Sei sulla pagina 1di 45

BU DELİ GÖNLÜM

Ne kadar aldansam da bakışlarına


Yine de bin ah eder bu deli gönlüm
Hasret şarkıları dinlediğimde
İsyanlara yol verir bu deli gönlüm..

BU SAHİLDE

Bu gün sahilde yürüdüm anılarımla


Çok değişmiş buralar sen gideli
Çiçeklerimiz büyümüş, ağacımız dal vermiş
Masamızın boyası biraz soluk, kuşlar suskun
Balıklar havuzda boy vermiş
Ama sen hala gelmedin

Ali amcadan simit alırdık buram buram susam kokan


Hani balıkçı şükrü dayı vardı, hep seni sorar
Yalanlar uydururum tek ayak üstüne yüzlerce
Bakarım sahilde yakamozlara
Seni ararlar kollarımda
Elleri boş dönerler denizlere
Ekmek arası salam birazda peynir koydururduk büfeden
Soğuk ayranla güzel giderdi

Söğüt ağacının gölgesinde uyuduğumuz zamanlar


Bekçi amca güler geçerdi bize, usulca
Bu deli aşıklar uslanmaz derdi

Hani sahilde fındık yerdik dalgalarla beraber


Balıklara atardık taneleri, oynaşırlardı delice
Sen bu yazda gelmedin, bekletin gözlerimi yollarda
Hey gidi deli aşık sen çok gezersin buralarda

Fikret malkoç
ÖZLEMLERİM SANA

Herkes uykudayken içimde hasretlerin yeşerdi


Özlemlerin sol yanımda çekilmez acılara vurgun
Sevdan nefes alışlarım, sevdan yakarışlarım
Saplanmışım bin kere çıkmazlarına.
Uyanabilirmiyim sensiz sabahlara .
Göz açabilirmiyim yokluğuna
Ne hayallerim vardı senden yana
Bak neler oldu

Ne tuhaf sensiz seni yaşamak


Soğuk gecenin kollarında uyumak
Her dakika seni özlemek
Gülerken ağlamak
Yaşarken ölmek ne tuhaf
Yerin dibine batsın sensiz olmak.

Öyle çıkmazlardayım ki sensiz


Elim kolum bağlı mahküm misali
Gecelerim yorgun, gündüzlerim anlamsız
Hissediyor musun bir tanem
Özlemlerim senden yana çaresiz.

Fikret malkoç
BULUNUR BİR GÜN

Gözümden akan, akan bu yaşı


Silen bulunur, bulunur bir gün
Kalbimde yanan aşk ateşini
Söndüren bulunur, bulunur bir gün..

Olmadın, olamadın sevdalım benim


Sormadın, soramadın halimi benim
Gayri senden başka kimim var idi
Yığınak, yığınak oldu dertlerim
Senden ayrılalı sevdalım benim..

Fikret malkoç
BURALAR ZOR GÜLÜM

Buralar soğuk ,buralar çekilmez oldu


Sabah akşam sorgular gözlerimde, nerdesin
Aklıma gelmez ki sen küsmüşsün, sen kahrolmuşsun
Ye şermiyor umutlarım yokluğunda
Ne çok i sterdim bir bahar sabahı koşarak gelsen kollarıma
Yatsam dizlerinde uyanmasam sabahlara
Gül döksem yollarına, halılar sersem
Yazsam seni beyaz kağıtlara, sayfa sayfa
Sevdana karşılık vursalar boynumu savunma sızca
Erkek gururumla gözümden yaş akmaz bilirmisin
Kanım donar haklı sevdana gülüm

Dilimde dillenen sevda sözleri


Dökül se beyaz kağıtlara hasretle
Gözyaşlarım mürekkep olsun kalemine
Yaz beni, yaz be gülüm
Yaz ne olursun, içimdeki isyanları
Yaz da roman olsun okuyanlara

Sol yanımda ağrılarım var anlıyormusun


Silahları hiç sevmedim ondan sonra
Yine de
Alnımın ortasına bir kurşun sıka sım geliyor
Beni anlıyormusun ?
Sahi sen seviyor musun ? gülüm..

