentleri arasnda, Poetike dair erhe ait olduunu grd kayp bir varak bulmutu.
Bu varak, yanllkla Mnih Judeo-Arabik elyazmasna 86. varak olarak ilitirilmiti. Kr.
Uber die Mondstationen (Naxatra), und das Buch Arcandum, Zeitschirift der devtschen
morgenlandischen Gesellschaft XVIII (1864 iinde), 169, n. 65. O, ancak ek bir
aratrmadan sonra btn materyalleri bir araya getirmeyi baarabildi. Kr. Hebraische
Bibliographie, Briefkasten, VIII (1865), 32 ve Hebraische Handschriften in Munchen
uber arabische Philosophie, Serapeum IX (1867, iinde) 138.
Kr. Bouyges, Notes sur les Philosophes Arabes Connus des Latins du Moyen Age,
Mlanges de lUniversit Saint-Joseph (Beyrouth) VIII (1922 iinde), 10. Peder
Bouygesin zikrettii Kahire basks, Aristonun Retorikine dair yukarda sunulan ksa
erhle hi bir benzerlik tamamaktadr. Aksine o, yalnzca bn Rdn Aristonun
Retorikine dair orta erhinde yer alan ilk makaledeki farkl paragraflarn geliigzel
ekilmi fotokopilerinden ibarettir. Akas bu paragraflar, Lasinionun orta erhe dair
daha nceki ksm basksndan alnmlardr. Kr. II Commento Medio di Averroe alla
Retorica di Aristotele, a.g.e. Ksacas, peder Bouyges tarafndan zikredilen Kahire
basksnn, bn Rdn retorike dair dncesiyle ilgili ciddi bir aratrma yapmak iin
hibir deeri yoktur. Kr. Harry A. Wolfson, Plan for the Publication of a Corpus
Commentariorum Averrois in Aristotelem, Speculum VI (1931 iinde), 412- 427 ve
Revised Plan for the Publication of a Corpus Commentariorum Averrois in Aristotelem,
Speculum XXXVIII (1963 iinde), 88-104. Akademik camiada, Judeo-Arabik
elyazmalara ilikin ihmalin boyutu, bu iin ancak 1943de olmas dikkate alndnda,
aka gzkr. Nitekim Wolfsonun hem elyazmasndan haberi olmad hem de Riva Di
Trentonun branice tercmesi ve Venedik 1574de bulunan metinde gzken baz
branice kelimelerin Arapa mradiflerine dair speklasyonlarn Latince tercmesiyle
yetindii gzkmektedir. Kr. Harry A. Wolfson, The Terms tasawwur and tasdiq,
Arabic Philosophy and their Greek, Latin, and Hebrew Equivalents The Moslem World

Kelam Aratrmalar 7:2 (200)


91
____________________________________________________________________________

Bu ihmal ayplanmay hak eder; nk bu elyazmalarn tarihi nemi bir yana,


risaleler baka sebeplerden dolay da nemlidirler. Her eyden nce, onlar
geleneksel slam dncesinin ve kendilerini slam'n yegne gerek savunucular
olarak gren cedelci (dialectical) kelamclarn cretkr birer eletirileri olmalar
bakmndan ciddi bir dikkati gerektirirler. bn Rd, slam'n zel bir vechesinden
hareketle felsefe, siyaset ve din arasndaki ilikiye dair evrensel bir sorgulamay
balatabildi. Ayrca bu risaleler, kendi formlar ya da edebi trleri bakmndan da
zel bir ilgiyi hak etmektedirler. Bu yzden erhlerin farkl trleri ve bn Rd
tarafndan telif edilen risaleler ya da onlarn her bir rneinin dikkatli olarak
incelenmesi gereken fonksiyonlar hakknda ok az ey bilinmektedir. Hlbuki
ancak bunlar yapld takdirde bn Rd asndan yorum sanatnn gerekten ne
olduunu ve onun bunu Aristo'nun olduu kadar kendi grlerini serdetmek iin
nasl kullandn renmek mmkn olabilir. te yanlzca o zaman bn Rd'n
retisinin keyfiyeti hakknda doru bir fikir oluturmak mmkn olacaktr. Sonuta
bu risaleler, Aristo'nun Mantk'a dair yazlarnn bu dnemde nasl yorumlandn
retmeleri bakmndan da nemlidirler.
METN ZERNE
Bu risalelerde aklanan retinin mlahazasna gemeden nce, onlarn
karekterleri hakknda doru bir fikir edinmek yerinde olacaktr. Bu risalelerin doru
tehis edilmesi, onlarn orijinal isimlerinin belirlenmesi meselesiyle balantldr.
Nitekim risalelerdeki mstakil kantlarn yansra, resmi tertipteki baz gariplikler
nedeniyle de onlarn otantiklikleri hakknda ciddi sorular gndeme gelmektedir.
Sonuta elyazmalarn tehisi ve onlarn nasl edisyon kritik edilip tercme
edildiklerinin aklanmas, tartmal olmamalarna ramen, metne giri iin ayn
lde neme haiz hazrlayc bilgilerdir.
Bu elyazma, Mnih katalounda "Aristo'nun Organon'una ve Porphyrios'un
Girii zerine Kk Bir erh" (The Short Commentary on Aristotles Organon and
on Porphyrys Introduction) 10 olarak kaydedildi. Sz konusu elyazma herhangi bir
isim iermedii iin, bu bir isim ve nvandan ziyade, eserin konu balndan

10

XXXIII (1943 iinde), 114, n. 9 ve 115, 20, 23, ve 25. notlar. Keza, 1969a kadar, Corpus
Commentariorum Averrois in Aristotelem projesinin bir paras olarak mantk eseri
yaymlayan herhangi bir bilgin, Mnih Judeo-Arabik elyazmasnn farknda deildi. Kr.
Averros Middle Commentary on Porphyrys Isagoge and on Aristotles Categoriae, xii,
n. 8.
Kr. Verzeichnis der orientalischen Handschnften der K. Hof- und Staatsbibliothek in
Munchen (Munich, 1875), Vol. I, pars quarta, 162: Die Epitome des Organon von
Aristoteles mit der Einleitung des Porphyrius, Arabisch von Averros. Bu elyazmas sz
konusu katalogda 964 numaras ile kaydedilmitir. Fakat o, Mnih Arapa kodeksinde
650a, Mnih branice kodeksinde ise 309 numaralaryla kaytldr.

Charles E. Butterworth ev: Do. Dr. Metin zdemir


____________________________________________________________________________

92

hareketle yaplan tahmin bir tanmlamas ve farazi bir isimlendirmesidir. Dier


taraftan Paris katalaundaki elyazmaya verilen isim ise, yalnzca konu balna ve
erhin adlandrlmasna (Summary of Logic) 11 mulak bir imada bulunur. Prof.
Vajda, Genel ndeks'inde bu elyazmay baka bir isim altnda, "al-Darr F alMantiq " (What Is Necessary in Logic) 12 kaydetti.
Prof. Vajda'nn bu ismi seimi, uzun sren bir gelenee uygundur. Ibn Ab
Usaybiah, ksa biyografisinde, bn Rd'n eserlerinden birisine ilk defa bu isime
benzer bir isimle -Kitb al-Darr F al-Mantiq (The Book of the Necessary in
Logic)- referansta bulundu. Hatta bn Rd'n Eskorial 884 elyazmasnda zikredilen
kitaplar arasnda, Prof Vajda'nn verdii isme benzer bir ismi tayan bir eser yer
almaktadr. Latin Mtercim Abraham de Balmes de bu esere benzer bir isim
(Compendium necessarium Averroys totius logicae) verdi. Balmes tarafndan
kullanlan bu ismi kefeden Steinschneider ise, necessarium szcnn ve bu
geleneksel ismin kkenini sorgulad. nk o, "al-gharad f hdh al-qawl tajrd alaqwil al-darryah min sinat al-mantiq" (Bu risalenin amac, Mantk Sanatlarnn
her birine dair zorunlu szlerin veciz bir ekilde ifade edilmesidir) adl risalenin ilk
be szc arasnda zikredilmekteydi. Bununla birlikte o, bu geleneksel ismi, iki
Judeo-Arabik elyazmay son tanmlamasnda verdi. 13
Steinschneider'in, bu geleneksel ismin doruluuna dair daha nceki phesi,
onun farkna vard eylerin ok daha tesine tand. Bu geleneksel isme benzer bir
eye ait dier yegane Arapa referans, Ibn al-Abbr'n mulak referansyd. "Onun

11

12

13

Kr. Manuscrits Ori.entaux: Catalogue des Manuscrits Hibreux et Samaritains de la


Bibliothque Imperiale, 182: Rsum de Ia Logique, par Averros en arabe et en
caractres hbreux. Ia Logiquein mantk sanatna m referansta bulunduu yoksa Ia
Logique dAristotea m iaret ettii ak deildir. Bu elyazmas, branice mecmuada
1008 numarasyla kaydedilmi olup 51 835 [7A] [FALSAFA].nin bir eki olarak
gzkmektedir. Bu daha nce 303 indeks numarasn tayan elyazmas ile ayndr.
Kr. Georges Vajda, Index General des Manuscrits Arabes Musulmans de Ia Bibliothique
Natiomzle de Paris (Paris: Centre Nationale de Recherches Scientifiques, 1953), v ve 320.
Renan almasnn ikinci ve nc basklarnda Ibn Ab Usaybiahnn bir biyografisini
yaymlad. Kr. a.g.e., 448-456, zellikle 454. 600/1203de amda doan Ibn Ab
Usaybiah mehur fizikilerin ve tp bilginlerinin biyografilerini yazan nl bir fizikiydi.
Uyun al-Anb f Tabaqt al-Atibb. Renan tarafndan yaymlanan sekiler, bu eserden
alnmtr. Ibn Ab Usaybiah am yaknlarndaki Serhadda 668/1270de vefat etmitir.
Keza Renan, Escurial elyazmas 884n 82. varaknn bir fotokopisini de yaymlad. Kr.
a.g.e., 462. Ayrca bkz., Steinschneider, Une Ddicace dAbraham de Balmes au
Cardinal Dom. Grimani Revue des Etudes Juives V (1882 iinde), 115-117. Bu, de
Balmese ait, Ibn Bajjahnin Risalat al-Wada adl eserinin bir tercmesini de iinde
bulunduran Vatikan 3897 elyazmasndaki baln kullanmndan ibarettir. Keza Kr.
Steinschneider, Die hebraische (bersetzungen), 54, n. 34.

Kelam Aratrmalar 7:2 (200)


93
____________________________________________________________________________

Arapa olan kitabnn ismi, al-Darr idi". Ibn al-Ansr, Ibn al-Abbr'n kitabna bir
ek (supplement) yazarken byle bir isim zikretmedi ve yanlzca genel olarak bn
Rd'n Aristo'nun felsefe ve Mantk kitaplarna dair erhlerinden sz etti. Hatta bn
Rd'n eserlerini, Ibn Ab Usaybiah'nn listesine gore sraladn iddia eden
mehur tarihi, hadis ustad ve kelamc Shams al-Din al-Dhahab bile, bu kitab, alDarr sfatn hazfederek basit bir ekilde Kitb al-Mantiq (Book on Logic) olarak
isimlendirdi. 14
Bu geleneksel isimle ilgili daha nemli bir glk ise, onun bn Rd'n ne tr
bir risale yazdn aklayc nitelikte olmamasdr. Ancak Ibn Ab Usaybiah'nn
listesinde tanmlayc bir uzun alt balk yer alr: "Kitb al-Darr f al-Mantiq,
mulhak bih Talkhs Kutub Aristtlis wa qad lakhkhasah Talkhsan tamman
mustawfan" (The Book of the Necessary in Logic, Containing His Complete and
Exhaustive Middle Commentary on Aristotles Books). 15 Bu kitap her ne kadar bir
mecmua ierisinde yer alan risalelerin trn tespit ediyor grnse de bu doru
14

15

Bir tarihi ve hadis bilgini olan Ibn al-Abbar, 658/1260de Valensiyada dodu ve
658/1260da Tunusta ld. O, Kordobal bir hadis bilgini olan Ibn Bashkuwal (494/1101578/1183)a ait biyografik bir szlk mahiyetindeki Kitb al-Silh f Tarihk Aimmah alAndalus (Endlsn sekin ahsiyetlerine dair Biyografik bir szlk) adl eserin bir
tekmilesi olan Kitb al-Takmilah li Kitb al-Silh adl eseri yazd. Renan Ibn al-Abbarn
kitabnn bn Rd ile ilgili olan ksmn yeniden yaymlad. Kr. a.g.e., 435-437, zellikle
436. Her ne kadar al-Ansarinin doum ve lm tarihleri bilinmese de, onun Ibn alAbbardan sonra yaad aktr. Nitekim Renan, onun eserinden bir blm, Ibn
Bashkuwal ve Ibn al-Abbarn kitaplarnn bir tekmilesi olarak takdim etmitir. Kr. a.g.e.,
437-447, zellikle 444. Shams al-Din Muhammad ibn Ahmad ibn Uthman al-Dhahab
673/1274de amda dodu ve slam dnyasnn dier pek ok kltr merkezine seyahat
edip ikamet ettikten sonra, 748/1348de orada ld. Al-Dhahabi tarafndan verilen
eserlerin listesi, Ibn Ab Usaybiahnnki kadar kapsaml olmasa da, onun listesini, bu
rnekteki hari byk bir sadakatle izler. Kr. Renan, a.g.e., 456-460, zellikle 457.
Ibn Ab Usaybiahnn alt balyla ilgili baz teknik problemler vardr. Birincisi, metinde
burada zikredildii gibi, Kutub Aristtlis (Aristotles Books) olarak deil de Kitb
Aristtlis (Aristotles Book) eklinde geer; nitekim lakhkhas fiiline bitien oul h
zamiri bu tashihi gerektirir. kincisi, metin, mustawfanden sonra, Talkhs al-Ilhiyt li
Niqulawus (Middle Commentary on Nicolas Metaphysics/Nikolasn Metafizikine Dair
Orta erh) ifadeleriyle devam eder. Bu ifadeler, Kitb al-Darr F al-Mantiq alt
balna ait olarak sunulmutur. Fakat bu hibir anlam ifade etmez. Sonuta onlarn, bn
Rdn, hakknda hibir ey bilinmeyen baka bir almasna ait bir balk olarak kabul
edilmesine karar verilmitir. H. Jahier ve A. Noureddine de bu ifadeleri, kendi
basklarnda ve metne ilikin tercmelerinde ayr bir balk olarak grmlerdir: Ibn Ab
Uaibia: Uyn al-Anb f Tabaqt aI-Atibb, Sources dInformations sur les Classes
des Medecins, XIIIe Chapitre: Medecins de lOccident Musulman (Alger: Librairie
Ferraris, 1958), 136-137.

Charles E. Butterworth ev: Do. Dr. Metin zdemir


____________________________________________________________________________

94

saylmaz. lk planda, genel olarak "sharh" ya da "tafsir" (large commentary) ve


"jewmi" ya da "mukhtasar" (short commentary=ksa erh) szcklerinin kart
olarak kullanlan "Talkhis" (orta erh=middle commentary) szc, kesinlikle bu
mecmua ierisinde yer alan risaleler iin tanmlayc (descriptive) deildir. "Talkhis"
szc mmkn olan en geni anlamnda kullanlsa bile, bu risaleler kesinlikle
Mantk Sanat zerine tam ve geni kapsaml bir erh sunmazlar. bn Rd bu
mecmuann giri cmlesinde, "bu eserin amac zorunlu olann veciz bir ifadesini
(tajrd=absract) ya da zetini (summary) sunmaktr" demek suretiyle bunu bir
lye kadar kabul etmitir. Ayrca Aristo'un Organon'u zerine orta erhlerin
(Middle Commentaries on Aristotles Organon) elyazma nshalar da bulunmutur.
Bu risaleler Mantk'a dair bu mecmuada bulunanlardan ok daha geni erhlerdir.
Ksacas bn Rd'n, bu esere referansta bulunmak iin Ibn Ab Usaybiah'nn
kulland isme ya da alt bala benzer bir eyi kullandna dair herhangi bir kant
yoktur. Hlbuki o, almalarndan birisine, Mnih kataloglarnda kaydedilen isme
ve de Balmes'in kulland kavrama (compendium=zet) benzer kavramlarla
referansta bulunmutur. Nitekim bir yerde bn Rd, "bizim (Mantk zerine) ksa
erhimiz" (al-mukhtasar al-saghr alladh lan) 16 ifadesini kullanr.
Bu nedenle Mnih kataloundaki farazi isim, risalelere dair bu mecmuann en
doru biimdeki tanmn sunar. Daha nce, olumsuz sebeplerin yannda, onlarn
uygunluunu teyit eden olumlu sebeplerin de var olduu dnld. Her eyden
nce bu risalenin ou Aristo'nun Organon'una dair farkl kitaplar erh eder. Ayrca,
bu risalelerde takdim edilen yaygn mantksal teori, esas itibariyle Aristocudur.
Hatta ska Aristo'ya ve onu her bir sanat hakknda yazmaya tevik eden eylerin
aklamalarna dair referanslar vardr. Hala kk bir erhin formu olarak mit
edilebilecek eyden birtakm nemsiz fakat gerek farkllklar sz konusudur. Onlar
da bu ismi sorgulamaya yneltebilirler.

16

Middle Commentaries on Aristotles Organon, daha nce zikredilen, Florence


Laurenziano Manuscript CLXXX, 54 ve the University of Leiden Manuscript 2073n
iinde bulunmaktadr. Ibn Abi Usaybiahnn listesinde, manta dair bir telhise baka
herhangi bir atfta bulunulmamaktadr. Muhtemelen o, listeye ald mantk risalesine
ilikin kendi adna bir karklkta bulunur. Bununla birlikte, Escurial manuscript bu
mecmuaya ve Talkhs Kitb Aristu f al-Mantiq (Middle Commentary on Aristotles Book
about Logic veya Middle Commentary on Aristotles Organon) adl esere atfta bulunur.
Bu balk tam anlamyla Floransa ve Leiden elyazmalarnda yer alan almayla uygunluk
arz eder. Kr. Averros Rasil Ibn Rushd (Hyderabad: Matbaah Dirt al-MarifalUthmniyah, 1947), 2-3. Bu balamda bn Rd, manta dair mukhtasar saghrini, alFrb tarafndan mantk zerine yazlan kitaplarla mukayese etmektedir. Keza kr.
Averros: Compendia de Metafisica, yaymlayan ve tercme eden: Carlos Quirds
Rodriguez (Madrid: Maestre, 1919), xxxiii; Alonso, Teologia de Averros, 55-56.

