Sei sulla pagina 1di 626

Baarsz Hipotez: Tanr

Bilim Tanr'nn Var Olmadn Nasl Gsteriyor?


Victor J. Stenger

eviri: Algan Sezgintredi

Baarsz Hipotez: Tanr Bilim Tanr'nn Var Olmadn Nasl Gsteriyor? Victor J. Stenger God: The Failed Hypothesis How Science Shows That God Does Not Exist ngilizceden eviri: Algan Sezgintredi Yayna Hazrlayan: Ergn Aka Kapak Tasarm ve Sayfa Dzeni: Aylak Kitap AYLAK KTAP Her hakk mahfuzdur. Hocapaa Mah. Kargl Sok. Celal Orman han No: 1/20 - 29 Eminn stanbul Datm Tel: 0 216 418 27 02 Datm Faks: 0 216 414 34 42 www. aylakkitap. com aylakkitap@aylakkitap. com

NSZ
Christopher Hitchens
Yakn dneme kadar teistlerle ateistler ya da (benim yelediim terimlerimle sylersek) teistlerle anti-teistler arasndaki tartma byk lde rtk olarak paylalan iki varsayma dayanyordu. lkine gre, bilim ve din, Stephen Jay Gould'un nl szleriyle, "rtmeyen hkm alanlarna" aitti. kincisi ise bilim ve akln bir ilahn veya yaratcnn var olduu inancn rtemeyeceini, onlarn bu tr bir inanc dorulayacak salam veya yeterli delil bulunmadn gstermekten teye gidemeyeceini sylyordu. nsan bazen bilim ve dinin "rtmedii" yargsna balanmann benim gibi biliminsan olmayan ve dini farkl ncllerden kalkarak tartanlarda bir rahatlamaya yol atndan pheleniyor. Fakat Victor Stenger'n kitabnn sahneye kyla birlikte, zaten canl ve etkili olan inanszlk kantlamalar hem nitel hem nicel adan gl bir ivme kazand. Bu tartmada taraflardan biri boyun emek zorunda kalacak. Bu katknn ne kadar nemli olduundan bahsetmeden nce, Victor'a ciddi biimde borlanan sradan ya da bilim dndan "inanszlar" topluluuna birka sz sylemek istiyorum. 1834'e kadar "biliminsan" szc yle pek yaygn deildi. Sir Isaac Newton gibi insanlarn "doa filozofu" olduu dnlyor, onlar da kendilerini yle gryordu. Doa filozoflar elbette bilimsel ynelimli insanlard ama onlarn daha geni ve derin bir ilme sahip olduklar kabul ediliyordu. Byk kozmik amalara ilikin argmanlar, hesaplarla ve deneylerle bir arada gidiyordu; uzmanlama henz tiranln ilan etmemiti. Dolaysyla pek ok biliminsan tmyle "bilimd" grlere sahipti. Gizli bir simyac olan Newton papann deccal olduuna, Sleyman Tapna'nn gerek boyutlarn bilmenin mthi bululara yol aacana inanyordu. Oksijenin kifi nitaryen Joseph Priestley filojiston teorisini

5/626

savunurken Alfred Russel Wallace'n en holand ey ruh arma seanslaryd. Bilimsel yntemle daha genel anlamda "hmanizm" arasndaki gl sentezi akla dayanan, fiziksel ve doal deliller arasnda balant kurmaya, rasyonel yaamn yan sra ahlaki yaamn da en iyi biimde doast boyutun var olmad varsaym zerine kurulabilecei sonucunu karmaya cret eden sentezi ancak Albert Einstein'la (ve belki bir de Bertrand Russell'la) yapmaya baladk. Yakn zamanlarda, kimi bilim insanlar (fizikiler, biyologlar, nrologlar ve dierleri) ateizm davasnn "kamu entelektellerine" dntler. zgrce bilimsel aratrma yapma genel ilkesiyle birlikte bu zgrlkten yararlanacak ve bu zgrl destekleyecek toplumun yobazln, cehaletin ve terrizmin saldrlarna kar savunulmasnn anlaml olduuna inanan bu entelekteller ilgili olduklar disiplinlerin snrlarn atlar. Oxford'dan parlak Richard Dawkins'ten slamabadl cesur Pervez Hoodboy'a kadar uzanan bu gnlller sayesinde insan akln hie sayan yaratllk samalnn okullara zorla sokulmasna ve bilime tek ilginin "inan temelli" iddet iin teknoloji hrszlna indirgenmesine kar geni apl bir kltrel diren dodu. Bu kiilerden pek ounun yer ald bir konferansn "inanllarla" tartma deneyimlerinin dkmlerinde kar tarafn die dokunur tek bir iddias bulunduunu grdm. Bu da "Neden hibir ey deil de bir ey var?" sorusuyla, bu soruya elik eden fizik ve doa yasalarnn bir ekilde yaam iin en uygun artlar mmkn klacak biimde "ince ayarlanm" olduu nermesiydi. Bu "argman"a ilk defa 1993'te yaynlanan Credible Christianity: Gospel in Contemporary Culture [nanlr Hristiyanlk: ada Kltrde ncil] adl bir kitapta rastlamtm. Kitabn yazar biraz tandm ve sevdiim ngiltere Kilisesi'nin kdemli piskoposlarndan Hugh Montefiore adl bir kiiydi. Montefiore, ocukluunda karsnda belirip, "Peimden Gel," diyen beyaz cbbeli bir adam yznden

6/626

Musevilik'ten Hristiyanla gemiti. Piskopos konuyu yle dile getiriyordu: Mesela, bir atomun ekirdeini bir arada tutan g sadece yzde iki daha fazla olsayd evren toptan infilak ederdi; biraz daha zayf olsayd, yldzlarn yanmasn salayan nkleer fzyon gereklemezdi. nanlnn gzlerine Yaratan'n bilgeliinin ve inayetinin iaretlerini veren byle birok rnek vardr. Victor Stenger kitabnn 5. Blmnde ilk kez William Paley'in Natural Theology adl eserinde ok daha dnyevi terimlerle ortaya koyduu bu eski "tasarmdan kalkan kantlama"nn gncellenmesine ynelik giriimi ayrntl bir ekilde rtyor. Aslnda burada olaylarn bilimsel ve doast aklamalarnn "rtmez" olmaktan ok birbirleriyle rtt, elitii, badamad ve uyumad iyice aa kyor. Victor Stenger'n Tanr hipotezinin kesinlikle itibar edilemeyecek bir gr olduu ynndeki savna ben de birka ekleme aslnda bakalarnn almalarndan uyarlamalar demek daha doru yapaym. Bir anlna hipotezi olduu gibi kabul edelim. Edwin Hubble, evrenin "byk patlama"daki balang noktasndan da doru genilediini ok nce gstermiti. "Krmz k" delilinin bu savn gerekten doru olduunu gsterdiine ikna olan bilimsel topluluk, belki Newtoncu nedenlerle, bu genilemenin zamanla yavalayp duracan dnd. Oysa bugn, tpk Lawrence Krauss'un ngrd gibi, evrenin gittike artan bir hzla genlemeye devam ettii ortaya kmtr. Bu buluun nemli sonularndan biri, gnn birinde dnen galaksilerde "byk patlamann" meydana geldiine dair gzlemlenecek hibir eyin kalmayacak olmasdr. Bu arada geceleri plak gzle hl kolayca gzlemlenebilen Andromeda galaksisi dorudan galaksimize doru ilerlemektedir ve be milyar yl iinde galaksimize arpacaktr. Ne biim bir "ince ayardr" bu? (Belki minik gne sistemi "mahallemizdeki" dier gezegenleri yaanamayacak denli scak veya souk klan da ayn

7/626

ayardr.) Neyse... En azndan bu, bizim ufack "bir eyimizden" nasl "hiliin" kmaya hazrlandnn iyi bir kantdr. Bu kez tamamen baka bir taraftan, yine son birka ylda rendiimiz bir baka bilimsel bilgi ve keiften rnek verelim. nsan genomunun haritasnn karlmasndan beri ortak atalarmzn altm bin yl kadar nce Afrika'dan ayrldn ve hepimizin bunu ispatlayan genetik izleri tadn biliyoruz. National Geographic' in Genografik Projesi'nin yneticisi Spencer Wells'in bir denemesinden aldm u paray okuyalm: Bu gleri balatan neydi? Grnd kadaryla gnmzn byk tehdidi iklim deiiklikleri trmzn bana tarih boyunca dert olmutur. Yetmi bin yl nce gezegenimizin kuzey ksmndaki buzlanma bugnk New York-Seattle hizasna kadar inmiti; bu son Buzul a'yd. Bu srada trmz, Homo Sapiens, hl Afrika'da yayordu ve pek evcimendi. Ancak sinsice sokulan Buzul a, belki Sumatra'daki Toba adl speryanardan patlamasyla da birleerek tropik blgeleri kuruttu ve insan nfusunun onda birini yok etti. Homo Sapiens'in izini fosiller sayesinde 200.000 yl ncesine dek srlebiliyoruz, ama 80.000 ila 50.000 yl ncesine dair fosil izi bulmak son derece gtr. Genetik veriler bu dnemde insan nfusunun 2.000'e kadar indiine iaret etmektedir. Yanl duymadnz 2.000 bugn pek ok konser salonuna rahata sabilecek kadar. Ksacas, soyumuz tkenmek zereydi... Bu rktc buluu biraz dnn. Aslnda bunu sindirmenin ve analiz etmenin sadece iki yolu var. Birincisi, iki bin kiinin yaamay baarp kamasn ve drt ktaya yaylarak oalmasn mucizeye balamak, yani hibir ta tablete veya papirse yazlmam bir tr Exodus (k) yksne inanmaktr. kincisiyse, ksa sre ncesine kadar bilmediimiz bir gerei, yani gezegenimiz zerinde yaam tm trlerin yaklak yzde doksan dokuzunun soyunun tkendiini

8/626

hatrlamaktr. Bunu aklmzda tutarsak, mucizelerin sahibinin (Piskopos Montefiore'nin ok gzel belirttii gibi "Yaratan'n bilgelii ve inayeti"nin), buz tabakalaryla Sumatra'daki sper-yanarda patlamasnn da yaratcs olduunu ve onun gzde trnn nfusu iki binlere dene dek harekete gemediini syleyebiliriz. te "ince ayar" diye buna denir! Bunun ayn zamanda insann hayatta kalmasn salamak iin olduka tehlikeli, dolambal, etkisiz ve yetersiz (ve bir lde zalimce) bir yntem olduu da dnlebilir. Baka bir deyile, bu tanr merkezli "hipotezlerin" hibiri, ilk "tasarm" kantlamalarnn yanlgsn yeniden retmekten teye gidemiyor. Bu arada bilim ve teknikte kaydettiimiz ilerlemeler bu abalar daha acmasz ve kukucu bir bakla incelememizi salyor. Artk trmzn yan kabaca biliyoruz. Richard Dawkins'e gre bu iki yz elli bin yl kadardr, nsan Genomu Projesi'nin yneticisi, son derece sevimli, C. S. Lewis hayran Francis Collins'in tahminine gre ise yz bin yl kadar. Biz kn kabul ederek onu vahyin doruluunu rneklemekte kullanalm. Bu modele gre, trmz ortaya ktktan sonraki on binlerce yl gezegenimizin yaamaya uygun ender snaklarnda can telayla geirmitir. Yaam uzunluu mu dediniz? En fazla yirmi, otuz yl... ocuk lmleri? Hayli yksek... Di r veya dizanteriden lm? Sradan eyler... Mikroorganizma terr? Had safhada... Deprem, yanarda, sel yznden lm korkusu? Her daim mevcut; stelik cehaletle katlanyor... Yiyecek ve toprak iin kabile savalar? Srekli ve kanl... Din? Bilmiyoruz ama muhtemelen tuhaf putlara insan veya hayvan kurban etmeler ... Ve Tanr, en az doksan be bin yl boyunca kollarn kavuturmu bunlar seyrediyor! ocuklarn ve masumlarn lmlerini, aclarn, sefilliini kln kprdatmadan izliyor! Soykrma varan iddeti, sahte tanrlara tapnmay hi saymyoruz bile! Ve sonunda, (evrim iin kk bir an ama korku iinde yaayan memeliler iin ok uzun olan doksan be bin yln sonunda) mdahale etmeye karar veriyor. Nasl m? Dorudan vahiyle. Nerede? Ortadou'nun geri kalm ve cahil

9/626

kesimlerinde! Dediim gibi, isterseniz inanmakta serbestsiniz, ama inanacanz ey tam da budur. Bilim, ok yakn bir dneme kadar inancn sama sonularn bu derece ak gsterememiti. Her durumda, Victor Stenger'n bu harika kitabnn en banda da belirttii gibi, deist olmakla teist olmak arasnda byk bir fark vardr. sterseniz doann gzlemlenebilir srelerinin hibirinin bir ilk hareket ettirici olmadan ileyemeyeceine inanmaya devam edebilirsiniz. Ama heyhat, dindar kii olarak esas i hl nnzde durmaktadr. Bu ilk hareket ettirici veya ilk nedenden kiminle yattnzla, ne yediinizle, hangi kutsal gnlere uyduunuzla veya kendinizin (ya da ocuunuzun) cinsel organn kesmenizle ilgilenen bir ilaha nasl ulaabilirsiniz? Byk balangcn byk patlamasndan intihar bombacsnn kk patlamasna varmak hl ciddi bir admdr. Bu admn nasl atldn aklamann yanna bile yaklaabilen henz kmad. Aslnda birilerinin kma olasl da son derece dk. Bunun nedeniyse ok basit: Artk elimizde olaylara dair daha net, daha etkileyici ve daha iyi aklamalar var. Daha gzel, zarif ve uygun olmalarn saymyorum bile. Olgularla yzlemek aresizlie ve nihilizme teslim olmak deildir. Dnyann sona ereceini, hatta nasl sona ereceini bile biliyoruz, ama bunu zlemle beklemek ve bunda bir kurtulu grmek sadece dindarlara mahsus. Gnmzn sorusu, gemi alarda karlalan soruyla ayndr. Nasl iyi yaarz ve erdemi nasl bilebiliriz? lksel cehaletin getiimiz binylnda dzen arayndaki primatlar bu soruya totaliter bir zm nerdiler ve btn sorumluluu hem korkulmay hem sevilmeyi talep eden bir ulu diktatrn stne yktlar. nsanln kurtuluunun tarihi, bu ktcl mitten ve ondan yararlanma peinde koan (ve hl komaya devam eden) hrsl primatlardan kurtuluunun yksdr. Bu kurtulua, filozoflardan mizahlara kadar pek ok g katkda bulunmutur, ama belki de en byk borcumuz insan ve doa bilimcilerinedir... Ve Victor Stenger, bu yolda takdir etmemiz gerekenlerin banda gelmektedir.

GR
Bilim aklamaya, hatta yorumlamaya bile almaz; bilimin esas ii model kurmaktr. Model, gzlemlenmi bir olay betimleyen, bir takm szel yorumlar eklenmi matematiksel bir inadr. Bu tr bir matematiksel inann meruluu tamamen ilerliine baldr. John von Neumann[1] SAHA KENARINDAN MANZARA Tanr'nn varlnn lehindeki veya aleyhindeki argmanlar tarih boyunca byk lde felsefenin ve teolojinin alanna hapsedilmitir. Bilim bu sre iinde saha kenarnda sessizce oturmu ve sahada oynanan bu szck oyununu seyretmekle yetinmitir. nsan yaamnn her alannda devrimci deiimlere imza atan, dnyay anlamamza byk aklk getiren bilimin, her naslsa, insanlarn ounun tm gerekliin kayna olarak tapt yce varla dair syleyecek sz bulunmad dncesi ortaya kmtr. nl paleontolog Stephen Jay Gould, 1999 tarihli Rock of Ages adl kitabnda bilimin iinin doal dnyay anlamak, dinin iinin ise ahlak konularyla ilgilenmek olduundan hareketle bilim ve dinden iki "rtmeyen hkm alan" olarak bahsetmitir.[2] Ancak bu saptama, pek ok kiinin de iaret ettii gibi, dinin bir ahlak felsefesi olarak yeniden tanmlanmas demektir. Oysa dinlerin ou basit ahlaki konular aan ilerle urar, doa hakknda, bilimin deerlendirmekte zgr olduu temel hkmlerde bulunur. Dahas bilimin, Torino Kefeni gibi dinsel almlar ierebilecek fiziksel nesnelerin incelenmesindeki rol aktr. Ayrca bilim niin gzlemlenebilir, hatta kimi zaman llebilir insan davranlarn ieren ahlaki meselelerle ilgilenmesin ki?

11/626

1998'de yaplan bir ankette, lkenin en sekin bilim insanlarndan oluan ABD Ulusal Bilimler Akademisi yelerinin sadece yzde yedisinin Tanr'ya inand ortaya kmtr.[3] Yine de ou biliminsannn bilimin dinsel meselelerden uzak durmas gerektii fikrinde olduu grlmektedir. Bu bilim ile din arasndaki, bilimin toplumda daha az kabul grmesine yol aabilecek (en beterini, aratrma deneklerinin kesilmesini hi saymyoruz) atmalardan kanmak isteyenler iin belki iyi bir strateji olabilir. Ancak gerek ortadadr: Dinler, akln ve nesnel gzlemin souk altnda sorgulanmaktan zel olarak muaf olmayan olgusal iddialarda bulunurlar. Ayrca Tanr'nn varlna ynelik bilimsel bir otoriteden ok gzleme dayanan bilimsel argmanlar ok eski zamanlardan beri vardr. Bu abalarn tarihi Marcus Tullius Cicero'nun, De Natura Deorum (Tanrlarn Doas zerine)[4] adl kitabnda olduu gibi, M.. 77'ye dek uzanr. Bunlar arasnda William Paley'in 1802 tarihli Natural Theology or Evidences of the Existence and the Attributes of the Deity Collected from the Appearance of Nature (Doal Teoloji veya lahn Varlna ve zelliklerine Dair Doann Grnnden Toplanm Deliller.)[5] adl almas zellikle etkili olmutur. Son zamanlarda ise, teologlar ve teist bilim insanlar, yce bir varla olan inanlarna destek araynda yzlerini bilime dnd. Modern teorik ve ampirik bilimin Tanr'nn var olduu nermesini desteklediini ne sren birok kitap yaynland ve popler medya bu gr yaymada hi zaman kaybetmedi.[6] te yandan, bu deerlendirmeye dorudan meydan okuyan pek az kitap veya makale yaynland. Ama Tanr'nn varlna ynelik bilimsel kantlamalarn entelektel sylem iinde yer bulmasna imkan tannyorsa, onun varlna kar kan kantlamalarn da bu sylem iinde meru bir yere sahip olmas gerekir. 2003'te yaynlanan Bilim Tanr'y Buldu mu? adl kitabmda Tanr'nn varln destekledii ne srlen bilimsel delilleri eletirel bir bakla

12/626

incelemi ve yetersiz bulmutum.[7] Bu kitabmda daha da ileri gidecek ve bilimin artk, geleneksel olarak sfatlar Museviliin, Hristiyanln, ve slamn Tanrsnn sfatlaryla ilikilendirilen bir Tanr'nn varl veya yokluu konusunda kesin yargda bulunabilecek kadar ilerlediini gstereceim. Elimizde artk, Tanr'nn varl sorusunun arln kaldracak kadar deneysel veri ve son derece baarl bilimsel modeller bulunuyor. Bu veri ve modellerin bize Tanr hipotezinin geerlilii konusunda ne sylediini incelemenin zaman geldi. unu kesinlikle syleyebiliriz: Museviliin, Hristiyanln ve slamn Tanrs iyi tanmlanmamtr. Bu inan sistemi farkl Tanr anlaylarna sahiptir; ama i bununla da bitmez: Her inan sisteminin kendi iinde de ilahiyatlarla avam arasnda, bir mezheple dieri arasnda da farkllklar vardr. Ben, bu eitli inan gruplarnn her birindeki inananlarn byk ounluunun tapt Tanr'nn sfatlar zerinde younlaacam. Bu sfatlardan bazlarn, bu byk tek tanrl dinin dndaki dinlerin ilahlar da paylamaktadr. Sekin teologlarn, imanlaryla tutarl olduunu ne srdkleri son derece soyut tanr kavramlar gelitirdiklerinin farkndaym. Her kavram bilimsel soruturma alannn dnda kalacak ekilde soyutlanabilir. Ama bu tr tanrlarn sradan mmin tarafndan tannaca pek kukuludur. tek tanrl dinde Tanr, madde, uzay ve zamann tesinde yce bir akn varlk ve madde, uzay ve zaman uyarnca betimlenen duyularmzla algladmz her eyin temeli olarak grlr. stelik bu Tanr, deizmin dnyay yarattktan sonra onu kendi bana brakan ya da panteizmin btn varolua eit olan tanrs da deildir. Museviliin, Hristiyanln ve slamn Tanrs, atom ekirdeinde bulunan kuarklarn birbirleriyle etkileiminden en uzak galaksilerdeki yldzlarn evrimine kadar evrenin her nano-metrekpndeki her olaya her nano-

13/626

saniyede mdahale eden bir tanrdr. Dahas, bu Tanr en zel yaratmnn, engin evrende minnack bir yerde yaayan insanlk denen rgtl maddenin her dnce ve eylemine de karmaktadr. Ksacas, T harfini byk yazdmda bilin ki Museviliin, Hristiyanln ve slamn Tanrsndan sz ediyorum. Dier tanrlar kk harfli olacak. Tm tanrlarn deil, Tanr'nn varlna dair delilleri inceleyen bu kitab tm paracklar deil, ktlesiz ykl bir parac inceleyen bir fizikinin kitabna benzetebilirsiniz. DOAST BLM Bilim insanlarnn ou szde bilimi grr grmez tanyacan iddia etse de, bilim filozoflar arasnda, bilimin sahte bilimden veya bilim-olmayandan nasl ayrlaca konusunda bir fikir birlii yoktur. Ben bu kitapta "bilim"i, gz ve aletler vastasyla nesnel gzlemler yapmak ve bu gzlemleri betimleyen modeller kurmak anlamnda kullanacam. Bu modeller gzlemlerin basit anlk grntleri deildir. Bilimsel modeller, sadece bir dizi gzlemi deil, olabildiince ok gzlemi betimlemek iin evrensel ve genel olabilecek elerden, srelerden ve mekanizmalardan yararlanrlar. Bu blmn epigrafnda John von Neumann'n belirttii gibi, her zaman matematiksel olmalar da gerekmez. Gncel rneklerin belki en arpcs (ve matematiksel olan) temel paracklarn ve kuvvetlerin standart modelidir. Bu modele gre bilinen btn maddeler paracktan oluur: yukar kuark, aa kuark ve elektron. 1970'lerde kurulan bu model, o zamandan bu yana maddenin dnya zerindeki en gelikin laboratuvarlarda llen ve en gelimi teleskoplarla uzayda gzlemlenen zellikleriyle tutarl olarak ilemektedir. Bilimsel modellerin temel amacnn aklamaktan ok betimlemek olduunu kaydetmekte yarar var. Bunun anlam udur: Bu modeller her trl gzlemle, zellikle de baka trl olsalar modelleri

14/626

yanllayabilecek olan gzlemlerle uyumlu olmalar durumunda baarl kabul edilirler. Bu sre genellikle bir hipotez-snama biimini alr nce model bir dizi hipoteze dntrlr ve ardndan bu hipotezler zenle denetlenen gzlemlerle snanr. Baarl bir modeli oluturan elerin ve srelerin gerekliin yapsnn zsel paralar olup olmad sorusu yle kolayca yantlanabilecek bir soru deildir, zira sz konusu modelin gelecekte yanllanp yanllanamayacan asla bilemeyiz. Ancak bir model yanllandnda, bu modele ait olan ama baarl dier bir modele ait olmayan sre ve elerin gerein zsel paralar olmadn varsayabiliriz. Analizimi, evrenin ileyiinde ve insanlarn hayatlarnda merkezi bir rol oynad kabul edilen Tanr'nn bilimsel aralarla tespit edilebilecei kansna dayandracam. Gnmzn bilimsel modellerinde gzlemlerin betimlenmesinde gerekli bir bileen olarak Tanr'ya ayrlm bir yer yoktur. yleyse, Tanr varsa, bilimsel modellerin boluklarnda veya hatalarnda ortaya kmaldr. Gerekten de "Boluklarn Tanrs" kantlamas uzun zamandr gndemdedir. Bilim her eyi aklamadna gre, dier aklama biimlerine her zaman yer vardr. nananlar ise bu aklamann Tanr olduuna ikna etmekten daha kolay bir ey yoktur. Ancak Boluklarn Tanrs kantlamas en azndan bilimsel iddia olarak, sz konusu fenomenin bilimsel yollarla sadece bugn aklanamaz olduunu deil, doal betimlemeye ebediyen ba emeyeceini de gsteremezse iflas eder. Tanr ancak onun bu fenomenin aklanmasnda zorunlu olduu kantlanrsa ve elbette bilimin bu fenomenin tamamen doal veya maddi bir srece dayanan akla yatkn bir aklamasn veremeyecei kantlanrsa ortaya kabilir. Bu okura yerine getirilmesi imknsz bir koul gibi gelebilir. Bilimin bugn iin gizemli grnen bir olgunun "doal" bir aklamasn hibir zaman veremeyeceini nasl bilebiliriz? Ben bunun yzde yz kesinlikle deilse bile makul kuku dahilinde mmkn olduunu iddia

15/626

ediyorum. Doal olann maddi olan ile tarihsel ilikisini kullanarak, gzlemlendikleri takdirde, maddi kkenli olamayacaklar makul kuku tesinde gsterilmi olacak fenomenlere dair hipotetik rnekler vereceim. Btn aklamalarda Tanr'nn maddi olmad kabul edildiine gre, bu tr fenomenlerin deneysel dorulamalar Tanr'nn varlna, makul kukunun tesinde, iaret ederdi. Kimi bilim insanlar doal olan ile maddi olann birletirilmesine itiraz ederler. Onlara gre, gzlemlenebilir her fenomen (onlarn) tanm gerei "doal"dr. Kimilerine greyse, snanabilir her teori (onlarn) tanm gerei "doal"dr. Ben kelimelerin anlamlar zerinde bir uzlamaya varmann zor grnd bu trden sonsuz tartmalara girmemeyi yeliyorum. Doal ve doast szcklerini maddi olan ve maddi olmayan szckleriyle eanlaml kullanacam belirttim. Vurduunuzda geri vuran her eye madde diyorum. Fiziin maddesi budur. "Vurmak" derken, oluturan fotonlar gibi paracklarn nesnelerden geri sekmesini ieren evrensel gzlemi kastediyorum. Nesneden gzmze ve dier alglayclara "seken" paracklarn llmesi bize, gzlemlenen nesnenin maddeyle ilintilendirdiimiz ktle, ivme ve enerji gibi zelliklerini verir. Bu lmler tmyle maddi sreler (fiziin dinamik ilkelerini) ieren ve hepsi deneysel snama ve yanllamaya ak olan modellerle betimlenir.[8] Birok biliminsan doast olann veya maddi olmayann herhangi bir karlatrmal yolla snanamayacan syleyecektir. Gerekten de, yakn dnemde bilimi evrimin inanlarn tehdit ettiini dnen muhafazakr dini gruplarla kar karya getiren ABD'deki siyasi kavgalarda, lkenin nde gelen bilim insanlar ve ulusal bilim rgtleri bilimin yalnzca doal meselelerle uraabilecei yollu aklamalar yapm ve mahkemelerde bu ynde ifadeler vermitir. Bu ifadeleriyle de bilimin baka seenekleri gz nnde bulundurmasn engelleyecek denli dogmatik bir biimde materyalizme bal olduunu ne srenlerin elini glendirmilerdir.

16/626

Bu kitapta doast olan veya maddi olmayan birtakm srelerin standart bilimsel yntemler kullanlarak deneysel olarak snanabileceini gstereceim. Dahas, bu tr aratrmalarn, makaleleri saygn bilimsel dergilerde kan, saygn kurumlarla balantl saygn bilim insanlarnca yapldn ortaya koyacam. Bylece bilimin doastyle ii olmadn ne sren kimi bilim insanlarnn ve onlarn ulusal rgtlerinin beyanlarnn olgular tarafndan yalanland grlecektir. Bilimin genellikle aratrmay dnyaya dair nesnel gzlemlerle snrlayan ve genellikle (ama greceimiz gibi, mutlaka deil) her olayn doal aklamasn arayan yntemsel doalclk adl ilkeye yneldii dorudur. Bu ilke sklkla metafizik doalclk varsaymyla kartrlr. Metafizik doalcla gre, gerekliin kendisi tmyle doaldr, yani sadece maddi nesnelerden oluur. ou fiziki buna inanmakla birlikte bunu ispatlayamaz. Dahas, bu soru son tahlilde deneysel yargya ak bilimsel bir soru olmadndan ispatlamaya almalarna da gerek yoktur. Eer yle olsayd, metafizie deil fizie ait olurdu. Bu kitapta, Tanr hipotezinin birtakm doal, maddi fenomenleri ima ettiini gstereceim. Bu fenomenlerden herhangi birinin gzlemlenmesi onlarn akla yatkn tm doal, maddi betimlemelerini baarsz klard. Bilim tarihini devrimler ve "paradigma deiimleri"[9] dizisi olarak betimleyen geen yzyln felsefe ve tarih literatrne ramen, madde ve maddi srelere ilikin temel anlaymz Newton'dan bu yana deimemitir sadece sslenmitir.[10] Bu ilkeleri ihlal ettii, uzun zamandr maddeyle ilintilendirilmi zelliklerden farkl zelliklere sahip olduu gsterilebilecek herhangi bir ey, dnyay yerinden oynatacak neme sahip olurdu ve daha iyi bir terimin yokluunda buna doast diyebilirdik. Bugnk bilimsel bilgimizin nda, duyularmzla ve bilimsel aletlerle gzlemlediimiz evren sadece madde ve maddi sreler

17/626

uyarnca betimlenebilir. Dncede tutumluluk ilkesi, yeni olaylar karsnda en az yeni, en az denenmemi hipotezde bulunan en basit modelleri aramamz gerektirir. Bu yzden, bilim insanlarnn her yeni fenomen iin ncelikle maddi bir aklama arayacaklar kesindir. Ancak her trl maddi aklamann baarszla urad durumlarda, konvansiyonel fizik biliminin tesine giden hipotezlerin deneysel olarak snanmasnn nnde de hibir engel yoktur. TANRI N BOLUKLAR MI? Bilimin eksikliinin tek bana Tanr'nn varln ispatlamaya yetmeyeceinin farknda olan kimi teologlar ve teist bilim insanlar imdi bilimde, sadece doal lemin dnda varolabilecek bir varln doldurabileceini syledikleri boluklar bulduklarn iddia ediyorlar. Bunlar son derece cretkar bir nermede bulunuyorlar: Bilim birtakm fenomenleri aklayamaz ve dahas hi aklayamayacaktr. Bu yeni "ispatlar" u iddialara dayanyor: Yaamn karmakl tamamen doal (maddi) olan srelere indirgenemez ve asla indirgenemeyecektir. Ayrca unu da ne sryorlar: Fiziin sabitleri ve yasalar ylesine ince ayarlanmtr ki bunlar doal yollardan ortaya km olamaz ve fiziksel evrenin balangc ve uyduu yasalar doast mdahale olmadan "hilikten gelmi" olamaz. nananlar zenle kontrol edilen deneylerin sonularn kullanarak bunlarn sadece maddi srelerle aklanmas mmkn olmayan madde tesi bir lemin varlna ynelik deneysel deliller saladn savunuyorlar. Bu iddialarn inanlrln deerlendirebilmek iin "ispatlama yknn" nereye ait olduunun doru olarak saptanmas gerekir. Bu ispat yk bilimin baz fenomenleri asla doal yoldan aklayamayacan, yani bunlar sadece maddi eler ve sreler ieren bir modelle betimleyemeyeceini ne srenlere der. Eer var olan tm bilgiyle tutarl olan makul bir bilimsel model bulunabilirse, iddia kecektir. Byle bir modelin doru olduunun ispatlanmas gerekmez; yanl olduunun ispatlanmam olmas yeter.

18/626

Bilimsel bilgideki boluklar gnn birinde doldurabilecek makul yollar bulabilirsek Tanr'nn varlna ynelik bilimsel argmanlar kecektir. O zaman insanlar iin halihazrda gzlemlenebilir olan fenomenleri betimlemek amacyla kurduumuz modellerin Tanr'y iermesi gerekmedii sonucuna varabiliriz. Elbette bu durum imdiki insan gzlem alannn dnda kalan fenomenlerin aklanmas iin gerekli olabilecek bir tanrnn var olma olasln ak brakacaktr. Bu tanr gelecekteki bir uzay seferinde veya devasa bir parack hzlandrc deneyinde ortaya kabilir. Ancak bu tanr insan yaamnda nemli rol oynayan bir tanr olmayacaktr. O Tanr olmayacaktr. TANRIYA KARI DELLLERN NCELENMES Bilimin Tanrnn varlna ynelik deliller sunduuna ilikin kantlamalar deerlendirmek devimin sadece bir paras. Bunu da byk oranda Bilim Tanr'y Buldu mu? adl kitabmda tamamladm. Burada ise esas olarak bilimin Tanr'nn varlna kar deliller sunduunu syleyen daha az bilinen kantlamalar deerlendireceim. Bilimsel hipotez snama yntemini izleyeceim. Tanr'nn varln bilimsel bir hipotez olarak alacak ve bu hipotezin sonularn evremizdeki dnyaya ilikin nesnel gzlemlerde arayacam. Tanr'nn deneysel olarak snanabilen belirli zelliklere sahip olduunu varsayan eitli modeller kullanacam. Bu da u demektir: "Bu zelliklere sahip bir Tanr varsa, u fenomenler gzlemlenebilir olmaldr." Belirli bir snamay geememek, bu belirli modelin baarszl olacak. Dahas, eer fiili gzlemler, sz konusu ilahi varln yokluunda beklenildii gibi karsa, bu durum, onun varlna kar ek bir iaret olarak kabul edilecek. Baarszlk ortaya ktnda bile hl gizli bir Tanr'nn var olmasnn mmkn olduu savunulabilir. Bu mantksal adan doru bir nerme olsa da, tarih ve ortak deneyimlerimiz bize delil yokluunun nihayetinde yokluun deliline dntne dair pek ok rnek sunmaktadr. Genel anlamda sylemek gerekirse, bir kendilie inanmak

19/626

iin elimizde herhangi bir delil veya neden yoksa, o kendiliin var olmadndan emin olabiliriz.[11] Elimizde Kar Adam'a veya Loch Ness Canavar'na dair delil olmadndan onlarn var olduuna inanmyoruz. Eer elimizde Tanr'ya inanmak iin bir delil veya baka bir neden yoksa, Tanr'nn var olmadndan emin olabiliriz.

1 MODELLER VE YNTEMLER
Bunca cehalet ve karanlk iinde insan anlayna tek kalan kukucu veya en azndan temkinli davranmak ve olabilir grnmeyen hibir hipoteze az veya ok teslim olmamaktr. David Hume DELL YOKLUU Birok teolog ve teist biliminsan Museviliin, Hristiyanln ve slamn Tanrsnn varlna veya en azndan doast glere sahip bir varla dair delillerin bulunduunu ne sryor. Ancak bu delillerinin, bilim insanlarnn byk blmn tatmin etmeye yetecek kadar ikna edici olmadn da inkr edemiyorlar. Gerekten de, giri blmnde belirttiim gibi, nde gelen Amerikal bilim insanlarnn ezici ounluu Tanr'nn var olmad sonucuna varmtr. Peki, Tanr varsa, nerededir? Filozof Theodore Drange, delil yokluu kantlamasn formel olarak u ekilde ifade eder: 1. Olasdr ki, eer Tanr var olsayd, varlna dair salam nesnel deliller olurdu. 2. Ama onun varlna dair hibir salam nesnel delil yoktur. 3. yleyse olaslkla Tanr yoktur. Drange, delil yokluu kantlamasnn 1. ncln eletirirken, Tanr'nn nesnel delil kanaln kullanmay semeyip bilgiyi dorudan insan zihnine yerletirmi olabileceine iaret eder.[12] Ancak onun ve bakalarnn belirttii gibi, bu trden bir ilahi varlk pek de vedd bir Tanr olmazd; dnya zerindeki, bu tr inanca direnmemi inanmayanlarn varoluu, onun varoluuna kar delildir.[13]Tanrsal gizlilik sorunu teologlarn yeteneklerini yllar yl zorlamtr neredeyse

21/626

mutlak kudretli, mutlak bilgili ve mutlak iyi olan bir Tanr'nn bu gezegende yaayan insanlarn ve hayvanlarn bu kadar gereksizce strap ekmesine nasl izin verdiini sorgulayan ktlk sorunu kadar. Bu sorunlarn ikisine de dneceiz. Ancak, sonsuz kudret ve bilgelie sahip hipotetik bir varln bilinmeyen niyetlerine bal kalmadan da, tanrsal zelliklere sahip bir kendilie dair nesnel delillerin elde edilebilmesi gerekir. Ne de olsa Tanr'nn, dnyadaki her oluumda belirleyici bir rol oynad kabul edilir. Durum buysa, bunun iaretlerini gzlerimizle, duyularmzla, zellikle de en hassas bilimsel aletlerimizle yaptmz nesnel gzlemlerde kesinlikle grmemiz gerekir. Byk dinlerin kurucular ve nderleri daima Tanr'nn etrafmzdaki dnyada grlebileceini iddia etmilerdir. rnein, Aziz Paul, Romallar 1:20'de yle der: "Dnyann yaratlndan beri, Tanr'nn grnmeyen doas, yani ebedi kudreti ve uluhiyeti, yaplan eylerde anlalarak aka grlyor." Biz de yaplm eylerde Tanr'nn delilini arayacaz. BLMSEL DELLN DOASI zgl verileri incelemeden nce, "bilimsel delilin" neden olutuuna bakalm. Burada kendimi mevcut bilginin tesine geen srad bir iddiann geerliliini tesis etmek iin gerekli olan delillerle snrlayacam. Byle bir ey iin sradan bir iddia iin aranandan ok daha yksek bir standart koyulmas gerektii aktr. rnein, gnde 81 miligram aspirin almann kalp krizi ve fel riskini azaltaca sradan bir iddia saylabilir. Bu sradan bir iddiadr nk elimizde byle bir etkinin kann hafife seyreltilmesiyle elde edilebilecei ynnde akla yatkn bir mekanizma mevcuttur. Buna karlk, byle bir tedavinin AIDS iin kullanlabileceini iddia etmek, srad bir iddia olurdu. Herhangi bir gvenilir, akla yatkn mekanizma

22/626

olmadndan, bu durumda birincisinden ok daha fazla onaylayc veriye gerek duyardk. Gerekleen rya rneklerini aktaran ykleri ska duyarz. Bunlar, zihnin bilinen fizik kapasitelerinin tesine uzanan bir gce sahip olduunu ima ederler. Oysa bu durumda, milyonlarca baka ryann gereklemedii gereini gz ard eden gl bir seme sreci devrededir. Aksi kantlanmad srece en bata bertaraf edilmesi gerekecek makul aklama, sz konusu ryann bu tr dramatik sonu vermeyen pek ou arasndan "ansna" gerekletiidir. Peki, ans veya dier yapay olgular nasl bertaraf edilir? Bilimsel yntemin ii budur. Yzlerce denein her sabah kalkar kalkmaz ryasn kaydettii kontroll bir deney yrtebilirdik. Ardndan kacak sonutan hibir beklentisi veya kar bulunmayan bamsz aratrmaclar elde edilen verilerin zenli bir istatistiksel analizini yapard. Bu sayede ryalarn sonularnn, piyangoda kazanacak numara gibi basit ve niceliksel bir ey olup olmadn grebilirdik. Daha sonra da bu sonular, kolayca hesaplanan ans eseri olabilecek beklentilerle karlatrabilirdik. Aada bilimsel topluluun srad iddialar deerlendirmede bavurduu kurallardan birkan sralyorum. Liste tam deildir; bilim insanlarn ve filozoflar btnyle tatmin edecek, resmi bir bilimsel yntem listesini hibir yerde bulamayz. Bununla birlikte, bilimde srad deneysel iddialara dair deneysel delil iddialarn deerlendirmemize u be koul yeterli olacaktr: 1. alma protokolleri tm hata olaslklarnn deerlendirilebilecei ekilde ak ve kusursuz olmaldr. Mmkn her bir hata kaynan belirleme, bu kaynaklarn nasl asgariye indirildiini aklama ve her bir hatann etkisinin niceliksel tahminini yapma yk, almay gzden geirenlere deil, aratrmaclara aittir. Bu hatalar (deneysel dzenekteki yanlla atfedilebilen) sistematik veya (ans dalgalanmalarnn sonucu

23/626

olan) istatistiksel hatalar olabilir. Tm hatalar beklenen etkinin kayna olamayacak kadar kk olmad srece yeni bir etkiden sz edilemez. 2. Snanan hipotezler, veriler alnmaya balamadan nce aka belirlenmeli ve sre ortasnda veya verilere bakldktan sonra deitirilmemelidir. zellikle, verilerin ilgin ama beklenmedik sonular verdii durumlarda hipotezlerin bunlara uyacak ekilde deitirildii "veri madencilii" uzak durulmas gereken bir tavrdr. Bu, ok nereye vurursa oray "bull's eye" olarak boyamaya benzer. Bu, rnein astronomide olduu gibi, ayrks fenomenler iin birtakm tetkik niteliinde gzlemlerin aratrlamayaca anlamna gelmez. Ama bunlar hipotez snamada kullanlmaz. Yeni hipotezlere yol aabilirler, ama o zaman da bu hipotezlerin, anahatlarn verdiim protokollere gre bamsz olarak snanmas gerekir. 3. almay yrten, yani verileri alan ve analiz eden kiiler bu ii sonucun ne olmas gerektiine dair hibir nyarg tamadan yrtmelidir. ou aratrmac kendilerine hret ve kazan getirecek dikkate deer bir bulu yapma peinde kotuundan, belki de harfiyen uyulmas en zor koul budur. Aratrmaclar ounlukla aratrmann esasn belirledii grlen olumsuz sonular kabul etmekte gnlsz davranrlar. Bu yzden olumsuz sonular karsnda, aradklarn bulduklarna kendilerini inandrana kadar "veri madenciliine" giriirler.[14] Bu koulu salamlatrmak ve sz konusu "yanll" engellemek iin protokole ne aratrmaclarn ne de verileri alanlarn ve analiz edenlerin hangi veri rneklemiyle uratn bilmedii "krlemesine ilem" benzeri baz teknikler eklenebilir. Sz gelimi, duann etkisi zerine bir alma yaplrken, aratrmaclarn, tm veriler gelip analiz edilmeye hazr olana dek kim iin dua edildiini ve kimin dua ettiini bilmemeleri gerekir.

24/626

4. Snanan hipotez, kendi ykmnn tohumlarn iinde tamaldr. Hipotezi yanllayabilecek mmkn deney sonularn salama yk hipotezi ne srenlere aittir. Bylesi bir yanllamann gereklemediini kantlamaldrlar. Yanllanmas mmkn olmayan bir hipotezin hibir deeri yoktur. 5. nceki ltleri geseler bile, rapor edilen sonular bamsz deneylerde tekrarlanabilecek yapda olmaldr. Bu sonular, benzer koullar altnda farkl (tercihen kukucu) aratrmaclar tarafndan tekrar elde edilene kadar bilimsel bilgi dzeyine eriemezler. Sonraki blmlerdeki izleyeceimiz yordam, belli birtakm zellikleri tek tek semek ve bu sfatlara sahip bir tanr hipotezince makul olarak beklenebilen deneysel sonular incelemek olacak. Bundan sonra da bu deneysel sonulara ilikin delilleri arayacaz. YANLILAMA Yanllama, 1930'larda filozoflar Karl Popper[15] ve Rudolf Carnap[16] tarafndan bilimsel modelleri bilimsel olmayan sanlardan ayrmak amacyla nerilmi bir snr ekme ltdr. Ancak sonralar bilim filozoflar yanllamay bu ama iin yetersiz bulmulardr.[17] rnein astroloji yanllanabilir (ve yanllanm) olmasna ramen bir bilim olarak kabul edilmez. Yine de yanllama mmkn olduunda hl kullanlan gl bir aratr. Bir hipotez dorudan deneysel bir snamayla yanllanabiliyorsa o zaman hipotez gnl rahatlyla pe atlabilir. Bilimsel modellerin snanmasnda belli bir asimetri vardr. Gerekli bir snamay geememek bir modeli yanllamaya yeterken, snamadan gemesi modelin dorulanmas iin yeterli deildir. Bunun nedeni, gnn birinde snananla ayn deneysel sonular verecek baka ve rakip modellerin bulunup bulunamayacan a priori bilemememizdir.

25/626

Bilimde deneysel snamay geemeyen modellerin ikinci veya nc bir seferde snamay geecek ekilde tadil edilmesine ska rastlanr. Kimi filozoflar bunun yanllamann pratikte gereklemediini gsterdiini ne srseler de, deitirilmi modeli yeni bir model, dolaysyla da eskisini hl yanllanm olarak grmek mmkndr. Krk yllk temel parack fizii ve astrofizik aratrmalarm boyunca nerilen birok modelin yanllandn grdm; yanllama pratikte de gereklemektedir.[18] Popper, (rtlebilirlikle eanlaml kulland) yanllanabilirlii deneysel ierikli nermelerle snrlamtr. Bu durumda ona gre "felsefi teoriler veya metafizik teoriler, tanm gerei rtlemez olacaklardr."[19] Ayrca baz deneysel nermelerin de rtlemez olduuna dikkat ekmitir. Bu tr nermelere "sk ya da salt varlksal nermeler" demitir. te yandan "snrlandrlm" varlksal nermeler rtlebilir nermelerdir. Popper u rnei verir: "Dier en byk inciden on kat byk bir inci vardr." Bu aklamada eer "vardr" szcn uzay ve zaman iinde snrl bir blgeyle snrlandrrsak, o zaman elbette o rtlebilir bir nerme olabilir. rnein u nermenin deneysel olarak rtlebilir olduu aktr: "u anda ve u kutuda, bu kutudaki dier en byk inciden on kat byk bir inci vardr." Ancak bu durumda nerme artk sk veya salt varlksal bir nerme deil, snrlandrlm bir varlksal nermedir. Sk veya salt varlksal nerme btn evrene uygulanr ve onu rtlebilecek bir yntemin olmamasndan dolay rtlemez. Btn evrenimizi aratrmay baarsak bile, aradmz inci her zaman bakmadmz bir yerde sakl olabilecei iin, sk veya salt varlksal nerme inciyi bulamamzla rtlm olmaz.[20] Bu lte gre, Tanr'nn varl deneysel olarak rtlemez grnmektedir, nk bu tm evrene (art tesinde ne varsa ona) uygulanan

26/626

bir varlksal nermede bulunmay gerektirecektir. Ama Popper'n rneine baktmzda, bunun Tanr iin geerli olmadn gryoruz. Doru, Popper'n rneindeki kutunun dnda bir yerde bulunan inci gibi, szgelimi bir baka galaksideki bir Tanr'nn varln rtemeyiz. Ancak Tanr'nn, her kutu dahil, her yerde olduu kabul edilir. O halde, Tanr'y, ne kadar kk olursa olsun tek bir kutuda aradmzda, ya onu bulmamz ve dolaysyla varln onamamz ya da bulmamamz ve dolaysyla varln reddetmemiz gerekir. BLM DOASTN ARATIRABLR M? Bilimi destekleyen ou bilimsel kurum ve rgt, bilimin iinin doal sre ve olaylarla ilgilenmekle snrl olduuunu ifade eden bildiriler yaynlamtr. rnein ABD Ulusal Bilimler Akademisi, "Bilim, doal dnyay bilmenin bir yoludur. Doal dnyay doal nedenler yoluyla aklamakla snrldr. Bilim, doast hakknda hibir ey syleyemez. Tanr'nn var olup olmad, bilimin tarafsz kald bir meseledir,"[21] aklamasn yapmtr. Bilimi doal nedenlerin aratrlmasyla snrlandran bu bilim insanlar ve bilim rgtleri farknda olmadan, bilimin dogmatik biimde doalc olduu saptamasna destek vermektedir. Hukuk profesr Philip Johnson, 1990'larda yaynlanan bir dizi kitapta, doann "var olann tm" olduu retisinin, sadece doa bilimlerinin deil, btn entelektel almalarn temelini oluturan sorgulanmam varsaym olduunu ne sryordu.[22] Bugn izlediimiz kamuya ak tartmalarn ounda bilim, evrende doal srelerden baka bir gcn rol oynayabileceini dogmatik olarak reddetmekle sulanmaktadr. Pek ok biliminsan ve rgtnn toplumdaki konumlarna baktmzda Johnson ve taraftarlarnn bilimin dogmatik olarak materyalist olduuna dair savlarn dayandrabilecekleri temellerin bulunduunu grrz. Ancak dogmatizmin her tr aslnda bilimin antitezidir.

27/626

Copernicus ve Galileo'dan bugne kadar bilim tarihi, bilimde dogmatizmin varln yalanlayan rneklerle doludur. Tarih bize unu gsteriyor: Bilim fazlasyla mklpesenttir ve her yeni fikri krlemesine kabul etmez. Yeni iddialarn, zellikle de bunlar yerleik bilgiyle atyorlarsa, verilerle tam anlamyla desteklenmesi gerekir. Hangi aratrmac biliminsanna sorarsanz sorun size, yeni bilgi kefetmenin, eytann avukatlna soyunmaya hazr meslektalar ikna etmenin ve ardndan sonularn hakemli dergilerde yaynlanmasnn ne kadar zor bir sre olduunu syleyecektir. Bilim insanlar evrendeki akll tasarm destekleyen deliller olduuna dair iddialara itirazlarn ifade ederken hi de dogmatik davranmyorlar. Onlar sadece dier herhangi bir srad iddiada uygulayacaklar standard uyguluyor ve srad deliller talep ediyorlar. Ayrca bir biliminsan, dikkate deer veriler varsa neden akll tasarm kavrayna veya dier doast fenomene itiraz etsin ki? Birok biliminsan, ciddi deneklerin ayrlaca kesin olan heyecan verici yeni bir aratrma alannn almasndan memnun olacaktr. Ama greceimiz gibi, bugnk haliyle akll tasarm iddias ne bylesi bir ilgiyi hak edecek deliller ne de teorik argmanlar iermektedir. Dahas, bilimin doastn aratrmadna ve doast hipotezlerin snanamaz olduuna dair saptamalar olgusal olarak da doru deildir. Bu ynde bildiriler yaynlayan ulusal bilim rgtlerinin nderlerinin tam da burnunun dibinde birok yetenekli, saygn bilim-insan doast nedenlerin olabilirliklerini aratrmaktadr. Sonraki blmlerden birinde, Mayo Clinic, Harvard niversitesi ve Duke niversitesi gibi saygn kurumlarn, dorulanmas halinde evrende maddesel olmayan bir enin varlna dair gl bir deneysel destek salayabilecek olaylar incelediini greceiz. Bu deneyler, uzaktan krlemesine yaplan efaat duasnn ifa gcn snamak zere tasarlanmtr. Sonularysa hakemli tp dergilerinde yaynlanmtr.

28/626

Dua literatr maalesef ok zayf deneysel almalar yznden zarar grmtr. Ama en saygn rgtlerin yaynlanm makalelerinin en iyilerine baktnzda bunlarda uygun bilimsel yntemlerin kullanldn grrsnz. Bunlar da bilim deilse ben bilim baka nedir, bilmiyorum. Bilimin kendi kendisine koyduu, aratrmay dnyaya dair nesnel gzlemlerle snrlandran ve genellikle her fenomen iin doal aklama arayan uylama yntembilimsel doalclk denir. Yntembilimsel doalcln, gerekliin tmyle doal olduunu, yani sadece maddi nesnelerden olutuunu varsayan metafizik doalclk ile kartrldn da not etmitik. Yntembilimsel doalclk, metafizik doalcla dogmatik balanmay gerektirmeksizin uygulanabilir. Bu kitabn tezi, doast Tanr hipotezinin yerleik bilimsel yntemlerle snanabilir, dorulanabilir ve yanllanabilir olduudur. Yntembilimsel doalcln sunduu aralarla gzlemlenmesi halinde metafizik doalclkla tutarl olmas pek mmkn olmayan bir gerekliin varlna iaret edecek her tr fenomeni hayal edebiliriz. rnein, dikkatle kontrol edilmi bir dizi deney, belirli bir tr efaat duasnn, szgelimi Katoliklerin efaat dualarnn belli hastalklar iyiletirdiine ama dier cemaatlerin dualarnn ise iyiletirmediine dair bamsz, tekrar edilebilir ve istatistiksel olarak anlaml deliller salayabilir. Bylesi bir hipotetik sonu iin herhangi bir makul doal aklama hayal etmek zordur. MKNSIZ TANRILAR Tanr hipoteziyle ilgili bilimsel delillere devam etmeden nce, Tanr'nn varln rtmeye ynelik felsefi argmanlara ksaca gz atalm. (Yakn dnemden bir inceleme iin bkz. Nicholas Everitt, The Non-Existence of God.[23])

29/626

Filozoflar Michael Martin ve Ricki Monnier, eitli zelliklere sahip tanrlarn imknszln gsterdiklerini iddia eden mantksal kantlamalar bir cilt iinde toplamlardr.[24] Bu tr rtmeleri u ekilde snflamlardr: Tanr tanmndaki bir tutarszla dayanan tanmsal rtmeler Belli sfatlara sahip Tanr'nn varlyla ktln varl arasndaki tutarszla dayanan tmdengelimli ktlk rtmeleri Tanr'nn sfatlaryla belli bir dinsel reti, anlat veya mezhep arasndaki tutarszlklar temel alan retisel rtmeler ki veya daha fazla ilahi sfat arasndaki tutarszla dayal ok sfattan hareketle rtmeler, Sadece bir sfat iindeki tutarszla dayanan tek sfattan hareketle rtmeler Bu rtmeler, bilim insanlar ve filozoflarn bilimsel modellerin yanllanmalarna dorulanmalarndan daha fazla itibar etmesiyle ayn nedenden dolay gven duyulmay hak etmektedir. Oyunun kurallar veya daha sk rastland zere, kantlamada kullanlan szcklerin tanmlar deitirilmedii srece bu mantksal rtmelerin ortaya klar kanlmaz grnmektedir. Aaya, srf okura felsefi tartmann tadn vermek adna "var olmama argmanlarn" listeliyorum. Ana tezimi oluturan bilimsel kantlamalardan bamsz olduklarndan bunlar burada tartmayacam;bu kitabn vard sonular hibir ekilde onlarn geerliliine bal deildir. Burada, onlar tamlk ve bilimsel kantlamalarla ztlk adna veriyorum. Ayrntlar iin Martin ile Monnier'nin derlemesindeki ilgili makalelere baklabilir.[25]

30/626

lk ikisi tanmsal rtme rnekleridir: Tmyle Erdemli Bir Varlk Var Olamaz 1. Tanr (tanm gerei) kendisinden daha yce bir varln tasavvur edilemeyecei bir varlktr. 2. Ycelik erdemde ycelii de ierir. 3. O halde Tanr, hibir varln ondan daha erdemli olamayaca bir varlktr. 4. Ama erdem, straplarn ve tehlikelerin stesinden gelmeyi ierir. 5. Bir varln, ancak strap ekebiliyor veya yok edilebiliyorsa erdemli olduu sylenebilir. 6. Istrap ekebilen veya yok edilebilen bir Tanr, kendisinden daha ycesinin dnlemeyecei bir varlk olamaz. 7. nk strap ekmeyen veya yok edilemeyen daha yce bir varlk dnlebilir. 8. yleyse Tanr yoktur.[26] Tapnma ve Ahlaki Faillik 1. Herhangi bir varlk Tanr'ysa, o uygun bir tapnma nesnesi olmaldr. 2. Tapma, zerk bir ahlaki fail olma rolnn terk edilmesini gerektirdiinden, hibir varlk uygun bir tapnma nesnesi olamaz. 3. yleyse Tanr olan herhangi bir varlk olamaz.[27] Ktlk sorununa ksaca deinmitik ve bu konuda daha ok ey syleyeceiz. imdilik sadece formel kantlamay verelim: Ktlk Sorunu

31/626

1. Eer Tanr varsa, o zaman Tanr'nn sfatlar ktln varlyla tutarldr. 2. Tanr'nn sfatlar ktln varlyla tutarl deildir. 3. yleyse, Tanr yoktur ve var olamaz.[28] Mkemmel Bir Yaratc Var Olamaz 1. Eer Tanr varsa, mkemmeldir. 2. Eer Tanr varsa, evrenin yaratcsdr. 3. Bir varlk mkemmelse, yaratt her ey mkemmel olmaldr. 4. Ama evren mkemmel deildir. 5. O halde mkemmel bir varln evrenin yaratcs olmas mmkn deildir. 6. Dolaysyla Tanr'nn var olmas mmkn deildir.[29] Akn Bir Varlk Ayn Anda Her Yerde Olamaz 1. Eer Tanr varsa, akndr (yani, uzay ve zamann dndadr). 2. Eer Tanr varsa, ayn anda her yerde vardr. 3. Akn bir varlk uzayda herhangi bir yerde var olamaz. 4. Ayn anda her yerde olan bir varlk uzayda her yerde var olmaldr. 5. Dolaysyla akn bir varln ayn anda her yerde var olmas mmkn deildir. 6. yleyse Tanr'nn var olmas mmkn deildir.[30] Kiisel Bir Varlk Bedensiz Olamaz 1. Eer Tanr varsa, fiziksel bir varlk deildir. 2. Eer Tanr varsa, bir kiidir (veya kiisel bir varlktr).

32/626

3. Bir kiinin (veya kiisel varln) fiziksel olmas gerekir. 4. yleyse Tanr'nn var olmas imknszdr.[31] Bir de tek sfattan hareket eden bir rtme rnei verelim: Mutlak Kudret Paradoksu 1. Tanr kaldramayaca bir ta ya yaratabilir ya yaratamaz. 2. Eer Tanr kaldramayaca bir ta yaratabilirse, o zaman o mutlak kudretli deildir. 3. Eer Tanr kaldramayaca bir ta yaratamazsa, o zaman o mutlak kudretli deildir. 4. O halde Tanr mutlak kudretli deildir.[32] Okurun bu formel nermelerde aklanmaya veya netletirmeye muhta pek ok ey greceine kuku yoktur. Bu tr rtmelerin ayrntlar iin bir kez daha zgn kaynaklara bavurulmasn neriyorum. ou felsefi tartmada olduu gibi, burada esas tartma szcklerin anlamlar ve onlarn tutarl nermeler halinde ifade edilmesidir. Bu rtmeleri formle eden filozoflar kullandklar terimleri zenle tanmlarlarken, onlara kar kanlar ise genellikle bu tanmlara veya tanmlarn yorumlanna katlmazlar. Bu yzden de tartma srp gider. IKI YOLLARI Katksz mantksal kantlamalardan k yolu her zaman bulunabilir. Bunun iin yaplmas gereken ncllerden veya, daha nce belirttiimiz gibi, tanmlardan birini gevetmektir. rnein, Tanr'nn mutlak iyi olmadn varsayalm. Gerekten de kutsal kitaplarn harfi harfine anlayan tutucu Musevilerin, Hristiyanlarn ve Mslmanlarn Tanrsnn mutlak iyi olduunu, hatta ok iyi olduunu sylemek bile zordur. Kutsal Kitap' veya Kuran' lafzen okuyan hi kimsenin, bu kitaplarda betimlenen Tanr'y "tmyle iyi" saymas mmkn deildir.

33/626

Bu rneklere sonra bakacaz, ama imdilik okurdan eline bir Kutsal Kitap veya Kuran alp geliigzel bir blm ap okumasn neriyorum. Tanr'nn, bildiiniz iyilik kavramyla rtmeyen bir eylemi veya cmlesiyle karlamanz uzun srmeyecektir. Ve yine greceimiz gibi, nciller'de yazanlarn byk ksmna "iyi" demek de epey gtr. Her durumda, bilimsel mesele mutlak iyi, mutlak kudretli, mutlak bilgili bir tanryla snrl deildir. Bilimsel yntem, bir meselede taraflarn dillerini srekli yeniden tanmlayp arttklar iin asla bir noktada buluamamas yznden dnp durmaya mahkm tartmalar iin hkm verici, sonuca balayc bir yol sunar. Bizler bilimsel alanda bu tr ksr dngleri deneysel gzlemleri nihai yarg rolne koyarak krabiliyoruz. Elbette Tanr'y yeniden tanmlayarak veya deneysel olgular tartmaya aarak bilimsel kantlamalardan da ka yollar bulunabilir. Ancak bilim saf akln dnda kalan bir blgeye, duyularmzn dnyasna bavurmak suretiyle, baz nermeleri, yzde yz kesinlikle deilse bile, en azndan makul kukunun tesinde ispatlayabilir. MODELLER VE TEORLER Bilim sadece gzlemler yapma ii deil, bu gzlemleri betimleyecek modeller kurma iidir de. Aslnda filozoflar, bilimde yaptmz her gzlemin veya lmn bir modele veya teoriye dayandna iaret ederek, tm gzlemlerin "teori ykl" olduunu vurgulamlardr. rnein, bir paracn bir noktadan dierine gidi sresini lmek iin nce paracklar uzay ve zamanda hareket eder halde gsteren bir model varsaymamz gerekir. Model ise uzay ve zamann tanmlanmasyla balamaldr. Gzlemlerin basitletirilmi resimleri olan modellerin kullanm profesyonel bilim uygulamalaryla snrl deildir. Modeller gndelik yaamn sradan sorunlaryla uralrken de sklkla kullanlrlar. rnein gnei doudan ykselip batdan batan bir kre olarak

34/626

modellendiririz. Bat ynne giden yolcular srekli gnein batt yn izleyip mevsime gre hafif kuzey veya gney sapmalar yaparak hedeflerine rahata ulaabilirler. Bu modele hibir ilave e, zellikle de metafizik e eklemeye gerek yoktur. Kadim Yunan uygarlnda gne, gkte altn sava arabasn sren altn miferli Apollo olarak grlyordu. Kadim inliler ise gnein altn bir ku olduunu dnyorlard. Her iki metafizik model de yolcuya ynn bulmada ek bir yardm salamaz. Bu gereksiz ekleme baka bir delilin de olmamasyla birleince bu tr bir tanr veya kuun var olmad ynnde gl bir tanklktr. Modellerin gndelik yaamda kullanlmas normal bir ilemken bilimsel modeller yordam nesnelletirir ve mmkn olduunda nicelletirir bu sayede de neyin iledii ve neyin ilemedii arasnda ayrm yapmann rasyonel bir yolunu sunar. Matematik ve mantk, mmkn olduunda, gnlk konuma dilinin cmlelerinde her zaman rastlanmayan tutarll pekitirici aralar olarak kullanlr. rnein, bir hekim tansiyonunuzun ykseldiini sylemek yerine onu ler ve, sz gelimi, 10'a 13 der. Sonra da size, tansiyonunuzu 8 ile 10'a drecek dozu hesaplanm bir ila yazar. Duyularmzn gcn ykselten bilimsel aletlerin ortak noktas nicelletirilebilir ller vermeleridir. Bu da bilim insanlarnn, tm gzlemcilerin zerinde anlaabilecei (ayn ekilde nicelletirilebilir hatalar iinde) saysal deere sahip deikenlerle uraabilmelerini salar. Baz bilim dallar saysal olmayan deikenlerle uraabilirken, fiziksel modeller neredeyse daima nicelikseldir ve kullanmlarnda matematiin mantksal gc byk fayda salar. Bilimsel modellerin ou, gzlemlenebilirlerini operasyonel olarak tanmlar yani ie onlar iyi saptanm, tekrarlanabilir bir lme yordam uyarnca karakterize ederek balar . rnein (Einstein'n vurgulad gibi) zaman bir saat kadrannda grdnz ey olarak tanmlanr. Scaklk, termometrede okuduunuz eydir. Belli aralar standart

35/626

olarak seilir. Bylece dier deikenleri gzlemlenebilirlerin ilevleri olarak tanmlayan ve bu nicelikler arasnda balantlar varsayan bir matematiksel ereve oluturulur. Model terimi genellikle bilimsel srecin hl nemli lde snama ve ileri alma yaplmasnn gerekli olduu ilk aamalar iin kullanlr. Bu abadan kan "teoriler", bilimsel yntemden habersiz olanlarn ya da bilimsel yntemi kmseme peinde olanlarn sulad gibi, "desteksiz atlar" deildir. Bilimsel bilgi katna kabul edilmek iin teorilerin eitli ve riskli deneysel snamalardan gemeleri ve yararl olduklarn gstermeleri gerekir. Bu snamalar geemeyen, veya yararl olduklarn ispatlayamayan teoriler skartaya karlr. Bu kitapta sklkla temel fiziin ve kozmolojinin standart modellerinden bahsedeceiz. Konuyla ilgili literatrde muhtemelen yle tanndklarndan hl "modeller" olarak anlmaya devam edilse de, aslnda bunlar artk rahatlkla standart teoriler olarak adlandrlacak kadar ilerleyip gelimitir. Evrim kartlarnn evrim teorisini "sadece bir teori ite" demekle zayflattklarn dnebilmelerini pek gln ve ironik bulduumu sylemeliyim. Bilimsel yntemin geerlilii eritii muazzam baaryla temellenir. Ancak ne kadar salam tesis edilmi olurlarsa olsunlar, modellerin ve teorilerin sonuta insana ait bulular olduklarn, dolaysyla gelecekteki gelimelere gre deiebileceklerini unutmamamz gerekir. Bu durum, kaytsz artsz doru olan ve tashih edilemeyen Tanr'dan gelen vahiylerle tam bir kartlk iindedir. Dahas, bilimsel modellerin elerinin, zellikle kuantum fenomenlerinin en derin dzeyinde, duyularmz ve aletlerimizle aldmz sinyallerin tesinde yer alan dardaki "hakiki gereklik" her neyse onun elerine tamamyla tekabl etmesi gerekmez. Eski modeli geride brakacak yeni bir modelin ne zaman ortaya kacan asla bilemeyiz. Ancak biz byle bir eyi nceki yapy yerle bir eden, onu deersiz klan ykc bir devrim olarak deil, sevinle karlanacak bilimsel bir ilerleme olarak grrz.

36/626

rnein, genel yanl kannn aksine, yirminci yzyldaki grelilik ve kuantum mekanii alanndaki gelimeler Newton mekaniinin modellerini hi de yararsz klmamtr. Newton fizii ada bilim ve teknolojide geni kapsaml kullanlrln hl srdrmektedir. rencilerin byk blm hl okullarnda bu fizii renmektedir ve mhendislerle dier meslek yeleri ilerinde bu fizii kullanmaktadrlar. Parack fiziinin gayet baarl bir standart modelinin yeleri olmalarna ramen belki de kuarklar ve elektronlar gerek deildir. Bu konuda bir ey syleyemeyiz. Ama kesine yakn bir ekilde syleyebiliriz ki eski modellerin esir gibi baz eleri gerek dnyann paralar deildir. Ayrca her tanr veya tin eitlemesinin duyularmzn tesinde bir lemde var olmadn ispatlayamazsak bile, bu varlklar nesnel dnyamza dhil etmek iin elimizde, gnein gkte at arabas sren bir tanr olduunu varsaymamz iin sahip olduumuzdan daha fazla rasyonel bir temel yoktur. Dahas modellerimizi hibir metafizik sorunu halletmeden pratikte kullanabiliriz. Metafizik artc lde az ie yaramaktadr, ve iin dorusu, eer iimizde nihai gerei anlama ynnde bylesine gl bir arzu olmasayd metafizii tartmaya bile demezdi. Bilimsel modellerin bileenleri dorudan gzlemle desteklenen malzemeyle snrl deildir. rnein temel paracklarn ve kuvvetlerin standart modeli, atom ekirdeini oluturduu varsaylan ama hibir zaman serbest parack olarak grlmemi kuarklar gibi nesneleri ierir. Aslnda imdiki biimiyle teori, kuarklarn serbest olmamalarn gerektirmektedir. Serbest bir kuarkn gzlemlenmesi kuark fikrini gayet gzelce onaylarken standart modelin bu ynn yanllard. Aslnda simetri ilkeleri gibi mantksal ve matematiksel gzellik dncesi fizikte modellerin gelitirilmesinde sklkla tevik edici bir rol oynar. Ama her durumda onlarn da gzlemlerle snanmalar gerekir.

37/626

Astronomik modeller, sadece dolayl olarak gzlemlenebilen karadelikleri ierir. Kozmolojik modeller ise halen saptanamayan ama eldeki verilerden karlabilen karanlk madde ve karanlk enerjiyi ierir. Modern fizik, astronomi ve kozmolojide kullanlan modeller dorudan gzlemler zerine salamca ina edilmitir ve en youn deneysel snamalar gemilerdir. te bu baar onlarn desteksiz "hokus pokus" speklasyonlarndan kesinlikle daha stn karmlarda kullanlabilmesini salamaktadr. Fizikiler modellerinin, kuarklar gibi gzlemlenemeyen elerinden genellikle "gerek" paracklarm gibi sz ederler. Ancak bu dorulama yollarnn bulunmad ve aslnda dorulamaya gerek (veya arzu) duymadklar bir metafizik varsaymdr. Fiziin modelleri ve bu modellerin gzlemlenmeyen eleri insan icatlardr ve nesnel gereklii betimlemede elimizden gelenin en iyisini temsil ederler. Bir model geni bir gzlemler yelpazesini baaryla betimlediinde, bu modellerin elerinin sz konusu gereklik her neyse onunla ilgisi bulunduunu gvenle, gerekliin kendisini oluturduklarn ise daha az gvenle syleyebiliriz. Dier yandan, bir model almyorsa, bu modele zg herhangi bir enin yine de gerekliin bir paras olduu sonucuna ulamamz salayacak bir temel yoktur. Buna bir rnek, daha nce bahsettiimiz elektromanyetik esirdir. Bunlar okuduktan sonra bu almada postmodernizm retisini desteklediim kansna ltfen varmaynz. Bilim kesinlikle sadece bir dier kltrel anlat deildir. Bahsedilen bilim, Avrupallarn Hindistan'dan ("sfr" kavram), Arap dnyasndan (saylar, cebir), ve baka kltrlerden aldklar matematiksel igrleri kullanarak gelitirdikleri "Bat Bilimi"dir. Bugn en ilkel halklar dnda herkes bilimden yararlanmaktadr. Bilimi dier bir "kltrel anlat" saysak bile, o stn gc, kullanll ve evrenselliiyle dier anlatlardan ok farkldr.

38/626

TANRI'YI MODELLEMEK Tanrlarn varlna dair tartmalara katlm herkese yukarda anahatlar izilen yaklam gz nne almasn tavsiye edebiliriz. Kuarklar gibi, tanrlar da insani kavramlar temel alan insan icatlardr. nsanlarn bahsettii tanrlarn d nesnel gereklikle ilgisinin olup olmadn syleyip syleyemeyeceimiz, bu hipotetik kendilikler etrafnda kurulmu modellerin deneysel baarlarna baldr. Bir tanrnn gerek doas ne olursa olsun, eer varsa, bir tanrdan bahsederken elimizden gelen en iyi ey bir tanr modeli kurmaktr. Bu yordam kabul edersek, o zaman bu kitapta formle edilen mantksal ve bilimsel kantlama trlerine kar yaplan tm itirazlar kmesini eleyebiliriz. Bu kantlamalarda Tanr'nn belli sfatlara sahip olduu varsaylmaktadr. Teologlar u soruyu sorabilirler: "Biz faniler, duyularmzn tesinde olan bir tanrnn gerek doasn nasl bilebiliriz?" Bunun yant udur: Bilmemize gerek yok tpk fizikilerin kuarklarn gerisindeki nihai gerei bilmelerinin gerekmemesi gibi. Fizikiler, halen kuarklar ieren ve verilerle son derece uyumlu olan bir modele sahip olmaktan memnundur. Kuark modeli deneysel olarak temellendirilmitir. Bu model, biz insanlarn, ekirdek ve ekirdek-alt gzlemlerin altnda yatan nesnel gerek her neyse onu betimlemede imdiye kadar yapabildiimizin en iyisini temsil eder. Kuarklarn gerek olup olmamas bunu deitirmez. Bilimsel modellerin herhangi bir nesnesinin gerek olup olmamas bu modellerin muazzam kullanlln etkilemez. Yirminci yzyldaki grelilik ve kuantum mekaniinde kaydedilen gelimelere ramen bu durum Newton fizii iin de geerlidir. Benzer bir ekilde, eer tikel bir tanr modeli, bilinen dier hibir yolla aklanamayan deneysel sonular baaryla ngrrse, bu modelin, tanrnn gerekten modelin ayrntlarnda betimlendii gibi olduunu ispatlamasna gerek kalmadan, nesnel gerekliin bir ynn betimlediini geicilik kaydyla makul sayabiliriz.