Fikret malkoç

DÖNMEDİN SEVGİLİM

Hani giderken söz vermiştin dönecektin


Beklemekten özlemlerime gün doğdu gelmedin
Mevsimler geçti yıllar oldu
Yokluğun ateş oldu bağrımda cehennem misali
Saçlarıma aklar düştü alışamadım sensizliğe
Hasretinden prangalar eskittim
Zindanlarday ım, çaresizim
Gönül pınarlarım susuz topraklar misali sana vurgun
Özlemler yaşattın bana sol yanımda
Çok beklettin de
Dönmedin sevgilim

Ne hayallerimiz vardı seninle


Hani s ıcak bir yuvamız olacaktı kumrular gibi
Sana güller sunacaktım sevda bahçelerimden
O sahilde yürüyecektik kol kola
Şimdi alıştım umutsuz yalnızlıklara
Yoruldu gözlerim yolunu beklemekten
Soluklarımda hazanlar boy verdi
Çok beklettin de
Dönmedin sevgilim

Fikret malkoç
ESKİ BİR ANIDAN KALAN

Ses getirmese de biz devrimciydik


Proleter takınırdık özgürce
Sağa sola yazılar yazardık korkusuzca
Devrimci türküleri ninni sanırdık
Bağrımızda yeşerirdi sınıflı ülkenin sınıfsız insanları
Öyle ya biz devrimciydik

Altıncı filoyu taşa tutan bizdik, nara atan da


Belinde palaskası, sırtında parkası
Eli havada kar altında titreyen bizdik
Neler başaracaktık bu ülkenin yarınlarında
Ama olmadı
Ülkemin sosyal depremlerinde taşındık başka yarınlara
Uyduk söz dinlemeyen ağızlara
Öyle ya biz devrimciydik

Ezberimizde şekillenen yaşantımız


Zoru başarırdık yılmadan
Uğraşımızda yol alırdı amaç denen siyasetimiz
Kahrolası açlık ve özgürlüğün özlemi
Bizi soğuttu bizden
Düşman kesildik burjuvanın egemenliğine sinsice
Öyle ya biz devrimciydik

Varşova’nın baharını, kızıl meydanın renk’ini özlerdik


Sen ağlama Nazım, yaş akıtma Mahzuni
Biz solsak ta yeşeririz yılmadan
Zindanlarda yaşlansak ta
Elimiz bağlansa da dilimiz sussa da davamıza
Biz bir bahar sabahı geliriz, yeniden doğarcasına
Öyle ya biz devrimciydik

Fikret malkoç
ESKİ ŞARKIYIZ

Seninle ben aşkım


Eski şarkıyız artık dudaklarda
O eski heyecan yok gözlerimizde
Solmuş bir gül gibiyiz bahçelerde

Nisan yağmurları gibiydi aşkımız


Bir aldatmacaydı yıllar boyu
Bir bekleyişti ufuklarda
Seninle ben aşkım
Eski bir şarkıyız seven gözlerde

Mutlu bir arayıştı kalbimizde anılar


Heyecan doluydu dakikalar
Şimdi hayal oldu o güzel yıllar
Sevda bahçelerime yağmış yağmurlar

Fikret malkoç

EY SEVGİLİM

Ömrümün sonuna kadar anar olsam adını


Bilmem duyarmısın sevdalım feryadımı
Canımın son demine kadar düşmese adın dilimden
Ölüm ilaç olsa içsem o vefasız elinden

Mahküm olsa aşkım o endamlı bakışlara


Bilmem inanırmısın gönlümdeki yakarışlara
Bir aşk şarabıdır bu içmekle bitmez
Bir ölüm sancısıdır bu çekmekle bitmez

Ey sevgilim toprak olsun kapılarında naşım


İlahi aşkım uğruna feda olsun bu çileli başım
Durmasın ömrümün son dakikaları çalışsın adım adım
Ya rabbim dinsin artık bu dinmeyen feryadım

Fikret malkoç 30.09.82


FESO AĞA

Taşra bir kentin mahallesinde yaşardı feso ağa


Alımlıydı kendine göre gururluydu
Ağzından kelimeler zor çıkardı, kibirliydi
Ahali diz çökerdi karş ısında, biraz korkudan biraz yaltakça
Zamansız emirler, naralar atardı hesapsızca
Kalleşçe düşünc eleri vardı feso ağanın
Yargılayamazdılar seni nefis mahkemesinde
İşte öyle bir yaratıktın feso ağa
Kanun, nizam sendin, şahta, padişahta
Keserdin cezasını sana yüz çevirenin
Süründürürdün kara kuyularda insafsızca
Merhamet senin kitabında yazmaz dı
Koynunda yılan beslerdin bülbül misali
Kurtu kuzuya yedirirdin feso ağa
Ne garibanların kanına girdin
Ne genç gelinleri dul bıraktın
Kalleşlik senin damarında var feso ağa