Kelam Aratrmalar 7:2 (200)


95
____________________________________________________________________________

rnein bn Rd bu esere, bu risalelerin Aristo'nun mantk teorisine dayanan


bir yol izlediine en ufak bir imada bulunmakszn Mantk incelemesinin sebeplerine
dair genel bir ifadeyle giri yapar. Gerekten de o, bu genel ifadede Aristo'nun
adndan hi sz etmez. stelik o, bu risaleye sanki Aristo'nun kategorilerine 17
zorunlu bir girimi gibi Porphyrios'un sagoji'sini erh ederek balad. bn Rd bu
risalenin sonunu benzer bir ekilde hitabet ve iir sanatlarna dair risaleleri ilave
etmek suretiyle deitirdi. Bu deiiklik de herhangi bir detayl aklamaya yer
verilmeden yapld. bn Rdn giri ifadesindeki yegne uygun ifade, hitabet ve
iirin, en az burhan, diyalektik ve sofistik kyaslar (sophistics) kadar mantk sanatlar
olduuydu. 18
bn Rd, Aristo'nun Organon'undaki tertibe de sadk kalmad. Bir vesileyle o,
mteabih (equivocal=ok anlaml, mulak) kavramlar tartmasn, Aristo'nun ayn
konuyu ele ald kategoriler blmnden sagoji ile ilgili bir risaleye nakletti. Oysa
Porphyrios, bu konuyu hi tartmamt. 19 Yine kyas mantnn (syllogisms) nasl

17

18

19

Porphyry, 232 m.de Tyrede dodu ve 305 m.de Romada ld. Yeni Eflatuncu olarak
nlenen Plotinusun gayretli bir rencisiydi. Porphyrynin risalesi, ok erken bir
dnemde Arapaya evrildi ve hzla byk kabul grd. Onun al-Frbnin mantkna iyi
bir giri olduu dnld ve bn Rd dneminde, manta dair tartmalarn artk
allm bir nszyd. Kr. Averros Middle Commentary on Porphyrys Isagoge and
on Aristotles Categoriae, 6: Bu eserin amac, Porphyrynin mantk bilimine dair
giriinin ieriini aklamakt. [Ben bu yoruma katlyorum], nk artk mantk
klliyatna sagoji ile balamak adet haline gelmiti. Keza kr. Prantl, a.g.e., Vol. I, 626631; J. Langhade ve M. Grignaschi, al-Frb: Deux Ouvrages Inddits sum its Rhetorique
(Beirut: Dar el-Machreq, 1971), 130-131, n. 4; ve Ibrahim Madkour, LOrganon
dAristote dans le Mond Arabe (Paris: Vrin, 1969), ikinci bask, 9-11, ve 70-75.
Akas, retorik ve iirin mantk sanatlar arasna girmesi, skenderiye okulunun iki
temsilcisi olan, Olympiodorus ve Eliasa kadar uzanr. Kr. Richard Walzer, Zur
Traditionsgeschichte der Aristotelischen Poetik, Richard Walzer, Greek into Arabic,
Essays on Islamic Philosophy (Oxford: Bruno Cassirer, 1962 iinde), 129-136, zellikle
133-135; original olarak Studi Italiani di Filologia Classica, N.S., cilt: XI (1934 iinde
yaymland), 5-14. Her ne kadar Farabi ve bn Rd, retorik ve iirin mantk sanatlarna
dahil edilmesi fikrine katlsalar da onu bir giri mlahazas olmadan kabul etmezler. Kr.
al-Farb, Ihs al-Ulm, nereden: Uthman Amin (Cairo: Dar al-Fikr al-Arabi, 1949),
63-74 ve Averros, Talkhs al-Khatbah, nereden: Abd al-Rahman Badawi, 4, 9-10, 1113, 18, ve 248-249.
Kr. Mnih Judeo-Arabik elyazmas (bundan sonra bu elyazmasna Mnih elyazmas
eklinde referansta bulunulacaktr), var. 1b satr 24 - 3b satr 2 ve Paris Judeo Arabik
elyazmasnda (bundan sonra bu elyazmasna Paris elyazmas eklinde referansta
bulunulacaktr), varak 2a satr 2 - 3a satr 15. (Bundan sonra varak ve satrlara referansta
bulunulurken varak ve satr yazlmayacaktr. rnein buna gre yukarda referans Mnih

Charles E. Butterworth ev: Do. Dr. Metin zdemir


____________________________________________________________________________

96

yaplacan renmenin, onlarn trleri arasndaki fark rendikten sonra esas


olduunu tartrken, kyas konularna ilikin mnakaay, kyas tartmasnn hemen
ardndan ele ald ve onun hemen ardndan da en nemli mantk sanat olduunu
dnd burhan konusuna yer verdi. Bylece bn Rd, Organon'a nispetle
Topiklerin II-VII. Kitaplarna paralel olan konular, Birinci Analitiklerden sonra,
kinci Analitiklerden ise nce yer verir. 20 Keza O, bu kitapta yer alan diyalektik
(cedel) ve safsata (sophistry) sanatlarna dair risalelerin tertibini de tersine evirdi.
Nitekim safsataya dair risale burhan tartmasnn (yani kinici Analitikler'in)
ardndan, fakat Aristo'nun Organon'undaki diyalektik (cedel) risalesinden (yani
Topikler'den) nce gelir. Cedel Risalesi (Topikler) ise, kinci Analitikler'i izler,
ancak Sofistika'dan (On Sophistical Refutations=Sofistik Deliller) nce yer alr.
Sonuta farkl risalelerin isimlerinde dikkat eken elikiler vardr.
Kategorilere (al-Qawl f al-Maqlt), kinci Analitiklere (Kitb al-Burhn) ve
Sofistikaya (Kitb al-Safsata) 21 dair risaleler hari, Aristonun eserlerine verilen
isimler burada kullanlmamtr. rnein, Kategoriler'i takip eden risale, Risla alIbra (On Interpretation=Yorum zerine) yerine, al-Qawnn allat Takhuss alTasdiq (On The Rules Peculiar to Assent=Tasdikin lkeleri) eklinde
isimlendirilmitir. 22 Ayn ekilde bn Rd, Birinci Analitikler'i (Kitb al-Qiys)
artran bir isim yerine, Tasdiki Gerektiren Bilgi zerine (On the Knowledge
for Bringing about Assent=F al-Marifah al-Filah li al-Tasdiq) kulland. O kyas

20

21

22

elyazmas, 1b24-3b2 ve P. 2a2-3a15 eklinde olacaktr). Keza kr. Aristotle, Categories,


1a 1-15.
bn Rd, Aristonun topiklerine dair orta erhinin/Middle Commentary on Aristotles
Topics giriinde yle demektedir: Bu sanat ksma ayrlmaktadr. Birinci ksmda,
diyalektik konumalarn kompoze edildii ifadeler, yani bu kompozisyonun paralar ve
en kk unsurlarna kadar bu paralarn paralar anlatlmaktadr. Bu ksm Aristonun
kitabndaki ilk risalede yer alr. kinci ksm, mantksal kyasn/syllogisms oluturulduu
konulara yer vermektedir. Kyas, bu sanat alannda ortaya kan her trden problemle
ilgili eyleri onaylamak ya da reddetmekten ibarettir. Bu konu, Aristonun kitabnn takip
eden ilk alt risalesinde ele alnr. nc ksm ise soruyu sorann nasl sormas ve
cevaplayann da nasl cevaplamas gerektii ile ilgili meselelere deinir. O ayn zamanda,
ka tr soru ve cevabn bulunduunu da ele alr. Bu da Aristonun kitabnn sekizinci
risalesindedir. Kr. Florence Laurenziano Manuscript CLXXX, 54, varak 88a; Fausto
Lasinio, Studi sopra Averroe, II, Annuari della Societ Italiana per gli Studi Orientali I
(1873 iinde), 140-142.
On Sophistical Refutations ya da aha literal olarak On Sophistry bal yalnzca Mnih
elyazmasnda yer alr. Paris elyazmasnda bu balk yoktur.
Bu hem Mnih hem de Paris elyazmasnda bulunan bir balktr. Treatise on Assent (alQawl f al-Tasdq) baln, Treatise on the Knowledge Preparing the Way to Assent (alQawl fi al-Marifah al-muwattiah li al-Tasdiq) alt bal izler.

Kelam Aratrmalar 7:2 (200)


97
____________________________________________________________________________

konularn yazd risalenin adn da, basite Topics (F al-Mawdi) demek yerine,
Kyas Oluturan lkeler (On the Rules by Which Syllogisms Are Made (F alQawnn allat tamal bih al-Maqys) 23 eklinde koydu.
Bir erhten beklenebilecek bu nemsiz farkllklarn yan sra, ciddi
farkllklar da vardr. bn Rd, farkl kyas trlerinin yeni bir tasnifini sundu ve
onlara Aristo tarafndan hi sz edilmeyen yenilerini ilave etti. Keza onun kyas
konularna ilikin tahlili de Aristonun Mantk anlayna yabancyd. Ayrca o, baz
konular btnyle ihmal ederken dier bazlarna gereinden fazla nem verdi.
rnein O, kesin kanta dayanmayan kyas (non demonstrative) trlerini Topikler
ierisinde izah ederken konuyu o kadar detaylandrd ki, okuyucu Aristonun
yalnzca diyalektik kyas (cedel) hakknda bir kitap yazm olduunu dnebilirdi.
Buna karn bn Rdn iir sanatna dair tartmas, btnyle trajediden
yoksundu. Btn bu farkllklar gz nne alndnda, bu mecmuay Kk Bir
erh olarak isimlendirmenin doruluu tartlabilir. Bu farkllklara ilaveten, bn
Rdn bu Mecmuada hibir zaman Aristonun retisini aklama niyetinde
olduunu aka ifade ettiinin grlmemesi gibi kocaman bir gerek de ortada
durmaktadr. Bu yzden bu mecmuann artk bir tr erh olmad dnldnde,
onun iindeki risalelerin Aristonun mantk retisinden farkllk arz eden ynlerinin
problematik olmaktan kaca ileri srlebilir. Dolaysyla bn Rdn mukhtasar
saghir (Kk Bir erh)ine atfta bulunmasndan, basit bir ekilde onun Aristo
zerine Kk Bir erhten ziyade, Kck Bir Risaleye atfta bulunduu
anlalabilirdi. Bununla birlikte byle bir kant, metin boyunca Aristoya saysz
referansta bulunulmasn aklamaya yetmez. Nitekim daima Aristonun
doruluunu teslim eden bu referanslar, sanki bn Rdn Aristonun dncesini
ksaca aklad izlenimini vermektedir. Bu kant da ayn ekilde her bir risalenin
Aristo'yu ilk defa zel bir sanat zerine yazmaya tevik eden saiklerin mahiyeti
hakkndaki mlahazalarla bitmesinin hikmetini aklamaya yetmez. Dahas bu kant,
her bir risalenin ieriinin Aristo'ya ait zel bir metinle kabaca uyumasnn sebebini
de aklayamaz. bn Rd, Aristo'ya ska referansta bulunmak suretiyle kendisine
ait erhin Aristo'nun mantk sanatlarna dair risalelerine dayand hakknda gl
bir izlenim verdi. Ayn zamanda o, Aristo'nun Organon'undan, daha nce zikredilen
nemli ve de nemsiz farklardan hareketle sz konusu erhin Aristo'nun metniyle
snrl olmadn ileri srd. Baka bir deile, bn Rd'n bu risaleleri, genel
olarak Aristo'nun mantk retisine eilim gsterirken onun kitaplarnda yer alan,
mantk sanatlarna dair zel kantlardan ziyade daha geni bir konuya ynlendirildi.
nk bn Rd, onlar Aristo'nun tam olarak aklam olduu bir tr zet

23

Paris elyazmasndaki baln bir paras olarak and they are called Topics (Wa hiy almusammat Mawadi) ifadesi ilave edilmitir. Bu ifade Mnih elyazmasnda da gemekle
birlikte, balkta yer almamtr.

Charles E. Butterworth ev: Do. Dr. Metin zdemir


____________________________________________________________________________

98

(muhtasar) iindeki erhler olarak sundu ve okuyucunun zihninde balangta oluan


Aristo imajn korumaya alt. Bu yzden onlar, erhler olarak grlmelidirler.
Aristo'nun metninden, yzeysel farkllklarn imkn tanmasyla oluan bu lde bir
bamszlk ve genel bir konuya hasredilen dikkat, bn Rd'n bu ksa erhlerde
izledii yolun karakteristik zellikleri olarak gzkmektedir. Orta ve daha geni
olan erhler ise, Aristo'ya ait zel kantlarn ak bir mlahazasna adandlar. 24
Sonu olarak Mnih katalogunda yer alan tanmlayc ismin en dorusu ve bn
Rd'n bu esere yapt atfa en uygunu olduu gzkmektedir.
Burada takdim edilen risalelerin isimleriyle ilgili de benzer problemler vardr.
Aristo'nun Topikleri, Retorikas (el-Hitbe) ve Poetikas (e-i'r) ile ak
benzerliklere ramen bn Rd, Aristo'nun bu her bir esere ilikin maksadna
referansta bulunurken bu risalelerin Aristo'nun sz konusu eserlerine dair erhler
olduunu ima etmeyen isimler kulland. rnein ilk risale, Cedel Kitab (The Book
of Dialectic=Kitb aI-Jadal) 25 olarak isimlendirildi. Yine, burada takdim edilen
risalelerin ikincisi, Retorik Kantlara Dair Konuma (The Speech about Rhetorical
Arguments=al-Qawl f al-AqwI al-Khatbiyah) 26 ismini alrken sonuncusu, Poetik
Sylemler zerine (About Poetical Speeches=F al-Aqwil al-Shiriyah) eklinde
isimlendirildi.
Daha kapsaml olan almay, Aristo'nun Organon'u zerine Kk Bir erh
olarak isimlendirmeyi dikte eden sebep, ayn ekilde bu risaleleri de Aristo'nun

24

25

26

Kr Alonso, Blumberg, ve Davidsona referanslar, n. 6. Keza kr. Gauther, a.g.e., 16. u


ana kadar bn Rdn tm deiik yorumlar iinde, Aristoya ait metinle olan temel
farkllklarna yeterince dikkat edilmemitir.
Her ne kadar Aristo, diyalektikle ilgili byle bir kitap yazmamsa da, bu risalede bn
Rd, topiklerin I. kitabnda yer alan burhani olmayan kyas teorisini, sanki o diyalektie
dair bir kitapm gibi mzakere etti. Yine o, topiklerin sekizinci kitabnda ele alnan
diyalektik delilin genel kurallarna da vurgu yapt. Topiklerde yer alan bizzat bu
mzakerenin, burhani kyasa dair mzakere ile yakn ilikisi kurulmutur. Grld
zere (bkz., yukarda, n. 20), bn Rrd, topiklerin farkl blmden olutuunu
dnmektedir. I. Kitap, II-VII. Kitaplar ve VIII Kitap. bn Rdn bu risaleleri ne
lde birbirinden farkl grdne ilikin daha aydnlatc iaret, onun Aristonun
topiklerine dair orta erhte, ikinci blmn tamamlanmasna ilikin zikrettii tarihtir.
Byle bir ey genellikle, yalnzca tam bir eserin bitirilmesinden sonra yaplr. Kr.
Florence Laurenziano Manuscript CLXXX, 54, varak 116a; Keza Lasinio tarafndan, II
Commento Medio di Averroe alla Poetica di Aristotele, I, nsz, xii-xiii, n. 2de de
zikredildi.
Bu balk yalnzca Mnih elyazmasnda ve Paris elyazmasnn branice tercmesinde
bulunur. Paris elyazmasnn Judeo-Arabik versiyonunda, bu baln gzkmesi gereken
yerde siyah bir boluk vardr. Bununla birlikte bu boluk Mnih elyazmasndaki balk
iin ok kktr.

Kelam Aratrmalar 7:2 (200)


99
____________________________________________________________________________

Topikleri zerine Kk Bir erh, Aristo'nun Retorikasna Kk Bir erh ve


nihayet Aristo'nun Poetikasna Kk Bir erh eklinde isimlendirmeyi dikte
etmektedir. Hatta o, bunlara ve daha baka mantk eserlerine yeni isimlerle
referansta bulunmasna ramen, bn Rd, mnazaralar esnasnda onlar kendi
geleneksel isimleriyle zikretti. rnein o, okuyucuya, al-Marifah al-filah Ii alTasdiq (On the Knowledge for Bringing about Assent=Tasdiki Gerektiren Bilgi
zerine) 27 ismi yerine, Kitb al-Qiys (Prior Analytics=Birinci Analitikler) ismini
referans gsterdi. Yine o, bir yerde, Topikler iin, Kitb al-Jadal (Book of Dialectic)
ya da F al-Qawnn allati tamal bih al-Maqys (On the Rules by Which
Syllogisms Are Made=Kyasn lkeleri) 28 yerine, onlarn klasik Arapa ismi olan
Kitb al-Tbq ismini kulland. Dikkat edilmesi gereken bir baka husus da, bn
Rd'n Kitb al-Jadal (Book of Dialectic) ve Kitb al-Tbq (Topics=Topikler)
isimlerinin birbirinin yerine kullanlabileceini dnyor grnmesidir. O, Talkhs
Kitb al-Tbq (Middle Commentary on Aristotles Topics) adl esere giriinde, her
iki ismin de ayn ekilde geerli olduundan bahsetti. 29 Hatta Aristo'nun Retoriine
Ksa erhin (Short Commentary on Aristotles Rhetoric) sonunda, bu esere Book of
Rhetoric (Kitab al -Khatbah=Hitabet Kitab) eklinde referansta bulundu. Sonuta,
uras ok aktr ki, bn Rd, F al-Qawnn allati tamal bih al-Maqys (On the
Rules by Which Syllogisms Are Made=Kyasn lkeleri) adl risalenin kendisinin
Topiklere dair erhinden ibaret olduunu dnmedi. nk o, okuyucuya, bu
risalede ele ald konular, yalnzca burhan hakkndaki retisine bir giri olarak
hazrladn son derece dikkatli bir ekilde aklad ve yine onlara ska kendisinin
burada ele ald konularn diyalektik (cedel) ya da retoriktekilerden farkl bir
ekilde ele alndn hatrlatt. Sonuta, retorik ve poetik konumalara dair
risalelerin Aristo'nun bu konulara ilikin kitaplarna referansta bulunduunda hibir

27

28

29

Kr. F al-Qawnn allat tamal bih al-Maqys, Mnih elyazmas, 38b19, Paris
elyazmas, 43al I. Keza kr. Short Commentary on Aristotles Topics, 5. paragraf ve Short
Commentary on Aristotles Rhetoric, son ksm. Bu referanslarn hepsi, yalnzca bizzat
bn Rdn Aristonun birinci analitiklerine yapt kk erhe/Short Commentary on
Aristotles Prior Analytics yaplabilir. nk onlar, Aristonun metninde bulunmayan
problemlere referansta bulunmaktadrlar.
Kr. F al-Qawnn allat tamal bih al-Maqys, Mnih elyazmas, 41a3, Paris
elyazmas, 45a21.
Kr. Florence Laurenziano Manuscript CLXXX, 54, varak 88a, keza bkz., Fausto Lasinio
Studi sopra Averroe, II, 140: Halk arasnda diyalektik (al-jadal) kavram, her hangi bir
tr konumayla muhatabna stn gelmeye alan iki kii arasndaki tartmay ifade
eder. Bu yzden Aristo, bu kavrama yukardaki anlam vermitir. O, halkn kastettii
anlama en yakn olandr. Bizim de kastettiimiz anlam odur. Bu kitap ayn zamanda
Topics/Topikler (Tbq) olarak da isimlendirilir. Topiklerin (mawd) ne olduu daha
sonra anlatlacaktr.