39/626

Ancak yine de her tanr modeli, sevgi veya iyilik gibi anlayabildiimiz insani nitelikler uyarnca formle edilmi bir insan icad olmaya devam edecektir. Zaten antik mitolojideki tanrlarn da (ki buna Museviliin, Hristiyanln ve slamn Tanrs da dahildir) insanlarn anlayaca terimlerle kurulmu modeller olduklar son derece aktr. artc olansa bu sofistike modern ada birok kiinin insanln emekleme dnemlerinden kalma ilkel, arkaik imgelere sarlmaktan hl vazgememesidir. Dier yandan, bir model veriler tarafndan salam biimde yanllandnda, o modelin gzlemlerle iddetle snanm elerinin, nesnel bir gerekliin temsilcileri olamayacaklar iin reddedilmesi gerekir. Bu fazlasyla incelikli kavramn anlalmasna u rnek yardmc olabilir. Elektromanyetik olaylarn gzlemlenmesi, elektrik monopoller adn verebileceimiz nokta gibi elektrik ykler ieren bir elektromanyetizma modelini desteklemektedir. Bunun rnekleri arasnda iyonlar, atom ekirdekleri, elektronlar ve kuarklar vardr. Simetri argmanlar sizi modele nokta manyetik ykleri magnetik monopolleri katmaya yneltecektir. Ama gzlemlenen en basit manyetik kaynaklar manyetik diopoller, yani kuzey ve gney kutbu olan basit ubuk mknatslardr. Hidrojen atomlar gibi uzayda ayr bir pozitif ve bir negatif nokta ykne sahip elektrik diopoller de mevcuttur. Ama bunlar bir elektron ve bir proton gibi ayr elektrik monopollere ayrabilirsiniz. te yandan, bir mknats ubuunun kuzey kutup ucundan bir para keserseniz ayr gney ve kuzey kutuplar deil, iki mknats ubuu, yani iki diopol elde edersiniz. Bu deneysel olgulara ramen manyetik monopollere dair baz teorik temeller mevcuttur ve manyetik monopoller, hibiri baarl olmamakla birlikte hl geni apta aranmaktadr. imdiki standart model belki grnebilir evrende, hibir eye hibir etki yapmayan tek bir manyetik

40/626

monopol ieriyor olabilir. Yani model bir manyetik monopol ieriyor, ama biz hibir manyetik monopol iermeyen konvansiyonel elektromanyetik teoriyi tm pratik uygulamalarda kullanmaya devam edebiliyoruz. imdi ayn akl yrtmeyi Tanr'ya uygulayalm: Tikel bir Tanr modelinin verilerle uyumlu olmadn gsterirsek, o zaman insanlarn bu modeli dinsel ve kiisel faaliyetlerinde klavuz olarak kullanmalar pek akla yatkn olmaz. Hibir eye hibir etkisi bulunmayan yalnz bir manyetik monopole benzer ekilde bir tanrnn var olmas olasl devam etmekle birlikte, ona tapmann artk bir anlam yoktur. Ciddiye alacamz tanrlar, deneysel olarak (rnein dualarn baarl sonularyla) snanabilen bilimsel modellerin nemli eleri olacaklardr. BLMSEL TANRI MODEL yleyse gelin bir bilimsel Tanr modeli, bir Tanr teorisi tanmlayalm. Yce bir varln aadaki zelliklere sahip olarak var olduu varsaylmaktadr: 1. Tanr evrenin yaratcs, koruyucusu ve gzetenidir. 2. Tanr evrenin yapsnn mimar ve doa yasalarnn yaratcsdr . 3. Tanr olaylarn akna istedii zaman mdahale edebilir buna, rnein insann yakarlar karsnda kendi yasalarn inemek de dahildir. 4. Tanr yaam ve (insanlarn dier yaam formlarna gre zel olduu) insanln yaratcs, koruyucusu ve gzetenidir. 5. Tanr insanlar, bedenlerinden bamsz olarak var olan ve kiinin karakteriyle benliinin zn tayan ebedi ve gayri maddi ruhlarla donatmtr.

41/626

6. Tanr, ahlakn ve zgrlk, adalet veya demokrasi gibi dier insani deerlerin kaynadr. 7. Tanr tarih boyunca hakikatleri kutsal yazlar ve setii kimselerle dorudan iletiim kurmak vastasyla vahyetmitir. 8. Tanr, mevcudiyetine dair delil bulmaya ak hibir insan varlndan kendini kasten gizlemez. Bu zelliklerin ou geleneksel olarak Museviliin, Hristiyanln ve slamn Tanrsyla ilikilendirilir ve birou da dier dinlerin tanrlarnca paylalr. Ancak, mutlak kudretli, mutlak bilgili, mutlak iyi olma zelliklerinin, yani genellikle Museviliin, Hristiyanln ve slamn Tanrsyla ilintilendirilen zelliklerin atlandna dikkat ediniz. Bu sfatlara sahip bir Tanr zaten yukarda zetlenen mantksal tutarszlk kantlamalaryla inkar edilmitir. Bu zellik kimi durumda tamamlayc zellikler olarak ortaya kacaksa da bunlara nadiren gerek olacaktr. Dahas, srekli vurgulanaca gibi, tektanrl dinlerin kutsal yazlarnn (Eski Ahit veya Yahudi ncili, Yeni Ahit ve Kuran) Tanrs hi de mutlak iyi olmadndan mantksal tutarszlk kantlamalaryla inkar edilmemitir. Byle bir Tanr'dan beklenebilecek gzlemlenebilir etkiler hl bilimin normal ve nesnel srelerince snanabilir. GENEL KANITLAMA Tanr'nn varlna kar bilimsel kantlama, delil yokluu kantlamasnn deitirilmi bir biimi olacaktr: 1. Evrende nemli rol oynayan bir Tanr olduu hipoteziyle balayn. 2. Bu Tanr'nn varl iin nesnel deliller sunmas gereken zgl zelliklere sahip olduunu varsayn. 3. Bu delilleri ak fikirlilikle arayn.

42/626

4. Bu tr deliller bulunursa Tanr'nn var olabilecei sonucuna varn. 5. Eer bu tr deliller bulunamazsa, makul kukunun tesinde, bu zelliklere sahip bir Tanr'nn var olmad sonucuna varn. Unutmayn ki bir hipotezi yanllamak, dorulamaktan daha kolaydr. Eer veriler belli bir tanr modelini destekliyorsa yapabileceimiz en iyi ey, byle bir Tanr'ya inanmann akla yatkn olduunu kabul etmektir. Ancak nasl ilemeyen, baarsz bir fiziksel modeli kullanmyorsak, verilerle uyum salamay baaramayan tanrlara tapmay gerektiren dinlere gre yaamlarmz ynlendirmek de akllca olmayacaktr.

2 TASARIM YANILSAMASI
u evrene bir bakn. Ne muazzam bir canl vetertipli, duyarl ve faal varlklar kalabal! Ama bir de bu canl varlklar biraz yakndan inceleyin... Birbirlerine kar ne kadar dmanca ve ykclar! Kendi mutluluklar iinde yaayp gitmek nasl da yetmiyor hibirine! David Hume PALEY'N SAAT Tanr'nn varln destekleyen kantlamalar arasnda belki de en tannan "tasarmdan yola kan kantlama" dr. Boluklarn Tanrs kantlamasnn en bilinen biimini temsil eder: Evren, zellikle de Dnya zerinde canl organizmalar, dnlebilir herhangi bir doal mekanizmayla meydana getirilemeyecek kadar karmaktr. Bilim andan nce dini inan, imana, kltrel gelenee ve Tanr tarafndan zellikle seilmi kutsal kadn ve erkeklerin retileriyle kutsal kitaplarda vahyedilen hakikatlere duyulan gvene dayanyordu. Bilim, dz bir Dnya'nn yldzlar ve gezegenlerin semasnn merkezinde hareketsiz durduu gibi birok geleneksel retinin yanlln gstererek bu inanlar andrmaya balaynca insanlar da, Kutsal Kitap'n ya da tanrsal vahiyin kelimesi kelimesine hakikati ifade ettii varsaymna bal kalmadan yce bir varla ilikin deliller bulmak iin bizzat bilime bakmaya baladlar. Doann gzlemlenmesinin tek bana Tanr'nn varlna ilikin deliller salad anlaynn uzun bir tarihi vardr. Bunun belki de en parlak serimlenmesi Anglikan bapapaz William Paley'nin (. 1805) almalarnda bulunur. Paley ilk basm 1802 ylnda yaplan Natural Theology or Evidences of the Existence and Attributes of the Deity

44/626

Collected from the Appearance of Nature[33] adl kitabnda bir allktan geerken bir ta ile bir saat bulmasndan bahseder. Tan doann basit bir paras olduunu kabul etsek bile, saatin zaman gstermesi iin tasarlanm, yapay bir nesne olduuna hi kimse kar kamaz. Paley bundan hareketle insan gz gibi doal nesnelerin ustalkla tasarlanm dzenekler olduklarna dair her trl belirtiyi tadklarn iddia etmitir. Paley'in kantlamas gnmze kadar kullanlm ve hl kullanlmaktadr. Bu satrlar yazmamdan sadece birka hafta nce iki Yehova ahidi kapm ald. Ben nazike kukularm ifade ettiimde biri derhal, "Farz edin ki bir saat buldunuz..." diye balad. Tasarm kantlamalar ne lr ne kaybolur... Tasarmdan kalkan kantlamann inceltilmi modern biimlerine, birok biyolojik sistemin doal yollarla ortaya kamayacak kadar karmak olduunu ne sren gnmzn akll tasarm adl hareketi iinde rastlanr. Ayn ekilde tasarmdan kalkan kantlama snfna giren bir dier gncel kan da fizik yasalarnn ve sabitlerinin evrenin yaam barndracak ekilde ileyebilmesi iin "ince ayarl" olduu iddiasdr. Buna genel ama yanltc olarak antropik ilke ad verilir. nanllar sklkla uzay, zaman ve maddenin dnyasn aan yce bir varln mdahalesi olmadan evrenin nasl ortaya kabilecei, niin hibir eyin deil de bir eyin varolduu, doa yasalar ve insan aklnn nasl ortaya kabildii sorularn sorarlar. Bu ve sonraki blmlerde bilimin bu sorulara verdii yantlar greceiz. DARWNZM Charles Darwin (. 1882) 1827 ylnda din eitimi almak zere Cambridge niversitesi'ne bal Christ's College'a girdiinde kendisine yetmi sene nce William Paley'nin kald oda verildi.[34] Paley'nin almalar o dnemde mfredatta yer alyordu ve Darwin bu almalardan ok etkilendi. Paley'nin 1794'te kaleme ald A View of

45/626

the Evidences of Christianity adl incelemesini batan aa ezbere yazabileceini ve Natural Theology adl eserinden "Eukleides'ten ald kadar zevk aldn" syleyecekti.[35] Ama Paley'ye yant veren ve Copernicus'un Dnya'y evrenin merkezinden etmesinden sonra dini inanca en byk darbeyi indiren Darwin oldu. Bu kefi Darwin'i derinden zd ama ayn zamanda onu nereye gtrrse gtrsn ve sonular ne olursa olsun delillerin peinden giden biliminsannn en byk rneklerinden biri yapt. Aslnda bizzat Darwin'in bykbabasnn da nemli bir taraftar olduu evrim fikri Darwin'den nce de ortalardayd. Ama o zamana kadar hi kimse iin iindeki mekanizmay hakkyla betimleyememiti. Darwin'in 1859 tarihli nl eseri Trlerin Kkeni'nde[36] ve ondan bamsz olarak Alfred Russel Wallace tarafndan[37] nerilen mekanizma, organizmalarn hayatta kalmak iin deiim geirdikleri ve yeni zellikleri soylarndan gelenlere aktardklarn syleyen doal seilimdi. Aslnda Darwin, Wallace ona kendi fikirlerini yazp onunkileri de yaynlamas iin zorlayana dek buluunu yirmi yl boyunca kendisine saklamt. Darwin'in almas ok daha anlalrd ve kazanaca byk takdiri fazlasyla hak ediyordu. Bugn doal seilim srecini hcrelerin DNA'snda tanan genetik bilgi ve bu bilginin rastlantsal mutasyonlarla nasl deitirildii zerinden anlyoruz. Buradaki amacm evrimin yeni bir sunumunu yapmak deil. kndan bu yana birok gelimeyle gncellenen Darwin'in teorisi bugn modern biyolojinin temelinde yer alr. Doal seilim yoluyla evrim, biyologlar ve bilim insanlarnn ok byk blm tarafndan gzlemlenmi bir olgu olarak kabul edilir ve tp dahil modern hayat bilimlerinin her alannda kullanlr. Darwinci evrim teorisi, tm doal bilimlerde uygulanan ayn sk deneysel delil standartlar uyarnca birok kritik snamay gemi salamca tesis edilmi bir teoridir.

46/626

Evrim kartlarnn ska bavurduu argmanlardan biri, onun elektromanyetizma veya termodinamik gibi "gerek" bir bilimsel teori olmaddr. Bu kimseler hatal bir ekilde evrimin snanabilir ngrlerde bulunmadn ve dolaysyla yanllanabilir olmadn iddia ediyorlar. Oysa evrim ak ngrlerde bulunan yanllanabilir bir teoridir. Darwin'in zgl ngrlerinden biri, insanln tannabilir atalarnn Afrika'da bulunduudur. Bu byk oranda dorulanmtr. Evrim teorisi ayrca, anti-viral veya anti-bakteriyel etmenlerin kullanlnn direnli soylar ortaya kard ngrsnde bulunmutur. Bu ilke ada tbbn ana dayanak noktasdr. Paleontologlar balklardan amfibiyenlere evrim gsteren trlere ilikin delillerin Devon jeolojik dnemine ait katmanlarda bulunacan baaryla ngrmlerdir. Biroklar yan sra bu rnek, yaratllarn sklkla gndeme getirdii "ara-formlarn" (herhalde ara gei trleri kastediliyor) var olmad iddiasn rtmektedir. Paleontologlar, kara memelilerinden balinalara gei bulmay yllardr zaten bekliyordu. Getiimiz on yldaki bilimsel yaynlar ve medya bu bulularla doludur. Yzlerce ara gei tr rnei basit bir internet aramasyla bulunabilir. Bu ngrlerin ounun baarszla uramas evrimi yanllard. Ama baarszla uramadlar. Evrimi yanllayabilecek baka yollar da kolayca dnlebilir. rnein, geerli fosil kaytlarnn dndaki yerlerde organizma kalntlar bulunsayd evrim yanllanm olurdu. Trilobitler, krinoitler ve soyu tkenmi mercanlarla ilintilendirilen Paleozoik katmanlarda memeli (at, insan veya su aygr) kalntlar bulunduunu varsayalm. Byle bir durum evrimsel srecin var olmadn kantlard. Ama bu trden tutarszlklar bulamyoruz. Benim gzde rneim yz yllk. On dokuzuncu yzylda yaynlanmasndan ksa bir sre sonra Lord Kelvin evrim teorisine kar kt; onun termodinamik hesaplamalarna gre dnyann ya, doal

47/626

seilimin alamayaca kadar genti. Darwin bunu, teorisine ynelik en nemli meydan okuma olarak grd. Ama o dnemlerde nkleer enerji henz bilinmiyordu. Bu yeni enerji biimi yirminci yzyl balarnda kefedilince Kelvin ve dier fizikiler, gnein merkezindeki nkleer tepkimelerin sald enerjinin, gne ve dier yldzlarn milyarlarca yl boyunca srecek gvenilir enerji kaynaklar olmalarn saladn fark ettiler. Aslnda evrimin byle bir enerji kaynann varln ngrd bile sylenebilir. Kelvin nkleer enerjiyi renir renmez son derece zarif bir tavrla evrime itirazn geri ekti. Bu kitapta defalarca greceimiz zere, Tanr'nn varlna ynelik bilimsel kantlamalarn bazlar bir zamanlar belli bir gce sahipti. Ancak yakn zamanda geen yzyl iinde biriken bilgiler bu akl yrtmeleri sadece elemekle kalmad, birounu da Tanr kart tezlerden yana dndrd. Bu rnekler, bilimin Tanr hakknda syleyecek sz bulunmad iddialarn aka rtmektedir. Tanr'nn varln onayabilecek, Dnya'daki yaamn ve evrenin gzlemlenmesine dayanan pek ok senaryo hayal edilebilir; biz bu kitapta bunlarn birkana bakacaz. nsann atalarnn, insanlarla dier hayvanlar (hatta bitkiler) arasndaki DNA ve anatomik balantlarn kefedilmesi ve tbbi aratrmalarda hayvanlarn kullanl, insanlar ayr bir yaam formu olarak yaratan Tanr hipotezini yanllamaktadr. Fosil kaytlar, ara gei trlerinin varl ve evrimin laboratuvar ortamnda gzlemlenmesi, tarihin bir noktasnda farkl yaam formlar trleri yaratp bunlar o noktadan itibaren ayn brakan bir Tanr hipotezini yanllamaktadr. Birok inanan evrimle inanlar arasnda atma grmemektedir. Sonuta Tanr, istedii her eyi yapabilir. Yaam evrim yoluyla yaratmay istemise, evrim yoluyla yaratmtr. Ancak dierlerinin evrimi, insan yaamnn amal, ilahi yaratlna ynelik inanlarna bir tehdit

48/626

olarak grmek iin salam nedenleri vardr.[38] nk evrim insann, geleneksel retinin varsayd gibi, zel bir mahluk deil, bir kaza olduu imasn tar. Birok kii bu durumu kabullenilemez buluyor ve eldeki delillere ramen evrimin yanl olmas gerektii sonucuna varyor. Ancak eer bilgide hakemlikte eski batl inanlardan ziyade bilime gveneceksek tam tersi sonuca varmak kanlmazdr. Evrim, en basit ilk formlardan yaamn geliimi srecindeki her bir admda Tanr'nn ie dahil edilmesi gerektiini ortadan kaldrmaktadr. te yandan evrim yaamn kkenini aklamad iin oradaki boluk varln srdrmektedir. Bu durum baz inananlarn inanlaryla evrim arasndaki tutarll srdrmesi iin yetersizdir, nk evrim zellikle ayn anda yaratlm deimez yaam formlarna dair Kutsal Kitap anlatsna kknden ters dmektedir. Dahas elimizde yaamn tamamen maddi olan bir kkeni olduu sonucuna varmamak iin hibir neden yoktur. YARATILIILAR Ardan lmlya doru sralanabilecek birok yaratl bak as bulunsa da onlarda birka baskn eilimi saptayabiliyoruz. Yakn tarihe bir bakalm: Creationists adl kitabn yazar Ronald Numbers'a gre yaratllk terimi balangta anti-evrimciliin her biimi iin kullanlan bir terim deildi.[39] Evrim kartlar her zaman ayn, birleik bir yaratl bak asna bal deillerdi. Ancak 1920'lerden itibaren, Kutsal Kitap'taki yaratl yks ABD'de evrime kar standart alternatife ve yaratl hareket de bu anlatnn en nde giden savunucusuna dnt. inde bulunduumuz on yllk dilimdeyse ABD'de savan n cephesini Hristiyan kktenciler ele geirmitir. Bu grubun etkisiyle eyalet (Tennessee, Mississippi ve Arkansas) evrimin retilmesinin su olduunu ilan etmitir. Oklahoma'da evrimi destekleyen ders

49/626

kitaplarna yasak getirilirken Florida'da Darwinizmin retilmesi "ykc faaliyet" olarak kabul edilmitir. 1925 ylnda biyoloji retmeni John Scopes'a evrimi rettii iin Tenessee eyaletinin Dayton kentinde grlen bir dava ald. Bu sulama, demokratlarn bakanlk seimlerinde defa yenilgiye uram aday William Jennings Bryan'a kar savunmay Clarence Darrow'un stlendii nl "Maymun Davas"na varmtr. Sonunda Scopes hkm giyse de (mahkmiyet karar temyizden sonra kalkmtr) sinemaya Rzgrn Miras adyla aslndan biraz farkl bir ekilde aktarlm bu dava Darwinciler iin hl bir halkla ilikiler zaferi olarak kabul edilmektedir. Yeni bir yaratllk anlats, Yedinci Gn Adventistleri'nin nderi George McCready Price'n abalarndan derinden etkilenmi teolog John C. Withcomb Jr. ve hidrolik mhendisi Henry M. Morris'in yazd Yaratl Tufan[40] adl kitapla ortaya kt. Kitapta bilimin Yaratl ile badaabilir olduu savunuluyordu. Bu almada ne srlen bilimsel iddialar hi de gvenilir olmamasna ramen Hristiyanlar, nefret ettikleri Darwinizmle savalarnda yeni bir stratejinin ktn fark eder etmez ona dikkat kesildiler. 1970'lerde Morris Yaratl Bilim Enstits'n kurdu ve buradan, devlet okullarnn bilim derslerine sunulacak yeni "yaratl bilimi"ni sahiplenen bir hareket dodu. Biyokimyac Duane Gish, enstit adna lkeyi dolaarak konumalar yapt ve pek ok saf biyologu kalabalk, kilise-mdavimi izleyici kitleleri karsnda yaplan tartmalarda tuzaa drd. Arkansas ve Louisiana eyaletlerinde, evrimle birlikte yaratl biliminin retilmesini zorunlu klan yasalar kt. 1982 ylndaysa Arkansas'ta bir federal yarg, "yaratl bilimini" bilim deil, din sayarak yasay iptal etti.[41] 1989'da Yksek Mahkeme Louisiana yasasnn anayasaya aykr olduunu karara balad.

50/626

Bu dnemde yaratl bilimi iki ana kola ayrld. Bunlardan biri ncil'in gen Dnya resmine harfiyen bal kalrken dieri en azndan eitimsiz gzlere yerleik bilimle tutarl gibi grnen daha incelikli kantlamalar kullanmaya alt. Bu ikinci grup, akll tasarm (AT) denilen sinsi bir yeni yaratllk anlay gelitirdi. AKILLI TASARIM HANER Yaratl bilim insanlarnn hatalarndan ders alan AT destekileri dinsel motiflerini anayasal sorunlardan uzak tutacak ekilde (ama u ana dek pek baar gsteremeden) nemsizmi gibi gsterme yoluna gittiler. Ayrca gen-Dnya yaratllarnn berbat bilimsel hatalarndan kanarak bu yeni yaratllk biimini "saf bilim" olarak sundular. Doadaki tasarmn tek bana doal sreler yoluyla ortaya kamayacann bilimsel olarak gsterilebileceini ve ispatlanabileceini iddia ettiler.[42] Filozof Barbara Forrest ve biyolog Paul Gross, Creationism's Trojan Horse: The Wedge of Intelligent Design [Yaratln Truva At: Aklll Tasarm Haneri] adl kitaplarnda yeni yaratlln Discovery Institute adl, salam para kaynana sahip, tutucu bir Hristiyan rgt tarafndan nasl beslendiini ayrntlaryla anlattlar.[43] Bu rgtn, Forrest ve Gross'un belgeledii amac, "bilimsel maddecilii ve onun ykc ahlaki, kltrel ve siyasal mirasn yok etmek" ve bilim ile kltr evanjelist Hristiyan izgide "yenilemektir." BEHE'NN NDRGENEMEZ KARMAIKLII Akll tasarm savunucularnn iddialarndan hibiri, zellikle de nde gelen teorisyenleri biyokimyac Michael Behe ve teolog William Dembski'nin almalar, bilimin sk tetkikleri karsnda ayakta duramamtr. Bu iddialar pek ok kitap ve makalede ayrntl bir ekilde rtlmtr.[44] Kantlamalarndaki kusurlar gsterilmekle kalmam, birok rnekte onlarn dayandklar olgusal iddialarn yanl

51/626

olduu da ispatlanmtr. Sz konusu almalarn hibiri kendilerine saygn bilimsel yaynlarda yer bulamamtr.[45] Behe'nin hreti 1996 tarihli Darwin's Black Box: The Biochemical Challenge to Evolution [Darwin'in Kara Kutusu: Evrime Biyokimyasal Meydan Okuma] adl popler kitabna dayanr.[46] Behe bu kitabnda, birok etkileimli paradan oluan ve iindeki paralardan herhangi biri kaldrldnda ilevini yitiren sistemleri tanmlamak iin indirgenemez karmaklk kavramn ortaya att. Behe'nin argmanna gre, bireysel paralar doal seilimle evrimlemi olamazlar, nk onlar doal seilimin seecei ileyen bir greve sahip deildir. Evrimci biyologlar sistem evrimletike ilevlerini deitiren organik sistemlerin doadaki rneklerinin uzun bir listesini kararak Behe'nin argmann tamamyla rttler.[47] Behe'nin sunduu ve birounu Behe yazmadan nce de zaten (Behe hari) herkesin ok iyi bildii her rnei aklayan akla yatkn doal mekanizmalar nerdiler. Canl sistemlerin paralarnn evrimin seyri iinde ilev deitirmesi evrimin, Behe ve dierlerinin gz ard etmeyi yeledii, iyi tesis edilmi olgularndan biridir. Biyolojik paralar sklkla doal seilim yoluyla tek bir ileve dayal olarak evrim geirirler ve ardndan sistem evrildike tedrici olarak dier ilevlere uyum salarlar. Biyoloji literatrnde, zarif ve zenli bir mhendisliin eseri olmaktan ziyade nceden var olan yapnn modifikasyonundan ortaya kan pek ok organ ve biyolojik yap rnei bulunur. Paleontolog Stephen Jay Gould pandann baparmana dair verdii harika rnekle bu noktay vurgulamtr.[48] Pandalarn grnrde alt parma vardr ama altnc "parmak" aslnda bir parmak deil, pandann tek besini bambular kavramada kolaylk salamak zere bilekten uzam bir kemiktir. Evrimci bir biyolog deil bir biyokimyac olan Behe kitabn yazarken "indirgenemezce karmak" sistemlerin evrimine dair

52/626

mekanizmalar Nobel dl sahibi Hermann Joseph Muller'in altm yl nce zaten tarttndan ve bunun o zamandan beri bu alanda ortak bir bilgiye dntnden habersizdi.[49] Behe'yi basite boluklarn Tanrs tuzana dt iin bile affetmek mmkn deildir. O bir boluk bile bulamamtr. GZ imdi, Paley'den bu yana yaratllarn sklkla kulland insan gz rneine bakalm. Esas olarak ada bir evrimci biliminsannn Paley'ye yant olan Kr Saati adl kitabnda zoolog Richard Dawkins'in belirttii gibi, gz tm omurgallarda tersine tellenmitir; her k toplaycnn teli ters ynde, a en yakn yerden kar, atabakann yzeyinden geer, atabaka stnde "kr nokta" dediimiz delie girer ve burada grme siniriyle birleir.[50] Ahtapot ve mrekkep balklar gibi dier hayvanlarda ise gzler daha "mantkl" olarak tellenmitir. Bu durum sklkla ak bir "kt tasarm" rnei olarak kullanlr. Ancak biyolog (ve koyu Katolik) Kenneth Miller, bu dzenlenmenin gayet iyi ilediinden hareketle bunun adil bir betimleme olmadn dnr. O omurgallarda gzn nasl evrim geirdiini gzelce gstermitir.[51] Gzn retinas, beynin tedrici olarak k hassasiyeti gelitiren d katmannn bir modifikasyonu olarak evrimlemitir. Gz ne iyi ne de kt tasarlanmtr. Tasarlanmamtr nk. Gzn evrim boyunca bamsz olarak en az krk kez gelimi olmas yaamsal nemini aka ortaya koyar.[52] Hepsi genetik ve molekler seviyede benzerlik gstermekle birlikte sinirbilimi n toplanmas ve odaklanmas sorunu iin sekiz ayr zm belirlemitir.[53] Fizik ve kimya ayndr; fotonlar alglamann birka yolu vardr. Ama karmak sistemlerin evriminde ans ve yerel evrenin oynad nemli rol yznden, evrimin izin verdii eitli yollarn tesadfi rneklenmesiyle

53/626

sorunun farkl zmleri ortaya kmtr. Ksacas gzlerin yaplar, eer tmyle maddi ve zihinden yoksun sreler (ans art doal seilim) yoluyla geliselerdi grnmelerinin beklenecei gibi grnmektedir nk bu sreler mmkn hayatta kalma zmleri uzayn aratrrlar. DEMBSKI'NN BLGS Behe bugne dek sadece bir kitap yazmken, Discovery Institute'ten meslekta William Dembski'nin, akll tasarm zerine yazd birok kitap ve makaleyle olduka retken olduu sylenebilir.[54] Dembski, doadaki tasarmn matematiksel yoldan gsterilebilir olduunu iddia eder. Kantlamalarn hayli teknik ve sklkla da mulak bir dille ifade ettiinden anlalmalar ve deerlendirilmeleri belli bir uzmanlk gerektirir. Neyse ki birok uzman Dembski'nin almalarn zenle inceleme zahmetine katlanmtr. Sonuta bu almalarn neredeyse hemen hepsinde byk kusurlar saptanmtr.[55] Ben burada, tpk Behe'nin grlerinde olduu gibi, Dembski'nin nermelerinin de kantlanabilir yanllna dair sadece tek bir rnekten sz edeceim. Dembski (dinsel motifini gizlemedii) Intelligent Design: The Bridge between Science and Theology' [Akll Tasarm: Bilim ve Teoloji Arasndaki Kpr] adl popler kitabnda "Birlikte ileyen ans ve yasa bilgiyi yaratamaz,"[56] der. Bunu da Bilginin Korunmas Yasas diye adlandrr. Bilim Tanr'y Buldu mu? adl kitabmda bu "yasay," Dembski tarafndan uyarna gre ve biraz mulak bir ekilde kullanlan bilginin niceliksel tanmnn basite negatif entropiye eit olduunu gstererek rtttm.[57] Fizikte dzensizliin niceliksel ls olan entropi (dolaysyla negatif entropi ya da dzenle ilgili bilgi) enerji gibi korunan bir nicelik deildir. Aslnda, "ak" bir sistemin (evresiyle enerji alveriinde bulunarak etkileen bir sistemin) entropisi artabilir veya azalabilir. Dnya zerindeki canl sistemler kesinlikle ak

54/626

sistemlerdir. Gerekten de bir canl organizma dzeni srdrmek iin d enerji kaynaklarn kullanyla termodinamik dengeden uzak kalr. BUGNN SYAS KAVGASI Akll Tasarm, Darwinci doal seilimi kendi inanlaryla badatramayan inananlar arasnda taraftar bulmaya devam ederken, deiik inanlardan ve inansz birok biliminsan ezici bir ounlukla akll tasarmn iddiasn bilimsel olarak ortaya koyamad grndedir. ABD'deki btn temel bilim topluluklar evrimi destekleyen ve akll tasarm reddeden bildiriler yaynlamlardr. Behe'nin Lehigh niversitesi'ndeki kendi blm de bunlardan biridir: Biyoloji Bilimleri Blm fakltesi en yksek bilimsel btnlk ve akademik ilev standartlarna baldr. Bu ballk akademik zgrlk ve serbest bilgi alveriine sarslmaz destekle birlikte yrr. Ayrca bu ballk, bilimsel ynteme en yksek dzeyde saygy, aratrmalarn yrtlmesinde doruluu ve herhangi bir bilimsel modelin geerliliinin sadece rasyonel hipotez snanmasnn, salam deneylerin ve bakalarnca tekrarlanabilir bulgularn bir sonucu olduunun tannmasn gerektirir. Bu yzden blm fakltesi, kkleri Charles Darwin'in yeni ufuklar aan almasnda bulunan ve 140 yldan beri elde edilen bulgularca desteklenen evrim teorisini desteklemektedir. Bu bildirinin tek muhalifi Prof. Michael Behe, "akll tasarm"n iyi bilinen bir savunucusudur. Bizler Prof. Behe'nin grlerini ifade etme zgrlne sayg duymakla birlikte, sz konusu fikirler sadece kendisine aittir ve blm tarafndan hibir ekilde onaylanmamaktadr. Akll tasarmn bilimsel bir temelinin bulunmad, deneysel olarak snanmad ve bilimsel bir gr saylmamas gerektii ortak grmzdr.[58]

55/626

Denbski bu protestolar arasnda, dnyann en byk Baptist niversitesi Baylor niversitesi'nden ayrlarak Gney Baptist Teoloji Yksekokulu'na gemitir.[59] Baylor ve dier Hristiyan niversitelerindeki pek ok akademisyen akll tasarmn kendi dinsel inanlarna saygn bir destek salamadnn farkna varmtr.[60] Bilimsel ortamlardan ok siyasi arenada yrtlen akll tasarm tartmalar payna den hukuk davalarn da retmektedir.[61] 2005 Aralk'nda Pennsylvania'nn Dover kentindeki bir federal mahkemede grlen dnya apnda dikkat eken bir davada mahkeme akll tasarmn dinsel saikler barndrdn ve bu yzden okullarn bilim derslerinde yer almasnn anayasaya aykr olduunu karara balamtr.[62] Bu karar akll tasarma vurulan ldrc bir darbe gibi grnebilir; ama aslnda evrimi destekleyen ou bilimsel topluluun ve dierlerinin dikkatinden kaan incelikli bir nokta vardr. Dover'daki davada Yarg John E. Jones III, kamu okullarnn bilim derslerinde akll tasarm (AT) okutulmasnn kilise ve devletin anayasay ihlal etmesi olduu hkmne varmt. Bu dava daha nce bahsettiimiz 1982 tarihli McLean-Arkansas davasnn bir yansmasdr. Her iki davada da yarglar kararlarnda gerekenden ileri gitmitir. Jri yeleri (Yarg Jones'un karar aklamasnda belirttii gibi bir hkme varmak iin tek bana yeterli olan) yaratl bilimi ve AT'nin devletin dinle anayasaya aykr bir ekilde kart kararna varmakla kalmam, bir de bu ikiliye "bilim deildir" yaftasn yaptrmtr. Bu durumda da, ne olduu konusunda ne bilim insanlarnn ne de filozoflarn gr birliine varabildii bilimi tanmlamak zorunda kalmlardr. Arkansas'taki davada Yarg William R. Overton, arlkl olarak filozof Michael Ruse'un tanklna dayanarak bilimi yle tanmlamt:[63]

56/626

(1) Klavuzu doa yasalardr; (2) Doa yasalarna bavurularak aklanmak durumundadr; (3) Deneysel dnyayla snanabilirdir; (4) Sonular, nihai karar olmamas anlamnda geicidir; (5) Yanllanabilirdir. O dnemde altm Hawaii niversitesi'nden meslektam saygn filozof Larry Laudan, yllardan beri "ayrm sorunu" bilim ile bilim olmayan arasna snr ekme sorunu zerine alyordu. Arkansas'taki davann karar aklandnda Laudan buna iddetle itiraz ederek yaratl biliminin aslnda snanabilir, geici ve yanllanabilir olduuna iaret etti. rnein, diyordu, yaratl bilimi gerekte zaten yanllanm olan "gen Dnya" ve dier jeolojik olgular ngrmt. Yanllanm bilim hl bilimdir ama yanl bilimdir. Laudan Arkansas'ta alnan bu kararn "bilimin ne olduuna ve nasl ilediine dair yanl bir nyargy srekli ve kutsal klmak suretiyle" bilimin bana bela olaca uyarsnda bulunuyordu.[64] Bugne geldiimizde akll tasarmn da ayn ekilde snanabilir, geici ve yanllanabilir olduunu gryoruz. Yukarda belirttiimiz gibi, nde gelen tasarm teorisyenleri Michael Behe ve William Dembski'nin iddialar byk oranda rtlmtr, baz rneklerde de yanllanmtr. Dover Eitim Kurulu'nun AT uygulamasnn bilim kisvesi altnda sekter bir yaratl grn anayasaya aykr biimde eitime sokuturma giriimi olduuna ilikin karar tartmyorum. Ayrca AT'nin gerek bilimden ok sahte bilimin her trl iaretini tadnda da hemfikirim. Yarg Jones kararn, AT'nin bilim saylmas iin bilimin temel kurallarnn doast gleri gz nne almaya izin verecek ekilde geniletilmesi gerektiine dair iki taraftan tank ifadelerine ve Arkansas

57/626

davasnn emsal kararna dayandrmt. Bu tavr, 1. blmde bahsettiim nedenlerden dolay hem akllca deildir hem de yanltr. Akllca deildir nk bu karar dorudan bilimi, evrende doad elerin bulunabilecei olasln reddettii iin dogmaclkla sulayanlarn eline koz verir. Yanltr nk bilimin doast nedenleri gz nne almas yasak deildir. Dahas, baz saygn bilim insanlar tam da bunu yapmaktadr. Z-RGTLENME Akll tasarm yandalar sklkla "400 biliminsan"nn akll tasarma destek veriyor grnen bildirisine atfta bulunurlar. Bu bildiri kelimesi kelimesine yledir: "Yaamn karmaklnn rastgele mutasyon ve doal seilim yoluyla aklanabilei ynndeki iddialar konusunda kukuluyuz. Darwinci teoriyle ilgili delillerin dikkatle incelenmesi tevik edilmelidir."[65] Bildiride "akll tasarm" ibaresinin gemediine dikkat ediniz. Aslnda bu bildiri, her zaman makul bir bilimsel tavr olan lml bir kukuculuk ifadesi ve Darwin'in teorisiyle ilgili delillerin zenle incelenmesine ynelik gereksiz bir ardr. Gereksizdir nk yaplmas istenen ey, Darwin'in Beagle gemisiyle kt yolculuktan beri zaten evrim biliminde bir kural olagelmitir. Gerekten de, Darwin'in almas ampirik ve teorik bilimin en iyi, en iddetle snanm rneklerinden biridir. te yandan evrim mekanizmasnda rastlantsal mutasyon ve doal seilimden daha fazlasnn olmas sahiden mmkndr, ama bu akll tasarm deildir. Karmak maddi sistemler z-rgtlenme ad verilen katksz doal bir sre sergilerler ve bu sre hem canl hem cansz sistemlerde mevcut grnmektedir. Philip Ball, ok ho resimlenmi The Self-Made Tapestry adl kitabnda, zihinden yoksun doal srelerin etrafmzda grdmz karmak dnyay aklayamayaca sanrsn hl tayanlar iin

58/626

salam bir panzehir olabilecek doadaki rnt oluumuna ilikin pek ok rnek verir.[66] Biyolojik sistemlerde gzlemlenen birok rntnn cansz sistemlerde de bulunduu ve temel, indirgemeci fizik terimleriyle anlalabilecei olgusu da, hl yaamn karmaklnn aklanmasnn btnsel veya indirgemeci olmayan zel sistemleri gerektirdii sanrs altnda olanlar iin bir antidot olabilir. Yerel olarak etkileen paracklar dnyasnda basitlik kolaylkla karmakl dourabilir.[67] Btn, paralarn toplamdr. rnein dikkat ekici gzlemlerden birisi, Fibonacci say dizisinin doada sklkla grnmesidir. Fibonacci dizisi, her says kendisinden nce gelen iki saynn toplamna eit olan bir say dizisidir: 0, 1, 1, 2, 3, 5, 8, 13, 21, 34, 55,.... Birok iein tayaprak says bir Fibonacci saysdr. Dn ieklerinde be, kadife ieklerinde on , yldz ieklerinde yirmi bir tayapra vardr. Dembski karmak zgllemi bilgi adn verdii eyin evrendeki grnnn "akll tasarma" delil oluturduunu gstermeye almtr. Ona gre basit doal sreler karmak zgllemi bilgi retemezler.[68] 1999 tarihli Akll Tasarm adl kitabnda, doada gzlemlendii takdirde bu bilginin akll bir kaynann bulunduuna dair delil oluturabilecek karmak zgllemi bilgi trnn bir rneini verir. Dembski burada, nl astronom Carl Sagan'n ayn adl kitabndan uyarlanm Contact [Temas] filminden bahsetmektedir.[69] Filmde astronomlar dnya dndan bir sinyal alrlar ve bunun 2'den 101'e kadar asal saylardan oluan bir dizi olduu anlalr. ykdeki astronomlar bunu dnya d zeknn varlnn delili olarak kabul ederler. Dembski'ye gre, Dnya zerinde yaayan birok canl ancak dnya veya belki evren d zek tarafndan retilebilecek bu trden karmak zgllemi bilgi sergiler. Ama Dembski'nin d uzaydan ilgin bir matematiksel dizi oluturacak sinyallerin gelmesini beklemesine gerek yoktur. Bunun iin

59/626

bahesine kp ieklerin ta yapraklarn saymas yeterlidir. Pek ok iein tamamen doal srelerle olumu "karmak zgllemi bilgi" sergilediini grecektir. Ball'un verdii rneklerden biri doada oka rastlanan ifte sarmal rntsdr. Bitki trlerinin yzde sekseninde yapraklar gvde stnde, her biri altndakinden sabit bir a dnyle ayrlarak spiralleir.[70] Yukardan bakldnda kart ynlerde dnen bir ifte sarmal rnts grlr. Bu ifte sarmal rnt ayieklerinin kmelerindeki iekiklerde (bkz. ekil 2.1) ve am kozalaklarnn yaprakklarnda da grlr. Bu durumda iin iinde belki Darwinci evrim sreciyle balantl biyolojik bir srecin bulunduu dnlebilir. Oysa burada konu basit bir fizik meselesidir: potansiyel enerji minimizasyonu. 1992 ylnda Stphane Douady ve Yves Couder bir ya filmi zerine minik manyetik sv damlacklar koydular. Ardndan dikey bir manyetik alan uygulayarak damlacklar polarize ettiler ve birbirlerini itmelerini saladlar. Bu arada evre boyunca damlacklar eken bir baka manyetik alan uyguland. Bu ilem sonucunda damlacklarn kendi kendilerini ifte sarmal eklinde dzenlediklerini gzlemlediler ve bylece sarmal oluumunun mekanizmasnn srf biyolojik olmaktan ziyade fiziksel olduunu kantladlar.[71]9 Pek ok bilgisayar simulasyonunda bu sonu yeniden retilmitir. Ancak olabildiince az varsaym kullanarak bunlardan birini bizzat kendim denemeye karar verdim. Elektron gibi elektrik ykl bir parackla ie baladm ve merkezi paracktan artan aplarda byyen emberlere her defasnda bir tane olmak zere paracklar ekledim. Her emberde potansiyel elektrik enerjisinin minimum olduu konum olarak bir parack yeri setim. ekil 2.2'deki sonucu elde ettim. Burada ifte sarmal rntsnn yeniden retildiini gryoruz. Ltfen bu rntnn, bir nokta paracn evreleyen potansiyel enerjinin

60/626

kresel olarak simetrik olduu durumda yalnzca total potansiyel enerjinin minimize edilmesi iin kullanlan algoritmann iine yerletirilmediine dikkat ediniz. Bu basit bilgisayar programyla, kendiliinden simetri krlmas denilen sreci gsterdim; burada bir sistemin simetrisi doal yoldan, yani sistemin zerinde asimetrik bir mekanizmann zorlamas olmadan krlr. Kendiliinden simetri krlmasnn nemini, tasarmn yokluunda evrendeki yap oluumunun nasl olduundan bahsettiimizde greceiz. Biyolog Stuart Kauffmann, uzun zamandan beri, yaamn evriminde doal seilimin tek bana yeterli olmadn ve z-rgtlenmenin sanldndan daha byk bir rol oynadn savunmaktadr.[72] Kauffman yaamn kkeninde katalitik kapanma adyla bilinen kimyasal bir srecin olduunu nerir ve bunu kendi kendini idame ettirebilir hale gelen birbirine bal bir kimyasal tepkimeler a olarak grselletirir. Kauffman z-rgtlenmenin yeni, btncl [holistik] bir doa yasas olduunu ima ediyor grnse de, aslnda bunun iin temel, tmyle indirgemeci fizik ve kimya dnda hibir eye gerek yoktur. Evrim teorisi yaamn kkenini aklamaz. Burada ie z-rgtlenme trnden prebiyolojik bir sre karm olmaldr. Halihazrda bu, gncel bilimdeki bir boluktur ama Kauffman'n nerdii gibi makul doal mekanizmalar Tanr'y resmin dnda brakmaya yeterlidir.

61/626

ekil 2.1 Bir ayieinin kmecindeki iekiklerin ifte sarmal rnts. Fotoraf: John Stone

ekil 2.2 Potansiyel enerjiyi minimize eden paracklarn dalm. Bitkilerde oka grlen ifte-sarmal rnts yeniden retilmitir.

BAST KURALLAR Son yllarda bilgisayar simulasyonlar yardmyla basit sistemlerin kendilerini rgtleyerek nasl en azndan grnte evremizdeki dnyada grlenlere benzeyen son derece karmak sistemlere getiklerini anlamaya baladk.[73] Bu tr tantlayc gsterilerde genellikle

62/626

nce birka basit kural varsaylr ve sonra bilgisayar bu kurallar izleyecek ekilde programlanr. Kimileri burada basit maddi sistemleri z-rgtlenme yoluyla karmak hale dntren bir "artan karmaklk yasasnn" ibanda olduunu dnyor.[74] Ben bu yasaya dair hibir delil grmyorum; bana gre burada sadece parack mekaniinin iyi bilinen yasalarnn ok parackl sistemlere uygulan szkonusudur. Her durumda, byle bir yasann, eer varsa, sistemlerin canl veya cansz olmasyla bir ilgisi yoktur. Bilgisayar bilim insanlarnn basitlikten doan birok karmaklk rneini incelemesini mmkn klmtr. Bunlar belki en kolay ekilde, matematiki John von Neumann'n kendilerini kopyalayan sistemlere rnek olarak kulland hcresel otomatlarla gsterilebilir. Hcresel otomatlar her boyutta incelemak mmkn olsa da, onlar anlamann en kolay yolu bir para grafik kd gibi iki boyutlu "zgara sistemlerdir." Burada yaplan ilemin esas, zgaradaki bir kareyi bitiiindeki kimi karelerin dolu olup olmadn soran bir kurala gre doldurmaktan ibarettir. Bir kez daha belirtelim ki bu, sz konusu hcreye temas olmayan hcrelere hibir atfn yaplmad tamamyla "lokal" bir sretir. Hcresel otomatlarla kendini kopyalama, fiziki Edward Fredkin'in 1960'larda ortaya att basit bir kuralla tasvir edilebilir.[75] Bir hcreyi ancak ve ancak drt diyagonal olmayan komusu (sa, sol, alt ve st) doluysa doldurun, yani "an". Bu sreci herhangi bir balang hcre rntsnde tekrarlarsanz, bu rnt her drt dngde kendisinin drt kopyasn retecektir (bkz. ekil 2.3). Fiziki Stephen Wolfram, ksa sre nce yaynlanm A New Kind of Science [Yeni Bir Bilim Tr] adl tartmal kitabnda, muazzam bir hcresel otomatlar derlemi ortaya koydu.[76] Wolfram bu rneklerden baka , evrenin dijital bir bilgisayar gibi iledii "yeni bir bilim tr" kefettiini iddia etti. Wolfram yeni nermeler ve saysz yeni rnekler

63/626

sunmu olsa da , zgn dijital evren fikri genellikle Fredkin'e atfedilir.[77] Bu fikrin onuru kimin hanesine yazlrsa yazlsn, onun yeni bir bilim olduu imdilik belli deildir, nk bugne kadar tm yaplan gerek dnyayla deneysel olarak snanabilir ngrler yoluyla kurulmu hibir balantya sahip olmayan hcresel otomatlara ilikin bilgisayar aratrmalarndan ibarettir.

ekil 2.3 Fredkin'in kendini kopyalayan hcresel otomat. 0'daki rnt drt admda kendi drt kopyasn retir.

Benim bu almadaki amacm asndan, karmak sistemlerin basit kkenlerden evrilmesi iin karmak kurallara gerek olmadn sylemek yeterlidir. Bu basit kurallarla ve ie yeni bir fizik karmadan yaplabilmektedir. Bu srelerden yeni btncl yasalarn ortaya ktna dair literatrde ska rastlanan grkemli iddialarn hibir temeli yoktur. Bundan kan sonu udur: Doadaki karmak sistemlerin varl "snrsz zek sahibi, karmak bir kural koyucu"nun varln gerektirmez. Bize gereken tek ey basit kurallar olduuna gre, bu durum en fazla snrl zekya sahip, basit bir kural koyucuya iaret eder. TASARIMI TANIMLAMAK

64/626

ncelikle unu belirtelim: Tasarmdan kantlama tasarmn varln a priori varsayar. Filozof Nicholas Everitt, dzenden yola kan kantlama veya tasarma giden kantlama terimlerinin daha iyi olacan ne srmektedir.[78] Delillerin salam bir ekilde tasarmn yokluuna iaret ettiini greceiz. Ve eer Tanr zelliklerinden biri uyarnca evreni amalarndan en az bir tanesini tayacak, yani insann zel bir role sahip olduu adna yaam dediimiz karmak sistemler ierecek ekilde tasarlamsa, o zaman byle bir tasarmn gzlemlenememesi bize bu zellie sahip bir Tanr'nn var olmad sonucuna ulamamz iin deneysel bir dayanak salayacaktr. Kimi yazarlar "tasarm" terimiyle belli bir rnt veya ama sergileyen her trl atom ve molekl yapsn kastederler. Aslnda ounun "tasarm" terimini kullannda ve tanmlaynda tutarszlklar vardr.[79] Biz herhangi bir karkla meydan vermemek iin tasarm, ister ilahi veya insani ister akll veya aptal olsun bir failin, tabiri caizse, bir yapma nesnenin mavi kopyasn karma faaliyetini belirtmek iin kullanyoruz. Sz konusu nesne daha sonra ite bu plana gre montajlanacaktr. Baz rneklerde montaj sreci, Wright kardelerin bisiklet dkknlarnda bir uan makine yaparken her admnda sergiledikleri gibi yksek zek gerektirir. Ya da montaj sreci, modern otomatik retim hatlarndaki gibi grece zekdan yoksun olabilir elbette sreci yrten bilgisayarlarn olduka akll olduklarn dnmyorsanz. Aslnda ou "yapay zek" yntemlerini kullanr. Her durumda, montajn kendisinin bir mucize olduu iddia edilmedii srece montaj nemli deildir. Normalde bu bir mesele olmadndan, iin nemli ksm balang plandr balangta dzenein iine bir amacn yerletirilip yerletirilmediidir. Yukarda tarttmz sarmal rneinde, sarmaln krlan simetrisi programc (bu ben oluyorum) tarafndan amal olarak tasarlanmamt.

65/626

Bu noktada nceden var olan ama ile salt yararlk veya ilevi kartrmamaya zen gstermeliyiz. Bir ta, bir pencereyi krmakta kullanlabilir ancak ta bu ama iin tasarlanmamtr. Bir tuz kristalinin bir yaps vardr. Ama bu yap, tuz ekildiinde yiyecein tad daha iyi olsun diye tasarlanmamtr. Benzer ekilde, tm canl organizmalarda, organizmann yaamn devam ettirmesinde kritik rol oynayan ilevleri gren birok para vardr. Soru udur: Bu paray imdiki ilevini grmesi iin akll bir fail mi tasarlamtr, yoksa bu ilev doal seilimin mekanizmalar ve rastlantlarn birleimi yoluyla m evrimlemitir? Dnyadaki tasarmn lehine ve aleyhine olan delilleri incelerken bakmamz gereken udur: zerinde allan sistem nceden var olan bir ama veya plana dair herhangi bir belirti sergiliyor mu, yoksa hayatta kalma gereklerine tepki olarak doal seilim veya z-rgtlenme gibi tamamen fiziksel dier mekanizmalar yoluyla gerekleen zekdan yoksun bir evrimlemenin sonucu mu? KT TASARIM Daha nce sz ettiimiz gibi, Paley insan bedeni ile kusursuzca tasarlanm bir saatin paralar arasnda bir analoji kurmutu. Byle bir saatte her para pandl, eapman ark, ta, zemberek ve dierleri zgl ilevini olabildiince etkin olarak yerine getirecek ekilde zenle yaplmtr. Paralar elbette her zaman gelitirilebilir, ama zgn eser iin ustas tarafndan yaplmsa yle ok fazla gelitirilemez. nsan tasarm saatler ve dier birok alette ok az israf edilmi para vardr. Kimi evrimciler Paley'nin iddiasn, doann bize verdikleri zerinde ehil bir mhendisin yapabilecei iyiletirmelere dikkat eken kt tasarm argman diye adlandrabilecek argmanla karlamaya almlardr. nsan bedeninin paralar saate pek benzemez. Scientific American'da "Eer nsanlar Uzun Yaayacak ekilde Yaplm Olsalard" balyla yaynlanan makalelerinde, S. Jay Olshansky, Bruce Carnes ve Robert N. Butler insan bedenindeki kusurlar mercek

66/626

altna alarak iyi bir mhendisin onlar nasl yz yl veya daha fazla salkl yaamamz salayabilecek ekilde dzeltebileceini gsterdiler.[80] Yazarlar fiziksel kusurlarmzn izini, evrimin Rube Goldberg tarznda var olan zelliklerde kk deiiklikler yaparak aceleyle yararl ama pek de kusursuz olmayan yeni zellikler oluturmasna kadar srerler. Doal seilim ne kusursuzluun ne de sonsuz saln peindedir. Beden sadece remeye ve ocuk bytmeye yetecek kadar yaar. Trlerin hayatta kalmas bireylerin reme sonrasnda uzun sre hayatta kalmalarn gerektirmez. Biz insanlar, reme sonrasnda, canllmz azalsa da uzun yayoruz nk insann evrimi, yavrusunun olgunlamak iin uzun ylara ihtiya duyaca ve bykanne ve bykbabalarn onlarn bymesine yardm edecek kadar yaayaca ekilde sonulanmtr. Bir dede olarak, sa olasn evrim, diyorum. Scientific American yazarlarnn "insan makinesinde" tespit ettikleri kusursuz tasarma yaklamaktan uzak kusurlardan birkana bakalm: Otuz yandan sonra kemiklerimiz mineral kaybetmeye balar; bu da kemiklerimizi krlmaya ve osteoporoza ak hale getirir. Gs kafesimiz i organlarmz tamamyla kuatamaz ve koruyamaz. Kaslarmz erir. Bacak damarlarmz geniler ve kvrml bir grnm alarak belirginleir; bunun sonucu varisli damarladr. Eklemlerimiz, kayganlatrclar azaldka anr. Atabakamz yerinden ayrlp (retina dekolman) alamaz hale gelebilir. Erkeklerde prostat genileyerek idrar yolunu sktrr ve idrarn retra ierisinden geiini yavalatr. Olshansky, Carnes ve Butler uygun bir ekilde tasarlanm insann nasl olabileceini de gstermilerdir. Byle bir insann daha byk kulaklar, daha farkl tellenmi gzleri, kavisli boynu, ileri kk bir gvdesi, daha ksa kol ve bacaklar, eklemleri etrafnda ek yastklar, daha fazla kas ve ya , daha kaln omurga diskleri, ters diz eklemleri ve daha birok farkl zellii olurdu. Yalnz bugnk standartlarmza gre pek de gzel olmazd...

67/626

Kusurlarna ramen insann ve dier trlerin eitli beden paralar ilerini yaparlar bu iler herhangi bir orijinal plann paras olmasa bile. Daha nce bahsettiimiz gibi, biyolog Kenneth Miller'n, gzn bize yeterince iyi hizmet ettii ve omurgallarn gznn "ters yz" doasnn evrim tarafndan zarife betimlendii iddias olduka ikna edicidir. DELL YOKLUU Richard Dawkins, Kr Saati'nin altbalnda, "Evrim Delili Neden Tasarmsz Bir Evreni Gsteriyor?" demiti.[81] Ancak sadece biyolojik veriler deil, ilerideki blmlerde greceimiz gibi, btn bilimsel gzlemler de ayn sonuca iaret ediyor: Evren tasarlanm grnmyor. Dnya zerindeki biyolojik trlerin saysna ynelik tahminler yz milyona kadar kmaktadr. Tarihte bu rakamdan on veya yz kat fazla tr yaam ve yok olmutur. Bilim insanlar ve evrecilerin, evrenin insan eliyle mahvedilmesi yznden gittike daha fazla trn yok olmann eiine geldii konusunda bizi srekli uyardklar bugnk durumu bir kenara koyarsak, bu veriler en iyi zekdan yoksun doal seilim uyarnca anlalabilir. ok sayda trn varl, evrimin hayatta kalma sorununa zm bulmak iin yapt byk oranda rastgele giriimlerin sonucudur; bu zmlerin byk ksm baarsz olduundan pek ok baarszlk beklenmelidir. Birok baarysa marjinaldir ve trleri olas bir yokolua ak brakr. Ayrca gkta arpmalar veya corafi ykmlar gibi doal felaketlerin birok defa kitlesel soy tkenilerine yol atn da biliyoruz. yicil tasarmn yokluuna dair bir dier delil de ou yaam biiminin ksa ve acmasz varolularnda bulunabilir. Yaygn yanl anlamalardan biri, Darwin'in evrimi kefettiinde inancn yitirdiidir. Aslnda mesele derin teorik dnceler deil, mr boyu yapt dikkatli doa gzlemleriydi. Darwin, 22 Mays 1860'ta Amerikal botaniki Asa Gray'e (. 1888) unlar yazmt: "Tasarmn ve evremizi

68/626

saran iyilikseverliin delillerini dierleri kadar ak gremiyorum, keke grebilseydim. Bana gre Dnya'da ok fazla sefalet var. Ltufkr ve kadir-i mutlak Tanr'nn, Ichneumonidae'yi (eek arlarn) aka (larvalarn) canl trtllarn bedenleri iinde beslemesi ya da bir kediyi fareyle oynamas niyetiyle tasarlayarak yarattna ikna olamyorum."[82] Dawkins ise yakn dnemde unlar yazyordu: "Gzlemlediimiz evren, temelde acmasz kaytszlk dnda hibir tasarm, ama, iyilik veya ktlk bulunmayan bir evrenden ne beklersek tam da o zelliklere sahiptir."[83] Gerekten de Dnya ve yaam tam da bir tasarmc Tanr olmadnda grnmesi beklendii gibi grnmektedir.

3 MADDENN TESNDE BR DNYA ARAMAK


nk yaayanlar leceini biliyor, ama ller hibir ey bilmezler, onlar iin artk dl yoktur nk anlar bile unutulmutur. Sevgileri, nefretleri ve hasetleri oktan yok olmutur; ve gnein altnda yaplan hibir eyde artk onlar iin ebediyen pay yoktur. Vaiz 9:5-6 ZHN VE RUH Modern insan, neredeyse on binlerce yl nce sahneye kt andan itibaren, kadnlardan doan, byyen ve yalanan, sonunda hareket etmeyi ve nefes alp vermeyi kesen ve en sonunda da cansz kemie dnen fiziksel bir bedenden fazlas olduuna dair bulank bir kavray tam grnmektedir. Hemen her kltrn insanlar, geliimlerinin bir noktasnda, kendileri gibi canl varlklarn canllk kazanmas da dahil etraflarnda dnen olaylarda etkin bir fail olarak eylemde bulunan birtakm grnmez ruhlar tasavvur etmitir. Bu dnce tarz insanln ocukluk dnemi iin son derece makuldr. Bir anda konuan ve dolaan bir kii bir dier anda sonsuza dek sessiz ve hareketsiz kalyor. Bu kiiyi canl tutan her neyse birdenbire yok oluyor. Dahas, bu l kimse dncelerde ve dlerde hl yayor grnyor lmden sonra hayatta kalan glge ruh. Yaygn kadim inanlardan biri, kalbin varlk ve zeknn merkezi olduuydu. Bu fikir, "iyi kalpli" veya "yrekten gelen" eylemler gibi metaforik syleyilerle gnmze dek gelmitir. Eski Msr'da rahipler ly lm sonras yaama hazrlarken beyni karrlard ama kalbi bedende brakrlard. Empedokles (. M 490) gibi ilk Yunan

70/626

filozoflar dnme ve hissetmeyi kalbin etrafnda bulunan ama lmden sonra bedeni terk eden lmsz bir ruha balarlard. Alkmaion'un, "Tm duyular beyine baldr," nermesine karn eski alarda beyin nemli bir organ olarak grlmezdi. Alkmaion da dier kadim Yunanlar gibi bedende kozmosu oluturan drt eden biri olan havadan (dierleri ate, toprak ve su) meydana gelen ruhlar iin kanallar bulunduuna inanyordu. Platon (yak. M 345) "bitkisel ruhu" karn boluuna, "yaamsal ruhu" kalbe, lmsz ruhu da kafaya yerletirmitir. En nl rencisi Aristoteles ise (. M 322) lmsz ruhu alp kalbe koydu. Yeri neresi olursa olsun ortak gr ruhun can iin bir ara, bedene yaam ve dnce veren bir g olduuydu.[84] Ruhun havayla ilintilendirilii birok kadim dilde grlr: branice ruah ("rzgr" veya "soluk") ve nefesh kelimeleri nefesle ilgilidir; Yunanca psukho ("nefes almak") kelimesi, "ruh" anlamndaki psukheden gelir; Latincedeki anima ("hava", "soluk" veya "can") ve spiritus kelimeleri de solukla ilintilidir.[85] Ruhun lmde bedenden son nefesle ayrld kabul edilirdi. Hawaii'de amanlar l bedene yaam "Ha!" diye bararak geri flemeye alrlard. Batl doktorlarn bunu yapt grlmyordu ve bu yzden onlalar "ha-ole", yani "ha'sz" deniyordu. Bugn Hawaii'de beyazlara halen haole denmektedir. Eski Ahit'te ruh hayatn kendisidir ve bedene Tanr tarafndan flenir. Geleneksel Judaizm lm insan varoluunun sonu olarak grmedii halde onda bir "lm sonras yaam" dogmas da yoktur bu konuda Yahudi ilahiyatlar arasnda eitli grler mevcuttur. Oysa Hristiyanlk'ta insann lmszl temel ilkedir belki de bu inan sistemi uzun soluklu baarsn en ok bu retiye borludur. slamn gc de, lm sonrasnda kara gzl hurilerin (erkeklere) ebedi haz sunaca vaadine balanabilir.

71/626

Yunan hekim Galen'in (. 201) retilerini izleyen erken dnem kilise babalarna gre lmsz ruhun yeri kafa boluuydu. Ancak Hristiyanlk 476'da Roma'nn knden sonra, on ikinci yzylda, ou slami kaynaklardan edinilen kadim yazmalarn kefine kadar Yunan felsefesiyle ban yitirdi.[86] Hristiyanlar lmsz ruh kavramna tmden meydan okuyan Yunan atomcularnn retilerini pek iyi karlamadlar. Epikuros'a gre (. M 270) ruh dier her ey gibi tamamen maddeden meydana geliyordu. Ruh atomlar gste younlar ve beden ldnde onlarn da yaamlar biterdi. Romal air Lucretius (. M 55) ise De Rerum Natura ("eylerin Doas zerine") adl eserinde unlar yazyordu: "Ruhun tz yok olabilir grndnden lm hitir bizim iin, hi ilgilendirmez bizi. Birliktelikleri varlmzn z olan beden ve ruh ayrldnda toprak denizlere denizler gklere karsa bile, hibir ey eriemez bize, uyandramaz hissiyatmz."[87] Bugn sradan insanlarn ou ruh-beden veya ruh-madde "ikiliini" ya da ayrln batan doru olarak kabul etmektedir. Ancak bu ayrm Ren Descartes'n (. 1650) atomlarla ruhu badatrmann bir yolunu bulduu on yedinci yzyla dek hi de ak deildi. Bu dnem makinelerin ortak kullanma girmeye balad ad. Descartes, Galileo Galilei'nin (. 1642) adayd ve Isaac Newton'dan (. 1727) iki kuak nceydi. Fransz dnr, daha sonra Newton tarafndan gelitirilecek yeni mekanik biliminde geni bir uygulama alan bulan erilerin denklemlerle ve Kartezyen koordinat sistemiyle temsil edilmesi gibi birok matematiksel yntem gelitirdi. Descartes, insanlar dahil tm hayvanlarn, elbette Tanr tarafndan tasarlanm (Engizisyondan korkuyordu) karmak, maddi makineler olduunu ileri srd. Ancak iddiasna insanlarn maddeden olumayan bir baka bileene daha sahip olduunu da ekledi: maddi olmayan ruh. Ruh makinelerin yapamadnn kabul edildii her eyi yapyordu:

72/626

dnme, bilin, irade, soyutlama, kuku ve anlama.[88] Descartes'e gre beyindeki epifiz bezi, beyinle ruhun etkileime girdii yerdi. Descartes'n bir dier ada da Thomas Hobbes'du (. 1679). Hobbes insan bedeninin makineye benzediinde Descartes'la ayn dncede olmasna karn, maddi olmayan ruh fikrinin bir sanrdan ibaret olduunu ne srd. Hobbes daha da ileri giderek bizzat toplumun bir saat mekanizmasna benzediini iddia etti. Bu dncenin izini srd 1652'de yaynlanan en nl eseri Leviathan'da "optimal siyasal yapy" belirlemeye alt. Ona gre bu bir kral veya bakasnn diktatrlyd.[89] Tarihin bu nemli dnm noktasnda Avrupa'daki ampirik bilim, ilerlemenin yzyllardr nn kesen "otoriteye kr krne itaat" anlay konusunda kukular uyandrmaya balad. Copernicus ve Galileo Aristoteles'in retilerine meydan okuyan yeni kozmolojilerini deneysel verilere dayandrarak Newtoncu devrimin sahnesini hazrladlar. Ama daha bu devrim gereklemeden nce bile yeni nesil cesur deneyciler insan ve hayvan bedenlerine yakndan bakmaktayd. BEYNN YKSEL Carl Zimmer, Soul Made Flesh: The Discovery of the Brainand How It Changed the World adl byleyici kitabnda ngiliz Sava srasnda ve sonrasnda Oxford'da alan ve insan ile hayvan kadavralarna terih uygulayarak pek ok anatomik olgunun yan sra temel dnce organnn beyin olduunu da ortaya karan mthi bir grup on yedinci yzyl insannn yksn anlatr.[90] Bu grupta baka alanlardaki bireysel baarlaryla nlenmi kimseler de vard: nsan organlarnn detayl izimlerini yapt srada Oxford'daki grkemli Sheldonian Tiyatrosu'nu tasarlayan Christopher Wren (. 1723); yzlerce anatomi deneyini yrtrken simyay modern kimyaya dntren ve hava basncn kantlayan Robert Boyle (. 1691); aratrmaclarn canl organizmalarn iindeki karmak yaplar grmesini salayan mikroskop

73/626

gibi aletleri tasarlad srada yay yasalarn kefeden Boyle'un asistan Robert Hooke (. 1703). Oxford grubunun nderi, beynin ilk ayrntl anatomisini karan ve btn bedende sinir sisteminin izini sren hekim Thomas Willis'ti (. 1675). Kalbin, beyinden ald sinyallerin denetiminde kan pompalayan bir organ olduunu belirlemiti. adalar gibi Willis de bu sinyallere "ruhlar" diyordu. Sinirlerce tanan sinyallerin elektrikle tanmlanmas on sekizinci yzyla kadar gereklemeyecekti. II. Charles'n yeniden tahta kt restorasyon devrinde "Oxford evresi" kamuya alarak Londra'ya tand ve izleyen bilimsel devrimde katalizr rol oynayacak Doal Bilginin lerletilmesi in Kraliyet Topluluu'na dnt. Willis, daha sonra grlerinin ounu, en azndan genel hatlaryla onayacak nroloji bilimini kurdu. Bugn "ruhlarn" beyinden gelen sinyalleri sinir sistemi araclyla tayan elektriksel impulslardan olutuunu biliyoruz. Beynin fark ksmlar farkl ilevler grr. nsan beyni temelde dier hayvanlarn beyinlerinden farkl deildir; onlardan stn bilisel ve entelektel yetilerimizi salayan ksmlaryla ayrlr. Beyinde doan psikolojik rahatszlar bugn rutin olarak kimyasallarla tedavi edilmektedir. Ve bildiimiz gibi, kimyasallar zihinsel bozukluklara yol aabilir, zihinsel hallerde deiimler yaratabilir ve hatta "ruhsal deneyimleri" (LSD'nin yapt gibi) tetikleyebilir. Alzheimer gibi beyin rahatszlklar hafzay ve davranlar etkiler. Btn bunlar dncelerimizin, anlarmzn ve znel deneyimlerimizin tmyle beynimizdeki fiziksel srelere dayanabileceine dair son derece salam iaretler sunmaktadr. GNMZDE BEYN BLM Bilim insanlar incelemek iin artk l bedenden beyin karmaya gerek duymuyor. Grntleme teknolojisi beyinleri sadece ayrntlaryla deil, canl ve ilevselken de incelemeyi mmkn klyor.