Omuz omuza versen de yıksan halk ının kör talihini


Çok mu istekleri var senden halkının, amansızca ?
Ama nerde sende o insaf tarlasının mahsulleri
Koyun misali yerdeki ota değil de, daldaki çalıya bakars ın
Etme feso ağa eyleme, koçum domuzluk etme
Domuzluk etme de yıkma körpe yüreklerin umutlarını
Leşin kargalara yem olur, esamen silinir
Sürünürs ün milletin kalbinde çöl faresi gibi
Feso köpeği demesinler sana dilden dile

Fikret malkoç
FİRARI DUYGULAR

Fikrimde zulüm yaşarken boy boy


Firari duygular benliğimde filizlenir
Yine de senden dillenir kalbim sevmelere
Bağırır yalnızlığımı hazanlara avazca
Kahrolası gecelerin sessizliği var ya
Alıp götürür beni sensizliğin koynuna
Bir körpe bebek gibi bağlarım kendimi sana
Acımasız duyguların esir alır beni senden yana
Nede zormuş bel bağlamak ince urganlara
Beklemek yoruyor beni sensizlikten yana
Yoruyor da kaçamıyorum alışmışlığımdan
Uzun bir inleyiş sararken her yanımı
Medet umuyorum yakamoz sevdandan
Bilmem anlıyor musun?
İşlemişsin gönlüme ilmek ilmek
Vazgeçemiyorum
Anla işte

Fikret malkoç
GAMLANMA

Gamlanma ey deli gönül gamlanma


Dil-i yarde vefa bulsan ne çıkar.
Gün olur da efkarın ağır basar
Gön-lü yarde deva bulsan ne çıkar.

Gamlanma ey deli gönül gamlanma


Can-i gönlüm har olsa da yansa da.
Naaşım açsa gözlerini hayata
Hazanımda sevdan filiz verse ne çıkar.

Gamlanma ey deli gönül gamlanma


Bu sevdaya ova aşsan dağı delsen ne çıkar.
Hasretinden çöle dönsem kum olsam
Göz önümde aslı olsan şirin olsan ne çıkar.

Fikret malkoç
GEL İSTERSEN

Bir buse sessizliğinde gel , ne olursun


Işısın sabahlarım şafaklardan
Dindir göz yaşlarımı
Güneşi doldur karanlıklarıma

Yoruldu gözlerim beklemekten yolunu


Sensiz olmak ne de zormuş
Yalnızlık çekilmez bir dert
Ne olursun dön artık

Özlemlerim dizi dizi hasretin çekilmez oldu


Kucağımda göz yaşlarım yığın yığın
Bıkmadın mı oralardan
Gidişine isyanım var, ne olur dön artık

Bu ayrılık hasretinde ölüm kol geziyor


Yokluğunda ölebilirim
Bir el sallamana
Canımı verebilirim

Bakar mısın halime, görmek ister misin ?


Ne haldeyim sorar mısın
Çok geç olmadan
Gel istersen...

Fikret malkoç
GİDECE ĞİM B U ŞEHİRDEN

Bazen yalnız kaldığımda


Üşürüm yokluğunda, sıcaklığını özlerim
Alıp başımı gitmek isterim bu şehirden
Hatıralarından kopamam, vaz geçerim
Gözümden iki damla yaş dökülür de
Kaderime ağlarım.

Bağlanmış ım sevdana, bilirmisin


Özlemlerim arkadaş olur bana
Arkadaş olurda kahrederim
Yokluğun zindandır gecelerime
Sabahlarım doğmaz yokluğundan
İsyanlarım kaderime, sevdama
Hatıralarım defter oldu
Sevdam roman

Gideceğim bu şehirden
Alıp başımı gideceğim bilinmeze
Hatıraların bende kalacak, sonsuza
Sevdan sırrım olacak kalbime
Gideceğim

Fikret malkoç

GÖNÜL VERDİM

Gönül verdim senin gibi birine


Bahar sabahımı kışa çevirdin
Gözyaşımdan seller bayram eyledi
Anasız babasız kuşa çevirdin….

Nazlarınla yürek başım nar oldu


Deva bulmaz hasta ettin har ettin
Kırk yılda bir aşık olmuş sevmiştim
Yaşadığım bu dünyayı dar ettin….

Dünyayı cehennem yaşattın bana


Umut sahilimde gülü soldurdun
Senin için ne hayaller kurmuştum
Bu dertsiz başımı akla doldurdun….

İsyanım var bir vefasız yüzünden


Ağlasam da sitem etmem kadere
Asla dönmem kucağına vefasız
Yeminimden dönsem bile bin kere….