Charles E. Butterworth ev: Do. Dr. Metin zdemir


____________________________________________________________________________

100

phe yoktur. Dolaysyla diyalektie ilikin risalenin Aristo'nun diyalektik sanat


(Topikler) na dair kitabna referansta bulunduuyla ilgili az da olsa phe
bulunabilir.
Bu mecmuada bulunan risalelerin ouyla ilgili yeni isimlere bavurmak, bn
Rd'n bu erhlerin farkl karakterini okuyucuya gstermek iin kulland birka
yoldan biriydi. Aka Aristo'nun kantlarn dzenli bir ekilde izah etmeye
adanm olan daha kapsaml erhlerde bn Rd, klasik isimleri kulland. Ele alnan
konular veciz bir ekilde aklamay hedefleyen bu ksa erhlerde yeni isimlerin
kullanlmas ise, okuyucunun dikkatini erhte Aristo'dan zel bir ekilde bamsz
hareket edildiine ekti. Bu eitli isimlerin farkna varlmas, ya hayal gc
kuvvetli olan okuyucuyu, bn Rd'n Aristocu retiden bamsz bir ekilde
hareket ettii daha baka rnekleri aratrmaya tevik edecek ya da aratrma istei
olmayan okuyucuyu, bn Rd'n Aristo'dan yalnzca ksm olarak bamsz hareket
ettii dncesiyle oyalayacaktr. Bu risalelerin otantikliklerinin teyit edilmesi de en
az onlarn doru isimlendirilmeleri kadar nemlidir. Prantl, onlarn sahte
olabileceklerini tartmaya aan yegne kii olmasna ramen, ciddi bir ekilde
mlahaza edilmee deer son derece nemli itirazlar ileri srmtr.
Onun pheleri ilk nce, bu risalelerin teknik terimlerinin yer ald
lgatesinde iki yabanc kavrama rastlamas yznden uyand. O Latince definitio
(tanm) ve demonstration (burhan) terimleri yerine formatio ve verificatio
terimlerinin kullanlmasna ok armt. (Bu her iki terimin Arapa karl
olarak tasawwur ve tasdiq terimleri kullanld.) Prantl, eletirisini yalnzca Latince
tercmelere dayandrmasnn belki bir acelecilik olduunu itiraf etse de, bu
terminolojik yeniliin ok nemli olduunda srar etti. nk belki de o,
mtercimden kaynaklanyordu. Prantl'n acelecilikle ilgili itirafna katlan
Steinschneider, onu, hem bizzat bn Rd'n, kendisine ait manta dair ksa erhine
(Short Commentary on logic) atfta bulunmasn hem de Munk'n bu risalelerin
otantikliliiyle ilgili hibir pheden sz etmemesini dikkatinden karmakla itham
etti. Ardnda da Farabi ve bn Sina'nn 30 tercme edilen eserlerinden yeni terminoloji
30

Kr. Prantl, a.g.e., cilt. II, 374, 289-290 notlar ve 385-386, n. 346; keza bkz.,
Steinschneider, Alfarabi, 146-148 ve 5, n. 7 ve 38-39. Parntln, bu mecmuann bn Rd
tarafndan yazlma imkanna kar ileri srd kendisine zg argmanlar dikkate deer
deilse de, onun bn Rdn Organona dair yazlaryla ilgili genel gr maalesef
kartrlmtr. O, ortaa skolastik geleneinin bn Rdn birinci analitiklere/Posterior
Analytics ilikin, kk, orta ve byk olmak zere tr erhinden sz ettiini
sylemekte hakldr. Keza o, skolastiklerin, bn Rdn Organonun dier kitaplaryla
ilgili kk ve orta olmak zere iki tr erh yazd kanaatinde olduklarn nakletmekte de
hakldr. Bununla birlikte o, bn Rdn mantk teorisine dair tartmasnda,
skolastiklerin bu farkl erhlere ilikin snflandrmalarn ve tanmlamalarn dorulamaya
almtr. Bylece o, bu eserler hakknda bizzat kendi [kafa] karkln gzler nne

Kelam Aratrmalar 7:2 (200)


101
____________________________________________________________________________

eklemeye ilikin benzer rnekleri zikretmek suretiyle Prantl'n itirazn bir kenara
brakt. Daha sonra, Steinschneider'in Prantl'n ilmi kiiliine ynelttii genel
eletiriye katlan Lasinio, baka bir Latin mtercimin ierisinde tasawwur ve tasdiq
terimlerinin karl olarak formatio ve verificatio veya certificatio terimlerini
kulland bir pasaj aktarmak suretiyle daha ikna edici bir reddiyede bulundu.
Nitekim De Balmes de ki, Prantl'n phesini ilk defa uyandran onun tercmesidirbaka terimler kulland. 31 Prantl'n bu risalelerin orijinine ilikin phelerinin bir
baka gerekesi de onun bn Rd'n bu risalelere Porphyrios'un sagoji'si zerine
bir erhle giri yapmaya arzulu olmasyla, onun Aristo'nun Organon'una dair Orta
erhlere (Middle Commentaries on Aristotles Organon) sagoji erhiyle giri
yapmaya isteksiz oluu arasndaki fark gzlemlemesiydi. Herhangi bir kimsenin
kitabnda byle bir tutarszln bulunabileceine ve orta erhlerin otantikliklerinin
phenin tesinde olduuna inanmayan Prantl, bu risalelerin sahte olduklar iin
reddedilmeleri gerektii sonucunu kard. 32 nk o, bn Rd'n sz konusu
edilen gnlszlnn arka plann anlayamad. Dolaysyla onun kard bu
sonu, ok dncesizceydi. bn Rd asndan en byk neme haiz olan, bu
erhin zel balamyd. O, her eyden nce orta erhlerin (the Middle
Commentaries), Aristo'nun kitaplarna 33 dair erhler olduu kanaatindeydi.

31

32

33

sermitir. rnein o, bu ksa erhlerden hi sz etmez. Aristonun kategorilerine dair orta


erhi, ksa bir erh olarak tanmlar. Dahas o, Aristonun birinci analitiklerine dair orta
erhin, ksa ve orta erh arasnda bir yerde olduunu iddia eder. Ksacas o, Aristonun
Organonuna dair ksa erhlerin, baka bir tr erh olduunu gstermeye almtr. Fakat
bunun, skolastikler tarafndan kabul grse de bir uydurma olduu iin reddedilmesi
gerekir. Kr. a.g.e., 374, 377-378, ve 384-385. Gauthier, ksa ve orta erhler arasndaki
farklarla ilgili benzer bir tartmaya deinmitir. Kr. Ibn Rochd, 12-14, 16, ve 52, n. 1.
Kr. Lasinio, II Commento Medio di Averroe alla Poetica di Aristotele, nsz, I, xvixvii. Farkl bir balamda Horten, Latince tercmelerde yer alan felsefi terminolojiyle ilgili
farkllklardan de sz etti. Kr. Die Metaphysik des Avenoes, tercme: Max Horten (Halle:
Max Niemayer, 1912), ix-xi. Latince tercmelerdeki bu farklln temel nedeninin, bizzat
mtercimlerin Arapaya yetersiz vukfiyetlerinden dolay mslman ve yahudi arihlere
duyduklar ar gven olduu anlalmaktadr. Kr. R. de Vaux, La Premiere Entre
dAverros chez les Latins, 197, n. 2 ve 199, notlar 1-2; keza bkz., Harry A. Wolfson,
The Twice-Revealed Averros, Speculum XXXVI (1961 iinde), 373-392.
Kr. Prantl, a.g.e., cilt. II, 376, n. 294. Steinschneider, bn Rdn, sk sk nceki bir
eserde ileri srd bir eyi daha sonraki bir eserde deitirdiini iddia ederek bu itiraz
rtmeye alt. Sonuta, doktrin ierisindeki farkllklar, bir eserin sahte oluunun
kant olarak grlemezler. Bu ifadeler gsteriyor ki, Steinschneiderin argman,
zmeye alrken pek ok problemi de beraberinde getirmitir. Kr. Steinschneider,
Alfarabi, 149-150.
Kr. Aeverroes, Middle Commentary on Porphyrys Isagoge and on Aristotles
Categoriae, 27: Bu sagojinin tekmilesi/tamamlayc ekidir. Murciadaki arkadalar

Charles E. Butterworth ev: Do. Dr. Metin zdemir


____________________________________________________________________________

102

Aristo'nun kategorilerine dair orta erhin (Middle Commentary on Aristotles


Categories) giri cmleleri, hedefinin Aristo'nun manta dair kitaplarn
yorumlamak, aklamak ve zetlemek 34 olduunu syleyerek mecmuay daha da
snrlandrd. Bu hedefi gerekletirmek iin, Porphyrios zerine erh yapmak
zorunlu deildi.
te sz konusu erhin zel balamna yaplan bu vurgu, bn Rd'n, ksa
erhlerde yer alan Porphyrios'un sagoji'sine dair mlahazalar da eklemeye istekli
olduunu gsterir. bn Rd bu risalelerde mantk sanatna dair yeni bir tertip ortaya
koydu. O ilk defa, tasavvur (concept) ve tasdik (assent) kavramlarn temel terimler
olarak kabul etti ve sonra da her birinin retiminin, giri (al-muwatti' lah) ve
sebebinden (al-fil lah) balayarak verilmesi gerektiini aklad. Bu mantk
sanatnn drt ksma ayrld anlamna gelmektedir: (i) Tasavvura giri, (ii)
tasavvurun sebebi, (iii) tasdike giri, (iv) tasdikin sebebi. bn Rd'n, szlere
(words=aqwl) ve Porphyrios'un yklemlere ilikin aklamasna dair yapt

34

beni onu erh etmeye tevik ettiler. Onlar teorik bilgiye ok dkn ve istekliydiler. Allah
onlara merhamet etsin, gerekten de ben u iki sebepten dolay belalardan uzak kaldm.
Birincisi, sagojinin mantk sanatnn balangcnda zorunlu olduunu dnmedim.
nk bazlarnn zannettii gibi, onun ieriinin mantk sanatnn btnn kapsad
dnlemez. Bu yzden burada tasdiklerin tanmlaryla ilgili sylenenlerin ispatlanabilir
olduundan sz ediliyorsa, bu birinci analitiklere ait bir konudur. Eer genel olarak kabul
edilen bir gr ise, o zaman o topiklerin konusudur. Gerekten de Porphyry, bu ifadeleri
tanmlar olarak grmedi; aksine onlar, tartlan terimlerin anlamlarnn aklanmas
olduklarn dnd. Aristonun onlar kitabnda kulland her yerde [byle
anlalabilirler]. Bu adan sagoji, mantn bir ksm deildir. Bununla birlikte Farabi,
onun mantn bir paras olduunu ima eder. kincisi ise, bu adamn sagoji hakknda
sylediklerinin ok ak oluudur. Bununla birlikte yukarda zikredilen limlere, bilime
olan arzular ve dknlkleri sebebiyle, kendilerine yararl alacan dndkleri her
hususta yardmc olmak istedim. Bu nedenle bu kitab erh etmeye ve ayrntl olarak
aklamaya baladm. Bir ka cmleyle tartlmas gereken eylerin pek ouna iaret
ettim. Yoruma ak baz noktalar bulunmaktadr. Ancak buras onun yeri deil. Keza kr.
a.g.e., xiii-xv, xvii-xvlli, ve xix-xx.
bn Rd [bunu] yle aklad: Bu risalenin amac, Aristonun Mantk sanatna dair
kitaplarndaki fikirler zerine, onun dier kitaplarna yaptmz gibi, imknlarmz
lsnde zetleyerek orta bir erh yapmaktr. e ncelikle onun bu sanata dair
kitaplarnn ilk ksmyla, yani kategorilere dair kitabyla balayacaz. Kr. Averros,
Talkhi Kitb al-Mqoult, yaymlayan: Bouyges, 3. bn Rdn, Porfiriusun
sagojisine dair orta erhini, dier orta erhlerinden sonra yazm olmas muhtemeldir. Bu
erhin Arapa metnine ilikin tek atf, Florence Laurenziano elyazmasndaki tantmdr.
Bkz., J.B. Raimundus (yaklak olarak 1610) CLXXX, 54. Bu tantm tam anlamyla
gvenilir deildir. Kr. Lasinio, II Commento Medio di Averroe alla Poetica di
Aristotele, I, nsz, viii-x.

Kelam Aratrmalar 7:2 (200)


103
____________________________________________________________________________

mzakereler, birinci blme denk derken onun kategoriler zerine yapt


tartmalar ikinci blme denk der. Prantl'n, bn Rd'n yapt bu yeni tertipten
haberi olsayd, onu Porphyrios'un sagoji'sini, her ne kadar orta erhlerde (the
Middle Commentaries) gnlsz grnse de, bu risalelerde mzakere etmeye sevk
eden eyin ne olduunu anlard.
Bu risalelerin otantikliinden phe duymas iin baka bir nedeni daha vard.
O, onlarn sahte olduklarnn en ak kantnn tertipleri olduunu dnd. Prantl,
bn Rd'n bn Sina'ya, diyalektik metoda (yani Topikler) dair bahsin, burhan (yani
kinci Analitikler) bahsinden nce geldiini ileri srmesinden dolay ynelttii sert
eletiriyi hatrlatan Prantl, bu mecmuada, Topiklere dair erhin kinci Analitiklere
dair erhten nce geldii tertibe dikkat ekti. 35 Yine bn Rd'n, bylesine tutarsz
hareket edemeyecei kanaatinden hareket eden Prantl, risalelerin sahte olduu
sonucuna vard. Ne yazk ki bu iddiasndan dolay Prantl, bn Rd'n bn Sina'y
eletirmesinin sebeplerini anlayamad gibi, kinci Analitikler'e dair ksa erh (the
Short Commentary on the Posterior Analytics) den nce gelen bu risalenin
muhtevasn da kavrayamad.
bn Rd, bn Sina'y eletirirken ihtimal ifade eden nermelere genellikle
kesinlik ifade eden nermelerden daha kolay ulaldn kabul etti. Fakat bu kadar
sk rastlanlan ihtimal nermelerin trlerini birbirinden ayrt edebilmek iin
kesinliin artlarn anlamak gerektii zerinde de srar etti. Ksacas, (kesin
nermelerin elde edildii kural ve kantlar salad srece) Birinci Analitiklere
(ihtimal nermelerin elde edilmesini salayan kural ve kantlar salad srece)
Topiklerden nce yer verilmesi makuld. 36 bn Rd, Kyas oluturan kurallar
zerine ("On the Rules by Which Syllogisms Are Made"=F al-Qawnn allati
tamal bih al-Maqys) adl risaleyi, Aristo'nun kinci Analitikler'ine dair ksa
erhten (Short Commentary on Aristotles Posterior Analytics) nceye almak
suretiyle bu yaklama aykr hareket etmedi.
lk alma, Topiklerin II-VII. Kitaplarnda yer alan konular mzakere
etmekle snrlandrld. Fakat bu mzakere, brhan (kesin kant sunan) kyasn
keyfiyetini aklamas itibariyle burhan konusuna bir hazrlk olarak tertip edildi.

35

36

Kr. Prantl, a.g.e., cilt. II, 390-392, n. 372, 384-385 sayfalar, n. 334 ve 360-361. sayfalar,
n. 230. Keza kr. a.g.e., 7 . bn Rdn bn Sina ile ilgili eletirileri iin bkz., Magna
Commentaria Posteriorum Resolutionarum in Aristotelis Omnia quae extant Opera...
Averrois Cordabensis in ea... Omnes... Commentarii (Venice: apud Junctas, 1562), cilt. I,
pars secunda, 7a: Circa quod iam erravit Avicenna errore manifesto, cum putaret,
praeponi Topicam arti Demonstrativae... (tercme: Abraham de Ralmes); ya da Et idea
Manifeste erravit Avicenna circa hoc, cum existimet, dialecticam facultatem, seu topicam,
debere precedere artem Demonstrativam... (tercme: Jacob Mantinus); keza kr. 6a.
Kr. Averros Magna Coinmentaria Posteriorum Resolutionarum, 7b-8b.

Charles E. Butterworth ev: Do. Dr. Metin zdemir


____________________________________________________________________________

104

Hibir ekilde diyalektik istidlal ile ilgilenilmedi. 37 Gerekten de diyalektik (cedel)


istidlal, bn Rd onu bu risalede Aristo'nun Topiklerine kk bir erh olarak
mzakere edinceye kadar dikkate alnmad. Dikkatli okuyucuya bu tertibi
kabullendirebilmek iin bn Rd, sz konusu risaleyi, imdilik yalnzca brhn
istidlalin (reasoning) mzakere edilmesinden dolay, diyalektik istidlalin mzakere
edilmesinin uygun olmadn aklayarak balad. 38
Yine Prantl, bn Rd'n, mantk sanatn ve mantk sanatna dair Aristo
izgisini takip eden kitaplarn geleneksel olarak kabul gren tertibini alamaz bir
tarzda aklamaya altn gsteren ok saydaki gstergeleri de dikkatinden
kard. ncelikli olarak mantk sanatnn drde ayrld ifadesine uygun olarak bn
Rd, mantk sanatnn nc ksm olan tasdike girie (prepares) uygun bir
ekilde, Aristo'nun De Interpretatione (Yorum zerine) sine dair kk bir erhini
takdim etti. Bu durum, sz konusu erhin On the Rules Peculiar to Assent (alQawnn allat takhuss al- Tasdq=tasdikin ilkeleri) balyla ve risalenin giri
37

38

Kr. On the Rules by Which Syllogisms Are Made (Fi al-Qawanin allati tamal biha alMaqayis), M 30a19-3 1 a8, 38a22-34a21. Steinschneider bn Rdn mecmuann bu
blmnde diyalektik akl yrtmeden bahsetmediinden o kadar emindi ki, onun topikler
olarak isimlendirilmesini bile reddetti. nk [ona gre] bu balk burada sunulan ilk
risaleye ait olmalyd. Kr. Alfarabi, 148. Bir bakma, Latince basklardan hibiri
diyalektie dair bu risaleyi (Short Commentary on Aristotles Topics) ayr bir risale olarak
sunmad. Bunun yerine o, the Epitome in Libros Elenchorum iinde V. blm olarak dhil
edildi ve ona De Rationibus probabilibus et litigiosis bal konuldu. Kr. Aristotelis
Omnia quae extant Opera... Averrois Cordubensis in ea Omnes... Commentarii, cilt. I,
pars prima, 72b; Vol. 1, pars tertia, 72b; ve cilt.II, 189b (bu ciltte o ayr bir blm olarak
ele alnmamtr, ayrca balk sayfann kenarndadr). Keza kar. Aristotelis Omnia quite
extant Opera... Averrois Cordubensis in ea Omnes... Cornmentarii (Venice: apud Junctas,
1552), cilt. I, 357 (burada da ayr bir balk olarak yoktur). Kr. Aristotelis Omnia quae
extant Opera... Averrois Cordubensis in ea Omnes... Commentarii (Venice: apud
Cominum de Tridino, 1560), cilt. I, 332b. Yine bu basklarda, mecmuaya ait risalelerin
sralannda da bir karklk vardr. bn Rdn, On the Rules by Which Syllogisms Are
Made (f al-Qawnn allat tamal bih al-Maqys) adl risalesinin Short Commentary on
Aristotles Posterior Analytics adl risalesinden nceye alnmasn sylemesine ramen,
yine de o, Junctas 1562 basksnda, Short Commentary on Aristotles Posterior Analytics
adl risaleden sonraya alnmtr. Dahas yalnzca Junctas 1552 basks bu mecmuay bir
btn olarak takdim eder. Junctas 1562 basks Short Commentary on Aristotles Rhetoric
ve Short Commentary on Aristotles Poetics adl risaleleri ayr bir cilt olarak takdim eder.
Hlbuki Tridino 1560 basks, Short Commentary on Aristotles Posterior Analytics adl
risaleyi ve Short Commentary on Aristotles Rhetoric ile Short Commentary on Aristotles
Poetics adl risaleleri ayr birer cilt olarak takdim eder.
Kr. aada [yazarn almasnn burada orijinal metni ve tercmesi verilmeyen ksm],
Short Commentary on Aristotles Poetics, 1. paragraf.

Kelam Aratrmalar 7:2 (200)


105
____________________________________________________________________________

cmleleriyle de ak bir ekilde ortaya kondu. 39 Aristo'nun Birinci Analitikler'ine


dair ksa erh, kyas yapmann, yani tasdikin nasl olutuunun kurallarn vermek
zere tertip edildi. Dolaysyla ona, buna uygun olarak On the Knowledge for
Bringing about Assent (F al-Marjfah al-filah Ii al-Tasdq=Tasdiki Gerektiren
Bilgi zerine) bal seildi. Bununla birlikte bn Rd, bu tr bir aklamann,
mantk sanatnn gerekten de tasdiki oluturan eyi ele alan bu blmne karlk
geldiini dnmedi. Bu yzden de kyas oluturan kurallara dair (On the Rules by
Which Syllogisms Are Made=F al-Qawnn allati tamal bih al-Maqys), bu
risalenin mantn drdnc blmn oluturduunu aklamak suretiyle mantk
sanatnn nc blmnn bir devam olarak tasnif etti. Bu, Aristo'nun kinci
Analitiklerine dair ksa erhin (Short Commentary on Aristotles Posterior
Analytics), tasdikin bir trnn en mehur tr olan burhann- nasl ilediinin bir
izah olduu anlamna gelmektedir. Ayn ekilde, sofistika (safsata=sofistik
deliller), diyalektik (cedel), retorik (hitabet) ve poetik (iir) zerine risaleler,
yalnzca tasdikin dier trlerinin nasl ilediinin pek ok aklayc
rnekleriydiler. 40 u halde aka gzkmektedir ki, bn Rd, Topiklerin II-VII.
Kitaplarn yeniden tertip etmek suretiyle mantksal bir elikiye dmedi,
dolaysyla da kesinlikle kendisinin bu risalelerin mellifi olduu gereini
tartmaya aacak hibir ey yapmad. Sonu olarak Prantl'n bu itiraznn
dierleriyle birlikte reddedilmesi, dolaysyla da Aristo'nun Organon'una dair ksa
erhleri oluturan bu risalelerin otantik olduklarnn kabul edilmesi gerekir.
imdi doru bir ekilde tanmlanan ve otantiklikleri teyit edilen bu risalelerin
biimsel karakterlerinin mzakere edilmesi yerinde olacaktr. Mnih elyazmas,
dokuz risaleyi ihtiva etmekte ve 86 varaktan olumaktadr. Her bir varan uzunluu
21.5 cm, genilii ise 14.5 cm.dir. Tamam ayn olmamakla birlikte varaklar
genellikle 24 elyazmas satr ierir.
39

40

ki tr tasdik vardr. Birincisi, problemi ortaya koymak ve onu dorunun birbirine zt


olan iki ey ierisinde olmasndan dolay bu ikisinden birine indirgemekten, ikincisi ise,
tasdiki oluturmak iin kyas ad verilen bir delil tertip etmekten ibarettir. Biz nce
birincisini ele alacaz. nk o, tasdike gtren yolu hazrlayan bilgiyi vermesinden
dolay problemle ilgili delil getirmede atlmas gereken ilk admdr. Daha nce iaret
edildii zere (aada, n. 22), Paris Judeo-Arabik elyazmasndaki altbalk (Treatise on
the Knowledge Preparing the Way to Assent/al-Qawl f al-Marifah al-muwattiah li alTasdq) ok daha aktr. Kr. Mnih elyazmas, l0bl9-11a2, Paris elyazmas, 11al0-15.
Kr. On the Rules by Which Syllogisms Are Made, Mnih elyazmas, 30a19-30b3, Paris
elyazmas, 33a20-25: Bu sanatta (sebep olan ve bilgi veren olmak zere) iki tip kuraldan
ve daha nce kyasn tr ve snflarn bildiren eylerle ilgili bir mzakereden sz etmitik.
imdi bize kyas yapma imkn veren kurallar hakknda konumalyz. Kr. Mnih
elyazmas, 30b3-31a8, Paris elyazmas, 33a25-34a18, ve Mnih elyazmas, 1a4-8 (Bu
varak Paris elyazmasnda kayptr).