74/626

Getiimiz yllarda bu sayede beyindeki algsal yarglama ve dier dnme kaynaklarnn yerleri saptanabildi. Gnmzde deneklerin kendilerinden istenilen mekanik, entelektel ve ahlaki seimleri yaparken aratrmaclarn onlarn beyinlerini izledii deneyler yaplmaktadr. Modern teknolojiyle birlikte birok grntleme teknii gelitirilmitir. Bunlarn herhalde en gls manyetik rezonans manyetik tnlam-grnt tekniidir (MRI). Nkleer Manyetik Tnlam (NMR) fiziine dayanan, "nkleer" szc hastalar rktmemek iin kaldrlm olan MRI atom ekirdeinin iindeki "spin (dn) hareketiyle"salnan enerjiyi tespit ederek grnt oluturur. Elektromanyetik spektrumun radyo blgesinden gelen bu enerji aslnda ok dktr zellikle de atom balarn koparabilecek gteki enerjiye sahip x-nlaryla karlatrldnda. Fonksiyonel MRI'da (fMRI) kan ak rntlerini grmek iin kann manyetik zelliklerinden yararlanlr. Beyine uygulanan fMRI taramas birbirlerinden bir milimetreden daha az mesafeyle ayrlan yaplarn grntlerini abucak retebilir ve beyindeki etkinlemi blgeleri saptar. Dier beyin grntleme teknikleri arasnda pozitron emisyon (srm) tomografisi (PRT), bilgisayarl tek foton srm tomografisi (SPECT) ve elektroansefalografi (EEG) vardr.[91] Tm bu teknikler beynin belli blgelerindeki fiziksel eylemlerin dnme srelerine elik ettiini onaylarlar. imdi konumuzla ilgili birka rnee bakacaz. ok daha fazlas ilgili yaynlarda bulunabilir. ABD ve Brezilya'da bilim insanlar, fMRI kullanarak, ahlaki yarglarda bulunulurken etkinletirilen beyin blgesinin eit duygusal yke sahip toplumsal yarglarda bulunulurken etkinletirilen blgeden farkl olduunu kefettiler.[92] Princeton'da aratrmaclar, eitli ahlaki ikilemler karsnda karar almalar istenen deneklerin beyin etkinliklerini gzlemlediler. Bu ikilemler iki kategoriye ayrlmt dorudan

75/626

kiisel eylem gerektirenler ve gerektirmeyenler. Beyin taramalar tutarl olarak kiisel eylemlerde beynin duygularla ilintili blgelerinde daha byk bir etkinleme olduunu gsterdi.[93] Burada konumuzla ilgili nokta yalnzca dnmede beyindeki fiziksel srelerin rol almas deil, bu srelerin maddeden ziyade ruhun alanna ait olduu kabul edilen en derin dncelerden de sorumlu olduunun grnmesidir. Canl beyinlerle yrtlen bir dier aratrma alannda ise elektriksel veya manyetik atmlarla lokal beyin blgelerinin uyarlmas sz konusudur. Sinirbilimci Michael Persinger, insanlarn "dinsel" veya "ruhani" saydklar birok deneyim tipinin beynin manyetik uyarmyla ortaya ktn iddia eder.[94] Ancak Persinger'in ulat sonular tartmaldr.[95] Dier yandan Dr. Olaf Banke ve meslektalar, beynin belli blgelerinin elektrikle uyarlmasyla kiinin bilincinin bedenden ayrlyor gibi grnd BDD (ya da OBE) olarak bilinen beden d deneyimleri meydana getirebildiklerini bildirdiler.[96] BDD deneyimlerini iki kitabmda tarttm ve bunlarn beynin fiziksel sreleri dnda herhangi bir eyin iin iinde olduuna dair hibir delil sunmadklar sonucuna vardm.[97] Bu sonular bilinli dncelerin gayri cismani bir ruh tarafndan ynetildii olasln (ki yleyse ruh, bu dnce faaliyetini bir ekilde beyin ve sinir sistemi vastasyla gerekletirir) tmyle inkar etmez. Bu da, u veya bu biimde, ou dinin esas retilerinden biri olarak kalmtr. Papa John Paul II, 1986 ylnda, Papa Pius XII'nin 1950 ylndaki, Kilise'nin biyolojik evrimin renilmesini ve retilmesini yasaklamadn syleyen bildirisini yeniden onaylamtr.[98] Ancak Papa, teorinin zihne deil, bedene uygulanabileceinin altn zenle izmitir: "Kendilerine ilham veren felsefelerle uyum iinde ruhun canl maddenin kuvvetlerinden zuhur ettiini ya da bu maddenin salt bir epifenomeni olduunu dnen evrim teorileri insan hakkndaki

76/626

hakikatle badamad gibi insann asaletini de temellendiremezler."[99] Kutsal Papa Hazretleri'nin uyarsna ramen bugn ciddi miktarda deneysel veri gl bir ekilde zihnin gerekten de"bu maddenin salt bir epifenomeni" olduuna iaret etmektedir. Madde gelenein ruhla ilintilendirdii tm eylemleri tek bana yapabilir gibi grnmektedir. Verilere gre hibir "ruhsal" eye gerek yoktur. "Bizlerin" sadece atomlardan meydana gelen bedenler ve zihinler olduumuz imas, belki de basite ksa srede ortak bir bilgi olarak kabul edilmeyecek denli yeni, rahatsz edici, ortak nalglarla badamaz bir sonutur. Bununla birlikte, eer gerekten lmsz veya cansz maddede bulunmas mmkn olmayan zel zelliklere sahip bir ruhumuz varsa, bu ruha dair birtakm deliller bulmay beklememiz gerekir. Getiimiz yz elli yl iinde insan zihninin zel glerine ilkin "kontroll koullar altnda" yrtld iddia edilen bilimsel gzlemlere dair yzlerce rapor yaynlanmtr. Bu raporlarn tek bir tanesi bile, bilimin srad bir iddiay ciddiye almas iin gerekli -birinci blmde sraladmz be koulun tmn karlayamamaktadr. Bu koullar makul deil midir? Aratrmaclardan ok ey mi istiyorum? Ayn dnem iinde yaplm, ayn koullar tam olarak karlayan bir dzineden fazla srad bilimsel bulu sayabilirim. Bu nedenle bu tutumu bilimin "yeni fikirlere" kar kan dogmatik eilimine balamak hi de doru deildir. Elbette her iddiay incelememe imkan yok. 1990 tarihli Physics and Psychics adl kitabmda, bizzat savunucularnn en ikna edici bulduu iddialar seerek eletirel analiz yoluyla inceledim.[100] Bunlar, 2003 tarihli Bilim Tanr'y Buldu mu? adl kitabmda gncelledim.[101] Aada, zihnin zel glerine dair salam deliller bulunmadn gstermek iin yeterli olan rnek iddialara deineceim. YAAM GC

77/626

ncelikle ruhun canl organizmalarda bulunan bir tr zel bileen, bir lan vital veya yaam gc olarak yaamn kendisiyle kadim balantsn ele alalm; uzun zamanlar boyunca bu yaam gcnn canl organizmalar talardan ve l organizmalardan ayrd dnlmtr. Bu inanca birok eski kltrde rastlanr; bedenlerimizde akt kabul edilen zel enerjiyi belirtmek iin kullanlan qi (chi) gibi terimleri gnmzde bile duyuyoruz. Bu yaam gc Bat dinlerinde sklkla ruhla zdetirilir. Eer byle bir yaam gc varsa, onun mevcudiyetini tespit edebilmemiz gerekir. Tamamlayc ve alternatif tbbn (yani bilimsel olmayan tedavilerin) byk ksm, kimi zaman "biyo-enerjetik alan" denilen bir yaam gcnn var olduu varsaymna dayanr, ama biyoloji bilimi bu gcn insanlarda, hayvanlarda ve bitkilerde olduunu saptayamamtr.[102] ster canl ister cansz tm maddelerde meydana gelen ayn iyi bilinen fiziksel ve kimyasal sreler, canl organizmann eitli paralar arasnda gzlenen etkileimleri aklamak iin yeterlidir. Canl hcrelerin fizii ve kimyas temelde talarnkiyle ayndr, yalnzca biraz daha karmaktr. Fizik laboratuvarlarnda kullanlan hassas alglama cihazlar ok dk younluklu eitli radyasyon trlerini tespit edebilmektedir. Canl organizmalar, kalp ve beyindeki titreimli yklerin yayd ve dorudan deri stne yerletirilen sensrlerle tespit edilebilen zayf elektromanyetik radyasyon ile l veya canl (veya ta gibi, hi canl olmayan) tm fiziksel cisimlerin sald kzltesi termal radyasyon dnda elimizdeki en gl bilimsel cihazlarca tespit edilemeyen benzersiz hibir radyasyon yaymazlar. Elbette, basite aletlerin "yaam enerjilerine" duyarsz olduu savunulabilir, ama biyo-enerjetik alan savunucular genellikle kolayca tespit edilen manyetik dalgalarla balant kurduklarn iddia ederler.[103] Bu anlamlysa, buna ilikin llebilir bir etki grlmelidir. rnein bir ifacnn hastann enerji alann "maniple"

78/626

etmesine dayanan ifal Dokunu ad verilen yaygn bir tedavi vardr. On yl akn yaygn kullanmdan sonra byle bir tedavinin ie yaradna dair bir delil bulunmasn beklemek makuldr. Oysa tmyle kiisel anlatlara dayanan, bu yzden de uygun bilimsel snamaya alnamayanlar dnda hibir delil yoktur. Gerekten de, "ifal dokunu" snanmtr ve snamay geememitir.[104] QI = MC2? Ksa sre nce, in'de qi ad verilen yaam gcnn bir bilimsel deneyle kantlandna dair yaynlanm bir iddiay inceledim. 2005 yl Nisan'nda bir bilimsel delegasyonun yesi olarak gerekletirdiim in yolculuumda bu konuya dair analizimi in'deki birka niversitede sunma frsat buldum. Sz konusu deneyler, 1987 ylnda Beijing'de qi ustas ve ifac Dr. Xin Yan'n kamuya ak "konferanslarnda" yaplm ve hakemli bir Amerikan dergisinde kmt.[105] Standart radyasyon dozimetrelerinde, qi olduklar iddia edilen, arkaplan seviyelerinin stnde olan pozitif sinyaller rapor edilmitir. Hem arkaplan seviyeleri hem sinyaller olduka yksekti. Baka fenomenler de bildirilmiti ama ben onlar dikkate almadm nk makalede onlarla ilgili yeterince bilgi sunulmamt. 2002'ye dek yaynlanmayan Yan makalesinde aradaki yllarda bu olayn baarl (veya baarsz) tekrarlanma giriimlerinden hi sz edilmez. Sunulan verilerden sonucu deerlendirmek zordur. Dahas, hata tahminleri verilmemitir bu da en saygn bilimsel dergilerde yaynlanmasnn reddedilmesi iin yeterli bir nedendir. Bununla birlikte, sunulan veriler tek bir deneyde baz sonular karmak iin yeterlidir. Bu deneyde Dr. Yan, on bir saatlik (!) bir "konferans" boyunca "qi salmtr." Konferans salonuna, normalde nkleer laboratuvarlarda maruz kalnan radyasyonu lmekte kullanlan

79/626

termoluminesans dozimetreleri (TLD) yerletirilmitir. Arkapla-nn dikkate deer lde stndeki dozlar, bu szde qi-nlarnn odakszlna iaret edecek ekilde farkl ynlerden kaydedilmitir. Dier baz deneylerde denetleme olmakla birlikte, bu deneyde qi ustasnn olmad ayn artlar altnda hibir lm alnmamtr. ekil 3.1'de iki tip TLD tarafndan lld bildirilen dozajlar podyumdan uzakln bir fonksiyonu olarak izdim. Bu tiplerden biri, [7LiF(Mg, Ti)] gamma nlarna duyarlyken dier tip, [6LiF(Mg, Ti)] gamma nlarnn yan sra termal ntronlara da duyarldr. Salonun, younluklarn karlatrlabilir olduu iki yannn ortalamasn aldm. ekildeki kareler ve daireler on bir saatlik deneyde maruz kalnan radyasyonu milirntgen (mR) cinsinden gsteriyor. Gamma nlar iin bir milirntgen yaklak bir milireme (mrem) eittir. Milirem biyolojik adan nemli maruz kalmay lmede kullanlan birimdir. Eer saylar doruysa, ortada, bir yl boyunca srekli maruz kalnmas halinde genel olarak kabul edilen gvenli dozaj be bin mrem aacak bir younluu temsil etmektedir. Yani kaydedilen radyasyon younluu dikkate deerdir. ekil 3.1

80/626

ekil 3. 1. Xin Yan deneyinin sonular. Kare noktalar ntronlara ve -nlarna duyarl dozimetrelerin verileridir. Yuvarlaklarsa sadece nlarna duyarl olanlara aittir. Noktasz eri llen radyasyon herhangi bir enerji biiminden beklenecei gibi korunsayd neyin beklenebileceini gsteriyor. Deneyde kullanlan dozimetreler ayn zamanda, yaklak on mR tespit snrl uzun vadeli radyasyon toplamna maruz kalmay lecek ekilde tasarlanmtr. Bunlar ksa vadeli maruz kalmalar iin zellikle uygun deillerdir ve anlk radyasyon younluklarn lmeye uygun cihazlar vardr. Bahsettiimiz gibi, makalede tahminler veya hatalar verilmemitir (reddedilmesi iin yeter neden). Veri noktalarna on mR'lik hata ubuklar koyarsak sonular nemsiz kacaktr. almann yazarlar, izleyicilerden sala yararl etkilere dair bildirimler aldklarn iddia ediyorlar, ama bu konuda hibir veri sunmuyorlar. Gamma nlarnn tmrlere ynlendirilmeleri dnda salk zerinde olumlu yararlara sahip olduu kaydedilmemitir. Yazarlar da raporlarnda unlar sylyor: "Doktor Yan'n rettii qi alannn gerek gamma nlar ve ntronlar iermesi pek olas deildir. TLD okumalar daha ok bir TLD alglaycsyla Dr. Yan'n qi alan arasndaki etkileimin fenomenolojik betimlemesi gibi grnmektedir." Yazarlar sz konusu fenomen iin herhangi bir teorik model sunmadklar gibi qi-nlarnn ilgili alglayclar nasl etkilemi olabileceine dair hibir neride bulunmuyorlar. Dozaj seviyesinden bamsz olarak, ekil 3.1'de "gamma nlar" verilerinin uzaklkla birlikte artarken "ntron art gamma nlar" verilerinde uzakln anlaml bir etki gstermediini gryoruz. Ayn grafikteki przsz eri ise (keyfi lekle) enerjinin korunumunun gerektirdii uzakln karesiyle orantl (gzlenmeyen) azalmay gsteriyor. Bana, "Enerjiyi belirleyen tanmlayc zellik nedir?" diye sorsanz, korunduuna iaret ederim. Enerji korunmasayd, niceliin fizikte fazla

81/626

kullanm olmazd. Korunmas gereken koullar altnda korunmayan bir nicelik llyorsa bu, gzlemlenenin bir enerji biimi olmadna dair salam bir delildir. Qi enerji gibi grnmemektedir, hatta yok grnmektedir. ESP Zihinlerin, olduka yaygn bir biimde (zellikle de bilimkurgularda) gerek olduu kabul edilen bir zel yetenei de duyu tesi algdr (ESP). Bu grte olanlara gre zihinler u andaki yerleik bilimde yeri olmayan bir mekanizmayla birbiriyle iletiim kurarlar. Zihne atfedilen bir dier yetenekse psikokinezi'dir(PK). Buna gre, dnceler gemite, imdide, ve gelecekte nesneleri hareket ettirebilir veya fiziksel fenomeni baka ekilde etkileyebilir. Eer bedensiz bir ruh beyin molekllerini hareket ettirmek iin bir tr psikokinezi kullanyorsa, beynin dndaki moleklleri de hareket ettirebilmelidir. Bu fenomenler gerekten varsa, kontroll, bilimsel deneylerde tetkik edilebilmelidirler. On dokuzuncu yzyln ortalarndan itibaren aralarnda Michael Faraday, William Crookes ve Oliver Lodge gibi nde gelen fizikilerin de bulunduu pek ok biliminsan srad zihinsel fenomenlerin gerekliini bilimsel olarak dorulamaya almtr. Zamannn en byk deneycisi Faraday hibir delil bulamazken, Crookes ve Lodge kendilerini psiik g adn koyduklar eyi kefettiklerine inandrmlardr. Ancak Crookes ve Lodge deneylerini ikna edici klacak yeterlilikte kontrol etmemilerdi.[106] Profesyonel sihirbaz ve arlatanlarn yzyllarca gelitirdii eitli illzyon numaralarnda son derece maharetli olan psiik "medyumlarla" almlard. Crooke, Lodge ve dier erken dnem psiik aratrmaclar deneklerinin deneylerinin protokollerini kontrol etmesine izin vermek gibi temel bir hata yapmlardr. Saduyuya dayanan metodolojinin bu ciddi ihlaline rutin olarak psiik deneylerde bugn bile rastlyoruz.

82/626

rnein, Princeton Engineering Anomalies Research Laboratory'de (PEAR)[107] yrtlen ve rtkanl bolca yaplan deneyleri dnn. Bilim insanlar hile ve numaralar yakalamakta, sihir sanatlarnda yetkinlii olmayanlardan daha baarl deildir hatta, evrenin kendilerine yalan sylemesine pek alkn olmadklar gz nne alnrsa daha baarsz olduklar bile sylenebilir. Crookes ve Lodge, belki de yaadklar kiisel trajedilerden dolay aldatlmaya daha aktlar.[108] Psiik deneylerde kontroln daha iyi yaplmas gerei 1930'larda Duke niversitesi'nden botaniki Joseph Bank Rhine tarafndan kabul edildi. ESP teriminin yaratcs Rhine, psiik glerin varlna ilikin deneysel deliller bulmak iin sahtekrla kamayan bir aba gsterdi. Eletirel inceleme karsnda tutunamayan bir dizi iddiada bulundu ve itibarl bilimsel yaynlardan defalarca ret cevab aldktan sonra, yaptklarna daha anlayla bakacak eletirmenleri seebilecei kendi dergisini karmaya balad. Anaakm bilim insanlarn psiik glerin varlna ikna edememesine karn Rhine sonunda, bugn halen parapsikoloji adyla bilinen yeni bir aratrma alannn ncln yapt.[109] Bugn parapsikolojiyle uraanlar bile konvansiyonel bilimin snrlarnda dolandklarn kabul etmek durumundadrlar. Daha nce vurguladm gibi, zerinde fikir birliine varlm kesin bir bilim tanm yoktur. Bu yzden parapsikolojinin bilim olup olmad noktasn ne karmayacam. Parapsikologlar hl ESP'nin kontroll deneylerde gzlemlendiini iddia ediyorlar. Bu raporlarn bir ksm hakem deerlendirmesinden gemitir, ama burada hakem denilen kiiler genellikle, Rhine'nki gibi anaakm bilimsel dergilerden farkl standartlara sahip zel dergilere uygun deerlendirmeler yapan dier "inananlardr". Bu dergilerin editrleri yeni fikirlere son derece "ak" olduklarn iddia ederler. Bunda sorun yok, ama yukarda bahsettiimiz qi deneyi rnei gibi kt yaplm deneyleri yaynlamak hibir

83/626

yararl amaca hizmet etmedii gibi, bu dergilerde yaynlanan dier almalarn gvenilirliini de byk lde zedeler. kinci blmde bahsettiimiz yaratllar gibi, ESP savunucular da bulgularnn konvansiyonel bilimin eski fikirlere dogmatik ball yznden hi de adil olmayan bir biimde reddedildiini iddia ediyorlar. Bu gre tepkim akll tasarma verdiimden farkl deil: Psiik olaylara dair ikna edici deliller rapor edilmi olsa bilim insanlar niin bunlar reddetsinler ki? Tpk akll tasarm durumunda olduu gibi, zihnin zel glerinin kefi vergi mkelleflerinden kesinlikle cmert fonlarn akmasn salayacak mthi yeni aratrma alanlar aacaktr. Anaakm bilim insanlar parapsikolojinin iddialarn, tam da akll tasarm iddialarn neden kabul etmiyorlarsa o nedenle kabul etmiyorlar: Veriler iddialar desteklemiyor. Ksacas on dokuzuncu yzyl ortalarndaki ilk deneylerden bugne kadar ortaya atlan ESP delili iddialar, bilim insanlarnn her trl srad iddiada uyguladklar ayn tetkikler karsnda ayakta kalamamaktadr. DENEYLERN ANLAMLILII Deneylerin istatistiksel anlamll bildirilmi birok srad iddiann reddedilmesine temel oluturur; bu yzden burada deneylerin istatistiksel anlamll konusunu biraz daha geni olarak ele alacam. Parapsikologlar tp bilimiyle ayn istatistiksel anlamllk standartna gre deerlendirilmeleri gerektiini ne sryorlar. Tp biliminde, sz gelimi, yeni bir ilacn iddia edilen olumlu etkileri, istatistiksel anlamll ("P deeri") yzde 5 (P= 0.05) veya daha dk olduunda yaynlanr. Yani, eer deney birok defa tamamen ayn ekilde tekrarlanrsa, sonlu verilerle ilgili herhangi bir lmde meydana gelen normal istatistiksel dalgalanmalarn bir artefakt olarak ortalama yirmide bir veya biraz daha yksek oranda ayn etki ortaya kacaktr.

84/626

Bu ne anlama gelir? Tp dergilerinde yer alan her yirmi iddiadan ortalama bir tanesi yanltr istatistiksel bir artefakttr. Bunu tm kariyerimi geirdiim temel parack fizii alanndaki standartla karlatralm. Temel parack fiziinde nemli bir yeni kefin yaynlanmas iin P deeri standart, yzde birin yzde biridir (P < 0.0001). Bu standart ortalamada sadece on bin rapordan birinin istatistiksel artefakt olduunu gsterir. Tp alanndaki standardn dklnn gerekesi u olabilir: Tp yaynlar srad yeni bulularn tartld bir yerden ok umut vaat eden yeni tedavi yntemlerinin salk camiasna olabildiince hzl bir ekilde bildirildii yerdir. Kimileri iin yirmide bir yanllk olasl, ie yarayan bir tedavinin hayat kurtarabilme ans karsnda denmeye deer bir bedel olarak grlebilir. Ancak bana gre, yakn dnemde yaynlanan ok sayda yanl veya sahte rapor dnlnce, tbbi alanda da standardn ykseltilmesi gerekiyor. Mevcut dzenleme ierisinde ie yaramayan tedaviler uruna harcanan aba, para ve hayatlar bir dnn. Aslnda tbbi aratrmaclar da yayn standartlarndaki yetersizlii kabul etmeye baladlar. Hatta epidemiyolog John Ionnidas, "Medicine'de yaynlanm aratrma bulgularnn ou yanltr,"[110] diyecek kadar ileri gitmitir. British Medical Journal'da yakn dnemde yaynlanan bir makaledeyse P deeri eiinin P < 0.001'e evrilmesi gerei ne srlmtr. Bu seviye fizikteki kadar sk olmasa da ek komplikasyonlar dnldnde muhtemelen tp iin uygundur.[111] te yandan parapsikologlarn hayat kurtarmayla ileri yoktur. Onlar daha ok nemli bir kefe dair bir raporun birka ay veya yl aklanmamasnn kimseyi ldrmeyecei bir alanda alan, yani doann temel yaps hakkndaki olgular aa karmaya alan parack fizikileri veya astronomlara benzerler.

85/626

Psiik fenomenlere dair delil iddialar, neredeyse istisnasz olarak, sonularn daha "dnyevi" yollarla aklanmasn devre d brakmaya yetecek lde az istatistiksel hataya sahip olma noktasna yaklaamamtr.[112] Makul istatistiksel anlamllk gsteren bir avu iddiaya gelince bunlarn tmnde de sonularn ikna ediliciliini zedeleyen yntemsel kusurlar vardr. Ayrca bunlarn hibiri istatistiksel anlamllk dzeyinde bamsz olarak tekrarlanamamtr. Tekil deneylerin istatistiksel anlamllk eksikliini aabildiini iddia eden birtakm almalar vardr. Bunlarda birok deneyin sonucunun birletirildii "meta-analiz" adl bir teknik kullanlmtr.[113] Sz konusu yordam son derece tartmaldr.[114] Bildiim kadaryla bilimin hibir alannda meta-analiz teknii kullanlarak yaplm srad keif yoktur. Birden fazla bamsz deneyde bir fenomene dair anlaml bir delil bulunamyorsa, birletirilmi verilerin tmyle matematiksel maniplasyonunun aniden byk bir kefe yol aacan elbette bekleyemeyiz. Parapsikologlarn vardm sonular tartacaklarndan kukum yok. Ama bir olguyu inkar edemezler: Bir fenomeni dorulamaya ynelik yz elli yllk almadan sonra onlar hl sz konusu fenomenin varlna dair bilimsel camiann byk blmnn dikkatini ekecek herhangi bir delil sunmay baaramamlardr. Btn bu abalardan sonra gvenle u sonucu karabiliriz: Bu fenomen ok byk olaslkla yoktur. Baka bir alanda olsayd, bylesine srekli olumsuz sonular tarihi iddialarn oktan skartaya karlmasna yol aard. En azndan unu rahatlkla syleyebiliriz: Psiik deneyler insanlarn, cansz maddenin fiziksel snrlarn aan herhangi bir zel zihin gcne sahip olduklarn gstermekte kullanlamazlar. DUA E YARIYOR MU? Museviliin, Hristiyanln ve slamn Tanrsnn tanmlayc karakteristik zelliklerinden birinin u olduuna inanlr: O inananlarn

86/626

yakarlarna karlk verir, niyaz edenin takvas ve ballna gre duasn kabul ederek (veya ne zaman isterse o zaman) olaylarn doal akna mdahele eder. Her gn edilen milyonlarca duayla birlikte kaytl tarihte milyarlara ulaan dua dnldnde imdiye kadar (sadece anektot dzeyinde kalmayan) nesnel anlamda dorulanabilir pozitif deliller elde edilmi olmalyd! Elbette bir hastann duasnn veya bir hastann yannda edilen duann hastay sakinletirmek veya tansiyonunu drmek trnden tmyle doal, faydal etkileri olabilir. Ancak bu etki en iyi olaslkla ok kktr ve hibir dinsel veya ruhani e iermeyen rahatlama biimlerinden ayrt edilemez.[115] Aslnda, greceimiz gibi, baz veriler bylesi dualarn hastann kaygsn artrabileceini, dolaysyla da zararl olabileceini gstermektedir. Her durumda, duann iyiletirici etkisinin lehine srad delillere itibar edilmesi iin "krlemesine deney" yaplmas, yani ne hastann ne aratrmaclarn kimin iin dua edildiini bilmemesi gerekir. Dua bilimsel snamaya uygun deilmi gibi grnebilir. Bir defa onun maddi olmaktan ziyade "ruhsal" bir fenomen olduu kabul edilir. kincisi, duann kontrol edilmesi zordur. Birisinin dua etmesini nasl durdurabilirsiniz? Ya da denee dnyann baka bir yerinde dua edilmediinden nasl emin olabilirsiniz? Ancak gzlenebilir sonulara sahip her ey bilimsel yollarla snanabilir. Dualarn da yaygn olarak gzlemlenebilir sonular verdiine inanlr. rnein bir dua dierinden stnse, buna ilikin pozitif bir iaret vardr. Bu durum, bu tip dua iin sistematik ve istatistik olarak anlaml bir baar oranyla grlecektir. Birinci blmde dier dinlerin dualar baarsz olurken Katolik dualarnn ie yaradnn zenli bilimsel deneylerle ikna edici ekilde kantlandna dair hipotetik bir rnek sunmutum. Bu olay iin makul bir doal mekanizma dnmek ok zordu. Daha nce belirttiim gibi, kimi ulusal bilim rgtlerinin bildirilerine karn, bilim gzlemlenebilir fenomenler konusunda kendisini

87/626

tamamen maddi nedenlerle snrlamaz. Deneysel veriler halihazrdaki konvansiyonel maddi yollarla aklanamayan sonular veriyorsa, hem drstlk hem has bilimsel tutum bu olgunun kabul edilmesini ve halka aklanmasn gerektirir. Bu fenomeni aklayabilecek herhangi bir maddi mekanizmann bulunup bulunmad konusu daha ileri aratrmalar iin ak braklr. Bu aratrmalara denek ayrlaca ve bunun bilim insanlarn mutlu edecei kesindir. Duann etkileri, zellikle duann hastay iyiletirmek gibi belirli bir konuya odakland durumlarda llebilir. Psiik fenomenlerde grdmz gibi, bilimin duann pozitif iyiletirme deerine sahip olduunu gsterdiini iddia eden birok popler kitap ve makale yaynlanmtr.[116] Ama bu konuda da raporlarn hibirinin ikna edici olmadn gryoruz. Birok zgl rnei Bilim Tanr'y Buldu mu? adl kitabmda inceleyip tarttmdan bunlar burada tekrarlamaya gerek grmyorum.[117] Bugne dek yaynlanm bildiim tm pozitif etki iddialar, birinci blmde listelediim koullardan bir veya birkan yerine getirememektedir. Daha nce vurguladm gibi, bu koullar fizik ve dier tm "kat" bilimlerde ortaya atlan tm srad iddialara uygulanr. Dua almalarna bu kadar ok katlan varken, gerekten nitelikli bir almann gzden kamas pek mmkn deildir. nceki kitabmn baskya giriinden bu yana fiilen konuyu kapatm grnen birtakm nemli sonular yaynland. Bunlarn arasnda zellikle nemli lde dikkat eken bir vaka, uzun dnemden bu yana yerlemi derin dinsel inanlarn deerlendirilmesinde rasyonel bilim kullanmaya kalkldnda ortaya kan bilinen zorluklara dair deerli bir kavray sunmaktadr. Ancak bu vakadan alacamz ders udur: Bilim insanlar ancak ilerini gereince yaptnda, yani kiisel inanlarnn verilerin nesnel analizini bastrmasna izin vermediklerinde onlarn ulatklar sonulara gvenebiliriz. COLUMBIA "MUCZE" ARATIRMASI

88/626

Journal of Reproductive Medicine, 2001 ylnda, yksek saygnla sahip Columbia niversitesi Tp Merkezi tarafndan sunulan bir makale yaynlad. Makalede Hristiyan dua gruplarnca dua edilen ksr kadnlarn dua edilmeyenlere gre iki kat fazla dourganlk kazandklar iddia ediliyordu.[118] Bu durum hemen medyann ilgisini ekti. ABC kanalnn Gnaydn Amerika programnda, kanaln tp editr Timothy Johnson, milyonlarca izleyiciye bu "artc sonular" byk bir hevesle anlatt.[119] Johnson'n o srada bir yandan da Massachusetts Peabody' deki evanjelist Community Covenant Kilisesi'nde papazlk yaptn belirtmek herhalde konuyla ilgisiz bir saptama olmayacaktr. Bu alma aslnda Columbia niversitesi'nde deil, makalenin e yazarlarndan Kwang Cha'nn ynettii Kore'deki bir enstitde yaplmt. 219 kadnlk bir rneklem grubu kendileri iin dua edilen ve dua edilmeyen olmak zere rastgele iki gruba ayrlmt. Dua seanslar ABD, Kanada ve Avustralya'daki Hristiyan dua gruplar tarafndan yrtlrken, aratrmaclar veriler tamamen toplanp klinik sonular kana kadar gizli kalmt. Rapor edilen sonulara gre, dua edilen grupta dllenme oran yzde elliyken dua edilmeyen grupta sadece yzde yirmi altyd. Aradaki farkn istatistiksel anlamll P = 0.0013't. Ayrca tp bebek uygulamalarndaki embriyo transferinde de dua edilen grup yzde 16,3'e karlk yzde 8 gibi olduka yksek bir baar oranna sahipti (P = 0.0005). lk sonu, yukarda nerilen yeni P < 0.001 standardn tam karlayamasa da, bu istatistiksel anlamllk genelde rastladmz deersiz P = 0.05'ten kesinlikle daha iyidir. Eer rapor doruysa, en azndan tekrarlama giriimlerinin hakl bir temeli olacaktr. Ancak sonularn geerlilii zerinde kukular vardr. California niversitesi'nden doumbilimci ve jinekolog klinik profesr Bruce L.

89/626

Flamm'a gre alma protokolnde birok kusur vardr ve alma "anlalmaz ve kafa kartrcdr."[120] rnein dua edenlerden bir grup dorudan hastalar iin dua ederken, ikinci bir grup sadece hastalar iin dua etmekle kalmam, birinci grubun dualarnn kabul iin de dua etmiti. nc bir grupsa sadece, "Tanr'nn iradesi veya arzusu neyse o yerine gelsin" diye dua etmiti. Bu karklklar belki o kadar ciddi deildir ve her halkrda bir "takip almasyla" kolayca dzeltilebilir. Ancak almaya katlanlarla ilgili anlalmas zor ve kafa kartrc baka durumlar da sz konusudur. almann yazarlarndan birisi olan Daniel P. Wirth, hibir tbbi ehliyeti bulunmayan bir avukattr. Ancak Wirth parapsikoloji alannda diploma sahibidir ve parapsikoloji dergilerinde inancn iyiletirici etkisinin belgelenmi delilleri bulunduunu iddia eden eitli makaleler yaynlanmtr.[121] Bu arada konuyla ilgisiz saylabilecek bir meseleyi de ekleyelim: Wirth halen, aralarnda l kimselerin adlarn maddi kazan elde etmek amacyla kullanma da dahil olmak zere bir dizi sahtekrlk suundan dolay hapistedir. Makalenin bayazar olarak balangta, Columbia niversitesi doum ve jinekoloji blmnn o dnemdeki bakan Rogerio Lobo'nun ad bildirilmiti. Ancak aratrmann yaynlanmasndan ksa bir sre sonra Columbia niversitesi'nden bir aklama yapld. Buna gre Profesr Lobo, tamamlanndan alt ila on iki ay sonra Cha tarafndan bilgilendirilene kadar almadan haberdar bile deildi. Lobo bundan sonra adn aratrmadan ekti ve Columbia ile Cha arasndaki ilikiye son verildi. Bununla birlikte makale niversite tarafndan resmen geri ekilmedi bylesi byk bir niversite iin kara bir leke. Ne Columbia niversitesi ne de Journal of Reproductive Medicine bu fiyaskonun lekesinden tamamen arnabilmitir. lgili iddialarn

90/626

tartmal doas baz medya organlarnda yer alm olsa da bunlar ilk aklamada yaplan artc iddialar kadar geni apl bir etki yaratmamtr. "Columbia Mucize Aratrmas" adyla anlan bu eye, Larry Dossey gibi utanmaz ruhsal ifa tevikileri, duann iyiletirici etkisine bilimsel destek salayan "kontroll klinik alma ve hakemli yayn" rnei olarak atfta bulunmaktadr.[122] Gerekten de bu deney ibretlik bir rnektir. Ama neyin rnei? Srad iddialarla ilgili bilimsel aratrmalarn nasl yaplmamas gerektiinin birinci snf bir rnei! DUA GEM DETREBLR M? Dossey, British Medical Journal'da 2001 ylnda yaynlanan bir alma raporundan da ok etkilenmitir. Bu almaya gre, hastalar iin edilen dualar hastalarn hastanede kalma (P = 0.01) ve enfeksiyon srelerini (P = 0.04) azaltmaktadr.[123] Bunu yeterince olaanst bulmadysanz hemen ekleyelim: Dualar aslnda hastalarn hastaneden ayrlmasndan sonra edilmiti. Bu duann gcnn hem gelecee hem gemie uzandn ima etmektedir. Bu arada derginin, ayn yl nermi olduu P < 0.001 standardn uygulamadn da kaydedelim. Bu raporun yazar Dr. Leonard Leibovici'nin okurlarn sonularn ne derece ciddiye almalarn bekledii ak deildir. Daha nce "Deneyciler alternatif tbbn iaretlerinin yanl olduunu tanyabilecek donanma sahip deildir," demi, alternatif (tamamlayc) tptan "saz blblnn yuvasndaki guguk kuu" diye bahsetmiti.[124] Leibovici, raporunu ok ciddiye alan Larry Dossey ve Brian Olshansky'i "guguk kular" olarak gryor olabilir. Bu ikiliye gre, bu sonu "gnmz fizikilerinin sper-sicim teorilerinin tesine"[125] geilerek imdiki evren anlaymzla uzlatrlabilir. Bu iddialar fiziki (ve koyu Hristiyan) Jeffrey P. Bishop ile birlikte 2004 ylnda deerlendirdik. Bizim makalemiz de bu raporlarn yaynland British Medical Journal'da yaynland.[126] ncelikle Dossey

91/626

ve Olshansky'nin "onayc delil" olarak grdkleri bu tp ve parapsikoloji almalarnn hibirinin anlaml olmadna dikkat ektik. Ardndan da modern fiziin nerilen trde "geriye dnk nedensellie" dair hibir fiziksel temel sunmadn gsterdik. Modern fiziin, zellikle de kuantum mekaniinin, mistik iddialar desteklemek iin yanl ekilde kullanlmas zerine ok eyler yazdm.[127] Baz fizik deneylerinin gemi olaylar etkileyen gelecek olaylarn delilleri olarak yorumlanabileceini de ileri srdm.[128] Ama bu sadece kuantum seviyesinde gerekleir. nsan deneyiminin makro dzeyinde geriye dnk nedensellik iin hibir teorik veya deneysel temel yoktur. Ksaca yle diyebiliriz: Duann insan saln (zamanda ileriye veya geriye doru) etkilediine dair ne somut bir veri ne de fiziksel, kimyasal, biyolojik ve nrolojik teori vardr. DUKE ARATIRMASI Bilim Tanr'y Buldu mu? adl kitabmda yer verdiim almalardan ikisi koroner kalp hastalarnn salklarnn dzelmesinde duann etkisiyle ilgiliydi.[129] Aratrmalarda pozitif sonu alnd iddia edilse de aslnda her iki almada da istatistiksel olarak anlaml etkiler elde edilememiti. Ayrca iki almada da baka ciddi kusurlar vard. Bu nedenle onlar rahatlkla bir kenara atmak mmknd. Medyada bolca yer bulan bu iki raporu uygun bir aratrmann tm gerekliliklerini karlyor grnen iyi yrtlm iki deney izledi. Her ikisinde de duann iyiletirici etkisine dair bir delil bulunamad. Duke niversitesi doktorlarnn yrttt yllk bir klinik almada ABD'deki 9 hastanede toplam 748 hasta zerinde efaat duas ve mzik, imgeleme ve dokunma tedavisi gibi dier szde noetik tedavilerin etkileri incelendi. Aralarnda rahip olmayan sradan Hristiyanlarn, Mslmanlarn ve Budist rahiplerin de bulunduu

92/626

dnyann eitli yerlerinden on iki dua grubu kullanld. Hatta dualar Kuds'e e-mail yoluyla gnderildi ve Alama Duvar'na bile asld. Kalp damar tkankl iin anjiyo olmay bekleyen hastalardan bilgisayarla rastgele seilen isimler on iki dua grubuna yolland. Gruplar bu hastalarn tamamen iyilemeleri iin dua etti. Klinik almalar "ifte krleme" yoluyla yapld: Ne hastane personeli ne de hastalar kimin iin dua edildiini bilmiyordu. Lancet dergisinde yaynlanan sonulara gre, dua edilen ve edilmeyen grup arasnda anlaml hibir salk ve iyileme fark grnmedi.[130] Dokunma tedavisinin sonular da olumsuzdu, dier teknikler ise "umut vaat ediciydi." Bu almann "at gzlkl kukucu materyalist ateistler" topluluunca deil, konvansiyonel bilimsel tbba alternatif tedavi yollarn incelemeye ve izlemeye deer bulan dinsel inan sahibi hekimler tarafndan yrtlmesi kaydadeer bir noktadr. ten ie ne bulmay umduklarn gvenle tahmin edebiliriz. lk sonular gelmeye baladnda ok heyecanlanan aratrmann bayazar Mitchell Krucoff 2001 ylnda medyaya u demeci veriyordu: "Tm negatif sonularda, yani almada lmlenen kt sonularda etkileyici azalmalar grdk. Kardiyoloji almalarnda rutin baktmz eyler, lmler, kalp krizleri veya cierlerde su birikmesi gibi tedavi srasnda meydana gelen sonulardr. Dua tedavisine rastgele seilmi grupta, tm komplikasyonlarda yzde 50 ve byk apl komplikasyonlarda yzde 100 azalma grld."[131] Ama verilerin anlamll arttka durum tersine dnd. Makaleye imza attndan, Krucoff u an iin yaynlanan sonucu kabul etmi grnmektedir: Duann hibir etkisi gzlenmemitir. Lancet makalesinin eyazarlarndan birisi de, Krucoff ve dier eyazarlarn katlmc olduu Duke niversitesi'ndeki Maneviyat, Teoloji ve Salk Merkezi'nin yneticisi, inan ve tedavi zerine bir dzineyi aan

93/626

kitap yazm Harold Koenig'di.[132] Hi kuku yok ki inan sahibi Koenig'e hibir ey duann doast iyiletirme gcne dair delilleri duyurmaktan daha byk haz veremezdi. Ancak Koenig, ayn zamanda verilerle desteklenmedii srece byle bir duyuruya kalkmayacak lde drst ve ehliyetli bir biliminsandr. Kendisiyle yaptm uzun grmeler sonunda, kapsaml deneylerden kan sonu hakknda aramzda ok az gr ayrl olduunu grdk: Duann ve dier dinsel pratiklerin salad dnlen her trl olumlu etki aslnda tek bana fiziksel sreler uyarnca aklanabilir. Koenig ayrca duann gemie dnk etkisi iddialarna ilikin Bishop'la birlikte sunduumuz rtmeye de katlyordu. STEP PROJES Bu konuyla ilgili belki de en belirleyici alma, Harvard ve Mayo Clinic'in de aralarnda bulunduu alt byk kurumun ibirliiyle Harvardl profesr Herbert Benson bakanlnda yrtlen dev STEP (efaat Duasnn yiletirici Etkilerinin Aratrlmas) projesidir.[133] Neredeyse on yl sren bu alma, koroner arter bypass ameliyatlarndan (CABG) nceki geceden balamak zere on drt gn boyunca kendileri iin dua edilen 1802 hastay kapsamtr. Hastalar rastgele ve krlemesine gruba ayrlmt. Birinci grupta yer alan 604 hastaya kendileri iin "dua edilebilir de edilmeyebilir de" bilgisi verildikten sonra dua edildi; ikinci gruptaki 597 hastaya kendileri iin "dua edilebilir de edilmeyebilir de" bilgisi verildikten sonra dua edilmedi;nc gruptaki 601 hastaya ise kendileri iin kesinlikle dua edilecei bildirildikten sonra dua edildi. Doktorlarn hibiri ilk iki gruptan hangisine dua edildiini bilmiyorlard. Dua ilemlerini iki Katolik ve bir Protestan grup stlendi. Aratrmaclarn aklna iyi eyler dnen bir grup ateisti ie katmak gelmemiti anlalan.

94/626

Yaynlanan sonularda grlen udur: Kendileri iin dua edilip edilmeyeceinden emin olmayan iki gruptan dua edilenlerde yzde 52 (315/604) edilmeyenlerde yzde 51 (304/597) komplikasyon kt; kendileri iin dua edildiini bilenlerde yzde 59 (352/601) komplikasyon karken kendileri iin dua edilen ama bundan emin olmayanlardaki komplikasyon oran yzde 52'ydi. Otuz gnlk lm oranlar ve dier ana olaylar her grupta da benzerdi. Yazarlar duann CABG'den sonraki komplikasyonsuz iyileme zerinde hibir etkisinin bulunmad, ama kendisi iin dua edildiini kesin olarak bilmenin komplikasyonlardaki artla ilintilendirilebilecei sonucuna vardlar. Bu ikinci etki aratrmaclar artmt; onlara gre, bu hastalar durumlarnn kendileri iin dua edilmesini gerektirecek kadar umutsuz olduunu dnerek daha fazla endielenmi olabilirlerdi. Hi kimse tutup Tanr'nn kastl olarak aratrmaclarn beklentilerine kstek olduunu sylemedi. Aslnda ben bu ikinci etkinin anlaml olmadn dnyorum. Aratrmaclar arasnda, almann Mayo Clinic blmndeki baaratrmac olan Katolik rahibi Peder Dean Marek ve dier inanllar vard. 2,5 milyon dolarlk ana denei, dinle bilim arasnda balant arayan John Templeton Vakf salamt. Bu yzden olumsuz sonular iin almaya dahil edilmeyen kukucularn sulanmas mmkn deildi. Peder Marek ve dier aratrmaclar dualarn neden ie yaramadn teolojik bir balamda aklamaya alsalar da verileri kabul edip dualarn bu deneyde ie yaramadn itiraf ederek vgye deer bir tutum sergilediler. "Psiik" terimiyle etiketlenen zel zihin glerinin durumunda olduu gibi, duann doast glerine dair almalarda da imdiye kadar ikna edici hibir sonuca ulalamamtr. Dualar Yahudilerin, Hristiyanlarn ve Mslmanlarn kabul ettii kadar nemli olsayd olumlu etkilerinin bariz ve llebilir olmas gerekirdi. Ama yle

95/626

deiller. Bilimsel delillere gre dualara anlaml, gzlemlenebilir bir yolla cevap veren bir Tanr varm gibi grnmyor. LMSZLK nananlarn hepsi iin deilse bile birou iin dinin en ekici yan ebedi yaam vaadidir. Aziz Paul, "Mesih dirilmemise, bizim vaazmz da sizin imannz da botur," demitir.[134] Filozof Corliss Lamont, The Illusion of Immortality [lmszlk Yanlsamas][135] adl klasik almasnda lmszlk konusunu teolojik ve felsefi boyutlarndan bilimsel ve toplumsal boyutlarna kadar her ynyle incelemiti. Lamont incelemesinde, Hristiyanlkta ve dier dinlerde vaaz edilen lmszln kesin doasnn, alar boyu sunulan farkl birok reti gz nne alndnda, belirsiz kaldna dikkat eker. Sorunun bir ksmn daha nce beyin konusundaki tartmamzdan hatrlayacaksnz. lmden sonra yaayan nedir? Nrolojik ve tbbi deliller gl bir ekilde anlarmzn, duygularmzn, dncelerimizin, hatta bizzat kiiliklerimizin beynin fiziksel paracklarnda yer aldn, veya daha kesin sylersek, bu paracklarn etkileme tarzlarnn sonucu olduuna iaret etmektedir. Bu da unu gsterir gibidir: Beyinlerimiz ldnde biz de lyoruz. Katolik Kilisesi'nin tarihinde bedenin btnyle diriltilecei retilmitir. kinci yzylda benimsenmi ve hl okunan Havarilerin Akidesi bedenin dirileceini syler. On altnc yzylda toplanan Trent Konseyi, "tamamyla ayn bedenin" "bozulmam halde" yeniden toplanacan bildirmitir. Aziz Augustine'e gre, "bedenlerimiz, btnl ne kadar bozulmu olursa olsun, yeniden tam olarak birletirilecektir."[136] Bu reti, zihnin fiziksel doaya sahip olduunun kabul edilmesiyle ortaya kacak tm itirazlar karlar gibi grnyor. Tanr'nn yapt

96/626

basite bizi (beyni ve dier eyleri) yeniden bir araya toplamaktr ve kiiliklerimiz beyindedir. Muhtemelen cennette hepimiz on sekizimizde grneceiz, ama bu bedenlerle ayn yata beyine sahip olmay bekleyemeyiz. Tanr korusun! Herhalde ldmz zamanki beynimiz geri verilecektir. Bylece anlarmzn hepsi yerli yerinde olsun. Peki, ya Alzheimer hastalna yakalanmken lmsek? Bu onaylanamaz (en azndan bu hayatta onaylanamaz) speklasyonlarn daha fazla stnde durmaya gerek yok. Bilimsel soru udur: lmden sonraki yaama dair bir delil var m? ESP ve zihnin dier ne srlen sper glerinde olduu gibi, yllar yl ortaya atlan onca iddiaya ramen te dnyayla szde balantlarn hibiri bilimsel olarak dorulanamamtr. Ama zel gler sorununda olduu gibi, byle bir balantnn kontroll bilimsel deneylerle dorulanmasnn gerekli koullarn biliyoruz. llerle konuabilme gcne sahip olduklarn iddia eden medyumlar veya psiikler vakasn ele alalm. Bu ruhlarn derin bir bilgi deposuna eriebilecei kesindir; onlarn yapaca bu depodan bilimin henz bilmedii, medyumun aklnda bulunmayan gzlemlenebilir bir fenomeni dar ekmektir. rnein, bir medyumun mterisine l annesiyle konutuunu ve annesinin uzun sredir kayp nian yzn frnn arkasnda bulunduunu bildirdiini sylediini farz edelim. Yzk sahiden oradaysa, bu olay bir mucize gibi grnecektir. Ancak bu sonucun srad lmden sonra yaamn var olduuna ve psiiin llerle iletiim kurabildiine ilikin hipotezlerinin onaylanmas olduunu kabul etmeden nce, dier olas tm sradan aklamalar elemek gerekir. rnein, medyum daha nce mterinin evini ziyaret etmi, onun bulak ykarken parmandan karp evyenin kenarna koyduu yz grm ve onu aktrmadan frnn arkasna itivermi olabilir (Evet, psiiklerin hile yapt bilinen bir gerektir). Bu ve benzeri olaslklar ncelikle incelenip elenmelidir. Ama gereince

97/626

tasarlanrsa, ilke olarak lmszl kantlayan deneyler yapmak mmkndr. Olmas gereken tek ey psiiin te dnyadaki balantsndan nceden bilmesinin mmkn olmad bir bilgi almasdr - sz gelimi, gelecekte Los Angeles kentini yerle bir edecek depremin kesin tarihinin bilgisini . lm sonras yaam olduu iddiasna delil olarak gsterilen bir dier fenomense lme yakn deneyimlerdir (NDE). lme ok yaklap daha sonra kurtulan insanlar sklkla sonunda k bulunan bir tnel ve kendilerini a aran birilerini grdklerini bildirmiler. Aslnda bu kiilerde beyin lm gereklemediinden, onlarn lmden dndkleri sylenemez. Ancak burada iddia edilen, bu kiilerin tnelin ucunda teki dnyann iaretini grdkleridir. lme yakn deneyimlerle ilgili deneylere dair kapsaml bir eletiriyi Bilim Tanr'y Buldu mu? adl kitabmda sunmutum.[137] Bu deneylerin hibiri lm sonras yaama dair bir delil oluturmazlar. Ayrca ayn konuda Susan Blackmore'un kitabna da baklabilir.[138] Mark Fox, Religion, Spirituality, and the Near-Death Experience adl, lme yakn deneyimlere dair dengeli bir deerlendirme sunduu kitabnda u sonuca varyor: "unu ak seik sylemek gerekiyor: lme yakn deneyimler' teriminin kndan yirmi be yl sonra byle bir deneyimde bir eyin bedeni terk edip etmediinin kukuya mahal brakmayacak ekilde belirlenmesi gerekirdi. Bugn itibaryla ve aksi iddialara karn, hibir aratrmac byle bir kesinlemede bulunmay kuku gtrmeyecek ekilde salayacak bir delil bulamamtr."[139] Ksacas neredeyse evrensel olarak arzulanan lmsz ve gayri maddi ruha dair ikna edici bilimsel deliller bulmaya ynelik yzyl akn sreye yaylan baarsz giriimlerden sonra unu syleyebiliriz: Grnd kadaryla bize byle bir armaan veren bir Tanr ok byk olaslkla yoktur.

98/626

MODERN RUH TEOLOJLER ada teologlar biyoloji ve sinirbilim alanndaki bilimsel gelimelerin ruh ve insan doas hakkndaki geleneksel inanlarn altn oyduunun tamamyla farkndalar. Teolog Nancey Murphy'nin szleriyle: "Bilim, yaam ve bilinci aklamak iin ruh veya zihin gibi kendiliklerin varln varsaymamza gerek olmadna iaret eden muazzam miktarda delil ortaya koymutur."[140] Murphy Kartezyen ikiciliin artk srdrlemez olmasn ciddi bir teolojik sorun olarak grr. Bunda kesinlikle hakldr. Bununla birlikte, geriye kalan tek seenein Hristiyan retisiyle badamadna inand (bilimsel bir nedeni yok) "indirgemeci maddecilik" olduunu kabul etmeye yanamaz. Bunun yerine dier teologlarla birlikte indirgemeci olmayan fizikalizm adn verdii eyi nerir. Bu gre gre, "Kii, toplumdaki ve Tanr'yla ilikisindeki karmak ilevlerinin ahlakilik ve ruhanilik gibi daha yksek' insan kapasitelerini dourduu fiziksel bir organizmadr."[141] Karmak sistemlerin bilgisayar simlasyonlar Murphy ve dierlerine indirgemeci maddecilie kar teolojik ierimlere sahip bir alternatif bulduklarn dndrecek bir zellii ortaya karmtr. Bu simulasyonlar bir btn olarak sistemlerin paralarnda bulunmayan beklenmedik zelliklere sahip olduklarn aa karmtr. Bu zellie "zuhur etme" ad verildi ve bunun yeni bir btncl gereklie -yani, btnn paralarnn toplamndan daha byk olduuna- tanklk ettii sylendi. Psikolog Warren S. Brown nrokognitif sistemin "daha aa yetilere" indirgenemeyecek bu trden "zuhur eden" ilevleri bulunduunu ne srer, ama sistemin bu aa yetiler olmadan var olamayacan da kabul eder. Dahas, hibir delile dayanmadan, insann bilisel sisteminin bu aa yetiler zerinde "aaya doru nedensel etkide" bulunduunu iddia eder.[142] Brown'a gre, zuhur eden

99/626

"kiileraras balantllk" kavram Hristiyan ruh deneyimine tekabl eder.[143] Zuhur edene ruh denilebilse bile, o hl tamamen maddi bir srecin rndr. Hibir doast ie karmadndan burada Tanr gereksiz bir bileendir. Suyun slakl H20 molekllerinin "zuhur eden" bir zelliidir, ama bu slaklk denilen gayri maddi bir eyin varln gerektirmez. nsanlarn ve hayvanlarn zihinsel sreleri, iin iinde bir ruh veya baka bir gayri maddi bileen olmad takdirde nasl grnmesi bekleniyorsa tam da yle grnmektedir. Yukarda tartld gibi, fiziksel sreler birtakm yeni "btnc" ilkelere gerek duyan iyi bilinen fizik yasalaryla paralarnn yerel etkileimlerine indirgenemeyecek hibir zellik sergilemezler. Bu zellikler tpk kayann sertlii ve suyun slaklnda olduu gibi ayn indirgenebilir fizikten karlar. Her durumda, ister indirgenebilir olsun ister olmasn, katksz fiziksel olan beyin ve bedenin "zuhur eden" zellikleri lmden sonra varlklarn srdrmezler. ndirgemeci olmayan fizikalist ruh lmsz bir gayri maddi ruh deildir lml bir gayri maddi ruh bile deildir. Bir kez daha grnen udur: Tektanrl dinlerin kendisine atfettii sfatlara sahip olan, insanlar lmsz gayri maddi ruhlarla donatan bir Tanr yoktur.[144]

4 KOZMK DELL
Maddenin yegane yasalar zihinlerimiz tarafndan imal edilenlerdir ve zihnin yegne yasalar onun iin madde tarafndan imal edilir. James Clerk Maxwell MUCZELER Museviliin, Hristiyanln ve slamn yaratc Tanrsna ilikin delil araymzda Dnya'dan ayrlp kozmosa bir bakalm. Modern bilimsel perspektiften bakldnda, doast yaratl hipotezinin deneysel ve teorik ierimleri nelerdir? Evrenin (1) bir kkeni/balangc bulunduuna ve (2) bu kkenin/balangcn doal yoldan oluamayacana dair deliller aramamz gerekiyor. Evreni varla getirmek iin bir mucizenin gerektiine ilikin dorudan deneysel bir onay doast yaratln bir iareti olacaktr. Yani kozmolojik veriler, ya yerleik doa yasalarnn bir veya daha fazla kez ihlal edildiine ya da bu verileri betimlemek iin gelitirilmi modellerin tamamen doal veya maddi terimlerle anlalamayan ve muhtemelen hi anlalamayacak nedensel bir bileen ierdiine ilikin bir delil sunmaldr. mdi, filozof David Hume'un yzyllarca nce iaret ettii gibi, mucize kavramnn kendisi sorunludur. Olas tip mucizeden sz edilebilir: (1) Yerleik doa kanunlarn ihlal edenler, (2) aklanamayan olaylar ve (3) ok dk olaslkl rastlantlar. Son ikisinde de genel geer bilgiyle bir uzlamazlk sz konusu olduundan aslnda onlar da ilkine dahil edilebilirler. nceki blmlerde insan zihninin doast glerinin varln onayabilecek gzlemlere rnekler vermitim. Maddi yoldan aklama beklentilerine meydan okuyan kozmik olaylar kolayca tahayyl

101/626

edebiliriz. Varsayalm ki gne sisteminde birdenbire bir gezegen ortaya kt. Bylesi bir gzlem enerjinin korunumu yasasn ihlal edecek ve akla yatkn bir biimde doast bir olay snfna sokulacaktr. Bilim insanlar herhangi bir srad olayla karlatklarnda onu aklayacak doal bir mekanizma bulmak iin ellerinden geleni yaparlar. Sradan insanlar ise "bilim her eyi bilemez" dncesine dayanarak doast bir mekanizmann olabileceine inanma eilimi gsterirler. Ancak bilim, ou insann sandndan ok daha fazlasn bilmektedir. "Bilimsel devrimler" veya "paradigma deiimleri" sylemlerine ramen bugnk temel fizik z itibaryla Newton'un dnemindekiyle ayndr. Elbette bu yasalar, zellikle yirminci yzyldaki grelilik ve kuantum mekanii gelimelerinden bu yana geniletilmi ve yeniden gzden geirilmitir. Ama modern fizie aina herkes belli temellerin, zellikle enerjinin ve ivmenin korunumu gibi byk ilkelerin drt yz yldr deimediini kabul edecektir.[145] Korunum ilkeleri ve Newton'un hareket yasalar grelilik ve kuantum mekaniinde de grlmektedirler. Newton'un yerekimi yasas halen uzay aralarnn yrngelerinin hesaplanmasnda kullanlmaktadr. Enerjinin korunumu ve dier temel yasalarn gzlemlenebilen en uzak galaksilerde ve kozmik mikrodalga arkaplannda varlklarn srdrmeleri, bu yasalarn on milyar yldan daha uzun sreden beri geerli olduunu gstermektedir. Bu yasalardan birinin nemsiz lde ksa insan yaam sresince ihlal edildiinin gzlemlenmesi elbette mucize saylacaktr. Teolog Richard Swinburne'e gre mucize, bir doa yasasnn tekrarlanamaz bir istisnas olarak tanmlanabilir.[146] Yasay daima istisnay ierecek ekilde yeniden tanmlamak mmkn olsa da bunun keyfi bir ilem olaca aktr. Yasalar, tekrarlanabilir olaylar betimlerler.

102/626

yleyse kendilerini hibir yasal rnt iinde tekrarlamayan, iyi tesis edilmi yasalarn ihlallerine ilikin deliller aramak durumundayz. Hi kuku yok ki, Tanr, eer varsa, istedii mucizeyi istedii kadar tekrarlayabilme gcne sahiptir. Ancak gizemli, tekrarlanmayan bir olay byk olaslkla gizemli kalmaya devam ederken, tekrarlanan olaylar sonunda doal bir betimlemeye varabilecek daha ok bilgi sunarlar. Tanr hipotezine, kukunun salad tm yararlardan istifade ederek imdilik olumlu yaklaalm ve aklanamaz olaylarla olasl dk rastlantlar bireysel temelde incelerken bunlarn mucize kkenli olabilecei ihtimalini ak brakalm. Eer mucizeyi en gevek tanmyla aldmzda bile bunlarn hibiri gzlemlenmezse, o zaman bu durum bize mucizevi olaylar yneten bir Tanr'nn varlna kar kmak iin gl bir destek salayacaktr. imdi ele alacamz soru udur: Kozmosa ilikin gzlemlerimizde mucizev bir yaratla dair deliller bulabilir miyiz? MADDENN YARATILMASI Yirminci yzyln balarna kadar, evrenin oluumu iin bir veya daha fazla mucizenin gerekli olduuna dair gl belirtiler vard. u anda evrende byk miktarda madde bulunuyor ve madde ktle olarak tanmladmz fiziksel byklkle karakterize ediliyor. Yirminci yzyldan nce maddenin ne yaratlabileceine ne yok edilebileceine, sadece bir trden baka bir tre dntrlebileceine inanlyordu. Bu nedenle maddenin varl, yaratl annda bir kereliine maddenin korunumu yasasnn ihlalini gerektiren bir mucize gibi grnyordu. Ancak Albert Einstein, 1905'te yaymlad zel grelilik teorisiyle maddenin enerjiden yaratlabileceini ve enerjiye dnerek yok olabileceini gsterdi. Bilim yazarlarnn "Einstein'in nl denklemi" dedii E = mc2, bir cismin ktlesi m ile edeer duraan hal enerjisi E'yi ilikilendirir. Buradaki c ise evrensel bir sabit olan n

103/626

vakumdaki hzdr. Bu eitlie gre duraan haldeki bir cisim enerji tamaya devam eder. Bir cisim hareket ettiinde, kinetik enerji denilen ek bir hareket enerjisi tar. Kimyasal ve nkleer etkileimlerde kinetik enerji duraan enerjiye dntrlebilir ki bu ktle retmeye edeerdir.[147] Bunun tersi de gerekleir; ktle veya duraan hal enerjisi kinetik enerjiye dntrlebilir. Bu ekilde kimyasal ve nkleer etkileimler kinetik enerji oluturabilir ve bu enerji daha sonra motorlar altrmakta veya bir eyleri havaya uurmakta kullanlabilir. Yani evrende ktlenin varl hibir doa yasasn ihlal etmez. Ktle enerjiden gelebilir. Ama o zaman enerji nereden gelir? Ayn zamanda termodinamiin birinci yasas olarak da bilinen enerjinin korunumu yasasna gre enerjinin bir yerlerden gelmesi gerekir. Prensip olarak yaratl hipotezi, 13,7 milyar yl nce byk patlamann balangcnda enerji korunumunun ihlal edildiine dair dorudan gzlemle veya teorik gereklilikle dorulanabilirdi. Ama ne gzlemler ne de teori durumun byle olduuna iaret etmiyor. Birinci yasa, kapal bir sistemde toplam sabit kalmak kouluyla enerjinin bir trden dierine dnebilmesine izin veriyor. Dikkat ekici bir ekilde, evrenin toplam enerjisinin sfr olduu grlmektedir. nl kozmolog Stephen Hawking'in 1988 tarihli Zamann Ksa Tarihi adl oksatar kitabnda dedii gibi, "Uzayda yaklak olarak tekdze olan bir evren bulunmas durumunda, negatif ktle ekim enerjisi ve madde ile temsil edilen pozitif enerjinin bir birlerini tamamen gtrdkleri gsterilebilir. Yani evrenin toplam enerjisi sfrdr."[148] Daha zgl olmak gerekirse, kk lm hatalar iinde, evrenin ortalama enerji younluu tam da (ufak bir kuantum belirsizlii iinde) sfr enerji konumundan oluan bir evrende olmas gerekene eittir.[149] Evrenin ilk saniyesinin ok ufak bir blmnde stel bir genileme srecinden getiini syleyen byk patlama teorisinin modern

104/626

uzants ime teorisine gre, pozitif ve negatif enerjiler arasnda yakn bir denge olmas gerektii ngrlyor.[150] ime teorisi son zamanlarda, yanl olduunu ispatlayabilecek dzeyde zorlayc baz gzlemsel testlere girdi. u ana kadar tm testlerden baaryla geti. Ksaca, evrendeki madde ve enerjinin varl, varsaylan yaratl annda enerji korunumunun ihlal edilmesini gerektirmemektedir. Aslnda veriler, bu tip bir mucizenin meydana gelmedii hipotezini kuvvetli ekilde desteklemektedir. Eer bu tip bir mucizeyi, yaratc hipotezinin ngrs olarak kabul edersek, o zaman bu ngrnn onaylanmadn syleyebiliriz. Ayrca bu rnek, bilimin Tanr hakknda syleyecek hibir sz olmad ynndeki savn bir kez daha rtlmesine de yaramaktadr. lm sonularmza gre evrenin ktle younluunun, sfr enerji konumundan balayan bir evreninkiyle tam olarak eit deerde olmadn varsayn. Bu durumda, evrenin olumas iin bir mucizenin, yani enerjinin korunumu yasasnn ihlal edilmesinin gerekli olduu sonucuna varmak iin makul, bilimsel nedenlerimiz olurdu. Her ne kadar bu, herkesi tatmin edecek dzeyde bir yaratcnn varln ispatlayacak olmasa da, kesinlikle yaratcnn varlnn lehine kuvvetli bir iaret olurdu. DZENN YARATILMASI Yaratc hipotezinin bir baka ngrs daha elimizdeki veriler tarafndan onaylanma konusunda baarsz oluyor. Eer evren yaratlm olsayd, evrenin yaratl annda yaratc tarafndan verilmi bir miktar dzene Byk Tasarmc tarafndan bu noktada devreye sokulan tasarma sahip olmas gerekirdi. Bu beklenti genellikle termodinamiin ikinci yasas uyarnca ifade edilir. Buna gre kapal bir sistemin toplam entropisi veya dzensizlii zaman ilerledike ya sabit kalmaldr ya da artmaldr. Eer evren bugn iin kapal bir sistemse, bu

105/626

her zaman iin byle olamaz gibi grnyordu. Dzenin evrene gemite bir noktada darndan verilmi olmas gerekirdi. 1929 ncesinde bu, mucizev bir yaratl iin gl bir argmand. Fakat bu ylda astronom Edwin Hubble galaksilerin yaklak olarak birbirlerinden uzaklklaryla orantl bir hzlarda birbirlerinden uzaklatklarn duyurdu. Bu gzlem evrenin genilediine iaret ediyordu. Bu byk patlama iin ilk delili salad. Bizim amalarmz asndan nemli olan nokta udur: Genileyen bir evren tamamen kaos iinde balayp, ikinci yasayla tutarl yerellemi dzen oluturabilir. Bunu grmenin en basit yollarndan biri "ev ii" rneidir. Evinizi her temizlediinizde topladnz pislii pencerenizden baheye attnz dnn. En sonunda baheniz ple dolacaktr. Fakat uygun bir tedbir alarak bu ii srdrebilirsiniz. Sadece evinizin etrafnda yeni alanlar satn alarak pleri atacak daha fazla alana sahip olabilirsiniz. Bylece evrenin geri kalannda dzensizlii artrmak pahasna evinizde yerellemi dzen oluturabilirsiniz. Benzer ekilde, evrenin belli blmleri, dzenleme sreci srasnda retilen p veya entropinin (bunu dzenlenen sistemden karlan dzensizlik olarak dnn) devaml genileyen ve o blgeyi evreleyen alana salmasyla daha dzenli hale gelebilir. ekil 4.1'de gsterildii gibi, evrenin toplam entropisi ikinci yasann gerektirdii ekilde, evren geniledike artar.[151] Ancak evrenin sahip olabilecei maksimum entropi daha da hzl artarak dzenin oluabilmesi iin daha fazla bo alan olumasn salar. Bunun nedeni belli bir yarap olan bir krenin (evreni bir kre gibi dnyoruz) maksimum entropisinin ayn yaraptaki bir karadeliin entropisine eit olmasdr. Genileyen evren bir karadelik olmadna gre entropisi maksimum entropiden daha dktr. Dolaysyla, zaman ilerledike btnde daha dzensiz hale gelse de, genileyen evrenimiz maksimal dzensizlikte deildir. Ama bir zamanlar yleydi.

106/626

ekil 4.1. Evrenin toplam entropisi ve evrenin apnn bir fonksiyonu olarak maksimum entropi... Balangta, Planck zamannda, eit olmalar evrenin tam kaostan baladn gsterir. Ancak evren genletiinden, maksimum entropinin toplam entropiden daha hzla artmasnn yaratt fark termodinamiin ikinci yasas ihlal edilmeden dzenin olumasn mmkn klar. Genilemeyi 13,7 milyar yl nceye, tanmlanabilir en erken na, Planck zaman olan 6.4 x 10-44 saniyeye geri ektiimizi dnelim. Burada evren ilemsel olarak tanmlanabilir mmkn en kk hacme sahiptir, yarap Planck uzunluu (1.6 x 10-35 metre) olan bir kre, yani Planck kresi. Termodinamiin ikinci yasasndan beklenecei gibi, evren o anda imdikinden dk entropiye sahip olacaktr. Ancak o entropi bu kklkte bir nesnenin sahip olabilecei en byk deer kadar yksekti; nk Planck boyutlarndaki bir kre bir karadelie eittir. Bu daha detayl aklama gerektiriyor. Evrenin balangcndaki entropisinin maksimal olduunu ve o andan itibaren devaml olarak arttn sylyor gibi grnyorum. Aslnda tam da sylediim bu.

107/626

Evrenin balangcndaki entropisi o byklkte bir nesnenin sahip olabilecei maksimal deer kadar yksekti nk evren iinden hibir bilginin karlamayaca bir karadelie edeerdi. Bugn iin entropi daha yksek ama maksimal deil; yani evrenin boyutlarndaki bir cismin sahip olabilecei kadar yksek deil. Evren artk bir karadelik deil. Burada bu aklamay yaptmda bana itiraz eden fizikilere de yant vermem gerekiyor. Onlar hakl olarak u anda elimizde Planck zamanndan nceki fizii betimlemek iin kullanabileceimiz bir kuantum ktle ekim teorisinin bulunmadna iaret ediyorlar. Ben Einstein'n zaman saat kadrannzda grdnzdr eklindeki ilemsel zaman tanm benimsedim. Planck zamanndan daha ksa bir zaman araln lmek iin bu lm Planck uzunluundan daha kk bir blgede yapmak gerekir. Bu da, Planck zamannn k hzyla arpmna eittir. Kuantum mekaniinin ilkelerinden biri olan Heisenberg kesinsizlik ilkesine gre byle bir blge, iinden hibir bilginin karlamayaca bir karadelik olacaktr. Bu da Planck zamanndan daha kk bir zaman aralnn tanmlanamayaca anlamna gelir.[152] imdiki zaman dnn. Plank zamanndan daha ksa zaman aralklarna uygulamaya kalkmadmz srece yerleik fizii "imdi"ye ve az nce ve sonrasna uygulamakta hibir tereddtmz yoktur. Esas olarak zaman, tanm gerei, bir birimin Planck zamanna eit olduu birimlerin toplam says olarak saylr. Matematiksel fiziimizde zaman, cebirde yaptmz gibi, srekli bir deiken sayabiliriz nk birimler pratikte ltmz herhangi bir eye gre ok kktr. Esas olarak denklemlerimizi, iinde zamann llemez, dolaysyla tanmlanamaz olduu Planck aralklar vastasyla ddeerleyebiliriz. Bunu "imdi"de yapabiliyorsak, byk patlamann balangcn betimlememize balamamz gereken yerde, en erken Planck aralnn sonunda da yapabiliriz.

108/626

Ekstrapolasyonla sonraki zamanlardan evrenin bu ilk anlarna gittiimizde entropinin maksimal olduunu gryoruz. Bu durumda tam bir dzensizlik vard; hibir yap mevcut olamazd. Bundan kan sonuca gre evren hibir yapyla balamad. Bugn ise entropisinin artk maksimal olmad olgusuyla tutarl bir yapya sahiptir. Ksaca, bugn iin en iyi kozmolojik anlaymza gre evrenimiz tasarlanm (veya baka trl) hibir yap veya organizasyonla balamamtr. Evrenin balangc bir kaos durumuydu. Bu durumda u sonuca ulamak zorundayz: imdi gzlemlediimiz karmak dzen szde yaratl annda evrene dardan yerletirilmi bir ilk tasarmn sonucu olamaz. Evren, byk patlama ncesinde olanlarla ilgili hibir kayt barndrmamaktadr. Yaratc, eer var olduysa bile, hibir iz brakmad. Bu nedenle aslnda hi var olmam da olabilir. Bir kez daha elimizde, baka trl kabilecek ve bu durumda bir yaratc iin kuvvetli bir bilimsel delil oluturacak bir sonu var. Evren genilemeseydi ve Kutsal Kitap'ta tarif edildii gibi bir "gkkubbe" olsayd, termodinamiin ikinci yasasna gre evrenin gemiteki entropisinin izin verilen maksimum deerinden dk olmas gerekecekti. Bu durumda eer evrenin bir balangc varsa, bu balang mutlaka dardan empoze edilmi bir yksek dzen olacakt. Evren sonsuz gemie uzansayd bile, bu ynde devaml artan dzeninin kayna doal betimlemeye kar kacakt. BALANGI VE NEDEN Byk patlamann deneysel gereklii baz teistlerin bunun kendi bana bir yaratcnn varln kantladn iddia etmelerine neden oldu. 1951'de Papa XII. Pius Papalk Akademisi'nde yle dedi: "Yaratl zaman iinde gerekleti, bu nedenle bir Yaratc vardr ve bu yzden de Tanr vardr."[153] Byk patlama fikrini ilk neren

109/626

astronom/rahip Georges-Henri Lematre, papaya bu aklamasnn "mutlak" olmamas eklinde bilgece bir tavsiyede bulundu. Hristiyan apolojist William Lane Craig, evrenin bir balangc olmas gerektiini ve bu balangcn da kiisel bir yaratcya iaret ettiini kantladn iddia ettii bir dizi sofistike argman ileri srmtr.[154] Bunlardan biri, 1916'da Einstein tarafndan yaynlanm ve o zamandan itibaren birok zorlu deneysel testten gemi modern ktle ekim teorisi genel greliliine dayanmaktadr.[155] 1970 ylnda kozmolog Stephen Hawking ve matematiki Roger Penrose, daha nce Penrose tarafndan tretilmi bir teoremi kullanarak byk patlamann balangcnda bir tekilliin var olduunu"ispatladlar."[156] Genel grelilik ekstrapolasyonla sfr zamanna doru geri ekildiinde evrenin younluu ve ktle ekimsel alan devaml artar. Evrenin bykl sfra doru giderken younluk ve ktle ekimsel alan, en azndan genel greliliin matematiine gre, sonsuza gider. Craig, bu noktada zamann durmas gerektiini ve bylece bu andan daha nceki bir zamann var olamayacan iddia eder. Ancak Hawking daha sonra kendi ispatn reddetti. oksatar kitab Zamann Ksa Tarihi'nde, "Evrenin balangcnda gerekte bir tekillik yoktu," demitir.[157] Penrose'un da hemfikir olduu bu dzeltilmi sonu, Einstein'n grelilik teorilerinin ortaya kmasndan sonraki yllarda gelitirilmi olan atomik sreler teorisine, yani kuantum mekaniine dayanmaktadr. Bugn byk hassasiyetle dorulanm olan kuantum mekanii bize genel greliliin, en azndan bugnk formlasyonuyla, daha nce bahsettiimiz Planck zamanndan ksa sreler ve Planck uzunluundan ksa mesafeler iin geersiz kalacan sylemektedir. Buradan kan sonu udur: Genel grelilik, Planck zamanndan nce bir tekillik olduunu gstermek iin kullanlamaz ve

110/626

Craig'in zamann bir balangc olduunu gstermek iin tekillik teoremini kullanmas geersizdir. Craig ve dier teistler bununla ilgili baka bir iddiada daha bulunuyorlar: "Evrenin bir noktada mutlaka bir balangc olmaldr, nk eer evren sonsuz yata olsayd bugne ulamas iin sonsuz zamandan gemi olmas gerekirdi." Ancak filozof Keith Parsons'n iaret ettii gibi, "Evrenin sonsuz yanda olduunu sylemek balangc olmadn sylemek demektir sonsuz zaman nce bir balangca sahip olduunu deil."[158] Sonsuzluk, on dokuzuncu yzyl sonlarnda matematiki Georg Cantor'un almalarnda kesin ekilde formle edilmi soyut bir matematiksel kavramdr. Fakat sonsuzluk simgesi "" fizikte "ok byk bir say" iin ksaltma olarak kullanlr. Fizik, saymaktr. Fizikte zaman, basite bir saatin tiktaklarnn saymdr. leriye doru sayabildiiniz gibi geriye doru da sayabilirsiniz. leriye doru sayarak ok byk bir pozitif sayya ulaabilirsiniz ama asla matematiksel olarak pozitif sonsuz sayya ulaamazsnz ve zaman "hibir zaman sona ermez." Geriye doru sayarak ok byk bir negatif sayya ulaabilirsiniz ama asla matematiksel olarak negatif sonsuz sayya ulaamazsnz ve zaman "hibir zaman balamaz." Pozitif sonsuza ulaamadmz gibi negatif sonsuza da ulaamayz. Evren gelecekte matematiksel olarak sonsuz sayda olaya sahip olmasa da yine de onun bir sonunun olmas gerekli deildir. Benzer ekilde evren gemite matematiksel olarak sonsuz sayda olaya sahip olmasa da, yine de onun bir balangcnn olmas gerekli deildir. Her zaman iin bir olay takip eden bir baka olay ve bir olaydan nce gelen baka bir olay olabilir. Craig, evrenin bir balangc olduunun gsterilmesinin kiisel bir yaratcnn varln kantlamak iin yeterli olduunu savunmaktadr. Bu iddiasn slam teolojisinden kard kelam kozmolojik argman tarznda sunmaktadr.[159]

111/626

1. Var olmaya balayan her eyin bir nedeni vardr. 2. Evren var olmaya balamtr. 3. yleyse evrenin bir nedeni vardr. Filozoflar kelam argmanna mantksal temelde iddetle kar kmlardr, ama burada bilim zerine odaklandmz iin bunlar tekrarlamaya gerek yok.[160] Craig yazlarnda ilk ncl ortak, gndelik deneyim dnda gereke gerektirmeyen kendiliinden ak bir gerek olarak anlatmaktadr. Bu bize dnyann dz olduunu syleyen deneyim biimidir. Aslnda, atom ve atom-alt seviyede belli nedenleri olmayan fiziksel olaylar gzlemlenmitir. rnein, uyarlm enerji seviyesindeki bir atom daha dk bir seviyeye indiinde foton (yani bir k parac) yayar. Bu olayn bir nedeni bulunamamtr. Benzer ekilde, radyoaktif bir ekirdein bozunmas iin de belli bir neden yoktur. Craig buna kar, kuantum olaylarnn nceden belirlenmemi ekilde olsa da "nedeninin" bulunduunu iddia eder. Bunu da "olaslksal nedensellik" olarak adlandrr. Burada aslnda Craig, ilk nclndeki "nedenin" tesadfi, kendiliinden nceden belirlenmemi bir ey olabileceini kabullenmi oluyor. Olaslksal nedensellie izin vererek nceden belirlenmi yaratl iin yapt savunmay da ykm oluyor. Olaslksal nedenler konusunda olduka baarl bir teorimiz var: kuantum mekanii. Bu teori belirli bir olayn ne zaman gerekleeceini ngrmez. Aslnda tek tek olaylarn nceden belirlenmemi olduklarn varsayar. Buna tek istisna David Bohm'un kuantum mekanii yorumunda ortaya kar.[161] Bu yorumda henz saptanmam kuantum-alt kuvvetlerin var olduu kabul edilir. Bu yorumun baz destekileri olsa da, o genel olarak kabul edilmez nk bu zel grelilik ilkelerine ihlal eden k hz st balantlara gerek

112/626

duymaktadr.[162] Daha da nemlisi, kuantum-alt kuvvetlere dair hibir delil bulunamamtr. Kuantum mekanii, bireysel olaylar ngrmek yerine benzer olaylar btnnn sonularnn istatistiksel dalmn ngrmek iin kullanlr. Bunu yksek hassasiyetle yapabilir. rnein, bir kuantum hesaplamas size verili bir zaman sonunda byk bir rnek parada ka tane ekirdein bozulacan syleyecektir. Ya da bir uyarlm atomlar grubunun yayaca n younluunu ngrebilirsiniz ki bu yaylan fotonlarn toplam saysnn bir lsdr. Ama ne kuantum mekanii ne de var olan baka bir teori (Bohm'unki de dahil olmak zere) bireysel bir ekirdein veya atomun davranyla ilgili bir ey syleyebilir. Atomik geilerde yaylan fotonlarn kendiliinden varla gelmesi gibi nkleer malarda da paracklar kendiliinden yaylrlar. Bu olaylar nden belirlenmeden ortaya ktklar iin Craig'in ilk nclyle eliirler. Radyoaktivite olaynda bozunmann bir stel bozunum "yasasna" uyduu gzlemlenmektedir. Ancak bu istatistiksel yasa tam da belli bir ksa zaman aralndaki bozunum olaslyla ayn uzunluktaki tm zaman aralklarndaki bozunum olaslnn eit olmas durumunda bekleyeceimiz bir eydir. Baka bir deyile, bu bozunum erisinin kendisi, her bir bireysel olayn ngrlemez biimde olutuunun, yani nceden belirlenmi olmadnn delilidir. Kuantum mekanii ve klasik (Newtoncu) mekanik genel olarak dnld kadar birbirinden ayr ve bamsz deildir. Aslnda ktle, mesafe ve hz gibi sistem parametreleri klasik rejime yaklatnda kuantum mekanii yumuak bir ekilde klasik mekanie dnr.[163] Bu olduunda kuantum olaslklar ya sfra ya da yzde yze gelir ki bu da bize bu seviyede kesinlik salar. Ancak olaslklarn sfr veya yzde yz olmad birok rnek mevcuttur. Kuantum olaslk hesaplar, benzer olaylardan oluan gruplar zerinde yaplan gzlemlerle tam olarak uyumaktadr.