Fikret malkoç
HASRET SANCILARI

Dağlar ötesi kıraç topraklı köyüm


İlaç bulamamış hasta garibanları
Elleri yar yar çatlak çilekeş anaları
Harf bilmeyen çocukları
Yıllardır çekerler bin bir umutla
Hasret sancıları

Benim köyüm çalışkan uyku bilmeyen


Taştan su çıkartmasını bilen
Garibanların diyarıdır.
Benim köyüm yıllardır gözlerinde umutla
Yarınları bekleyenlerin durağıdır

Benim köyüm önünde kağnısı sırtında sepeti elinde orağı


Yaşamla savaş veren
Zamanı geldi mi eri için can veren
Üzerine yaban eller değmemiş
Kızanların diyarıdır

Benim köyüm doğru sözlülerin mert insanların


Yanlıştan yana kalbinde eser olmayan
Bir tek sevdiğine gönül verenlerin diyarıdır

Fikret malkoç
HEY KOCA ADAM

Hey koca adam; ne de vakur dururdun saat kulesinin önünde


Elinde şemsiyen, boynunda yün atkın
Yakışırdı sana bıyık altı gülmelerin
Boyundan büyük işlere karıştın
Sallamadın düzenin yanlış uygulamalarını
Bağırdın ufuklara naralarınla yaşama hakkını özgürce
Hey koca adam

Basmahane de otururken asmalı kahvenin asırlık bahçesine


Tüttürürdün cigaranı hafif meşrep, önünde rakın
Garson derdin: al bu mereti önümden, yap bir sade kahve
Bakarken yakamozlara özlemlerin yeşerirdi eski sevdalarına
Kırlaşmış saçlarınla çok şeyler bilirdin
Ne tarihler eskittin sırlarında
Hey koca adam

Şimdi Arnavut kaldırımları eskirken yokluğunda


Bir şarkı mırıldanır eski meyhanenin masalarında
‘Ömrümüzün son demi, sonbaharıdır artık’
Hala asılı duruyor o eski resmin ziftlendiğin köşede
Bıraktığın gibi duruyor suladığın manolya
Ne çok özledik seni
Hey koca adam

Fikret malkoç
HÜZÜN ÇÖK TÜ YALNIZLIKLARIMA

Bu gün karıştırdım eski defterleri


Sayfalara daldı gözlerim
Hüzün çöktü yalnızlıklarıma..
Göz pınarlarıma hazan yağmurları doldu
Taşıyamadım sensizliği.
Artık dayanamıyorum yokluğuna
Kalbimde ağrılar,dizlerimde sızılar
Bir de şu senden ayrılık yok mu…
Yaşama sıfır çekmek istiyorum ama olmuyor
Çok uğraştım unutmaya ama beceremedim
Kazımışım seni bir kere şu söz dinlemez yüreğime
Atılır mı, unutulur mu, silinir mi sandın bu sevda
Öyle ekmişim seni gönlüme ki, yeşermişsin bahçelerimde
Ne baharlar yaşamıştım, hazanları yaşamam sanıyordum
Hani ayrılmazdık yeminlerimiz vardı seninle
Kurak topraklar misali sevgiye hasrettik
Ne oldu da söndü sevdamız, aydınlıklarımıza
Şimdi çok uzaklardas ın
Hüzün yağmurları yağdırdın sevdamıza, fırtınalar misali
Nede olsa eylül yağmurlarıyla gittin alışıksın ayrılıklara
Beni aramazsın sormazsın
Taş kalbin ne anlar sevmelerden, özlemlerden
Ne anlars ın hasret kokan ay rılıklardan

Fikret malkoç
KAZİM AMCA

Çocukluğumda bir Kazım amcamız vardı


Vurdum duymaz, bağı yanmaz
Sorardın söylemez, bağırırdın duymaz
Hani taş değil, somurtkan değil neşeliydi
Gülünce altın dişleri sayılırdı
Otururduk dizine masal anlatırdı şöyle böyle
Bağlardı anılarını tele bir bir
Söylenirdi peşin satanlar gibi yığınca
Bir ara yemek yapmaya başladı adını bilmeden
Bazen hışımla bazen nazikçe buyur ederdi açıkanları
Paramız olmazdı bakardık camdan öylece
Dağa yamaç olurdu da, ovaya ekin olmazdı
Kazım amca ne adamdın sen be

Aradan yıllar geçti


Boyumuzdan büyük işlere karıştık
Şehirlere ayak uydurduk
Adam olduk, büyüdük sandık
Başımız havalarda, mekan tanımaz olduk
Burnumuzdan kıl kopartmaz, iki kere iki dört etmez sandık
Nerde akşam orda sabah yaptık
Hani bazen dayak olmasa değmeyin keyfimize
Nerden buldun demeden on lirayı kaptık mı
Tabanlarımızın yazıları okunurdu