Charles E. Butterworth ev: Do. Dr. Metin zdemir


____________________________________________________________________________

106

Bu risalelerin biri hari, hepsi tam ve doru bir tertip zeredir. Mecmuann
gayesini aklayan giri ksmn (var. 1a-b), Porphyrios'un sagoji'sine dair erh takip
eder (var. 1b-6b). Bunlardan sonra, kategoriler zerine erhler (var. 6b-10b), Yorum
zerine (On Interpretation, var. 10b-16b) ve Birinci Analitikler (var. 16b-30a) yer
alr. Ardndan Topiklerin II-VII. Kitaplar' zerine erh gelir (var. 30a-41b). kinci
Analitikler'e (var. 41b-63a) ve Sofistik rtmeler'e (On Sophistical Refutations,
var. 63a-72a) dair erh ise bundan sonra yer alr. Onlar burada sunulan erhler takip
eder: Topikler (var. 72a-77a), Retorik (var. 77b-86a) ve Poetik (var. 86a-b).
Maalesef 86. varan ou eksiktir. Ancak onun ierii hem Paris elyazmasnn hem
de branice ve Latince tercmelerin yardmyla yeniden oluturulabilir.
Bu elyazmasnda baz hasarlar olumutur. Fakat o yine de okunur
vaziyettedir. lk varan ilk satr biraz silinmitir. Ayrca, 63. varaktan itibaren
elyazmasnn sonuna kadar pek ok varan st keleri kopmu vaziyettedir. Bu
yzden bazen ilk be satrn bir blm eksiktir. Bu eksik sayfa keleri olduka
sonralar kopmu olmaldr. nk Aristo'nun Poetikasna Dair Ksa erh'in (the
Short Commentary on Aristotles Poetics), Mnih elyazmasndan yaplan Lasinio
nshas, bu kayp kelerle mutabk artk bir daha bulunmas mmkn olmayan
okumalar ierir. Yine 77 varaktan itibaren cildin sonuna kadar bir takm kurt
yeniklerinden oluan deliklere de rastlanabilir. Bu delikler bazen ylesine genitir ki,
btn kelimeler ziyana uramtr. Bu elyazmas ciltlenmitir ve cilt kapaklarna
bitiik sayfalar, onun muhtevasnn kabul grmesinin farkl aamalarn
gstermektedir. Ba sayfann durumuna gelince, bu eser ilk defa bn Rd tarafndan
yazld ekliyle tanmland. Fakat onun vermi olduu isim silinmi ve bn
Sina'nn koyduu isim, hem branice hem de Latince karakterlerle yazlmtr. Ayn
sayfada, bu elyazmas, metnin branice karakterlerle yazlan Arapa bir metin
olduuna dair branice ve Almanca bir aklamayla birlikte lib. Medicamenta veya
Sefer Refuot, olarak isimlendirildi. Latince ve Almanca simgeler kullanlarak ayn
hatla yazld anlalan 1216 tarihi de yine bu sayfada yer almaktadr. Dier kapak
sayfasnda ise, Steinschneider tarafndan kurun ve tkenmez kalemle dlen 1864
tarihli notlar bulunmaktadr.
ok eski bir spanyolca ile yazlan bu Rabbn/hahamlara zg el yazs,
byk ve aktr. Her ne kadar bu el yazs, bazen neredeyse deifre edilemeyecek
durumda olsa da, eddeli Arapa karakterleri branice karakterlere dntrmek
gerektii durumlarda, branice karakterler zerindeki noktalama iaretlerine dikkat
edilmitir. Mstensihin ismine ilikin hibir iaret yoktur. Geni hacimli pek ok
dzeltme, sayfann kenarlarnda ve satrlarn stnde yer almaktadr. Bunlarn hepsi
mstensihten farkl bir el tarafndan yazlmlardr.
Paris elyazmas, Mnih elyazmasnda yer alan dokuz risalenin aynsn ierir
ve 103 varaktan oluur. Bu varaklarn 96'snn ierii Mnih elyazmasyla ayndr.

Kelam Aratrmalar 7:2 (200)


107
____________________________________________________________________________

Her bir varan boyu 31 cm., eni ise 20 cm.dir. Ancak yazl alan olarak boy 17.5
cm., en ise 13 cm.dir. Birka mstesna her bir varak 25 satrdan oluur.
Her ne kadar btn risalelerin tertibi doru ve elyazmas tam ise de, JudeoArabik versiyonun ilk vara kayptr. Porphyrios'un sagoji'sine dair erh, hala
mevcut olan ilk be varak zerinde yer almaktadr. Onu, Kategoriler zerine erhler
(var. 6-11), Yorum zerine (var. 11-17) ve Birinci Analitikler (var. 17-33) izler.
Bunlardan sonra, Topiklerin II-VII. Kitaplarna dair erh gelir (var. 33-46). Daha
sonra, kinci Analitikler (var. 46-69) ve Sofistik rtme (Safsata, var. 69-79)
zerine erhler vardr. Bunlar da burada sunulan erhler izler: Topikler (var. 79-86)
ve Poetik (var. 95-96). Farabi'ye ait iki Kk risale, mecmuann dier blmnden
bo bir sayfayla ayrlr. Yalnz bu iki risale Judeo-Arabik'tir. "Burhan'n artlarna
Dair Sz" (The Speech about the Conditions of Demonstration, var. 98a-100a) ve
"Mantk Sanat in Zorunlu Olan Blmler" (Sections Which Are Necessary in the
Art of Logic) ise (var. 100b-103b)'de bulunur. 41
Paris elyazmasnn hatt, Mnih elyazmasnn aksine kavisli (duktus) Rabbn
(Rabbinic) bir hattr. Bununla birlikte o, ok kktr ve dieri kadar ak deildir.
Hatta eddeli Arap harflerini branice karakterlerle gsterebilmek iin branice
harfler zerine ayrt edici noktalama iaretlerinin konulmasna hi zen
gsterilmemitir. Bu hat o kadar kktr ki, Paris elyazmas, eserin hem JudeoArabik hem de branice versiyonlarn iermesine ramen, Mnih elyazmasndan
yalnzca dokuz varak daha fazla uzundur. branice tercme, Judeo-Arabik metnin

41

Mantk sanatnda zorunlu olan blmler Munk (Melanges, 351-352, n. 1) ve


Steinschneider (Alfarabi, 15-16) tarafndan zikredilmitir. Ancak onlar detayl olarak ilk
defa ele alan Profesr H. Blumbergdir. Kr. Alfarabis Five Chapters on Logic
Proceedings of the American Academy for Jewish Research VI (1934-1935), 115-121.
Blumberg bu risalenin yeni bir basksnn olaca konusunda sz vermi olsa da henz
ortada hibir ey yoktur. Bu Blmler yalnzca yirmi yl sonra, Profesr D.M. Dunlop,
gerekten de Blumbergin makalesinden hi haberi olmad halde bu elyazmay ortaya
kard zaman yaymland. Dunlop Paris elyazmasn ikinci dereceden bir kaynak olarak
grd ve stanbul Hamidiye elyazmas 182, varak 3a-5bye bal kalmay tercih etti. Bu
risale, Dunlop tarafndan al-Frbs Introductory Sections on Logic ismiyle
yaymland ve tercme edildi. Bkz., The Islamic Quarterly 11(1955), 264-282. Profesr
Mbahat Trker dier elyazmalarndan da yararlanarak onu tekrar yaymlad ve Trkeye
evirdi. Kr. Frbnin baz Mantk Eserleri, (Ankara niversitesi Dil ve TarihCorafya Fakltesi Dergisi XVI, 1958 iinde), 165-181, 195-213. Profesr Trker,
Burhann artlarna Dair Konumalar/The Speech about the Conditions of
Demonstration da yaymlad. Bkz. Frbnin erit ul-yakini Aratrma I (1963
iinde); Felsefe Aratrmalar Enstits, Ankara niversitesi Dil ve Tarih-Corafya
Fakltesi Dergisi, 173 vd.

Charles E. Butterworth ev: Do. Dr. Metin zdemir


____________________________________________________________________________

108

kar tarafna yerletirilmitir. Her bir versiyonun btn sayfalar hemen hemen ayn
szcklerle balar ve biter.
Paris elyazmas, dikkate deer lde iyi durumdadr. Judeo-Arabik metnin
kaybolan sayfas hari, elyazmasnda her hangi bir hasar olumamtr. Her blmn
bal krmz mrekkeple izilmi sslerle evrelenmek suretiyle daha belirgin hale
getirilmitir. Kenarlarda mstensihten farkl birok el tarafndan yazlm birtakm
dzeltmeler vardr. Kitabn sonunda, mstensihe ilikin bir notta, mstensih
kendisini, Ezra ben Rabbi Shlomo ben Gratnia of Saragossa olarak tantr. 42
42

Bu, Kitb al-Hiss wa al-Mahssu istinsah eden mstensih ile ayn kiidir. Bkz., Modena
(Biblioteca Estensis Manuscript 13, I.D 10); o, bu risalenin istinsahn 1356 C.E. iinde
tamamladn aklad ve ayn yl, bu elyazmasnn istinsahn da tamamlad. Bkz., Die
Epitome der Parva Naturalia des Averros, yaymlayan: Helmut Gatje (Weisbaden: Otto
Harrassowitz, 1961), x-xi. Yahudi mtercimin kimliiyle ilgili baz kukular ortaya
atlmtr. nk ne risalenin sonundaki aklayc not ne de metne ait dier herhangi bir
pasaj onun kimlii hakknda ak bir bilgi verir. Son derece mulk bir dipnotta Renan,
Paris elyazmasnn tercmesini Jacob ben Abba-Maria ben Anatoliye atfeder. (Bkz.,
Renan, a.g.e., 188, n. 2). Daha sonra Munk, bu tercmeyi Samuel ben Yehuda of
Marseillese atfetmek iin ayn lde mulk olan baka bir dipnota mracaatta bulundu.
Ancak o, Renan ile niin ters dtne dair hibir aklamada bulunmad. (Bkz.,
Mlanges, 489, n. 3). Yine Paris katalogunun derleyicisi olan Zotenberg tarafndan baka
bir aday dile getirilmitir. O, Rabbi Jacob ben Makhir of Montpelieri, Paris elyazmasnn
tercmesiyle kesin olarak Rabbi Jacoba tafedilen bu almann dier tercmesi
arasndaki yaknlktan dolay bu elyazmasnn mtercimi olarak tantr. (Bkz., Manuscrits
Orientaux, 160, Ms. no. 917; 167-168, Ms. no. 956; ve 182). Steinschneider ve Lasinio
ise, Paris katalogunun verdii bilgileri kabul ederek bu tercihlerinin nedenlerine ilikin
herhangi bir aklamada bulunmakszn Munk ve Renann tahminlerini reddettiler. (Bkz.,
Alfarabi, 147; Die hebrdische Ubersetzungen, 54-56; ve II Commento Medio di Averroe
all Poetica di Aristotele, nsz, I, xvii). Peder Bouyges, Steinschneider ve Lasinio gibi
bu problem zerinde durmad. Herhangi bir sorgulamada bulunmakszn Paris
katalogunun kararn kabul etti. (Bkz., Notes sur les Philosophes Arabes Connus des
Latins du Moyen Age, 9). Lasinio bizzat kendisinin yaymlad Short Commentary on
Aristotles Poeticse biraz daha dikkatlice baksayd, farkl bir sonuca varabilirdi: branice
tercmenin (ki, o kesinlikle Rabbi Jacobun tercmesidir) yaymlanan versiyonunda, Paris
elyazmasnn tercmesinde bulunan gzden kam bir pasaj vardr. Bununla birlikte, bu
yaymlanan tercmede bulunup da Paris elyazmasnn tercmesinde yer almayan bir pasaj
daha vardr. Problem udur: Paris elyazmas, Rabbi Jakob tarafndan yapld bilinen bu
tercmeye, Samuel tarafndan yaplan baka bir tercmeden daha fazla benzememektedir.
Zotenberg, Samuelin tercmesinin, her ne kadar o, kendi tercmesini yapmaya Rabbi
Jacobun tercmesindeki hatalar dzeltmek iin karar verdiini iddia etse de, Rabbi
Jacobun tercmesinden biraz farkl olduuna ilikin yargsnda ok hakldr. Bununla
birlikte, bilinen bu iki tercme arasndaki farklar, onlardan herhangi birisi ile Paris
elyazmasnn tercmesi arasndaki farklardan daha bakadr.

Kelam Aratrmalar 7:2 (200)


109
____________________________________________________________________________

Elyazmasnn mikrofilm kopyalar ve tam boy foto grafik basklar pek ok


redaksiyon iin kullanld. Fakat her iki elyazmas da bu projenin eitli
aamalarnda dorudan dikkatli bir ekilde gzden geirilmitir. Redaksiyon
amacyla Judeo-Arabik elyazmalarn ayn ekilde deerli olduu grld. Her ikisi
de boluklar, cmlelerin, kelimelerin ve harflerin yer deitirmesi ve basit
gramatikal hatalar nedeniyle eksiktir. Mnih elyazmasn tashih etmek iin yaplan
daha sonraki dzeltme teebbsnn katklarna (yani farkl bir el yazsyla
kenarlarda bulunan ilavelere ve dzeltmelere) ramen, hala pek ok hata
bulunmaktadr. 43 Henz tashih edilememi olan boluklar, basit istinsah hatalar
olarak gzkmektedir: Mstensih, sk sk farkl satrlardaki iki ayn kelime arasnda
yer alan baz szckleri atlamtr. Bu tr hatalar, Paris elyazmasn atlayp Mnih
elyazmasna bal kalmay imknsz klmaktadr. Paris elyazmas da, bu ve daha
baka bakmlardan hataldr. O, Mnih elyazmasnda rastlanmayan saysz
boluklarla doludur. 44 Kaybolan pasajlar, ou kez teknik terimlerle veya anahtar
fiillerle ilgilidir. Mstensih her ne kadar onlar daha sonra doldurmaya niyet etse de
genellikle bo brakmtr.
Her iki elyazmasnda da dakik Arapa imla kurallar ihmal edilmitir. Bunun
Judeo-Arabik'in (Yahudi-Arapasnn branice karakterlerle aktarmnn)
snrllndan kaynakland grlmektedir. mla kurallarna ilikin glkler,
genellikle kantn (argument) anlamn karmada nemli bir glk oluturmaz. Bu
aklamalarn hepsi dikkate alndnda, Paris elyazmasyla Mnih elyazmasnn
birbirinden bamsz olduu grlr. nemli olmayan pek ok basit mstensih
hatalarna ilikin rneklere ilaveten, bir takm yerlerde ylesine saysz hatalar vardr
ki, oralarda her bir elyazmas muhtemel doru okumalardan farkllk gsterir.
Dahas Paris elyazmasnda kaybolan baz pasajlar, aslnda Mnih elyazmasnda da
kayptr. Bunlar ska kenarlarda tashih edilmitir. Ancak bu dzeltmeler, hem Paris
hem de Mnih elyazmasndan farkl bir elyazmasna ait okumalardan mlhem
olmaldr. 45 Her ne kadar bu gzlem, elyazmalarn hala dikkatten kaan noktalarda
hatal olabileceini akla getirse de, bu sadece bn Rd'n retisine ilgi duyanlar
43

44

45

rnein bkz., Short Commentary on Aristotles Topics, 3. paragraf, n. 3; Short


Commentary on Aristotles Rhetoric, 4. paragraf, n. 12 ve Short Commentary on
Aristotles Poetics, 2. paragraf, n. 9.
rnein bkz., Short Commentary on Aristotles Topics, 1. paragraf, n. 3; Short
Commentary on Aristotles Rhetoric, 1. paragraf, n. 4; Short Commentary on Aristotles
Poetics, 2. paragraf, n. 18.
Bkz., Short Commentary on Aristotles Topics, 8. paragraf, notes 5-6 ve 16. pragraf, note
3; keza bkz., Short Commentary on Aristotles Rhetoric, 23. paragraf, note 4. Pasaj
rneklerinde, her elyazmas en iyi olan okumadan farkldr. Bkz., Short Commentary on
Aristotles Topics, 9. paragraf, n. 20; Short Commentary on Aristotles Rhetoric, 2.
paragraf, n. 3; ve Short Commentary on Aristotles Poetics, 2. paragraf, n. 10.

Charles E. Butterworth ev: Do. Dr. Metin zdemir


____________________________________________________________________________

110

iin metinlerin tamamnn dikkatli bir ekilde incelenmesini daha zorunlu hala
getirir.
Paris elyazmasnn, Judeo-Arabik versiyonunda rastlanan pek ok boluktan
kaynaklanan dier bir problem, branice versiyonda grlmez. Bunun iki tr
aklamas yaplabilir; fakat yalnzca biri makuldr: Judeo-Arabik versiyonun,
branice tercmenin zayf bir tercmesi olduu varsaym yanl bir karmdr.
nk herhangi bir mstensihin onu braniceden bn Rd'n Arapasna bu
lde bir sadakatle tercme edebilmesi imknszdr. Dolaysyla branice
tercmenin, aslnda Judeo-Arabik versiyona ait metinden daha iyi bir Arapa
versiyona sahip bir metinden yapld anlalmaktadr. Mnih elyazmas, Paris
Judeo-Arabik elyazmasndaki boluklarn ounu doldurduu iin daha fazla tercih
edilebilir ya da brani mtercimin kulland metne daha yakn bir metinden
hareketle tashih edilebilir.
Tercme, orijinal Arapaya sadk ak ve anlalabilir bir ngilizceyle
yaplmtr. Ancak bunu her zaman yapabilmek iki adan mmkn olmamtr. Her
eyden nce bu risalelerin teknik karakteri, bazen kanlmaz etin glkler
oluturmaktadr. bn Rd, ak bir ekilde mantn genel zelliklerine aina olan
bir kitleye yneldi ve bu yzden de zel bir terminoloji kullanmakta ya da manta
dair syleme uygun dmesi iin donuk bir konuma yapmakta tereddt etmedi.
kincisi, sitildeki birtakm baarszlklar mmkn olduu lde entelektel
konumaya mutabk kalmaktan kaynaklanmtr. Ayn szckler, her
karlaldklarnda ayn ekilde tercme edilmilerdir. Burada, herhangi bir metni
dikkatli bir okumann bir bakma okuyucuyu baz szcklerin ortaya kmasna ve
tekrar etmesine dikkat etmeye zorlayaca dncesi hkimdi. Eer kelimeler,
mtercimin zevkine uygun olarak tercme edilirse, bu okuyucuya daha yakn bir
yoldur. Ksacas, btn aba sadk ve anlalabilir bir tercme iin yapld. Konular
kolaylatrma yoluna, edebi anlamda beli olmayanla belagat asndan esnek olan
arasnda bir seim yapmaktan kanmann mmkn olmad durumlarda gidildi.
Tercmeye saysz dipnotlar elik etti. Bundaki maksadmz, okuyucunun
metni anlamasna yardmc olmaktr. Bu nedenle, notlar teknik terimleri aklar veya
bn Rd'n farkl melliflere, kitaplara ve grlere yapm olduu referanslar
hakknda daha salam bilgi verir. Yine melliflerin eserlerine yaplan referanslarn
sayfa numaralar yannda, onlarn doum, lm ve telif tarihleri de notlar arasna
alnmtr. Gerekli grldnde, Aristo'nun tanmlaryla bn Rd'n aklamalar
arasnda bir mukayesenin yaplabilmesi iin Aristo'ya referanslar da notlar arasna
dhil edilmitir. Bu risalelerde, Aristo'nun erhi yaplan kitaplarna hibir marjinal
referans yoktur. nk bn Rd, bu eserleri sistematik bir ekilde izlemedi; az nce
ifade edildii zere, o tamamen onlar yeniden ina etti.
Her bir risale ya da erh, okuyucuya bn Rd'n dncesini daha rahat takip
edebilme imkn vermek iin paragraflara ve blmlere ayrlmtr. Bu redaksiyon