113/626

unu da kaydetmek gerekir: Kelam argmannn sonucu salam olsayd, yani evrenin bir nedeni olsayd bile, bu neden niin doal olamasn? Bu durumda, kelam argman evrenin bir balangc olduuna dair ikinci ncl gndeme getirmeye gerek bile kalmadan hem deneysel hem teorik olarak baarszla uram olur. KKEN Bununla birlikte kelam argmanna bir baka darbe de ikinci ncln de baarsz olduu gereiyle gelmektedir. Yukarda grdmz gibi, evrenin byk patlamayla balad iddiasnn gnmz fizik ve kozmoloji bilgisinde hibir temeli yoktur. Byk patlamay onaylayan gzlemler, ncesinde bir evrenin bulunmu olduu olasln dlamaz. Evrenimizin daha nce var olan baka bir evrenden, rnein, kuantum tnellemesi veya kuantum dalgalanmas denen bir srele ortaya ktn ileri sren modeller yaynlanmtr.[164] Evrenin ilk anlarn betimleyen kozmoloji denklemleri zaman ekseninin dier tarafna da uygulanabilmektedir. Dolaysyla evrenin byk patlamayla baladn varsaymamz iin hibir neden yoktur. The Comprehensible Cosmos [Kavranabilir Kozmos] adl almamda niversite seviyesinde matematik veya fizik bilen herkesin kolayca anlayaca bir matematik kullanarak evrenin tmyle doal kkenli oluuna ilikin bir senaryo ortaya koydum.[165] Bu senaryo James Hartle ve Stephen Hawking'in snrsz evren modeline dayanyordu.[166] Bu modelde evrenin uzay ve zamanda balangc veya sonu yoktur. Sunduum senaryoda evrenimiz, nceki tm zamanda var olmu baka bir evrenden Planck zamanndaki kaos iinden tnellenmi olarak tarif ediliyordu. Zamann Ksa Tarihi'nde teknik detaylardan kanm olsa da snrsz evren modeli Hawking'in ska alntlanan u szlerinin temelidir:

114/626

"Evrenin bir balangc olduu srece bir yaratcs olduunu varsayabiliriz. Ama eer evren gerekten tamamen kendi kendine yetiyorsa, snrlara veya kenarlara sahip deilse, ne balangc ne de sonu olur; sadece basite var olur. O zaman bir yaratcya ne gerek var?"[167] nde gelen saygn fiziki ve kozmologlar saygn bilim dergilerinde evrenin "hilikten" doal olarak ortaya kabileceini ne sren senaryolar yaynladlar.[168] Bugn iin bunlarn hibirinin evrenin ortaya kn tam temsil ettii "ispatlanamyor." Ama bunlar, elimizdeki bilgiler nda makul mekanizmalar sunulabildii iin, bilimsel bilgideki bu boluu temel alan Tanr'nn varlna ilikin argmanlarn baarszln gstermeye yaryorlar. Daha nce vurguladm gibi, gncel bilimsel bilgideki bir boluk iin makul bir bilimsel aklama varsa, boluklarn Tanrs argman baarsz olur. Evrenin kesin kkeni konusunun gncel bilimsel bilgide bir boluk olarak kaldna itirazm yok. Ama bu kkene ilikin kavranlabilir herhangi bir bilimsel aklamadan mahrum olduumuz grn reddediyorum. Ksaca, deneysel veriler ve bu verileri baaryla betimleyen teoriler, evrenin maksatl bir yaratln eseri olmadna iaret etmektedir. En iyi gncel bilgilerimize dayanarak, maksatl bir yaratla dair kozmolojik bir iz brakm bir yaratcnn var olmadn syleyebiliriz. KOZMOSA MDAHALE ETMEK Bu evreni herhangi bir mucize gerektirmeyecek ve geride maksatnn izini brakmadan yaratm bir tanrnn var olma ihtimalini hl ak brakr. Elbette bu tanr, izlerinin her yerde olduu kabul edilen Museviliin, Hristiyanln ve slamn Tanrs deildir. Ama bu dinler belki teolojilerinde kk bir dzeltme yapabilir ve yaratl planlar Planck zamanndaki kaos tarafndan silinmi olsa da Planck

115/626

zamanndan sonra devreye girerek evrenin hl maksatl yaratlna uygun olmasn salayan bir tanr nerebilirler. Bu durumda da bu tanrnn evrenin tarihine mdahale ettii yerlere dair baz delilleri yerleik teoriler veya gzlemlerle bulmay bekleyebiliriz. nceki blmlerde bu tr delilleri Dnya'da, yaam ve zihin olaylarnda aramtk. imdi Dnya'nn dnda uzanan engin uzaya bakacaz. Tarih bize balangta mucize olarak grlen beklenmedik gk olaylarna ilikin birok rnek sunar. M 585 ylnda Anadolu'da meydana gelen tam gne tutulmas Medlerle Lidyallar arasndaki sava durdurmu, iki taraf da dehet iinde kamtr. Bu muhtemelen bilinen ilk bilimsel ngr rneidir; Miletoslu Thales, bu tutulmay Babil kaytlarna dayanarak ngrmtr. Tutulmalar ender gerekleen olaylardr; onlar olaan insan deneyiminin Gne ve Ay'n doup batmalar kadar dzenli paralar deildir. Bununla birlikte tutulmalar da bu iki daha alldk olay gibi bir yasaya gre olurlar ve tekrarlanrlar. Bugn Thales'in ngrd tutulmann tam tarihini (28 Mays M 585) tam da bu yzden bilebiliyoruz. Bu bilimin gelecei ngrme ve gemii bilebilme gcnn kantdr. Yaklak ayn dnemde, II. Nebukadnezar Kuds' ykp Judeallar kendi yaratl mitlerini alacaklar Babil'e srmtr. Buda'nn da aydnlanmaya neredeyse tam bu tarihte erdii sylenir. Konfys ise birka on yl sonra doacaktr. Baka bir muhteem astronomik olay rnei de eski ada doast felaket habercileri olarak kabul edilen kuyruklu yldzlardr. Bilim daha sonra bu olay tamamyla doal terimlerle, yani tamamen mekanik modellerle betimlemitir. On yedinci yzylda Edmund Halley (. 1742) dostu Isaac Newton'un (. 1727) gelitirdii mekanik teorileri kullanarak 1682'de grlen bir kuyruklu yldzn 1759'da tekrar grleceini ngrmtr. Ve sz konusu kuyruklu yldz, Halley'in lmnden sonra, ngrd tarihte grlmtr ve o zamandan beri

116/626

her yetmi alt ylda bir geiini yapmaktadr. Gr alanmzn ok dna taan geni yrngelerinden dolay ou kuyrukluyldz beklenmedik ekilde ortaya kar. Ancak kaytlar, Halley kuyrukluyldznn tarih boyunca belki yirmi dokuz defa getiini gstermektedir. Daha yakn dnemlerde, aralarnda pulsarlarn, kuasarlarn, spernovalarn ve gamma n patlamalarnn da bulunduu beklenmedik ve hemen anlalamayan baka astronomik olaylar gerekleti. Ama, dier rneklerdeki gibi, bu olaylar da uzayda veya zamanda u ya da bu ekilde tekrarland. Bu sayede sonunda doalarn tamamen fiziksel adan renebildik. u ana kadar gkte, enerji dzensizliini aan, bir yer veya bir zamanda tekrarlanmayan ve yerleik doa biliminin terimleriyle aklanamayan herhangi bir olayla karlamadk. Modele aklanmas iin doast bir enin eklenmesini gerektirecek gzlemlenebilir bir astronomi olayna da henz rastlamadk. Aslnda, elimizde Swinburne'n mucize olma ltn karlayan tek bir kozmik olay bile yok. Evrende mucizevi olaylarn retilmesinde yeterince etkin rol stlenen bir Tanr u ana kadar, elimizdeki en gl astronomik aletlere grnmedi. Kozmoloji gzlemleri, tam da Tanr olmad takdirde nasl grnmeleri bekleniyorsa yle grnyorlar. FZK YASALARI NEREDEN GELYOR? Evrenin kkeninin ve ileyiinin fizik yasalarnn ihlalini gerektirmediini grdk. Bu durum minberden veya medyadan baka trlsn dinlemi sradan inanllara artc gelebilir. Ancak bilimsel kavraya sahip inananlar bu noktay srf argmann uruna doru farz ettikten sonra "Tamam da," diyeceklerdir, "o zaman fizik yasalar nereden geliyor?" Genel kan bu yasalarn evrenin dnda bir yerden geldikleri ynndedir. Ama bu, kantlanabilir bir olgu deildir. Fizik yasalarnn evrenin kendi iinden gelmemesi iin hibir neden yoktur.

117/626

Fizikiler gzlemlerini aklamak iin matematiksel modeller kurar. Bu modeller birtakm genel ilkeler ierirler; bunlarn tpk sivil yasalarn devletleri ynettii gibi evreni yneten kurallar olduuna inanlr. Bu yzden de bunlara geleneksel olarak "yasa" denir. Ancak bir nceki almam The Comprehensible Cosmos'ta gsterdiim gibi, en temel fizik yasalar maddenin davranna getirilen kstlamalardan ziyade fizikilerin bu davranlar betimleme yollarna getirilen kstlamalardr.[169] Kaydettiimiz herhangi bir doa ilkesinin nesnel ve evrensel olabilmesi iin onun herhangi belli bir gzlemcinin bak asna bal olmayacak ekilde formle edilmesi gerekir. lkenin tm bak alar iin ve her "referans erevesinden" doru olmas gerekir. Bu yzden hibir nesnel yasa, yelenen bir gzlemci tarafndan belirlenen zamanda zel bir na veya uzayda zel bir konuma bal olamaz. Diyelim ki tm nesnelerin doal olarak bana doru hareket ettiini syleyen bir yasa formle edeceim. Bu hi de nesnel bir tavr olmazd. Ama insanlarn bir zamanlar dnd tam da buydu Dnya evrenin merkeziydi ve cisimlerin doal hareketi ona doruydu. Bunun yanlln gsteren Copernicus devrimi bilim insanlarnn yasalarnn bir referans erevesine bal olmamas gerektiini aamal olarak anlamalar yolundaki ilk admd. 1918'de matematiki Emmy Noether en nemli fizik yasalarnn enerjinin, izgisel momentumun ve asal momentumun korunumu yasalarnn zamanda zel bir an, uzayda zel bir konumu ve yn semeyen her modelde otomatik olarak ortaya kacan ispatlad.[170] Daha sonra Einstein'n zel grelik teorisinin drt boyutlu uzay-zamanda herhangi bir zel yn semezsek ortaya kt anlald. Uzay-zamann bu zelliklerine simetriler ad verilir. rnein bir krenin dnme simetrisi uzayda belli bir yn ayrmamasnn bir sonucudur. Yukarda betimlenen drt uzay-zaman simetrisi maddesiz

118/626

evrenin, yani boluun doal simetrileridir. Bu simetriler tam da evren maddenin olmad bir ilk durumdan, yani hilikten ortaya ksayd nasl olmalar gerekirse yledirler. Elektrik yknn korunumu ve eitli kuvvet yasalar gibi dier fizik yasalar uzay-zaman simetrilerinin fizikilerin matematik modellerinde kulland soyut uzaylara genellenmesinden domutur. Bu genellemeye, benim daha betimleyici biimde bak as deimezlii dediim ilkeye benzer ekilde ayar deimezlii ad verilir. Bu modellerin (Kavranlabilir Kozmos'ta verdiim) matematiksel formlasyonlar, eer nesnel ve evrensel olacaklarsa bu gereklilii karlamaldrlar. artc olan bu yerine getirildiinde bildik fizik yasalarnn ounun doallkla ortaya kmasdr. Dorudan aikar olmayanlarn da ikinci blmde bahsettiimiz kendiliinden simetri krlmas olarak bilinen srele akla yatkn bir ekilde ortaya kt grlebilir. yleyse, nereden geldi bu fizik yasalar? Hilikten! Bunlarn ou evrenin kendiliinden iinden doduu boluun simetrilerine dayanlarak insanlar tarafndan oluturulmu nermelerdir. On Emir gibi gkten verilmemilerdir; aksine tam da herhangi bir yerden verilmedikleri takdirde nasl grneceklerse yle grnmektedirler. Ve tam da bu yzden, rnein byk patlamann banda bir enerji korunumu ihlal edilmi olsayd bu dsal bir yaratcnn varlnn delili saylabilirdi. Fizikiler kendileri "icat" etmi olsalar da bu "yasay" ylesine deitiremezler. Bu bir mucize olurdu, ya da daha ak sylersek, enerji korunumuna yol aan zaman simetrisini krmak zere devreye giren dsal bir faili gerektirirdi. Ama grdmz gibi veriler bylesi bir mucizeyi gerektirmemektedir. Bylece korunum yasalarn Planck zamanndaki byk patlamann balangcna uygulamamz hakl gerekelere dayanmaktadr. O zamanda, bu blmde grdmz gibi, evrenin hibir yaps yoktu. Bu da onun ayrt edilebilir hibir yere, yne veya zamana sahip olmad anlamna gelir. Byle bir durumda korunum yasalar geerlidir.

119/626

Bu kesinlikle genel anlamda anlalm bir bak deildir. Normal olarak biz fizik yasalarnn evrenin yapsnn paras olduunu dnrz. Ama ben burada byk korunum yasasnn hibir yapnn paras olmadn ne sryorum. Onlar tam da en erken andaki yap yokluundan karlar. Hi kukusuz bunu kavramak kolay deil. yi tesis edilmi ve konvansiyonel bilimi kullandm srarla belirtmeme karn, bu konudaki grlerim fizikiler arasnda genel kabul grm deil. Oysa ben yeni bir fizik veya kozmoloji nermiyorum; sadece bu alanlarda tesis edilmi bilginin, imdiye dek pek az fizikinin kafa yorduu, fizik yasalarnn kkeni sorusuyla ilgisi zerine bir yorum neriyorum. Sklkla yanl anlalan bir baka noktay da vurgulamalym. Ben fizik yasalarnn, postmodernizm ad verilen hareketle ilikilendirilen yazarlar gibi, biz ne istersek o olduklarn ya da sadece birer "kltrel anlat" olduklarn sylemiyorum.[171] Fizik yasalar verilerle uyumlu olduklar iin ne iseler odurlar. Fizik yasalarnn kkeni zerine aklamam ister kabul edin ister etmeyin en azndan benim bilimsel bilgideki bir bolua fizik yasalarnn kkeni olduuna dair gr birlii bulunan bir bolua ilikin akla yatkn doal bir senaryo sunduumu teslim edeceinizi umuyorum. Bir kez daha, bu senaryoyu ispat yk bana dmez. Ama (1) benim aklamamn yanl olduunu, (2) baka hibir doal aklamann mmkn olmadn ve (3) yasalar Tanr'nn koyduunu ispat yk Tanr'nn fizik kanunlarnn kayna olduunu ileri sren inananlara der. NEDEN HBR EY DEL DE BR EY VAR? Eer fizik yasalar bo uzay-zamandan doal olarak kyorsa, o zaman bu bo uzay-zaman nereden geliyor? Neden hibir ey deil de bir ey var? Bu soru genellikle Tanr'nn varln fizik ve kozmolojiden hareketle savunmaya alan ve dier tm argmanlarnn baarsz

120/626

olduunu gren teistlerin bavurduklar son snaktr. Filozof Bede Rundle buna "Felsefenin en merkezi ve en kafa kartrc sorusu" demektedir. Onun basit (ama kitap uzunluundaki) yant udur: "Bir ey olmal."[172] Birok kavramsal problemin bu soruyla ilintisi aktr. "Hilik"i nasl tanmlarz? zellikleri nelerdir? Eer zellikleri varsa "bir ey" olmaz m? Teistlere gre yant Tanr'dr. Ama o zaman neden hibir ey deil de Tanr var? "Hilik"i tanmlayabildiimizi varsayarsak, niin bir ey deil de hibir ey daha doal bir hal olsun? Aslnda, u andaki en iyi fizik ve kozmoloji bilgilerimize dayanarak "bir ey"in "hibir ey"den daha doal olduuna dair akla yatkn bir bilimsel neden sunabiliriz. kinci blmde doann z-rgtlenme sreci vastasyla nasl karmak yaplar ina edebildiini, basitliin nasl karmakl dourduunu grdk. Kar tanesini, su buharnn atmosferde dorudan donmasnn sonucu ortaya kan alt ulu gzelim buz kristalleri rntsn ele alalm. Deneyimlerimiz bize kar tanesinin ok ksa mrl olduunu, eriyerek ok daha az yapya sahip su damlacklarna dntn syler. Ama bunun tek nedeni bizim scan kristallerin krlgan dzenleniini daha basit olan svya indirgedii grece scak bir ortamda yaamamzdr. Kar tanesinin simetrisini krmak iin enerji gerekir. Ortamsal scakln buzun erime noktasnn ok altnda olduu bir evrede, evrenin yldz stmasnn son derece yerel olan etkilerinden uzak ou yerinde olduu gibi, su buhar hzla karmak, asimetrik yaplar halinde kristalleecektir. Kar taneleri ebedi olacaktr ya da en azndan kozmik nlar paralayana kadar btnlklerini koruyacaklardr. Bu rnek birok basit parack sisteminin istikrarsz olduunu, yani, daha dk enerjili daha karmak yaplara kendiliinden faz geileri yapmalar yznden snrl yaam sreleri olduunu gsteriyor.

121/626

"Hilik" olabildiince basit olduuna gre ondan da yle ok istikrarl olmasn bekleyemeyiz. Onun da madde ieren bir evren gibi daha karmak bir eye kendiliinden faz geii yapacan makul bir kesinlikle syleyebiliriz. Hibir eyden bir eye gei, bir faili gerektirmeyen doal bir geitir. Nobel dll fiziki Frank Wilczek'in de belirttii gibi: "yleyse kadim Neden hibir ey deil de bir ey var?' sorusuna verilecek yant, hilik'in istikrarsz olmasdr."[173] Evrenin doal kkenine ilikin daha nce bahsettiim snrszlk senaryosu iinde hibir ey yerine bir eyin olma olasln hesaplamak mmkndr; bu olaslk yzde altmn stndedir.[174] Ksacas, hibir eyden ziyade bir eyin olmas doal durumdur. Bo bir evren doast mdahaleyi gerektirir dolu bir evren deil. Hilik durumunun srmesini sadece Tanr gibi evrenin dndan bir failin srekli eylemi salayabilir. Bir eylerin olduu gerei tam da Tanr yoksa beklenebilecek eydir.

5 CANA YAKIN OLMAYAN EVREN


Hibir deneyimine sahip olmadmz olaylarn gemite deneylediimiz olaylara benzediini ispatlayacak hibir tantlayc uslamlama yoktur. David Hume MTYAZLI GEZEGEN nsan yaam Dnya'daki fiziksel koullara ok duyarldr. Eer atmosfer, elektromanyetik spektrumun grlebilir blgesindeki a geirgen olmasayd ve gne bu blgeye k salamasayd gzlerimiz hibir ie yaramayacakt. Ama bu, gne ve Dnya'nn, insan gzleri n grlebilir spektrumuna duyarl olduu iin zellikle bu zelliklere sahip olarak tasarland anlamna m gelir? Bu nerme kulaa ne kadar sama gelse de, bugn benzeri argmanlarn evrendeki akll tasarma delil olarak sunulduunu duyuyoruz. Elbette bu argmanlar tam olarak bu ekilde deil de kulaa bilimsel gelen bir dille cilalanm olarak sunuluyor. Ama bu ince cila kazndnda ciladan da zayf bir ierikle karlayoruz. Fiziki Hugh Cross 1995 tarihli The Creator and the Cosmos [Yaratc ve Evren] adl kitabnda bir gezegenin yaam desteklemesi iin gerekli olan otuz karakteristik zellii listeler. Cross'un hesaplarna gre byle bir kombinasyonun evrende bulunma olasl, "bir milyon trilyonda birden ok daha dktr."[175] Bunlardan kard sonu insan yaamn sadece "ilahi tasarm"n aklayabileceidir. Bununla birlikte Ross ilahi tasarm olaslna ilikin hibir kestirim sunmaz. Belki de onun olasl ok daha dktr! Ross da Tanr'nn varln olaslklar temelinde ispatlamaya alan dierleri de temel bir mantk hatas yapyorlar. ki veya daha fazla olabilirlik arasnda karar

123/626

vermek iin olaslklar kullanldnda, karlatrma yapmak iin her bir olabilirlik iin bir saynzn olmas gerekir. Bu usuz bucaksz evrende her gn hi de olas grnmeyen olaylar meydana geliyor. Astronom Guillermo Gonzoles ve teolog Jay Richards 2004 tarihli The Privileged Planet [mtiyazl Gezegen] adl kitaplarnda daha da ileri giderek evrendeki yerimizin sadece zel deil, keif iin de tasarlandn ne sryorlar. Bu ikiliye gre, Dnya zerindeki koullar, zellikle de insan yaamn mmkn klan koullar ayn zamanda bilimsel aratrmaya en uygun ekilde yaplmtr; bu da "umabileceimiz veya tahayyl edebileceimiz her eyden lye gelmeyecek kadar engin, daha eski ve daha grkemli dnya d bir zeky fsldarmasna byk bir beceriyle yaam ve keif iin yaratlm bir evreni ortaya koyan bir iarettir."[176] Ama haydi, beyler, yapmayn; siz bu zeknn ne olduunu hayal etmeye ne kadar da isteklisiniz? Bu akl yrtmeye gre Dnya atmosferi spektrumun grlebilir blgesinde sadece insan gzleri grebilsin diye geirgen olmakla kalmamakta, bir de astronomlar teleskop yapp gklerde ilahi yaratln meyvelerini gzlemleyebilsin diye byle tasarlanm olmaktadr. Ay'n ve Gne'in Dnya'dan uzaklklar ve byklkleri ok farkl olmasna ramen, Gne'in ve Ay'n asal aplarnn Dnya'dan bakldnda neden neredeyse ayn grndn hi merak ettiniz mi? Bu rastlant olmasayd, gne diskinin kenarlarndan yldz n grebildiimiz tam gne tutulmasn hibir zaman yaantlayamazdk. Gonzalez ve Richards tam gne tutulmalarnn gzlemlenebilir olduu bir gezegende yaamamz hayretle karlyor ve bunu keif iin tasarmlanm evrene delil olarak gsteriyorlar. Drdnc blmde grdmz gibi, Miletoslu Thales M 585 ylnda bir savan bitmesini saladna inanlan bir tam gne tutulmasn nceden bilmitir. Daha yakn zamanlarda tam gne tutulmalar srasnda yaplan gzlemler Einstein'n genel grelilik teorisini, zellikle de yldz

124/626

klarnn gnein kenarlarnda eilmesini dorulamak iin kullanlmtr. Gonzalez ve Richards ise anlald kadaryla (geen blmde tarttm fizik teorilerinin "darda bir yerde" kefedilmeyi bekleyen bir ey olduu varsaymndan hareketle) yle dnyorlar: Eer asal aplarn rastlantsal akmas olmasayd, genel grelilik kefedilemezdi. Bu ok kukulu bir sonutur, nk genel grelilikle ilgili gne tutulmalarnn iin iinde olmad pek ok snama yaplmtr.[177] mtiyazl gezegen argman on sekizinci yzyl Alman filozofu Gottfried Wilhelm Leibniz'in (. 1716) "mmkn dnyalarn en iyisi"nde yaadmz nermesini hatrlatyor. Leibniz tm zamanlarn en byk dnrlerinden biriydi, kalkls Newton'dan bamsz olarak buldu. Fakat "mmkn dnyalarn en iyisi"nde yaadmz anlay Fransz filozof Franois Marie Arouet de Voltaire (. 1778) tarafndan Candide adl eserinde alaya alnmtr. ykde, Leibniz olduu belli Dr. Pangloss yle der: eylerin olduklarndan baka trl olamayacaklar tantlanabilir, zira her ey bir ama iin yaratldndan her ey zorunlu olarak en iyi ama iin yaratlm olmaldr. Bakn burun gzlk tamak iin yaplmtr, bu yzden gzlk takarz. Bacaklar aka orap ve pantolon giymek iin tasarlanmtr, bu yzden orap ve pantolon giyeriz. Talar yontulmak, sonra da atolar yapmak iin meydana getirilmitir; efendimizin muhteem bir atosunun olmas bu yzden; eyaletin en byk Baron'unun en iyi yerde oturmas gerekir. Domuzlar yenmek iin yaratldndan yl boyu domuz yiyoruz: Ve her ey yolunda diyenler kendilerini doru ifade etmiyorlar; her ey en iyisi demeleri gerekir.[178] Gonzalez ve Richards, daha nce bahsettiimiz, materyalist bilimle toplumun kalan arasna "haner" sokarak bilim ve kltr evanjelist Hristiyan retisiyle ayn hizaya getirme grevini stlenmi Seattle

125/626

merkezli Discovery Institute'un kolu Center for Science and Culture'da[179] grevli kdemli akademisyenlerdir.[180] mtiyazl Gezegen, akll tasarmn konvansiyonel astronomi ve fizii halktan koparmak zere tasarlanm bir biimi, yeni bir haneridir. Discovery Institute 2005 ylnda kitapla ayn ad tayan ve iindeki iddialar sunan parltl bir film yapt. Biyolojideki akll tasarm gibi, kitabn ve filmin sekter motifleri ok iyi gizlenmiti. Bu yzden film, 16.000 dolarlk bir demeyle Washington'daki Ulusal Tarih Mzesi'nde bir zel gsterim iin Smithsonian Enstits'ne sunulduunda, enstit grevlileri hibir eyden kukulanmad ve kurumlarnn politik veya dinsel malzeme ieren film oynatmama kuralna ramen teklifi nce kabul ettiler. Smithsonian Ensitsnn filmi destekledii anlamna gelen bu onay bilim camiasndan byk tepki ald. Bunun zerine Enstit hemen filmden desteini ekerek u aklamay yapt: "Filmin ieriinin Smithsonian Enstits'nn bilimsel aratrma amalarna uymadn belirledik."[181] Smithsonian sonunda filmin gsterilmesine izin verdi ama paray geri evirdi. EVRENDE YAAM NE KADAR YAYGIN? Evrendeki yaamla ilgili bilimsel olgular teolojik etkiler yznden tarafszln kaybetmemi bir bakla deerlendirmeye alalm. Ne yazk ki elimizde tek bir veri noktas var Dnya. Henz Dnya'dan baka bir yerde yaam bulunamad. Gne sistemimizin dnda yz akn gezegen belirlendi ve dzenli olarak yenileri bulunuyor. Bu gezegenlerden hibiri imdiye kadar bildiimiz karmak yaam, zellikle de insan yaam iin uygun grlmedi. Bunun nedeni belki de sadece saptama teknolojisindeki yetersizliktir. Ancak modern bilimin atom ekirdeinin iine ve grnen evrenin en cra kelerine kadar bakabilen gl aletlerinin varl ortadayken henz Dnya dnda yaam

126/626

izine rastlanmam olmas, Dnya evresindeki galaktik uzayn yle pek yaamla dolup tamadna dair salam bir tanklk sunmaktadr. Belki gnn birinde Mars'ta veya gne sisteminde baka bir yerde, rnein Jpiter'in uydusu Europa veya Satrn'n uydusu Titan'daki buzlarn altnda yaam kefedilebilir. Ama bu yaamn son derece ilkel olaca kesindir. nsanlarn Mars'ta veya Europa'nn buz okyanuslarnda youn yaam destei olmadan yaayamayacaklar da aktr. Aslnda byk bir olaslkla evrendeki gezegenlerin ok byk bir blmnde yaamamz mmkn deildir; sadece Dnya benzeri gezegenler deil, gne benzeri yldzlar da nadirdir. Gneimizin "tipik bir yldz" olduu sylenir. Bu doru deildir. Aslnda yldzlarn yzde doksan bei gneimizden daha az masiftir. Gneten ok daha masif olan yldzlarn mr ksadr. Yaamn evrende yaygn olmas iin varolma koullar yelpazesinin Dnya'da olandan ok daha geni olmas gerekir. Peki, o zaman zeki yaamn olasl ne kadardr? Gzlemlere gre Samanyolu'nda on milyar yldzda gezegen sistemi bulunuyor. Bu sistemlerin byk blmnde bir yaam formu evrilmi olsa da tam da Gonzalez ve Richards'n Dnya'y "imtiyazl" klmak iin sralad nedenler insanlarn, bir yaam biimi iin uygun olabilecek gezegenlerde bile youn yaam desteinden yoksun yaama olasln ortadan kaldryor. Yakn zamanlarda dnya d yaam imkann aratrmay amalayan astrobiyoloji adl yeni bir bilimsel disiplin ortaya kt. Bu disiplin sadece astronomlarla biyologlar deil, yaamn tanm ve baka bir yerde yaamn kefedilmesinin insan dnce ve kavraynda yapaca etkiler gibi meseleleri tartmak zere filozof ve teologlar da bir araya getirdi. Baka yerde yaam sorusunu karlamak iin yeterli veri hl yok. Sylediimiz gibi, bu alanda alanlar arasnda geni bir grler

127/626

yelpazesi mevcut. Yelpazenin bir ucunda paleontolog Peter D. Ward ile astronom Donald Brownlee'nin, 2000 tarihli Nadir Dnya adl kitabnda[182] ve az nce tarttmz mtiyazl Dnya adl kitapta rneklenen nadir-dnya konumu yer alyor. Bu gre gre, karmak yaam biimleri evrende yaygn deildir. Yelpazenin dier ucunda yer alanlar ise karmak yaam biimlerinin olduka yaygn olabilecei kansndalar. Astronom David Darling 2001 tarihli Life Everywhere adl kitabnda iki bak asn da zetler.[183] Darling'e gre, u anda bildiklerimiz ve bilmediklerimiz dnldnde nadir-dnya konumu fazlasyla muhafazakar kalmaktadr. te yandan, hem bu iki uta yer alanlar hem de arada kalanlar gezegenlerin byk bir blmnde basit, ilkel yaam biimlerinin olabileceini kabul ediyorlar. Bu sonucu destekleyen veriyse yakn zamanlarda derin okyanus akntlarndaki, volkanik amur beklerindeki, donmu sular ve tamamen karanlk ortamlardaki en ar koullar altnda yaadklar kefedilen yeni (ama gene DNA temelli) yaam biimleridir. Aslnda Dnya zerindeki yaam da tam bu koullar altnda balam olabilir. Esas tartma karmak, ok hcreli yaamn olabilirlii zerinedir. Mikrobal yaam Dnya'da geni bir koullar yelpazesinde bulunabilirken, hayvanlar ve bitkileri oluturan karmak yaplar evre koullarna son derece duyarldr. Konuyu burada balamayacamza gre, tartmalarn genel havasna bakmakla yetineceiz. Nadir-dnya yandalar esas olarak karmak yaamn evriminin Dnya'nn son derece ender olduu dnlen birok zgl ynne sahip bir gezegeni gerektirdiini savunurlar. Bu zellikler arasnda gne benzeri "metalisite" oran grece yksek, yani nemli oranda helyumdan ar kimyasal elementler ieren (sz konusu aralk sadece metalleri deil, hidrojen ve helyum dnda kalan tm elementleri

128/626

ierdiinden epey yanltc bir terimdir) istikrarl bir yldzn etrafnda dairesel bir yrngede hareket etmek de bulunmaktadr. Gezegenler, tpk organizmalar gibi, ar elementlerden oluur. Nadir-dnya grne gre, bir gezegenin karmak yaam barndrmas iin, gezegenin dn eksenini istikrarl klacak ekilde hareket eden bir ay bulunmaldr. Gezegen sistemi tek bir yldzn etrafndaki yrngede dnmeli ve yaam barndran gezegenin yrngesini istikrarl klacak, onu kuyrukluyldzlardan ve asteroitlerden koruyacak dev gezegenler iermelidir. Bu dev gezegenler de, aksi durumda istikrarszlatrc etki yaratacaklarndan, hayli dairesel yrngelere sahip olmaldr. Dahas, gezegen sistemi galaksinin metalisitesi yksek, radyasyonu dk ve dier yldzlarla arpma olasl az, "yaanabilir blgede" bulunmaldr. Ayrca bu gre gre, yaam olan gezegende ar olmamak kaydyla gkta arpmalar ve tektonik tabaka kaymalar gibi orta seviyede ve zamanlamas uygun felaketlerin de olmas gerekir. Btn galaksiler Dnya benzeri yaam destekleyen zelliklere sahip deildir. Kresel salkmlar, kk galaksiler ve eliptik galaksiler metal bakmndan yoksuldur. Evrendeki baz galaksilerin gezegenleri olmayabilir, ou da yaam iin gerekli grlen bu koullar salayamayabilir. Nadir-dnya grn savunanlara gre, karmak yaam iin esas olarak Dnya'nn tm zellikleri gereklidir ve gne sistemimizin iindeki ve dndaki bilinen gezegenlerden Dnya dnda hibiri bu koullar karlayamamaktadr. Darling nadir-dnya iddialarnn her birini sorgulayan eitli aratrmalara dikkat ekerek bu gre kar kar.[184] Gezegenin eksenine istikrar kazandracak byk bir aya gerek olduu kukuludur nk sz konusu eksenin istikrarl olma gerei fazlasyla tartmaldr. Gne sistemi dndaki gezegenlere ynelik gzlemlerde imdiye

129/626

kadar ounlukla eliptik yrngeli dev gezegenlere rastlanmtr, nk bu tip gezegenleri saptamak ok daha kolaydr. Bugne dek saptanan gezegenlerin ou metalisiteleri gnele karlatrlabilecek yldzlarn evresindeki yrngede dnmektedir ama daha dk metalisiteye sahip yldzlarn yrngesinde dnen gezegenler de saptanmtr, bu da ileri iyice kartrmaktadr. Darling'e gre galaktik yaanabilir blge konusunda kesin sonu karmak iin yeterli veri yoktur. Darling karmak yaamn yaygn olduunu iddia etmiyor, ama daha ok byle bir yaamn yaygn olmadna dair kesin sonuca varmak iin yeterli verinin bulunmadnn altn iziyor. Gerekten de henz evrende karmak yaamn yaygn m nadir mi olduuna dair kesin sonuca varacak bir durumda deiliz. Bununla birlikte karmak yaamn bir gezegende, Dnya'da var olduu da bir gerek. Ve evrende var olan koullar bildiimizde bu varolu hi de inanlmaz deil. evremizdeki koullar biraz farkl olsayd Dnya zerinde bildiimiz biimde bir yaam olmazd. Konunun bu taraf ok aktr. Ama evren trilyonlarca deilse bile milyarlarca gezegen barndrdna gre, bizim yaam trmz iin uygun koullara sahip bir gezegenin bulunmas ihtimali az deildir. Biz sadece zgl koullar altnda hayatta kalacak ekilde evrim geirdiimiz uygun bir gezegende yayoruz, hepsi bu. Peki, "bildiimiz biimde" olmayan yaama ne demeli? Bizim yaam formumuz iin uygun olmamakla birlikte bir tr yaam destekleyebilecek koullara sahip dikkate deer sayda gezegenin var olabileceini dnmek iin yle byk bir hayal gcne sahip olmak gerekmiyor. EVREN YAAM N NCE AYARLI MIDIR? Bu evrenin koullar altnda evrenimizde en az bir gezegende yaamn var olmasn artc bulmadmz halde, evrende koullar farkl olsayd ne olurdu diye sorabiliriz. Getiimiz otuz yl iinde teologlar ve baz teist bilim insanlar, evreni insanln varoluuna zel bir nem vererek yaratan bir tanrnn varln kantlamaya ynelik yeni

130/626

bir argman ne kardlar. unu soruyorlard: "Evrendeki esiz, yaam iin zenle ince ayarlanm' bu sabitler amal bir tasarm, belki yaam ve insanl zellikle dnm bir tasarm tarafndan salanmas dnda nasl mmkn olabilirler?"[185] Elbette insann aklna kusursuz bir Tanr'nn niin bu kadar hassas ekilde dengelenmi bir evren yaratt sorusu geliyor. Eer bu Tanr evreni gerekten yaam iin tasarlam olsayd, onu yaamn evrimini daha kolay klacak ekilde tasarlamaz myd? nce-ayar argmanlar biraz yanltc bir ekilde, 1974 ylnda astronom Brandan Carter'n icat ettii antropik ilke terimi altnda snflandrlr.[186] Matematiki John Barrow ve fiziki Frank Tipler 1986 ylnda bu konuyla ilgili ayrntl bir bilimsel deerlendirme yaynladlar.[187] Ben de eitli kitap ve makalelerde bu konuya deindim.[188] Teolojik literatrde bulunan ince-ayar rneklerinin ounun sorunu fizie dair basit yanl anlamalara dayanmalardr. rnein, n hz (c), Planck sabiti (h) veya Newton'un ktle ekimsel sabiti (G) gibi sabitlerin ince ayarl olduuna yaplan referanslar konuyla ilgisizdir, nk bunlarn hepsi deerleri sadece kullanlan birimler sistemini tanmlayan keyfi sabitlerdir. Bu adan sadece ktle ekim ve elekromagnetik kuvvetlerinin oran gibi birimlere bal olamayan "boyutsuz" saylar anlamldr. Fiziksel parametrelerin "dikkat ekici hassasl" zerine yaplan konumalarn bazlar son derece yanltcdr, nk bu hassasiyet birimlerin seimiyle ilgilidir. rnein teolog John Jefferson Davis'e gre, "Eer ntrinolarn ktlesi 5 x 1035 yerine 5 x 10-34 kg olsayd, evrendeki bolluklar yznden ilave ekimsel ktle evrenin genilemek yerine bzmesine yol aard."[189] Bu szler 1035'de bir llk ince ayar yaplm izlenimi veriyor. Ama filozof Neil Manson'n iaret ettii

131/626

gibi bu aslnda, "boyu 1016 k-ylnda bir lek daha ksa (yani bir metre daha ksa) olsayd Michael Jordan dnyann en mthi basketbolcusu olamazd,"[190] demeye benzemektedir. Dahas, eer ntrinolar on kat daha fazla masif olsalard, evrende onlardan on kat daha az olurdu ve bylece ktle ekimsel etki deimezdi. Bu ince-ayar rnei de, dier pek ou gibi, birka bakmdan baarszdr. Filozof Robert Klee saylarn ince-ayarn gerekliini gstermek zere nasl arptldn gsteren rnekleri listelemitir.[191] Ksaca mikrofizik parametrelerinin ounun szde ince-ayarl olduu konuya nereden baktnzla ilgilidir. Bununla birlikte, Dnya zerindeki bildiimiz ekliyle yaam, birok fiziksel parametre mevcut deerlerinden farkl olsayd, var olamazd. Bunlarn en nemlileri unlardr: 1. Elektromanyetik kuvet, ktle ekim kuvvetinden 1039 kat daha byktr. Bu kuvvetler gleri asndan birbirlerine daha yakn olsalard yldzlar yaam evrimleme ans bulamadan ok nce kerlerdi. 2. Evrenin boluk enerji younluu kimi teorik kestirimlerden en az 10120kat daha dktr. Evren herhangi bir zamanda bu hesaplarn ima ettii kadar kadar geni olsayd abucak patlard. 3. Elektronun ktlesi, ntron ve protonun ktleleri arasndaki farktan daha azdr. Dolaysyla serbest bir ntron, bir protona, elektrona ve antintrinoya bozunabilir. Byle olmasayd ntron istikrarl kalrd ve erken evrendeki elektronlarla protonlarn ou ntronlar oluturmak zere birleir, yldzlarn ana bileeni ve yakt olan ok az hidrojen kalrd. 4. Ntron protondan daha ardr, ama enerji korunumunun ntronlarn bozunmasn engelledii ekirdeklere balanmalarn engelleyecek kadar ar deildir. Ntronlar olmasayd

132/626

yaam gibi karmak sistemlerin inas iin gerekli olan ar elementler olmazd. 5. Karbon ekirdeinin yaklak 7,65 milyon elektron-voltluk (MeV) bir uyarlm enerji seviyesi vardr. Byle olmasayd yldzlar yaamn temelini oluturmaya yetecek kadar karbon retemezdi. Astronom Fred Hoyle antropik argmanlar kullanarak bu enerji seviyesini deneylerle teyit edilmeden nce ngrmtr.[192] Tm bunlar birime bal olmadan ifade edilebilirler. NCE AYAR NE KADAR ANLAMLI? nce ayar meselesinin ne kadar anlaml olduunu grmek iin u parametrelere bir gz atalm. Elektromanyetik kuvvetin gc, ince yap sabiti denilen boyutsuz parametresiyle belirlenir; bu sabit birimelektrik yknn deerine, yani uylamsal olarak e ile gsterilen bir elektronun yknn byklne baldr.[193] ddia bu 'ya yldzlarn yaamn evrimleebilmesine yetecek kadar uzun yaayabilmeleri iin doal deerinden uzaklaacak ekilde ince ayar yapld ynndedir (yukardaki madde 1). Oysa bir sabit deildir. Son derece baarl olan standart paraklar ve kuvvetler modelinden hareketle 'nn ve dier temel kuvvetlerin glerinin enerjiyle deitiini ve byk patlamann ilk anlarnda snn saniyenin ok kk bir diliminde kat be kat deimi olmas gerektiini biliyoruz. Bugnk kavraymza gre, byk patlamann balangcndaki ok yksek scaklktaki ortamda bilinen drt kuvvet, tek kuvvet halinde birlemitir. nceki blmde tarttmz gibi, evrenin kusursuz bir simetri halinden kendisinden doduu, "hiliin" simetrisinden baladn varsaymak akla yatkndr. yleyse doal deeriyle balad; zellikle ktle ekim ile elektromanyetizma eit gteydi. Ancak bu simetri istikrarszd ve evren sourken kendiliinden simetri krlmas denen srele bugn ok daha dk

133/626

enerjilerde deneyimlediimiz drt temel kuvvet birbirinden ayrld ve bu kuvvetlerin gleri bugnk deerlerine evrimleti. Onlar ince ayarlanm deillerdi. Yldzlarn oluumu, dolaysyla da yaam sadece kuvvetlerin yeterince ayrlmasn beklemek zorundayd. Bu bekleme de aslnda saniyenin ok kk bir dilimi kadard. Evren soumaya devam ettike kuvvetler de ayrlmaya devam etti ama bu ayrlma ylesine yavat ki bu eitli kuvvetlerin gleri insani zaman leindeki pratik amalar asndan sabit kabul edilebilirdi. Bugn var olduu haliyle evrenin genel zelliklerini belirlemek iin sadece drt parametre gerekir: elektron ve protonun ktleleri ile elektromanyetik ve gl etkileimlerin u anki gleri.[194]0 (Ktle ekim kuvveti gcnn denkleme protonun ktlesiyle girdii kabul edilir.) Bir yldzn asgari mrnn bu parametrelerin ilk ne dayandn incelemitim.[195] Bu gleri, bugnk deerlerinin on byklk kertesi civarnda bir aralkta rastgele deitirdiimizde yldzlarn yarsndan fazlasnn bir milyar yl aan bir mre sahip olacan buldum. Ar elementlerin retimi iin byk yldzlarn on milyonlarca veya daha fazla yl yaamas gerekir. Bizim gneimiz gibi daha kk yldzlarn gezegen sistemlerinde yaamn geliebilmesi iin de yaklak bir milyar yla gerek vardr. Dnya byk patlamann dokuz milyar yl sonrasnda daha olumamt bile. Uzun mrl yldz gerei geni bir parametre aralnda kolayca karlanabilir. Evrenin bu zellik iin ince ayarlanm olmad kesindir. Antropik tesadflere ynelik ou almadaki ana kusurlardan biri, aratrmaclarn bir tek parametreyi deitirirken dierlerinin tmnn sabit olduunu varsaymalardr. Dahas bu hatalarn btn parametrelerin bamsz olduu gibi tamamen yanl bir varsayma dayanan anlamsz olaslk hesaplamalaryla iyice derinletirirler.[196] Ben almamda tm parametrelerin ayn anda deimesi konusuna zen gsterdim.

134/626

Fiziki Anthony Aguire alt kozmolojik parametrenin byklk kertesi ezamanl olarak deitirildiinde ortaya kan evrenleri bamsz olarak inceledi. Bu incelemesinin sonunda "yldzlarn, gezegenlerin ve zek sahibi yaamn akla yatkn biimde oluabilecei" kozmolojiler ina edebildiini grd.[197] Fiziki Craig Hogan benzer sonular veren bir baka bamsz analiz yapt.[198] Ayrca Japonya'daki Kyoto niversitesi'nin teorik fizikileri yaam iin gerekli olan ar elementlerin, yldz oluumu iin kesin parametrelerin ne olduundan bamsz olarak en gen yldzlarda bile bulunduunu gsterdiler.[199] Bugnk standart temel paracklar ve kuvvetler modeli, halen teori tarafndan belirlenmemi ama deneylerden karlabilen yirmi drt kadar parametre ierir. Modelin binlerce veri noktasn tam olarak betimledii gz nne alndnda, bu grnd kadar kt bir durum deildir. Her halkrda, maddenin ou zelliini belirlemek iin sadece drt parametre gereklidir. Bunlar elektronlarn ve proton ve ntronlar oluturan iki kuarkn ("aa" ve "yukar") ktleleri ve kendisinde deerinin ve dier kuvvet glerinin elde edildii bir evrensel kuvvet parametresidir. Sonunda tm temel parametrelerin, rnein sicim teorisi gibi ktle ekimini standart modelle birletirecek teorilerle tanmlanaca mit edilmektedir.[200] Elektron ve ntronun hesaplanan ktlelerinin yukardaki 3. ve 4. maddelerde belirtilen akmalar salayacak ekilde kp kmayacan bekleyip greceiz. KARBON VE ORGANK MOLEKLLER NCE AYARLI MI? Yaamn temel yapta olan karbonun retimi iin ince ayarn gerektiini syleyen 5. maddeye daha ayrntl bakalm. Astronom Fred Hoyle, karbondaki nkleer enerji seviyesinin 7,65 milyon elektro-volt olduunu baaryla ngrrken antropik argmanlar kulland. Ancak, M. Livio ve alma arkadalar yldzlarda karbon retiminin bu nkleer seviyeye hassasiyetle bal olmadn gsterdiler. Bu daha ok

135/626

karbon retimi iin fazla yksek olmay sadece yzde yirmiyle skalayan helyum ekirdeinden olumu bir karbon ekirdeinin radyoaktif durumuna balyd.[201] Nobel dll fiziki Steven Weinberg bunun, "hi de kl pay olmadn" belirtti.[202] Kimyasal karbon ve oksijen elementleri len yldzlarda meydana gelen nkleer reaksiyonlarda retilmesi en kolay olan elementler arasndadr. Yldzlardaki ana enerji kayna hidrojenin helyuma fzyonudur. ki proton ve iki ntrondan oluan, 2He4 simgesiyle gsterilen helyum ekirdei, kuantum mekaniince ngrld zere gayet istikrarldr.[203] ki helyum ekirdei birbirleriyle birleerek bir berilyum ekirdei karr:
4 4 8 2He + 2He 4Be

Ardndan bir dier helyum berilyumla birleerek karbonu retir:


4 8 12 2He + 4Be 6C

Ve bir dier helyum karbonla birleerek oksijeni retir:


4 12 16 2He + 6C 8O 8 4Be dndaki bu ekirdek retimlerinin hepsi de ok istikrarldr ve

bu yzden sonsuza dek yaayabilirler. Yldzn enerjisi sonunda tkendiinde bu elementler, periyodik tablodaki dierleriyle, zellikle de demirle birlikte, ya buharlamayla ya da ok masif yldzlar sz konusuysa spernova ad verilen muazzam patlamalarla yldzlar arasndaki uzaya dalrlar.[204] Ksaca oksijenin, karbonun ve yaamn temelini oluturan dier elementlerin retiminde hibir ince ayara gerek yoktur. Aslnda bunlar, sradan nkleer reaksiyonlarca retilmesi en kolay elementler arasndadrlar.

136/626

Yaamn molekler bileenlerinin de retilmesi kolaydr. 1952'de yaplan ve oluturulmas sadece bir hafta alan dikkate deer lde basit bir deneyde, nl kimyager Harol Urey'in altnda alan lisans rencisi Stuart Miller, metan, amonyak, hidrojen ve su buhar dolu bir cam kaba yldrm benzetimi salayan 60.000 voltluk elektrik kvlcm gnderdi. O zaman bu deneyin erken Dnya'nn atmosferinin benzetim yoluyla oluturulduu bir deney olduu dnlmt. Sonuta kan rnler arasnda proteinlerin temel kimyasal alt-birimi olan aminoasitler ve yaamn dier hammaddeleri grld.[205] Bugn Miller'n gaz karmnn Dnya'nn yaamn balad zamandaki atmosferini tam temsil etmediini biliyoruz. Baz teistler deneyin nemini karalamak iin buna sarldlar.[206] Ama deneyin ortaya koyduu u esas noktay atlyorlard: Canl maddede grlen karmak, karbon bazl molekller, daha basit maddelerin kullanld kimyasal reaksiyonlarca retilebiliyordu. Bu durum, yaratllarn iddialarna kar basitliin karmakl nasl dourabileceine bir baka rnektir. Astrobiyologlar organik molekllerin erken Dnya'da var olmu ve uzayda halen var olanlar da dahil olmak zere geni bir koullar yelpazesinde ortaya ktn tantlamtr. Molekllerin uzay kkenli olduu, gktalarnn dnyadaki maddenin bulamann asgari olduu zamanda, yani Dnya'ya arpmalarndan hemen sonrasnda yaplan analizlerinde bu molekllerin gzlemlenmesiyle dorulanmtr. Belki de yaamn ilk bileenleri Dnya olutuktan sonra uzaydan geldi.[207] BOLUK ENERJS NCE AYARLI MI? Srada boluk enerjisinin ince ayarl olduu iddias var. Normalde boluun maddeden ve enerjiden yoksun olduunu dnrz. Ancak genel grelilie gre ktle ekimsel enerji bo uzayn eriliinde depolanmtr. Dahas kuantum mekanii, boluun bir asgari sfr noktas enerjisi ierebileceini ima etmektedir.

137/626

Weinberg, herhangi bir boluk enerjisi younluu Einstein'n genel grelilik teorisindeki bo uzay-zaman eriliine neden olan kozmolojik sabit adl parametreye edeer olduundan hareketle bu durumu kozmolojik sabit sorunu olarak adlandrr.[208]Boluk enerjisi sorunu daha uygun bir terimdir. Kaba hesaplamalara gre boluk enerjisi younluu gzlemlerden kan deerinden 120 byklk kertesi daha fazladr. Bu younluk sabit olduundan bu dakiklik erken evrenden itibaren ince ayarlanm gibi grnmektedir; bu sayede onun bugnk deeri yaamn var olmasna imkan tanmtr. Yakn dneme kadar kozmolojik sabitin tam olarak sfr olduu dnlyordu. Bu durumda, bilinen hibir teorik neden olmasa da, ince ayara gerek yoktu. Ancak 1998 ylnda, uzak spernovalar inceleyen birbirinden bamsz iki grup evrenin mevcut genilemesinin hzlandn grerek ard.[209] Daha yakn dnemde yaplan baka aratrmalar da bu durumu teyit etti. Evren yukar dyordu!Bu kozmik ivmelenmenin nedeni evrendeki ktlenin yzde yetmiini oluturan hl tanmlanmam karanlk enerji olabilir. Bir baka mmkn mekanizma ise kozmolojik sabit, yani genel greliliin imkn tand bir boluk enerjisi alan vastasyla ktle ekimsel itmedir. Eer durum buysa, o zaman kozmolojik sabit sorunu yine ortaya kmaktadr. Bu arada artk elimizde zgn hesaplamann eksik olduundan ve uygun bir hesaplamann boluk enerjisi younluunu sfr gstereceinden kukulanmak iin yeterince neden var.[210] Bu yeni tahminlerin yanll gsterilene kadar vakumun yaam iin ince ayarland sonucuna varamayz ve elimizde tasarmc bir ilaha ynelik kesin gereklilik de yok. Ama o zaman kozmik ivmelenmeden kim sorumlu? Yani karanlk enerjinin doas ne? Kozmolojik bir sabit ktle ekimsel itmenin tek sorumlusu deildir. Genel grelilie gre herhangi bir madde alan,

138/626

basnc yeterince negatifse itici olacaktr. Teorisyenler beinci kuvvet denilen karanlk enerjinin, ince ayar gerektirmeyen bir madde alan olabileceini ne srmektedir.[211] Son olarak, kozmologlarn gzlemlenen kozmik ivmelenmeyi aklamak iin karanlk enerjiye bavurulmas konusunda tam olarak ikna olmadklarn ve alternatif mekanizmalar nerdiklerini kaydedelim. BAKA YAAM FORMLARI? Karbon, yaam benzeri nitelikler gelitiren karmak molekler sistemler trnn yapta olmaya en uygun kimyasal element gibi grnmektedir. Bugn bile karbon atomlarndan meydana getirilen yeni malzemeler sper-iletkenlikten ferromanyetizmaya kadar birok mthi, beklenmedik zellikler sergilemektedir. Evrenimizde bulunacak her trl yaam biiminin karbon temelli olmasn ya da en azndan ar element kimyasna dayanmasn bekliyoruz. Ancak bunun kavranabilir her evren iin doru olmas gerekmiyor. Evrenimizde kefedilecek tm yaam formlarnn ayn temel yapya sahip olduu ortaya ksa bile, bundan yaamn fizik yasa ve sabitlerinin bir baka dzenlemesi altnda imknsz olduu sonucu kmaz. nceki blmde ksaca deindiim senaryoya gre, belli fizik yasalar byk bir olaslkla bo uzay-zamandan doan her evren iin ortaktr; fakat dierleri pek ok fiziksel sabitle birlikte kendiliinden simetri krlmas denilen rastlantsal srecin sonucu olabilirler. Baka yasalarn ve sabitlerin var olmas imkan ince ayar argmanlar iin lmcldr. Filozof Gilbert Fulmer, ince ayar argmannn mantksal olarak tutarsz olduunu gstermitir.[212] Ayrntl analizini basitletirerek temel noktay zetleyelim. nce ayar argman unu gerektirir: Evrenimiz iin {U1} olgular kmesi farkl bir {U2} kmesi olabilirdi; fakat bu durumda tek bildiimiz ey olan {U1}'i {U2} hakknda bir ey syleyebilmek iin kullanamayz (Bkz. David Hume'dan alnan bu blmn bandaki epigraf.)

139/626

Tek yapabileceimiz farkl koullar altnda baka bir gezegende yaamn hangi biimde olacana dair kurgular yapmaktr. Elimizde baka yaam rnekleri bulunsayd harika olurdu, ama yok. Ve elektron ktlesinin veya elektromanyetik etkileim gcnn farkl olduu, ya da farkl fizik yasalarnn yrrlkte olduu bir evrende nasl bir yaam biiminin olabilecei hakknda speklasyon yapmak daha da sorunludur. Baka koullar altnda herhangi bir tr yaamn oluup olumayacan syleyecek bilgiye sahip deiliz. Sadece evrenimizdeki dier gezegenlerde deil, farkl fiziksel parametrelere sahip dier tm kavranlabilir evrenlerde de baka hibir yaam formunun mmkn olmadn ispat yk evrenin dnyadaki yaam iin ince ayarlandn ne sren teistlere dmektedir. Byle bir ispat sunmamlardr ve byle bir ispat imkansz grnmektedir. Aslnda ince ayardan hareket eden argmann son tahlilde hibir anlam yoktur. Dostum Martin Wagner'n belirttii gibi, fizik parametrelerinin hibiri her eye kadir bir Tanr'yla ilgili deildir. "Eer isteseydi bizi kat bir bolukta yaayacak ekilde yaratrd."[213] SRAF Tanr'nn varl lehine antropik argman, Tanr'nn varlna kar bir argmana dnecek ekilde ters yz edilebilir. Eer Tanr evreni en az bir baat amala insan yaamnn gelimesi amacyla yaratmsa o zaman evrenin insan yaamna uygun olmas gerektiini beklemek akla yatkn olacaktr. Elbette, Tanr'nn insanlktan baka amalar olduunu syleyebilirsiniz. Bu kitapta defalarca belirtildii gibi, apolojistlerin her zaman verilerle uyuan bir tanr icat etmeleri mmkndr. Gndemindeki esas derdi insanlk olmayan ve insan evrenin bir kenarna sktrveren bir tanr tasavvur etmek hi de zor deildir. Ama bu tanr, insanla byk deer veren ve insan kendi suretinde yarattna inanlan Museviliin, Hristiyanln ve slamn

140/626

Tanrs deildir. Niin Tanr bir para nemsiz karbonu kurtarmak iin tek olunu strap iinde lmeye yollasn ki? Evren insan yaamna uygun olsayd, insan yaamna benzer yaamlarn evrenin her yerinde kolayca gelieceini ve yaayabileceini bekleyebilirdik. Kozmolojik evrenin Yaratl'ta betimlenen evrene benzer hibir yan yoktur. Gerekten de Kutsal Kitap miti kusursuz bir yaratcdan bekleyebileceimize ok yakndr. Ama grdklerimiz orada anlatlanlar deil. Dnya, Yaratl blmnde anlatld gibi dz deil; bir gkkubbenin veya sabit yldzlar kresinin merkezinde yer alan, etrafn ay, gne ve yldzlarn evirdii daire deil. Dnya atipik bir yldz olan gneimizin etrafnda dnen (nasl saydnza bal olarak) on veya daha fazla gezegenden biridir. nsan deneyiminin uzaklk leine gre gne sistemi ok genitir. Dnyann gnee uzakl yz elli milyon, Plton'un alt milyar kilometredir. Gne sistemimizin snrn belirleyen kuyrukluyldzlar kmesi olan Oort bulutu gneten otuz trilyon kilometre uzaa yaylmaktadr. Gezegenler arasndaki uzayda kk asteroitler, kuyrukluyldzlar ve toz bulunmasna karn, gne sistemi esas olarak hibir amaca hizmet etmiyor grnen bo uzaydan olumaktadr. Bu uzaklk leinde gezegenler birer minik noktadr. Ama insani llere gre birer devdir. Dnya'nn ap 12.742 kilometredir. En byk gezegen Jpiter'in ap ise 139.822 kilometredir. Gne sisteminin tesinde yine uzay gryoruz. Gneten sonra bize en yakn yldz olan Proxima Centauri bizden krk trilyon kilometre uzaklktadr. Bu Alpha Centauri denilen l yldz sisteminin bir yesidir. Bu llere ktmzda uzaklk birimi olarak n bir ylda kat ettii mesafeyi (9,45 trilyon kilometre) belirten k yln kullanyoruz. Alpha Centauri sistemi bizden 4,22 k yl uzaklktadr. Bu arada bu ska grlen oklu-yldz sistemlerinin, hayatta kalmamz iin byk nem tayan Dnya'mzn sahip olduu yrngesel istikrar

141/626

salayamadklarn kaydedelim. Anlald kadaryla sadece tek yldzl sistemler yaam destekliyora benzemektedir. Bu da yaamn evrenin gndeminde n sralarda olmadnn bir baka belirtisidir. Gneimiz ve onun gezegen sistemi, iki yz ila drt yz milyar yldz barndrd tahmin edilen galaksinin merkezine epey uzaktr. Ak gecelerde gkte grlen yldzlar eridinden dolay "Samanyolu" adn alan galaksimiz, yz bin k yl geniliinde ve yaklak on bin k yl kalnlnda yass, spiral bir disktir. Samanyolu, grlebilir evrendeki yz milyar civarndaki galaksiden birisidir. Samanyolu'nun hemen dnda, Byk ve Kk Magellan Bulutlar adl iki uydu galaksiye sahibiz. Bunlardan sonra bize en yakn galaksi, 2,44 milyon k yl uzaklktaki Andromeda'dr. "Evren ne kadar byk peki?" diye sorabilirsiniz. Ben bunlar yazdm srada, gzlemlenmi en uzak galaksi, bizden 13,2 milyar k yl uzaklktaki Abell 1835IR1916'yd. Inn bize ulamas 13, 2 milyar yl srdnden ve evrenin imdiki tahminlere gre ya 13,7 milyar yl olduundan, biz bu galaksiyi byk patlamadan sadece be yz milyon yl sonraki haliyle gryoruz. I Abell'den ayrldndan beri evren srekli genilediinden, bu galaksi bugn bizden yaklak krk milyar k yl uzaklktadr. Grebileceimiz en uzak mesafe, yani ufkumuz, Dnya'dan 13,7 milyar yl uzaklktadr. Bunun tesindeki n bize ulamas evrenin yandan daha uzun sre alacaktr. Ufkumuzdaki evren ne denli usuz bucaksz olursa olsun, kozmoloji bunun tesinde ok daha fazlasnn bulunduunu dndrmektedir. ien gen evrene dair byk patlama modeli doruysa evren kck bir zaman aralnda (10-35 saniye kadar) hayal etmesi neredeyse imknsz bir katsayyla bym demektir. te size sz konusu katsayya dair bir tahmin: 1 yazn ve ardna yz tane sfr ekleyin. Sonra 10 saysn bu kuvvete ykseltin (10'u 10100 kuvvetine). Gnlk deneyimlerden veya bilimden bu sayy

142/626

grselletirebilmeye yardm edecek hibir analoji aklma gelmiyor. Grnebilir evrenin bykl (1026 metre) tanmlanabilen en ksa mesafe olan Planck uzunluundan (10-35 metre) sadece 1061 kat daha byktr. Ksaca sylersek: Eer Tanr evreni insanlk iin zel bir yer olarak yaratmsa, insann hi ortaya kmayaca ok byk miktarda uzay israf etmi demektir. Fazla zaman harcad da kesin. Dnya'y yaratmas alt gn yerine dokuz milyar yl alm, zerine bir milyar civar yl yaam yaratmaya harcam ve ardndan insanlk iin drt milyar yl daha uramtr. nsanlar Dnya zerinde, Dnya tarihinin yzde birinden daha ksa sreden beri bulunmaktadrlar. Aslnda dnrseniz, sonsuz gce sahip bir Tanr niin alt gne bile ihtiya duysun? Her eyi bir anda yaratamaz myd? Ve ii bittiinde neden dinlensin? u inanlmaz miktardaki madde israfn bir dnelim. "Atomik madde"den, yani kimyasal elementlerden yaplm, her biri yz milyar yldz barndran yz milyar galaksi... Bunun aydnlk, yani gzle ve optik teleskoplarla grlebilen ksm, evrendeki tm ktlenin sadece yzde birinin yarmdr. Galaksilerdeki maddenin bir yzde buuu daha ayn atomik doaya sahiptir ama "aydnlk" deildir. Atomik maddenin sadece yzde ikisi helyumdan daha ar elementlerden oluur. Bu miktarn sadece yzde birinin yarm yaamn temel elementi karbondan meydana gelir. Yani evrenin ktlesinin 0, 0007'si karbondur. Ve biz kalkm Tanr'nn evreni, yaam iin gerekli karbonu yldzlarda retebilsin diye zel olarak tasarladn dnyoruz, yle mi? Henz tanmlanmam "karanlk madde" evrenin ktlesinin yzde 26'sn olutururken, evrenin yaklak yzde 70'i yine henz

143/626

tanmlanmam ama herhangi bir mucizevi zellik sergilemeyen "karanlk enerji"den oluur. Bu ktle dkmnde evrenin ktlesinin yzde 96'snn yaamla balantl olduu dnlen trde maddelerden olumadn gryoruz. Enerji israf da byktr. Gnein yayd enerjiden, her bir milyar fotondan sadece ikisi Dnya'y stmaya yarar; geri kalan hibir ie yaramadan uzaya dalr. NSANLIK UZAYDA nsann uzay uuuna ok eyler yklenmitir. Uzay uuu, Avrupallarn Keifler a'nda Yeni Dnya'y kefetmesine benzer bir heyecanla karlanmaktadr. Uzay Yolu ve Yldz Savalar gibi "uzay operalar" insanlar hepimizin gnn birinde uzay gemilerine atlayp galaksiyi "k hznda" gezeceimize inandrmtr. ndiimiz her gezegenin ar uzay giysileri giymeden zerlerinde dolaabileceimiz Dnya benzeri bir atmosfere ve koullara sahip olaca hayal edilmitir. Bunlarn etkisiyle de insanln yava yava uzay dolduraca inanc yaygnlk kazanmtr. Ancak bu iler yle, "Komuta sizde Mr. Spock," demek kadar kolay deildir. ncelikle saylarn sylediklerine bakalm. Saniyede 11,1 kilometre hzla (Dnya'nn ka hz) giden bir uzay gemisinin gne sistemine en yakn yldz sistemi olan Alpha Centauri'ye ulamas 144.000 yl alacaktr. Ayn uzay gemisinin galaksimizi boydan boya gemesi ise milyar yl srecektir. "Dnya benzeri" kavramn nasl tanmladnza bal olarak dnya benzeri gezegenlere dair en iyimser tahminler be yz k yllk aralklar iaret etmektedir. Bu da k hzna yakn hzlarda yaklak on alt nesil srecek bir yolculuk demektir. Ayrca bir gezegene "dnya benzeri" yaftasnn yaptrlmas insanlarn burada yaam desteinden yoksun yaayabilecekleri anlamna gelmez. Aslnda, bir gezegenin Dnya'da insan yaamn destekleyen her ayrnty barndrma olasl ok dk olduundan bu gezegenlerin byk ksmnda yaayabilmemiz olas deildir.

144/626

Einstein'n zel grelilik teorisi ilke olarak, uzay aracna binen bir astronotun yaam sresi iinde evrenin herhangi bir noktasna eriebileceini syler. Tek gereken uzay gemisinin Dnya'ya gre yeterli hzda hareket etmesidir. Zaman genilemesi denilen eye gre hareket eden bir saatin duraan bir saatten daha yava iledii gzlemlenir. Fitzgerald-Lorentz daralmas denilen balantl bir etkide ise hareketli nesnelerin llen uzunluu hareket ynnde daralr. Olaan uzay ve zaman algmza kar kan bu olaylar deneyler ve dier gzlemlerle yeterince dorulanmtr. Bunlarn uzay gemisindeki ileyileri yledir: Astronotlar uzay gemisinin iinde beden saatlerinde herhangi bir yavalama hissetmeyeceklerdir. Biyolojik saatleri gemideki saatlerle ayn hzda ileyecektir. Ancak kendi referans erevelerinden lldnde var noktalaryla Dnya arasndaki mesafe daralacaktr. Dnya'daki bir astronom, astronomik nesneler arasndaki bildik mesafeleri lecek ama uzay gemisi saatlerinin yavaladn ve astronotlarn daha yava yalandn gzlemleyecektir. Sabit bir g ivmesiyle, yani Dnya'nn yerekiminin ivmesiyle hzlanan bir uzay gemisi yaptmz (byle bir durum ayn zamanda astronotlara yapay yerekimi salayacaktr) varsayalm. Bu gemi Alpha Centauri'ye Dnya zamanyla be ylda varacak ama gemi zamanyla geen sre iki yl biraz aacaktr. Gemi, on bir gemi-ii ylda galaksinin merkezine ulaabilecektir. Ama bu zaman boyunca Dnya'da yaklak 27.000 yl gemi olacaktr. Astronotlar 2,4 milyon k yl uzaklktaki Andromeda'ya on be gemi-ii ylda eriebileceklerdir. Bu arada, yolculuun ou Dnya'ya gre k hzna yakn bir hzda yaplacandan, Dnya'da da 2,4 milyon yl gemi olacaktr. Yirmi yllk bir yolcuun sonunda gemi, evrenin bugn iin Dnya'dan grlebilen kenarna varacaktr; ama bu arada oktan lm Dnya'nn referans erevesine gre 13,7 milyar yl gemi olacaktr.