Dün doğduğum beldeye gittim


Şöyle bakındım anılara, hüzünle
Kazım amca hala vurdum duymaz, bağı yanmaz
İki kelam yaptık havadan sudan
Tazeledim çocukluk anılarımı, bir bir
Yürüdüm beldemin sokaklarından belli belirsiz
Hürmetle kazım amca

Fikret malkoç
KIZIMA

Benim bir tanemsin her şeyim sensin


Değişmem dünyayı bir of demene
Saraylar ve köşkler açsan önüme
Cennetten hurisin benim ey kızım

İstemem ki sana bir söz söylensin


Etrafına siper olurum kızım
Yazın yanar kışın üşürsün diye
Bazen bulut bazen güneş olurum kızım

En dertli günümde sana gülerim


Derdime ortak olma can kızım
Senin varlığın bana yetiyor
Neler çektiğimi bilme sen kızım

Sen benim bebeğim kal, öyle isterim


Ama büyüyorsun neyleyim kızım
Bir gün olur yuvadan uçar gidersin
İşte o zaman ölürüm kızım

Varır yad ellerde boyun bükersen


Babam deyip de ağlarsan kızım
Kefenim solsa da çürüse bile
Mezarımdan çıkar gelirim kızım

Kara bulutlar gelecek bir gün


Sam yelleride esecek kızım
Taktir- i ilahi nasıl diyorsa
Vuslata herkes erecek kızım

Fikret malkoç

MUHAMMED

Bediri, Uhudu, Hendeği gezdim


Orda izlerini gördüm muhammed
Açtım sayfa safta yüce kurandan
Orda yüzlerini gördüm Muhammed

Fikret malkoç
NE ÇOK İSTERDİM

Bir sabah ansızın çıkıp gelsen


Yokluğunda hüzünlerime gün doğmasa ne olurdu
Ne çok istedim yanımda olmanı
Keşke hiç gitmeseydin uzaklara
Hasret bırakmasaydın beni gözlerine
Sımsıcak sarsan beni uyutsan kollarında
Ne çok isterdim bir bilsen

Bilirmisin hasret acılarını


Tattın mı, yaşadın mı birtanem
Kahroldun mu geceler boyu sevdana inat
Aktımı göz yaşların yanaklarından, ıslanırcasına
Baktın mı solmuş resimlere hüzünle özlemlerle
Gönül pınarların kurudu mu çöl misali
Ağıtlar yaktın mı sevdamıza
Hiç kavuşamayacağımıza isyanlar ettin mi
Ne çok isterdim yaşamasaydık hasretin acılarını
Umutsuz bırakmasaydılar bizi yarınlara
İsyan etmeseydim gurbet özlemlerine
Ne çok isterdim benim olmanı
Ne çok istedim gönül sultanım
Ne çok isterdim

Fikret malkoç
NEDEN

Neden …
Neden sevgiyi almadınız
Çok mu zor evet demek mutluluğa, aşka
Ücret mi istediler bir tatlı gülüşünüzden
Yoksa kaprislerinize kem vuramadınız mı
Nedir bu hoyratlığınız
İnadınız neye

Neden…
Neden bağrınıza basmadınız size uzanan elleri
Ne bekliyordunuz
Sevenler size gökten mi yağacak sanıyorsunuz
Sabahlarınız akşam olmaz mı
Baharlarınız hazana dönmeyecek mi
Yüzünüz solmayacak, saçlarınız ağarmayacak mı
Ne umuyorsunuz
Kareler hep dolumu gelecek, boş yok mu
Hayatınız düşeş mi ,hepyek gelmez mi
Açın bağrınızı, salıverin koynunuza sevdiğinizi
Sevdiğinize kucak açmak çok mu zor
İki tatlı söz çok mu pahalı
Yapmayın be

Çok geç olmadan, koşun


Sevdiğinize
Arkanıza bakmadan
Koşun

Fikret malkoç
OLAMADIK

Hani ikimiz bir bütündük gül misali sevdalım


Koparamazdılar dalımızdan bizi
Koklayamazdı yabancı eller
Olamadık gül misali olamadık bir tanem

Hani ikimiz bir fidandık kurutamazdılar bizi


Kuruttular bizi çöl sıcağında
Eğildi boynumuz idamlık mahküm misali
Olamadık fidan gibi olamadık bir tanem