Kelam Aratrmalar 7:2 (200)


111
____________________________________________________________________________

iindeki en nemli kural, mnazarann btn aamalarnn ak bir ekilde ifade


edilmesi olmutur. Her ne kadar bn Rd, dnemindeki Arap mellifler, bugnk
anlamda paragraflar kullanmasa da gnmzde paragraf formunda ifade edilen
dnce deiimlerine iaret etmek iin kullanlan baz uygulamalar yaygnd.
Ayrca, mnazaradaki deimeye herhangi bir risalenin ada blmlemesine
uygun bir biimde iaret etmek iin, koyu kalem darbeleri kullanld. Bu her iki
uygulamaya, hem tercmede hem de redaksiyonda dikkat edilmitir.
METNN RETS ZERNE
bn Rd'n Aristo'nun Topik'lerine, Retorik'ine ve Poetika'sna dair ksa
erhleri, daha hacimli bir eser olan Aristo'nun Organon'una dair ksa erhler
mecmuasnn paralardr. Bununla birlikte onlar, bu mecmuada yer alan dier
risalelerden nemli bakmlardan farkllk arz ederler. Dier risaleler, zorunlu
nermelere dayanan, dolaysyla da zorunlu sonular veren istidlal trne
(demonstrative syllogism) burhan kyas- ynelik kavramlar ve onun nasl
kullanldn aklar. Bununla birlikte, bu risale, zorunlu nermelere ve burhan
istidlale dair salt analojileri (similitudes) kullanan sanatlarla ilgilidir. Ayrca, dier
risaleler akln nasl doru bir ekilde kullanldn rettikleri iin tavsiye edilirken
bu risale, herhangi bir durumda, zellikle de politik kararlar ve dini inanlarla
ilgili konularda, dier insanlar etkilemek maksadyla doru istidlali taklit ya da
ksaltma yollarn gstermek iin takdim edilmektedir.
Ayrca bu risale, mecmuadaki dier risalelerden fiziksel olarak da ayrdr.
Ne Retorik'in ne de Poetika'nn geleneksel olarak Organon'a ait grlmesine ramen,
bn Rd, Aristo'nun Retorik'ine ve Poetika'sna dair ksa erhleri, Organon zerine
ksa erhlere ilikin bu mecmuaya son iki risale olarak dhil etti. Yine o, Aristo'nun
Topikleri ve Sofistik rtmelerine ilikin ksa erhlerin yerlerini, onlarn
Organon'un geleneksel anlayna uygun tertiplerini dikkate olarak tersine evirdi.
Sonuta, Aristo'nun Topikleri'ne, Retorika'sna ve Poetika'sna dair ksa erhler,
mecmuadaki son risalelerdir. Organon'un bu kapsaml bir ekilde yeniden gzden
geirilmesinin neminin dikkatlerden kamamasndan dolay bn Rd, bu
risalelerin farkl statlerinin baka bir aklamasn nerdi. O, Aristo'nun
Topikleri'ne ve Sofistik rtmeleri'ne dair ksa erhlerin tertiplerini tersine
evirmesini gerekelendirmek iin, safsata sanatn, brhan kantlarla ilgili
aldatmaca ile snrlandrd. Aristo'nun eseriyle hibir paralellii bulunmayan bu
snrlama, sofistik kantlara dair risalenin niin bu mecmuada yer alan brhn
kantlar hakkndaki risaleyi izlediini aklamaya yardm etti. bn Rd, ayn
zamanda diyalektik (cedel) sanatn, onun ikna etmedeki yararlln verek retorik
(hitabet) sanatyla, yine yaratc tasvirleri sayesinde insanlar ikna edebilecei

Charles E. Butterworth ev: Do. Dr. Metin zdemir


____________________________________________________________________________

112

dncesiyle iir sanatn da retorikle ilikilendirdi. 46 Btn bu gzlemler, daha


hacimli mecmuann bir btnlk arz etmediini, dolaysyla da tam bir retiye
ulamak iin bu ynyle deerlendirilmesi gerektiini gstermesine ramen, o iki
temel blme ayrlabilir ve salayaca faydaya binaen bu blmlerden her biri ayr
olarak incelenebilir.
Bu risaleleri incelemekteki ama, onlarn baka bir blme ait olmalarndan
ziyade, bn Rd'n retisinde, siyaset, din ve felsefe arasndaki ilikiyi anlamaya
almaktr. Bu tr konularn entelektel anlamda farknda olmak, onlarn dnce
ve eylem zerinde oluturduklar srekli bir etkiden dolay nemlidir. Bilgili
insanlar kadar bilgisiz insanlar da ister vatanda, ister farkl milletlere mensup
isterse sadece i orta olsunlar, birbirleriyle daha iyi geinmenin yollarn ararlar.
Yine i, oyun ve aile hayatna ilikin kararlar, bir kimsenin evrendeki yerine ve bir
insana yarar hayat trne dair grleriyle irtibatldr. Bu grler ister zel bir
vahiyden alnan ilkelere dayansnlar isterse bamsz bir dncenin rn olsunlar,
gnlk hayatta nemli bir rol oynarlar ve akln kullanan insanlarn son derece
dikkatini ekerler.
bn Rd, bu konularn retimine ilikin nemli bir kaynaktr. nk onlarn
birbiriyle ilikisi problemi, onun pratik ve entelektel aktivitesinin byk bir ksmn
oluturdu. Bizzat kendi toplumunda baskn olan vahye dayal dinin kaynaklarna ve
yorumlarna ilikin mstesna bir birikime sahip olan bn Rd, onun ilkelerini, kad
(yksek yarg) lk grevi esnasnda zel konulara uygulad ve Muvahhidn
hkmdarlarna danmanlk yapt sralarda, bu dinin siyasi alana ilikin daha
geni boyutlar zerine dnd. O bizim iin, zellikle kendisini yaad toplumda
yaygn olan kanaat ve dncelerle snrlandrmamasndan dolay nemlidir. Aksine
o, vahye dayal bir dinden etkilenmeyen bir topluma mensup olan Aristo'nun
retisinde, nadir bir felsefi baka rastlad. Dolaysyla kendi vatanda olan
mslman bilginleri, Aristo'nun dncesi zerine aklayc erhler yazmak
suretiyle, onun fazileti konusunda ikna etmeye alt. Hatta birka kez de, bu
tartmay, Ehl-i Snnet'in hamasi savunmalarndan kaynaklanan saldrlara kar,

46

Bkz., Short Commentary on Aristotles Topics, paragraf, 1: Biz u ana kadar, kesin
tasdik ile tam tasavvuru birbirinden ayran eyler, ardndan da onlarla ilgili hataya
srkleyen hususlar hakknda konutuk. imdi de diyalektik ve retorik tasdiklerle
onlardan her birisinin kapsam alan hakknda sz edelim. Keza bkz., Short Commentary
on Aristotles Rhetoric, paragraf, I. iir sanatnda kyas istidlaller kullanlmasa da, o,
hayali tasvirler araclyla ikna etmeye alr. Bkz., Short Commentary on Aristotles
Poetics, 1 ve 3. paragralar. Burada dile getirilen yorum, ilk defa Averros: Politics and
Opinion, adl makalede dile getirilen baz fikirleri daha da amaktadr. Bu makale iin
bkz., American Political Science Review LXVI (1972), 894-901.

Kelam Aratrmalar 7:2 (200)


113
____________________________________________________________________________

felsefi aktiviteyi savunmak ve hem dinin siyasi anlamn hem de dini dncenin
teorik snrlarn aklamak maksadyla daha geni kitlelere at. 47
bn Rd'n btn yazlar arasnda, Aristo'nun Topikleri'ne, Retorikas'na ve
Poetikas'na dair ksa erhler, onun siyaset, din ve felsefe arasnda var olduunu
dnd iliki hakknda bir fikir edinmek iin en iyi kaynaklardr. lk olarak, onun
bu probleme dair dncesi, szn farkl trlerinin mantksal karakteriyle; yani
onlarn kesin bilgiye yaknlklar ve her birinin vazedilebilecei aratrmaya ynelik
ya da pratik gayeleriyle ilgili spesifik fikirlere dayand. Bu fikirler, onun mantksal
sanatlara dair daha hacimli erhlerini kapsayan dier eserlerinde zmnen ifade
edilirken bu risalelerde akla kavuturulmaktadr. kinci olarak, bu risaleler, bn
Rd'n kendilerini akidenin savunucular olarak grenlerle daimi anlamazlnn
nedenlerine ilikin pek ok ifade ierir. bn Rd'e gre, bu cedelci (diyalektik)
kelamclar ve dini gelenein statlar, imann basit esaslarn anlatmak iin son
derece kark kantlar kullanmak suretiyle halkn kafasn kartrmaktan
sorumluydular ve kompleks hale getirdikleri iman korumak bahanesiyle felsefeye
saldrma suunu ilemekteydiler. bn Rd'n onlarla olan anlamazlnn
nedenlerinin farknda olmak, bu anlamazln onun hem siyasal yaamla dini inan
hem de dini inanla felsefi tetkik arasndaki ilikiye dair fikirleriyle kar kt arka
plan olmas hasebiyle nemlidir.
Bununla birlikte, bu risalenin temel retisi hemen aka ortaya kmaz.
O, farkl mantk sanatlarnn teknik aklamasyla o kadar yakndan ilikilidir ki,
risaleler ilk planda btnyle teknik bir yap arz eder. Her ne kadar ilk planda teknik
izahn bu sanatlardan her birine ilikin yaygn olan yanl anlamalar tashih etmek
iin tertip edildii ak olarak gzkse de, bu tashihin daha derin anlamnn
aratrlp bulunmas gerekir. rnein, retoriin ve iirin manta dhil edilmesinin
baka bir faydas, onlarn bn Rd'e, hem her bir sanatn mantn karakteristik
zellikleri iindeki dalm ekline temas etme, hem de aratrma ve retimdeki
nemini vurgulama imkn vermesidir. Bu yzden o, retorii ve iiri, belagate
hasretmeye ve her birinin yalnzca slup asndan incelenmesine ilikin yaygn
eilime kar kt. Bu bakmdan okuyucuya, retorik (hitab) kantlarn kesinlikten
ne kadar ok uzak olduunu ve hayal tasvirlerin ounlukla gerek eylerdeki en
47

Sz konusu olan bu eserler; George F. Hourani tarafndan yaymlanan, Kitb Fasl alMaql Wa Taqrr ma bayn al-Shariah wa al-Hikmah min al-Ittisl (Book of the Decisive
Treatise and Stipulation of the Relationship between Divine Law and Philosophy, Leiden:
E.J. Brill, 1959) adl almalar ile Mahmud Kassem tarafndan yaymlanan Kitb alKashf an Manhic al-Adillah f Aqid al-Millah (The Book of Uncovering the Clear
Paths of the Signs about the Beliefs of the Religious Community, Cairo: Maktabat alAnglu a1-Miriyah, 1963) ve nihayet Peder Bouyges tarafndan yaymlanan Tahfut alTahfut (The Incoherence of the Incoherence, Beirut: Imprimerie Cathoiique, 1930) adl
almalardr.

Charles E. Butterworth ev: Do. Dr. Metin zdemir


____________________________________________________________________________

114

kk benzerliklere dayandn hatrlatmas, bn Rd' kolayca her bir sanatn


genel olarak kabul gren siyasi ve dini kullanmlaryla ilgili bilgimizin stats
hakknda dnmeye tevik etti. 48 Bylece o, grnte soyut ve hi bitmeyen bir
tartmay, somut ve gncel problemlere uygulama yoluna gitti. Onun uygulad bu
yntemin avantaj, hibir zaman bilimsel objektiflik rtsn kaldrmaya
zorlamamasyd.
Bununla birlikte, bu yntemin makulln takdir etmek iin onun effaf
ynnn fark edilmesi gerekir. bn Rd, onun fark edilmesini, akllca yaplan ince
telmihlerde bulunmak suretiyle kolaylatrmaya alt. Bunlarn ilki, daha kapsaml
olan risalenin hemen banda grlr. O orada, mantk sanatlarn zet olarak
aklamasna, bunun kendi dneminde henz kemale ermi olan bu sanatlarn
gerekli ynlerini renmek isteyen kimse iin zorunlu olan saladn gereke
gsterdi. Bu gerekelendirme sz konusu risalenin; ilgili kimselere, henz kemale
ermi olan bu sanatlar renebilmelerini salayan kavramlar edinme imkn
vermek eklindeki hedefiyle yakndan ilikiliydi. Bu hedefin bilinmesi, tasavvur ve
tasdikin, burhan, cedel, safsata, retorik (hitabet ve belagat) ve iir olarak tespit
edilen mantk sanatlarnn her birinde nasl kullanldn anlamay gerekli kld. 49
Hibir zaman ifade edilmemesine ramen, bylesine bir hedef iin ak gereke,
herhangi bir bakmdan nemli olan henz kemale ermi daha baka sanatlarn
gerekli ynlerinin bilinmesiydi.
Giri ksmnda, bn Rd tarafndan henz kemale ermi sanatlara rnek
olarak yalnzca tp zikredildi. Ancak o bunu aklarken diyalektik (cedel) kelam,
geleneksel kelam (traditional theology), ve geleneksel hukuk (traditional
jurisprudence) gibi baka fenlere (arts) de yar ak bir ekilde referansta bulundu.
O, girite ak bir ekilde tp sanatndan sz etse de, daha kapsaml erhi esnasnda
hibir zaman onunla ilgilenmeye almad. Aksine, bu daha kapsaml erhte o, daha
nce ak olarak zikretmedii baka sanatlardan bahsetme yoluna gitti. Bu adan bu
risalelerin nihai hedefinin, okuyucuya, mantkta ve zellikle de henz kemale ermi
bu sanatlarda kullanlan tasavvur ve tasdik trlerinin farkl mertebelerini
deerlendirmede yetkinlik kazanma imkn vermek olduu anlalmaktadr. Elbette
bu, sz konusu sanatlarn eletirel anlamda nasl deerlendirileceini renmek iin
48

49

Bkz., Short Commentary on Aristotles Rhetoric, 38-40. paragraflar ve Short Commentary


on Aristotles Poetics, 1-2. paragraflar.
Bkz., General Introduction, Mnih elyazmas, 1a4-l1: Bu risalenin amac, btn mantk
sanatlaryla ilgili zorunlu bilgileri, onlarn be tr (yani burhan, cedel, safsata, retorik ve
iir) ierisinde kullanlan tasavvur ve tasdik trlerinin mertebelerini gstermek suretiyle
zetlemektir. Dolaysyla bu sanatn kapsam, henz kemale ermi olan bu sanatlar
renmede en zorunlu olan eyleri iine alr. Nitekim gnmzde tp vb. sanatlarn pek
ou bu ekildedir (yani henz kemale ermitir). Paris elyazmasndaki mukabil varak
kayptr.

Kelam Aratrmalar 7:2 (200)


115
____________________________________________________________________________

onlarn gerekli ynlerini bilebilecek boyutta deildir. Bu yzden sz konusu nihai


hedefin tespiti, henz kemale ermi bu sanatlarn tespitinden ayr olarak
dnlemez. Bu her iki tespit yapld zaman, mantksal aklamann pratik ve
reformist karakteri ak olarak ortaya kar.
zellikle nem arz eden dier bir incelik de mantk sanatlarnn bu muhtasar
zetlerinin, tm mecmuann en sonunda yer alan daha kapsaml bir retiyi
iermesidir. Orada bn Rd, farkl mantk sanatlarn belirli bir hiyerari ierisinde
sunmakta tereddt etmedi. Oysa iirlerden kazanlan zel yetenek, ak olarak
herhangi bir kimseye zg mkemmellik ve mantn doru anlalmas, yani
tasavvur ve tasdik trlerinin farkl mertebelerini anlama bakmndan gerekli
olmad, ancak nihai insani mkemmellii kazanmada bir giri mahiyetinde olduu
eklinde deerlendirildi. stelik nihai insani mkemmelliin insann doru teoriyi
kazanmasna bal olduu aka ifade edildi. Bu ayrmn nedeni, teorik bilginin
pratik faaliyete stnlne ilikin bir n yargdan kaynaklanr. Dolaysyla bu
ayrm, iir sanatnn bir kimseye yapma ve gerekletirme imkn verdii eylerin,
daha kapsaml olan mantk sanatnn anlamak iin sunduu eylere nispetle daha
nemsiz olduunu ima etmektedir. 50 Bu ayrmla ilgili arpc olan ey, bn Rd'n,
iire, parann btnle ilikisi balamnda daha kapsaml olan mantk sanatna
kolayca boyun edirmekten kanmasdr. Bunun yerine o, onlarla ilgili olarak adeta
daha stn bir kabul iin yarmaktan sz eder. Yani gerekte bn Rd, iir
sanatnn edebiyattaki baat rolne ilikin iddialara inanmaktadr. Dolaysyla o,
iirin mantktan nemsiz olduunu kesin bir tarzda gstermeden nce bu iddialarn
tanklna bavurur.
bn Rd'n bu temel hiyerari zerinde srar etmek suretiyle sz konusu
risaleden kard sonu; onun kolayca fark edilebilecek imalarndan dolay
nemlidir. Birincisi o, bir btn olarak mantk sanatnn nispi olmadn, ancak
kesin bir standarda referansla ynlendirildiini ileri srer. kincisi o, farkl mantk
sanatlarnn ncelie ilikin eit savlara sahip olmadn, dolaysyla onlarn
iddialarnn nihai insani mkemmellii kazanmay kolaylatrmalar bakmndan
50

Bkz., Short Commentary on Aristotles Poetics, 4-5. paragraflar. Yukardaki kanaat, Short
Commentary on Aristotles Posterior Analytics adl risalede belirtilmitir. Orada insann
niha kemaline, eyann en uzak sebepleri hakknda kesin bilgiye sahip olmas ve
felsefenin de bu bilgiyi saladn bilmesiyle eriecei aklanmtr. Yine orada, bu
konudaki daha ayrntl bir aklamann baka bir eserde bulunduu da ifade edilmitir.
Bkz., Mnih elyazmas, 57a 17-19, Paris elyazmas, 63a 2-4. Benzer bir kanaat retorik
hakknda da dile getirilir. nk retorik ve iirin nihai tanmlamalar hemen hemen
ayndr. Bkz., Short Commentary on Aristotles Rhetoric, 45. paragraf. Ancak iirde,
eylem ve tavr imkn veren hususlarda konuulabilir. nk Aristo, iirin fikir
oluturmada herhangi bir katksnn olduunu reddetmitir. Bkz., Short Commentary on
Aristotles Poetics, 1-2. paragraflar.

Charles E. Butterworth ev: Do. Dr. Metin zdemir


____________________________________________________________________________

116

deerlendirilmeleri gerektiini gsterir. Temel fikir udur: Eer insann


mkemmellii teorik anlamaya bal ise, o zaman onun eylemleri ya da pratik
uygulamalar, teorik doas itibariyle en gelimi insanlara zg bir ekilde
dzenlenmelidir. Mantk, teorik bilginin ayrt edici zelliklerinin kendi iinde
aklanmasndan dolay nemlidir. Bu itibarla teorik bilgi dier bilgi trlerinden
ayrlmtr. Hatta o, teorik bilginin nasl kazanlacan gsteren yegne sanat (art)
dr.
bn Rd iin mantn ayrt edici vasflarn bylesine ak bir ekilde
zikretmek, onun kullanlmasnn geni bir nfuza sahip baz kimseler tarafndan
yerilmesinden dolay zorunluydu. Manta kar olanlar genellikle onun yabanc
kkenli oluunu eletirdiler ya da dier sanatlarn teorik bilgiyi daha dorudan
saladn iddia ettiler. Sz konusu daha kapsaml erhin genel havas, mantn
baka bir dnyaya ait olduu kadar slam dnyasna da ait bir sanat olduu
eklindeki ilk tartmay bir kenara brakr. Mantn gayesine ilikin nszde
zikredilen bu sanatlar; yani mantn eletirel deerlendirmelerini kolaylatraca
sanatlar, teorik bilgiyi kazanmada mantktan daha yksek meziyete sahip olduu
dnlen sanatlar arasndadr. Bu yzdendir ki, onlarn eletirel deerlendirmeleri
ok nemlidir.
Her ne kadar daha nceki bir almada ele alnsa da, sz konusu eletirel
deerlendirme, her bir mantk sanatnn olduka sekin bir sunumu araclyla bu
risalede yapld. Bu yzden bn Rd, kendisinin diyalektie (cedel), retorie ve iire
ilikin aklamasn sunarken bu ilk iki sanatla ilgili teknik ynlere vurgu yapt. Her
bir risalede tartmalarn yapl ekline, nasl kullanldklarna ve onlarn nemine
dair olduka kapsaml aklama yapld; bu sanatlarn pratik olarak nasl
kullanlabilecekleri, yani, onlarn temel grevlerinin ne olabilecei hakknda ak bir
mzakere yer ald. Bunun sonucu olarak, her iki sanatn temel zellikleri ihmal
edildi. rnein Aristo'nun Topikleri zerine Ksa erh'te, diyalektik nermelere,
diyalektik tartmann salad inancn mertebesine ve diyalektiin burhana
yaknlna ilikin bir aklama yer alrken, onun teorik sanatlar ya da metafizik gibi
dier erhlerde aka iaret edilen benzer konular renmeye hevesli olanlar iin
mmkn kullanmlarnn ne olabileceine dair herhangi bir atfta bulunulmad. 51
Ayn ekilde, Aristo'nun Retorii zerine Ksa erh'te, retoriin uygulanabilecei,
tartma, savunma, sulama, vme ve yerme gibi standart kullanmlar, sz konusu
risalenin son ksmna kadar suskunlukla ihmal edildi. Hatta bundan sonra da

51

Bkz., Short Commentary on Aristotles Topics, 21. paragraph. Keza bkz., Averros, Short
Commentary on Aristotles Posterior Analytics, Mnih elyazmas, 56b 22-57a24, Paris
elyazmas, 62a 15-63a6; Averros Talkhs Kitb m bad al-Tabah, yaymlayan:
Uthmn Amin (Cairo: Mustafa al-Bb al-Halab, 1958), 1:10-2:8, 5:12-6:14 ve Aristotle
Posterior Analytics, 77a29-35, 86a22-30.