145/626

Astronotlar bu yerlerden birinde durup dnya benzeri gezegenleri kefetmeye kalkrlarsa, yolculuun sadece ilk yarsnda hzlanabildikleri ve ikinci yar iin hz kesmek zorunda olduklar iin sre ikiye katlanacaktr. Evreni kefetmeye kalkacak her insann Dnya'yla balarnn tamamen kopaca kanlmaz bir olgu gibi grnyor. Sadece Samanyolu'nun merkezine gidip dnseler bile, 44 yl yalandklar bu yolculuk sonunda Dnya saatiyle lldnde 104.000 yl sonraki Dnya'ya dneceklerdir. Ksaca yldzlara yolculuk edecek her insan ailesini, toplumunu, hatta trn ebediyen geride brakacaktr. Uzak yldzlara ve galaksilere yolculuun imknszln ne srmek iin hibir teknolojik kstlamaya deinmediime dikkatinizi ekmek istiyorum. Bir uzay gemisini k hzna yaklaacak ekilde hzlandracak bir yntem bgn hayal edebileceimiz teknolojinin tesinde olsa da gelecek nesiller iin bu olasl yok sayamayz. Evrenin eitli paralarn kestirmeden birbirine balayan uzay-zaman tnelleri, solucan delikleri vastasyla yaplacak yolculuklardan bahseden yazarlar var.[214] Byle bir ey olabilir mi, bilmiyorum ama ben olabileceinden kukuluyum. Ama bylesi keiflerin gnn birinde gerekleeceini varsayalm. Bir gezegende insanlarn yaayabilmesi iin o gezegenin ne kadar "dnya benzeri" olmas gerekir? Dnya'daki hayat, burada var olan ok zel koullar kmesi altnda evrilmitir. Bizler Dnya'da yaamaya uyum salam durumdayz, uzayn herhangi bir yerinde deil. Uzay yolcularnn youn yaam desteine gerek olmadan zerinde yaayabilecekleri bir gezegen bulmak iin asgari on binlerce k yl dolamak zorunda kalaca sylemek ar ktmserlik olmayacaktr. Ska sz edilen konulardan biri de insanlarn gnn birinde d uzayda, Dnya veya dier gezegenlerin yrngesindeki uzay istasyonlarnda yaayabilecekleridir Bir an iin bu istasyonlarn Dnya

146/626

koullarnn aynsn salayabildikleri kabul edilse bile, onlar bizim Dnya'da atmosfer sayesinde korunduumuz kozmik nlarla baa kamayabilirler. Ayn tehdit biraz nce bahsettiimiz uzun uzay yolculuklar iin de geerli olabilir. Hayalleri kurulan Mars seferlerinde bile astronotlar tehlikeli radyasyon zehirlenmesine maruz kalabilirler. Bu durumda gne sisteminin dna yaplan yolculuk yolcular ldrebilir. Belki gelecein teknolojileri bu sorunu da zecektir. Belki genetik bilimi gerekten uzay yolculuuna uygun yeni bir insan tr yaratacaktr. Ve elbette robot makineleri yollamamz da her zaman mmkn. Akla gelecek olaslklar ne olursa olsun varlacak en gl sonu, insanlarn bu engin evrende u kck mavi benek dnda uzayn baka bir yerinde yaamak zere yaplmadklardr. Belki evrende benzer bir sr mavi benekik vardr, ama Homo Sapiens'in onlar bulmas olas grnmemektedir. Muhtemelen trmz uzayda, Dnya adl uzay gemisinde terk edilmi, gne son hidrojen atomunu yakmadan ok nce soyu tkenmeye mahkm bir trdr. Bununla birlikte, Tanr'nn zel ocuklar olduumuz dncesinden kurtulduumuz anda kendimizi evrim zincirinde bir halka olarak grebiliriz. Genetii deitirilmi veya titanyum ve silikondan yaplm, bizim gibi ksack mr sreleriyle eli kolu balanmam olan torunlarmz baka gezegenlere ulaabilirler. Ve doru olan yapmay baarabilirsek, torunlarmzn daha akll, daha nazik, daha aklc ve bamza musallat olan ve birka yzyldr yaammz bile tehdit eden bo inanlardan kurtulmu olacaklarn umabiliriz. nsanln geleceine ilikin en iyimser bak kabul etsek bile, evrenin insanlk iin zel, kozmik bir amala yaratld sonucuna varmak zordur. nsanla zel bir sevgi besleyen, ama sonra onu uzay ve zamanda kck bir noktaya sren bir yaratcnn var olmas kavranlabilir bir ey gibi grnmyor. Veriler gl bir ekilde tam aksini

147/626

iaret ediyor. Gerekten de evren, insanlk hi dikkate alnmadan meydana getirilmi gibi grnyor. Evrendeki her trden zeki yaamn younluuna dair en iyimser tahminlerde bile, bu uygarlklar hl birbirlerinden boa harcanm uzaydan baka bir ey iermeyen muazzam mesafelerle ayrlm durumdadr. Ksacas, evrenin herhangi bir trde zeki yaam iin zel bir kozmik amala yaratldna inanmak da ok zordur. YAAM LKES? Evrenin karmak yaama ok uygun olmad aka ortada olsa da, yaam var. Baz kiiler srarla tam da bu durumun tek bana kaydadeer olduunu sylyorlar. Fiziki Paul Davies "fizik yasalarnn iine yazl" veya "evrenin doasnn paras olarak yaplm" bir yaam ilkesinin bulunabileceini dnyor. Ama gnmz kimyasnda, fiziinde veya biyolojisinde bir temel yaam ilkesine, yaam ile anti-yaam ayrt edecek bir lan vital'e dair hibir iarete rastlamyoruz. Davies'e gre, "Basit durumlardan karmaklk araclyla yaama ve zekya doru giden ynl evrimi meydana getiren yasa ve ansn doru bir karm kozmoloji iin genellenebilir bir eydir."[215] Davies bu anlay biyologlar Christian de Duve[216] ve Stuart Kauffman'la[217] paylamaktadr. Bu yazarlarn hepsi yaam ilkesini daha nce farkna varlmam, btncl, teleolojik doa yasas olarak kabul ediyor gibi grnmektedir, ama hayli speklatif olan yazlarnda bunun ne olabilecei hi de ak deildir. 3. blmde bahsettiimiz gibi, Nancy Murphy ve dier teologlar, sinirbilimin sunduu deliller nda geleneksel ruh-beden ayrlnn artk geerli olmadn kabul ediyorlar. Ama teolog olduklar iin Tanr'y baka bir yerde bulmalar gerekiyor. Tanr'nn var olmad sonucuna varmalar durumunda ksa srede isiz kalrlar. Bunlardan bir ksm "indirgemeci olmayan

148/626

fizikalizm"e bel balyor. Onlar Tanr'ya bir yer bulabileceklerine ve bu yerde ruhun da bulunacana inanyorlar.[218] Ancak herhangi bir yaam ilkesi, eer varsa, maddi paracklarn izgisel olmayan, yitirgen ama yine de tmyle yerel etkileimlerinden doal olarak ortaya kan kaos ve karmaklk teorisinde rastladmz "zuhur eden ilkeler" trnde bir ey olabilir.[219] Bunlara yeni fizik yasalar denilemez, nk bunlar zaten var olan yasalardan dorudan matematiksel ispatlama yoluyla olmad takdirde, hibir yeni ilke kullanmayan bilgisayar benzetimleri yoluyla karlar. Gerekten de, grdmz gibi, bu simulasyonlar karmakln herhangi bir kapsayc btncl bir klavuz ilkenin yardm olmadan bildik, tmyle indirgemeci fiziksel srelerle basitlikten evrildiine iaret etmektedir.[220] MNK BR KARMAIKLIK CEB Yaygn dnce evrenin son derece karmak bir yer olduu ynndedir. Ama konuyu bir kez daha dndmzde bunun bizim ve gezegenimizin greli karmak olduu gereinin sonucu olan bir seim etkisi olduunu grebiliriz. Evrendeki enerjinin ve maddenin byk ksm ok az yap sergiler ve tasarma ilikin hibir iaret gstermez. Daha nce belirttiimiz gibi, evrenin ktlesinin yzde 96's tam doalar henz bilinmeyen ama bildik atomik maddeden olumadklar kesin olan karanlk madde ve karanlk enerjiden oluuyor gibi grnmektedir. Bilebildiimiz kadaryla bu bileenler ok az yapya sahiptir. Kozmik mikrodalga ardalan nmnn ok dk enerji protonlar bile galaksideki atomlardan milyarlarca kat fazladr. Bu paracklar evrenin her yanna, yz binde bir orannda ve eit yaylmtr. Sanki sl dengede azami entropiye sahip ve Kelvin leindeki mutlak sfrn sadece derece stnde bir gazm gibi, neredeyse tamamen rastgele hareket ederler. Grnen az miktarda yap, erken evrende meydana gelmi ve galaksi oluumunu tetiklemi rastgele dalgalanmalarn

149/626

kalnts kabul edilmektedir. Bir kez daha tasarmn yokluu apak ortadadr. Fiziki Max Tegmark evrenin neredeyse hibir bilgi barndrmadn, yani btnde hibir yapya sahip olmadn,[221] biz insanlarn alglad geni bilgi ieriinin znel bak amzdan kaynaklandn ne srer. Kuantum mekaniine gre evren, tmyle rastlantsaldr, tm mmkn gerekliklerin st ste binmesidir. Ancak bizzat gzlem eylemi bu gerekliklerden yalnz bir tanesini semektedir. Popler yazar Derek Chopra gibi kimi kuantum gizemcileri bu durumu insanlarn "kendi gerekliini yaratma" yeteneine yormaktadr.[222] Ancak deliller ak bir ekilde tam aksine iaret etmektedir.[223] Kendi gerekliimizi yaratabilseydik, hepimiz yirmi yandayken grndmz gibi grnmeyi srdrebilirdik. Ama Chopra bile biz dierleriyle birlikte yalanmaktadr. Gzlerimiz tarafndan seilen gereklik tam anlamyla br zar atmadr. Tegmark hedefi tutturamam olsa bile, zelliklerine baklmakszn muazzam bykle sahip herhangi bir rastgele evren, usuz bucaksz kaos denizinde doal olarak en az birka karmaklk cebi yaratacaktr ki evrenimizde olan da tam bu gibi grnmektedir. ansla tutarl olan bylesi nadir sapmalar aklamak iin bir yaratcya ya da oklu evrenlere ihtiyacmz yoktur. Teistlerin yaratc gerektiren yaama ilikin iki elikili kantlama sunmalar da elencelidir Bazen bunlar ayn kiinin ne srdne bile rastlyoruz. nce ayar kantlamasnda, evren yaama kar ylesine uygundur ki mutlaka yaam dnlerek yaratlm olmaldr. Ama eer evren yaam iin bu kadar uygunsa, o zaman yaamn doal srelerle gelimesini ve yaamn devam etmesini salayan bir Tanr'ya gerek olmadn bekleyebiliriz. kinci kantlamada, evren yaam iin uygun olmaktan o kadar uzaktr ki yaam doal srelerle ortaya km olamaz; mutlaka Tanr eliyle yaratlm ve Tanr'nn srekli

150/626

eylemleriyle devam ediyor olmaldr. te yandan verilerle ok daha uyumlu olan ok daha basit nc bir imkan vardr; bizler sadece koullarn ve tesadflerin rnyz. Eer Tanr maddeyi insan yaamn dnerek yarattysa, bu amac iin maddeyi fazla kullanmamtr. Eer Tanr dzeni yarattysa, ondan da pek fazla yaratmamtr. Gzlemlenen evren ile fiziin yasa ve parametreleri, Tanr olmad takdirde nasl grlmeleri beklenirse tam yle grnmektedir. Bundan byle bir Tanr'nn var olmad sonucunu makul kuku gtrmez ekilde karabiliriz. Bu kitap baskya girmek zereyken yaynlanan bir makalede Roni Harnik, Graham Kribs ve Gilad Perez hibir zayf nkleer etkileim iermeyen bir evren yaplandrdlar.[224] Bu evrenin byk patlama nkleosentezinden, madde egemenliinden, yap oluumundan ve yldz oluumlarndan getiini grdler. Yldzlar milyarlarca yl yanyor, demire varana dek elementleri sentezliyor ve ar elementleri spernova patlamalaryla yldzlararas bolua sayorlard. Kimya ve nkleer fizik zde deimeden kalyordu. Bu, evrende belirli parametrelerin (burada zayf nkleer etkileimlerin) yaam iin ince ayarl olduu iddiasna kar yukarda sylenenlere eklenebilecek bir dier rnektir.

6 VAHYN FYASKOLARI
Eer ncil'deki tarih ve bilimle ilgili szlerin dorularla elitii incil d kaytlarca, arkeolojik kazlarda bulunan eski belgelerce veya modern bilimin tesis edilmi olgularnca ispatlanabilirse, bu dinsel meselelerdeki gvenilirliine de ciddi bir kuku drecektir. Bir baka deyile, eer ncil'deki kaytlarn dorulanabilen olgualanlarn da yanllanabilirlii ispatlanrsa, o zaman ncil snanamayan alanlarda da gvenilmez olacaktr. Archer L. Gleason VAHYN SINANMASI Musevilerin, Hristiyanlarn ve Mslmanlarn Tanrsnn insanlkla iletiim kurduuna inanlr. Her inan ve adan gizemciler bu iletiimin gerekletiini bildirmitir. Tanr'dan aldklarn iddia ettikleri bilgi dinsel edebiyat doldurmutur. Malzemenin ou ezoterik ve kolayca dorulanamaz olmakla birlikte, vahyedilen hikmetin bir ksmnn deneysel snamaya uygun kmasn beklemek gerekir. Bu beklenti zellikle gzlemlenebilir lem ve fiziksel olaylarla ilgili bildirimler iin geerlidir. Dnya hakknda vahiy geldii zamann bilimi tarafndan bilinmeyen ancak daha sonra gzlemlerle onanacak dikkate deer zgl bilgi rnekleri bulabilmemiz gerekir. Ayrca akla yatkn alternatif aklamalar bulunmayan birok baarl gelecek ngrs rnei de bulabilmeliyiz. Ama tam tersini buluyoruz. ddia edilen vahiylere dair kutsal yazlar ve dier kaytlar, fiziksel dnyayla ilgili bilimle pek ok uyumazlk gstermektedir. Bunlar, 2. blmde bahsettiimiz biyolojik evrim konusunda olduu gibi, "teoriler" zerindeki anlamazlklar deil, bugn salamca tesis edilmi deneysel olgularla olan uyumsuzluklardr. (Eh,

152/626

aslnda evrim de tesis edilmi deneysel bir olgudur ama bu durum onun siyaseten tartmal olmasn engellememitir.) Benzer ekilde, iddia edilen vahiylerin kaytlar, gelecek olaylara ilikin doastne bavurmadan akla yatkn bir ekilde aklanamayacak hibir ngr iermemektedir. tip vahiy baarszln tartacaz. lkinde mistik veya dinsel bir deneyimle elde edildii ne srlen ve deneyimi yaadn iddia eden birey tarafndan baka trl bilinemeyecek hibir bilginin imdiye kadar onaylanmam olduunu; ikincide kutsal yazlarn vahim bilimsel hatalar ierdiini; ve ncde ncil'deki tek bir "riskli" kehanetin bile gerekletiinin nesnel yollarla gsterilemediini greceiz. Sonunda da eldeki somut delil yokluunun, k (Exodus) ve sa'nn doumuyla lmn evreleyen olaylar gibi nemli Kutsal Kitap yklerinin Kutsal Kitap'ta anlatld boyutta ve ekilde gereklemi olamayacan kesin olarak ispat ettiini greceiz. Btn bunlardan kan sonu ise udur: Kutsal yazlar ve dier bildirilen dinsel deneyimler vahyedilmi bilgi kaynaklar deildir. imdi, bu sonularn karlmasnda bir kez daha standart bilimsel lt her trl srad iddiann snanmasnda kullanlan ayn lt kullanyoruz. Kiisel tanklklar ve anlatlar, srad iddialarn doruluu konusunda delil deeri tamaz (veya ok az tar). yi kontrol edilmeyen deneyler iin de durum ayndr. Dahas, gelecekteki olaylara ynelik ngrler riskli deillerse, yani ngrld gibi kmama olaslklar yoksa pek deer tamazlar. Gnein doacan ngrmek riskli deildir ama domayacan sylemek... te bu risklidir! Ayrca, aikar grnse bile belirtmek gerekiyor: ngr, olgudan nce yaplmaldr. Kutsal yazlarda gerekletii iddia edilen kehanetlerin ou, ilgili olaylar gerekletikten sonra yaplmtr. DNSEL DENEYMLER

153/626

Ruhsal vahiyin snanabilir sonular retmesi beklenebilecek konulardan biri "dinsel deneyim" ad verilen olaylardr. nsanlar tarih boyunca derin, yaam seyrini deitiren gizemli deneyimler yaadklarn ve bu grlere dayanarak kehanetlerde bulunduklarn iddia etmilerdir. Bu insanlar Tanr veya bir baka gereklikle temas ettiklerini sylemilerdir ve sylemeye devam etmektedirler. Ben (televengalistler hari) bu insanlarn ounun samimiyetine inanyorum. Ancak bamsz bir onaylama olmad srece bahsettikleri deneyimleri tmyle kafalarnda yaam olmalar mmkndr. nc blmde grdmz zihnin zel glerine ynelik iddialardaki gibi, dinsel deneyimlerdeki doastnn yerini snayacak yollar bulunabilir. Bir kez daha belirtelim: Bilimin doastne dair syleyecek sz bulunmadna ilikin yaygn kanya ramen aslnda yaplacak i ok basittir. Eer bir kii, maddi dnyann tesindeki bir gereklikle temasa gemesini salayan dinsel bir deneyim yaamsa, bu kiinin dnya hakknda deneysel olgularla denetlenebilen derin ve yeni bir bilgi edinmi olmasn beklemek makuldr. mdi, dinsel bir deneyim yaayan bir insan tipik olarak teki taraftan, biz insanlarn birbirimizi sevmemiz, birbirimize zen gstermemiz, hayvanlara iyi davranmamz, evreyi korumamz ve fazla krmz et yemememiz gerektii trnden mesajlar getirir. 3. blmde de grdmz gibi, tamamyla maddi olan beyin sreleri, mistik deneyimlerde bildirilen deneyimlerin aynlarn retebilmektedir. Gerekten de bu tr deneyimler eitli fiziksel ve kimyasal yollarla meydana getirilebilmektedir. Ksacas, bir "dinsel deneyim" kendi bana doast bir olayn delili olamaz. Ama skc vaizleri bir kenara brakp tanry grme deneyimi yaayan bir kiinin bu sayede tamamen fiziksel olan yollarla elde etmesi mmkn olmayan yeni bir bilgi edindiini varsayalm. rnein yirminci yzylda bir kii 26 Aralk 2004 tarihinde Hint Okyanusu'nda meydana gelecek dev bir tsunaminin on binlerce kiiyi ldreceini

154/626

ngren bir "gr" yaam olsun. Byle bir ey olsayd, maddi dnyann tesindeki bir gcn varln ciddiye almamz gerekecekti. Ksacas, dinsel deneyimin te dnyaya ait bileeninin geerlilii snanamaz deildir. Ancak birok ykye ramen, bu trden raporlarn hibiri bilimsel incelemeden salam kamamtr. Mistiklerin kehanetlerinin ya makul bir snama yaplamayacak kadar belirsiz, ya da btnyle baarsz olduu ortaya kmtr. Tarihte ka defa, hem de tarih verilerek dnyann sonunun geleceinin bildirildiini bir dnn. Dnya hl yerinde duruyor. Bildirilmi dinsel deneyimler, iddialarnn kozmik oranlarna ramen, tmyle nemsizdir. Saygn bilimsel eser ve kaynaklarda duyu-d alglama, zihinle madde kontrol, duann etkisi ve benzer mistik veya yar-mistik iddialara ilikin hibir baarl (yani tm olaan aklamalar devre d brakacak, istatistiksel andan anlaml) deneysel snamann bulunmadn 3. blmde grmtk. Benzer ekilde, dinsel deneyimlerle elde edilen zel vahiyler de genel bilimsel bilginin paras olmamtr. Bu tr fenomenlerin henz tespit edilemeyecek kadar dk bir seviyede geliebileceini ya da bu meselenin hl tartmal olduunu sylemek yetmez. nananlar, inanmayanlar dogmatik kukuculukla veya "gzlerini hakikate amak" istememekle sulayabilir. Ama bizim gzlerimiz ak ve Tanr hipotezi altnda yzmze tokat gibi arpacak ikna edici bir delil gremiyoruz. Dinsel deneyimler tektanrl dinlerin rettii kadar derin nemde olsayd en kat kukucularn bile gz ard edemeyecei veriler bulunurdu. Tabii Tanr'nn doayla ilgili deneysel olarak snanabilecek baz fiziksel gerekleri aklamamay setii ne srlebilir. Ama tektanrl dinlerin Tanr'snn ahlaki bilgiyi vahyettiine kesinlikle inanlmaktadr. Ve bu ahlaki bilgi, 7. blmde tartacamz gibi, deneysel olarak snanabilir. Aslnda, ahlaki bilgi salayan bir Tanr hipotezinin,

155/626

kutsal yazlarda bulunan ve vahiy olduu kabul edilen ahlaki retilere en koyu dindarlarn bile riayet etmedii gzlemlenebilir gereiyle yanllandn greceiz. nsanlara maddi yollardan elde edemeyecekleri bilgiler baheden bir Tanr'nn u ana dek varlna dair snanabilir deliller sunmas gerekirdi. Ama sunmamtr. Deliller kart sonuca iaret etmektedir. Byle bir Tanr'nn var olmadn gnl rahatlyla syleyebiliriz. KUTSAL YAZILAR VE BLM Vahiyin bilimsel delillerini imdi kutsal yazlarda arayacaz. Bu kitaplardaki mulakl en az ve en berbat bilimsel hatalar, bugn astronomi, kozmoloji ve biyoloji bilim dallarnda incelenen fenomenlere ilikin sylenenlerde bulunabilmektedir. Byk patlama kozmolojisinin Yaratl blmnde yazlanlar teyit ettii, dolaysyla da Kutsal Kitap'n Tanr'snn varln "ispatlad" iddialarn ska duyuyoruz. Ancak hemen her kltr ve dinin kendi yaratl miti vardr ve bilimsel olgularn yannda bunlar da Kutsal Kitap'ta sunulan ayrntlarla karlatrmamz gerekir. Gemiten bugne binlerce dinin varl yznden her bir yaratl yksn burada listelememiz mmkn deil. Bu nedenle ilerinden, en azndan ncil'in yaratl anlatlarnda tek kaynak olmadn rnekleyecek birkan seeceiz. Eski bir in miti bize her eyin kaosla baladn syler. Evren kara bir yumurta (karadelik?) gibiydi. Pan Gu adl bir tanr baltasn savururak yumurtay krar ve gkler genilemeye balar. Pan Gu'nn bedenindeki pireler ve bitlerden insan meydana gelir. Apai mitine gre balangta hibir ey yok ne Dnya, ne gkyz ne gne ne de ay... Karanlktan, ince bir diskin iinde oturan sakall bir adam, Yaratc (Yukarlarda Yaayan) ortaya kverdi.

156/626

Tahiti yks, Taaroa, yani "sadece olan" ile balar. Taaroa bolukta yapayalnzdr. Her yana, her yne seslenir ama yant gelmez. Bunun zerine kendisini evrene dntrr. Kutsal Kitap'ta ve Kuran'da, ezeli ve ebedi var olduu kabul edilen Tanr evreni alt gnde yaratr. Yaratl blmndeki ykye gre Tanr Dnya'y ilk gn yaratt. Drt gn sonra ise Tanr gnei, ay ve yldzlar yaratt. Peki, bilim bize evrenin kkeni hakknda ne sylyor? Gzlemsel kozmoloji getiimiz yllar iinde artc lde kesin bir bilime dnt. Uzayda ve yerdeki teleskoplarla ve dier aletlerle elde edilen veriler bugn, byk patlamann genileyen evren modelini kuvvetle desteklemektedir. Bu model, on milyarlarca galakside bulunan grnebilir maddeyle ok daha fazla miktarda grnmeyen "karanlk madde" ve "karanlk enerji"nin bugnk astronomik tahminlere gre 13,7 milyar yl nce minicik bir uzay younluundan ktn sylemektedir. Gzlemler Dnya'nn byk patlamann balangcndan dokuz milyar yl sonra olutuuna iaret etmektedir. Bu bilgi Yaratl blmnde sunulan olaylar silsilesiyle tamamyla eliiyor. Dahas, Kutsal Kitap yaratln ok daha yakn zamanda, on bin yl nce gerekletiini ima eder grnmektedir. Kutsal Kitap'n sylediine baklrsa btn canl "trleri" o zaman yaratld ve o zamandan bu yana deimedi. Bu bilgi evrimle elimektedir. Kutsal Kitap boyunca evrenden, dz ve hareketsiz Dnya'nn zerindeki bir "kubbe" ("sema") olarak sz edilir.[226] Yaratl blmnde ada bilimin izdii resme benzeyen pek az ey gryoruz. Btn bu olgular bizi tek bir sonuca gtryor: Kutsal Kitap'n yaratl yks tamamen yanl.[227] Tam kaostan balayp genileyen bir evrenden bahseden ve evrim imas tayan in miti bilime, ncil'in mitinden ok daha yakn duruyor. Ancak buna da bilimsel verinin doru bir betimlemesi demek epey zor.

157/626

Teistler sklkla byk patlama fikrini 1927'de katolik papaz olan Georges Lematre'in ilk defa ortaya attn gndeme getirirler. Bu dorudur. Ama Lematre papazlnn yan sra sekin bir astronomdu ve dnnde ilahi yaratl kukusuz pay tamakla birlikte, nerisi teolojiden ok bilime dayanyordu. 4. blmde bahsettiimiz gibi, papaya byk patlamay Kilise'nin mutlak retisi yapmamasn tavsiye etmiti. Kukucu kaynaklarda kutsal kitaplarda bulunan dier tip bilimsel hatalar ve rnein pi saysnn deerinin olduunu syleyen bilimsel deerleri kukulu beyanlarn yapld yerler listelenmitir. Ancak Kutsal Kitap'n dilinin belirsizlii ve mulakl yznden bunlar tartmamza gerek yok. Bahaneciler Kutsal Kitap'taki pek ok hatay olduundan daha az zarar verici gsterecek yollar her zaman bulabilirler. imdi, Tanr'nn, eer varsa, insanlarla anlayacaklar bir dilden konumasn beklememiz gerekir. Kadim halklarn insanlarn modern bilim dilini anlamalarn veya pi saysnn tam deerini bilmeye gerek duyduklarn (piramitler gibi devasa antlar yapanlar hari) bekleyemeyiz. Yine de savmz (artk tandk gelmesi gereken) u szlerle ifade edebiliriz: Gzlemlerimiz bu rnekte doal dnya hakknda Kutsal Kitap'ta ve Kuran'da okuduumuz cmleler vahyedilmi hibir yeni bilgi olmad takdirde nasl grnmeleri gerekiyorsa tam da yle o dnemin insann anlay neyse yle grnmektedir. Ksaca onlar sanki insanlarla vahiyler veya kutsal kitaplar yoluyla konuan bir Tanr yokmu gibi grnmektedir. SA KEHANETLER Farkl olabilirdi. Kutsal kitaplar, dnemin insanlarna anlalmaz gelen ve bugn de hl gizemli, ezoterik bilgi olarak kaydedilen vahiyler ierebilirdi. Bu bilgiler daha sonra bilim ve tarih gibi dier bilgi sanatlar gelitike gittike daha az gizemli hale gelebilirdi.

158/626

Mesela, Yeni Ahit'te yle bir pasajn bulunduunu varsayalm: "Efendimizin douunun zerinden iki bin yl gemeden bir adam gkkubbedeki bir baka dnyaya kacak ve minik bir kreye sopasyla vurup gzden kaybolana dek uuracak."[228] Kukusuz sa'nn dneminde hibir lml iki bin yl sonra insanlarn Ay'a ayak basacan dnemezdi. Golf hakknda bir ey bilmesi de beklenemezdi. Ama Kutsal Kitap'n hibir yerinde doru kan riskli bir ngrye rastlamyoruz. Elbette vaizler buna aldrmadan cemaatlerine pek ok Kutsal Kitap kehanetinin gerekletiini anlatmaya devam ediyorlar. Campus Crusade for Christ'tan Josh McDowell, otuz yl nce yazd Evidence That Demands a Verdicte adl kitapta[229] sa'ya Tanr'nn Olu olarak iman etmenin entelektel bir temeli bulunduunu iddia etmiti.[230] McDowell, Eski Ahit'te sa'nn Mesih olarak geliini ngren altm bir kehanet bulup listelemiti.[231] Mesela, Kehanet 1'e bakalm (alntlar bire birdir):[232] KEHANET Seninle kadn arasna ve senin soyunla onun soyu arasna dmanlk koyacam; o senin bana saldracak, sen onun topuuna saldracaksn. (Yaratl, 3:15) GEREKLEMES Ama zaman dolduunda, Tanr, bir kadndan doan, Yasa altnda doan Olu'nu gnderdi. (Galatyallar, 4:4) Buradaki ngr nedir, emin deilim. sa'nn bir kadndan doduu mu? McDowell sklkla kendini tekrarlar. 14. ve 32. kehanetlerde

159/626

Matta 22:43-45, braniler 1:3, Markos 16: 19 ve Elilerin leri 2:34-35'te yer alan sa'nn Tanr'nn sanda oturduunu bildiren ifadeleri, "Rab efendime dedi ki: Ben dmanlarn ayaklarna tabure yapncaya dek samda otur'" (Mezmurlar, 110:1) cmlesinin gereklemesi sayar. McDowell'n Kutsal Kitap kehanetlerinin basit bilimsel ngrden farkl bir ey oldunu dnd kesindir. sa'nn Tanr'nn sanda oturduunun bilimsel anlamda dorulanmadn not edersem fazla abartm saylmam herhalde. McDowell'n listeledii bu kehanetler ncil'den baka hibir yerde teyit edilmemektedir. Olaylarn, zellikle de "gktekilerin", gerekten betimlendii gibi gerekletiine dair hibir bamsz delile sahip deiliz. Doast bir eyin gerekletiine dair srad bir iddiada bulunmadan nce saduyunun sesine kulak verip olaylarn kurgusal olduu, ncil'deki kehanetlere uyacak ekilde yazld gibi ok daha olaan ve akla yatkn aklamalar elememiz gerekir. rnein, 55. kehanet Davut'un mezmurlarndan birinin banda yer alan, "Tanrm, Tanrm, beni neden terk ettin?" (Mezmurlar, 22: 1a) cmlesini alr ve burada sylenenin Matta'ya gre sa'nn armhtaki son szleriyle (Matta, 27:46) gerekletiini syler. Peki, unlardan hangisi daha akla yatkndr: Davut'un bin yl nceden Mesih'in son szlerini (Davut byle bir tanm yapmamaktadr) ngrmesi gibi srad bir olay m, yoksa Matta'nn armha gerilme yksn anlatrken cmleyi sa'nn azndan km gibi yazm olmas gibi tamamyla sradan bir olay m? Ya da belki sa mezmurlardan hatrlad bu szleri gerekten sarf etmitir. McDowell'n rneklerinden ou Hristiyan edebiyatnda ska kullanlmtr. sa'nn geliiyle ilgili kehaneti dnelim: "Ama sen, ey Beytlehem Efrata, Yahuda boylar arasnda nemsiz olduun halde, srail'i benim adma ynetecek olan senden kacak. Onun kk ncesizlie, zamann balangcna dayanr." (Mika, 5:2) Elimizde sa'nn Beytlehem'de (Beytllahim) doduuna inanmak iin Yeni Ahit'ten baka hibir kayt yoktur. Luka'nn sa'nn Doum yksnde anlatt

160/626

Sezar Agustus'un Roma dnyasndaki herkesin "vergilendirilmesi" (Kral James Versiyonu) veya "saylmas" iin (Gzden Geirilmi Standart Versiyonu) zere memleketine gitmesi buyruunu tarih dorulamamaktadr. Oysa bylesi muazzam bir giriimin mutlaka baka bir yerde kayd olmaldr. Tarihte byle bir saym kaytldr ancak Galile'yi deil sadece Judea'y kapsamaktadr ve MS 6-7 yllarnda yaplmtr. Buysa sa'nn M 4'te len Herod dneminde doduu bilgisiyle elimektedir.[233] Benzer ekilde, eski dnemlerde kuyrukluyldzlar ve spernovalar gibi pek ok gksel olay kaydedilmi olduu halde, sa'nn doumunda gkte yan bir yldza dair tarihte hibir kayt bulunmamaktadr. Ayrca Herod'un masum bebekleri katlettirdiine dair de bir kayt yoktur. Yahudi limler Philo (50 dolaylar) ve Josephus (93 dolaylar) Kral Herod'un tahtn korumak iin baz akrabalarn ldrttnden bahsederler. Ama ikisi de masum bebeklerin katlediliinden hi sz etmezler. Dahas, sa hibir zaman srail'in kral olmamtr. Kehanetin bu ksmnn yerine gelmedii aktr. Ve aya, 7:14'te bildirildii gibi "mmanuel" adyla hi arlmamtr. Yeni Ahit'teki kehanetlerden belki en nemlisi, ncil'de bolca tekrarlandka, bir trl gereklemedii iin yaral parmak misali szlamaya devam etmektedir. Matta 16:28, 23:36, 24:34 ve Luka 9:27'de sa mritlerine, onlar lmeden nce geri dneceini ve bir nesil iinde kralln kuracan syler. Hl bekliyoruz. Yeni Ahit'in en nemli anlatsnn, yani sa'nn armha geriliine ve diriliine ilikin olaylar hakknda da kutsal kitap dnda delil yoktur. Hristiyan kaynaklarda bu olaylarn nceden bildirildiine dair ynla iddia vardr. Ama yine elimizde ncil dnda daha akla yatkn aklamay ncilleri yazanlarn sa'nn yaamn Eski Ahit'teki Mesih

161/626

kavraylarna uyduracak ekilde kurguladklar aklamasn bertaraf eden bir delil bulunmuyor. Birok insan buna, grg tanklarnn sa'y ldkten sonra aralarnda dolarken grdklerine dair ifadelerinden dolay inandn sylemektedir. Ancak bu tanklklar olaydan yllar sonrasna dayanan ikinci el tanklklardr ve yine sadece ncil'de yer almaktadrlar. Kald ki annda kaydedilmi tanklk bile olaydan iki bin yl sonrasnda hl sorgulanmaya ak olurdu. Onlarca yl sonra kaydedilmi grg tanklnn ise srad delil saylmas mmkn deildir. Dahas gnmzde olay yerindeki grg tankl bile gvenilmez durumdadr.[234] Geen on yl iinde yedisi idama mahkm, toplam altm dokuz hkml DNA kantlarna dayanlarak serbest braklmtr. Bunlarn ou olay yerinde grg tanklyla mahkm edilmilerdi. imdi, sa'nn doum yksnde anlatlan olaylar iin bamsz kantlarn bulunmas gerektiini kolaylkla dnebiliriz. Matta, sa'nn lmnde neler olduunu yle anlatr: "O anda tapnaktaki perde yukardan aaya yrtlarak ikiye blnd. Yer sarsld, kayalar yarld. Mezarlar ald, lm olan birok kutsal kiinin cesetleri dirildi. Bunlar mezarlarndan kp sa'nn diriliinden sonra kutsal kente girdiler ve birok kimseye grndler." (Matta, 27:51-53) Bu muazzam olaylara dair ncil dnda bir kayt yine yoktur. Burada tarif edildii ekliyle bir eyler olsayd Philo, Josephus veya dnemin birok tarihisinden en az birinin bunlardan bahsetmesi gerekirdi. sa'nn lmnden onlarca yl sonra Pagan kaynaklarda geen birka "Christus" sz de gereken onamay salamamaktadr. Bu bahisler sadece imparatorluk iinde yeni bir kltn doduuna dair raporlardan ibarettir. Josephus'un yazlarnda yer alan ve ncil'deki baz ykleri dorular gibi grnen ifadelerin geerlilii konusunda da ciddi kukular bulunmaktadr.[235] ncelikle bunlar da sa'nn lmnden ok

162/626

sonra yazlmtr ve birinci elden gzlemler deildir. Ksacas, o dnemde yazp kayt tutmu upuzun pagan ve Yahudi limler listesine ramen[236] sa'nn deil dirilmesi, Pontius Pilatus tarafndan yarglandna dair bile kayt yoktur. Hristiyan apolojist William Lane Craig, bo mezar sa'nn diriliine delil olarak gstermektedir.[237] Ancak okuyanlarn da hemen fark edecei gibi, ncillerin bu olay anlatlar arasnda tutarszlklar vardr. Sadece u drt anlaty karlatrn: Markos 16:1-8, Mata 28:1-10, Luka 24: 1-11 ve Yuhanna 20:1-18... Srf tartma hatrna bo mezar yksnn doruluunu varsaysak bile, ok daha basit bir aklama mevcuttur. Diyelim ki Paris'te tatil yapyorsunuz ve bir sabah iinizden kalkp Napolyon'un mezarn ziyarete gitmek geldi. Gidiyorsunuz ve bir de bakyorsunuz, o da ne, mezar bombo! Hemen imparatorun mezarndan kp ge ykseldii sonucuna m varrsnz? Hi sanmam. Birinin ly alp gtrdn dnrsnz! Kadim zamanlardan biri birok yazar nciller'de anlatlan sa'nn doumu, yaam, lm ve diriliine ilikin yknn kadim dnyann eitli gizem kltleri ve dinlerinde yer alan kurtarc-tanr ykleriyle byk benzerlikler tadn belirtmitir.[238] Konunun ok tartmal olduu dorudur. Erken kilise dneminin art alan hakknda kapsaml almasnda Everett Ferguson, bu genellemelerin ounun yntembilimsel sorunlarla dolu olduunu ve gizemli dinlerle Hristiyanlk arasndaki benzerliklerin abartldn syler.[239] Ancak bu abartmalarn byk ksmnn bizzat Hristiyan yazarlardan geldiini de kabul eder. Ksacas sa'nn yks, tam da dier tanr-insanlarn ykleri ablon alnsayd nasl olacaksa yle grnmektedir.[240] Erken Hristiyan kilise babalar Justin Martyr (. 165), Tertullianus (. 225) ve Ireneos (. 202) sa'nn yksnn nceki anlatlara dayandn ne sren dnemin pagan eletirmenlerine yant vermek zorunda kalmlardr. Bu babalar, benzerliklerin safdilleri kandrmak

163/626

iin sa'nn yksn zamanndan ok nce kopyalayan eytan'n ii olduunu iddia etmilerdir. Bamsz onaylamann yokluunda Yeni Ahit'i, Eski Ahit'teki brakn altm dokuzu, tek bir kehanetin dorulan olarak bile kabul edemeyiz. ncillerde anlatlan sa yks, tm onaylanmam mucizevi olaylaryla birlikte ok daha akla yatkn bir ekilde aklanabilir. Bu yk sadece Yahudi geleneklerine uysun diye deil, ayrca Hristiyanl bir kabile dini olmaktan daha teye tamak iin de kurgulanmtr. yk iine yerletirilen insan-tanr mitleriyle Yahudi olmayanlar iin de ekici klnmtr.[241] Tm bunlar, baz aratrmaclarn iddia ettii gibi, sa mitinin gerekten yaam birine dayanmad anlamna gelmez.[242] Tanr'nn varlna kar kmak iin bylesi bir varsayma gerek yoktur. Biz burada, ncillerin Eski Ahit'te ifade edildii sylenen eitli kehanetlerin baars iin delil olarak kullanlamayacan grdk. Bunun nedeni de elimizde bu olaylarn gerekletiine dair hibir bamsz onaylama yolunun olmamasdr. ESK AHT KEHANETLER Eski Ahit'in metninin kendi iindeki olaylara ilikin ngrleri iin de benzeri bir sonu karlabilir. Fiziki Hugh Ross, Reasons to Believe [nanmak iin Nedenler] adl web sitesinde gerekletiini iddia ettii Eski Ahit kehanetlerini sralamtr. Daha nce tarttmz Mesih'in gelecei ngrsne ek olarak Ross, ngrlen olayn Eski Ahit'te gerekletii eitli ngrleri listelemitir. rnein, aktardmz u pasaja bakn: "Tanr'nn peygamberlerinden biri (isim vermiyor ama muhtemelen Yoiya), Yahuda'nn gelecekteki krallarndan Yeua adl bir tanesinin, srail'in kral Yarovam'n oklt rahiplerinin (ykseklerin' rahipleri) btn kemiklerini toplayp Yarovam'n sunanda yakacan sylemitir," diyor (1 Krallar, 13:2 ve 2 Krallar 23:15-18). Bu olay, nceden bildiriliinden yaklak yz yl sonra

164/626

olmutur.[243] Tim Callahan ise, Bible Prophecy adl kitabnda u notu dmtr: "Krallar 13:2'de kuzey krallndan Samiriye diye bahsedilmektedir ve srail'den M 721'de Asurlulara yenik dene dek bakentinin adyla bahsedilmediinden, Yarovam'n M 900 dolaylarndaki putataparlndan yaknan peygamber yks olaydan yzlerce yl sonra Tesniyeciler tarafndan eklenmi demektir."[244] Ross'un tm rnekleri, tpk McDowell'nkiler gibi, Kutsal Kitap dndan teyit edilememektedir. Doast bir eyin olduu ve gelecek olaylarn nceden sylendii gibi srad bir iddiadan ok daha akla yatkn ve sradan olan aklama bu "kehanetler"in olaydan sonra eklendiidir. Eski Ahit'te de birok baarsz kehanet rnei vardr. te birka: Yeaya 17:1'de am'n kent olmaktan kaca ngrlr. Oysa am hi aralksz iinde yaanlm en eski kentlerden biridir. Yeremya 49:33'te Hasor'un, bir daha hibir insann yaamayaca bir viraneye dnecei ngrlr. Kral James ncil'indeyse kente ejderhalarn yerleecei sylenir. Her ikisi de gereklememitir. Zekeriya 10:11'de Nil'in kuruyaca ngrlr. Henz byle bir ey olmamtr. Hezekiel 29 ve 30'da Msr topraklarnn Nebukadnezar tarafndan viraneye evrilecei, nehirlerinin kuruyaca ngrlr. Krk yl boyunca Msr'da kimsenin yaamayaca sylenir. Byle bir ey olmamtr. Kutsal Kitap limleri bu konular hakknda sonu gelmez tartmalara girerler, ama bizim onlarn atmalarna girmemize gerek yok. Bize gereken sadece bilim insanlarnn herhangi bir alandaki srad olaylara ilikin ngr iddialarna uyguladklar inceleme karsnda ayakta kalabilecek deliller aramaktr. Ortaya kan gerek udur: McDowell, Craig ve Ross gibi apolojistlerin srarl iddialarna ramen, Kutsal

165/626

Kitap kaynakl kehanetlerin gerekletiine dair hibir bamsz delil yoktur. FZKSEL DELL Nesnel gzlemlerden ok mitolojik yklere alk olan iki bin yl ve daha ncesinin insanlarnn kaydettii olaylar dz anlamyla alnamaz. Kutsal kitaplar ilahi vahyin derin igrleri olmadan yazlsalard nasl grnmeleri beklenecekse tam da yle grnmektedir. Ama yine syleyelim, farkl olabilirdi. Mitlerle dolu kadim dnyadan bir baka mit daha diyerek bir kenara ayrlamayacak deliller bulunabilirdi. Modern bilimin mikroskobu altnda incelenen fiziksel veriler, srad iddialar iin gerekli olan dorulamann bugn dnyann her kesinde yer alan laboratuvarlarda bulunabilmesini salayabilirdi. 1995 ylnda Kahire Mzesi'nde mumya odasnda Msr firavunu II. Ramses'in kalntlarna gz attm. Msr'a altm yedi yl hkmetmi, M 1213'te bin yl akn bir sre nce doksan alt yanda lm byk firavunun ahini andran yz hatlarn grdm. 1799'da Napolyon'un Msr' igali srasnda kefedilen Rosetta (Reid) Ta ve Ramses'in hkmdarl srasnda (kendi adna) ina ettirmi olduu saysz ant sayesinde onun yaam hakknda birok ey biliyoruz. Tapnak duvarlarna resmedilen seferlerinin ounda abartya kaldna phe yoksa da yaamna dair birok ayrnt bildiimiz Ramses'in yaadndan eminiz. Bundan birka ay sonra Selanik'teki bir mzeyi gezdim. Burada Byk skender'in babas Makedonya kral II. Philip'e (. M 336) ait olduklar sylenen kemikler grdm. Kemikler sadece birka yl nce bulunmutu ve bana mzeyi gezdiren rehberim, kemiklerin tarihlendirilmesinde alm bir fizikiydi. Daha sonra bu kemikler yeniden tanmland ve onlarn Byk skender'in M 317'de ldrlen vey kardei III. Philip Arrhidaeus'a ait olduu belirlendi.[245]

166/626

Bu rneklerde elimizde sa'dan ok nce yaam insanlarn varlna dair tanmlanabilir fiziksel deliller var. imdi, sa hibir zaman bir kralla hkmdarlk yapmamsa da yerel dzeyde iyi tanndna inanlyor. Prensip olarak sa'nn varln onayacak deliller (kemikler veya ondan bahseden tabletler) bulmay bekleyebiliriz. Torino Kefeni[246] ve daha yakn zamanl James Kemik Odas adl kefin birer sahtekrlk rn olabilecekleri ortaya kmtr.[247] Olmayabilirlerdi. Bu konular hl tartlmaktadr. zellikle sa'nn yaad yerlerde arkeologlar youn kazlar yapmaktadr; belki de gnn birinde nemli bir keif yaplr. Mesela, beraberindeki fiziksel deliller araclyla sa'ya ait olduklar saptanabilen birtakm kemiklerin bulunduunu varsayalm. Byle bir durum onun bedeninin ge ykseldii retisini rtr ve en azndan sa'nn bedensel dirilii hipotezinin yanllanabilirliini gsterirdi. Byle bir keif (her ne kadar William Lane Craig yle dnyor grnse bile) Hristiyanln sonu olmayacaktr. Hristiyanlarn byk blm cennette veya cehennemde oturan maddi olmayan ruhlara inanmaktadr. ncillerde anlatlan sa'nn varlna dair fiziksel delil bulunmas en azndan Galileli marangozun hi yaamadna ynelik kukular yattrrd. Eer bu delillerde armha gerilmenin iaretleri grlrse, Kutsal Kitap anlatsnn bu ksm onaylanrd. Richard Dawkins'in nerisini izleyerek, kemiklerde Dnyal bir insana ait olmayan DNA rnekleri bulunabileceini bile hayal edebiliriz. Bu durum da sa'nn dnya tesi bir doas olduunu teyit ederdi. Elbette bunlarn hepsi gereklemesi pek mmkn grnmeyen varsaymlardr. Ve apolojistler niin hibir delil bulamadmzla ilgili kolayca bir sr bahane retebilirler. Benim vurgulamak istediim nokta udur: Kutsal kitaplarda anlatlan olaylarn geerliliini gsterecek inkar edilemez delillerin bulunmasnn imkansz olmaddr. Olabilirdi. Gnn birinde olabilir. Ama imdiye kadar olmad. AIA IKAN HBR EY YOK

167/626

Fiziksel delil yokluu eski anlatlarda bahsedilen kiilerin veya olaylarn mutlaka mitolojik olduklarn ispatlamaz. Ancak konu Kutsal Kitap'ta anlatlan olaylara geldiinde, byk olaslkla bulunmas gereken destekleyici fiziksel delillerin yokluu bu olaylarn hi meydana gelmediine ynelik gl bir bilimsel kanya varmamza imkan tanr. Museviliin, Hristiyanln ve slamiyetin tam da temellerini kuatan insanlar ve olaylarla ilgili Eski Ahit'teki en nemli anlatlarn ou iin durum budur. Veri kaynaklarna ynelik ayrntlar Israel Finkelstein ile Neil Asher Silberman'n The Bible Unearth adl artc kitaplarnda bulunabilir.[248] Eski Ahit'teki (Yehova dnda) en nemli figr, Yahudileri Msr'daki esaretten kurtaran ve krk yl boyunca Sina l'nde gezdiren Musa'dr. Kutsal Kitap'a gre lde geen bu sre iinde Musa sk sk Tanr'yla konuur, On Emir'i alr ve Yehova'yla srail halk arasnda bir ahit yapar. Musa, Tanr'nn yol gstermesiyle sonunda halkn, eski srail babakanlarndan Golda Meir'n bir zamanlar syledii gibi Ortadou'da petrol bulunmayan tek yer olan Vaat Edilmi Topraklar'a ulatrr. Finkelstein ile Silberman, ou limin Exodus'un (k) gerekletiine inand M on nc yzyln ncesinde Msr'da sraillilerin yaadna dair hibir arkeolojik delil bulunamadna dikkat ekiyorlar. Bu zaman aral kalntlarn 1995'te Kahire'de grdm Firavun II. Ramses'in dnemi civarndadr.[249] Kutsal Kitap'n anlatsna gre Msr'dan kaa alt yz bin Yahudi katlmtr. Bu saynn olduka abartl olduu gereini bir yana braksak bile, Filkenstein ve Siberman bu kadar insann yolculuklarna ilikin arkeolojik izlerin imdiye kadar oktan bulunmas gerektiini sylyorlar. Geni kapsaml aramalara ramen "Sina'da II. Ramses ile halefi ve selefi dnemlerine ait bir tanecik dahi kamp alan veya yerleim izine rastlanmamtr."[250]

168/626

Modern arkeolojik tekniklerin ok daha eski zamanlara ait kck avc-toplayc gruplarn en ufak izlerini bile bulabildiine iaret eden Finkelstein ve Silberman yle diyorlar: "k'n Kutsal Kitap'ta bahsedildii zaman ve ekilde gereklemedii rtlemez bir sonu gibi grnyor."[251] Finkelstein ve Silberman, Kutsal Kitap'ta eski srail'e ilikin anlatlan birok eyin olgusal veriye dayanmadn savunan "minimalistler" denilen akmn yeleridir. Onlarn karsnda Kutsal Kitap anlatlarnn genel olarak arkeoloji tarafndan dorulandn iddia etmeyi srdren "maksimalistler" vardr. ok saygn bir lim olan William Dever iki tarafta birden yer almaya almaktadr. Ama Musa konusunda minimalistlerle ayn ekilde dnmek durumunda kalmtr: "Musa'ya, hatta Msr'da sraillilerin varlna dair kesinlikle hibir ize rastlanmad. Kutsal Kitap ezberindeki Tanr'nn kudretli eylemleri'ne ilikin son derece nemli iki olaya, k'a ve lde dolamaya dair de hibir delile sahip deiliz... sraillilerin krk yl kamp kurduklar sylenen Kade-Barnea adl Sina vahasnda yaplan son srail kazlarnda byk bir yerleim ortaya karlsa da M onuncu yzldan daha eskiye dayanan bir mlek parasna bile rastlanmad."[252] Minimalistler ayrca, Kutsal Kitap'ta Musa'nn lmnden sonra Kenan lkesinde kt sylenen geni apl atmalara dair de nemli kukular ortaya koyuyorlar. O dnemdeki kentler yoksul ve savunmaszd ve kazlarda hibir ykm iaretine rastlanmad. Eriha'nn, Yeu'nun borazann flemesiyle yklan duvarlar da bulunamad. Hatta Eriha, Yeu'nun iddia edilen fethinden dokuz yz yl nce, M 2400'lerde yklmt ve bahsedilen dnemde bir yerleim yeri deildi.[253] Ksacas Musa ve hemen ardndan gelen halefleriyle ilgili ykler kesinlikle birer mitten ibarettir. Bilimde, hipotezin gerektirdii delilin yokluu hipotezin yanllanmasn oluturur. Kk bir l kabilesini

169/626

seilmi halk olarak seen ve onlara Sina l'nde dolandklar sre iinde Yasa'y ileten bir Tanr hipotezi, bu hipotezin gerektirdii delilin yokluuyla yanllanmaktadr. Musa ve (muhtemelen yine mitolojik bir figr olan[254]) brahim'den sonra Eski Ahit'in en nemli kiilikleri Davut ve Sleyman'dr. Kutsa Kitap'ta, srail ve Yehuda krallklarnn birletii ksa sreli Altn a'n byk zenginlii iinde hkmdarlk yapm ikililer olarak tasvir edilirler. Ama Msr ve Mezopotamya metinlerinde ikisinden de hi bahsedilmez. Davut'un fetihlerine veya imparatorluuna dair hibir fiziksel delil bulunamamtr. Sleyman'n Kuds'teki byk tapna veya dier yaplaryla ilgili ne Kuds'te ne de baka bir yerde arkeolojik bir destek kmtr.[255] Ksa sre nce Roma'da yaplan bir toplantda arkeolog Niels Peter Lemche'in aka bildirdiine gre: "Arkeolojik veriler artk Davut ve Sleyman'n imparatorluunun hi var olmadn kesinlikle belirlemitir."[256] 1993 ylnda srail'deki Tel Dan'da siyah bazalt bir ant bulundu. Antn stndeki Aramice yaztta am kralnn kuzey krallna M 835 dolaylarnda yapt bir saldr ve "Davut Hanedanl"n yk betimleniyordu. Baz aratrmaclar bunun sahte olduunu dnmektedir. Ama her halkrda bu buluntu birleik bir kralln varln ispatlamaz.[257] Yahudi krallnn Kutsal Kitap'ta tasvir edildiinden ok daha mtevaz olduu ve Davut'un etrafnda gelien olaylarn en az brahim, Musa ve sa'nnkiler kadar mitolojik olduu neredeyse kesindir. Tahmin edeceiniz gibi bu konular Kutsal Kitap limleri ile arkeologlar arasnda hararetle tartlmaya devam ediyor. Baz maksimalistler Sleyman tapna ve dier Altn a kalntlarnn daha sonraki inaatlarla yok edildiini savunuyorlar. Ancak Kuds'te yaplan

170/626

kapsaml kazlar Orta Bronz a ve Demir a'na kadar varan ve ok daha fazla dknt altnda kalm olmas gereken etkileyici buluntular ortaya karmtr.[258] Ksacas, sa'dan be yz ila bin yl ncesinde kk bir l kabilesini seip, ksa mrl olsa da muazzam bir imparatorluk kurmalarn salam bir Tanr hipotezi veri yokluu tarafndan yanllanmaktadr. TARHLE UZAKTAN BLE LGS YOK Eski ve Yeni Ahit'in en nemli yklerinin uzaktan bile olsa tarihsel gereklikle bir ilgileri olsayd, o zaman M on nc yzylda kalabalk bir Yahudi topluluunun Msr'dan kna ve krk yl boyunca lde dolamalarna ilikin bilimsel delillerin olmas gerekirdi. Ama yok. sraillilerin Kenan'a dndkten sonra Kenan lkesini ele geirmeleri srasnda kan byk arpmalara dair fiziksel delillerin olmas gerekirdi. Ama yok. M 1000 yllarnda birleik Yahuda-srail krallnn yaad Altn a'n ve Sleyman tapnann kalntlarnn olmas gerekirdi. Ama yok. sa'nn doumunda meydana geldii sylenilen srad olaylara dair tarihsel kaytlarn da olmas gerekirdi. Ama yok. sa'nn lmnde yaand bildirilen srad olaylara ilikin tarihsel kaytlarn da olmas gerekirdi. Bunlar da yok. Bilimsel ve tarihsel kaytlardaki delil yokluundan makul kuku gtrmez bir ekilde bu srad olaylarn ncil'de anlatld gibi olmadklar sonucuna varabiliyoruz. Kutsal Kitap tarihsel uygunluk kavramndan habersiz birtakm eski yazarlarn rettii bir mitler derlemesi gibi grnmektedir. Dnyay betimleyii, yazlarn yazld dnem insanlarnn tarihsel ve bilimsel bilgi birikimini yanstmaktadr. Kutsal kitaplarda ve dier vahiylerde bulunan bilgi ve grler kutsal metinlere kaydedilmi gerekleri insanlara vahyeden hibir Tanr olmad takdirde nasl grnmesi beklenirse tam da yle grnmektedir.

7 DEERLERMZ TANRIDAN MI GELYOR?


Ana-baba ve ocuk sevgisi de iinde olmak zere sosyal igds belirgin bir dzeye erimi her hayvan tr, zihinsel gleri ynnden de insan kadar veya insana yakn bir gelime gsterir gstermez kanlmaz olarak bir ahlak hissi veya vicdan da gelitirecektir. Charles Darwin LETM HATTI Dnya dinleri insan davranlarnn kurallarn yneten hakem rolne soyunurlar. Din nderleri srekli olarak toplumda grdklerini iddia ettikleri ahlaki kntden yaknrlar. Doruyla yanln tanmland yere, yani Tanr'nn zihnine uzanan zel bir iletiim hattna sahip olduklar iin bizlere srarla neyin doru, neyin yanl olduunu syleme hakkna sahip olduklarn sylerler. Bu iddiaya din d kurumlar bile sayg gsterirler. Siyasette ne zaman ahlaki bir sorun rnein kk hcre aratrmalaryla veya yaam desteini kesme zamanyla ilgili bir sorun ortaya ksa hemen din adamlarnn hikmetine bavurulur. Ama nedense ateistlerin, serbest dnrlerin ve hmanistlerin grlerine nadiren kulak verilir ve bu grler de sklkla ktlenir. Bu tavrn altnda yatan ima ateist ve hmanistlerin toplumun pek de istenen yeleri olmadklardr. Onlar evinize davet etmekten kanacanz kiilerdir. Avukat Philip Johnson'a gre inanszlar gerekte insann maymundan geldiine inanrlar; bu inan da ecinsellik, krtaj, pornografi, boanma ve soykrm gibi toplumdaki pek ok "ktln" kaynadr.[259] Sanrsnz Darwin'den nce dnyada bunlarn hibiri yoktu!

172/626

Dinin ahlaki davrann kayna olduu gr yaygn olabilir. Ama bakalm veriler bu konuda ne sylyor? Ben inanmayanlarn inananlara oranla ok daha fazla su ilediine veya dier anti-sosyal eylemlerde bulunduklarna dair bir delil gremiyorum. Aslnda baz almalar tam tersini gsteriyor. Federal Hapishaneler Brosu istatistiklerine gre hapishane nfusunun neredeyse yzde sekseni Hristiyanlardan olumaktadr. Tm mahkmlar arasnda ateistlerin oran yzde 0,2'dir.[260] Bu verilerin herhangi bir bilimsel dergide yaynlanmad dorudur ama sanrm buradan tanrszlarn hapishaneleri doldurmad sonucunu gvenle karabiliriz. te yandan yaynlanm aratrmalar, ocuklara aile yelerinden biri tarafndan cinsel taciz riskinin ailenin dinsel mezhebinin tutuculuuyla orantl olduunu, yani aile dinsel yazlar ve dier retileri ne kadar harfi harfine uygulayan bir mezhebe yeyse o kadar ykseldiini gstermektedir.[261] Benzer ekilde, aile iinde elere (kadnlara) ynelik tacizlerin, ailenin devam ettii kilisenin cinsiyet rollerine ve hiyerarisine yaklamndaki katlkla doru orantl ykseldii grlmektedir.[262] Ama sadece tm etkenler dnldnde korelasyonun her zaman nedensel bant anlamna gelmedii sosyolojik istatistiklere bel balamayalm. Hristiyan tarafn gzlemcileri bile bugn Amerika'da egemen olan evanjelist Hristiyanln ulusun ahlaki karakterini veya evanjelistlerin kendi ahlaki karakterlerini glendirmediine ynelik honutsuzluklarn belirtmektedirler. Christianity Today'de yaynlanan bir makalesinde teolog Ronald Sider yle yaknmaktadr: "Skandal davranlar Amerikan Hristiyanln hzla yok ediyor. ou Hristiyan' bizzat gndelik davranlaryla ihanet iine giriyor. Efendimiz sa' laf azlarndan dmyor ama yaptklaryla paraya, sekse ve kendilerine dknlklerini aka gsteriyorlar."[263] Sider bununla yetinmeyerek devam ediyor: Gallup ve Barna gibi saygn aratrma kurumlarnn bulgular gerekten ok edici. Evenjelist teolog Michael Horton, "Gallup

173/626

ve Barna," diye szlanyor, "evanjelist Hristiyanlarn hedonist, benmerkezci, maddeci ve cinsel adan ahlak d hayat tarzlarn en az dnyann geri kalan kadar kucaklamaya eilimli olduklarn gsteren aratrma zerine aratrma yapt." Boanmalar "yeniden Hristiyan doan" Hristiyanlar arasnda, Amerikan toplumunun geneline gre daha fazla. Beyaz evanjelistler baka rktan komu edinmeye en ok kar kma olas en fazla olan grubu oluturuyor. Evanjelistlerin sadece yzde alts kiliseye ba yapyor. Josh McDowell evanjelist genlerin, dier genlere oranla sadece birazck daha az rastgele cinsel iliki kurduuna dikkat ekiyor. ORTAK STANDARTLAR Bu blmde niyetim insanlara nasl davranmalar gerektiini sylemek deil. Bir biliminsan gibi davranyor, insanlarn davranlarn gzlemliyor ve bu gzlemlerin bize Tanr hipotezinin doruluu veya yanll hakknda neler sylediine bakyorum. Bu minvalde, bilimin ahlak konusunda syleyecek sz bulunmad grn reddediyorum. Vaizler bize evrensel ahlak standartlarnn sadece tek kaynaktan, Tanr'dan geldiini, aksi durumda deerlerin kltrlere bal olacan, kltrden kltre bireyden bireye farkllklar gstereceini sylyorlar. Ancak veriler her kltr ve dine mensup insanlarn ve hibir dine bal olmayan insanlarn ok byk blmnn ortak ahlak standartlar olduunu gstermektedir. Farklar bulunabilmekle birlikte evrensel normlar var grnmektedir. Antropolog Solomon Asch, u gzlemde bulunmutur: "Cesaretin aaland ve korkakln onurlandrld, cmertliin kt, vefaszln erdem sayld bir topluma imdiye dek rastlamadk."[264] Bir hukuk toplumunda yaasak da yaptklarmzn ounu srf yasa yle buyurduu iin deil, gnll olarak yapyoruz. Mesela nmze

174/626

yakalanma olaslmzn ok dk olduu frsatlar ksa bile hrszlk veya sahtekrlk yapmyoruz. Altn Kural'a harfi harfine uymasak da genellikle bakalarna zarar vermemeye alyoruz. Gerekten de, darda kalm veya strap eken bir insan veya hayvan grdmzde halinden anlyor ve yardm etmeye abalyoruz. Trafik kazalarnda insanlara yardm etmeye alyoruz. Bir sua tanklk ettiimizde polise haber veriyoruz. ocuklara, yallara ve bizim kadar ansl olmayanlara bakyor, yardm eli uzatyoruz. Toplumun korunmas iin askerlik veya toplum gvenlii gibi riskli ilere gnll giriyoruz. Toplumun dier yelerinin mallarn almann ahlakszlk olduunu bilmek iin gkten vahiy inmesi gerekmez. Byle bir durum ancak herkesin herkesi soyduu bir toplumda gerekebilir. Doruyu sylemek yerine yalan sylemek erdem saylsayd insanlar arasnda iletiim imknsz olurdu. Anneler ocuklarn, memelilerin ortaya kndan beri ak evrimsel nedenler yznden sevmilerdir. Dine zg yegne ahlaki kurallar, dogmalarn sorgulamamamz buyuranlardr. Herkes her ahlaki konuda hemfikir deildir elbette. Bu anlamazlklar, zellikle ayn kutsal kitaplarn birbiriyle elien konular gerekelendirmek iin kullanld dinsel cemaatlerde ok daha belirgin olarak grlr. rnein Hristiyan cemaatindeki ldrmeme buyruuyla ilgili kart yorumlar dnn. Tutucu Protestanlara gre bu buyruk birok ey yan sra krtaj, kk hcre aratrmalarn ve gerektiinde yaam destek sistemlerinin kapatlmasn da yasaklar. Ancak onlar idam cezasnn, ncil'in "gze gz die di" ilkesi gereince yasaklanmam olduunu dnyorlar. Dier taraftan Katolik ve Liberal Hristiyanlarn yorumuna gre buyruk idam cezasn yasaklyor. Ama Liberaller krtajn, kk hcre aratrmalarnn ve yaam desteinin kesilmesinin kabul edilebileceini sylerken Katolikler onlara kar kyor. Her halkrda Kutsal Kitap'n szlerinin oklu yorumlara ak olduu ortadadr.

175/626

Filozof Theodore Schick Jr.'un iaret ettii gibi, krtaj tartmasnda iki taraf da cinayetin ahlaka aykr olduu noktasnda birlemektedir. Anlaamadklar ise fetsn doas, yani fetsn ldrlebilir bir varlk olup olmad meselesidir. Baka bir deyile ahlaki anlamazlklar genellikle iyi ve ktnn ne olduu konusunda deil, gerekliin bir vehesi hakkndadr.[265] Peki, Hristiyanlar iyiyle ktnn ne olduuna nasl karar veriyorlar? Elbette Kutsal Kitap'a bakyorlar, ama okuduklarn nasl yorumladklar baka kaynaklardan edindikleri ideallere bal olarak deiiyor. SOYLU DEALLER Museviliin, Hristiyanln ve slamn kutsal kitaplarnda insan soyunun davran normu olarak benimsemesi, hatta yasa klmas gerektii sylenen soylu idealleri reten birok pasaj vardr. Ancak bu ilkelerin daha nceki kltrlerde ve tarihlerde zaten gelitirilmi olduu gerei bunlarn dinden renildiklerinden ok din tarafndan benimsenmi olduuna iaret etmektedir. Dinlerin ahlaki nasihatler vermesi iyidir, ama ahlaki kurallarn kendi tikel ilahi varlklar, veya gerekte herhangi bir ilahi varlk tarafndan koyulduunu iddia etmeleri iin hibir dayanaklar yoktur. Ahlaki yaamn zerine kurulabilecei temel ilke belki de Altn Kuraldr. "Bakalarna, bakalarnn sana yapmasn isteyecein eyleri yap." Bizim Hristiyan egemen Bat toplumumuzda ou insan bunu sa'nn Da Vaaz'nda syledii zgn bir reti sanyor. in dorusunu bilen vaizler de bir nedenle bu yanl srdrmeyi yeliyor. Aslnda sa byle bir iddiada bulunmamtr. ncil'e gre gerekte syledii udur: "nsanlarn size nasl davranmasn istiyorsanz onlara yle davrann. nk Kutsal Yasa'nn ve peygamberlerin syledii budur." (Matta, 7:12) "Komunu kendin gibi sev," ifadesi de aslnda sa'dan bin yl nce yazlm Levililer'dendir (19:18).

176/626

Ama Altn Kural kendini byk gren kk bir l kabilesinin mal deildir. Aada, Altn Kural'n sa'dan ok nce bilindiini gsteren birka bamsz kaynak sralyoruz: "Bakalarnn sana yapmasn istemeyecein eyi bakalarna yapma." Konfys, M 500 dolaylar, Orta retisi, 13. "Bakalar sana yaptnda kzacan eyi bakalarna yapma." Isocrates, M 375 dolaylar. "Tm doruluun toplam udur: bakalarna, sana davranmalarn istediin gibi davran." Hint Mahabharata retisi, M 150.[266] Da Vaaz'nda sa ayn zamanda, "Ktye kar direnmeyin. Sa yananza bir tokat atana br yananz da evirin" (Matta, 5:39) ve "Hepiniz Komunu seveceksin ama dmanndan nefret edeceksin,' dendiini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, dmanlarnz sevin, size zulmedenler iin dua edin," (Matta, 5:43-44) der. Bunlarn da Hristiyan hissiyatna has olduuna inanlr. Ama "dmann sev" ars sa'dan ok ncesine uzanr ve Eski Ahit'te grnmez bile:[267] "yi olanlara iyi davranrm. Ve iyi olmayanlara da iyi davranrm. yilie byle eriilir. Drst davranana drst davranrm. Drst davranmayana da drst davranrm. Drstle byle eriilir." (Taoizm, Tao Te Ching, 49) "fkeyi sevgiyle fethedin. Kty iyiyle fethedin. Cimriyi vererek fethedin. Yalancy dorulukla fethedin." (Budizm. Dhammapada, 223) "stn bir varlk ktle ktlkle karlk vermez; bu izlemesi gereken bir dsturdur; erdemli kiilerin ssleri davranlardr. Ktlere veya iyilere ve hatta lm hak eden sululara dahi zarar vermemek gerekir. Soylu bir ruh,

177/626

bakalarna strap vermekten veya gaddarlk yapmaktan zevk duyanlara dahi her daim efkat gstermelidir. nk kim kusursuzdur?" (Hinduizm. Ramayana, Yuddha Kanda, 115) Yeni Ahit'te nemli hibir zgn ahlaki kavram yoktur. Yirminci yzyl balarnda tarihi Joseph McCabe unlar yazmt: "sa'yla ilikilendirilen grler Eski Ahit'te zaten vardr... Bunlar Yahudi okullarnca, Ferisilerce, sa'nn devrinden ok nceden beri, tpk Yunan, Hint, Msr, Babil ve Pers uygarlklarnda bilindii gibi biliniyordu."[268] ncil gibi Kuran'da da oumuzun uygun grecei pek ok gr ve buyruk vardr. Kuran, Mslmanlara anne ve babalarna iyi davranmay, yetim hakk yememeyi, faizle bor vermemeyi, muhta olana yardm etmeyi ve ocuk ldrmemeyi buyurur. Ama bunlar da zgn ahlak ilkeleri deildir. Byk tek tanrl dinlerin kutsal kitaplarnda ve dier retilerinde, insan toplumlarnn evrimletike, uygarlatka, rasyonel dnme srelerini gelitirdike ve bir arada uyum iinde yaamann yollarn kefettike oluturduklar ortak ideallerin srekli tekrarlandn grrz. Ksacas eldeki deliller, bu kitaplarda yer ald iddia edilen vahiylerden farkl bir kaynaa iaret etmektedir. Y TOPLUM Sadece kiisel davranlarn deil, toplumsal davranlarn da Tanr tarafndan dzenlendii kabul ediliyor. Ama yine, bu konuda da hibir delil bulamyoruz. Amerika'da egemen mitlerden biri, ulusun "Hristiyan lkeleri" zerine kurulduudur. Oysa ABD anayasas Tanr'ya, sa'ya, Hristiyanla, kurtulua veya dier hibir dinsel retiye atfta bulunmayan laik bir belgedir. lk bakanlarn ou koyu Hristiyan deildi ve sadakatlerini dinsel kaynaklardan ok Aydnlanma felsefesi zerinden zgrlk, demokrasi ve adalete dayandrmlard.

178/626

Amerikal politikaclardan sklkla ABD yasal sisteminin On Emir'e dayandn duyuyoruz. Mahkeme gibi kamu binalarna On Emir'in aslmas ynnde giriimlerde bulunulmu ama bugne dek mahkemeler buna izin vermemitir. Ama On Emir'de gerekten ne dendiine bir bakmamz lazm. Birka versiyonu olduundan, buraya dinsel dilinden arndrlm sade bir halini koyuyorum:[269] 1. Benden baka tanr tanma. 2. Gkte, Yerde veya Denizdeki hibir eyin suretini yapma ve bu suretlere tapma veya onlar iin alma. 3. Tanrnn adn bouna azna alma. 4. abat Gn'nde alma. 5. Annene babana sayg gster. 6. ldrme. 7. Zina yapma. 8. alma. 9. Bakalarna kar yalan tanklk yapma. 10. Bakasnn karsna kt gzle bakma veya bakasnn malna gz dikme. Bu emirlerden sadece 6, 8 ve 9 (Katolik ve Protestanlarda sralama farkldr) her modern lkenin yasalar arasnda bulunabilir. ldrmek, almak ve yalan ifade vermek devlet tarafndan yaplmas hari yasaddr. Zina ise normalde ahlaka aykr kabul edilmekle birlikte genellikle yasad deildir. Eski Ahit'te Tanr'nn buyruuyla ldrme rnekleri bolca vardr. Bunu 6 numaral emirle tek badatrma yolu ldrmeye kar emrin, mesela tm insanlk yerine sadece kendi kabileni ldrmemekle snrl olduunu varsaymaktr.