Hani ikimiz kumrular gibiydik sevdalım


Yıkamazdılar yuvamızı
Yıktılar yuvamızı her şeyimizi ceylanım
Olamadık kumrular gibi olamadık sarı saçlım

Beni senden seni benden ayırsalar sevdiğim


Görmesek birbirimizi gül dudaklım
Sevdamızı öldürmek için zindanlara atsalar
Yinede söndüremezler içimizdeki sevdamızı

Fikret malkoç
OY MARDİN

Mardinin kalesinde
Serpuşum orda kaldı
Mardinli sevdiğim var
Aklımı baştan aldı

Mardinin sofrasında
Yediğim petek baldı
Şehir şehir dolaştım
Aklım mardinde kaldı

Mardin kapı şen olur


Yar yanıma gel nolur
Yar yanıma gelince
Dünyalar benim olur

Şu nemrutun güneşi
Dünyada yoktur eşi
Yarım kaç gel yanıma
Dolaşak dağı taşı

Şu nemrutun dağları
Bin bir çiçek bağları
Kızları çalımlıdır
Anlaşılmaz lafları

Çizre mardine bakar


Suları soğuk akar
Mardinin güzelleri
Adamı candan yakar

Fikret malkoç
ÖLÜM İLE YOLCULUK

Aşk deniyor bunca çektiğim çilelere


Kilit vurulmuş gönlümdeki zincirlere
Merhem olmaz aşkın bu dinmeyen feryatlara
Selam olsun kalpten seven sevdalılara

Deva bulmak hayal olsa kalbimdeki bu yaraya


Anlaşılmaz bir sevda bu gelmiyor anlamaya
Ruhumun derinliklerinde ağlamak var bu gece
Yarab huzura kavuşacak mı gönlüm bedenim can verince

Ömrümün son demlerinde gelsen vefasız yanıma


İki laf demek nasip mi kem gözlü sultanıma
Söyleme fikret dökme ne olur yaşını
Dek dileğim var dostlardan güzel yapsınlar mezar taşımı

Fikret malkoç

ÖZLEDİM SENİ

Hazan yapraklarındayım, çaresizim


Kırık umutlarda yorgunum
Akan çeşmenin şırıltısında
Bir kuşun kanatında
Sonbahar yağmurlarında
Gecelerin sessizliğinde
Doğmamış sabahlarımda
Özledim seni
ÖZLEM

Bir gün oturursun asmalı kahvenin asırlık bahçesinde


Özlersin geçen güzel günleri
Elinde baston pamuk sakallarında yorgunluklarınla
Gözünden süzülür iki damla yaş
Kalırsın tek başına eski hatıralarınla

Getirirsin aklına yeşil gözlü bukleli kızı


Kalbini ilk defa çalan
Seni dertlerle karanlıklarla arkadaş yapan
Nefesin duracak gibi olur
Başlar içinde aniden bir sızı

Bir gün özlersin gençlik yıllarını


Ele avuca sığmayan günlerini
İçin burkulur kalbin kor olur
Gömersin kalbine hatıralarını sevgililerini

Yanında dolaşır minnacık çocuklar


Dede derler sana cin cin sesleriyle
Yaşamın sonbaharındasın yağmış yağmurlar
Fırtına misali geçer gönlünden elma şekerli günlerin

Bir gün gelir kalkamazsın yataktan


Okunur başında fatihalar
Dilin dönmez anlatamazsın derdini tasanı hasretini
Göçersin bu dünyadan
Bırakırsın geride sevdiklerini

Fikret malkoç
ÖZLEMLERİM SANA

Herkes uykudayken içimde hasretlerin yeşerdi


Özlemlerin sol yanımda çekilmez acılara vurgun
Sevdan nefes alışlarım, sevdan yakarışlarım
Saplanmışım bin kere çıkmazlarına.
Uyanabilirmiyim sensiz sabahlara .
Göz açabilirmiyim yokluğuna
Ne hayallerim vardı senden yana
Bak neler oldu

Ne tuhaf sensiz seni yaşamak


Soğuk gecenin kollarında uyumak
Her dakika seni özlemek
Gülerken ağlamak
Yaşarken ölmek ne tuhaf
Yerin dibine batsın sensiz olmak.

Öyle çıkmazlardayım ki sensiz


Elim kolum bağlı mahküm misali
Gecelerim yorgun, gündüzlerim anlamsız
Hissediyor musun bir tanem
Özlemlerim senden yana çaresiz.