Kelam Aratrmalar 7:2 (200)


117
____________________________________________________________________________

onlardan nadiren sz edildi. Buna karn Aristo'nun iiri zerine Ksa erh, farkl
bir tarzda sunulmutur. iir sanatnn teknik boyutlarna ilikin ok az ey
sylenirken onun kullanm alanndan nispeten ok fazla sz edilmitir. Bu
seiciliin detaylarn daha iyi kavramak ve onun nemini daha iyi anlamak iin sz
konusu her bir sanatn zetine bakmak gerekir.
bn Rd, diyalektik sanat zerine konuurken onun, salad delillerin kesin
gzkmesine ramen burhanla kartrlmamas gerektiine vurgu yapt. Her iki
sanat arasndaki en ciddi fark, brhn nermelerin daima doru ve kesin olmasna
karn diyalektik nermelerin yanl olma ihtimalidir. Ksacas, bir diyalektik
nermenin seimindeki temel dnce, burhanda olduu gibi doruluk deil, aksine
onun mehur olmasdr. Diyalektik kyaslarda kullanlan nermeler, bir baka adan
da brhan kyaslarda kullanlan nermelerden farkldr. Klli/tmel yklemlerin
kullanlmasna ramen diyalektik kyaslar, brhan kyaslarda kullanlan klli/tmel
yklemlerin hepsini kapsamazlar. Diyalektik kyaslarn btn nermeleri, onun
burhana benzemesine engel deildir. Buna karn, diyalektikte kullanlan karsama,
burhanda ok daha snrl bir kullanma sahiptir. Nihayet, diyalektik, burhan sanatna
elverili olanlara nispetle ok daha fazla kyas kategorisini kullanmas bakmndan
burhandan farkldr. 52 Akas, diyalektik sanat, burhan sanatyla
kartrlmamaldr. Bununla birlikte metnin btn yine de zayf gzkmektedir.
Dolaysyla herhangi bir kimse ondan bir fayda salayamaz, yalnzca bn Rd'n
niin bu kadar kk bir ey uruna btn bu teknik mlahazalar zerinde
durmaktan haz aldn merak eder.
Cevap nispeten basittir: Bu skc teknik mzakere, daha nemli bir temel
tartma iin bir giri mahiyetindedir. rnein, tmevarmla (induction) ilgili uzun
bir tartma, bn Rd'n diyalektii kullanan kelamclara dair eletirisi iin bir
temel olarak hazrlanmtr. Bu, bn Rd tarafndan srekli olarak zikredilen zel
bir tmevarm dikkatli bir ekilde mlahaza edildiinde aka grlr: Bu
tmevarm, btn cisimlerin, onlardan etrafmzdaki pek ounun bize yaratlm
olarak grlmesinden dolay yaratlm olduunu kantlamak iin kullanlmtr. Bu
tmevarmn sonucu, bizzat dnyann bir cisim olmasndan dolay yaratldna
ilikin bildik bir kyasn byk nermesiydi. Her ne kadar bn Rd, hibir zaman
her iki delili ak bir ekilde rtmese de kyasn nermelerini oluturmak iin
tmevarmn sonularnn kullanlmasnn mantksal uygulama asndan son derece
tartmal olduunu gsterdi. Tmevarmn sonular en fazla, henz genel olarak
bilinen bir eyi onaylamaya yarayabilir. Fakat onun, bilinmeyen bir eyi kefetmede
hibir yarar yoktur. Bu yzden onun retisi, tmevarma diyalektik istidlalde ok
snrl bir rol verdi. rnein, diyalektii kullanan kelamclar gibi tmevarmdan
geni lde yararlananlar ve onun kullanmna hibir snr getirmeyenler, gerekten
52

Bkz., Short Commentary on Aristotles Topics, 1-4, 6, 8-11, 15-19. paragraflar.

Charles E. Butterworth ev: Do. Dr. Metin zdemir


____________________________________________________________________________

118

uyguladklarn iddia ettikleri bu sanat hakknda hibir ey bilmiyorlard. Bu sanatn


deerini anlamann en iyi yolu, onlarn delillerinin temellerini ykmak ve bu sanata
yeniden salam bir temel oluturmakt. Bu yzden bn Rd, diyalektiin salad
tasdik trn belirlemeye, doru diyalektik delilin ne olduunu ve onun nasl ina
edildiini gstermeye, bu kyaslarda kullanlan nermelerin snrlarn aklamaya
ve diyalektik sanatn, delillerinin kalitesi lsnde dier sanatlarla
ilikilendirmeye alt. Her eyden nce bu taktik ona, diyalektii kullanan
kelamclar isimleriyle anmaktan kanma imkn verdi. Bu onlara burada aka
saldrmak yerine ustaca hazrlanm bir pland. O, sanki burada onlardan
bahsetmenin yeri deilmi gibi onlar grmezlikten geldi. Daha sonra onun bu
sessizliinin yansmas, onlarn gerekten diyalektik sanatyla ili dl olmamalar
gerektii uyarsnda bulunmak eklinde oldu. Hatta, onlarn kelam tartmalarda bir
sanat icra ettiklerini sylemek mmkn olmakla birlikte, bu sanatn diyalektik
olmad ok akt.
phesiz bu yorum, bn Rd'n diyalektii kullanan (cedelci) kelamclarla
ilgili suskunluu zerine ar vurgu yapmaktadr. Yine de baka bir aklama, bu
risalenin zellikle Aristo'nun Retoriine dair ksa erhle mukayese edildiinde tuhaf
karakterini izah edemez. Eer herhangi bir risalede diyalektii kullanan kelamclara
dair bir tartma yaplacak idiyse, bunun diyalektie, yani onlarn uyguladklarn
iddia ettikleri sanata dair bir risalede yaplmas uygun olurdu. Oysa bn Rd, bu
tartmay, retorie dair risalesine havale etti. O yine de, bu risalede diyalektii
kullanan kelamclar hakknda fikir yrtmeyi btnyle ihmal etmedi. nk
onlarn gzde kantlarna ak gndermelerde bulundu. Bu nedenle sz konusu
risalenin retisiyle bu beklenmedik bir ekilde ihmal edilen diyalektii kullanan
kelamclar arasndaki ilikiyi sormak gerekmektedir. Az nce dile getirildii zere,
risalenin btn seyri, daha sonra zellikle nem kazanan diyalektiin sk bir
yorumuna dorudur. Ayrca, diyalektiin farkl kullanmlarndan ziyade snrlarna
ve ne iin uygun olduundan ok ne iin uygun olmadna vurgu yapmak suretiyle
bn Rd, diyalektii kullanan kelamclarla ayn fikirde olmadn gstermeyi
baard. rnein bu risaleye gre, diyalektik sanat aratrma iin tamamen
elverisizdi. bn Rd, burada onun aratrmaya ilikin imknlar hakknda sessiz
kalmaya devam etti. Keza o, diyalektiin burhanla ayn gce ve mantksal
zorunlulua sahip olmadn gstermek istercesine diyalektik ile burhan arasndaki
teknik farklara da vurgu yapt. Bunlarn da tesinde o, ak bir ekilde diyalektii
renmenin brhan sanatlar izleyip gerekletirmekle ilgili olduunu, Aristo'nun
grne tamamen ters decek biimde inkr etti. 53 Ksacas, bn Rd,
diyalektiin, aratrmada burhan sanatnn kullanlmas gereken yerlerde
kullanlmamas gerektiini gstermek istedi. Bununla birlikte, bn Rd'n dier
53

Bkz., a.g.e., 21. paragraph ve n. 3.

Kelam Aratrmalar 7:2 (200)


119
____________________________________________________________________________

yazlarnda diyalektiin aratrmayla ilgili kullanm imknlarna yapm olduu


saysz atf nedeniyle bu sunumun ksm ve snrlayc olduunun dnlmesi
gerekir. Daha kapsaml teori udur: Diyalektik, burhan sanatnn kullanld
herhangi bir konuyu aratrmada kullanlabilir. Ancak diyalektik aratrmadan
beklenilen kesinlik derecesi, brhan aratrmadan beklenilenden daha dk
seviyededir. bn Rd, diyalektikle ilgili bu ksm ve snrlayc teoriyi sunarak
okuyucuya diyalektii kullanan kelamclarn btn faaliyetlerini sorgulamaya alma
imkn verdi. Eer diyalektik sanat pek ok teorik aratrmada kullanlamayacaksa,
o zaman diyalektik kelamn karmak kelam (theological) tartma karakteri
desteklenemez. Bu tartmalar, burada takdim edildii gibi, diyalektiin elverisiz
olduu eyin detayl ve derin bir metafiziksel incelemesini gerektirir. Ksacas,
diyalektii kullanan kelamclar, ya elde ettikleri sonulara baka bir sanat
araclyla ulatlar, sonra da onlar diyalektik terimlerle sundular ya da kendilerinin
diyalektik delillerine gereinden fazla kesinlik atfettiler. Durum her ne olursa olsun
onlarn diyalektii kullanmalar bir hatayd.
bn Rd, ayn eyi, diyalektii byle ksm ve snrlayc bir tarzda sunmadan
da yapabilirdi. rnein o, "Tutarszln Tutarszl"nda (Incoherence of the
Incoherence), Gazl'nin felsefeye ynelik saldrlarn karlamak iin diyalektik
kantlar kulland. Aratrma konusu bu minvaldeydi. O da bu yzden ok nemli
felsef ve kelam problemleri incelemek iin diyalektii kulland. O hibir zaman bu
sanatn snrlarna ilikin grn deitirmese de, ska kantlarnn genel
karakterini, onlarn her bir meselenin daha kapsaml bir incelemeyi gerektiren
nermelere dayandn aklamak suretiyle savundu. 54 Her ne kadar o, bizatihi onun
Gazl'ye ynelik cevaplarnn problematik karakterini gsterse de diyalektik kantn
snrllna ilikin bu kabul, Gazl'nin orijinal eletirileriyle ilgili daha ciddi bir
problemi, yani daha derin bir aratrmann neye dayand meselesini ortaya kard.
u halde, Aristo'nun Topikleri zerine ksa erhteki diyalektie dair bu ksm ve
snrlayc teorinin avantaj, sz konusu problemin hzl ve kesin bir ekilde ortaya
km olmasdr.
bn Rd, diyalektik sanatna dair sunumunu snrlandrmaya baka bir ekilde
de teebbs etti. O, risalenin en sonunda, Aristo'yu bu sanat zerine yazmaya tevik
eden sebepleri sralarken diyalektii, soran ve cevap veren arasndaki tartmaya
dnk mzakereyi snrlayan bir sanat olarak tanmlad. Hatta Aristo'nun diyalektik
zerine yazmasnn en nemli amacnn, her bir tartmacya hasmn yenmeye
yardm edecek vastalar salamak olduunu ileri srd. Sz konusu aklama
uydu: Aristo, bir keresinde, ok iyi bilinen nermelere, yani diyalektik istidlalin
kartlk iinde bulunan, bu yzden de ayn nermeyi hem ispat hem de rtmek

54

Bkz., The Incoherence of the Incoherence, 207-209, 356-358, 427-430, 514-515, 527-528.
al-Ghazali hakknda, bkz., Short Commentary on Aristotles Rhetoric, 42. paragraf, n. 2.

Charles E. Butterworth ev: Do. Dr. Metin zdemir


____________________________________________________________________________

120

iin kullanlabilecek olan temel unsurlarna dikkat ekti, sonra da diyalektik


sanatnn tartmaya hazrlanmak iin ne kadar faydal olduuna deindi. Yine bn
Rd, ak bir ekilde, sunumunun ksm karakterini belirlemenin gerekliliini ve bu
yzden diyalektiin ekimeli mnakaadan daha baka avantajlar olduunu ifade
etmesine ramen; hemen bu ksm yorumunu, sz konusu dier faydalar, risalenin
amalaryla ilgisi olmad iin bir kenara brakmak, hatta onlarn bir listesini dahi
vermemek suretiyle takviye etti. Burada anlatld gibi, diyalektik tartma sanat,
daha ok eskrim sanatna benzer. O, baka birisiyle mcadele etmek iin faydaldr.
Ancak onun baka bir sanat tarafndan ynlendirilmesi gerekir.
Bu sanatn tartmac karakteri zerindeki sz konusu ksm ve snrlayc
srar, iki amaca hizmet etti: Birincisi, o genellikle diyalektii kullanan kelamclarn
hitap ettii kitle meselesine dikkat ekti. Eer gerekten diyalektik, eit kapasiteye
sahip olan insanlar arasndaki ekimeli mnakaa iin uygun ise, ounlukla
eitimsiz olan kitlelerle iletiim kurmada mahir olan kimseler tarafndan kullanld
zaman az da olsa bir etkisi olabilir. yle gzkmektedir ki, diyalektii kullanan
kelamclar, onu yanl bir amaca ynelik olarak kullanmaya alyorlard. Nitekim
retorik sanat genel halk kitlesini ynlendirmek iin ok daha uygundur. kincisi,
diyalektik sanatnn bu ksm aklamas, birbirleriyle hasm olan ya da iman
savunmasnda yanl yne sapan cedelci kelamclarn temel grevine ilikin ok
doru bir fikir verir. 55 Onlar, diyalektiin daha az elverili olduu aktivitelere
ynelerek kendilerinin diyalektik sanatyla daha uyumlu olan temel grevlerini
unutmu grnyorlar.
Risalenin dikkatli bir ekilde okunmasnn ilham ettii bu dnceler, bn
Rd'n retisini kefetmek iin, neyin ima edildiini sormak kadar ne sylendiini
sormann da nemli olduunu gstermektedir. nk bildirilenler kadar,
hazfedilenler de nemlidir. Risalenin btnn laykyla aklamann tek yolu,
55

Bkz., al-Frbi, Ihsa al-Ulum, 5. blm, 107-108: Diyalektik teoloji, ri tarafndan


bildirilmi olan temel inan ve eylemleri savunmak ve ona aykr olan herhangi bir eyi
reddetmek iin delil getirmeye imkan veren bir disiplindir. Bu disiplin [slam Fkhnda
olduu gibi], inan ve eylem olmak zere iki ksma ayrlmtr. Ancak o, slam
Fkhndan farkldr: Fakih, ri tarafndan bildirilen inan ve amelleri tartlmaz kabul
eder ve onlar, kendilerinden hkm karaca asllar olarak grr. Cedeli/diyalektii
kullanan kelamc ise, fakihin asl/temel prensip olarak kulland eyleri, onlardan
herhangi bir baka hkm/sonu karmadan savunur. Eer bir kimse bu her iki grevi
birden yapma kabiliyetine sahipse, o zaman o hem [bu prensiplerden hkmler kard
lde] bir fakih hem de [onlar savunduu lde] bir kelamcdr. Ayn rol, kelamclara
Louis Garde tarafndan da atfedilmitir. Bkz., ona ait makale, Quelques Reflexions sur
La Place du Ilm al-Kalam dans les Sciences Religieuses Musulmanes Arabic and
Islamic Studies, Honor of Hamilton A.R. Gibb iinde, yaymlayan: G Makdisi (Leiden:
E.J. Brill, 1965), 258-259, 262-267.

Kelam Aratrmalar 7:2 (200)


121
____________________________________________________________________________

nelerin sylenmediini sormaktr. Diyalektiin teknik tanmna ilikin yzeysel bir


izah, onun bir bakma bn Rd'n bu sanat hakkndaki dier aklamalarna aykr
olmasndan dolay yeterli olmazd. Ayrca diyalektiin teknik zelliklerine dair bir
izah, daha kapsaml bir meseleye ilikin imalarn ihmal edilmesine yol aard.
Burada yorum yaplmas, yalnzca risalenin btn blmlerini akla kavuturmaz,
ayn zamanda bu risaleyi bir retinin paras olarak dier risalelerle de
ilikilendirmede bir arac rol oynar.
Aristo'nun Topiklerine dair ksa erhle Retoriine dair ksa erh arasndaki
arpc fark, bu sonuncusunda, diyalektii kullanan kelamclara vurgu yaplmasdr.
Ebu'l-Me'l ve Gazali, birok kez zikredilmi ve diyalektii kullanan kelamclara
bir grup olarak referanslarda bulunulmutur. Bundan baka, Ebu'l-Me'l ve
Gazali'nin baz kantlar, retorik sylemlerin farkl zelliklerini gstermek iin
zikredilmitir. 56 Ancak referanslarn ok az lehtedir. bn Rd hemen her defasnda,
diyalektii kullanan kelamclarn kantn olumsuz bir rnek olarak zikreder ve sonra
da doru olan retorik kant ifade eder. 57
Diyalektii kullanan (dialectical) kelamclarn kullandklar kantlar, retorik
sylemlerin kriterleriyle eletirmek yerindeydi. Zira bu kelamclar diyalektiin
teknik zellikleri hakknda o kadar cahildiler ki, onlar retorii kullanmalar gereken
yerde onu kullanmaya altlar. Retorik, kamuoyunu bilgilendirmek ya da herhangi
bir konuda ona hitapta bulunmak iin uygun bir sanattr. Bu yzden bn Rd,
Aristo'nun Retorii zerine ksa erhin ilk satrlarnda ona, "halka ynelik konuma
sanat" olarak gndermede bulundu ve ad geen risalede, retorie dair bu tartmay
farkl konularn ikna edici olmalarna uygun bir tarzda tertip etti. Ayn sebeple,
retorik kantlar ina etmeye ilikin aklamalarda bulunurken dinleyiciler zerinde
en byk ikna edici etkiye neyin sahip olduuna vurgu yapt. 58 Gerekten de
risalenin tamam, retoriin halka ynelik bir konumada niin diyalektikten daha
uygun olduunu gsterecek ekilde tertip edilmitir. Bunun temel nedeni, Aristo'nun
Topiklerine Ksa erhte iaret edilen bir husustu: Retorik, konumacya zor
konular terk etme ve hatta onlarla ilgili aldatc olma imkn verir. Hlbuki
diyalektik bir tartmada bu tr yaklamlar kabul edilemez. 59

56

57

58

59

Bkz., Short Commentary on Aristotles Rhetoric, 12, 31, 36, 42, ve 43. paragraflar. Abu
al-Maali hakknda bkz., a.g.e., 12. paragraf, n. 1.
A.g.e., 12, 29-30, 31, 36, ve 44. paragraflar. Bu konunun daha ayrntl bir tartmas iin
bkz., Rhetoric and Islamic Political Philosophy International Journal of Middle East
Studies III (1972 iinde), 187-198.
Bkz., Short Commentary on Aristotles Rhetoric, 2, 3, 6, 8, 12, 13 (7 ve 10. paragraflarla
birlikte), 18-19, ve 33. paragraflar.
Bkz., Short Commentary on Aristotles Topics, 9. paragraf; keza bkz., On the Rules by
Which Syllogisms Are Made, Mnih elyazmas, 37a24-37bl0, Paris elyazmas, 41a20-