179/626

Peki, acaba ka kii her fotoraf ekiinde veya resim iziinde 2 numaral emre kar geldiinin farkndadr? Ka kii, bu emir kendilerine hatrlatldnda yaptndan vazgeecektir? On Emir'de ifade edilen yasaklar Musa'dan nceki uygarlklarda da mevcuttur. Dahas, bu yasaklarn ounun modern yaamla uyumad ve bir yasal sisteme temel oluturamayacaklar da aktr. Gerekte sadece 10 deil, 282 ayrntl emir ieren Hammurabi Yasalar (M 1780 dolaylar) adaletin geliiminde ok daha nemli bir adm temsil etmektedir.[270] Belki de mahkemelere aslmas gereken esas yasaklar bunlardr. Bir dier seenek de Solon Yasalar olabilir. Atinal Solon'un (. M 558) bat demokrasisinin kurucusu ve Bat tarihinde bir anayasa kaleme alan ilk kii olduu kabul edilir. Bu yasalarla doumdan gelen siyasi ayrcalklar kaldrlm, hibir yasann oylarn ounluunu almadan yrrle konulamad tm erkek yurttalarn katlabildii demokratik meclisleri yaratmtr. (Kadnlara eit haklar henz ok uzaktadr.) Amerikan demokrasisi Solon'a branilerin kaba saba kurallarndan ok daha fazla ey borludur.[271] Hristiyanlk ve slamn bireysel zgrle ve adalete pek yanamayan uzun bir otoriterlik tarihi vardr. Modern demokrasilerin ve adalet sistemlerinin stne kurulduu ilkeleri Kutsal Kitap'n hibir yerinde bulamazsnz. Kutsal Kitap'n modern toplumlarmz iin model oluturamayaca gereine bir dier rnek de klelik kurumudur. Eski Ahit sadece klelie gz yummakla kalmaz, nasl uygulanacan da dzenler: "brani bir kle satn alrsan, alt yl klelik edecek ama yedinci yl karlk demeden zgr olacak." (k, 21:2)

180/626

"Efendisi kendisine bir kadn verir ve o kadndan ocuklar olursa, kadn ve ocuklar efendisinde kalacak, yalnz kendisi gidecek." (k, 21:4) sa'nn klelii lanetlemek iin pek ok frsat vard. Hi yapmad. Aziz Paul de uygulamay onaylamaktadr: "Kleleri, her konuda efendilerine baml olmaya zendir. Efendilerini honut etsinler. Ters yant vermeden, hrszlk yapmadan, tmyle gvenilir olduklarn gstersinler." (Titus, 2:9) Sava ncesinde Kutsal Kitap yaygn olarak kleliin meru klnmasnda kullanlmt. Baptist lider ve kle sahibi Richard Furman (. 1825) klelii destekleyip Sava'a giden yolu aan ncil'e dayal iddialarn temelini atmt. Furman, Eyalet Baptist Cemaati'nin bakanln yapt srada Gney Carolina valisine yle yazyordu: "Kle sahiplii hakk Kutsal Kitap'ta hem kurallaryla hem rnekleriyle yazldr."[272] Yazlar 1826 ylnda adna kurulan Gney Carolina'daki Furman niversitesi'nin arivinde bulunabilir. Kilisenin nde gelen isimlerinden bir dieri, Alexander Campbell (. 1866) ise unlar yazyordu: "Kutsal Kitap'ta klelii yasaklayan tek bir satr bile yoktur ama dzenleyen ok vardr. Bu durumda onun ahlaka aykr olmad sonucuna varyoruz."[273] Campbell'n klelie kar olduunu ilan ettiini ayrca belirtelim. Yani karmza bir kez daha kutsal kitaplarda sylenenin aksine vicdannn sesine kulak veren bir Hristiyan kyor. Konfederasyon'un bakan Jefferson Davis, kutsal kitapta yazanlara uyduunu iddia etmiti: "Klelik, yce Tanr'nn talimatyla kurulmutur... Yaratl'tan Vahiy'e kadar her iki Ahit'te de tasdik edilmitir."[274] Gney'deki Hristiyanlar klelerine olabildiince uzun sre sahip olma derdindeyken Virginia'dan hmanist Richard Randolph klelerini

181/626

1791'de azat etmeye balamt.[275] Papa ve Katolik Kilisesi'nin dier babalarnn 1800 ylna dek kleleri vard. Maryland'deki Cizvitlerin ve Avrupa'yla Latin Amerika'daki rahibelerin kleleri vard. Kilise klelii 1888 ylna kadar, yani Hristiyan lkelerin tmnde kaldrlana kadar lanetlemedi.[276] Sekin Katolik limlerinden John T. Noonan Jr. Kilise'nin sa'nn ve havarilerinin ahlaki retilerinde herhangi bir deiiklik yaptn geleneksel olarak reddettiine dikkat eker.[277] Oysa verdii klelik ve dier rnekler Kilise'nin retilerinin zamanla gerekten deitiini aka gstermektedir. Yine de ABD ve dier yerlerde kleliin kaldrlmasnda barol Hristiyanlarn oynadn teslim etmek gerekir. Ancak bu kimselerin kutsal kitapta yazlanlara harfiyen uymak yerine kendi yorumlaryla ve ilerindeki iyilik hissiyle hareket ettii aktr. Son olarak ksaca kadnlarn tarihte grd zulmden bahsedelim. Aziz Paul yle demitir: "Ey kadnlar, Rab'be baml olduunuz gibi, kocalarnza baml olun. nk Mesih bedenin kurtarcs olarak kilisenin ba olduu gibi, erkek de kadnn badr" (Efesliler, 5:22-23). Bat toplumlar nihayet kadnlara daha alt dzeyde insanlar olarak bakmann samaln ve adaletsizliini fark etmeye balam, bylece iyi ile kt kavraylarmzn nasl zamanla kutsal yazlardan bamsz ve sklkla da onlara kart bir ekilde gelitiinin bir dier rneini yaratmlardr. KUTSAL DEHETLER Eski Ahit, Tanr adna yaplan gaddarlklarla doludur. Bunlarn Pazar ayinlerinde pek bahisleri gemez, ama Kutsal Kitap' eline alan herkes bunlar kolayca okuyabilir. Ben sadece en kt birkandan sz edeceim: "imdi btn erkek ocuklar ve erkekle yatm kadnlar

182/626

ldrn. Yalnz erkekle yatmam gen kzlar kendiniz iin sa brakn." (lde Saym, 31: 17-18) Bir dierinde Musa, bin kiiye Tanr adna kl ekmeyi emrediyor: "srail'in Tanrs RAB diyor ki: Herkes klcn kuansn. Ordughta kap kap dolaarak kardeini, komusunu, yaknn ldrsn.'" (k, 32:27) Hristiyanlarn ou bunlar ve dier kutsal kitap canavarlklarn ad diyerek kenara itmekte ve bu tip emirlerin sa'nn geliiyle hkmnn kalktn dnmektedir. Ancak Yeni Ahit'te sa sklkla peygamberlerin yasalarn onamaktadr: "Kutsal Yasa'y ya da peygamberlerin szlerini geersiz klmak iin geldiimi sanmayn. Ben geersiz klmaya deil, tamamlamaya geldim." (Matta, 5:17) Teistler burada bahsi geenin yasa deil, sadece bir olayn bildirilmesi olduunu syleyerek itiraz edebilir ama ncil'deki yklerin uygun davranlara klavuzluk etmesi gerekmektedir. Hristiyanlar "aile deerleriyle" ve dnyada bar istekleriyle gurur duyarlar. ounun kendisini ailesine adadna ve toplumun drst bireyleri olduklarna kuku yoktur. Ama sa'nn u szlerini unuttuklar da aktr: "Yeryzne bar getirmeye geldiimi sanmayn! Ben bar deil, kl getirmeye geldim. nk ben babayla oulun, anneyle kzn, gelinle kaynanann arasna ayrlk sokmaya geldim. nsann dman kendi ev halk olacak. Annesini ya da babasn beni sevdiinden ok seven bana layk deildir. Olunu ya da kzn beni sevdiinden ok seven bana layk deildir." (Matta, 10:34-37) Hristiyanlk tarihi Kilise'nin onaylad ve dolaysyla ilahn ilham olan "iyilik" olduu kabul edilen iddet olaylaryla doludur. Bu ilahi ilham kutsal kitapla da snrl kalmam, zel vaftiz edilmilere de srekli uramtr. Papa II. Urban (. 1009) Hal Seferi'ne kan valyelere kfirleri ldrmenin gnah olmadn bildirmiti. Bu sadece Kutsal Topraklar'daki Mslmanlar iin geerli deildi. Anlald kadaryla inanlar daha nce Zerdtlk ve

183/626

Manheizm'de[278] ortaya km olan ikili tanr anlayna dayanan gney Fransa'daki Katar mezhebi on nc yzylda Albigeois Hal Seferiyle kanl biimde bastrld. Kuatmaya alnan Katar kenti Beziers 1209 ylnda dtnde askerlerin papalk danmanna esirler arasndaki kfirlerle inananlar nasl ayrt edeceklerini sorduklar kaytldr. Danman u yant vermitir: "Hepsini ldrn. Tanr kendinden olan bilecektir." Yaklak yirmi bin kii katledilmitir. Bu insanlarn ounun gzleri oyulmu, dilleri kesilmi, atlara balanarak srklenmi ve hedef tahtas yaplmtr.[279] Bu arada Hal Seferi terimi tpk slamdaki Cihat gibi kutsal sava kastetmekte kullanlmaya balanmtr. Lloyd George'un Birinci Dnya Sava srasnda babakan olarak yapt konumalardan oluan kitabnn ad Byk Hal Seferi'dir. General Dwight Eisenhower kinci Dnya Sava anlarn anlatt kitabna Avrupa'da Hal Seferi baln semitir. Bakan George W. Bush, 11 Eyll'den ksa sre sonra terre kar sava hal seferi terimiyle ifade edince bunun Mslmanlar incitebilecei kaygsyla danmanlar tarafndan uyarlmtr.[280] Bu arada elbette Mslman terristler de Tanr'nn Cihat emrine uyduklar fikrindeydiler. Kuran da Eski Ahit kadar kanldr. nanmayanlar bekleyen feci akbetlere dair saysz ifade ierir. Ancak Kuran'da cezay veren genellikle Allah'n kendisidir: "Ayetlerimizi inkr edenleri phesiz atee sokacaz. Derileri yanp dkldke, azab tatmalar iin derilerini baka derilerle deitireceiz. Gerekten, Allah gl ve stn olandr; hkm ve hikmet sahibidir." (Nisa Suresi, 4/56) Mslmanlara kfirleri bulduklar yerde, ancak dmanl balattklarnda ldrmeleri salk verilmektedir: Sizinle savaanlara kar Allah yolunda savan. Ancak ar gitmeyin. Elbette Allah ar gidenleri sevmez. Onlar bulduunuz yerde ldrn. Sizi kardklar yerden siz de onlar

184/626

karn. Fitne ldrmekten beterdir. Onlar, size kar savancaya kadar Mescid-i Haram yannda onlarla savamayn. Sizinle savarlarsa siz de onlarla savan. Kfirlerin cezas byledir. Eer onlar (savatan ve kfrden) vazgeerlerse, (unu iyi bilin ki) Allah ok balayandr, esirgeyendir. Yeryznde fitne kalmayncaya ve din yalnz Allah'n oluncaya kadar onlarla savan. Eer vazgeerlerse, artk zulm yapanlardan bakasna kar dmanlk yoktur (Bakara Suresi, 190-193.) Elbette her dinde Tanr'nn iradesi saydklar eyi harfi harfine izleyecek fanatikler vardr: srail babakan Yitzhak Rabin'i 1995 ylnda ldren Yigal Amir, koyu dindar bir Yahudi'ydi. Mahkemede unu syledi: "Ne yaptysam hepsini Tanr iin yaptm."[281] Krtaj yapan Doktor John Britton' Florida'da 1994 ylnda katleden Paul Hill, 2003'teki idamndan nce u aklamay yapmt: "Yaptm yznden beni ldrecekleri iin onur duyuyorum. Drste sylemem gerekirse itaat ve sadakatim iin cennette byk bir dlle karlanmay bekliyorum."[282] Hollandal sinemac Theo van Gogh'u 2004 ylnda ldren Mslman arlk Mohammed Bouyeri mahkemesinde unlar syledi: "Beni yaptma ynlendiren tmyle inancmdr... Allah ve peygamberine hakaret eden herkesin kafasnn kesilmesi emrine uyarak hareket ettim."[283] Neyse ki bu insanlar birer istisnadr. Dahas bu fanatiklerin her biri sorulduunda, yaptklarnn kutsal kitabn tam neresinde emredildiini gstermekte ok zorlanmlardr. Bugn vicdana sahip hi kimse savata esir alnan herkesin ldrlmesini ve haz iin sadece bakire kzlarn sa braklmasn

185/626

ahlaka uygun bulmayacaktr elbette. Modern Hristiyanlarn pek az Kutsal Kitap'ta yazanlar harfi harfine, olduu gibi anlamaktadr. Kutsal kitaplara ve inanlarnn kurucularnn retilerine bavurduklarn iddia ederken aslnda neyi izleyeceklerini semekte, ilerindeki kiisel bir n klavuzluunda hareket etmektedirler. Ayn k, inanmayanlara da klavuzluk etmektedir. BR "" IIK yinin ne olduunu tanmlayan Tanr deilse, kimdir? Teistler neyin iyi neyin kt olduuna nasl karar vermelidir? nananlarn ou bu konuda dorudan Tanr'nn sylediklerini izlemekte olduklarn sylerler. Oysa ou kutsal kitaplara, inanlarnn kurucu nderlerinin retilerine bavurduklarn iddia ettikleri halde aslnda neyi izleyeceklerini semekte ve ilerindeki kiisel bir n klavuzluunda hareket etmektedirler. Buna iyi bir rnek ABD'deki Katolik cemaatidir. Papa II. John Paul'n 2005'te lmnden ksa sre sonra New York Times'ta u makale yaynlanmtr: Amerika Birleik Devletleri'nde yaayan yaklak 65 milyon Katolik, yz yl nceki kadar belirgin bir kimlie sahip deiller ve Amerikan toplumuna asimile olduka toplumsal ve ahlaki meselelere ynelik baklar dier Amerikallarn grlerini daha fazla yanstmaya balad. Ohio Akron niversitesi, Ray C. Bliss Uygulamal Politika Enstits'nn mdr ve din ile siyaset uzman John Green, "Katolikler btnsel anlamda bugn Amerikan yaamnn ana akmnn iinde yer alyor. 50 veya 60 yl nceyse toplumun evresindeydiler," diyor. Bugn Vatikan'n doum kontrol, kadnlarn dinsel makamlara atanmalar ve ecinsellik konular da dahil birok konu hakkndaki retisi

186/626

Amerikan Katoliklerinin yaam tarzlar ve inanlarnn dnda kalmtr. Ama Amerikallar kendileri iin en nemli deerlere bal kalarak ve kabul etmediklerini sessizce grmezden gelerek inanlarna sadk kalmann bir yolunu ounlukla bulurlar.[284] Kutsal Kitap neyin ldrlebilir neyin ldrlemez olduu konusunda da ak deildir. Bir fets veya kk hcrenin ldrlmesini aka yasaklamaz ya da onaylamaz. Ama dmanlarn, zellikle Yehova'ya inanmayanlarn ldrlmesini kesinlikle onaylar. Her halkrda inananlar Kutsal Kitap' baka kaynaklardan gelitirdikleri ahlak ilkelerine destek bulmak iin okumaktadrlar. Hristiyanlar sa'y kendi imgelerinde izerler. Filozof George Smith'in aklad gibi: "sa'nn akidini kabul etme konusundaki dinsel zorunluluk yznden Hristiyan teologlar kendi ahlaki kanlarn sa'nn ahlaki retisi iinde okuma eilimine girerler. Bylece sa, teologlarn onun sylemi olmas gerektiine inandklar eyleri syler hale gelir."[285] Filozof Walter Kaufmann da ayn fikirdedir: "Hristiyanlarn ou ncilleri kendilerine gre kesip bierler ve metinlerden kendilerinin idealletirilmi portrelerini karrlar. Pierre van Passen'in sa's sosyalisttir; Fosdick'inki liberalken Reinhold Niebuhr'un sa'snn ahlak anlay, hi artc deil tabii, Niebuhr'un kendisininkiyle ayndr."[286] George Bernard Shaw'un syledii gibi, "Hi kimse ncil'in sylediini kastettiine inanmaz. Herkes ncil'in kendisinin kastettii eyi sylediine inanr."[287] Ne zaman bir teolog kalkp sa'y, Musa'y veya Muhammed'i yeniden yorumlamaya kalksa bu benim temel nermemi pekitirir: Biz insanlar neyin iyi olduuna kutsal kitaplarn dndaki standartlara gre karar veriyoruz.

187/626

nananlar neyin iyi neyin kt olduuna karar verirken, tpk inanszlarn yapt gibi, vicdanlarnn klavuzluuna gre hareket ederler. nanan ve inanmayan hepimizin paylat temel iyilik ve ktlk anlay byk lde ortak ve evrenseldir. Psikolojik testler ahlaki algda teistler ile ateistler arasnda belirgin bir fark bulunmadn gstermektedir.[288] Ksacas deneysel olgular insanlarn ounun iyilik ve ktlk hisleri byk tektanrl dinlerin birok retisiyle atan ahlaksal hayvanlar olduklarn gstermektedir. Buradan gven iinde bu hislerin bu kaynaklardan gelmedii sonucunu karabiliriz. DOAL AHLAKLILIK Eer insani ahlak kurallar ve deerleri ilahi bir kaynaktan gelmiyorsa, nereden geliyor? Ortak insanlmzdan geliyor.[289] Bu nedenle bunlarn insani kurallar olduunu sylemek uygun olur. Ahln doal kaynaklar (biyolojik, kltrel, evrimsel) zerine hatr saylr bir yazn vardr.[290] Darwin, ibirliinin ve dierkmln evrimsel avantajlarn grmt. Modern dnrler bu gzlem zerinde alm, ahlak hissimizin modern insanln geliimi srasnda nasl doallkla domu olabileceini ayrntlaryla gstermilerdir. Ahlaksal veya n-ahlaksal davranlar hayvanlarda bile grebiliyoruz. Vampir yarasalar yiyeceklerini paylarlar. nsans maymunlar ve dier maymunlar kzgn veya zgn grup yelerini teskin eder ve yiyecek bulmak iin birlikte alrlar. Yunuslar, gruplarnn hasta yelerini hava alabilmeleri iin yzeye iterler. Balinalar gruplarndaki yaral bir balinay kurtarmak iin canlarn tehlikeye atarlar. Filler yaral aile yelerini kurtarmak iin her eyi yaparlar.[291] Bu rneklerde, insan evrimiyle ok daha st seviyelere kacak ahlaklln balang safhalarn gryoruz. Hayvanlardaki ahlaklln

188/626

igdsel olduunu, genetik yapya biyolojik evrimle girdiini syleyebilirsiniz. Ama iin iine kltrel evrimi de kattmzda insan ahlakllnn geliimi iin akla yatkn bir mekanizmaya sahip oluruz: Darwinci seilim. Biz insanlar neyin iyi neyin kt olduuna dair hissiyatmz byle renmi grnyoruz. Yani, kendi kendimize reterek. AHLAK ARGMANI Thomas Aquinas'tan bu yana teologlar hep insanlarn ahlaki vicdana sahip olmalar gereinin tam da kendisinin Tanr'nn varlnn delili olduunu ne srmlerdir: Tm varlklarn varlnn, iyiliinin ve dier yetkinliklerinin nedeni olan bir ey olmaldr. Biz buna Tanr diyoruz. Thomas Aquinas[292] ada Hristiyan apolojistlerden William Lane Craig'in szleriyle sylersek, "Belli bir lde iyi olabiliyorsak, o zaman Tanr var demektir."[293] Ama ben bu iddiay terse eviriyorum: nsanlarn ortak bir ahlaki vicdana sahip olduu gereinin tam da kendisi Tanr'nn varlna kar bir delildir. Deneysel delillerin incelenmesiyle grdmz gibi, Tanr'nn ortak kabul gren insani ahlak kurallarnn ve deerlerinin kayna olmas mmkn deildir. yle olsayd, inananlarda inanmayanlardan ok daha stn ahlaksal davranlar grmemiz gerekirdi. nananlarn davranlaryla kutsal kitaplarn retileri arasndaki uyumazlklar reddetseniz bile, inanmayanlarn inananlardan daha az erdemli olmad deneysel olgusu, ahlak ve deerlerin insanln kendisinden geldiini gsteren gl bir delildir. Gzlemlenebilir bireysel ve toplumsal

189/626

davranlar, hibir Tanr olmasayd nasl grnmeleri beklenecekse tam da yle grnmektedir.

8 KTLK ARGMANI
Dinle veya dinsiz, iyi insanlar iyilik, ktler ktlk yapar. Ama iyi insanlarn ktlk yapmas ancak dinin harcdr. Steven Weinberg KTLK SORUNU Kadim ktlk sorunu genellikle bilimden ok felsefi ve teolojik alanlarda tartlmasna ramen Tanr'nn varl tartmasnda byk nem tadndan, ilgili tartmay konunun btnl adna bu blme almay uygun buluyorum. Bunun dnda, dnyada nedensiz ac ekmek gibi ok kt eylerin olduuna ilikin deneysel olgunun kullanlmasnda iin iine bilimsel bir enin girdiini de syleyebiliriz. Ktlk sorunu formel olarak u ekilde ifade edilebilir: 1. Eer Tanr varsa, o zaman Tanr'nn zellikleri ktln varlyla tutarldr. 2. Tanr'nn zellikleri ktln varlyla tutarl deildir. 3. O halde Tanr yoktur ve var olamaz.[295] Burada sz edilen temel zellikler (3M ile gsterebileceimiz) mutlak iyi olma, mutlak kudretli olma, mutlak bilgili olma zellikleridir. Bu kitapta sunulan argmanlar ve tartmalar bu niteliklere sahip bir tanryla snrl olmadndan bu zelliklerin "bilimsel Tanr modeli" dediim (bkz. 1. blm) eye aka dahil edilmediini hatrlatmak isterim. Bununla birlikte, tek tanrl dinlerin geleneksel Tanr'snn bu zellie sahip olduu varsaylr. te bu durum teologlarn hibir baar elde edemeden yzyllarca boutuu muazzam bir mantksal zorlua

191/626

yol amtr. Bu zellie sahip Tanr ktln varlyla nasl badatrlabilir? Sonsuz gce, iyilie ve bilgiye sahip Tanr kavramn dnya zerindeki ac ve ilelerin inkar edilemez varlnn altnda savunma abasna teodise denir. Bu aba filozoflarn ve kendilerini batan Tanr yoluna adamam limlerin ouna gre bugne kadar tatmin edici bir sonuca ulamamtr. Ktlk sorunu hl Tanr'nn varlna kar kullanlan en gl argmandr. Ama argman, bu 3M-zelliinden biri bile gevetildiinde kmektedir. KTLK NEDR? Ktlkten hareket eden argman, ktln (kt eylerin) dnya stnde var olduu deneysel olgusundan (bilimsel bir nerme) balar ve ayn anda hem mutlak iyi hem mutlak kudretli hem mutlak bilgili bir tanrnn 3M zellikli Tanr'nn var olamayacan gsterir. Daha ileri gitmeden nce ktl tanmlamamz gerekiyor. lkin Eutyphro kilemi[296] denilen eyle yzlemeliyiz: Tanr belli edimleri yapmamz bu edimler kt olduu iin mi yasaklar, yoksa bir edim Tanr onu kt olarak tanmlad iin mi ktdr? nceki blmde tarttmz bizi iyiliin Tanr'dan bamsz var olduu sonucuna gtren insan davranlarna ilikin ayn deneysel olgularn ou ktlk rneinde de geerlidir. Ktlk, Tanr'nn varln gerektirmiyor grnmektedir. Filozof Kai Nielsen'in yazd gibi, "Tanr olsun veya olmasn, masumlara ikence etmek aalk bir eydir. Daha genel olarak, eer Tanr kavramn anlayamasak bile, ...kolayca u deerlendirmeyi yapabiliriz: Gereksiz ve anlamsz straba, zellikle de bu konuda bir ey yaplabilecekken yol amak veya gz yummak ktdr"[297] Mutlak iyi, mutlak kudretli ve mutlak bilgili bir Tanr bu konuda bir eyler yapabilir.

192/626

Ktlkten hareket eden argmandan kolay bir ka yolu, zellikten bir veya daha fazlasn gevetmekten geer. rnein her eyi bilmeyen bir Tanr dnebiliriz. Byle bir Tanr ktln ne zaman ve nerede olduunu her zaman bilemeyeceiden, onu durdurmak iin harekete geemeyecektir. Ayn ekilde, gc her eye yetmeyen bir Tanr da ktl her zaman durduramayacaktr. Bu olaslk Haham Harold Kushner'n When Bad Things Happen to Good People [yi nsanlarn Bana Kt eyler Geldiinde][298] adl oksatar kitabnda ktlk sorununa verdii yanttr. Byle bir Tanr, George Burns'n Aman Tanrm[299] filminde canlandrdna benzer sevimli, insan yzl bir Tanr olacaktr. Filmde Tanr'y oynayan Burns kusursuz olmadn kabul eder. Bir daha bir evren yaratrken baz eyleri farkl yapacan syler. J. J. Mackie 1995 tarihli, "Ktlk ve Mutlak Kudret"[300] balkl makalesinde, ktlk sorununa uygun zmlerin 3M zelliinin gevetilmesiyle mmkn olduunu ne srerken Tanr'nn zelliini de hi deitirmeden koruyan zm iddialarnn yanllklarn ortaya koyar: 1. "yilik ktlk olmadan var olamaz" veya "Ktlk, iyiliin karl olarak var olmak zorundadr." 2. "Ktlk, iyilie neden olan bir ara olarak zorunludur." 3. "Evren iindeki ktlkle, iinde ktlk olmadan olabileceinden daha iyidir." 4. "Ktlk, insann zgr iradesinden kaynaklanmaktadr." Mackie makalesinde bu zmlerin her birinin Tanr'nn mutlak kudretine snr koymay srdrdn gsterir. Eer Tanr ktlk olmadan iyilii yaratamyorsa, o zaman mutlak kudretinin bir snr var demektir. Eer Tanr insanlara zgr irade verirse bu, olaylar zerindeki kontrolnn snrlanmas anlamna gelir.

193/626

Mackie, 3. argmana kar uzun bir rtme blm yazmtr. Biz burada bunun 1. blmde geen tanmsal sorunun bir rnei olduunu kaydedelim. Bnyesinde daha fazla ktlk barndran bir evrenin dier evrenden daha iyi olduunu sylerken "daha iyi" yi nasl tanmlayacaz? Daha iyi evreni iinde ktlk olmayan bir evren olarak da tanmlayabilirdik. Ktln mutlak kudretlilik zelliiyle bir arada var olabilmesinin bir yolu ktln, filozoflarn deyiiyle, "zorunlu doru" olmasdr. Bir nerme zsel doas gerei doruysa ona zorunlu doru denir. rnein "2 + 2 5'e eit deildir" nermesi byledir. Bu nerme saylarn zsel doas gerei dorudur. Ayn ekilde, "ac ekmek ktdr" nermesi Tanr'nn mutlak kudretine ramen zerinde hibir gcnn olmad bir zorunlu doru olabilir.[301] Eer yle olsa bile, bu tam da Tanr'nn ac ekmeyi iyi olarak tanmlayamayaca anlamna gelir. Bu onun gcn strab ortadan kaldrmak veya en azndan hafifletmek iin kullanmasn engellemez. Teologlar ktlk sorununu, acnn yaamn zorunlu bir paras olduuna iaret ederek zmeye alrlar. Bylesi bir acy ktlk tanmmzdan karalm ve tanmmz gereksiz strapla snrlandralm. Ac bizi hastalk ve yaralanmaya kar uyarr ve tedavi aramaya yneltir. Ama tedavi baarsz olduunda ve lm beklerken ac neden, genellikle de dayanlmaz bir ekilde srmek zorunda? Istrap ekmeyi aklamak iin ortaya atlan nedenlerden bir dieriyse onun efkatli ve merhametli olmamza yardm etmesidir. Teolog Richard Swinburne'n dedii gibi, "Dnyada doal ktlk ve strap olmasayd, cesaret, sabr ve sempati gsterme frsat bulamazdk."[302] Ama cesaret ve duygudal tevik iin gerekten "doal ktlk"e gerek var m? Tek acnn yukarda betimlenen gerekli ktlk olduu bir dnya hayal edebiliriz. Bir bakasnn yaamn kurtarmak iin

194/626

cann feda etmek gibi cesur bir eylem ac ekmeden yaplabilirdi. Dahas, yaamdaki birok sknt "doal ktlklerden" deil, gelimenin gereklerinden doar. rnein zor bir matematik problemi karsnda ter dken bir ocua sempati duyabiliriz. Tanr'nn amalarna ulamak iin gerekten bunca acya ve straba ihtiyac var mdr? Her gn onca ocuun alktan ve hastalktan lmesinin ardnda anlalabilir herhangi bir iyi ama var m? Bizim duygudalmzn bu len ocuklara ne yarar olabilir? Ktlk sorunu karsndaki yaygn teist savunmalardan bir dieri de Tanr'nn bize ktl seme zgrl tanddr. Bu insan kaynakl eylemlerden kaynaklanan straplar iin geerli olabilir; ama nedensiz strabn ou insan kaynakl olmaktan ziyade doa kaynakldr. Birok hastalk ve 2004'te yz binlerce insann cann alan tsunami gibi doal afetler bu durumun arpc rnekleridir. Aslnda bunlara "Tanr'nn takdiri" denilir. Peki hayvanlarn strap ekmesinin amac nedir? Belki bunu da anlayla karlayabiliriz, ama bu kadar ok acya neden gerek vardr? Ya insanlar sahneye kmadan ok nce feci ekillerde lm yz milyonlarca canlya ne demeli? Colorado niversitesi'nden alma arkadam filozof Michael Huemer, 2005 ylnda yaplan bir blm seminerinde, ktlk sorununa ilikin bugnk zmlerin ksa bir zetini yaptktan sonra bunlarn neden baarsz olduuna dair kiisel analizini sundu.[303] Bu zmleri Huemer'in sunumundan olduu gibi aktaryorum; onlarn baarsz olmalarnn nedenlerine ilikin kendi ksa deerlendirmelerimi ise italik olarak veriyorum. Buradaki tekrarlar iin beni balaynz. zellie Sahip Tanr'y Ktln Varlyla Badatrma Giriimlerinin zeti:

195/626

1. "Ktlk insann zgr iradesinin bir rndr. Tanr bize zgr irade vermitir nk zgr irade ok deerli bir eydir. Ama bize hem zgr irade verip hem de bizi ktlk yapmaktan alkoyamaz." Btn ktlkler, mesela doal afetler, insann zgr iradesinin rn deildir. Ktl sadece insan kaynakl ktlkleri ierecek ekilde yeniden tanmlasanz bile hl Tanr'nn kontrol altnda olan doal afetlerin getirdii gereksiz strab aklamanz gerekecektir. 2. "nsanlarn nemli ahlaki erdemleri gelitirebilmesi iin bir miktar strap zorunludur. Baz ahlaki deerler sadece strap ekmeye ve dier ktlklere cevap olarak var olabilir. rnekler: cesaret, hayrseverlik, irade gc." Tm bunlara dnyada var olan straptan ok daha azyla ulalabilir. 3. "yilik ve ktlk sadece birbirilerinin kart olarak var olabilirler. Dolaysyla, ktlk ortadan kalkarsa iyilik de otomatik olarak ortadan kalkar." yilik, ktlkten bamsz var olabilir. Bir yar kazanmak iyidir, ama kaybetmek kt deildir. Torununuza oyuncak almak iyidir, ama odas oyuncakla doluyken almamak kt deildir. 4. "3 numaradan biraz farkl: Ktlk yok edilseydi her eyin iyi olduunu bilemezdik nk bir eyi ancak kartyla birlikte alglayabiliriz." Biz bir eyi iyi olarak belirleyemesek bile o ey hl iyiolabilir. Ve ktye dair hibir deneyimimiz olmasa bile o ey yine de iyi olabilir. Torunlarm, oyuncak sahibi olmama deneyimini hi yaamamalarna ramen oyuncak sahibi olmann iyi olduunu biliyorlar.

196/626

5. "Belki Tanr bizimkinden farkl bir iyi anlayna sahiptir. Belki bizim kt diye dndmz aslnda iyidir." Nedensiz strabn ktl konusunda kendi yargmza gveniyoruz. Hi kimse Tanr'nn bunca straba izin vermesi iin bir neden dnemez. Aza bile alnamaz dediimiz olaylara izin veren bir Tanr'ya neden tapalm? Tanr'nn iyi kavray bizimkinden farklysa bu Tanr iin daha da ktdr. O zaman kt bir hkmdardan baka bir ey olmaz. Gc olabilir ama ahlaki yetkesi olmaz ve hi kimsenin ona tapmas gerekmez. "yi" ve "Kt" bizim szcklerimizdir ve bizim kavramlarmz adlandrrlar. Tanr'nn bizim kavramlarmz hakkndaki fikrinden bahsetmek, kavramlarmzda hibir fark yaratmayacak, bouna bir eylemdir. 6. "Belki de dnyadaki tm ktlklerin hizmet ettii altta yatan bir ama var, ama biz insanlar onu kavrayacak kadar akll deiliz. nanl olun biraz." Ne olabilir o ama? Hem doamza aykr eylemleri neden krlemesine kabul edelim? Tanr bize ne demeye eylemlerini knamamza yol aacak bir doa vermi olsun? 7. "Ktln sorumlusu Tanr deildir. eytandr." Museviliin, Hristiyanln ve slamn Tanrs eytandan daha gldr, dolaysyla nihai sorumluluk ona aittir. 8. "Tanr'nn tanmn biraz zayflatrsak, Tanr'nn varl ktln varlyla badaabilir. Bylece, rnein, Tanr btn ktl annda yok edemeyebilir." Kutsal kitaplarda anlatlan Museviliin, Hristiyanln ve slamn Tanrs pek yle iyiliksever grnmemektedir ama bu dinlere inananlar, iyiliksever Tanr inancn terk etmek yerine kutsal kitaplardaki bu naho pasajlar grmezden gelmektedir. Felsefi ve teolojik yaznda ktlk sorununa dair birok alma bulunur. Burada bunlardan tek tek bahsetmemize gerek yok; nk bu

197/626

kitapta sunulan iddia bilimsel bir iddiadr. Dnyada fazlasyla strap bulunduu inkar edilemez bir deneysel olgudur. Bu strabn byk blmnn gerekli olduuna inanmak iinse hibir nedenimiz yok. Elimizde mutlaka gerekli olan asgari strap dnda her eyi ortadan kaldrmaya gc yeten bir Tanr hipotezi var. Birok teolog Tanr'nn bu kadar straba izin vermesi iin kendine ait nedenleri olduunu ne srmektedir; bu durumda bu strap tanm gerei iyi olmaktadr. Ama en derin igdlerimiz bu gre katlmamakta ve gereksiz ac ekmeye ktlk demektedir. KT BR TANRI MI? Tanr'nn zelliinden birini, rnein mutlak kudret sahibi olma veya mutlak bilgili olma zelliini biraz gevetirsek. Tanr'nn varlna kar ktlkten hareket eden kantlamann bertaraf edilebileceini grdk. Mutlak iyi olma zelliini de gevetebiliriz. Kutsal Kitap veya Kuran' okuyan herkes iin bu kitaplarda anlatlan Tanr'nn normal insan standartlarna gre hi de yle iyiliksever olmad aka ortadr. Yine de Eutyhphro'nun seimini yaparsanz, o zaman Tanr ne yaparsa yapsn tanm gerei iyidir. Bu durumda, rnein, soykrm ve klelik iyidir. nceki blmde Eski Ahit'in klelii onayladn grmtk. Soykrm da onaylar: "Bugn sana verdiim buyruu tut. Amor, Kenan, Hitit, Periz, Hiv ve Yevus halklarn senin nnden kovacam. Gidecein lkedeki insanlarla antlama yapmaktan kan. nk bu senin iin bir tuzak olur. Onlarn sunaklarn ykacak, dikili talarn paralayacak, Aera'y keseceksiniz" (k, 34:11-13) Aslnda Eski Ahit'te Tanr, ktln kayna olduunu da kabul eder: "I biimlendiren, karanl yapan, esenlii ve felaketi yaratan, Btn bunlar yapan RAB benim." (Yeeya, 45:7)

198/626

Kutsal Kitap'taki Tanr, eer varsa, genel olarak kabul edilen standartlara gre btnyle iyi deildir. En iyi bakla Zerdtlk, Maniheizm ve belki dier dinlerdeki ikili (yar iyi, yar kt) Tanr veya iki ayr ama eit (veya bir tanrlar panteonu) Tanr gibidir. lgintir, birok Hristiyan eytan' Tanr'dan bamsz bir ktlk kayna olarak grmektedir. 11 Eyll saldrlarnn hemen ardndan ruhban snfn byk blm (kesinlikle hepsi deil ama) suu Tanr'da deil, eytan'da bulmutur.[304] Bu tavrn altnda yatan imaysa udur: Ya eytan, Tanr kadar gl, zerk, ayr bir tanrdr, ki o zaman bu artk tektanrclk deildir, ya da Tanr'nn bir parasdr ki o zaman da Tanr artk btnyle iyi deildir. kili Tanr teolojisi varln srdrebilseydi, ktlk sorunu diye bir sorunumuz olmayacakt. Ya da daha doru bir deyile, ktlk yine sorun olacakt ama bunun iin Tanr'y sulayabilecektik. Ancak (Teslis'e ramen) tek tanrc Hristiyanlk mparator Konstantin'in (kendi apnda epey kt bir karakter) desteini kazand drdnc yzyldan itibaren Avrupa'da hkim din haline geldi.[305] Yzyllar boyu dier deikeler sapkn ilan edilerek yok edildi. Sonunda gelien retide eytan hl Tanr'nn bir yaratmdr, ama artk edzeyde bir ilah deil, dm bir melektir. Bu durumda, Tanr hl ktln yaratcsdr. Bir kez daha u inkar edilemez olguyla karlayoruz: yi ve kt hakndaki igdlerimiz varsaylan ilahi buyruklardan daha stndr; bu buyruklar insanlarn hayvans ncellerinden aamal ve tam olmaktan uzak evrildikleri yzyllar boyunca gelitirdikleri ortak duyu ve akl ihlal ettikleri anda onlardan daha nemli olan bu igdler devreye girer. Bilim dilinde, dnyada gereksiz strabn var olduuna ilikin deneysel olgu, mutlak bilgili, mutlak kudretli ve mutlak iyi bir tanr fikriyle

199/626

tutarl deildir. nsanlarn ve hayvanlarn straplar bir Tanr olmasayd nasl grnmeleri beklenecekse tam da yle grnmektedir.

9 MMKN OLAN VE OLMAYAN TANRILAR


Mkemmel bir Tanr, btn bu straplar ekilen aclarn sindirilmesine yarayacak ve durumu iyiden yana dengeleyecek iyi eylerin ortaya kmasn salamyorsa, ne demeye iinde bu kadar ok strap olan bir evren yaratsn? Nicholas Everitt VERLERLE UYUMAMAK Bu kitapta Tanr sorusuyla ilgili model hipotezleri kurma ve bu modelleri deneysel verilerle snamay ieren bilimsel yntemi uyguluyorum. "Bilim her ey deildir" itirazn duyacamdan eminim. Elbette bilim her ey deil. Ancak model kurmak bilimle snrl deildir ve gndelik yaamda, dinsel faaliyetler de dahil, hemen her yerde kullanlr. Beyin, gze arpan her fotonun zamann, ynn ve enerjisini kaydetme kapasitesine sahip deildir. Bu yzden ister ta ister aa ister insan olsun, nesnelere her ayrnty kuatmayan genel zellikler atfederek oluturduu onlarn basitletirilmi resimleriyle alr.[307] Bireyler arasnda konuma ve yazmayla iletilen bilim sadece usul nesnelletirir. Bireyler daha sonra grdkleri zerinde fikir birliine ulamaya ve ortak gzlemlerini en iyi nasl temsil edeceklerini bulmaya alrlar. Fikir birlii genelde oy birliinden ok otorite tarafndan salanmakla birlikte, dinde de benzer bir sre iler. nsanln en erken gnlerinden beri tanrlar, insanlarn anlayabildikleri ve iliki kurabildikleri zelliklere sahip olan varlklar olarak tasavvur edilmitir. Tanrlar ve ruhlar, deneyim nesnelerinin gnein, ayn, dnyann, hayvanlarn ve insanlarn suretine brnmlerdir. Kadim Msr'n tanrlar hayvan, kadim Yunan tanrlar insan suretindeydi. Museviliin, Hristiyanln

201/626

ve slamn Tanrs ise kullarnn stndeki yksek tahtnda oturan gl, otoriter bir (eril) kral suretindedir. Btn bu tanr suretleri dnemlerinin kltrne gre biimlenmi grnmektedir. Eer bu sre devam etseydi, bugn belki de cep telefonlarna tapyor olurduk. nsani kavraylara dayanan Tanr modelleri iinde alsaydk "gerek" Tanr'nn snrl bilisel kapasitelerimizin tesinde olabilecei itirazndan kanabilirdik. Ben tikel bir Tanr'nn veriler tarafndan reddedildiini gsterdiimde, kavranlabilir tm tanrlarn var olmadn ispatlam olmuyorum; sadece varsaylan zgl zelliklere sahip bir Tanr'nn var olmadn makul kukunun tesinde gstermi oluyorum. nanc bir kenara brakalm; zgl bir tanrnn verilerle uyumamas olgusu, en azndan, o tanrnn gndelik yaam pratikleri iinde var olmadn varsaymak iin yeterli nedendir. Bilimsel modellerin eleriyle dardaki gerek gereklik neyse onun arasndaki kesin ilikinin ne olduu konusunun temel bir nemi yoktur. Biliminsannn elinde verileri betimleyen, dier yerleik modellerle tutarl ve pratik kullanma sokulabilen bir model olduunda baka neye ihtiyac olabilir ki? Byle bir model sadece verileri betimlemede deil, pratik uygulamalar mmkn klmada da iyi alacaktr. Bir ileri teknoloji aletini tasarlarken elektronik devreden akan elektronlar modelini uyguladmzda elektronun "gerek" olup olmamas kesinlikle hibir fark yaratmaz. Esas gereklik ne olursa olsun model, gzlemlediimiz eyi betimler ve bu gzlemler yeterince gerektir. Benzer ekilde, pratik bir bak asndan"gerek" Tanr'nn, deneysel sonularn incelediimiz tanrlara benzeyip benzemediinin nemi yoktur. nsanlar soyutlamalara tapmazlar. Kavrayabildikleri niteliklere sahip bir Tanr'ya taparlar. Dualara yant veren bir Tanr'nn verilerle uyumadn gsterdiimize gre, dindar bir insann bu Tanr'ya dua etmesi bouna demektir. Dua ie yarasayd etkileri nesnel olarak gzlemlenirdi. Gzlemlenmiyor ama.

202/626

imdi verilerle uyumadn gsterdiimiz tanrlar sralayalm. Byk T'yi yine Museviliin, Hristiyanln ve slamn Tanrsn belirtmek iin kullanacam. Verilerle Uyumayan Tanrlar 1. Dnyann, zellikle de canllarn karmak yapsndan sorumlu olan bir Tanr, bu yapnn basit doal srelerden doabileceine ve tasarmdan beklenecek iaretlerin hibirini gstermediine iaret eden deneysel olguyla uyumaz. Evren, tasarmn yokluunda nasl grnmesi gerekiyorsa tam da yle grnmektedir. 2. nsanlara lmsz ruhlar baheden bir Tanr, insan anlarnn ve kiiliklerinin fiziksel srelerce belirlendii, hibir fiziksel olmayan veya fizik d gcn bulunmad ve lmden sonra yaama dair hibir delilin olmad deneysel olgusuyla uyumamaktadr. 3. Kutsal kitaplarda anlatld gibi, mucizevi mdahaleler dahil insanlarla etkileime giren bir Tanr, bu mucizevi olaylarn meydana geldiine dair bamsz delillerin yokluuyla ve k gibi ok nemli Kutsal Kitap yklerinin hi yaanmadn fiziksel delillerin artk ikna edici bir ekilde ortaya koyduu olgusuyla elimektedir. 4. Evreni mucizevi ve doast yollarla yaratm olan bir Tanr, evrenin ve yasalarnn olumas ve niin yok deil de var olduunun aklanmas iin hibir fiziksel yasann ihlal edilmesi gerekmediini gsteren deneysel olguyla uyumamaktadr. Bu Tanr ayn zamanda evrenin maksimum entropiyle baladna ve dolaysyla bir yaratcnn hibir izini tamadna iaret eden deneysel olgulara dayal olarak tesis edilmi teorilerle de uyumamaktadr.. 5. Fiziin yasalarn ve sabitlerini yaam, zellikle de insan yaam iin ince ayarlam olan bir Tanr, evrenin insan yaam

203/626

iin ok uygun olmad ve insan perspektifinden bakldnda ortada feci bir uzay, zaman ve madde israf olduu olgusuyla uyumamaktadr. Ayrca bu evrenin ounlukla rastgele hareket eden paracklardan olutuu, galaksiler gibi karmak yaplarn ktlenin yzde drdnden azn ve milyarda birden az parac oluturduu olgusuyla da uyumamaktadr. 6. nsanlarla vahiy yoluyla haberleen bir Tanr iddia edilen hibir vahiyin deneysel olarak teyit edilmedii ve aksine birounun yanlland olgusuyla uyumamaktadr. ddia edilen hibir vahiy, iddiay ortaya atan kimsenin kafasnda zaten var olmayan hibir bilgi iermemektedir. 7. Deliller insanlarn ahlaki ve insani deerleri kendi kendilerine tanmladklarn gsterdiinden, ahlak ve deerlerin kayna olan bir Tanr yoktur. Bu "ahlaki grecelik" deildir. nanllar ve inanszlar bir dizi ortak ahlak kavramnda ve deerde birlemektedir. En koyu dindarlar bile neyin iyi neyin kt olduuna kendileri karar vermektedir. nanmayanlar, inanananlardan daha az ahlaksz davranmamaktadr. 8. Ktln, zellikle gereksiz strabn varl mutlak kudretli, mutlak bilgili, mutlak iyi bir Tanr'yla mantksal olarak tutarszdr (standart ktlk sorunu). PEK YA OLSAYDI? ou Yahudi, Hristiyan ve Mslmann tapt Tanr sadece yok grnmyor, deneysel verilerle de eliiyor. Ama bu ekilde olmas gerekmezdi. Her ey farkl olabilirdi. Bunun anlalmas nemlidir, nk bu Tanr sorununda bilime bavurmann meru olduunu gsterirken ok sk tekrarlanan bilimin Tanr hakknda syleyebilecei bir ey olmad nermesini de rtr. Eer bilimsel gzlemler en azndan bir tane Tanr modelini onam olsayd, en kukucu ateist bile yola gelir ve Tanr'nn varlnn olas olduunu kabul ederdi.

204/626

Aadaki, meydana gelmi olsalard Tanr hipotezini destekleyecek hipotetik olaylar dnn. Okurlar en iflah olmaz kukucuyu kendi tanrtanmazln yeniden deerlendirmeye zorlayabilecek kendi "olabilirdi" senaryolarn oluturmaya davet ediyorum: Tanr Hipotezine Destek Verebilecek Varsaymsal Gzlemler 1. Tamamen doal srelerin, bildiimiz haliyle, hiten evreni oluturmak iin yetersiz olduu ispatlanabilirdi. Mesela evrenin llen ktle younluu, evrenin tam da hiliin enerjisi olduunu varsaydmz sfr enerji halinden balamas gerekli olan deerde kmayabilirdi. Bu, evrenin olumas iin enerjinin korunumunun ihlal edilmesinin, yani bir mucizenin gerekli olduu anlamna gelirdi. 2. Tamamen doal srelerin evrendeki dzeni oluturmak iin yetersiz olduu ispatlanabilirdi. Mesela evrenin genilemediini ve (Kutsal Kitap'ta ifade edildii gibi) bir gkkubbe olduunun ortaya ktn varsayn. Termodinamiin ikinci yasas, evrenin gemite hep olabilecek maksimum deerinden daha dk entropiye sahip olmasn gerektirecekti. Bu durumda evrenin bir balangc varsa, bu balang dardan dayatlm bir dzen olmalyd. Evrenin balangc olmasa bile, yani gemite sonsuza kadar gidiyor olsa bile yine de devaml artan dzenin kaynan aklamamz gerekirdi. 3. Tamamen doal srelerin Dnya'nn karmak yapsn oluturmak iin yetersiz olduu ispatlanabilirdi. Mesela Dnya'nn yann evrim iin ok ksa olduu ortaya kabilirdi. Basit sreler karmak yaplar oluturamayabilirdi. 4. Evrimi yanllayan deliller bulunabilirdi. Evrimle izah edilemeyecek ekilde tarihsel sralantan yoksun fosiller bulunabilirdi. Canllarn tamam ayn genetik emaya dayanmayabilirdi. Gei trleri gzlemlenmeyebilirdi.

205/626

5. nsan hafzas ve dnceleri bilinen fiziksel srelerle makul ekilde aklanamayan deliller sunabilirdi. Bilim zihnin fiziksel olarak akla yatkn bir ekilde aklanamayan srad glerinin varln belirleyebilirdi. Bilim sonraki yaamla ilgili ikna edici kantlar ortaya karabilirdi. Mesela ld bilinen bilimsel tm yntemlerle kesinlikle belirlenmi biri, bilmesi mmkn olmayan ve sz gelimi, yaam barndran en yakn gezegenin yeri gibi, daha sonra doruluu ortaya kan baz bilgilerle birlikte yaama dnebilirdi. 6. Vahiyle elde edilen bilgilerin dorulanmasyla fiziksel olmayan bir haberleme kanalnn varl deneysel olarak onaylanm olurdu. Mesela bir insan Tanr'dan ald vahiyle Dnya'nn sonunun tam tarihini renebilir ve daha sonra bu olay gerekleebilirdi. 7. Dini metinlerdeki mucizevi olaylarn ve anlatlan hikyelerin doruluunu gsteren fiziksel ve tarihsel deliller elde edilebilirdi. rnein Roma kaytlar, Pontius Pilatus'un emrettii armha gerili srasnda Judea'da meydana gelmi bir depremden bahsedebilirdi. Sina l'nde kamp yerleri kefedilebilirdi. 8. Boluun mutlak olarak dengeli olduu ve hibir eyden ziyade bir eylerin varolmas iin baz eylemlerin gerektii ortaya kabilirdi. 9. Evrenin insan yaam iin ok uygun olduu ve bylece insan yaam temel alnarak yaratlm olmas gerektii sonucuna varlabilirdi. nsanlar ktalar arasnda dolar gibi kolaylkla gezegenler arasnda dolaabilir ve tm gezegenlerde hibir yaam desteine ihtiya duymadan yaayabilirdi. 10. Doa olaylar ahlaki adan yansz matematiksel yasalar yerine baz ahlak yasalarna uyuyor olabilirdi. Mesela yldrmlar genelde kt, ahlaksz insanlar arpyor; kt davranlar sergileyen insanlar daha sk hastalanyor; rahibeler uak kazalarndan sa kurtuluyor olabilirdi.

206/626

11. nananlar inanmayanlara gre daha yksek ahlaki deerlere ve baz dier llebilir stn deerlere sahip olabilirdi. Mesela hapishaneler ateistlerle doluyken inananlar mutlu, refah iinde, sevgi dolu aileleriyle yayor olabilirdi. Ama bunlarn hibiri olmad. Tanr hipotezi elimizdeki verilerle onaylamamaktadr. Aslnda bu hipotez verilerle gl bir ekilde elimektedir. PEK, GERYE HANG TANRILAR KALIYOR? Bir inanan, "Bunlarn hibiri benim Tanrm deil," demekte kesinlikle serbesttir. imdiye dek hibir yerde kavranabilir her trl tanry inkar edebileceimi iddia etmedim. Ben sadece seilmi deneysel olarak tesbit edilebilir zelliklere sahip olan tanrlardan bahsediyorum. Bir inanann inand tanr bu zelliklere sahip deilse, onunla tartacak bir eyim yok. Mesela evreni yaratan ama evrene mdahale etmeyen veya iinde yaayanlarla etkileime girmeyen bir tanr hayal edebiliriz. Aydnlanmann deist tanrs (Bamszlk Bildirisi'ndeki "Yaratc") evreni tmyle belirlenimci doa yasalaryla yaratmtr ve yaratt mkemmel olduundan bir daha ie karmas gerekmemitir. Bu tanr iin olan her ey oktan yazlmtr. Olan her ey doal yasalaryla tutarl olduundan ve bu yasalarn ilahi yardm olmadan ortaya kabilecei bir olaslk olarak kalmaya devam edeceinden byle bir tanrnn varln bile karsayamayz (bkz. 4. Blm). Ancak bu tipte bir deist tanr kuantum mekaniinin birok yorumundan karlan bir olgu tarafndan muhtemelen hkmsz klnmaktadr. u andaki en iyi bilgilerimize gre doa belirlenimci deildir. Kuantum mekaniinin Heisenberg kesinsizlik ilkesi, bir paracn hareketinin mutlak kesinlikle ngrlemeyecei ve evrendeki oluumlarn ounun rastgele olduu ierimine sahiptir. Tanr'nn evrene dair planlarnn baarya ulamasn salamak zere devreye girip olaylarn

207/626

seyrini yeniden rayna oturtmas gerekmektedir. Ve ite bu mdahalenin tespit edilebilir olmas gerekmektedir. Mesela uzaydaki rastgele bir olayn, arpmasyla Dnya zerindeki yaam tmden yok etmesi ve Tanr'nn insanln gelecei iin sahip olduu plan bozmas beklenebilecek byk bir gktann ynn deitirip Dnya'ya doru ynlendirdiini varsayn. Bu arada Tanr devreye girerek gktann Dnya'y skalamasn salayacak bir olay yaratyor. Ayrca bu olayn rastlant gibi grnmesini salamaya alyor. Ama astronomlar bylesi iki olayn art arda gelme olaslnn sonsuzca kk olduunu hesaplyorlar ve bir mucizenin gerekletii sonucuna varyorlar. Son olarak, kozmolojideki en son gelimeler evrenin tam kaostan baladn ve bu yzden bir yaratcya dair hibir an tamadn ima etmektedir. Bu, evreni kaostan yaratan ve baka her eyi ansa brakan deist bir tanr olasln hl ak brakr. Ama byle bir tanr hibir gzlemlenebilir etkiye sahip degildir ve insanlar iin ilevsel anlamda yok hkmndedir. Bilim Tanr'y Buldu mu? adl kitabmda bilimle doastn uzlatrmaya ynelik ciddi giriimlerde bulunan teologlardan bahsetmitim.[308] Bu kimselere "ncln Srdrcleri" adn takmtm; belki biraz irindi, ama derdim onlara anlayla yaklamakt. Bu kiilerin ana kaygs, salamca tesis edilmi olduunu kabul ettikleri evrimdir. Karlarna kan temel sorun insan trnn grnteki tesadfi olan evrimidir. Bazlar Tanr'nn, insann ortaya kmas iin tarihsel srece "parmak soktuunu" ne srmektedir. Ancak bu znde akll tasarmdr evrim srecinde belki sadece bir defa uygulanm ama sonuta uygulanm olan ve evrim teorisinin zyle elikili olan akll tasarm. Katolik kilisesinin bedendeki evrimi kabul ettii halde bu evrimin zihin iin geerli olmadnda srar ettiini grdk.[309] Dalai Lama,

208/626

bilimin Budist inanlarndan herhangi birinin yanl olduunu kantlamas halinde onlardan vazgeeceini aklarken hl srarla insanlarn, "biyolojik reme zorunluluundan baka hibir ama tamayan biyolojik makinelere, genlerin rastgele birleimlerindeki saf ansn rnlerine indirgenemeyeceini," sylemektedir.[310] ncln Srdrcleri'nden bazlar insanlarn gerekten de ansn rn olan biyolojik makineler olduuna dair grnr olguyu kabul etme eilimindedir. Evren batan bir daha balatlabilseydi biz ve Dnya zerindeki dier tm trler ayn biimde ortaya kmayacaktk. nsanlk bir tesadftr. Ancak evrim teizminin gznde (her neyse o olan) Tanr amalarna, maddenin kendi kendini rgtleyerek karmak sistemlere gemesi zerine hibir kstlama koyulmadnda mmkn hale gelen saysz yoldan herhangi biriyle ulaabilir. Fiziki Howard van Till potansiyel btn yaam biimleri iin bir "olaslk uzay" tasavvur eder. Burada Tanr, rastlantsal eitlemeler yoluyla, zaman iindeki niyetlerini gerekletirecek yeni yaam biimleri (yaratmann aksine) aratrr ve kefeder.[311] Einstein, Tanr'nn evrenle zar atmayacan dnyordu ama ncln Srdrcleri attn dnyorlar. Ancak akll tasarm hareketini balatan Hristiyan avukat Philip Johnson bunun, "Byk Patlama ncesinin karanlk bir kesine, yani teistler ile bilimsel doalclar arasnda sorun olabilecek hibir ey yapmamaya sz vermesi gerektii yere srlm"[312] Tanr'syla Hristiyanlk deil bir tr gncellenmi deizmden ibaret olduunu syleyerek bu gr iddetle protesto etmektedir. Deistlerin tanrsnn da van Till'in tanrsnn da Musevilerin, Hristiyanlarn ve Mslmanlarn Tanrs olmad aktr. Bu inancn Tanrs en uzak galaksideki atom arpmalarndan Dnya zerindeki 1030 ksur bakterinin her birinin her bir hcresindeki kimyasal reaksiyonlara kadar her olayda an be an baroldedir. Ve elbette, insanlarn her

209/626

dncesini okumaktadr. Ben byle bir Tanr'nn, sradan gzlemlerle deilse bile, Dnya'nn her eyi hakknda bilimin toplad kesin, hassas verilerde imdiye dek tespit edilmi olmas gerektiini ne sryorum. Kaos tanrs gibi, hibir gzlemlenebilir etkisi olmayan bir Tanr, var olmayan bir tanrdan ayrt edilemez. Byle bir Tanr'ya tapmaksa kesinlikle beyhudedir. Pek ok sradan dindar bilimin Tanr'ya dair deliller bulduuna inandrlmtr ama durum hi de byle deildir. Eer bu doru olsayd, btn dnya gazeteleri ayn anda, harikulade olaylar iin sakladklar "kinci Geli" yaz karakterleriyle manetler atard. Aslnda kinci Geli gereken delili salard. Ama sa'nn havarilerine onlar lmeden geri geleceine sz vermesinin zerinden iki bin yl geti... Defalarca bahsettiim gibi, baz bilimsel kurumlarn vergi mkelleflerinin desteini yitirme korkusuyla bilimi dinden uzak tutmaya ynelik abalarna ramen, bilimin Tanr'nn varlna dair delilleri kabul etmeyi dogmatik olarak reddettii iddialarnn hibir temeli yoktur. Tanr'ya dair bilimsel delilin her trl srad iddiaya uygulanan konvansiyonel testleri getii ortaya kt anda her alandan bilim insanlar Tanr'nn doasn aratrma nerileri iin denek bulma yarna girecektir. Ama gerekte Pazar gn kiliseye gidenler de dahil olmak zere bu insanlarn ou gnlk mesleki grevlerini Tanr'y hi iin iine kartrmadan srdrmektedir. Kendi inan dogmalarna saplanmam ciddi teologlar Tanr'nn lehine nesnel delil olmadn yava yava kabulleniyorlar ve eer bir tanr varsa, onun kendini bizden kastl olarak gizledii sonucuna varmak zorunda kalyorlar. Bu olasln varln tm itenliimle kabul ediyorum. Tanr doal sreler araclyla i gryor olabilir ve gerekten de, kendisini bizden gizlemek iin birtakm nedenleri olabilir. imdi bunun ne tr bir tanr olabileceine bakalm. GZLLK SORUNU

210/626

2004 ylnda, Boulder'daki Colorado niversitesi'nde, Felsefe Blm'nn Teoloji Forumu'nca dzenlenen "Tanr'nn Gizlenmilii Sorunu" konulu bir konferansa katldm. Katlmclarn byk blm teolog ve din filozofuydu; dierleri ise ou eitli teoloji okullarndan gelen ve inanl olduklar bilinen teologlar, din filozoflar ve dier din alimleriydi. ou iin olgusal bir gerek gibi grnen bir meseleye, yani Tanr'nn varolduuna dair hibir deneysel delilin bulunmamasna rasyonel bir aklama bulma arayndaydlar. Filozof John L. Schellenberg konferans Tanr'nn var olmadna ynelik gizlilikten kalkan kantlama adn verdii bir sunumla at. Bu kantlamay 1993 tarihli Divine Hiddenness and Human Reason [lahi Gizlenmilik ve nsan Akl] adl kitabnda yaynlamt[313] Kantlama u ekildedir (Schellenberg'in datt kitapklardan aktaryorum): Gizlenmilik Kantlamas 1. Eer tamamen sevecen (vedd) olan bir Tanr varsa, kendini zgrce Tanr'ya kapamam, Tanr'yla apak ve gerekten anlaml ekilde iliki kurabilme kapasitesine sahip her mahluk byle bir ilikiye katlma, yani bunu sadece yapmay deneyerek yapabilme konumundadr. 2. Hi kimse Tanr'nn varlna inanmakszn byle bir ilikiye katlma konumunda olamaz. 3. Eer tamamen sevecen olan bir Tanr varsa, kendini zgrce Tanr'ya kapamam, Tanr'yla apak ve gerekten anlaml bir ekilde iliki kurabilme kapasitesine sahip her mahluk Tanr'nn var olduuna inanr (1 ve 2'den). 4. Kendini zgrce Tanr'ya kapamam, Tanr'yla apak ve gerekten anlaml bir ekilde iliki kurabilme kapasitesine sahip her mahluun Tanr'nn var olduuna inand doru deildir: Pasif inanszlk vardr; "Tanr gizlenmitir."

211/626

5. Tamamen sevecen olan bir Tanr'nn var olduu doru deildir (3 ve 4'ten). 6. Eer Tanr varsa, Tanr tamamen sevecendir. 7. Tanr'nn varolduu doru deildir (5 ve 6'dan).[314] Ksaca, tamamen sevecen olan bir Tanr var olduunun bilgisini, bu bilgiye kar diren gstermeyen hibir insandan esirgemezdi. Birok insann Tanr'nn bilgisine ak olduu ama Tanr'ya inanmad deneysel olgusu, byle bir Tanr'nn var olmadn kantlamaktadr. Bu kantlama, filozof Theodore Drange'n inanszlktan yola kan kantlamasna benzer: nanszlktan Kantlama 1. Eer Tanr var olsayd dnyada nlenebilir nonteizm olmazd. 2. Ama dnyada nlenebilir nonteizm vardr. 3. O halde, Tanr yoktur.[315] Bu kantlamalar, delil yokluundan kantlamaya (bkz. 1. blm) kar teistlerin, "Tanr sadece insanlktan kendini gizlemeyi semitir" eklindeki itirazna yant vermeye yaramaktadr. Schellenberg'in syledii gibi: "Tanr neden bizden gizlensin, diye sorabiliriz. Ahlaken kusursuz (iyi, adil, mfik) bir varlk kendisini ok daha ak bir ekilde gsterirdi. O halde Tanr'ya dair delillerimizin zayfl Tanr'nn gizlendiinin bir iareti deil, var olmadnn aa kdr."[316] Konferansa katlanlar gizlilik sorununun ktlk sorunuyla da balantl olduu konusunda fikir birliine vardlar. Mesela her iki sorun da Tanr'nn varsaylan ahlaki karakteriyle eliik grnen zellikler zerinde younlamaktadr. Bu kitapta, her ne kadar gereksiz strabn varl deneysel bir olgu olsa da, bana gre bilimsel ve zgn bir kantlama olmayan ktlk sorununa ok az yer verdim.

212/626

Ama ktlk sorunu iyiliksever bir Tanr'ya kar teologlarn yzyllardr hibir sonu alamadan boutuu en gl kantlama olmay srdrmektedir.[317] Gizlilik sorunu en dorudan burada sunduum bilimsel kantlamalarla balantldr. Eer bir teist Tanr'nn kastl olarak kendisini bizden gizlediini iddia ederek benim kardm sonular rtmeye kalkrsa, o zaman bu Tanr liberal Hristiyanln kiisel, mfik Tanr's olamaz. Ama baka tr bir Hristiyan Tanr's daha var... EVANJELST HIRSTYANLIIN RKN GZL TANRISI Boulder'daki konferansa katlan inanl teologlarn hepsi Hristiyand, ve soruna eitli tepkilerde bulundular. Colorado niversitesi'nden gen lisans rencisi Jeff Cook gizlilik sorununa, konferanstaki evanjelist Hristiyanlarn kafalarn yukardan aa, geri kalanlarmzn kafalarn ise iki yana sallatan bir zm sundu. Cook nce "yeniden douunun" hayatn nasl deitirdiine ilikin kiisel yksyle balad. Dinleyiciler arasnda oturan ei de birlikte yaadklar dnm deneyimini onaylama frsat buldu. Cook, tanrsal gizlilik sorununa bulduu zme "Kiliseci zm" adn vermiti. Datlan konferans kitapndan szlerini aktaryorum: "Hristiyanlk bize Tanr'nn temel arzularndan birinin, bizzat Tanr'nn bakatlmc olduu kendilerini birbirlerinin iyiliine adam bireylerden kurulu bir topluluk yaratmak olduunu gsterir. Bu topluluun olumasnn birok nkoulu vardr. Bu durum Tanr'nn Kralln yaratlmas ve kurulmasnda Tanr'nn kendisini evrensel anlamda aa vurmasnn, semeci aa vurmadan daha az etkili olabileceiyle ilgili olabilir."[318] Bir baka deyile, Tanr ebediyeti tm insan ruhlaryla birlikte deil, sadece btn delil yokluuna ramen kr imanla iki bin yl nce yaam veya yaamam olabilecek bir Yahudi marangozu kiisel kurtarclar olarak kabul eden seilmi

213/626

aznlkla geirmeyi istemektedir. Elbette, esas itibaryla John Calvin'in (. 1564) retisi olan bu fikir hi de yeni deildir. Bu itikatta olan Hristiyanlara gre Mahatma Gandi, Hitler tarafndan ldrlen alt milyon Yahudi ve sa'y kabul etmeden len milyarlarca insanla birlikte cehennemde yanyor. Bu grte olan Katoliklerin ve evanjelist Hristiyanlarn tamamen sevecen olan bir Tanr'ya tapmad aktr. Onlarn Tanrs, onlardan baka herkesi ebedi atee mahkm etmektedir. Mslmanlar da kendi inanlarnn tek kurtulu yolu olduunda srarcdr. Ve modern Judaizm'de inan yelpazesi ok genitir; ateist olup atalarndan kalan mirasa hrmeten dinlerinin gerekleri yerine getiren birok Yahudinin yan sra az da olsa hl sadece kendilerini seilmi halk olarak gren arlk Yahudi vardr. Birisi bu grleri din balamnn dnda bir alanda ne srmeye kalksa oktan akl salndan phe edilirdi. Filozof Evan Fales, Tanr'nn gizlilii sorununa baka bir aklama getirmitir: "Baz bahanecilere gre Tanr bizden kendisini gizliyor nk bizi kendisine tapmaya mecbur brakmak istemiyor. Ama Tanr zgrlmze zen gsterdii iin saklanmyor. Eyp' unutmadk: O halde Tanr, korkusundan saklanyor. Tanr saklanyor nk saklayacak ok eyi vardr. Biz ne yanan allar ne de duman stunlar aryoruz. Hayr, biz Tanr'y grmek istiyoruz. Karmza kabilir mi Tanr? Tanr strap iindeki insanlnn yzne bakabilir ve yaayabilir mi?"[319] Kendini bir avu sekin aznlk dnda herkesten saklayan bir Tanr'nn varolma olasl tmyle gz ard edilemez. Tek diyebileceim elimizde var olduuna dair en kk bir delil krntsnn bile bulunmaddr; ve eer varsa ahsen kendisiyle hibir iimin olmaddr. Byle bir tanr mmkndr, ama berbat bir tanrdr.

10 TANRISIZ EVRENDE YAAMAK


Gnein altnda Tanr'nn sana verdii bo mrn btn gnlerini, btn anlamsz gnlerini sevdiin karnla gzel gzel yaayarak geir. nk hayattan ve gnein altnda harcadn emekten payna decek olan budur. almak iin eline ne geerse, var gcnle al. nk gitmekte olduun ller diyarnda i, tasar, bilgi ve bilgelik yoktur. Vaiz, 9:9-10 DN BR E YARAR MI? Arkeoloji dinin, uygarln balamasndan nceki binlerce yl boyunca insan yaamnn ana bileenlerinden biri olduunu gsteriyor. Ve elbette uygarlk dine son vermemi, sadece onun ok daha incelikli biimlere brnmesini salamtr. Museviliin, Hristiyanln ve slamn Tanrs kent-devletlerine kout olarak ykselmi ve belki de mutlak gce sahip kralla tebaas arasndaki ilikiyi merulatrmak adna yaratlmtr. Voltaire (. 1778), "Tanr var olmasayd onu icat etmek gerekecekti,"[320] demitir. Elbette Fransz filozof ve hiciv ustas Voltaire bunlar bilinen ineleyici diliyle sylyordu, ama ortak kan da dinin insan yaantsnn zorunlu bir bileeni olduu ynndedir. Bunun iin en sk gsterilen nedense din olmazsa herkesin ahlaka aykr davranaca ve toplumun savalar ve dier ktlklerle keceidir. Ancak dinin yaygn etkisine ramen kimi insanlar ahlaka aykr kimileri de ahlaka uygun davranmaya devam ediyor; ve bu davranlarla inanl olmak arasnda belirgin bir korelasyon grlmyor. Ve toplum savalarla ve dier her trl ktlkle harabeye dnmeye devam ediyor. Eer baarsz bir modele dair bir rnek daha aranyorsa, o budur.

215/626

Yine de ou insan inanmay srdryor. Bu yzden ktphaneler, aksini gsteren onca delile ramen bu insanlarn hl neden inandklarn aklamaya alan teorilerle dolup tayor.[321] "nsan Neden Tanr'ya nanr?" sorusunu dorudan soran Justin L. Barrett bu tr inanlar beynimizde tadmz zihinsel "aletlere" balyor.[322] Baka speklasyonlar da var. Kimileri dinsel inancn beynimize (doal seilimin rn olan) bir "Tanr Modlyle"[323] yerletirilmi, belki bir "Tanr Geniyle"[324] kodlanm olabileceini ileri sryor. Psikolog Paul Bloom kendisinin ve bakalarnn yapt aratrmalara dayanarak insan beyninin duyulardan gelen verileri analiz etmek iin iki ayr "program" gelitirdiine iaret ediyor.[325] Programlardan biri fiziksel nesnelerle, dieri toplumsal ilikilerle uramaktadr. Bloom bu durumun madde dnyasn zihin dnyasndan ayrma ve lmden sonra kiiliin yaayacana inanma gibi doal ve yerleik bir eilime yol atn ne sryor. Antropolog Pascal Boyer'e gre bu durum olaylarn iinde olmadnda bile ama ve tasarm grmeye ynelik gl bir eilim de yaratmtr.[326] Antropolog Stewart Guthrie, sadece tesadfn sonucu olan eylerde, giysilerin kralsz olduu yerde bir niyet ya da tasarm grme eilimini "failliin iaretlerine ar duyarllk" olarak adlandrr.[327]New York Times'n ke yazar Nicholas Kristof, "insanlarn yava yava evrim geirerek bizi evrimden pheye drmeleri" olarak zetledii bu duruma "kozmik aka" demektedir.[328] Eer din doal yoldan evrimleerek ortaya kan bir olguysa, elimizde Tanr'nn varlna kar bir kantlama daha var demektir. He zaman olduu gibi, bahaneciler bu idday bunun da arkasnda Tanr'nn olabileceini syleyerek karlayacaklardr. Ancak bu hipotezlerini destekleyecek hibir delil ve dayandrabilecekleri hibir neden bulamayacaklardr. Bir kez daha Tanr, Kar Adam Yeti'den, Loch Ness Canavar'ndan veya Koca Ayak'tan daha gerekli deildir.