Fikret malkoç
ÖZLEMLERİMİZ VARDI

Hani özlem dolu yarınlarımız vardı


Kimimiz gülen bir yüze, kimimiz yeşil bir göze
Masumca yaklaşıma,sevecen arkadaşlıklara
Hakça bir düzene
Biliyor musun yoldaş
Özlemlerimiz vardı

Kimimiz onurlu bir davaya


kimimiz sınıfsız bir dünyaya
Yarınlarımıza kem vurulmamış bir yaşama
El dokunulmamış mavi bayraklara
Biliyor musun yoldaş
Özlemlerimiz vardı

Hani el ele tutuşup rüzgara koşacaktık


Güneşi arkamıza alıp martılarla yarışacaktık
Özgürlüğün kucağında yaşarken
Yarınlara hevesimiz olmayacaktı
Biliyor musun yoldaş
Özlemlerimiz vardı

Emeğin emek olarak saygı duyulmasına


Düşündüklerimizin özgürce yazılmasına
Tarlada Ahmet’in, bağda Mehmet’in
Alın terinin kurumasına
Biliyor musun yoldaş
Özlemlerimiz vardı

Söylerken özgürlük marşlarını korkusuzca


Basarken postallarımızı haksızlıkların üzerine
Ve yudum yudum solurken mahpus yaşamlarını ciğerlerimize
Beklerdik görüş gününü iple çekercesine
Biliyor musun yoldaş
Özlemlerimiz vardı

Fikret malkoç
ÖZÜR DİLERİM

Sana son defa ağladım yazdım


Seven kalbimden özür dilerim
Aşkımdan sevgimden intikam aldın
Akıttığım yaştan özür dilerim

Unutulmak ne acı nede zor imiş


Sana taptığımdan özür dilerim
Bir gülün dikeni yapmazmışsın sen
Masum güllerden özür dilerim

Umutlarıma karlar yağdırdın


Gözlediğim yollardan özür dilerim
Ellerimde derman kalmadı artık
Yazdığım kalemden özür dilerim

Bezdirdin beni bu çıkmayan candan


Sürünen canımdan özür dilerim
Ayrılık şarabın içirttin bana
Şişeden kadehten özür dilerim

Umarım inşallah sende yanarsın


Aklına gelirsem özür dilerim
Seni ne çok sevdiğimi söylerdim sana
Ağzımdan dilimden özür dilerim

Fikret malkoç
SANMAKİ YALVARACAĞIM

Mademki gidiyorsun bir elveda bile demeden


Git gözlerime bakma görme yaşlarımı
Ardından düzeni değişti yüreğimin
Sevdana ahlar etmeyeceğim yokluğunda
Haydi git güle güle sana
Sevgiden yana mutlu ol
İyi günler sana

Ardından yalvaracağıma inanıyorsan yanılıyorsun


Hasret şarkıları dinlemek istiyorsun benden
Aldanıyorsun
Ben acılarımı senin yoluna harcamam
Sevdam senin ki gibi küçük mü sanıyorsun
Gidişine sitem etmeyeceğim yalvarırcasına
Hadi güle güle git
Yolun açık olsun
İyi günler sana

Ne gelir elimden
Bitmişse bana olan sevgin
Bitmişse yüreğindeki alev
Kurumuşsa kalbindeki sevgi pınarları
Hadi git arkana bakma
Kadehimi bir daha doldururum yokluğuna
Sensizlik mi
Her zamanki gibi çekerim…

Fikret malkoç
SAVAŞIMIZDAN ARDA KALAN 
 
Hatırlar mısın giderken son yolculuğa
Güller serpecektin tabutuma özgürce
Mutlu günler güneşli günler görecektik
Türkülerimiz söylenecekti dillerde
Unuttun bakıyorum yoldaş, yeminlerini

Göğsümüzde yazılı kaldı yaftamız


İndirilmeden yere hışımla
Davamız savunmasız kaldı orta da
Hayat hikayemiz son buldu dar ağacında, sessizce
Birde geride kaldı sevdamız, gözünden yaş akarcasına
Özlemlerimiz yalana çıktı pazarda, kalleşçe
Ömrümüzün baharının solduğu soğuk duvarlar
Ve duvarlarda özgürlük şiirlerimiz, türkülerimiz.
Bir de kahrolası özlemlerimiz yok mu ya
Soğuk bir kış günü oldu gençliğimiz acımasızca
Bir hazin son oldu savaşımızdan arda kalan

Dinlemek isterdim Varna nın sokaklarında özgürlük şarkıları


Kızıl meydanın puslu camlarından Danya ya el sallamak
Votkasını içen köylü edasıyla
Loş meyhanenin masalarında,
Ne çok isterdim gül yüzlüm seninle kol kola gezmek
Taksim in arka sokaklarında