Charles E. Butterworth ev: Do. Dr. Metin zdemir


____________________________________________________________________________

122

Diyalektik yntemi kullanan kelamclarn, onun karakteristik zellikleri


hakknda bu denli bir kafa karklna maruz kalabilmelerinin yegne nedeni,
onlarn grnte birbirine ok benzeyen bu iki sanattan biri olan diyalektii,
retoriin daha iyi bir ara olduu durumlarda kullanmaya almalaryd. Bunlarn
her ikisi de tasdiki oluturma eklinde ayn genel hedefe sahiptir. Yine her ikisi,
faraziye olarak bilinen yaygn bir kanaate dayanmalar bakmndan da benzerdirler.
bn Rd, ne bu benzerliklere iaret etmekte ve ne de okuyucunun dikkatini, retorik
kantlarn adeta diyalektik kantlarn zel bir tr olduunu sylemek suretiyle
onlara ekmekte tereddt etti. Nitekim ksaltlm kyasn (kyas- matv=
enthymeme), mantk kyasa (syllogism) ve bir tr tmevarma tekabl ettii
sylenmitir. Hatta o, ksaltlm kyasn ekillerini, normalde diyalektik kyas
deerlendirmek maksadyla kullanlan kategorilere uygun olarak analiz etti ve
ksaltlm kyasn nemli ynlerini mzakere ederken de mantk kyasla
paralellikler grlebileceini ima etti. 60
Bununla birlikte, diyalektik ile retorik arasnda yalnzca yzeysel bir benzerlik
vardr. Bu iki sanat daha yakndan gzlemlendiinde, onlarn ayn olmadklar
rahatlkla fark edilecektir. rnein, her iki sanat da tasdik oluturmak zere
kullanlsa bile, diyalektikte bu grevi gerekletirmek iin kyaslar ve istikralar
(tmevarmlar) kullanlrken retorikte ikna edici eyler kullanlr. Yani, retorikte her
ne kadar ksaltlm kyaslar ve rnekler kullanlsa da, ikna edici aralarn rahatlkla
kullanlabilecek olan kyas delillerle hibir ilikisi yoktur. Yine her iki sanat,
faraziyeye dayanmakla birlikte, retorikte kullanlan faraziyenin zel ekli,
diyalektikte kullanlana nispetle ok daha dk bir mertebededir. Bu farklln
doal sonucu, retorik kantlarn halk ounlukla daha derin incelemeler karsnda
tutunamayacak olan sebeplere inanmaya yneltmesi, dolaysyla da kesinlik
bakmndan diyalektik kantlardan daha dk bir derecede bulunmasdr. 61
Diyalektik kyas zerine yaplan vurgu da bu iki sanat birbirinden ayrmaya yardm
eder. bn Rd, srekli olarak diyalektik kyas zerine dikkat ekmek suretiyle, onun
retorik kanta ve ksaltlm kyasa mukayese edilemeyecek lde kartln ve
onlarn farkl olduklar ynleri gstermeyi baard. 62
bn Rd'n bu iki sanat arasndaki yzeysel benzerlie dikkat ekmesi, ift
amalyd. lk planda onun bu iki sanat arasndaki farkllklarn benzerliklerden ok
daha fazla olduuna ilikin aklamalar, ona retoriin diyalektik teolojinin
amalarna, niin diyalektik sanatndan daha uygun olduunu gsterme imkan

60
61
62

42a2; burada retorik, sanki ikisi ayn eylermi gibi safsata ile yer deitirmitir. Keza
bkz., Short Commentary on Aristotles Rhetoric, 17. parafraf.
A.g.e., 4-5, 6-7, 8-13, 14, 15, 16-22, 23-24, ve 26-32. paragraflar.
A.g.e., 1-5, 12, 29 ve 31. paragraflar.
A.g.e., 5, 15-17, ve 23-24. paragraflar.

Kelam Aratrmalar 7:2 (200)


123
____________________________________________________________________________

verdi. bn Rd, bir yerde, retorii aklamak iin retorii kullanarak farkl
entelektel kapasitelere sahip olan kimselere farkl ekillerde hitap edilmesi
gerektiini teyit etmek iin mehur Gazl'ye bile arda bulundu. 63 Ne yazk ki, ne
Gazali ne de dier cedelci (dialectical) kelamclar bu prensibi kendi mehur
yazlarna uygulamay dnmlerdi. Fakat daha nce de iaret edildii gibi, bn
Rd bunu dnmt; onun cedelci kelamclara ve onlarn kantlarna ynelttii
eletirilerinin ou bu meseleye yneltilmiti. Bu eletiriler, sz konusu delillerin
niin halk ikna etmek iin kullanlamayacan gstermek iindi, yoksa dine zarar
vermek iin deildi. Bu yzden o, onlarn kelam (theological) kantlarnn
zayflna iaret etti.
Bu yzeysel paralelliin kullanm, bn Rd'e nemli bir temel kant
oluturma imkn verdi. bn Rd, ksaltlm kyasn (enthymemes) farkl
kullanmlarn ve rnekleri, yine onlarn diyalektik kyasa ve istikraya
benzerliklerini tartrken, retoriin eksik anlalmasnn nemli teorik konularda
nasl daha derin hatalara srklediini gstermek iin iki kez Ebu'l-Me'l'ye atfta
bulundu. 64 nk o, nasl olup da Ebu'l-Me'l'nin ayrk artl kyas kullanarak
hatal bir ekilde, dnyann eitli unsurlarn birlemesi sonucu varla gelmi
olabilecei fikrini rttne inandn anlamad. Bu yanl inan, yalnzca onun
bu fikri rtmekte baarsz olduu anlamna gelmiyordu, ayn zamanda onun bu
problemi daha fazla irdelemeyi terk etmesinin de sebebiydi. Onun rnek araclyla
evrensel bir kesinliin kazanlabileceine dair bu hatal inanc, daha kayg verici
sonulara gtrd. bn Rd'e gre, byle bir gc rnee atfetmek, bilimsel
aratrmay ocuk oyununa dntrr ve herhangi bir retim faaliyetini sonusuz
brakrd. Bu yzden, diyalektii kullanan kelamclar, ounlukla eitimsiz olan halk
kitlelerinin kafalarn, onlara karmak kantlar sunmak suretiyle kartrmann
yannda, kendilerini de bizzat kendi kantlarnn daha derin anlamn kavramadaki
baarszlklar yznden hataya srklediler. u halde onlarn kantlarndaki
eksiklikleri gstermenin bir baka nedeni de, bu kantlarn niin daha dikkatli bir
ekilde incelenmesi ve niin daha derin bir felsefi sorgulamaya daima ak bir kap
braklmas gerektiini ortaya koymakt. Her iki rnekte de, diyalektii kullanan
kelamclarn kantlar, onlarn nasl gelitirilebileceini gstermek iin rtld.
Ancak diyalektii kullanan kelamclar, sadece mantk sanatlarnn ayrt edici
zellikleri hakknda yetersiz bilgiye sahip birileri deillerdi. Onlar retorik kantlar
gibi eyleri, ne yaptklarnn btnyle farknda olmadan kullanrken baka
sanatlarn pratisyenleri, retorik aralarn farkl trlerini, bu tr aralarn snrlarna
dair yeterli bir anlaya sahip olmadan kullandlar. Retorie dair bu risalenin son
te birlik ksm, retorik sanatnn dndaki ikna edici unsurlarn; aka ksaltlm

63
64

A.g.e., 43. paragraf.


A.g.e., 12 ve 31. paragraflar.

Charles E. Butterworth ev: Do. Dr. Metin zdemir


____________________________________________________________________________

124

kyas ya da rnekten daha dk mertebede grlen mantksal deerin ve retorik


meziyetin tartlmasna ayrlmtr. 65 Bu tartmann merkezinde, kantlarn
geleneksel kelam ekolleri iin nasl uygun hale getirileceine ve hukukta hidin
(testimony), menkul olan hadislerin, icman ve kar delilin (challenging) nasl
kullanlabileceine ilikin bir mzakere vard. Geleneksel kelamclar ve hukukular,
bu aralarn retorik kkenlerini anlamada baarsz oldular ve sonuta ok sk bir
ekilde onlara dayandlar. Dolaysyla grnrde bu aralar tarafndan kantlanm
olan eylerle ilgili bir atma ve ekime ortaya kt. Bu durumu dzeltmek iin
bn Rd, bu aralarn kesin snrlarn gstermeye ve onlarn pek kstl olan ikna
edici zelliklerini aklamaya alt. 66
O, ahidi, herhangi bir eye dair bir haberin veya haberler serisinin, yani
herhangi bir eye ilikin bir nassn (tradition) bulunmas olarak tanmlad ve bu
ahidin ya duyularla idrak edilen ya da akl tarafndan kavranlan eyler hakknda
olduunu syledi. Her ne kadar ahit, bizzat bizim idrak ettiimiz ve akl olarak
kavradmz bir eyle ilgili olabilirse de, bizim bu tr hususlar kendimize haber
vermemiz/nakletmemiz olaan deildir. Bu bakmdan bn Rd, eletirilerini
bakalarnn idrak ettiini ya da akl olarak kavradn iddia ettii eyle uyumlu
olmas gereken inancn kapsamna ilikin bir aklamaya yneltti. 67 Onun kant
uydu: Bizzat kendimiz nakledilen eyi idrak etmedike ya da onun hayal gcne
dayal bir tasvirini oluturamadka, nakil yalnzca mantksal bir kyas tarafndan
kantlanabildii takdirde zorunlu bir kesinlie gtrebilir. 68 Her ne kadar o, bu
artlarla ilgili geni detaylara girmese de, onlarn uygulanabilecei durumlar
hakknda fikir yrtmek zor deildir. rnein, zel bir ahsa gelen ilahi vahyin
inandrc bir tasviri ne olabilirdi? Veya belli bir olayla ilgili mantksal bir kyas
nasl oluturulabilirdi? Problem, haberler/nakiller, asla gzlemlenemeyen
alglanabilir konularla; rnein kolaylkla tannabilen ve mehur olan birisi
tarafndan yaplan yalnz ve gizemli bir yolculukla ilgili olduunda, ok daha fazla
gleir.
Yine bn Rd, akl olarak neyin kavranabilecei ile ilgili ortaya kan eitli
problemlere de izah getirmeye alt. Bu tr eylerle ilgili ahit, yalnzca onlar
kavrayamayanlar, yani ounlukla eitimsiz olan geni halk kitleleri iin deerli
olabilir. 69 Yine de bu durumda ahidin etkili olabilmesi iin daha fazla bir eye
ihtiya vardr. Dinleyicilerin nakledilen eyin anlamna dair bir fikre sahip olmalar

65
66
67
68

69

A.g.e., 33-44. paragraflar.


A.g.e., 34. paragraf.
A.g.e., 35-36. paragraflar.
A.g.e., 38-39. paragraflar. Keza bkz., Short Commentary on Aristotles Topics, 11.
paragraf.
Bkz., Short Commentary on Aristotles Rhetoric, 36. paragraf.

Kelam Aratrmalar 7:2 (200)


125
____________________________________________________________________________

gerekir. Bu da ancak dikkatli bir aklamayla kazanlabilir. rnein, belli bir ahsn
ilah bir aracdan ald zel bir vahyi nakletmek yeterli deildir. Ayrca, bu vahyin
ne olduunun, nasl nakledileceinin ve bu vahye maruz kalan insanlarn ne tr
aralara sahip olduklarnn aklanmas iin bir aba sarf edilmesi gerekir.
Onun temel kant uydu: Nakledilen husus ister akli olarak kavranm isterse
duyular araclyla idrak edilmi olsun, nakillere/haberlere bavurmak akli
kavrayn yerine geemez. Nakiller ikna edici aralar olmaktan te bir ey
deillerdir ve dier retorik vastalarda olduu trden snrlamalara maruzdurlar. Bu
yzden bn Rd, farkl nakillerin keyfiyetini tespit etmenin artlarn sralayarak
nakillerden kesinlik karmaya alanlar eletirdi. 70 Onun hedefi, nakillerin zann
karakterine dikkat ekmekti. Bylece bu nakilleri kullananlar, onlarn anlamlarn
bakalarna aktarmadaki problemler hakknda dnmeye balayabilirlerdi. Bu
tartma esnasnda o, ahidin ya da naklin yalnzca ikna edici bir deeri olduu
zerinde srarla durmaya alt. Naklin tm balam anlalmal ve o herhangi bir
daha kapsayc deere sahip olmadan nce aklanmaldr.
Retorik dndaki dier ikna edici aralar mzakere ederken bn Rd, benzer
sonulara ulat. rnein o, herhangi bir eyin geerliliini kantlamak iin icma
zikretmenin yeterli olduunu dnmedi. Gazali'nin de kabul ettii gibi, tam bir
tanm zerinde gr birliinin bulunmad icma kavram hakknda kuatc bir
nazariye ile ilgili bylesine bir kafa karkl vard. 71 bn Rd, hibir zaman,
Mslman cemaati herhangi bir ey zerinde gr birliine vardnda, onlarn bu
icmann yanlmaz olduu prensibini sorgulamad. O yalnzca byle bir icman nasl
belirlenebildiinin ortaya karlmasnn mmkn olmadn, dolaysyla da onun
bir kimsenin ya da doktrinin bu icma ihlal edip etmediine karar vermede
kullanlamayacan ileri srd.
Hatta bn Rd'e gre, mucizeler gerekletirme kabiliyetinin zel bir
hikmetin alameti olmamasndan dolay, bakalarn imana tevik etmek maksadyla
mucizev fiiller gerekletirmenin bile belli snrlar vard. En fazla, bn Rd, byle
bir kabiliyetin, insanlar bu tr fiilleri gerekletiren kimse hakknda iyi bir kanaate
sahip olmaya ikna etmesi ve onlarda ona inanmas iin bir istek uyandrmas
gerektiini kabul etti. Fakat bu durumda en nemli mesele, mucize gsteren
kimsenin ileri srd reti hakknda kesin bir hkme varma imkn salayan bir
tr bilginin nasl kazanlabileceiydi. bn Rd, bir kez daha Gazli'yi bu bak
asn paylaan sekin bir ahit olarak zikredebilirdi. 72
Retorik sanatnn dndaki ikna edeci bu sanatlara ilikin ilke, onlarn snrl
durumlar hari kesin bilginin bir kant olarak kullanlamayaca eklindedir. bn

70
71
72

A.g.e., 37 ve 40. paragraflar.


A.g.e., 42. paragraf.
A.g.e., 43. paragraf.

Charles E. Butterworth ev: Do. Dr. Metin zdemir


____________________________________________________________________________

126

Rd, yine bu aralarn, snrl etkilerini grmek iin bile ksaltlm kyasa ihtiya
duyabileceini ifade etti. rnein bir naklin/nassn anlam, ancak ksaltlm bir
kyas tarafndan izah edildii takdirde ak olabilir. Bu yzden, retorik sanat,
ksaltlm kyaslara hak ettikleri ncelii vermeye imkn tanyacak ekilde tertip
edilmelidir. Bu sanat byle bir hiyerariye uygun olarak tertip etmek suretiyle baka
bir yarar salanr. Retoriin bu ekilde dzenlenmesi, ksaltlm kyaslarn
mantksal kyaslara benzemesi lsnde bir kesin bilgi elde etme imkn salar.
Ksaltlm kyaslara (enthymemes) ncelik verildiinde, retoriin daha zenli bir
kyas sanatyla ynlendirilmesi daha kolaydr. bn Rd, eskilerin retorik sanatn bu
ekilde anladklarn dnd ve bu anlay muhafaza etmeye alt. 73
Bununla birlikte, retorik sanatn bu bak asyla sunarken bn Rd, onu
nemli bir adan snrlandrd. Sz konusu risalenin en sonuna kadar retorik,
kendisinin yalnzca dinin popler bir tartmas ya da eitim iin kullanlmas
gerektiini gsteren bir balamda tartld. Diyalektik ile retorik arasndaki
benzerlikleri ve farkllklar gstermek iin her trl aba sarf edildi. Yalnzca
sondan bir nceki, Poetikin mlahazasna gemeden hemen nceye rastlayan
paragrafta, Retorikin politik kullanmlarndan sz edilmektedir. Bu risalenin ilk
blmleri, retorik sanatnn teknik boyutlar zerine younlat ve onun diyalektikle
olan yzeysel benzerliklerine dikkat ekti. Risalenin sonu ise, retoriin
uygulanabilecei alanlara ve alanlarn iir (poetics) sanatnn alanlarna ok benzer
bir konuma dntne vurgu yapmaktadr.
Bu risaleler mecmuasnn hedefleri asndan bakldnda, retoriin
diyalektik sanat ile iir (poetics) sanat arasnda orta bir yer igal ettii sylenebilir.
Onun kantlar asndan diyalektie benzedii tartlabilir ve her biri kendi yapsal
zellikleri bakmndan analiz edilebilir. Retorik, politik konularda byk yararlla
sahip olmas itibariyle iire (poetie) benzemektedir. Retoriin politik kullanmlarn
bir kenara brakmak ve dinin popler tartmalarnda ya da eitimde yararl
olabilecek retorik sluplar zerinde younlamak suretiyle bn Rd, diyalektik
(cedelci) teolojiye (Kelam'a) ynelik eletirilerini ortaya koymay baarabildi. O,
retoriin politik yararlar hakknda btnyle sessiz kalamad iin ikinci bir gzel
ey yapt ve risalenin en sonunda, Aristo'yu retorik sanatn incelemeye tevik eden
sebepleri tartrken bu yararlar ksaca ifade etti. Bu taktik ona, Aristo'nun
grlerini, onlarla en azndan zmnen hemfikir olduunu ileri srmekle birlikte ak
bir onaylamadan kanma imkn verdi. Daha da nemlisi, Aristo'nun grlerine
yaplan bu referans, akl banda her okuyucuya daha nceki tartmada neyin ihmal
edildiini hatrlatmak ve bylece diyalektik teologlar (cedelci kelamclar) hakknda
tashih edici bilginin nemini belirtmek iin yeterliydi.

73

A.g.e., 44. paragraf.

Kelam Aratrmalar 7:2 (200)


127
____________________________________________________________________________

bn Rd'n, Aristo'nun iiri zerine Ksa erh'indeki baskn konu, iirin


(poetics) politik yararlarna dair vurgudur. O, iir sanatnn uygulanabilecei politik
yararlla ilikin bir cmleyi incelemeye balad ve ardndan da Aristo'yu iir
zerine yazmaya tevik eden bu yararlarn nasl bilinebileceini aklad. Aristo'nun,
Onun Retoriine Dair Ksa erh'te yzeysel olarak yer alan retoriin politik
yararlarnn farknda olduu kabul edilmekle birlikte, bu risalede Aristo'nun iirin
politik yararlarnn farknda olduuna ilikin kabule daha fazla dikkat ekilir.
Burada, sz konusu kabulden nce, bizzat bn Rd'n bu yararlarn farknda olduu
zikredilir. Dolaysyla retorik, politik faydalar asndan uygunluu nedeniyle
dikkatimize sunulmu olan iir sanatyla kemale erdirilir. 74 Bu risale, esas itibariyle
retoriin politik yararlarna vurgu yapmak maksadyla kendi iinde hemen
neredeyse ihmal edilmi olan iirin teknik ynleri bakmndan dier iki risaleden
farkldr. Dier iki risalenin her birinde, diyalektiin ya da retoriin pratik yararlar,
bu her iki sanatn teknik boyutlarna vurgu yaplabilmesi maksadyla hemen hemen
bir kenara braklmt. iirde kullanlan konumalar araclyla oluturulan tasdikin
nemine dair bir tartmann bulunmad bu risalede, Teknik aklamalarla ilgili
neredeyse bir rnee bile rastlanmaz. Gerekten de tasdik (assent) szc, bu
risalede yer almaz. iir sanatnn teknik boyutlarna ilikin bu kaytszlk, sadece
iirin potansiyel olarak aldatc niteliine ilikin ak kabuller ve kabulleri
aklamaya ynelik teebbsler tarafndan dengelenmitir. 75
iir, kendisinde kullanlan konumalarn karakteri itibariyle potensiyel olarak
aldatcdr. air bu konumalar, dinleyicilerin ruhlarnda istedii etkiyi oluturmak
maksadyla vezinli bir ekilde yapmaya alabilir. Buna karn o, bu konumalar,
onlar doruya ya da kesinlie yaknlatrmak iin tertip etmeyi dnmez. Aksine
iirin, herhangi bir eyin zn kavramada genellikle ok az bir deerinin olduu
ak bir ekilde ifade edilir. 76 Bunun nedeni, onlar, bir eyin hayal gcne dayal
tasvirini yapmak amacna ynelik olsalar da, bu hayal gcyle oluturulan tasvirin,
nesneyi olduu gibi resmetmek maksadyla tasarmlanm olmamasdr. Dolaysyla
iirsel szlerin literal yorumu, byk ihtimalle hataya yol aar. Bununla birlikte,
dinleyiciler eer bu hayali tasvirin ifade edili biimi konusunda bir hataya
derlerse, iirin szckleriyle ok kolay bir ekilde yanltlabilirler. Hatta
dinleyiciler iirin szlerini literal olarak ele almamalar gerektiini bilseler de, onlar
gerek anlamda bir benzetme ya da aksi olduu durumlarda, onlar mecazi bir
anlamda grmek suretiyle de hataya debilirler. 77

74
75
76
77

Bkz., Short Commentary on Aristotles Poetics, 1 ve 4. paragraflar.