216/626

Beyindeki Tanr Modl meselesi halen tartmaldr; sonucu bekleyip greceiz. Eldeki zaman lei bylesine temel bir doann biyolojik evrimi iin ok ksa grnmektedir. te yandan bu zaman lei kltrel evrim iin yeterince uzundur. Yine de dinin "hayatta kalma deeri"ne sahip olduu fikrinin almlarn, bunun insanlarda genlerine yerlemi dine ynelik genetik bir eilimin domasna yol ap amadn gz nnde bulundurabiliriz. Din, hayatta kalmaya salad yararlar nedeniyle, doal seilim yoluyla (trafik klar fikrinin geliimine benzer ekilde) evrimlemi bir kltrel fikir olabilir. DNN TOPLUM ZERNDE OLUMSUZ ETKS 7. blmde, ncelleri hayvan davranlarnda gzlemlenen ahlak ve deer anlaymzn doal yoldan nasl evrimlemi olabileceini grmtk. O blmde doutan iyi ve kt kavramlarna sahip olduumuzu; onlarn ilahi bir kaynaktan tremediini ve aslnda ilahi bir kaynaktan geldiklerine inanlan kutsal kitaplarla elitiini ne srmtm. Elimizdeki deneysel delillerin dinin zellikle bir btn olarak topluma yararl olduu eklindeki yaygn kany desteklemediini de grdk. Bu gr tarihncesi zamanlardan son bakanlk seimlerine kadar iktidarda bulunanlara iktidar ellerinde tutmalarna yardm ederek byk fayda salamtr elbette. Ama toplumun, tanr ve ruh fikri hi gelimemi olsayd brnebilecek olduu durumdan daha iyi olduu hi de kesin deildir. Ahlak ve din birlikte evrimlemi olabilirler. Tarihin de teyit ettii gibi dinin bizi iyi davrana "iyi" genellikle iktidarda olanlar tarafndan tanmlanr zorlayan bir ara olduunu dnebiliriz. Modern zamanlarda bile bu "kutsal olmayan" ittifakn kalntlarn gryoruz; dnya liderleri eylemleri iin ilahi otoriteyi ne sryor, pek ok insan da hl bunu yutuyor. Politikaclar ilahi otoriteyi ne srerek kamuoyunun baka koullar altnda kabul etmeyecei pheli

217/626

poltikalarn devreye sokabiliyorlar. Gazeteci Chris Money, The Republican War on Science [Cumhuriyetilerin Bilime At Sava] adl kitabnda[329] yakn dnemden pek ok utan verici rnek sralamtr. 2003 ubat'nda ABD bakan George W. Bush, Avustralya babakan John Howard'a, Irak halkn zgrletirmenin ABD tarafndan verilen bir armaan deil, "Tanr'nn dnyadaki her insana armaan" olduunu sylemiti.[330] 2004 Kasm'nda Bush, aralarnda bakann sahiden Tanr'nn iini yaptna samimiyetle inanan pek ok kiinin de bulunduu bir ounluk tarafndan tekrar bakanla seildi. ABD'deki teistler, tarihsel olgulara ters dmesine ramen, hl lkedeki siyasi sistemin temelinin Tanr olduunu ve politik liderlerin hepsinin Tanr'nn iradesine uymalarnn gerektiini sylemeyi srdryorlar. Krtaj kart Priests for Life rgtnden Peder Frank Pavone'un 2000 ylndaki Ulusal Cumhuriyeti Kongresi'nde syledii gibi, "Kilise ulusal politikalar belirlemez. Kilise tm kamu poltikalarnn uymak zorunda olduu Tanr'nn hakikatini beyan eder."[331] Bu gr savunan ve kararlarnda byk bir hnla uygulayan daha gl bir figr, ABD Yksek Mahkemesi yesi Antonin Scalia'dr. Aziz Paul'den aktard pasaja bakn: Herkes, zerinde olan hkmetlere tabi olsun. nk Tanr'dan olmayan ynetim yoktur. Var olanlar Tanr tarafndan kurulmutur. Bu nedenle, hkmete kar direnen, Tanr'nn dzenlediine kar gelmi olur. Kar gelenler yarglanr. Hkmedenlerden iyiler deil, ktler korkmaldr. Hkmetten korkmamak ister misin? yi olan yap, hkmetin vgsn kazanrsn. nk hkmet, senin iyiliin iin Tanr'ya hizmet etmektedir. Ama kt olan yaparsan, kork! Hkmet, klc bo yere tamyor; ktlk yapann zerine Tanr'nn gazabn salan intikamc olarak Tanr'nn hizmetindedir. Bunun iin,

218/626

yalnz gazaptan tr deil, vicdandan tr de tabi olmak gerekir (Romallar, 13:1-5) Scalia, "Hkmet kavram nasl snrlarsanz snrlayn ahlaki otoritesini Tanr'dan alr," buyurmutur.[332] Scalia ve Peder Pavone, grnd kadaryla ABD'nin Bamszlk Bildirisi'ni brakmasndan yanadr: " u dorular bizim iin gayet aktr: Tm insanlar eit yaratlmlardr; Yaratc tarafndan balanm, belli devredilemez haklara sahiptirler; yaam, zgrlk ve mutlulua erime haklar da bunlarn arasndadr. Bu haklar gvence altna almak amacyla, insanlar kendi aralarnda ynetimler kurarlar; bu ynetimler gerek glerini, ynetilenlerin rzasndan alrlar..." Amerikal Hristiyanlar, Bamszlk Bildirisi'nde bahsedilen "Yaratc"y kendi Tanrlar bellemeye ynlendirilmilerdir. Oysa bildiriyi kaleme alan Thomas Jefferson bir Hristiyan deil, bir deistti. Ama benim burada altn izmek istediim, Scalia ve Pavone gibilerinin ynetilenlerin otoritesini Tanr'nn otoritesi lehine reddetmeleridir. Bakan Bush'un yksek mahkeme atamalarnda model aldn belirttii Scalia'ya gre hkmetlerin "hakl gleri ynetilenlerin rzasndan" gelmemektedir. "Hkmet, intikam' ve klla olan dahil (ki burada kukusuz idam cezasn kastetmektedir) gazab getirme' gcne sahip Tanr'nn hizmetisi'dir."[333] 2005 Mart'nda ABD on sekiz yan altnda cinayet ileyenlere lm cezasn kaldran son lke olmutur. Scalia, Yksek Mahkeme'den kan bu karara iddetle muhalefet etmitir. ou Amerikal anayasay, toplum gelitike gelien "yaayan bir belge" olarak grr. Scalia ise buna "safsata" demektedir. Ona gre metnin anlam batan beri anlam neyse onda sabitlenmitir. Klelik anayasaca yasaklanmam ve hl geerli olsayd, Scalia muhtemelen kaldrlmasna kar kard. Kadnlar oy kullanamasayd, Scalia asla kullanamamalar iin elinden geleni ardna koymazd. Hi kukusuz bu grlerini temellendirmek iin de Kutsal Kitap' kullanrd.

219/626

Scalia'nn dnce tarz dinde neyin ters olduuna ve dinin neden insanln ilerlemesine ters dtne gzel bir rnektir. Tanr, hi deimemesi gereken fiziksel ve toplumsal bir kubbenin zerinde hkmdarln srdrmektedir nk deiim demek, zgn yaratsnn kusurluluu demektir. Bu kitapta, insanlarn ok daha az kandrlabilir, en akla ziyan doast eylere inanmaya daha az dkn olmalarn dilemekle birlikte ou insanda bulunduuna inandm iyilie byk sayg duyduumu gsterebildiimi umuyorum. nsanlarn ou iyidir. Ama din sayesinde deil dine ramen iyidir. On dokuz Mslman, birer inanan olmasalard 11 Eyll 2001'de kendileriyle birlikte bin kiiyi ldrmeyeceklerdi. alar boyunca Tanr adna gerekletirilmi tm ldrmeleri saymama gerek yok.[334] Ben bunlar yazarken Dnya'nn yarm dzine ayr yerinde dini atmalar devam ediyor.[335] "Is Religion Killing Us?" [Din Bizi ldryor Mu?] balkl kitabnda ncil ve Kuran kaynakl iddetin izini sren Jack Nelson-Pallmeyer, u sonuca varmtr: "iddetin kucaklan yaygn nk iddet kutsal metinlere gml ve bu metinlerce tasdik' ediliyor ve nk iddet, iddet dolu bir dnyada makul grnyor."[336] Din, srailliler ve Filistinliler gibi veya Hintliler ve Pakistanllar gibi, baka koullar altnda birbirleriyle sorunsuz, hatta tek ulus olarak bile yaayabilecek rksal benzerlik tayan gruplar blen byk kltrel farklardan ve gvensizlikten en azndan ksmen sorumludur. Tarihteki her sava elbette din zerine deildir ama bu durumlarda da din, savaa giden koullar dzeltmede pek rol oynamamtr. Sadece yarm asr geriye bakp Katolik Kilisesi'nin Nazi Almanya'sna yardmda oynad rol grmemiz yeterlidir.[337] Mesela Alman Kilisesi, insanlarn Yahudiliklerinin tespit edilebilmesi iin soy kaytlarn nc Reich'a amtr. Hitler dahil hibir Alman Katolik insanla

220/626

kar iledii sular yznden aforoz edilmemitir.[338] Ve bizzat Hitler Tanr'ya hizmet ettiini defalarca sylemitir. Kavgam'da yle der: "Bu gnden itibaren Yce Yaratc'nn iradesiyle uyum iinde hareket ettiime inanyorum: Kendimi Yahudilere kar savunmak suretiyle Efendimizin davasnda savayorum."[339] Ancak Almanya dndaki pek ok Katolik liderin Nazilere kar seslerini ykselttiini ve Hollanda bapiskoposu gibi bazlarndan alndn da belirtmem gerek. Tabii imdi, "Peki, ya yoksullara yardm elini uzatan, muhtalara kol kanat geren dinsel hayr kurumlarnn yapt onca iyilie ne demeli?" diyebilirsiniz. Hayr ilerine kendini adam birok kii bu ileri Tanr akna yaptklarn sylese bile, Tanr'nn buradaki katks o derece ak deildir. Belki bu insanlar doutan hayrseverdir ve dini saiklerin yokluunda da ayn eyi yapacaklardr. Deneysel olgular dinsiz insanlarn dindarlardan daha az hayrsever olmadna iaret etmektedir. ABD'de "inan temelli inisiyatifler" adyla federal hkmetler ve eyalet hkmetlerinin saladklar da dahil, Hristiyan hayr kurumlarnca harcanan parann byk ksm zlmesi beklenen sorunlarn zmnden ok din propagandasna harcanmaktadr. Bu paralar dinsel hizmetlerden ok daha faydal yerlere harcanabilir. nan temelli hayr kurumlarnn dier hayr kurumlarndan daha ok iyilik yaptklarna dair hibir delil yoktur. Aslnda bazlarnn bu ii ok kt yaptn gsteren deliller vardr. Mesela 1996 ylnda, o zamanki Texas valisi George W. Bush, eyalet mercilerinin dini hayrlar iin lisans ve denetim gerekliliini kaldrmasn salad. Be yl iinde, dinsel kurumlardaki dorulanm grevi ktye kullanma ve ihmal vakalar lisansl kurumlara gre yirmi be kat art gsterdi. Bir baka ktye kullanma rneindeyse Texas eyalet mahkemesi bir mesleki eitim programnn anayasaya aykr olarak eyalet parasnn 8.000 dolarn ncil almaya ayrdn ve eitim zamann ounu ncil eitimine ayrrken hibir sekler seenek

221/626

sunmadn ortaya kard.[340] ABD'deki dinsel arln olumsuz etkilerini anlamak iin Kimberly Baker'n editrlnde yaynlanan denemeleri grmenizi neririm.[341] Tm bunlarn Tanr'nn varl veya yokluuyla bir ilgisinin olmadn syleyebilirsiniz. Ancak ou insann inand iyliksever, mfik Tanr kavramnn, Tanr'ya yaygn olarak taplan bir dnyada dnyay ok daha iyiye gtreceini beklemek makuldr. Ama hi de yle deil, hatta tersine dnya inan yznden daha da ktye gidiyor. Byk tektanrc dinlerin kesinlii ve dlaycl farkllklara hogr gstermeyi zorlatryor ve atmalarn temelinde bu farkllklar yatyor.[342] Neredeyse dier tm dinsel liderlerin aksine, Dalai Lama Tibet Budizm'ini modern dnyayla uyum iinde yaatmaya abalamaktadr. Bilimle ztlaan her trl Budist retisini deitirmeye abalayacan sklkla tekrarlamaktadr. Ancak daha nce de belirttiim gibi, Dalai Lamia bilim tarafndan desteklenmeyen beden-ruh ikiliine hl inanyor grnmektedir. Budistlerin de byk ktlkler (Dalai Lama elbette lanetlemiti) yapmaktan kanabildiini sanmayn; bunu grmek iin Sri Lanka'nn yakn tarihine bakmak yeter. ANLAM Son olarak dinin, ou insan iin belki de en nemli ynn oluturan kiisel ynlerine deinmemiz gerekiyor. Burada "Tanr yoksa yaam anlamszdr" yaygn iddiasn tartacaz.[343] Sonraki ksmdaysa yine yaygn olan "Din teselli ve ilham verir" inancn ele alacaz. Hristiyan apolojist William Lane Craig, "Tanr'sz yaamn samal"ndan sz eder. Bilime gre insan rk, evren kanlmaz tkeniine giderken yok olmaya mahkmdur. Craig, Tanr olmadan,

222/626

lmszlk olmadan, "Yaadmz yaam nihai anlamdan, nihai deerden ve nihai amatan yoksun kalr," diyor.[344] Filozof Erik Wielenberg, heyecanl bir basketbol manda sinirler gerildiinde rencilerine, "Aranzda kim on yl sonra bu ma kimin kazandn umursayacak?" diyen bir beden retmeninden sz eder. Wielenberg buna makul bir yantn, u olduunu dndn hatrlyor: "On yl sonra iimizden birinin bu olay umursamayp umursamayaca imdi nemli mi?"[345] Filozof Thomas Nagel'in ayn anlama gelebilecek u szlerini aktaryor: "Bir milyon yl sonra imdi yaptmz hibir eyin nemli olmayacak olmas imdi nemli deil."[346] Baka bir deyile imdi nemli olan, imdi olandr. 11 Eyll 2001'de uaklar karanlara yol gsteren hayali bir nihai amat; ve onlar bu yzden uaklarla binalara arparken kendilerine ne olduunu hi umursamadlar. Bunun ne denli hastalkl bir ey olduunda (oumuz) hemfikiriz. Byk olaslkla gzlerini cennette amayacaklarn dnerek teselli bulabiliriz. Yaamlarmzda (zellikle lmszlk pek olas olmadndan) lmszlmze bal olmayan bir anlam elbette bulabiliriz. lmszlkten bamsz olarak, birok insan da byk, kozmik bir tasarnn paras olmadklar srece yaamn anlamsz olacana inanmaktadr. Onlara gre anlam sadece dsal, daha yksek bir otoriteden gelebilir. Ama niin anlam isel olarak bulamayalm? Neden anlam illa yukardan verilmeli? alar boyunca filozoflar yaanmaya deer bir yaamn nasl olmas gerektiine dair eitli neriler sunmulardr. Nikomakhos'a Etik adl kitabnda Aristoteles insanlarn iyi ve mutlu yaamasn salayabilecek yaam biiminden sz eder: bedensel hazza adanm yaam, siyasi faaliyetlere adanm yaam, tefekkre adanm yaam.[347] Tanrlarn etkinliine en yakn olduu iin Aristoteles bunlarn arasndan en iyisinin tefekkre adanm yaam

223/626

olduuna karar vermitir. Sanrm aklndaki Homeros'un lyada'sndaki tanrlar deildi. Birok teist, Tanr olmazsa insanlarn sadece bedensel zevklerin ve dier bencil karlarn peinde koacan iddia edecektir. Ama toplumsal hayvann doas bu deildir. Biz toplum iinde bakalarndan haz alrz ve bakalarnn straplaryla empati kurarz. Uygarln geliimiyle birlikte bugn katlabileceimiz birok nemli ve gzel faaliyete sahibiz. Benim merakm da kedilerle ayn yerden geliyor, ama ben merakmn peinden milyon dolarlk aletlerin ve binlerce baka biliminsannn yardmyla doa hakkndaki en derin sorulara kadar koabilmekteyim. Din bize anlaml hedefler salamak yerine, kendi kabilemizi sevmek, baka kabilelere dmanlk beslemek, akl rten imana uymak, rezilce otoriteye tapmak gibi kabile deerlerini salk verir. Tefekkrde veya toplumsal faaliyetlerde potansiyellerini gerekletirebilenler iin Tanr lzumsuzdur. Ahlak filozofu Peter Singer'in belirttii gibi "nesnel olarak zahmete deer hedefler iin alarak anlaml yaamlar srebiliriz,"[348] nerdii yollardan biri gayet basittir: nlenebilir strab azaltmak iin almak. Singer'a gre bu i anlam salayabilecek ve dahas Tanr var olsa da olmasa da yaplabilecek nesnel olarak deerli bir hedeftir. Filozof Kai Nielsen benzer bir saptamada bulunur: "Tanr ldyse hibir eyin nemi yok,' diyen insan, baka bir insana hi efkat ve merhametle bakmam mark bir ocuktur."[349] TESELL VE LHAM Birok insan evrende yalnz olmad, bandaki esirgeyen, mfik ve ebedi yaam balayan bir babayla birlikte kozmosun zel bir paras olduu dncesini teselli edici ve ilham verici bulmaktadr. Yine pek ok insan lml yaam boyunca dinin kendilerine maddi

224/626

varolularnn snrlarnn tesine uzanan daha byk iler yapabilme ilham verdiini iddia etmektedir. lmden sonra yaam fikri muhtemelen sadece ilkel atalarmzn bir gn leceklerini fark edebilecek bilisel geliime erimesiyle deil, lmn son olup olmadn, mezarn tesinde baka bir ey bulunup bulunmadn sormalaryla da balamtr. Mezarn tesinde bir ey olabilecei olasln kuvvetle destekleyen ey lm birisinin dnce ve dlerde hl "canl" olmas gereidir. D ve dnceler sreksizdi; o yzden maddi beden hareket etmeyi kesip rmeye baladnda bir "ruhun" yoluna devam ettii kavray ortaya kt. 3. blmde ruhun geliimini bugn artk insann mekanik bir robottan daha fazla bir ey olmasn belirleyen sevgi ve iyilik gibi nitelikleri kuatan "kiiliini" temsil etmek iin kullanlan bir szckten biraz daha fazla bir ey olduu yere kadar izledik. Bugn bu niteliklerin lmsz bir ruh veya gayri maddi baka bir eyden kaynaklanmad, son derece karmak olsa da tamamen maddi olan beynin ilemleri sonucu ortaya kt neredeyse kesindir. Biz ldmzde beyin de lr ama anlarmz ve dncelerimiz bakalarnn beyinlerinde yaamaya devam eder. Bilim kaybettiimiz sevdiklerimizle gnn birinde yeniden buluacamz ve yaratcmzn barnda ebediyen yaayacamz iddia eden Hristiyanln ve slamn vaadini ne yazk ki onaylayamyor.[350] lmden sonra yaamn rasyonel olasl sfra yakndr. Ama, bilim en azndan yanl Tanr'ya tapmay seenlerin ebediyen yanmayacan, kskan Tanr icat edilmeden nce yaam ve lm milyarlarn ebediyen ac ekmeyecei teminatn veriyor. Bir ateistin tirtnde yazd gibi: "Hadi glmse. Cehennem yok." Bilim sahip olduumuz yllar daha iyi yaamamz salayabilir. Kukusuz insanlarn ou (evrim gibi) bilimsel ilerlemelerin dorudan sonucu olarak yaamlarn bu ilerlemelerin olmad (zellikle de

225/626

insanln tmyle dinsel retilere bel balam olduu) zamanlara gre ok daha uzun ve rahat yayorlar. Bilim beraberinde nfus patlamas, hava kirlilii ve nkleer sava tehdidi gibi yeni sorunlar getirmi olabilir ama bu sonulardan kanmak iin bilimden vazgemeyi hemen hi kimse dnmyor. Bunlarn yine bilim ve rasyonel politikalarla zlebileceini umuyoruz. Btn bunlara ek olarak bilim, bo inanlar dnyasn bertaraf ederek bilinmeyenden daha az korkarak yaamamza da yardm ediyor. nsanlar imeklerin akt frtnalarda artk maaralarn derinliklerine snmyor; artk meydana kacak bilgiye sahibiz. nsanlar artk dinsel sapknlk veya cadlk sulamalaryla yaklmyor. Bilim, Tanr'nn dnyasn ortadan kaldrarak, bizlere yaamlarmz eylemlerini ilahi iradeye dayandran rahiplerin ve krallarn keyfi otoritesine gre dzenlemek yerine kendimizin kontrol etmesinin yolunu ayor. Dinin hayatmz zenginletiren pek ok byk sanat ve mzik eserine ilham verdiini inkar edecek deilim. ahsen dinsel sanat eserlerini hayranlkla izlediim pek ok mze gezdim ve yine konserlerde ve plaklardan dinsel mzik dinleyerek harika saatler geirdim. Michelangelo'nun San Pietro'da bulunan Pieta'sndan daha gzel, daha etkileyici (veya byleyici) bir ey dnemiyorum. Genliimde kilise korosunda Bach'n "Magnificat"n, Handel'in Mesih'ini ve Brahm'n Requiem'ini cokuyla syledim. Birok dinsel yk bizi iir ve oyunlarn cezbettii gibi cezp eder. Bunlar insanlk durumunu anlatan mesellerdir. Deerlerinin doastyle veya doru olup olmamalaryla ilgisi yoktur. Pek ou hem dinsel hem dnyevi/sekler biimlerde var olmutur: Sazla braklan ocuk Musa; irkin rdek yavrusu; Tatooine gezegeninde Luke Skywalker. Her gen iinde byk bir eylerin varln hissetmez mi? Hem neden hissetmesin? Davut ve Golyat, Dev katil Jack, Odysseus ve Tepegzler. Bize gereken asla pes etmeme cesareti,

226/626

karlatmz devler nnde becerilerimize ve girikenliimize bavurabilmektir... Gzellik ve ilham dnyevi kaynaklardan da doabilir. Pek ok byk sanat ve edebiyat eserinin doas kesinlikle dnyevidir. ngiliz dilinin en byk airi Shakspeare'in dinle ii pek az olmutur... Romantik ak sklkla byk iire ilham verir. Tpk Romeo'nun gn doarken baheden Juliet'e sesleniindeki gibi: Yksel ey gzel gne, ldr u kskan ay, Bak nasl da sararp soluvermi kederden, Sen ondan ok daha gzelsin diye.[351] ou insan bilimi souk ve kiisellikten uzak sanr. Bilim insanlar buna doann gzellii ve ihtiam yan sra bilimin bilimle uraanlara verdii byk haz ve ilhama dikkat ekerek karlk vermeye alr. Astronom Carl Sagan 1980'lerdeki baarl televizyon program Kozmos'ta evrenin, yaamn ve beynin ihtiamn vmt. Sagan, Pale Blue Dot [Soluk Mavi Nokta] adl kitabnda, "Baat dinlerin herhangi birinin bilime bakp, Yahu bu bizim dndmzden daha iyi! Evren peygamberlerimizin sylediinden daha byk, daha mthi, daha zarifmi!' sonucuna varmalar nasl zor olabiliyor? Bunun yerine, Hayr, hayr! Benim tanrm ufak bir tanr ve byle kalmasn istiyorum,' diyorlar. Bilim tarafndan gzler nne serilen evrenin muazzamln vurgulayan eski veya yeni bir din geleneksel dinlere nazaran ok derin bir hrmet ve huu uyandrabilir."[352] demitir. Richard Dawkins, 1998 tarihli Unweaving the Rainbow [Gkkuan Skmek] adl kitabnda Sagan'n at yolu izlemitir: "Bilimin bize verebilecei karsnda duyulan hayret ve huu hissi insan psikesinin yaayabilecei en mthi deneyimlerden biridir. Bu deneyim, mzik ve iirin verebilecei en gzel duygularla edzeyde olan derin bir estetik duygulanmdr. Yaam yaamaya deer klan eylerden biridir ve bunu yle, bize hibir ey deilse bile, yaamak iin sahip olduumuz

227/626

zamann ne kadar krlgan olduunu dndrerek ok daha etkili bir ekilde yapar."[353] Dawkins kitabnn baln Keats'ten almt: Felsefe krpacak bir Melein kanatlarn, Fethedecek tm gizemleri cetvel ve izgiyle, Boaltacak byl havay ve cinli madenleri Skecek gkkuan...[354] Keats, Newton'un gkkuan prizmatik renklere indirgeyerek "gkkuann iirselliini" mahvettiini dnyordu.[355] Dawkins bu gre kar kar; gkkuann sklmesinin bileenlerinin farkl dalga boylarna ayrlmasnn onun gzelliini ve iirselliini azaltmadn aksine artrdn ne srer. Gkkuann izgileri modern fizik ve biyoloji bilimlerinin gzelim halsna yeniden dokunmutur. Grlebilir n tayfnn izgilerinden maddenin atomik yapsnn modeli dokunmutur. Biyolojik maddenin atomlarndan yansyan xnlarnn ipliinden, yaamn anahtar olan yapnn (DNA) modeli dokunmutur. Yldzlarn ve galaksilerin k izgilerinden ve daha yakn zamanda arkaplan mikrodalga nmndan evrenin yapsnn modeli dokunmutur... Darwin, biliminsan olmann getirdii doygunluu yle ifade etmiti: Yz milyonlarca yzyl uyuduktan sonra renklerle parldayan, yaamla dolu grkemli bir gezegende gzlerimizi atk. On yllar iinde bir kez daha hayata gzlerimizi yummak zorunda kalacaz. Gne altndaki u ksack zamanmz evreni ve nasl olup da byle bir yerde uyandmz anlamaya alarak geirmek soylu bir ura deil midir? Bana sabahlar kalkmaya niye zahmet ettiim sorulduunda ki artc lde sk soruluyor bu yant veriyorum. Baka trl syleyeyim: Neden

228/626

doduunuzu hi merak etmeden mezara gitmek hazin deil midir? Bu dncede olan kim dnyay kefetmeye ve onun bir paras olmann zevkini karmaya devam etmek iin hevesle yatandan frlamaz?[356] Dawkins, William Blake'in aadaki dizelerini yazabilmi olmay istediini, ama yazabilseydi dizelerin anlamnn ve ilhamnn gizemci Blake'inkinden ok daha farkl olacan belirtir: Grmek bir kum tanesinde bir dnya Ve bir cennet bir yaban ieinde Tutmak sonsuzluu avucunda Ve ebediyeti bir saat iinde...[357] ou insan bilimin yararlarn takdir etmektedir elbette. Bugnlerde nereye gitseniz cep telefonlaryla konuan insanlar grrsnz. Bu telefonlar kullanmadan nce elektromanyetik dalgalar teorisi dersini gemeleri gerekmez. Ama bu insanlar byk bir zevkten de mahrum kalmaktadr: Maxwell denklemleri olarak bilinen elektromanyetizmann drt gzel denklemini yazma ve onlar elketromanyetik dalgalarn tam k hznda hareket eden bir vakum iindeki yaylmn betimleyen dier denklemlerden tretme zevkinden. Bununla birlikte, cep telefonu kullanclar da sanat, mzik, edebiyat, ve aile, almak, tatil yapmak gibi daha sradan ama gnlk yaamn eit derecede nemli ilerinden bolca haz ve ilham alabilirler. Bilim en azndan insanlar tm zamanlarn sadece hayatta kalmak iin harcama gereinden kurtarmtr. Ne yazk ki hl herkesin bu zgrln tadn doyasya karamad bir dnyada yayoruz. Bilim insanlarn ounun eriebilecei deerli bir alet olmasna ramen sadece ok kk kesim iin ilham ve teselli kaynadr. Dininse herkese teselli salad sanlmaktadr. Ancak dinsel teselli hi de abartld gibi deildir. Yakn dnemli bir aratrma dindar

229/626

Protestanlarda, daha az dindar veya dinsiz olanlardan ok daha fazla obsesif-kompulsif bozukluk belirtisi grldn ortaya karmtr.[358] lmden sonra yaam vaadi beraberinde bu ebedi yaamn Tanr'nn barndan baka yerde de srebilecei korkusunu getirmektedir. Herkes gnahkrdr ve en mnzevi rahibeler bile bitmek tkenmek bilmez dualar arasnda akllarndan geecek bir anlk gnahkar dnce yznden affedilemeyebilecekleri endiesiyle yaar. Ayn ekilde, reenkarnasyona inanan bir insan da bir sonraki yaamnda fare olarak doabilecei endiesiyle yaar. Mslman intihar bombaclar ileyecekleri cinayetler sayesinde cennetteki yerlerinin garanti olduuna inandrlrlar. te yandan ateistler lmden sonra yaam olduu korkusundan kurtulmann rahatl iindedir ve kendilerini havaya uurma drtsnden yoksundurlar... Dua ederken veya meditasyon yaparken geici bir zihin huzuruna eriilebildiinden hi kukum yok. Bu zihinden dncelerin, zellikle benlik dncesinin boaltlmasnn sonucudur. Dnya'daki dinler arasnda sreci anlamaya ynelik en ak yolu, ilgili her trl mekanizmann tamamen fiziksel olduunu gstermekle birlikte, Budizm sunmaktadr.[359] Birey aydnlanmaya ancak tm benlik arzularn yok ettiinde ulaabilir; nirvana cennet deildir. Nirvana, hiliktir. Ama ahsen ben henz hilie hazr deilim. Nirvana yerine daha en az birka yl iin yaamn neesi ve kederini yelemeye razym.

EK
Bu kitabn karton kapakl basksnn baars ksmen ansl zamanlamasna, kamuoyunun arlk dinin son yllarda topluma verdii zarar fark etmeye balad dnemde piyasaya kmasna balanabilir kukusuz. Okurlar teizme kar sunulan dnyaya iinde Tanr iin bir yer ama zorunluluu tamadan olduu gibi bakma frsat sunan bu alternatifi renme frsatn memnuniyetle karladlar. Richard Dawkins, Sam Haris ve Christopher Hitchens gibi baarl yazarlar gittike byyen popler ateist yaynlara byk katkda bulunmulard. Bu hareketin balam iinde Tanr: Baarsz Hipotez almas Tanr'nn varl sorusuna dorudan ve bilimsel bir perspektiften bakmaktadr. Kitabn "Bilim Tanr'nn Var Olmadn Nasl Gsteriyor?" eklindeki altbal sert tepkilere yol aabilirdi. Ne mutlu ki ok yksek sesli bir tepki olumad. Kiisel olarak tek bir tehdit bile almadm. Bu kitabn yaynlanmasyla balantl bildiim tek iddet olay 2007 Nisan'nda, Toronto Aratrma Merkezi yetkili mdr Justin Trottier'nin Ryerson niversitesi'nde yapacam konumann afilerini asarken niversite yerlekesinde urad saldrdr. Buna ramen bu konudaki en ufak iddeti dahi baz dini inanlarn ne denli zehirleyici etkiye sahip olduunun bir gstergesi saydm sylemeliyim. Kitabm okuyan inanl insanlar, bilim insanlarnn dogmatik inatla Tanr'ya kar olmadklarn srarla belirtmeme ltfen gvensinler. Bilim insanlar, bizzat bilimin doas gerei, veriler nereye gtryorsa oraya giderler. Kitapta defalarca tekrarladm gibi, nme yeterli delil konduu anda inanmaya hazrm. ou teistle birlikte ve bilim insanlarnn ounun aksine, bilimin doastn aratrabilecei kansndaym. Eer doast, fiziksel olaylar etkileyebiliyorsa, bilim tarafndan kesinlikle incelenebilir. Bir gzlem iin makul bir doal aklama bulunamadnda doast bir

231/626

neden gz nne alnabilir. Zaten Tanr hipotezinin baarszla uradn sylememin nedeni de tam da doal aklamalarn tesine gememizi gerektirecek hibir fiziksel olayn bulunmamasdr. Bu noktada sklkla u yorumla karlayorum: "Delil yokluu yokluun delili deildir." Baz koullarda bu dorudur ama bazlarnda da aka yanltr. Delilin olmas gerektii halde olmamas durumunda delil yokluu yokluk iin gl bir delil olabilir. Mesela oturduum yere yakn Rocky Da Ulusal Park'nda fillerin gezdiine dair hibir delil yoktur. Bu durumdan fillerin aslnda orada olduklar, ama henz kefedilmemi bir yerde olduklar sonucuna m varmalyz? Filler orada olsalard kesinlikle ezilmi otlar, dk veya ayak izleri gibi birtakm iaretler bulmamz gerekirdi. Bu tr delillerin yokluunda, parkta hibir fil olmadn makul kukunun tesinde ortaya koymu oluruz. Altbalk znde "Kitab okumadm ama bu yanl nk..." diyen bir sr e-posta almama yol at. Kitab okumu grnen ve olumsuz gr bildiren kimi eletirmenler bile kitabn ieriiyle ilgisi olmayan itirazlarda bulundular. Yazdklarmda kendimi ou insann tapt Tanr ile (Byk T) snrladm defalarca belirtmeme ramen bu eletirmenler inatla dnlebilecek tm tanrlarn (kk t ile) (veya en azndan kendi tanrlarnn) varln rtmenin (veya ispatlamann) mmkn olmadn srarla sylemeye devam ettiler. Kitapta zenle aklamama ramen burada yine tekrar edeceim: Sorunun bir ksm deneysel bilimdeki ispatlamalarn ve rtmelerin matematik veya mantn tmdengelimli sreleriyle ayn olmamasndan kaynaklanr. Matematik ve mantktaki tmdengelimli ispatlar aka belirlenmi varsaymlardan balar ve sonuca varmak iin hassas ve kesin bir sreci izler. Prosedrde hata yaplmad ve balang varsaymlar doru olduu srece varlan sonu yzde yz kesindir.

232/626

Deneysel yarglarn iin iinde olduu bilimsel ispatlarda ise durum daha ok, sululuk kararlarnn soyut mantksal akl yrtme yoluyla deil, elde bulunan gerek delillerin "makul kukunun tesinde" doru olmas temelinde alnd mahkeme kararlarna benzer. Dahas, bilimsel yarglar yeni delillere dayal itirazlara daima aktr bu durum genellikle adli veya teolojik itirazlar iin geerli deildir. Kitab olumlu karlayan bir eletirmense benim aslnda byle bir altbalk koymay dnmediimi, onu yayncnn sat artrmak iin eklediini ne srd. Burada aka sylyorum: Altbalk bana aittir ve bu altbalkla kastettiim ou insann tapt Tanr'nn bilimsel yoldan var olmadnn makul kukunun tesinde gsterilebileceidir. Belki karklk u ifademden kaynaklanmtr: Kendini bir avu sekin aznlk dnda herkesten saklayan Katoliklerin, evanjeliklerin, Mslmanlarn, Musevilerin Tanrsnn varolma olasl tmyle gz ard edilemez. Tek diyebileceim elimizde var olduuna dair en kk bir delil krntsnn bile bulunmaddr ve eer varsa ahsen kendisiyle hibir iimin olmaddr. Byle bir tanr mmkndr ama berbat bir tanrdr. Burada inanmaya ak ve hazr insanlardan kendisini kasten saklayan bir Tanr'nn ahlaki bir Tanr olamayacan anlatmaya alyordum. Pek ok Hristiyan tek kurtulu yolunun sa'y kurtarclar olarak kabul etmek olduuna inanmaktadr. Baka herkes ebedi atete yanmaya mahkmdur. Mslmanlarn inanc da benzer yapdadr. Bu inanta olanlar elbette mfik, ahlaki bir Tanr'ya inandklarnda srar edeceklerdir. Benim burada altn izmeye altm nokta ise bu inanlaryla bakasn dlayan, gizlenmi Tanr inanlarnn elitiidir. Bu durumu aa kavuturmak iin yukarda alntlanan blmn ilk ksm bu baskda u ekilde deitirilmitir: "Bu grte olan Katoliklerin ve evanjelist Hristiyanlarn tamamen sevecen olan bir Tanr'ya

233/626

tapmad aktr." Ayrca bu kitabn 9. blmnn son paragrafnn ilk cmlesi u ekle dntrlmtr: "Kendini bir avu sekin aznlk dnda herkesten saklayan bir Tanr'nn varolma olasl tmyle gz ard edilemez." Ortak eletirilerden bir dieri de bir teolog olmadm iin bu konuda yazmamam gerektii zerineydi. Eitimli bir teolog deilim, doru ama bahsettiim Tanr ile ilgili teolojinin zn kesinlikle iyi biliyorum. Dahas, teologlarn ve apolojistlerin geleneksel inanlarda bulunan pek ok tutarszla ve ak hataya rasyonel aklama retebildiinin de farkndaym. Bunlardan bir ksmna 2003 tarihli Bilim Tanr'y Buldu mu? adl kitabmda deinmitim. Var olmalar mantksal olarak mmkn olan tanrlar olduunu kabul ediyorum. Ama bunlarn hibiri ou kiinin tapt Tanr deildir. Her durumda, bu kitap bir teoloji kitab deil, bir bilim kitabdr. Ne Tanr'nn doas zerine speklasyon yapyorum ne de belli varsaymlar zerinden Tanr'nn nasl olmas gerektiine dair mantksal karmlar peindeyim. Bunlarn yerine gzlemlenebilir sonulara, birok kiinin tm varoluun ardnda yatan temel gerek olduuna inand Tanr gerekten varsa, meydana gelecek olaylara bakyorum. Bu Tanr'nn herhangi bir karakteristik zelliini bilmem gerekmiyor; ben "O"nun sadece bilime deil, onu arayan herkese grnmesi gereken tespit edilebilir delillerini aryorum. Bunun iin de bilimin szde sper-glerine bel balamyorum. Bilim bir insan uradr; aslnda her birimizin gndelik yaamnda kulland bir ilemin sistemli ve zenli bir halidir: etrafmzdaki lemi gzlemlemek ve bu gzlemlerden sonular karmak. Yaztm birka kii yle bir gr savunuyorlar: Tanr evreni yneten doal yasalar yarattna gre, bunlar onun planlar neyse onun gereklemesi iin tasarmlanm olabilir. Bu durumda onun doal yasalarn dnda hareket etmesine gerek yoktur ve dolaysyla onun eylemleri doal srelerden ayrlamaz.

234/626

Bu sava Aydnlanma'nn deist tanrsn tarttm blmde (9. Blm, "Peki Geriye Hangi Tanrlar Kalyor?") deinmitim, ama tartmam ok ak deildi. O yzden bu ksm yeniden yazdm. Temel anlamda kuantum mekanii evrenin tmyle belirlenimci olmadna ve meydana gelen eylerin rastlantsal olduuna iaret eder. Dolaysyla Tanr'nn ara sra devreye girip gidiat rayna oturtmas gerekmektedir. Bu da prensip olarak tesbit edilebilir olan rastlantlardaki sapmalarda bize kendini gstermesi demektir. Bu ayn zamanda dinle bilim arasnda badamazlk grmediklerini ileri sren bilim insanlarnn ouyla fikir ayrlna dtm nokta. Bu konu genellikle evrimle ilgili ortaya kyor. Ben burada kendimi akll tasarm hareketinin kurucusu ve u szleri syledii aktarlan avukat Philip Johnson'la nadiren hemfikir olduum noktalardan birinde buluyorum: "Darwinizm gerekse Hristiyan metafizii bir fantezidir."[360] Elbette anlaamadmz mesele de ak: O Darwinizmin yanl olduunu dnrken ben Hristiyan metafiziinin bir fantezi olduunu dnyorum 2007 Aralk'nda Hawaii niversitesi'nde dzenlenen bir Baarsz Hipotez: Tanr paneline katlmtm. Panel Hawaii sa Genlii ve Waterhouse Vakf tarafndan destekleniyordu. Paneli yakn dostum, Hawaii sa Genlii'nin bakan Keli'i Akina ynetiyordu ve alt yz kadar katlmc gelmiti. Dier panelistler Hawaii niversitesi'nden inanl kimselerdi ve aralarnda iki astronom, bir Hristiyan mimar ve Reform Yahudisi bir hcre biyologu vard. Bir dier panelistse ok eski dostlarmdan fiziki ve astronom Bob Joseph'ti. Bob beni (yle bir ey sylemediim halde) bilimin hakikate giden tek yol olduunu iddia etmekle sulad; bilimle ilgili olmadn syleyerek karsyla olan sevgi dolu ilikisini bana kar rnek olarak gsterdi. Eh, benim de karmla, ocuklarmzla ve torunlarmzla Tanr'yla hi ilgisi olmayan sevgi dolu bir ilikim var. nsanlarn sanat, mzii, iiri veya birbirlerini sevmesi maddenin tesindeki bir lemin

235/626

gstergesi deildir. nsan olmann anlamnn bir gstergesidir. Aslnda bilimin bu tip konular aratrmas da yasak falan deildir. Bilim elbette her ey deildir; ama her ey hakkndadr. Kimileri kitabmn "Tanrsz Evrende Yaamak" balkl son blmnn bilime bal kalmaya alan kitabn genel karakterine uymadn ne srd. Diyelim yle. yle olsa bile, ben bu blmn Bob'un ne srdne benzer kar savlar ve daha genel bir soruyu, "Bu kitab neden yazdnz?" sorusunu yantlamak iin gerekli olduuna inanmtm ve hl da inanyorum. Yine de sorunun beni arttn sylemeliyim. Bu kiiler kitaplarn raflarndan taan dini kitaplarn yazarlarna bu soruyu soruyor mu acaba? Soruyu soranlara bunu sorduumda, bu sorunun altnda byle bir kitap yazarak insanlarn elinden dinin rahatlatcln aldm grnn yatt hissine kapldm. Bu tr bir imaya yantm udur: Gerek bir dnyada yaamas gereken bir yetikin iin hayali varlklara inanarak huzur bulmann ne kadar salkl olduunu anlayamyorum. Dahas, u uzun hayatm boyunca huzurdan ok ilahi ceza korkusuyla yaayan pek ok dindar tandm. Dinin mahvettii hayatlara dair de bir sr rnek sralayabilirim. Her halkrda dinin iyi veya kt olmasnn Tanr'nn var olup olmad sorusuyla bir ilgisi yoktur. Ve bu kitabn konusu da budur.

BBLYOGRAFYA
Abramowitz, Jonathan S., Brett J. Deacon, Carol M. Woods, and David F. Tolin. "Association between Protestant Religiosity and Obsessive-Compulsive Symptoms and Cognitions." Depression and Anxiety 20 (2004): 7076. Acocella, Joan. "Holy Smoke; What Were the Crusades Really About?" New Yorker, December 13, 2004. Adami, Christoph. Introduction to Artificial Life. New York: Springer, 1998. Adami, Christoph, Charles Ofria, and Travis C. Collier. "Evolution of Biological Complexity." Proceedings of the National Academy of Sciences USA 97 (2000): 446368. Aguire, Anthony. "The Cold Big-Bang Cosmology as a Counter-example to Several Anthropic Arguments." Physical Review D64 (2001): 083508. Aine, C. J. "A Conceptual Overview and Critique of Functional Neuro-Imaging Techniques in Humans: I. MRI/fMRI and PET." Critical Reviews in Neurobiology 9, nos. 23 (1995): 229309. Alexander, Richard D. The Biology of Moral Systems. Hawthorne, NY: Aldine de Gruyter, 1987. Alper, Matthew. The "God" Part of the Brain: A Scientific Interpretation of Human Spirituality and God. Brooklyn, NY: Rogue Press, 2001. Anderson, Walter Truett. The Truth about the Truth. New York: Jeremy P. Tarcher/Putnam, 1996. Aristotle. Nicomachean Ethics. Translated by Martin Ostwald. Englewood Cliffs, NJ: Prentice-Hall, 1962.

237/626

Arnhart, Larry. Darwinian Natural Right: The Biological Ethics of Human Nature. Albany, NY: State University of New York Press, 1998. Asch, Solomon. Social Psychology. Englewood Cliffs, NJ: PrenticeHall, 1952. Atkatz, David. "Quantum Cosmology for Pedestrians." American Journal of Physics 62 (1994): 61927. Atkatz, David, and Heinz Pagels. "Origin of the Universe as Quantum Tunneling Event." Physical Review D25 (1982): 206573. Axelrod, Robert. The Evolution of Cooperation. New York: Basic Books, 1984. Baggini, Julian, and Jeremy Stranghorn. What Philosophers Think. London: Continuum, 2003. Ball, Philip. The Self-Made Tapestry: Pattern Formation in Nature. New York, Oxford: Oxford University Press, 1999. . Critical Mass: How One Thing Leads to Another. New York: Farrar, Straus and Giroux, 2004. Barrett, Justin L. Why Would Anyone Believe in God? Walnut Creek, CA: AltaMira Press, 2004. Barrow, John D., and Frank J. Tipler. The Anthropic Cosmological Principle. Oxford: Oxford University Press, 1986. Begley, Sharon. "Science Finds God." Newsweek, July 20, 1998. Behe, Michael J. Darwin's Black Box: The Biochemical Challenge to Evolution. New York: Free Press, 1996. Benson H., J. A. Dusek, J. B. Sherwood, P. Lam, C. F. Bethea, et al. "Study of the Therapeutic Effects of Intercessory Prayer (STEP) in

238/626

Cardiac Bypass Patients: A Multicenter Randomized Trial of Uncertainty and Certainty of Receiving Intercessory Prayer." American Heart Journal 151, no. 4 (2006): 93442. Bishop, Jeffrey P., and Victor J. Stenger. "Retroactive Prayer: Lots of History, Not Much Mystery, and No Science." British Medical Journal 329 (2004): 144446. Blackmore, Susan. Dying to Live: Near-Death Experiences. Amherst, NY: Prometheus Books, 1993. Blaker, Kimberly, ed. The Fundamentals of Extremism: The Christian Right in America. New Boston, MI: New Boston Books, 2003. Blanke, Olaf, Stephanie Ortigue, Theodore Landis, and Margritta Seeck. "Stimulating Illusory Own-Body Perceptions." Nature 419 (September 19, 2002): 26970. Bloom, Paul. Descartes' Baby: How the Science of Child Development Explains What Makes Us Human. New York: Basic Books, 2004. . "Is God an Accident?" Atlantic 296, no. 5 (December 2005): 10512. Bohm, David, and B. J. Hiley. The Undivided Universe: An Ontological Interpretation of Quantum Mechanics. London: Routledge, 1993. Boyer, Pascal. Religion Explained: The Evolutionary Origin of Religious Thought. New York: Basic Books, 2001. Brauer, Matthew J., Barbara Forrest, and Steven G. Gey. "Is It Science Yet?: Intelligent Design Creationism and the Constitution." Washington University Law Quarterly 83, no. 1 (2005), http://law.wustl.edu/WULQ/83-1/ p%201%20Brauer%20Forrest%20Gey%20book%20pages.pdf (accessed December 28, 2005).

239/626

Broom, Donald M. The Evolution of Morality and Religion. Cambridge: Cambridge University Press, 2003. Brown, Warren S., Nancey Murphy, and H. Newton Malony, eds. Whatever Happened to the Soul? Scientific and Theological Portraits of Human Nature. Minneapolis: Fortress Press, 1998. Bupp, Nathan. "Follow-up Study on Prayer TherapyMay Help Refute False and Misleading Information about Earlier Prayer Study." Commission for Scientific Medicine and Mental Health, July 22, 2005, http://csmmh.org/prayer/MANTRA.release.htm (accessed December 16, 2005). Byers, Nina. "E. Noether's Discovery of the Deep Connection between Symmetries and Conservation Laws." Israel Mathematical Conference Proceedings 12 (1999), http://www.physics.ucla.edu/~cwp/articles/ er.html (accessed July 1, 2006). noether.asg/noeth-

Byrd, Randolph C. "Positive Therapeutic Effects of Intercessory Prayer in a Coronary Care Unit Population." Southern Medical Journal 81, no. 7 (1988): 82629. Callahan, Tim. Bible Prophecy: Failure or Fulfillment. Altadena, CA: Millennium Press, 1997. Campbell, Alexander. "Our Position to American SlaveryNo. V." Millennial Harbinger, ser. 3, vol. 2 (1845): 193. Carnap, Rudolf. "Testability and Meaning." Philosophy of Science B 3 (1936): 1921; B 4 (1937): 140. Carr, B. J., and M. J. Rees. "The Anthropic Principle and the Structure of the Physical World." Nature 278 (1979): 60612.

240/626

Carrier, Richard. "The Real Ten Commandments." Internet Infidels Library (2000), http://www.infidels.org/library/modern/features/2000/carrier2.html (accessed August 14, 2005). Carter, Brandon. "Large Number Coincidences and the Anthropic Principle in Cosmology." In Confrontation of Cosmological Theory with Astronomical Data, edited by M. S. Longair, 29198. Dordrecht: Reidel, 1974. Reprinted in Modern Cosmology and Philosophy, edited by John Leslie, 13139. Amherst, NY: Prometheus Books, 1998. Cha, K. Y., D. P. Wirth, and R. A. Lobo. "Does Prayer Influence the Success of In Vitro Fertilization-Embryo Transfer? Report of a Masked, Randomized Trial." Journal of Reproductive Medicine 46, no. 9 (September 2001): 78187. Chopra, Deepak. Quantum Healing: Exploring the Frontiers of Mind/Body Medicine. New York: Bantam, 1989. . Ageless Body, Timeless Mind: The Quantum Alternative to Growing Old. New York: Random House, 1993. Churchland, Patricia Smith. Neurophilosophy: Toward a Unified Science of the Mind/Brain. Cambridge, MA: MIT Press, 1996. Churchland, Paul M. The Engine of Reason, the Seat of the Soul: A Philosophical Journey into the Brain. Cambridge, MA: MIT Press, 1996. Cicero, Marcus Tullius. De Natura Deorum or On the Nature of the Gods. Edited and translated by H. Rackham. New York: Loeb Classical Library, 1933. Cowen, J. L. "The Paradox of Omnipotence Revisited." Canadian Journal of Philosophy 3, no. 3 (March 1974): 43545. Reprinted in The

241/626

Impossibility of God, edited by Michael Martin and Ricki Monnier. Amherst, NY: Prometheus Books, 2003. Craig, William Lane. The Kalm Cosmological Argument. Library of Philosophy and Religion. London: Macmillan, 1979. . The Cosmological Argument from Plato to Leibniz. Library of Philosophy and Religion. London: Macmillan, 1980. . "The Historicity of the Empty Tomb of Jesus." New Testament Studies 31 (1985): 3967, http://www.leaderu.com/offices/billcraig/ docs/tomb2.html (accessed January 4, 2005). . Reasonable Faith. Wheaton, IL: Crossway, 1994. Craig, William Lane, and Quentin Smith. Theism, Atheism, and Big Bang Cosmology. Oxford: Clarendon Press, 1997. . "The Absurdity of Life without God," http://www.hisdefense.org/audio/wc_audio.html (accessed March 9, 2004). Dalai Lama. The Universe in a Single Atom: The Convergence of Science and Spirituality. New York: Random House, 2005. Darling, David J. Life Everywhere: The Maverick Science of Astrobiology. New York: Basic Books, 2001. Darwin, Charles. The Origin of Species by Means of Natural Selection. London: John Murray, 1859. . The Correspondence of Charles Darwin 8, 1860. Cambridge: Cambridge University Press, 1993.

242/626

Davies, Paul. The Cosmic Blueprint. New York: Simon and Schuster, 1988; Radnor, PA: Templeton Foundation Press, 2004. . "Multiverse or Design: Reflections on a Third Way." Proceedings of Universe or Multiverse? Stanford University, March 2003, http://aca.mq.edu.au/PaulDavies/Multiverse_StanfordUniv_March 2003.pdf (accessed January 4, 2005). Davis, Jefferson. "Inaugural Address as Provisional President of the Confederacy." Montgomery, AL, February 18, 1861. Confederate States of America Congressional Journal 1 (1861): 6466, quoted in Dunbar Rowland, Jefferson Davis's Place in History as Revealed in His Letters, Papers, and Speeches, vol. 1, 286. Jackson, MS: Torgerson Press, 1923. Davis, J. J. "The Design Argument, Cosmic Fine Tuning,' and the Anthropic Principle." Philosophy of Religion 22 (1987): 13950. Dawkins, Richard. The Blind Watchmaker: Why the Evidence of Evolution Reveals a Universe without Design. London: Penguin Books, 1986. Paperback edition, London: Norton, 1987. . River out of Eden. New York: HarperCollins, 1995. . "God's Utility Function." Scientific American (November 1995): 85. . Climbing Mount Improbable. New York, London: Norton, 1996. . Unweaving the Rainbow: Science, Delusion and the Appetite for Wonder. Boston, New York: Houghton Mifflin, 1998. . The God Delusion. Boston, New York: Houghton Mifflin, 2006. de Duve, Christian. Vital Dust. New York: Basic Books, 1995. Dembski, William A. The Design Inference. Cambridge: Cambridge University Press, 1998.

243/626

. Intelligent Design: The Bridge between Science and Theology. Downers Grove, IL: InterVarsity Press, 1999. . No Free Lunch: Why Specified Complexity Cannot Be Purchased without Intelligence. Lanham, MD: Rowman & Littlefield, 2002. Dennett, Daniel. Consciousness Explained. Boston: Little, Brown, 1991. . Breaking the Spell: Religion as a Natural Phenomenon. New York: Viking Penguin, 2006. Dever, William G. Recent Archaeological Discoveries and Biblical Research. Seattle and London: University of Washington Press, 1990. de Wall, Frans B. M. Good Natured: The Origins of Right and Wrong in Humans and Other Animals. Cambridge, MS: Harvard University Press, 1996. Doherty, Earl. The Jesus Puzzle: Did Christianity Begin with a Mythical Christ? Ottawa: Canadian Humanist Publications, 1999. Dorit, Robert. Review of Darwin's Black Box by Michael Behe. American Scientist (September/October 1997). Dossey, Larry. Healing Words: The Power of Prayer and the Practice of Medicine. San Francisco: Harper, 1993. . Response to letter to the editor. Southern California Physician (December 2001): 46. Douady, S., and Y. Couder. "Phyllotaxis as a Physical Self-Organized Growth Process," Physical Review Letters 68 (1992): 2098. Drange, Theodore M. Nonbelief and Evil: Two Arguments for the Nonexistence of God. Amherst, NY: Prometheus Books, 1998.

244/626

. "Incompatible-Properties ArgumentsA Survey." Philo 1, no. 2 (1998): 4960. In The Impossibility of God, edited by Michael Martin and Ricki Monnier, 18597. Amherst, NY: Prometheus Books, 2003. Edis, Taner. "Darwin in Mind: Intelligent Design' Meets Artificial Intelligence." Skeptical Inquirer 25, no. 2 (2001): 3539. Elbert, Jerome W. Are Souls Real? Amherst, NY: Prometheus Books, 2000. Eller, David. Natural Atheism. Cranford, NJ: American Atheist Press, 2004. Ellis, George. Before the Beginning: Cosmology Explained. London, New York: Boyars/Bowerdean, 1993. Ely, Melvin Patrick. Israel on the Appomattox: A Southern Experiment in Black Freedom from the 1790s through the Civil War. New York: Alfred A. Knopf, 2005. Everitt, Nicholas. The Non-Existence of God. London, New York: Routledge, 2004. Fales, Evan. "Despair, Optimism, and Rebellion," http://www.infidels.org/library/modern/evan_fales/despair.html (accessed July 6, 2005). Faraoni, V., and F. I. Cooperstock. "On the Total Energy of Open Friedmann- Robertson-Walker Universes." Astrophysical Journal 587 (2003): 48386. Ferguson, Everitt. Background of Early Christianity. Third edition. Grand Rapids, MI: W. B. Eerdmans, 2003.

245/626

Fernald, R. D. "Evolution of Eyes." Current Opinions in Neurobiology 10, no. 4 (2000): 44450. Finkelstein, Israel, and Neil Asher Silberman. The Bible Unearthed: Archaeology's New Vision of Ancient Israel and the Origin of Its Sacred Texts. New York: Free Press, 2001. Fitelson, Brandon, Christopher Stephens, and Elliott Sober. "How Not to Detect DesignCritical Notice: William A. Dembski, The Design Inference." Philosophy of Science 66, no. 3 (1999): 47288. Flack, Jessica C., and Frans B. M. de Wall. "Any Animal Whatever' Darwinian Building Blocks of Morality in Monkeys and Apes." Journal of Consciousness Studies 7, nos. 12 (2000): 129. Flamm, Bruce L. "Faith Healing by Prayer." Review of "Does Prayer Influence the Success of In Vitro Fertilization-Embryo Transfer? Report of a Masked, Randomized Trial," by K. Y. Cha, D. P. Wirth, and R. A. Lobo, Scientific Review of Alternative Medicine 6, no. 1 (2002): 4750. . "Faith Healing Confronts Modern Medicine." Scientific Review of Alternative Medicine 8, no. 1 (2004): 914. . "The Columbia Miracle' Study: Flawed and Fraud." Skeptical Inquirer 28, no. 5 (September/October 2004): 2531. Forrest, Barbara, and Paul R. Gross. Creationism's Trojan Horse: The Wedge of Intelligent Design. Oxford and New York: Oxford University Press, 2004. Fox, Mark. Religion, Spirituality, and the Near-Death Experience. New York: Routledge, 2003. Franklin, Michael, and Marian Hetherly. "How Fundamentalism Affects Society." Humanist 57 (September/October 1997): 25.

246/626

Freke, Timothy, and Peter Gandy. The Jesus Mysteries: Was the "Original Jesus" a Pagan God? New York: Harmony Books, 1999. Fulmer, Gilbert. "A Fatal Logical Flaw in Anthropic Design Principle Arguments." International Journal for Philosophy of Religion 49 (2001): 10110. Furman, Richard. "Exposition of the View of the Baptists Relative to the Colored Population of the United States to the Governor of South Carolina 1822." Transcribed by T. Lloyd Benson from the original text in the South Carolina Baptist Historical Collection, Furman University, Greenville, South Carolina. http://alpha.furman.edu/~benson/docs/rcdfmn1.htm (accessed December 1, 2004). Gardner, Martin. "On Cellular Automata, Self-Reproduction, the Garden of Eden, and the Game of Life.'" Scientific American 224, no. 2 (1971): 11217. Gleason, Archer L. Encyclopedia of Bible Difficulties. Grand Rapids, MI: Zondervan, 2001. Gleick, James. Chaos: The Making of a New Science. New York: Viking, 1987. Glynn, Patrick. God: The Evidence. Rocklin, CA: Prima Publishing, 1997. Gonzalez, Guillermo, and Jay W. Richards. The Privileged Planet: How Our Place in the Cosmos Is Designed for Discovery. Washington, DC: Regnery, 2004. Goodstein, Laurie. "Intelligent Design Might Be Meeting Its Maker." Ideas and Trends, New York Times, December 4, 2005. Gould, Stephen J. The Panda's Thumb. Norton: New York, 1980.

247/626

. Rocks of Ages: Science and Religion in the Fullness of Life. New York: Ballantine, 1999. Granqvist P., M. Fredrikson, P. Unge, A. Hagenfeldt, S. Valind, D. Larhammar, and M. Larsson. "Sensed Presence and Mystical Experiences Are Predicted by Suggestibility, Not by the Application of TranscranialWeak Complex Magnetic Fields." Neuroscience Letters 379, no. 1 (2005): 16. Greene, Joshua D., Leigh E. Nystrom, Andrew D. Engell, John M. Darley, and Jonathan D. Cohen. "The Neural Bases of Cognitive Conflict and Control in Moral Judgment." Neuron 44 (2004): 389400. Gribbon, John. Deep Simplicity: Bringing Order to Chaos and Complexity. New York: Random House, 2004. Guminski, Arnold. "The Kalam Cosmological Argument: The Questions of the Metaphysical Possibility of an Infinite Set of Real Entities." Philo 5, no. 2 (Fall/Winter 2002): 196215. Guth, Alan. The Inflationary Universe. New York: Addison-Wesley, 1997. Guthrie, Stewart Elliott. Faces in the Clouds: A New Theory of Religion. New York, Oxford: Oxford University Press, 1993. Haack, Susan. Defending Sciencewithin Reason. Amherst, NY: Prometheus Books, 2003. Hamer, Dean H. The God Gene: How Faith Is Hardwired into Our Genes. New York: Doubleday, 2004. Harnik, Roni, Graham D. Kribs, and Gilad Perez. "A Universe without Weak Interactions." Physical Review D74 (2006): 035006. Harris, Sam. The End of Faith: Religion, Terror, and the Future of Reason. New York: Norton, 2004.

248/626

. Letter to a Christian Nation. New York: Alfred A. Knopf, 2006. Harris, W. S., M. Gowda, J. W. Kolb, C. P. Strychacz, J. L. Vacek, P. G. Jones, A. Forker, J. H. O'Keefe, and B. D. McCallister. "A Randomized, Controlled Trial of the Effects of Remote, Intercessory Prayer on Outcomes in Patients Admitted to the Coronary Care Unit." Archives of Internal Medicine 159 (1999): 227378. Hartle, J. B., and S. W. Hawking. "Wave Function of the Universe." Physical Review D28 (1983): 296075. Haught, James A. Holy Horrors: An Illustrated History of Religious Murder and Madness. Amherst, NY: Prometheus Books, 1990. Hauser, Marc, and Peter Singer. "Morality without Religion." Free Inquiry 26, no. 1 (December 2005/January 2006): 1819. Hawking, Stephen W. A Brief History of Time: From the Big Bang to Black Holes. New York: Bantam, 1988. Hawking, Steven W., and Roger Penrose. "The Singularities of Gravitational Collapse and Cosmology." Proceedings of the Royal Society of London A, 314 (1970): 52948. Helms, Randel. Gospel Fictions. Amherst, NY: Prometheus Books, 1988. Hoffmann, Joseph R., and Gerald A. Larue, eds. Jesus in History and Myth. Amherst, NY: Prometheus Books, 1986. Hogan, Craig J. "Why the Universe Is Just So." Reviews of Modern Physics 72 (2000): 114961. Hoyle, F., D. N. F. Dunbar, W. A. Wensel, and W. Whaling, "A State in C12 Predicted from Astrophysical Evidence." Physical Review Letters 92 (1953): 1095.

249/626

Huemer, Michael. "Some Failed Responses to the Problem of Evil." Talk at the University of Colorado Theology Forum, February 16, 2005, Boulder, Colorado. Ionnidas, John P. A. "Why Most Published Research Findings Are False." Public Library of Science, Medicine 2, no. 8 (2005). http://medicine.plosjournals.org/perlserv/?request=get-document&doi=10.1371/journal.pmed.0020124 (accessed December 2, 2005). John Paul II. Address to the Academy of Sciences, October 28, 1986. L'Osservatore Romano. English edition. November 24, 1986. Johnson, Phillip E. Evolution as Dogma: The Establishment of Naturalism.Dallas, TX: Haughton Publishing Co., 1990. . Darwin on Trial. Downers Grove, IL: InterVarsity Press, 1991. . Reason in the Balance: The Case Against Naturalism in Science, Law, and Education. Downers Grove, IL: InterVarsity Press, 1995. . Defeating Darwinism by Opening Minds. Downers Grove, IL: InterVarsity Press, 1997. . The Wedge of Truth: Splitting the Foundations of Naturalism. Downers Grove, IL: InterVarsity Press, 2001. Johnson, Phillip E., and Howard van Till. "God and Evolution: An Exchange." First Things 34 (1993): 3241. Johnson, Steven. Emergence: The Connected Lives of Ants, Brains, Cities, and Software. New York: Touchstone, 2001.

250/626

Johnson, Timothy. "Praying for Pregnancy: Study Says Prayer Helps Women Get Pregnant." ABC Television. Good Morning America, October 4, 2001. Kane, Gordon L.,Michael J. Perry, and Anna N. Zytkow. "The Beginning of the End of the Anthropic Principle." New Astronomy 7 (2002): 4553. Katz, Leonard D., ed. Evolutionary Origins of Morality: Cross-Disciplinary Perspectives. Bowling Green, OH: Imprint Academic, 2000. Kauffman, Stuart. At Home in the Universe: The Search for the Laws of Self- Organization and Complexity. New York and Oxford: Oxford University Press, 1995. Kaufmann, Walter. The Faith of a Heretic. Paperback edition. New York: Doubleday, 1963. Kirsch, Jonathan. God Against the Gods: The History of the War between Monotheism and Polytheism. New York: Viking Compass, 2004. Kitcher, Philip J. Abusing Science: The Case Against Creationism. Cambridge, MA: MIT Press, 1982. Klee, Robert. "The Revenge of Pythagoras: How a Mathematical Sharp Practice Undermines the Contemporary Design Argument in Astrophysical Cosmology." British Journal for the Philosophy of Science 53 (2002): 33154. Krauss, Lawrence. Quintessence: The Mystery of the Missing Mass in the Universe. New York: Basic Books, 2000. Kristof, Nicholas D. "God and Evolution." New York Times, February 12, 2005, op-ed.

251/626

Krucoff, M. W., S. W. Crater, et al. "Music, Imagery, Touch, and Prayer as Adjuncts to Interventional Cardiac Care: The Monitoring and Actualization of Noetic Trainings (MANTRA) II Randomized Study." Lancet 366 (July 16, 2005): 21117. Kuhn, Thomas. The Structure of Scientific Revolutions. Chicago: University of Chicago Press, 1970. Kurtz, Paul. Forbidden Fruit: The Ethics of Humanism. Amherst, NY: Prometheus Books, 1988. Kushner, Harold S. When Bad Things Happen to Good People. New York: Avon Books, 1987. Lakoff, George, and Mark Johnson. Philosophy in the Flesh: The Embodied Mind and Its Challenge to Western Thought. New York: Basic Books, 1999. Lamont, Corliss. The Illusion of Immortality. Fifth edition. New York: Continuum, 1990. First published in 1935. Larson, Edward J. and Larry Witham. "Leading Scientists Still Reject God." Nature 394 (1998): 313. Leibovici, Leonard. "Alternative (Complementary) Medicine: A Cuckoo in the Nest of Empiricist Reed Warblers." British Medical Journal 319 (1999): 162931. . "Effects of Remote, Retroactive Intercessory Prayer on Outcomes in Patients with Bloodstream Infections: A Controlled Trial." British Medical Journal 323 (2001): 145051. Leslie, John, ed. Modern Cosmology and Philosophy. Amherst, NY: Prometheus Books, 1998. Linde Andre. "Quantum Creation of the Inflationary Universe." Lettere Al Nuovo Cimento 39 (1984): 401405.

252/626

Livio, M., D. Hollowell, A. Weiss, and J. Truran. "The Anthropic Significance of the Existence of an Excited State of 12C." Nature 340 (1989): 28184. Loftus, Elizabeth F. Eyewitness Testimony. Cambridge, MA: Harvard University Press, 1996. Longair, M. S., ed. Confrontation of Cosmological Theory with Astronomical Data. Dordrecht: Reidel, 1974. Lutz, Antonie, Lawrence L. Greischar, Nancy B. Rawlings, Mathew Ricard, and Richard J. Davidson. "Long-term Meditators Self-induce High-amplitude Gamma Synchrony during Mental Practice." Proceedings of the National Academy of Sciences 101, no. 46 (2004): 1636973. Mackie, J. J. "Evil and Omnipotence." Mind 64 (1955): 20012. Reprinted in The Impossibility of God, edited by Michael Martin and Ricki Monnier, 61105. Amherst, NY: Prometheus Books, 2003. Manson, Neil A. "There Is No Adequate Definition of Fine-tuned for Life,'" Inquiry 43 (2000): 34152. Markale, Jean. Montsgur and the Mystery of the Cathars. Translated by Jon Graham. Rochester, VT: Inner Traditions, 2003. Martin, Michael, and Ricki Monnier, eds. The Impossibility of God. Amherst, NY: Prometheus Books, 2003. McCabe, Joseph. The Sources of Morality of the Gospels. London: Watts and Co., 1914. McDowell, Josh. Evidence That Demands a Verdict. San Bernardino, CA: Here's Life Publishers, 1972, 1979.

253/626

Meyer, Stephen C. "The Origin of Biological Information and the Higher Taxonomic Categories." Proceedings of the Biological Society of Washington 117, no. 2 (2004): 21339. Miller, Kenneth R. "Life's Grand Design." Technology Review 97, no. 2 (1994): 2432. . Finding Darwin's God: A Scientist's Search for a Common Ground between God and Evolution. New York: HarperCollins, 1999. Miller, Ruth, Larry S. Miller, and Mary R. Langenbrunner. "Religiosity and Child Sexual Abuse: A Risk Factor Assessment." Journal of Child Sexual Abuse 6, no. 4 (1997): 1434. Miller, Stanley L. "A Production of Amino Acids under Possible Primitive Earth Conditions." Science 117 (1953): 52829. Moll, Jorge, Ricardo de Oliveira-Souza, Ivanel E. Bramati, and Jordan Grafman. "Functional Networks in Emotive and Nonmoral Social Judgments." NeuroImage 16 (2002): 696703. Mongan, T. R. "Simple Quantum Cosmology: Vacuum Energy and Initial State." General Relativity and Gravitation 37 (2005): 96770. Monkerud, Don. "Faith No More." In These Times 27, no. 9 (March 10, 2003). http://inthesetimes.com/comments.php?id=105_0_2_0_C (accessed February 19, 2005). Mooney, Chris. The Republican War on Science. New York: Perseus Books Group, 2005. Moreland, J. P., and Kai Nielsen. Does God Exist? The Debate between Theists & Atheists. Amherst, NY: Prometheus Books, 1993. Morriston, Wes. "Creation Ex Nihilo and the Big Bang." Philo 5, no. 1 (2002): 2333.

254/626

Muller, H. J. "Reversibility in Evolution Considered from the Standpoint of Genetics." Biological Reviews 14 (1939): 26180. Murphy, Dean E., and Neela Banjeree. "Catholics in U.S. Keep Faith, but Live With Contradictions." New York Times, April 11, 2005. Nagel, Thomas. Mortal University Press, 1979. Questions. Cambridge: Cambridge

Nakamura, Takashi, H. Uehara, and T. Chiba. "The Minimum Mass of the First Stars and the Anthropic Principle." Progress of Theoretical Physics 97 (1997): 16971. National Academy of Sciences. Teaching About Evolution and the Nature of Science. Washington, DC: National Academy of Sciences, 1998, http://www.nap.edu/catalog/5787.html (accessed March 5, 2006). Nelson-Pallmeyer, Jack. Is Religion Killing Us? Violence in the Bible and the Quran. Harrisburg, PA: Trinity Press International, 2003. Newberg, Andrew, and Eugene d'Aquili. Why God Won't Go Away. New York: Ballantine Books, 2001. Nguyen, Tommy. "Smithsonian Distances Itself from Controversial Film." Washington Post, June 2, 2005. Nickell, Joe. Inquest on the Shroud of Turin. Amherst, NY: Prometheus Books, 1987. . "Bone (Box) of Contention: The James Ossuary." Skeptical Inquirer 27, no. 2 (March/April 2003): 1922. Nielsen, Kai. Ethics without God. Revised edition. Amherst, NY: Prometheus Books, 1990.

255/626

Noether, E. "Invarianten beliebiger Differentialausdru?cke." Nachr. d. Knig. Gesellsch. d. Wiss. zu Gttingen, Math-phys. Klasse (1918): 3744. See Nina Byers, "E. Noether's Discovery of the Deep Connection between Symmetries and Conservation Laws," Israel Mathematical Conference Proceedings 12 (1999), http://www.physics.ucla.edu/~cwp/articles/noether.asg/noether.html (accessed July 1, 2006), for English translation. Noonan, John T., Jr. A Church That Can and Cannot Change: The Development of Catholic Moral Teaching. Notre Dame, IN: University of Notre Dame Press, 2005. Numbers, Ronald. The Creationists: The Evolution of Scientific Creationism. New York: Alfred A. Knopf, 1992. Oden, J. Tinsley. Acceptance remarks, 1993 John von Neumann Award Winner. United States Association of ComputationalMechanics Bulletin 6, no. 3 (September 1993), http://www.usacm.org/Oden's_acceptance_remarks.htm (accessed February 22, 2005). Olshansky, Brian, and Larry Dossey. "Retroactive Prayer: a Preposterous Hypothesis?" British Medical Journal 327 (2003): 146063. Olshansky, S. Jay, Bruce Carnes, and Robert N. Butler. "If Humans Were Built to Last." Scientific American (March 2001). Oppy, Graham. "Arguing About the Kalam Cosmological Argument." Philo 5, no. 1 (Spring/Summer 2002): 3461.

256/626

Orr, H. Allen. "Darwin v. Intelligent Design (Again): The Latest Attack on Evolution Is Cleverly Argued, Biologically InformedAnd Wrong." Boston Review (1998). Overman, Dean L. A Case Against Accident and Self-Organization. New York, Oxford: Rowman & Littlefield, 1997. Overton, William R. McLean v. Arkansas, United States District Court Opinion, 1982. Paley, William. Natural Theology or Evidences of the Existence and Attributes of the Deity Collected from the Appearance of Nature. London: Halliwell, 1802. Parsons, Keith. God and the Burden of Proof: Platinga, Swinburne, and the Analytical Defense of Theism. Amherst, NY: Prometheus Books, 1989. . "Is There a Case for Christian Theism?" in Does God Exist? The Debate between Theists & Atheists, by J. P. Moreland and Kai Nielsen. Amherst, NY: Prometheus Books, 1993. Paul, Gregory S. "The Great Scandal: Christianity's Role in the Rise of the Nazis." Free Inquiry 23, no. 4 (October/November 2003): 2029; 24, no. 1 (December 2003/January 2004): 2834. Pennock, Robert T. Tower of Babel: The Evidence Against the New Creationism. Cambridge, MA: MIT Press, 1999. Perakh, Mark. "Not a Very Big Bang about Genesis" (December 2001). Online at Talk Reason, http://www.talkreason.org/articles/schroeder.cfm (accessed December 15, 2004).

257/626

. Unintelligent Design. Amherst, NY: Prometheus Books, 2003. Perlmutter, S., G. Aldering, G. Goldhaber, R. A. Knop, P. Nugent, P. G. Castro, S. Deustua, et al. "Measurements of Omega and Lambda from 42 High-Redshift Supernovae." Astrophysical Journal 517 (1999): 56586. Persinger, Michael A. "Paranormal and Religious Beliefs May Be Mediated Differently by Subcortical and Cortical Phenomenological Process of the Temporal (Limbic) Lobes." Perceptual and Motor Skills 76 (1993): 24751. Petre, Jonathan. "Power of Prayer Found Wanting in Hospital Trial." News Telegraph, October 15, 2003. http://news.telegraph.co.uk/news/ main.jhtml?xml=/news/2003/10/15/npray15.xml (accessed December 6, 2004). Pius XII. Humani Generis. August 12, 1950. Pius XII. "The Proofs for the Existence of God in the Light of Modern Natural Science." Address of Pope Pius XII to the Pontifical Academy of Sciences, November 22, 1951. Reprinted as "Modern Science and the Existence of God." Catholic Mind 49 (1972): 18292. Popper, Karl. The Logic of Scientific Discovery. English edition. London: Hutchinson; New York: Basic Books, 1959. Originally published in German. Vienna: Springer Verlag, 1934. . "Natural Selection and the Emergence of Mind." Dialectica 32 (1978): 33955. . "Metaphysics and Criticizability." In Popper Selections, edited by David Miller. Princeton, NJ: Princeton University Press, 1985. Originally published in 1958.

258/626

Poundstone, William. The Rescursive Universe. New York: Morrow, 1985. Press, W. H., and A. P. Lightman. "Dependence of Macrophysical Phenomena on the Values of the Fundamental Constants." Philosophical Transactions of the Royal Society of London A 310 (1983): 32336. Pullman, Bernard. The Atom in the History of Human Thought. Oxford: Oxford University Press, 1998. Rachels, James. "God and Moral Autonomy." In Can Ethics Provide Answers? And Other Essays in Moral Philosophy. New York: Rowman & Littlefield, 1997. Reprinted in The Impossibility of God, edited by Michael Martin and Ricki Monnier, 4558. Amherst, NY: Prometheus Books, 2003. Rachels, James, and David Roche. "A Bit Confused: Creationism and Information Theory." Skeptical Inquirer 25, no. 2 (2001): 4042. Radin, Dean. The Conscious Universe: The Scientific Truth of Psychic Phenomena. New York: HarperEdge, 1997. Ramachandran, V. S. "God and the Temporal Lobes of the Brain." Talk at the conference Human Selves and Transcendental Experiences: A Dialogue of Science and Religion, University of California, San Diego, January 31, 1998. Reiss, A., A. V. Filippenko, P. Challis, A. Clocchiattia, A. Diercks, P. M. Garnavich, R. L. Gilliland, et al. "Observational Evidence from Supernovae for an Accelerating Universe and a Cosmological Constant." Astronomical Journal 116 (1998): 100938. Ross, Hugh. The Creator and the Cosmos: How the Greatest Scientific Discoveries of the Century Reveal God. Revised edition. Colorado Springs: Navpress, 1995. First published in 1993.

259/626

. "Astronomical Evidences for a Personal, Transcendent God." In The Creation Hypothesis, edited by J. P. Moreland, 4172. Downers Grove, IL: InterVarsity Press, 1994. Rowland, Dunbar. Jefferson Davis's Place in History as Revealed in His Letters, Papers, and Speeches. Jackson, MS: Torgerson Press, 1923. Rundle, Bede. Why There Is Something Rather Than Nothing. Oxford: Clarendon Press, 2004. Ruse, Michael, ed. But Is It Science? The Philosophical Questions in the Creation/Evolution Controversy. Amherst, NY: Prometheus Books, 1996. Sagan, Carl. Pale Blue Dot. London: Headliner, 1995. Salpeter, E. E. "Accretion of Interstellar Matter by Massive Objects." Astrophysical Journal 140 (1964): 796800. Scalia, Antonin. "God's Justice and Ours." First Things 123 (May 2002): 1721. http://www.firstthings.com/ftissues/ft0205/articles/scalia.html (accessed March 15, 2005). Schellenberg, John L. Divine Hiddenness and Human Reason. Ithaca, NY: Cornell University Press, 1993. Schick, Theodore, Jr. "Is Morality a Matter of Taste? Why Professional Ethicists Think That Morality Is Not Purely Subjective." Free Inquiry 18, no. 4 (1998): 3234.

260/626

Schroeder, Gerald L. Genesis and the Big Bang. The Discovery of the Harmony between Modern Science and the Bible. New York: Bantam Books, 1992. . The Science of God: The Convergence of Scientific and Biblical Wisdom. New York: Broadway Books, 1998. . The Hidden Face of God: How Science Reveals the Ultimate Truth. New York: Free Press, 2001. Schuster, Angela M. H. "Not Phillip II of Macedon." Archaeology (April 20, 2000). http://www.archaeology.org/online/features/macedon/ (accessed December 26, 2004). Shallit, Jeffery. Review of No Free Lunch by William Dembski. Biosystems 66, nos. 12 (2002): 9399. Shanks, Niall, and Karl H. Joplin. "Redundant Complexity: A Critical Analysis of Intelligent Design in Biochemistry." Philosophy of Science 66 (1999): 26898. Shannon, C. E. "A Mathematical Theory of Communication." Bell System Technical Journal 27 (July 1948): 379423; (October 1948): 62325. Shannon, Claude, and Warren Weaver. The Mathematical Theory of Communication. Urbana: University of Illinois Press, 1949. Shermer, Michael. In Darwin's Shadow: The Life and Science of Alfred Russel Wallace. Oxford, New York: Oxford University Press, 2002.

261/626

. The Science of Good & Evil: Why People Cheat, Gossip, Care, Share, and Follow the Golden Rule. New York: Times Books, 2004. Sider, Ronald J. "The Scandal of the Evangelical Conscience." Christianity Today 11, no. 1 (January/February 2005): 8. http://www.christianitytoday.com/bc/2005/001/3.8.html (accessed March 22, 2005). Singer, Peter. How Are We to Live? Ethics in an Age of Self-Interest. Amherst, NY: Prometheus Books, 1995. . The President of God and Evil: The Ethics of George W. Bush. New York: Dutton, 2004. Smith, George. Atheism: The Case Against God. Amherst, NY: Prometheus Books, 1989. Stefanatos, Joanne. "Introduction to Bioenergetic Medicine." In Complementary and Alternative Veterinary Medicine: Principles and Practice, edited by Allen M. Schoen and Susan G. Wynn, chap. 16. St. Louis: Mosby-Year Book, 1998. Stenger, Victor J. Not by Design: The Origin of the Universe. Amherst, NY: Prometheus Books, 1988. . Physics and Psychics: The Search for a World beyond the Senses. Amherst, NY: Prometheus Books, 1990. . The Unconscious Quantum: Metaphysics in Modern Physics and Cosmology. Amherst, NY: Prometheus Books, 1995. . "Bioenergetic Fields." Scientific Review of Alternative Medicine 3, no. 1 (Spring/Summer 1999).

262/626

. Timeless Reality: Symmetry, Simplicity, and Multiple Universes. Amherst, NY: Prometheus Books, 2000. . "Natural Explanations for the Anthropic Coincidences." Philo 3, no. 2 (2001): 5067. . Has Science Found God? The Latest Results in the Search for Purpose in the Universe. Amherst, NY: Prometheus Books, 2003. . "Fitting the Bible to the Data." Skeptical Inquirer 23, no. 4 (1999): 67. Online at Secular Web, http://www.infidels.org/library/modern/vic_stenger/schrev.html (accessed December 13, 2004). . The Comprehensible Cosmos: Where Do the Laws of Physics Come From? Amherst, NY: Prometheus Books, 2006. Sterne, Jonathan A., and George Davey Smith. "Sifting the Evidence What's Wrong with Significance Tests?" British Medical Journal 322 (2001): 22631. Stokes, Douglas M. "The Shrinking Filedrawer: On the Validity of Statistical Meta-Analysis in Parapsychology." Skeptical Inquirer 25, no. 3 (2001): 2225. Swinburne, Richard. The Existence of God. Oxford: Clarendon Press, 1979. . "Argument from the Fine-Tuning of the Universe." In Modern Cosmology and Philosophy, edited by John Leslie, 16079. Amherst, NY: Prometheus Books, 1998. Tart, Charles T. "A Psychophysiological Study of Out-of-the-Body Experiences in a Selected Subject." Journal of the American Society for Psychical Research 62 (1968): 327.

263/626

Tegmark, Max. "Does the Universe in Fact Contain Almost No Information?" Foundations of Physics Letters 9, no. 1 (1996): 2542. Thomson, Keith. Before Darwin: Reconciling God and Nature. New Haven and London: Yale University Press, 2005. Thorne, Kip S. Black Holes & Time Warps: Einstein's Outrageous Legacy. New York: Norton, 1994. Totten, R. "The Intelligent Design of the Cosmos: A Mathematical Proof" (2000). http://www.geocities.com/worldview_3/mathprfcosmos.html (accessed February 6, 2005). Tryon, E. P. "Is the Universe a Quantum Fluctuation?" Nature 246 (1973): 39697. Ussery, David. "Darwin's Transparent Box: The Biochemical Evidence for Evolution." In Why Intelligent Design Fails: A Scientific Critique of the New Creationism, edited by Matt Young and Taner Edis, chap. 4. New Brunswick, NJ, and London: Rutgers University Press, 2004. Vilenkin, Alexander. "Birth of Inflationary Universes." Physical Review D27 (1983): 284855. . "QuantumCreation of Universes." Physical Review D30 (1984): 509. Walton, Douglas. "Can an Ancient Argument of Carneades on Cardinal Virtues and Divine Attributes Be Used to Disprove the Existence of God?" Philo 2, no. 2 (1999): 513. Reprinted in The Impossibility of God, edited by Michael Martin and Ricki Monnier, 3544. Amherst, NY: Prometheus Books, 2003.

264/626

Ward, Peter D., and Donald Brownlee. Rare Earth: Why Complex Life Is Uncommon in the Universe. New York: Copernicus, 2000. Weinberg, Steven. "The Cosmological Constant Problem." Reviews of Modern Physics 61 (1989): 123. . "The Revolution That Didn't Happen." New York Review of Books, October 8, 1998. . "A Designer Universe?" New York Review of Books, October 21, 1999. Reprinted in the Skeptical Inquirer (September/October 2001): 6468. Wells, G. A. The Historical Evidence for Jesus. Amherst, NY: Prometheus Books, 1988. Whitcomb, John C., Jr., and Henry M. Morris. The Genesis Flood: The Biblical Record and Its Scientific Implications. Philadelphia: Presbyterian and Reformed Publishing Co., 1961. Wielenberg, Erik J. Value and Virtue in a Godless Universe. Cambridge, New York: Cambridge University Press, 2005. Wilczek, Frank. "The Cosmic Asymmetry between Matter and Antimatter." Scientific American 243, no. 6 (1980): 8290. Will, Clifford M. Was Einstein Right? Putting General Relativity to the Test. New York: Basic Books, 1986. Wolfram, Stephen. A New Kind of Science. Champagne, IL: Wolfram Media, 2002. Wright, Robert. The Moral Animal: Why We Are the Way We Are: The New Science of Evolutionary Psychology. New York: Vintage Books, 1994.

265/626

Xin Yan, F. Lu, H. Jiang, X. Wu, W. Cao, Z. Xia, H. Shen, et al. "Certain Physical Manifestation and Effects of External Qi of Yan Xin Life Science Technology." Journal of Scientific Exploration 16, no. 3 (2002): 381411. Young, Matt, and Taner Edis, eds. Why Intelligent Design Fails: A Scientific Critique of the New Creationism. New Brunswick, NJ, and London: Rutgers University Press, 2004. Zimmer, Carl. Soul Made Flesh: The Discovery of the Brainand How It Changed the World. New York: Free Press, 2004. Zusne, Leonard, and Warren H. Jones. Anomalistic Psychology: A Study of Extraordinary Phenomena of Behavior and Experience. Hillsdale, NJ: Lawrence Eribaum Associates, 1982.

[1] 1993 John von Neumann dl sahibi J. Tinsley Oden'n kabul konumasndan alnt; United States Association of Computational Mechanics Bulletin 6, no.3 (Eyll 1993);

http://www.usacm.org/Oden's_ acceptance_remarks.htm.

[2] Stephen Jay Gould, Rock of Ages: Science and Religion in the Fullness of Life (New York, Ballantine: 1999).

[3] Edward J. Larson & Larry Witham, "Leading Scientists Still Reject God". Nature 934 (1998): 313.

[4] Marcus Tullius Cicero, De Natura Deorum veyaOn theNature of Gods,ed. ve ev.: H.Rackham (New York:Loeb Classical Library,1933).

[5] William Paley, Natural Theology or Evidences of the Existence and Attributes of the Deity Collected from the Appearance of Nature (Londra: Halliwell, 1802).

[6] Sharon Begley, "Science Finds God" Newsweek, 20 Temmuz, 1998.

[7]

Victor J. Stenger, Bilim Tanr'y Buldu mu?

[8] Victor J. Stenger, The Comprehensible Cosmos: Where do the Laws of Physics Come From? (Amherst, NY: Prometheus Books, 2006)

[9] Thomas Kuhn, The Structure of Scientific Revolutions (Chicago: University of Chicago Press, 1970).

[10] Stephen Weinberg, "The Revolution That Didn't Happen," New York Review of Boks, 8 Kasm 1998

[11] Keith Parsons, God and the Burden of Proof: Platinga, Swinburne and the Analytical Defense of Theism (Amherst, NY: Prometheus Books, 1989).

[12] Theodore M. Drange, Nonbelief and Evil: Two Arguments fort he Nonexistence of God (Amherst, NY: Prometheus Books, 1998), s. 41.

[13] Ayrca bkz. John L. Schellenberg, Divine Hiddenness and Human Reason (Ithaca, NY: Cornell University Press, 1993).

[14] Veri madenciliinin gzel bir rnei iin Elizabeth Targ ve arkadalarnn deneyine ilikin tartmama baknz: Victor J. Stenger, Has Science Found God? The Latest Results in the Search For Purpose in the Universe (Amherst, NY: Prometheus Boks, 2003) ss. 250-253.

[15] Karl Popper, The Logic of Scientific Discovery (Londra: Hutchinson, 1959). zgn bask Almancadr (Vienna: Springer Verlag, 1934).

[16] Rudolf Carnap, "Testability and Meaning" Philosophy of Science B3 (1936): 19-21; B4 (1937): 1-40.

[17] Philip J. Kitcher, Abusing Science: The Case Against Creationism (Cambridge, MA: MIT Press, 1982). Yazar burada evrimin yanllanabilir olmad iin bilim olmad eklindeki yaygn yaratl iddiay rtyor. Kitcher'in cann skmasna gerek yok. Evrim, 3. blmde de greceimiz zere gayet yanllanabilirdir.

[18] Bu konuyla ilgili tarttm birok rnek iin bkz. Victor J. Stenger, Physics and Psychics: The Search for a World Beyond Senses (Amherst, NY: Prometheus Boks, 1990)

[19] Karl Popper, "Metaphysics and Criticizability," Popper Selections, ed. David Miller (Princeton, NJ: Princeton University Press, 1985), s. 214.

[20]

a. g. e.

[21] National Academy of Sciences, Teaching About Evolution and the Nature of Science (Washington, DC: National Academy of Sciences, 1998), s. 58.

[22] Phillip E. Johnson, Evolution as Dogma: The Establishment of Naturalism (Dallas, TX: Haughton Publishing Co., 1990); Darwin on Trial (Downers Grove, IL: InterVarsity Press, 1991); Reason in the Balance: The Case Against Naturalism in Science, Law, and Education (Downers Grove, IL: InterVarsity Press, 1995); Defeating Darwinism by Opening Minds (Downers Grove, lL: InterVarsity Press, 1997); The Wedge of Truth: Splitting the Foundations of Naturalism (Downers Grove, IL: InterVarsity Press, 2001).

[23] Nicholas Everitt, The Non-Existence of God (London, New York: Routledge, 2004).

[24] Michael Martin and Ricki Monnier, eds., The Impossibility of God (Amherst, NY: Prometheus Books, 2003).

[25]

a. g. e.

[26] Douglas Walton, "Can an Ancient Argument of Carneades on Cardinal Virtues and Divine Attributes Be Used to Disprove the Existence of God?" Philo 2, no.2 (1999): 513; Martin and Mannier, The Impossibility of God, ss. 35-44 iinde yeniden baslmtr.

[27] James Rachels, "God and Moral Autonomy," Can Ethics Provide Answers? And Other Essays in Moral Philosophy (New York: Rowman & Littlefield, 1997), ss. 109-23. Martin and Mannier, The Impossibility of God, ss. 35-44 iinde yeniden baslmtr.

[28]

Martin and Monnier, The Impossibility of God, s. 59.

[29] Theodore M. Drange, "Incompatible-Properties Arguments- A Survey," Philo 1, no.2 (1998): 49-60; Martin ve Monnier, The Impossibility of God, ss. 185-197.

[30]

a. g. e.

[31]

a. g. e.

[32] J. L. Cowan, "The Paradox of Omnipotence Revisited," Canadian Journal of Philosophy 3, no.3 (Mart 1974): 435-445; Martin ve Monnier, The Impossibility of God s. 337 iinde yeniden baslmtr,

[33] William Paley, Natural Theology or Evidences of the Existence and Attributes of the Deity Collected from the Appearance of Nature (Londra: Halliwell, 1802).

[34] Keith Thomson, Before Darwin: Reconciling God and Nature (New Haven ve Londra: Yale University Press, 2005), s. 20.

[35]

a. g. e., s. 6.

[36] Charles Darwin, The Origins of Species by Means of Natural Selection (London: John Murray, 1859).

[37] Michael Shermer, In Darwin's Shadow: The Life and Science of Alfred Russel Wallace (Oxford, New York: Oxford University Press, 2002).

[38] Phillip E. Johnson, Evolution as Dogma: The Establishment of Naturalism (Dallas, TX: Haughton Publishing Co., 1990); Darwin on Trial (Downers Grove, IL: InterVarsity Press, 1991); Reason in the Balance: The Case Against Naturalism in Science, Law, and Education (Downers Grove, IL: InterVarsity Press, 1995); Defeating Darwinism by Opening Minds (Downers Grove, IL: InterVarsity Press, 1997); The Wedge of Truth: Splitting the Foundations of Naturalism (Downers Grove, IL: InterVarsity Press, 2001).

[39] Ronald Numbers, The Creationists: The Evolution of Scientific Creationism (New York: Alfred A. Knopf, 1992).

[40] John C. Whitcomb Jr. ve Henry M. Morris, The Genesis Flood: The Biblical Record and Its Scientific Implications (Philadelphia: Presbyterian and Reformed Publishing Co., 1961).

[41] William R. Overton, McLean vs. Arkansas, U. S. Dist. Ct. Opinion, 1982; Michael Ruse, ed., But Is It Science? The Philosophical Questions in the Creation/Evolution Controversy (Amherst, NY: Prometheus Books, 1996), ss. 307-331.

[42] Michael J. Behe, Darwin's Black Box: The Biochemical Challenge to Evolution (New York: Free Press, 1996); William A. Dembski, The Design Inference (Cambridge: Cambridge University Press, 1998); Intelligent Design: The Bridge between Science and Theology (Downers Grove, IL: InterVarsity Press, 1999); No Free Lunch: Why Specified Complexity Cannot Be Purchased without Intelligence (Lanham, MD: Rowman & Littlefield, 2002).

[43] Barbara Forrest ve Paul R. Gross, Creationism's Trojan Horse: The Wedge of Intelligent Design (Oxford ve New York: Oxford University Press, 2004).

[44] Robert Dorit, Michael Behe'nin Darwin's Black Box kitabnn deerlendirilmesi American Scientist (Eyll-Ekim 1997); H. Allen Orr, "Darwin vs. Intelligent Design (Again): The Latest Attack on Evolution Is Cleverly Argued, Biologically InformedAnd Wrong," Boston Review (1998); Brandon Fitelson, Christopher Stephens ve Elliott Sober, "How Not to Detect DesignCritical Notice: William A. Dembski, The Design Inference', "Philosophy of Science 66, no.3 (1999): 472-488; Kenneth R. Miller, Finding Darwin's God: A Scientist's Search for a Common Ground between God and Evolution (New York: HarperCollins, 1999); Robert T. Pennock, Tower of Babel: The Evidence Against the New Creationism (Cambridge, MA: MIT Press, 1999); Niall Shanks and Karl H. Joplin, "Redundant Complexity: A Critical Analysis of Intelligent Design in Bio-chemistry," Philosophy of Science 66 (1999): 268-298; Taner Edis, "Darwin in Mind: Intelligent Design' Meets Artificial Intelligence," Skeptical Inquirer 25, no.2 (2001): 35-39; James Rachels ve David Roche, "A Bit Confused: Creationism and Information Theory," Skeptical Inquirer 25, no.2 (2001): 40-42; Jeffery Shallit, William Dembski' No Free Lunch kitab zerine bir deerlendirme Biosystems 66, nos. 1-2 (2002): 93-99; Mark Perakh, Unintelligent Design (Amherst, NY: Prometheus Books, 2003); Forrest ve Gross, Creationism's Trojan Horse; Matt Young ve Taner Edis, eds., Why Intelligent Design Fails: A Scientific Critique of the New Creationism (New Brunswick, NJ: Rutgers University Press, 2004). Benim tartmam iin bkz., Victor J. Stenger, Has Science Found God? The Latest Results in the Search for Purpose in the Universe (Amherst, NY: Prometheus Boks, 2003), bl. 4. Konunun iki yann da tartan internet sitelerinin tam listesini Young ve Edis vermektedir.

[45] Akll tasarmn nemli destekilerinden birinin bir deerlendirmesi kk bir biyoloji topluluunun dergisinde yaynlanmtr. Bkz., Stephen C. Meyer, "The Origin of Biological Information and the Higher Taxonomic Categories," Proceedings of Biological Society of Washington 117, no.2(2004): 213-239. Topluluk 7 Eyll 2004'te bir bildiriyle bu yayn kabul etmediini kamuoyuna duyurmutur. Bkz., http://epsc.wustl.edu/spozgay/home/id_statement.pdf.

[46]

Behe, Darwin's Black Box.

[47] Dorit, Darwin's Black Box zerine bir deerlendirme; Miller, Finding Darwin's God; Perakh, Unintelligent Design; David Ussery, "Darwin's Transparent Box: The Biochemical Evidence for Evolution," Young ve Edis, Why Intelligent Design Fails, bl. 4.

[48] Stephen J. Gould, The Panda's Thumb (New York: Norton, 1980), ss. 19-34.

[49] H. J. Muller, "Reversibility in Evolution Considered from the Standpoint of Genetics," Biological Reviews 14 (1939): 261-280. Yaratllarn hibir evrimci Nobel dl kazanmamtr yollu, ska sktklar ufak apl palavralardan bir dieri.

[50] Richard Dawkins, The Blind Watchmaker: Why the Evidence of Evolution Reveals a Universe without Design (Londra, New York: Norton, 1987), s. 93.

[51] Kenneth R. Miller, "Life's Grand Design," Technology Review 97, no.2 (1994): 24-32.

[52] Richard Dawkins, Climbing Mount Improbable (New York, Londra: Norton, 1996). Bkz., "The Fortyfold Path to Enlightenment" blm.

[53] R. D. Fernald, "Evolution of Eyes," Current Opinions in Neurobiology 10, no.4 (2000): 444-450

[54] Dembski, The Design Inference, Intelligent Design, "The Design Inference."

[55] Bu konuyla ilgili yazlar iin bkz., Young ve Edis, Why Intelligent Design Fails iindeki Gishlick, Shanks, Karsai, Hurdt, Shallit, Elsberry ve Perakh tarafndan yazlan blmler.

[56]

Dembski, Intelligent Design, s. 168.

[57] Stenger, Has Science Found God?, ss. 102-110. Bilgiyle entropi arasndaki balant, C. E. Shannon, "A Mathematical Theory of Communication," Bell System Technical Journal 27 (Temmuz 1948): 379-423; (Ekim 1948): 623-625 arasnda gsterilmitir. Ayrca bkz. Claude Shannon ve Warren Weaver, The Mathematical Theory of Communication (Urbana: University of Illinois Press, 1949).

[58] "Department Position on Evolution and Intelligent Design," Department of Biological Sciences, Lehigh University,

http: //www.lehigh. edu/~inbios/news/evolution.htm.

[59]

Stenger, Has Science Found God?, ss. 100-102.

[60] Laurie Goodstein, "Intelligent Design Might Be Meeting Its Maker," Ideas and Trends, New York Times, Aralk 4, 2005.

[61] Matthew J. Brauer, Barbara Forrest, ve Steven G. Gey, "Is It Science Yet?: Intelligent Design Creationism and the Constitution," Washington University Law Quarterly 83, no.1 (2005).

[62] Kitzmuller, vd. / Dover Area School District vd. Dava No.04cv2688, Yarg John E. Jones III, 20 Aralk 2005.

[63]

Overton, McLean / Arkansas, 1982.

[64] Larry Laudan, "Science at the BarCauses for Concern," Science, Technology, & Human Values 7, no.41 (1982): 16-19. Ruse, But Is It Science? ss. 351-355 arasnda yeniden baslmtr.

[65]

Discovery Institute,

http: //www. dissentfromdarwin.org/

[66] Philip Ball, The Self-Made Tapestry: Pattern Formation in Nature (New York, Oxford: Oxford University Press, 2001).

[67] John Gribbon, Deep Simplicity: Bringing Order to Chaos and Complexity (New York: Random House, 2004).

[68] Dembski, The Design Inference, Intelligent Design, "The Design Inference."

[69]

Dembski, Intelligent Design, ss. 128-31.

[70]

Ball, The Self-Made Tapestry, ss. 105-107.

[71] S. Douady ve Y. Couder, "Phyllotaxis as a Physical Self-Organized Growth Process," Physical Review Letters 68 (1992): 2098.

[72] Stuart Kauffman, At Home in the Universe: The Search for the Laws of Self-Organization and Complexity (New York and Oxford: Oxford University Press, 1995).

[73] Christoph Adami, Introduction to Artificial Life (New York: Springer, 1998).

[74] Christoph Adami, Charles Ofria ve Travis C. Collier, "Evolution of Biological Complexity," Proceedings of the National Academy of Sciences USA 97 (2000): 4463-4468.

[75] Martin Gardner, "On Cellular Automata, Self-Reproduction, the Garden of Eden, and the Game of Life, '" Scientific American 224, no.2 (1971): 112-117; William Poundstone, The Rescursive Universe (New York: Morrow, 1985).

[76] Stephen Wolfram, A New Kind of Science (Champagne, IL: Wolfram Media, 2002).

[77] James Gleick, Chaos: The Making of a New Science (New York: Viking, 1987).

[78] Nicholas Everitt, The Non-Existence of God (Londra, New York: Routledge, 2004), s. 85.

[79] yi bir rnek The Design Inference, Intelligent Design, "The Design Inference" ile Dembski'dir. Tartmann kar tarafnda ise Dawkins'in Kr Saati'sinde "tasarm" teriminin kullanlnda yer yer tutarszlklar vardr.

[80] S. Jay Olshansky, Bruce Carnes, ve Robert N. Butler, "If Humans Were Built to Last," Scientific American (Mart 2001).

[81]

Dawkins, The Blind Watchmaker.

[82] Charles Darwin, The Correspondence of Charles Darwin 8, 1860 (Cambridge: Cambridge University Press, 1993), s. 224.

[83] Richard Dawkins, River out of Eden (New York: Harper Collins, 1995); "God's Utility Function," Scientific American (Kasm 1995): 85.

[84] Carl Zimmer, Soul Made Flesh: The Discovery of the Brainand How It Changed the World (New York: Free Press, 2004), ss. 9-11.

[85] Jerome W. Elbert, Are Souls Real? (Amherst, NY: Prometheus Books, 2000), s. 37; David Eller, Natural Atheism (Cranford, NJ: American Atheist Press, 2004), ss. 333-40.

[86]

Zimmer, Soul Made Flesh, s. 17.

[87] a. g. e. Lucretius alnts iin bkz., Bernard Pulman The Atoms in the History of Human Thought (Oxford: Oxford University Pres, 1998).

[88]

a. g. e., s. 36.

[89] Philip Ball, Critical Mass: How One Thing Leads to Another (New York: Farrar, Straus and Giroux, 2004), bl. 1.

[90]

Zimmer, Soul Made Flesh.

[91] C. J. Aine, "A Conceptual Overview and Critique of Functional Neuro-Imaging Techniques in Humans: I. MRI/fMRI and PET," Critical Reviews in Neurobiology 9, no.2-3 (1995): 229-309.

[92] Jorge Moll ve di. , "Functional Networks in Emotive and Nonmoral Social Judgments," NeuroImage 16 (2002): 696-703.

[93] Joshua D. Grene ve di., "The Neural Bases of Cognitive Conflict and Control in Moral Judgment," Neuron 44 (2004): 389-400.

[94] Michael A. Persinger, "Paranormal and Religious Beliefs May Be Mediated Differently by Subcortical and Cortical Phenomenological Process of the Temporal (Limbic) Lobes," Perceptual and Motor Skills 76 (1993): 247-251.

[95] P. Granqvist ve di. , "Sensed Presence and Mystical Experiences Are Predicted by Suggestibility, Not by the Application of Transcranial Weak Complex Magnetic Fields," Neuroscience Letters 379, no.1 (2005): 1-6.

[96] Olaf Blanke ve di., "Stimulating Illusory Own-Body Perceptions," Nature 419 (September 19, 2002): 269-270.

[97] Victor J. Stenger, Physics and Psychics: The Search for a World beyond the Senses (Amherst, NY: Prometheus Books, 1990), s. 111. Has Science Found God? The Latest Results in the Search for Purpose in the Universe (Armherst, NY: Prometheus Boks, 2003), ss. 290-299.

[98]

. Papa Pius XII, Humani Generis, 12 Austos, 1950.

[99] Papa John Paul II, Bilimler Akademisi'ne hitap konumas, 28 Ekim, 1986.

[100]

Stenger, Physics and Psychics.

[101] Stenger, Has Science Found God? / Bilim Tanr'y Buldu Mu? (Gncel Yaynclk.)

[102] Stenger, "Bioenergetic Fields," Scientific Review of Alternative Medicine 3, no.1 (Spring/Summer 1999).

[103] Joanne Stefanatos, "Introduction to Bioenergetic Medicine," Complementary and Alternative Veterinary Medicine: Principles and Practice, ed. Allen M. Schoen ve Susan G. Wynn (St. Louis: MosbyYear Book, 1998), bl. 16.

[104] L. Rosa ve di., "A Close Look at Therapeutic Touch," Journal of the American Medical Association 279 (1998): 1005-1010; Bela Scheiber ve Carla Selby, eds. , Therapeutic Touch (Amherst, NY: Prometheus Books, 2000).

[105] Xin Yan ve di., "Certain Physical Manifestation and Effects of External Qi of Yan Xin Life Science Technology," Journal of Scientific Exploration 16, no.3 (2002): 381-411.

[106]

Stenger, Physics and Psychics.

[107] Bkz., Stenger, Has Science Found God? ss. 281-285 arasndaki tartma.

[108] Crookes, kardeinin 1867'de lmnden sonra maneviyata dalmt. Lodge'un olu 1915'te ldrlmt. Lodge bundan sonra oluyla iletiim kurabilmek adna medyumlara bavurdu.

[109]

Stenger, Physics and Psychics.

[110] John P. A. Ionnidas, "Why Most Published Research Findings Are False," Public Library of Science, Medicine 2, no.8 (2005),

http: //medicine.plosjournals.org/perlserv/?request=get-document&doi=10.1371/journal.pmed. 0020124

[111] Jonathan A. Sterne ve George Davey Smith, "Sifting the Evidence What's Wrong with Significance Tests?" British Medical Journal 322 (2001): 226-231.

[112]

Stenger, Physics and Psychics; Has Science Found God?

[113] Dean Radin, The Conscious Universe: The Scientific Truth of Psychic Phenomena (New York: HarperEdge, 1997).

[114] Douglas M. Stokes, "The Shrinking Filedrawer: On the Validity of Statistical Meta-Analysis in Parapsychology," Skeptical Inquirer 25, no.3 (2001): 22-25.

[115] Jeffrey P. Bishop ve Victor J. Stenger, "Retroactive Prayer: Lots of History, Not Much Mystery, and No Science," British Medical Journal 329 (2004): 1444-1446.

[116] rnein bkz. Larry Dossey, Healing Words: The Power of Prayer and the Practice of Medicine (San Francisco: Harper, 1993).

[117]

Stenger, Has Science Found God? ss. 237-255.

[118] K. Y. Cha, D. P. Wirth ve R. A. Lobo, "Does Prayer Influence the Success of In Vitro Fertilization-Embryo Transfer? Report of a Masked, Randomized Trial," Journal of Reproductive Medicine 46, no.9 (Eyll 2001): 781-787.

[119] Timothy Johnson, "Praying for Pregnancy: Study Says Prayer Helps Women Get Pregnant," ABC Television, Gnaydn Amerika, 4 Ekim 2001.

[120] Bruce L. Flamm, "Faith Healing by Prayer," balkl inceleme: K. Y. Cha, D. P. Wirth ve R. A. Lobo "Does Prayer Influence the Success of In Vitro Fertilization-Embryo Transfer?", Scientific Review of Alternative Medicine 6, no.1 (2002): 47-50; Bruce L. Flamm, "Faith Healing Confronts Modern Medicine," Scientific Review of Alternative Medicine 8, no.1 (2004): 9-14.

[121] Referanslar iin bkz. Flamm, "Faith Healing Confronts Modern Medicine."

[122] Dossey, editre yant mektubu, Southern California Physician (Aralk 2001): 46.

[123] Leonard Leibovici, "Effects of Remote, Retroactive Intercessory Prayer on Outcomes in Patients with Bloodstream Infections: A Controlled Trial," British Medical Journal 323 (2001): 1450-1451.

[124] Leonard Leibovici, "Alternative (Complementary) Medicine: A Cuckoo in the Nest of Empiricist Reed Warblers," British Medical Journal 319 (1999): 1629-1631.

[125] Brian Olshansky ve Larry Dossey, "Retroactive Prayer: A Preposterous Hypothesis?" British Medical Journal 327 (2003): 1460-1463.

[126]

Bishop ve Stenger, "Retroactive Prayer."

[127] Victor J. Stenger, The Unconscious Quantum: Metaphysics in Modern Physics and Cosmology (Amherst, NY: Prometheus Books, 1995).

[128] Victor J. Stenger, Timeless Reality: Symmetry, Simplicity, and Multiple Universes (Amherst, NY: Prometheus Books, 2000).

[129] Randolph C. Byrd, "Positive Therapeutic Effects of Intercessory Prayer in a Coronary Care Unit Population," Southern Medical Journal 81, no.7 (1988): 826-829; W. S. Harris vd. , "A Randomized, Controlled Trial of the Effects of Remote, Intercessory Prayer on Outcomes in Patients Admitted to the Coronary Care Unit," Archives of Internal Medicine 159 (1999): 2273-2278.

[130] M. W. Krucoff ve dierleri , "Music, Imagery, Touch, and Prayer as Adjuncts to Interventional Cardiac Care: The Monitoring and Actualization of Noetic Trainings (MANTRA) II Randomized Study," Lancet 366 (16 Temmuz, 2005): 211-217.

[131] Nathan Bupp, "Follow-up Study on Prayer Therapy May Help Refute False and Misleading Information about Earlier Prayer Study," Commission for Scientific Medicine and Mental Health,

http://csmmh.org/prayer/ MANTRA.release.htm, 22 Temmuz 2005.

[132]

Center for Spirituality, Theology and Health,

http: //www.duke spiritualityandhealth.org/books/

[133] H. Benson ve di., "Study of the Therapeutic Effects of Intercessory Prayer (STEP) in Cardiac Bypass Patients: A Multicenter Randomized Trial of Uncertainty and Certainty of Receiving Intercessory Prayer," American Heart Journal 151, no.4 (2006): 934-942.

[134]

Korintliler 15: 14.

[135] Corliss Lamont, The Illusion of Immortality, 5. bas. (New York: Continuum, 1990).

[136]

a. g. e. , ss.43-44.

[137]

Stenger, Has Science Found God? ss. 290-299.

[138] . Susan Blackmore, Dying to Live: Near-Death Experiences (Amherst, NY: Prometheus Books, 1993).

[139] Mark Fox, Religion, Spirituality, and the Near-Death Experience (New York: Routledge, 2003).

[140] Nancey Murphy Whatever Happened to the Soul? Scientific and Theological Portraits of Human Nature, ed. Warren S. Brown, Nancey Murphy ve H. Newton Malony (Minneapolis: Fortress Press, 1998), s. 18.

[141]

a. g. e. , s. 25.

[142] Warren S. Brown, Whatever Happened to the Soul? Scientific and Theological Portraits of Human Nature, ed. Warren S. Brown, Nancey Murphy ve H. Newton Malony (Minneapolis: Fortress Press, 1998), s. 102.

[143]

a. g. e., s. 125.

[144] Gncel aratrmalar nda zihin-beden sorununun felsefi ynne dair okumalar iin: Daniel Dennett, Consciousness Explained (Boston: Little, Brown, 1991); Patricia Smith Churchland, Neurophilosophy: Toward a Unified Science of the Mind/Brain (Cambridge, MA: MIT Press, 1996); Paul M. Churchland, The Engine of Reason, the Seat of the Soul: A Philosophical Journey into the Brain (Cambridge, MA: MIT Press, 1996); George Lakoff ve Mark Johnson, Philosophy in the Flesh: The Embodied Mind and Its Challenge to Western Thought (New York: Basic Books, 1999).

[145] Enerjinin korunumu hemen kabul edilmemiti ama Newton fiziinde st kapal olarak bulunuyordu.

[146] Richard Swinburne, The Existence of God (Oxford: Clarendon Press, 1979), s. 229.

[147] Yaygn kan, duraan ile kinetik enerji arasnda sadece nkleer reaksiyonlarn dnt ynndedir. Bu kimyasal reaksiyonlarda da olur. Ancak bu durumda tepkenlerin ktlelerindeki deiimler genelde fark edilmeyecek kadar kktr.

[148] Stephen Hawking, A Brief History of Time: From the Big Bang to Black Holes (Newyork: Bantam, 1988), s. 129

[149] Teknik adan, evrenin toplam enerjisi genel grelilikteki mmkn her durum iin tanmlanamaz. Ancak V. Faraoni ve F. I. Cooperstock, "On the Total Energy of Open Friedmann RobertsonWalker Universes," Astrophysical Journal 587 (2003): 483-486'da evrenin toplam enerjisinin en bilinen kozmoloji trlerinde tanmland ve bunlarda sfr olduu gsterilmitir. Bunlara younluun kritik olduu durum da dahildir.

[150] Alan Guth, The Inflationary Universe (New York: AddisonWesley, 1997).

[151] Bu erilerin matematiksel karl Bilim Tanr'y Buldu mu? adl kitabmn C ekinde gsterilmitir.

[152] Matematiksel ispat Bilim Tanr'y Buldu mu? adl kitabmn A ekinde gsterilmitir.

[153] Papa Pius XII, "The Proofs for the Existence of God in the Light of Modern Natural Science," Papa'nn 22 Kasm 1951 tarihli konumas.

[154] William Lane Craig ve Quentin Smith, Theism, Atheism, and Big Bang Cosmology (Oxford: Clarendon Press, 1997).

[155] Clifford M. Will, Was Einstein Right? Putting General Relativity to the Test (New York: Basic Books, 1986).

[156] Stephen W. Hawking ve Roger Penrose, "The Singularities of Gravitational Collapse and Cosmology," Proceedings of the Royal Society of London, series A, 314 (1970): 529-548.

[157]

Hawking, Zamann Ksa Tarihi. (Milliyet Yay.)

[158] Keith Parsons, "Is There a Case for Christian Theism?" Does God Exist? The Debate between Theists & Atheists, J. P. Moreland ve Kai Nielsen (Amherst, NY: Prometheus Books, 1993), s. 177 iinde; ayrca bkz., Wes Morriston, "Creation Ex Nihilo and the Big Bang", Philo 5, no.1 (2002): 23-33.

[159] William Lane Craig, The Kalm Cosmological Argument, Library of Philosophy and Religion (London: Macmillan, 1979); The Cosmological Argument from Plato to Leibniz, Library of Philosophy and Religion (London: Macmillan, 1980).

[160] Craig ve Smith Theism, Atheism, and Big Bang Cosmology iinde Smith'in yazd blm; Graham Oppy, "Arguing About The Kalam Cosmological Argument," Philo 5, no.1 (Spring/Summer 2002): 34-61 ve iindeki referanslar; Arnold Guminski, "The Kalam Cosmological Argument: The Questions of the Metaphysical Possibility of an Infinite Set of Real Entities," Philo 5, no.2 (Fall/Winter 2002): 196-215; Nicholas Everitt, The Non-Existence of God (London, New York: Routledge, 2004), ss. 68-72.

[161] David Bohm ve B. J. Hiley, The Undivided Universe: An Ontological Interpretation of Quantum Mechanics (London: Routledge, 1993).

[162] Bu konuyu Victor J. Stenger, The Unconscious Quantum: Metaphysics in Modern Physics and Cosmology (Amherst, NY: Prometheus Books, 1995) kitabmda ayrntsyla tartyorum.

[163] . Planck sabiti h sfra getirildiinde kuantum mekanii klasik mekanie dnr.

[164] David Atkatz ve Heinz Pagels, "Origin of the Universe as Quantum Tunneling Event," Physical Review D25 (1982): 2065-2067; Alexander Vilenkin, "Birth of Inflationary Universes," Physical Review D27 (1983): 2848-2355; David Atkatz, "Quantum Cosmology for Pedestrians," American Journal of Physics 62 (1994): 619-627.

[165] Victor J. Stenger, The Comprehensible Cosmos: Where Do the Laws of Physics Come From? (Amherst, NY: Prometheus Books, 2006), ek H.

[166] J. B. Hartle ve S. W. Hawking, "Wave Function of the Universe," Physical Review D28 (1983): 2960-2975.

[167]

Hawking, Zamann Ksa Tarihi.

[168] E. P. Tryon, "Is the Universe a Quantum Fluctuation?" Nature 246 (1973): 396-397; Atkatz ve Pagels, "Origin of the Universe as Quantum Tunneling Event"; Alexander Vilenkin, "Quantum Creation of Universes," Physical Review D30 (1984): 509; Andre Linde, "Quantum Creation of the Inflationary Universe," Lettere Al Nuovo Cimento 39 (1984): 401-405; T. R. Mongan, "Simple Quantum Cosmology: Vacuum Energy and Initial State," General Relativity and Gravitation 37 (2005): 967-970.

[169]

Stenger, Comprehensible Cosmos.

[170] E. Noether, "Invarianten beliebiger Differentialausdrcke," Nachr. d. Knig. Gesellsch. d. Wiss. zu Gttingen, Math-phys. Klasse (1918): 37-44; Nina Byers, "E. Noether's Discovery of the Deep Connection between Symmetries and Conservation Laws," Israel Mathematical Conference Proceedings 12 (1999),

http: //www. physics. ucla. edu/~cwp/articles/ noether. asg/noether. html. Bu adres Noether'in ngilizce evirisi de dahil olmak zere zgn makalesine balant vermektedir.

[171] Walter Truett Anderson, The Truth about the Truth (New York: Jeremy P. Tarcher/Putnam, 1996).

[172] Bede Rundle, Why There Is Something Rather Than Nothing (Oxford: Clarendon Press, 2004).

[173] Frank Wilczek, "The Cosmic Asymmetry between Matter and Antimatter," Scientific American 243, no.6 (1980): 82-90.

[174]

Stenger, The Comprehensible Cosmos, ek H.

[175] Hugh Ross, The Creator and the Cosmos: How the Greatest Scientific Discoveries of the Century Reveal God, gzden geirilmi bask. (Colorado Springs: Navpress, 1995), Sf. 138-145.

[176] Guillermo Gonzalez ve Jay W. Richards, The Privileged Planet: How Our Place in the Cosmos s Designed for Discovery (Washington, DC: Regnery, 2004), s. 335.

[177] Clifford M. Will, Was Einstein Right? Putting General Relativity to the Test (New York: Basic Books, 1986).

[178]

Voltaire, Candide (1759).

[179]

Center for Science and Culture,

http: //www. discovery. org/csc/fellows. php

[180] Barbara Forrest ve Paul R. Gross, Creationism's Trojan Horse: The Wedge of Intelligent Design (Oxford ve New York: Oxford University Press, 2004).

[181] Tommy Nguyen, "Smithsonian Distances Itself from Controversial Film," Washington Post, 2 Haziran 2005.

[182] Peter D. Ward ve Donald Brownlee, Rare Earth: Why Complex Life is Uncommon in the Universe (New York: Copernicus, 2000).

[183] David J. Darling, Life Everywhere: The Maverick Science of Astrobiology (New York: Basic Books, 2001).

[184]

a. g. e. , ss. 95-110.

[185] Richard Swinburne, "Argument from the Fine-Tuning of the Universe" Modern Cosmology and Philosophy, ed. John Leslie (Amherst, NY: Prometheus Books, 1998), ss. 160-179; George Ellis, Before the Beginning: Cosmology Explained (London, New York: Boyars/ Bowerdean, 1993); Ross, The Creator and the Cosmos; Patrick Glynn, God: The Evidence (Rocklin, CA: Prima Publishing, 1997); Dean L. Overman, A Case Against Accident and Self-Organization (New York, Oxford: Rowman & Littlefield, 1997).

[186] Brandon Carter, "Large Number Coincidences and the Anthropic Principle in Cosmology" Confrontation of Cosmological Theory with Astronomical Data, ed. M. S. Longair (Dordrecht: Reidel, 1974), ss. 291-298. Modern Cosmology and Philosophy, ed. John Leslie (Amherst, NY: Prometheus Books), 1998, ss. 131-139 iinde yeniden yaynlanmtr.

[187] John D. Barrow ve Frank J. Tipler, The Anthropic Cosmological Principle (Oxford: Oxford University Press, 1986).

[188]

Bkz. "Anthropics"

http: //www. colorado. edu/philosophy/vstenger/anthro. html

[189] J. J. Davis, "The Design Argument, Cosmic Fine Tuning' and the Anthropic Principle," Philosophy of Religion 22 (1987): 139-150.

[190] Neil A. Manson, "There Is No Adequate Definition of Finetuned for Life, '" Inquiry 43 (2000): 341-352.

[191] Robert Klee, "The Revenge of Pythagoras: How a Mathematical Sharp Practice Undermines the Contemporary Design Argument in Astrophysical Cosmology," British Journal for the Philosophy of Science 53 (2002): 331-354.

[192] F. Hoyle ve di., "A State in C12 Predicted from Astrophysical Evidence," Physical Review Letters 92 (1953): 1095.

[193] h Planck sabiti, c k hz ve 0, serbest uzay geirgenlii ad verilen bir elektriksel sabitken = h/2 olduunda, birim sistemine bal olarak, = e2/ c veya e2/40c'dir. 'nn alak enerji deeri 1/137'dir.

[194] W. H. Press ve A. P. Lightman, "Dependence of Macrophysical Phenomena on the Values of the Fundamental Constants," Philosophical Transactions of the Royal Society of London A 310 (1983): 323-336; B. J. Carr and M. J. Rees, "The Anthropic Principle and the Structure of the Physical World," Nature 278 (1979): 606-612.

[195] Victor J. Stenger, The Unconscious Quantum: Metaphysics in Modern Physics and Cosmology (Amherst, NY: Prometheus Books, 1995), ss. 236-238; "Natural Explanations for the Anthropic Coincidences," Philo 3, no.2 (2001): 50-67.

[196] rnek iin bkz. R. Totten, "The Intelligent Design of the Cosmos: A Mathematical Proof" (2000),

http: //www. geocities. com/worldview_3/mathprfcosmos. html

[197] Anthony Aguire, "The Cold Big-Bang Cosmology as a Counterexample to Several Anthropic Arguments," Physical Review D64 (2001): 083508.

[198] Craig J. Hogan, "Why the Universe Is Just So," Reviews of Modern Physics 72 (2000): 1149-1161.

[199] Takashi Nakamura, H. Uehara ve T. Chiba, "The Minimum Mass of the First Stars and the Anthropic Principle," Progress of Theoretical Physics 97 (1997): 169-171.

[200] Gordon L. Kane, Michael J. Perry ve Anna N. Zytkow, "The Beginning of the End of the Anthropic Principle," New Astronomy 7 (2002): 45-53.

[201] M. Livio ve di., "The Anthropic Significance of the Existence of an Excited State of 12C," Nature 340 (1989): 281-284.

[202] Steven Weinberg, "A Designer Universe?" New York Review of Books, October 21, 1999. Skeptical Inquirer (Eyll/Ekim 2001): 64-68 iinde yeniden yaynlanmtr.

[203] Alt indisler proton saylarn, st indisler proton ve ntron saylarn gsterir. Her saynn toplam metinde bahsedilenlerde grlecei gibi, bir nkleer reaksiyon iinde korunur.

[204] Demirden ar elementler yalnzca spernovaya dnen masif yldzlarda retilir.

[205] Stanley L. Miller, "A Production of Amino Acids under Possible Primitive Earth Conditions," Science 117 (1953): 528-529.

[206]

Overman, A Case Against Accident and Self-Organization, ss.

41-49.

[207]

Darling, Life Everywhere, ss. 33-35.

[208] Steven Weinberg, "The Cosmological Constant Problem," Reviews of Modern Physics 61 (1989): 1-23.

[209] A. Reiss ve di., "Observational Evidence from Supernovae for an Accelerating Universe and a Cosmological Constant," Astronomical Journal 116 (1998): 1009-1038; S. Perlmutter et al. , "Measurements of Omega and Lambda from 42 High-Redshift Supernovae," Astrophysical Journal 517 (1999): 565-586.

[210] Victor J. Stenger, The Comprehensible Cosmos: Where Do the Laws of Physics Come From? (Amherst, NY: Prometheus Books, 2006).

[211] Lawrence Krauss, Quintessence: The Mystery of the Missing Mass in the Universe (New York: Basic Books, 2000).

[212] Gilbert Fulmer, "A Fatal Logical Flaw in Anthropic Design Principle Arguments," International Journal for Philosophy of Religion 49 (2001): 101-110.

[213]

Martin Wagner, zel grme.

[214] . Kip S. Thorne, Black Holes & Time Warps: Einstein's Outrageous Legacy (New York: Norton, 1994).

[215] Paul Davies, The Cosmic Blueprint (New York: Simon and Schuster, 1988; Radnor, PA: Templeton Foundation Press, 2004); "Multiverse or Design: Reflections on a Third Way," Proceedings of Universe or Multiverse? Stanford University (Mart 2003),

http: //aca. mq. edu. verse_StanfordUniv_March2003. pdf

au/PaulDavies/Multi-

[216]

Christian de Duve, Vital Dust (New York: Basic Books, 1995).

[217] Stuart Kauffman, At Home in the Universe: The Search for the Laws of Self-Organization and Complexity (New York and Oxford: Oxford University Press, 1995).

[218] Warren S. Brown, Nancey Murphy, ve H. Newton Malony, eds. , Whatever Happened to the Soul? Scientific and Theological Portraits of Human Nature (Minneapolis: Fortress Press, 1998).

[219] Steven Johnson, Emergence: The Connected Lives of Ants, Brains, Cities, and Software (New York: Touchstone, 2001).

[220] Christoph Adami, Introduction to Artificial Life (New York: Springer, 1998); Christoph Adami, Charles Ofria ve Travis C. Collier, "Evolution of Biological Complexity," Proceedings of the National Academy of Sciences USA 97 (2000): 4463-4468.

[221] Max Tegmark, "Does the Universe In Fact Contain Almost No Information?" Foundations of Physics Letters 9, no.1 (1996): 25-42.

[222] Deepak Chopra, Quantum Healing: Exploring the Frontiers of Mind/Body Medicine (New York: Bantam, 1989); Ageless Body, Timeless Mind: The Quantum Alternative to Growing Old (New York: Random House, 1993).

[223]

Stenger, The Unconscious Quantum.

[224] Roni Harnik, Graham D. Kribs ve Gilad Perez, "A Universe without Weak Interactions," Physical Review D74 (2006): 035006.

[225] Archer L. Gleason, Encyclopedia of Bible Difficulties (Grand Rapids, MI: Zondervan, 2001), s. 23.

[226] rnek iin bkz. Yaratl 1:6-8; Tarihler 16:30; Mezmurlar 93:1, 96:10, 104:5; Yeu 45:18. Yeu 40:22 blmlerinde Dnya iin "daire" denir. Daire, yassdr.

[227] Kutsal Kitap'taki Yaratl yksn bilimle tutarl klma giriimleri iin bkz. Gerald L. Schroeder, Genesis and the Big Bang: The Discovery of the Harmony between Modern Science and the Bible (New York: Bantam Books, 1992); The Science of God: The Convergence of Scientific and Biblical Wisdom (New York: Broadway Books, 1998); The Hidden Face of God: How Science Reveals the Ultimate Truth (New York: Free Press, 2001). ncelemeler iin bkz. Victor J. Stenger, "Fitting the Bible to the Data," Skeptical Inquirer 23 no.4 (1999):67, ayrca Secular Web,

http: //www. infidels. org/library/modern/vic_stenger/schrev. html Sf. 165-70 ve Mark Perakh, "Not a Very Big Bang about Genesis" (December 2001), Talk Reason, http: //www. talkreason. org/articles/schroeder. cfm

[228] Bu ksm benim iin tekrar Biblespeak'te yazmasndan dolay Brent Meeker'a teekkr ediyorum.

[229] Josh McDowell, Evidence That Demands a Verdict (San Bernardino, CA: Here's Life Publishers, 1972, 1979).

[230] Blm blm eletirisi iin bkz., ed., Jeffery Jay Lowder, "The Jury Is In: The Ruling on McDowell's Evidence." Secular Web,

http: //www. infdels. org/library/modern/jeff_lowder/jury/. Bu makaleler 1997-1999 arasn kapsamaktadr.

[231]

McDowell, Evidence That Demands, ss. 141-166.

[232]

a. g. e., s. 145.

[233] Randel Helms, Gospel Fictions (Amherst, NY: Prometheus Books, 1988), s. 59.

[234] Elizabeth F. Loftus, Eyewitness Testimony (Cambridge, MA: Harvard University Press, 1996).

[235] Everitt Ferguson, Background of Early Christianity, 3d ed. (Grand Rapids, MI: W. B. Eerdmans, 2003), s. 488.

[236] Timothy Freke ve Peter Gandy, The Jesus Mysteries: Was the "Original Jesus" a Pagan God? (New York: Harmony Books, 1999), s. 133.

[237] William Lane Craig, "The Historicity of the Empty Tomb of Jesus," New Testament Studies 31 (1985): 39-67,

http: //www. leaderu. com/offices/billcraig/docs/tomb2. html

[238]

Frekeve Gandy, The Jesus Mysteries.

[239]

Ferguson, Background of Early Christianity, ss. 297-300.

[240] Mesela bkz., Philostratus, The Life of Apollonius of Tyana, aktaran Helms, Gospel Fictions, s. 9.

[241]

Helms, Gospel Fictions.

[242] Joseph R. Hoffmann ve Gerald A. Larue, eds., Jesus in History and Myth (Amherst, NY: Prometheus Books, 1986); G. A. Wells, The Historical Evidence for Jesus (Amherst, NY: Prometheus Books, 1988); Earl Doherty, The Jesus Puzzle: Did Christianity Begin with a Mythical Christ? (Ottawa: Canadian Humanist Publications, 1999).

[243]

Hugh Ross, "Fulfilled Prophecy,"

http: //www. reasons. org/resources/apologetics/prophecy. shtml

[244] Tim Callahan, Bible Prophecy: Failure or Fulfillment (Altadena, CA: Millennium Press, 1997), s. 47.

[245] Angela M. H. Schuster, "Not Phillip II of Macedon," Archaeology (20 Nisan 2000),

http: //www. archaeology. org/online/features/macedon/

[246] Joe Nickell, Inquest on the Shroud of Turin (Amherst, NY: Prometheus Books, 1987).

[247] Joe Nickell, "Bone (Box) of Contention: James Ossuary," Skeptical Inquirer 27, no.2 (Mart/Nisan 2003): 19-22. James Kemik Odas zerine uzman makaleleri iin,

http: //www. bibleinterp. com/articles/James_Ossuary_essays. htm

[248] Israel Finkelstein ve Neil Asher Silberman, The Bible Unearthed: Archaeology's New Vision of Ancient Israel and the Origin of Its Sacred Texts (New York: Free Press, 2001).

[249]

a. g. e., s. 57.

[250]

a. g. e., s. 62.

[251]

a. g. e., s. 63.

[252] William G. Dever, Recent Archaeological Discoveries and Biblical Research (Seattle and London: University ofWashington Press, 1990), s. 25.

[253] Dever, Recent Archaeological Discoveries, Sf. 48; Finkelstein and Silberman, The Bible Unearthed, ss. 81-82.

[254]

Finkelstein ve Silberman, The Bible Unearthed, ss. 33-38.

[255]

a. g. e., ss. 128-131.

[256] Aktarlan yer, Biblical Archaelogical Review 31, no.1 (Ocak/ ubat 2005):16-17.

[257]

a. g. e.

[258]

Finkelstein ve Silberman, The Bible Unearthed, s. 133.

[259] Phillip E. Johnson, Darwin on Trial (Downers Grove, IL: InterVarsity Press, 1991).

[260] Federal Hapishaneler Brosu aratrma analisti Denise Golumbaski'nin Rod Swift'e yazd 5 Mart 1997 tarihli mektuba gre.

http: //www. holysmoke. org/icr-pri. htm

[261] Ruth Miller, Larry S. Miller, ve Mary R. Langenbrunner, "Religiosity and Child Sexual Abuse: A Risk Factor Assessment," Journal of Child Sexual Abuse 6, no.4 (1997): 14-34.

[262] Michael Franklin ve Marian Hetherly, "How Fundamentalism Affects Society," Humanist 57 (Eyll/Ekim 1997): 25.

[263] Ronald J. Sider, "The Scandal of the Evangelical Conscience," Christianity Today 11, no.1 (Ocak/ubat 2005): 8,

http: //www. christianitytoday. com/bc/2005/001/3. 8. html

[264] Solomon Asch, Social Psychology (Englewood Cliffs, NJ: Prentice-Hall, 1952), ss. 378-379.

[265] Theodore Schick Jr., "Is Morality a Matter of Taste? Why Professional Ethicists Think That Morality Is Not Purely Subjective," Free Inquiry 18, no.4 (1998): 32-34.

[266] Altn Kural'a dair tarihsel ifadeler iin bkz. Michael Shermer, The Science of Good & Evil: Why People Cheat, Gossip, Care, Share, and Follow the Golden Rule (New York: Times Books, 2004), s. 23.

[267]

Alntlar iin Eleanor Binnings'e minnettarm.

[268] Joseph McCabe, The Sources of Morality of the Gospels (London: Watts and Co., 1914), s. 209, aktaran: George Smith, Atheism: The Case Against God (Amherst, NY: Prometheus Books, 1989), s. 317.

[269] Richard Carrier, "The Real Ten Commandments," Internet Infidels Library (2000),

http: //www. infidels.org/library/modern/features/2000/carrier2. html

[270] Hammurabi Kanunlar'nn metni L. W. King evirisiyle urada bulunabilir:

http: //www. fordham. edu/halsall/ancient/hamcode. html. Bu sitede ayrca Charles F. Thorne (1915) tarafndan yaplan yorumla Claude Hermann Walter Johns'un konuyla ilgili Encyclopaedia Brittanica (11. bask) maddesine yazd yaz da bulunabilir.

[271]

Carrier, "The Real Ten Commandments."

[272] Richard Furman, "Exposition of the View of the Baptists Relative to the Colored Population of the United States to the Governor of South Carolina 1822,"

http: //alpha. furman. edu/~benson/docs/rcd-fmn1. htm

[273] Alexander Campbell, "Our Position to American SlaveryNo.V," Millennial Harbinger, ser. 3, vol. 2 (1845): 193.

[274] Jefferson Davis, "Inaugural Address as Provisional President of the Confederacy," Montgomery, AL, ubat 18, 1861, Confederate States of America Congressional Journal 1 (1861): 64-66; aktaran, Dunbar Rowland, Jefferson Davis's Place in History as Revealed in His Letters, Papers, and Speeches, cilt 10 (Jackson, MS: Torgerson Pres, 1923) s. 286.

[275] Melvin Patrick Ely, Israel on the Appomattox: A Southern Experiment in Black Freedom from the 1790s through the Civil War (New York: Alfred A. Knopf, 2005).

[276] John T. Noonan Jr., A Church That Can and Cannot Change: The Development of Catholic Moral Teaching (Notre Dame, IN: University of Notre Dame Press, 2005).

[277]

a. g. e.

[278] Jean Markale, Montsgur and the Mystery of the Cathars, (Rochester, VT: Inner Traditions, 2003).

[279] Din adna yaplan gaddarlklar iin bkz. James A. Haught, Holy Horrors: An Illustrated History of Religious Murder and Madness (Amherst, NY: Prometheus Books, 1990).

[280] Joan Acocella, "Holy Smoke; What Were the Crusades Really About?" New Yorker, 13 Aralk, 2004.

[281]

CNN, 27 Mart, 1996,

http: //www. cnn. com/WORLD/9603/amir_verdict/

[282]

Associated Press, 2 Eyll, 2003,

http: //www. fadp. org/news/TampaBayOnline-20030903. htm

[283]

Associated Press, 12 Temmuz, 2005, //www.guardian.co.uk/worldlatest/story/

http: 0,1280,-5136448,00.html

[284] Dean E. Murphy ve Neela Banjeree, "Catholics in U. S. Keep Faith, but Live with Contradictions," New York Times, 11 Nisan, 2005.

[285]

Smith, Atheism: The Case Against God, s. 313.

[286] Walter Kaufmann, The Faith of a Heretic, paperback ed. (New York: Doubleday, 1963), s. 216.

[287]

Saturday Review makalesinden. 16 Nisan 1895.

[288] Marc Hauser ve Peter Singer, "Morality without Religion," Free Inquiry 26, no.1 (Aralk 2005/Ocak 2006): 18-19.

[289] Paul Kurtz, Forbidden Fruit: The Ethics of Humanism (Amherst, NY: Prometheus Books, 1988).

[290] Robert Axelrod, The Evolution of Cooperation (New York: Basic Books, 1984); Richard D. Alexander, The Biology of Moral Systems (Hawthorne, NY: Aldine de Gruyter, 1987); Robert Wright, The Moral Animal: Why We Are the Way We Are: The New Science of Evolutionary Psychology (New York: Vintage Books, 1994); Frans B. M. de Wall, Good Natured: The Origins of Right and Wrong in Humans and Other Animals (Cambridge, MS: Harvard University Press, 1996); Larry Arnhart, Darwinian Natural Right; The Biological Ethics of Human Nature (Albany, NY: State University of New York Press, 1998); Leonard D. Katz, ed., Evolutionary Origins of Morality: CrossDisciplinary Perspectives (Bowling Green, OH: Imprint Academic, 2000); Jessica C. Flack ve Frans B. M. de Wall, "Any Animal Whatever' Darwinian Building Blocks of Morality in Monkeys and Apes," Journal of Consciousness Studies 7, nos. 1-2 (2000): 1-29; Donald M. Broom, The Evolution of Morality and Religion (Cambridge: Cambridge University Press, 2003); Shermer, The Science of Good & Evil.

[291]

Shermer, The Science of Good & Evil, ss. 26-31.

[292]

Thomas Aquinas, Summa Theologica, 4. Yol.

[293]

William Lane Craig, "The Absurdity of Life without God,"

http: //www. hisdefense. org/audio/wc_audio. html

[294] Dier bilim insanlaryla birlikte din zerine bir diyalogda. Freedom From Religion Vakf tarafndan 28 Austos 2000'de ABD bakan yardmcs aday Senatr Joseph Lieberman'a gnderilen ak mektup iinde alntlanmtr.

[295] Ed., Michael Martin ve Ricki Monnier., The Impossibility of God (Amherst, NY: Prometheus Books, 2003), s. 59

[296] Bu ikilem Platon'un Eutyphro diyalogunda sunulmutur ve pek ok felsefe kitabnda tartlmtr.

[297] Kai Nielsen, Ethics without God, gzden geirilmi bask, (Amherst, NY: Prometheus Books, 1990), s. 10.

[298] Harold S. Kushner, When Bad Things Happen to Good People (New York: Avon Books, 1987).

[299]

Warner Bros., 1977.

[300] J. J. Mackie, "Evil and Omnipotence," Mind 64 (1955): 200-212; ed. Martin ve Monnier, The Impossibility of God, ss. 61-105 iinde yeniden yaynlanmtr.

[301] Erik J. Wielenberg, Value and Virtue in a Godless Universe (Cambridge: Cambridge University Press, 2005), s. 51.

[302] Julian Baggini ve Jeremy Stranghorn, What Philosophers Think (London: Continuum, 2003), s. 109.

[303] Michael Huemer, "Some Failed Responses to the Problem of Evil," Teoloji forumunda konuma; Colorado niversitesi, 16 ubat 2005.

[304] 11 Eyll 2001 olaylarna dinsel tepkilere dair tartmam iin, bkz.. Victor J. Stenger, Has Science Found God? The Latest Results in the Search for Purpose in the Universe (Amherst, NY: Prometheus Books, 2003), ss. 9-12.

[305] Jonathan Kirsch, God Against the Gods: The History of the War between Monotheism and Polytheism (New York: Viking Compass, 2004).

[306] Nicholas Everitt, The Non-Existence of God (London, New York: Routledge, 2004), s. 236.

[307] Paul Bloom, Descartes' Baby: How the Science of Child Development Explains What Makes Us Human (New York: Basic Books, 2004).

[308]

Victor J. Stenger, Bilim Tanr'y Buldu mu? 11. Blm.

[309] Papa John Paul II, Bilimler Akademisi Konumas, 28 Ekim 1986, L'Osservatore Romano, s. 22.

[310] Dalai Lama, The Universe in a Single Atom: The Convergence of Science and Spirituality (New York: Random House, 2005).

[311] Phillip E. Johnson ve Howard van Till, "God and Evolution: An Exchange," First Things 34 (1993): 32-41.

[312]

A. g. e.

[313] John L. Schellenberg, Divine Hiddenness and Human Reason (Ithaca, NY: Cornell University Press, 1993).

[314] John L. Schellenberg, "The Problem of Hiddenness and the Problem of Evil", Colorado niversitesi Teoloji Forumunda sunulan metin, Ekim 2004.

[315] Theodore M. Drange, Nonbelief and Evil: Two Arguments for the Nonexistence of God (Amherst, NY: Prometheus Books, 1998), s. 23.

[316]

Schellenberg, Divine Hiddenness and Human Reason, s. 1.

[317] J. J. Mackie, "Evil and Omnipotence," Mind 64 (1955): 200-212; Keith Parsons, God and the Burden of Proof: Platinga, Swinburne, and the Analytical Defense of Theism (Amherst, NY: Prometheus Books, 1989); Drange, Nonbelief and Evil.

[318] Jeff Cook, "The Problem of Divine Hiddenness." Colorado niversitesi Teoloji Forumu, konferans sunumu, 2004.

[319]

Evan Fales, "Despair, Optimism, and Rebellion,"

http: //www. infidels. org/library/modern/evan_fales/despair. html

[320]

Voltaire, mektup tarznda yazlm bir iirden, 1768.

[321] rnein bkz. Daniel Dennett, Breaking the Spell: Religion as a Natural Phenomenon (New York: Viking Penguin, 2006).

[322] Justin L. Barrett, Why Would Anyone Believe in God? (Walnut Creek, CA: AltaMira Press, 2004).

[323] V. S. Ramachandran, "God and the Temporal Lobes of the Brain," "Human Selves and Transcendental Experiences: A Dialogue of Science and Religion," San Diego, California, 31 Ocak 1998; Matthew Alper, The "God" Part of the Brain: A Scientific Interpretation of Human Spirituality and God (Brooklyn, NY: Rogue Press, 2001); Andrew Newberg ve Eugene d'Aquili, Why God Won't Go Away (New York: Ballantine Books, 2001); Pascal Boyer, Religion Explained: The Evolutionary Origin of Religious Thought (New York: Basic Books, 2001); Donald M. Broom, The Evolution of Morality and Religion (Cambridge: Cambridge University Press, 2003).

[324] Dean H. Hamer, The God Gene: How Faith Is Hardwired into Our Genes (New York: Doubleday, 2004).

[325] Paul Bloom, Descartes' Baby: How the Science of Child Development Explains What Makes Us Human (New York: Basic Books. 2004); "Is God an Accident?" Atlantic 296, no.5 (Aralk 2005): 105-112.

[326]

Boyer, Religion Explained.

[327] Stewart Elliott Guthrie, Faces in the Clouds: A New Theory of Religion (New York, Oxford: Oxford University Press, 1993).

[328] Nicholas D. Kristof, "God and Evolution," New York Times, 12 ubat 2005, s. 17.

[329] Chris Mooney, The Republican War on Science (New York: Perseus Books Group, 2005).

[330] Peter Singer, The President of God and Evil: The Ethics of George W. Bush (New York: Dutton, 2004), s. 208.

[331] Kimberly Blaker, ed. , The Fundamentals of Extremism: The Christian Right in America (New Boston, MI: New Boston Books, 2003), s. 13.

[332] Antonin Scalia, "God's Justice and Ours," First Things 123 (May 2002): 17-21.

[333]

a. g. e.

[334] rnein bkz. James A. Haught, Holy Horrors: An Illustrated History of Religious Murder and Madness (Amherst, NY: Prometheus Books, 1990).

[335] Sam Harris, The End of Faith: Religion, Terror, and the Future of Reason (New York: Norton, 2004), s. 26.

[336] Jack Nelson-Pallmeyer, Is Religion Killing Us? Violence in the Bible and the Quran (Harrisburg, PA: Trinity Press International, 2003), s. 146.

[337] Gregory S. Paul, "The Great Scandal: Christianity's Role in the Rise of the Nazis," Free Inquiry 23, no.4 (Ekim/Kasm 2003): 20-29; 24, no.1 (Aralk 2003/Ocak 2004): 28-34.

[338]

a. g. e. , ss. 103-104.

[339]

Adolf Hitler, Mein Kampf, cilt 1, bl. 2.

[340] Don Monkerud, "Faith No More," In These Times 27, no.9 (10 Mart 2003). nternet adresi:

http://inthesetimes.com/comments. php?id=105_0_2_0_C

[341]

Blaker, The Fundamentals of Extremism.

[342] Konuyla ilgili tartmalar iin, bkz. Harris, The End of Faith; Richard Dawkins, Tanr Yanlgs; Sam Harris, Letter to a Christian Nation (New York: Alfred A. Knopf, 2006).

[343] Bu blmde u eserden oka yararlandm: Erik J. Wielenberg, Value and Virtue in a Godless Universe (Cambridge, New York: Cambridge University Press, 2005).

[344]

William Lane Craig, "The Absurdity of Life without God."

http: //www. hisdefense. org/audio/wc_audio. html

[345]

Wielenberg, Value and Virtue in a Godless Universe, s. 30.

[346] Thomas Nagel, Mortal Questions (Cambridge: Cambridge University Press, 1979), s. 11.

[347] Aristotle, Nicomachean Ethics, ev. Martin Ostwald (Englewood Cliffs, NJ: Prentice-Hall, 1962), s. 8. Ayrca bkz. Wielenberg, Value and Virtue in a Godless Universe, ss. 24-25.

[348] Peter Singer, How Are We to Live? Ethics in an Age of Self-Interest (Amherst, NY: Prometheus Books, 1995), s. 195.

[349] Kai Nielsen, Ethics without God, (Amherst, NY: Prometheus Books, 1990), pp. 227-28.

[350] Hristiyanlk ve slamda grlen ebedi yaam vurgusu (hatta saplants) Musevilikte pek gl deildir.

[351]

Shakspeare, Romeo ve Juliet.

[352]

Carl Sagan, Pale Blue Dot (London: Headliner, 1995).

[353] Richard Dawkins, Unweaving the Rainbow: Science, Delusion and the Appetite for Wonder (Boston, New York: Houghton Mifflin Co. , 1998).

[354]

John Keats, "Lamia" (1820).

[355]

Dawkins, Unweaving the Rainbow, s. 39.

[356]

a. g. e. , s. 6

[357]

William Blake, "Masumiyet Kehanetleri" (1803).

[358] Jonathan S. Abramowitz, Brett J. Deacon, Carol M. Woods ve David F. Tolin, "Association between Protestant Religiosity and Obsessive-Compulsive Symptoms and Cognitions," Depression and Anxiety 20 (2004): 70-76.

[359] Antonie Lutz, Lawrence L. Greischar, Nancy B. Rawlings, Mathew Ricard ve Richard J. Davidson, "Long-term Meditators Selfinduce High-amplitude Gamma Synchrony during Mental Practice," Proceedings of the National Academy of Sciences 101, no.46 (2004): 16369-73.

[360] William A. Dembski, ed., Darwin's Nemesis: Phillip Johnson and the Intelligent Design Movement (Downers Grove, IL: Inter Varsity Press, 2006), iinde Nancy Pearcey tarafndan Phillip Jhonson'dan yaplm alnt, s.228.

@Created by PDF to ePub

Potrebbero piacerti anche