A.g.e., 1-3. paragraflar.
A.g.e., 1. paragraf.
A.g.e., 2. paragraf.

Charles E. Butterworth ev: Do. Dr. Metin zdemir


____________________________________________________________________________

128

Yine de bu hatalarn hepsi, dinleyiciler tarafndan belli iirsel szlerin anlam


konusundaki basit kartrmalara indirgenebilir. iir sanatnn kurallarna daha
yakndan bakmak ve szcklerin bizzat kendileri, bu tr hatalardan kanmaya
yardm eder. Bu durumda hata, ele alnan eyi tasvir etmek iin baka bir szcn
kullanlmasyla tashih edilebilir. rnein denizden, "yeryznn mesanesinde bir
araya getirilmi damlacklar" olarak sz edildiinde, bunun deniz suyunun ve
yeryznn topografyasnn basit bir fiziksel aklamas olduunun kolaylkla
grlmesi, bu iirsel tasvire literal olarak inanma eilimini ortadan kaldrr. 78
Bununla birlikte, hi anlalmayan ya da hayali tasvirlerde yaplan eitli imalar
olmadan hakknda bir fikir oluturmann son derece g olduu eyler vardr. Ne
yazk ki, bu tr eylere ilikin iirsel szler ok sk olarak hatalara yol aar. 79 Hatta o
derecede ki, baka herhangi bir konuma tryle aklanmas mmkn olmayan ya
da son derece g olan bu eylerde, hata bir kere olutuunda onu ortadan kaldrmak
iin ok az ans vardr. bn Rd, bu tr eyler iin yalnzca bir rnek verdi: Ne bu
dnyann iinde ne de onun dnda olan bir varlk, yani, Tanr... 80 Kabul etmek
gerekir ki, Tanry hayali tasvirlerin dnda baka herhangi bir ey araclyla
kavramak imknsz olmasa da son derece gtr. Tanr'nn her eyi kuattna dair
bu dncenin, hatal olmasa da kark olduu inkr edilemez.
Kavranlmas g ya da imknsz olan bu eylerin, iirsel szler araclyla
tasvir edilen, fakat kolayca anlalan eylerden daha baka bakmlardan da farkl
olduu grlmektedir. Her ne kadar bn Rd, hibir yerde bunu kabul etmese de,
bunun iirin pratik kullanmlarnn etkili olduu ilk sylenen eylerle ilgili olduu
aktr. Bu kullanmlar, dinleyicilerin ruhlarn bir eyi tercih etmeye veya ondan
kanmaya, onlar bir eye inanmaya ya da onu inkr etmeye ve bir takm eylemleri
yapmaya veya yapmamaya yneltmeyi ierir. Keza iir sanat, dinleyicilerin
ruhlarn, hayali tasvirin holuu sayesinde yalnzca huu ya da hayranla
meylettirmek iin de kullanlabilir. 81 Dinleyicilerin ruhlar kendilerine sunulan
iirsel sz nedeniyle Tanr'ya ynelme veya Ondan kama isteine
meylettirilebilmekle birlikte, deniz hakkndaki bir iirsel szn byle bir etkide
bulunma olasl yoktur. Doal bir fenomene ilikin iirsel bir sz, bu tr duygular
yalnzca dinleyicileri haz veren ya da korku uyandran eylerin nedenini dnmeye
yneltebilecek lde ortaya karabilir. Fakat o, Tanr fikriyle de yakndan ilgilidir.

78
79

80
81

A.g.y.
A.g.y., Bu tasvirler genellikle yalnzca kendi tasvirleriyle ya da yalnzca glkle
dnlebilen eyler hakknda hataya sebebiyet verirler. Dolaysyla bu son zikredilen
hususta pek ok hata vardr.
A.g.y.
A.g.e., 1 ve 4. paragraflar.

Kelam Aratrmalar 7:2 (200)


129
____________________________________________________________________________

iirsel szlerin; zellikle de iirsel szlerin dnda baka bir eyle


kavranlmas imknsz ya da son derece g olan eylere dair szlerin aldatclk
ihtimaline dair bu aklamalar dikkatli bir ekilde dnldnde ve iirin pratik
yararlar zerine yaplan vurguyla mukayese edildiinde, bu risalenin baka bir
adan nemi daha ortaya kar. Politik yararlarna ilave olarak iirin, ak dinsel
yararlar olduu da gzkmektedir. Bakalarnn grlerini veya inanlarn
etkileme ve onlarn eylemlerine yn verme eklinde ortaya kan sonucun ardndaki
gereke, politikayla olduu kadar dinle de ilgilidir. Bu zellikle mminler
topluluunun refahn salamak iin aba sarf eden bir din, yani slam gibi bir din
iin dorudur. 82 Bir baka ifadeyle politika, dnyevi (secular) olmann daha
tesinde bir ey olarak gzkmektedir. Tanr hakknda konuma fikrini ele alrken
ve bunun iirin pratik kullanmlaryla ilikisinin keyfiyetini gstermeye alrken
bn Rd, politik endielerin dinsel endielerle zorunlu bir ilikisinin bulunduunu
ileri srd.
Bu iliki, bu risalede ok ak bir biimde gzkse de, ilk defa orada ele
alnm deildir. Dier iki risalede yer alan tartmada, din ile politika arasnda
karlkl bir etkileim olduu varsaymnda bulunuldu. Diyalektik (cedel) ve
retorike (hitabet) dair bu risalelerdeki asl aba, diyalektii kullanan kelamclarn
at yaralar iyiletirmek ve bu yaralarn tekrar ortaya kmasn engelleyecek
prensipler ina etmek zerineydi. Sz konusu bu yaralar, ncelikle dini dnce
veya inan alanndan alnmakla birlikte, onlarn ak sonular politik alandadr. iir
zerine olan bu risale, din ve politika arasndaki karlkl etkileim daha ak bir
ekilde gsterildii ve sanatn eylemler zerinde nasl etkide bulunabileceine
olduka belirgin bir vurguda bulunulduu iin dier iki risaleden farkldr. O halde,
bu iki risaledeki vurgularda bir deiiklik veya kayma; yalnzca kanaatlere veya
inanlara ilgiden inan ve eyleme ilgiye bir eilim vardr. Bu, din ve politikaya dair
snrl ilgiden her ikisine daha kapsaml bir ilgiye sembolik bir eilimdir. iire dair
bu risale, sz konusu eilimi yanstt lde dier iki risaleden ayr durmaktadr.
iire dair risalenin bu farkl statsnn bir gstergesi de cedelci (dialectical)
kelamclara veya onlarn yol atklar problemlere herhangi bir referansta
bulunmamasdr. Buradaki vurgu, byk lde sanatn ne olduu zerinedir. Yoksa
onun tashih edilebildii yollara deil. Her halkarda bu, bu risalenin dier iki

82

Bkz., al-Frb, Kitb aI-Millah [Book of Religion], yaymlayan: M. Mahdi (Beirut:


Imprimerie Catholique, 1972), 1. paragraf. Din, ilk kanun koyucunun cemaate emir ve
tavsiye ettii inanlar ve eylemlerden ibarettir. Bunlar bu kanun koyucunun halkla ilgili
zel bir hedef belirlemeye alt sradaki artlar ya da onlarn bu inan ve eylemleri
pratize etmeleri sayesinde belirlenir ve snrlandrlrlar. Bu faziletli ilk kanun koyucunun
hneri krallara zgdr ve Tanrdan gelen vahiyle irtibatldr. Gerekten de o, bu nezih
dinin iinde yer alan inan ve eylemleri vahiy araclyla belirler...

Charles E. Butterworth ev: Do. Dr. Metin zdemir


____________________________________________________________________________

130

risaleden daha yksek bir yer igal ettii anlamna gelmez. Gerekten de burada
sunulduu ekliyle iir sanat, temel glklerden neredeyse hi arnmamtr.
Buradaki temel glk, Tanr gibi kavramlara deinen iirsel anlatmlarda aka
grlen kanlmaz aldatclktr. Aka sylemek gerekirse, sz konusu edilen
udur: Bu tr aldatclklar, iirsel anlatmlarn bir parasdrlar; sanki onlarn, iirsel
anlatmlar olmalar itibariyle bizzat kendilerine ait bir standartlar yoktur. bn Rd,
bu problemi, bu tr konularla ilgili konumalarn, aldatc olduklar lde, iir
sanatndan daha ok safsata zelliini tadklarn iddia etmek suretiyle daha
aldatc olan bir perspektife tad. 83 O her ne kadar bu tr konumalara yaplan
referanslarn altn izmekle neyi kastettiini aklamam olsa da, bir sonraki
paragrafta, iir sanatna ilikin benzer bir gzlemde bulundu. O, iir sanatnn, kyas
sanatlar ierisinde tasnif edildiine, hatta mantk kyasn (syllogism) iirde,
yalnzca iirsel anlatmlar, aldatc bir biimde, dier sanatlardaki konumalara
benzetmek maksadyla kullanldna dikkat ekti. 84 Bu, iir sanatnn kastl olarak
aldatmak maksadyla kullanlabileceini ima etmektedir. air syleyecei eyler
hakknda, gerekte bir delili bulunmad halde varm gibi davrandnda, iirler
gl bir biimde safsataya benzerler. nk rnein, airin kyas delilleri
kullanmas, onlarn kullanmlarna ilikin mantk kurallarna uygun dmez; aksine
onlar aldatc bir biimde, baka trl kabul edilmelerinden ziyade, daha byk bir
gvenilirlik kazanmalar iin dzenlenir.
Byle bir ihtimal belirir; nk retorikte olduu gibi iir sanatnda da, onun
aldatc maksatlar iin kullanlmasna mani olacak dhili bir kontrol mekanizmas
yoktur. 85 Fakat diyalektik ve burhana gelince, kyas mantnn kurallar
izlenmelidir. Bu iki sanata ait delillerin (arguments) kastl olarak aldatc bir
biimde kullanlmas, bu sanata zgdr. nk iir sanat, bu tarzda ina
edilmemitir ve bu yzden de onun szlerinin -zellikle de ya hi kavranamayan ya
da ancak baka szlerden yardm alarak glkle kavrananlarnn- safsata olarak
kullanlmas kanlmaz grlebilir. bn Rd, iir sanat ile safsata arasnda bu
balamda bir irtibat kurarak ayn sonuca vardn ileri srd.
Elbette bu sonucun bir istisnas yok deildir. Bu tr iirsel sze ilikin
aldatcln kanlmaz oluu, aklamadaki temel bir snrlamaya; bn Rd'n
kabul etmesine gerek olmayan bir snrlamaya dayanr. Bu tr iirsel szlerle ele
alnan konular hakkndaki karklk, metafizik incelemeyle ortadan kaldrlabilirdi.
Ancak bn Rd, bu imkn hakknda sessiz kald. Bu sessizlii ile o, diyalektikte
yapt gibi iir sanatna ilikin de snrlayc bir retiyi sunmu oldu.

83
84
85

Bkz., Short Commentary on Aristotles Poetics, 2. paragraf.


A.g.e., 3. paragraf.
Bkz., Averros, Talkhs al-Khatbah, Badawinin hazrlad bask, 13-14.

Kelam Aratrmalar 7:2 (200)


131
____________________________________________________________________________

iir sanatna ilikin bu snrlayc reti, ona ksmen bu sanatn kullanlma


yntemini eletirme imkn verdi. Fakat o, Mslmanlar arasnda, Kur'an'n
Arapadaki iirsel mkemmelliin en iyi rnei olduu eklindeki yaygn olan gr
zerinde derin bir ekilde dnmek suretiyle anlalabilecek eletirilerinde daha
fazla ak deildi. Yine de o, bu tartmann iine girmeden Kur'an tefsiri hakknda
baz nerilerde bulunma yoluna gitti. Onun iirsel hitabn potansiyel aldatclna
ilikin inanc, tasavvur yorumlar basit tutmann ve mmkn olduu kadar dolaysz
yapmann zorunlu olduu sonucuna gtrd. Bu itibarla, iir sanatna ilikin risale,
diyalektik ve retorik sanatna dair risaleler gibi temel ve pratik bir meselenin
zmne katkda bulunmaktadr. Bu risale, byk bir incelikle, iirsel hitabn ve
onun politik-dini kullanmlarnn tehlikelerine vurgu yapmak suretiyle, daha ok
insanla iletiim kurmak iin bu tr hitapta bulunan insanlara, zellikle de bu tr
konumalar insanlara aklamaya alan kimselere kar ok dikkatli olmaya tevik
etmektedir. Ancak bu tr bir tavsiye hibir ekilde dile getirilmez; bir lde o, bu
argmann bir sonucudur; o yalnzca ima edilen bir sonutur. iir sanatna dair bu
risale, her zaman belli bir lde soyut olarak kalr.
iir sanatna ilikin bu snrlayc reti, bn Rd'e ayn zamanda sz konusu
risalede yer alan bu genel argman uygun bir perspektifte ele alma imkan verdi.
iirsel konumalarn potansiyel aldatcl, bu sanatn safsata ile ayn kefeye
konmasna yol at iin, bn Rd, bu risalenin en sonunda, iir sanatndaki stn
hnerin insann nihai mkemmelliine yabanc olduunda srar etti. 86 O bu
yargsn, ksa erhlere dair tm mecmuaya yapt zetinde, nihai insani
mkemmelliin doru teorik bilgiye bal olduuna dikkat ekerek aklad. 87
Yukardaki aklamadan aka otaya kan sonu, iir sanatnn bu tr bir bilgiyle
donatlamayacayd. Diyalektik ve retoriin sunumundan, onlarn da bu tr bir
bilgiyle donatlamayaca ayn lde aka ortaya kmaktadr. Nihai insani
mkemmelliin veya doru teorik bilginin kazanlmas iin baka bir sanat
mantn istisnasz otoritesine dayanan bir sanat- gerekliydi.
Byle bir yarg, bu sanatlarn deersiz olduklarn ileri srmek anlamna
gelmemekteydi. Her eyden nce, benzer bir sonucun, manta dair ksa erhler
mecmuasnn sonunda karlmas makuldr. Her halkarda, mantk almas, teorik
bilgiye ulama abasnda birinci derecede yer almaktadr. Hatta bu mecmuann
genel dzeni, bu birincil nemin teorik bilgiye bal olduunu gsterir. lk birka
risale okuyucuyu burhan incelemeye hazrlamaktayd. Nitekim o, mantksal
dnmenin zirvesi olarak takdim edildi. Dolaysyla bu ilk birka risale, burhana
giden admlardan ibaretti. Mantk sanatlarna dair risaleler, bu zirveden itibaren bir
tr d temsil eden kanaatlerle ilgilendi. Onlar farkl derecelerdeki kanaatlere

86
87

Bkz., Short Commentary on Aristotles Poetics, 4. paragraf.


A.g.e., 5. paragraf.

Charles E. Butterworth ev: Do. Dr. Metin zdemir


____________________________________________________________________________

132

dayanrken burhan, kesinlie dayanmaktayd. Yani onlar tikelleri tartmak iin


kullanlrken burhan, tmelleri tartmak iin kullanlmaktayd. Keza kanaatle, yani
kesinlie ok yakn bir kanaatten hataya ok yakn nermelere doru bir seyir takip
eden kanaatlerle ilgilenen bu risaleler arasndan gittike azalan bir derecelenmeyi
karmak da mmkndr. Bu sanattan en ok diyalektik, burhana benzemektedir.
Ona en az benzeyeni ise iir sanatdr. Ayn ekilde bn Rd, bu risaleleri burhana
dair tartmadan sonraya almak suretiyle, bu kanaatlerin nasl fonksiyon icra
ettiklerinin ancak kesin bilginin nasl elde edileceini yeterli bir ekilde rendikten
sonra anlalabileceini gsterdi.
Bununla birlikte bn Rd, burada hibir zaman pratik hayatn teorik bilgiyle
ynlendirilmesi gerektii zerinde srar etmedi. Aksine bu risalelerin temel ve ak
sav, zannn genel olarak uygun bir yaam iin yeterli olduudur. rnein erdem,
kesin olan yerine zann- galibe (generally accepted) dayanan ahlaki bir zellik
olarak sunulmaktadr. 88 Ayn ekilde, bu risaleden her birisinin snrlayc bir
ekilde sunumu, yaygn kanaatin yeterli olduu bir eylem alann belirleme ilevini
grd. Bu itibarla onun, diyalektiin teorik kullanmlarna dair sessizlii,
diyalektiin felsefi aratrmalarda kullanlmamas gerektiine iaret etse de, o, bu
sanatn baka alanlarda gvenle kullanlabileceini savundu.
Hedef, zanna dayanan bu sanatlarn niin belli ilevler iin en uygun
olduunu, ayrca niin onlarn bu belli ilevlerle snrlandrlmas gerektiini
gstermekti. Nitekim en pratik (olunmas gereken) durumlarda, zamann snrl ve
dier insanlarn entellektel bakmdan yetersiz oluu, brhan kesinlie ulamay
gletirir. Bu teorik bilginin pratik durumlarda kullanlan zann bilgiler (opinions)
tarafndan tehlikeye atlmamas son derece zorunludur. bn Rd, cedelci
kelamclar, teorik bilginin aratrlmasyla daha ileri dzeydeki teorik incelemelerde
zararl olan zann bilgileri (opinions) aklamay birbirine kartrdklar iin
eletirdi. Ayn zamanda o, genel kanaatin nasl grlmesi gerektiini ve onun
snrlarnn nerede bittiini de gstermeye alt. Onun zann- galibi (common
opinion) slah ettii sylenebilir. O bunu, onun pratik meziyetlerini gl bir
biimde savunmak, zann- galibi en ok kmseyenlerin gerekte kendi
istidlallerinde ona en ok dayanan kimseler olduklarn kantlamak ve ounlukla
halka hitap ederken kullanlan artc ve karmak konumay elimine etmenin
gerekliliini ne lde ortaya koyabildiini gstermek suretiyle yapt. Yine onun
zann- galibin snrlarn ve derecelerini belirlemesi, aceleci bir tavrla her
aratrmann greceli olduu ve muhtemelen byk politik zararlara yol at
kanaatine varanlar frenleme iini de grd. Hatta bn Rd, zann- galibin
deerlendirilmesini salayan standardn, onun kesin bilgiye yaknlk derecesi olduu
zerinde srar etmek suretiyle insann nihai kemaline (ulama) lksnn en
88

Bkz., Short Commentary on Aristotles Topics, 13. paragraf.

Kelam Aratrmalar 7:2 (200)


133
____________________________________________________________________________

yaknnda durma imknn muhafaza etti. Onun zann- galibi slah, hibir surette
pratik hayat hedefini kmseme noktasna varmad.
Bununla birlikte, btn bunlarn arkasndaki en byk problem, politika, din
ve felsefe arasndaki ilikidir. Bu risaleler incelendiinde, dini inancn, bu farkl
sanatlarn her biri tarafndan biimlendirilip kalba dkld aka ortaya kar.
Keza dini inancn politik eylemden nce geldii ve onu etkiledii de apak belli
olur. Hatta bu sanatlar doru teorik bilgiye dayandklar lde, dini inancn
ekillenip kalba dklme yntemi de doru teorik bilgiye dayanr. Baka bir
ifadeyle salam inan salam aratrmaya baldr. nancn, bizzat kendi prensipleri
zerine salam bir ekilde bina edildii geni bir alan bulunmakla birlikte, bu ikisi
arasndaki ayrlk, teorik aratrmaya kar kma yanlgsna yol amamaldr.
Salam inancn alameti, onun daha fazla teorik aratrma imknn ortadan
kaldrmamas; salam teorik aratrmann alameti ise, onun salam inanc muhafaza
etmesi ve hatta onun teorik bilgiye ulama abasn mmkn grmeyenler tarafndan
bile kabul grmesidir.

Potrebbero piacerti anche