Fikret malkoç
SENDEMİ GİTTİN

Umutlarımı dizmiştim sevdana yorgun kalbimle


Sudan sebepler aradın duygularıma
Sende mi gittin ardına bakmadan
Sende mi yalnız bıraktın beni gidişinle
Oysa ne hayaller eklemiştim
Ne hayaller kurmuştum ikimiz için
O kasabanın ben yağız delikanlısı
Sen süslü gelini
Hanımeli kokan fakir evimin direği
Sevi denizlerimin ay ışığı, yakamozu
Hoyrat dalgaların haşin kızı

Yokluğuna alışamaz bu yürek sanıyorsan


Aldanıyorsun
Yıktığını mı sandın beni
Taş basarım kalbime de erkeklik gururuma yenilmem
Unuturum seni hiç hatırlamamışçasına
Silerim sahillerden adını bir bir
Soranlara kimdi o derim
Bendeki sevdanı atarım uçurumlara
Dönüşü olmayan yollara gönderirim duygularımı
Unuturum bende neyin varsa sevdadan yana
Gör bak neler yaparım hatırana

Fikret Malkoç

SENİ SEVİYOR BU DELİ ÇOCUK

Seni her görüş ümde güzelim gözlerim gülüyorsa


Senden başkasına gönül vermiyorsa bu yürek
Kalbim yerinden çıkarcasına çarpıyorsa
Dilim kekeliyorsa sözcükleri
Ayaklarımın bağı çözülüyorsa
Anla artık seni seviyor bu deli çocuk…

Rüyalarımı süslüyorsa sevdan, sabahlarcasına


Dakikalarım asır oluyorsa yaşamıma
Aşkın dolaşıyorsa damarlarımda, delice
Sana su kadar, hava kadar muhtaçsam
Sana tutkunsam, sana hasretsem
Anla artık seni seviyor bu deli çocuk…

Fikret malkoç
Sevda gülüşlüm

Dermansız dertlere derman mı dersin


Halini arz eden ferman mı dersin
Gönlünü hoş eden sultan mı dersin
Baygın bakışlım sevda gülüşlüm
SEVDAM MAHŞERE KADA R

Unut urum sanma sevdiğim seni


Kalbimin her köşesinde yerin var.
Senden ancak ölüm ayırır beni
Bu sevdam sürecek mahşere kadar.

Unut up gitsen de çok uzaklara


Anıların kalsa bende hat ıra
Kapanır mı sanırsın gönlümde yara
Bu sevdam sürecek mahşere kadar

Bensiz yaşasan da gurbet elinde


Adım dolaşsa da yalan dilinde
Kalbim her deminde hep senle atar
Bu sevdam sürecek mahşere kadar.

Fikret malkoç

SEVDAN

Çekip giderk en yanımdan,


Yakamoz sevdanı mı bana bıraktın insafsız
Git arkana bakmadan, git.
Yaşarım ben, yemin ederim yaşarım sensiz.

Son baharsın, mevsim sonudur sevdan


Kırılmam, gücenmem ikilem yüzüne
Git arkana bakmadan, git.
Yaşarım ben, yemin ederim yaşarım sensiz.

Fikret malkoç
SEVDAN VAR YA

Sevdan bir fırtınaydı savurdu aydınlanmaz sabahlara


Bakıyorum da soldu gözlerimdeki sevda bahçelerin
Ama yinede pes etmem karşılıksız sevdama
Hastayım çaresizim biliyor musun
Hasretlerimi sana sardım, sana yolladım
Yüreğime çöktü sevdan acımasızca
Gözlerimi yatırdım tren istasyonlarına
Gelmedin..
Yılmadan sevdana karşı durduğumu bilesin
Ayrılığın hazan oldu ama ben seni bahar soludum
Özlemlerin kışı doldurdu yüreğime
Yinede senden vazgeçmedim..

Fikret malkoç

SEVDİNMİ

Senin özlemelerin yeşerirken yokluğunda


Dondurur beni geceler acımasızca
Çıkmazlara kapılırım sevdanla
Durulur gözlerim davan aralarında
Diken olur yastık yanaklarıma
Uyumaya çalışırım
Ne hasretin yok olur nede haykırışlarım
Ne de geçen zamanı durdurabilirim
Işımayan sabahlarımda.
Umutlarım bu şehrin kör karanlıklarıydı
Sevdam uyanmak istemediğim rüyamdı
Seni sevmeler başımın tatlı belasıydı
Sevdana yazmak kaderimdi

Ben seni yasaklarda, çıkmazlarda sevdim


Bilirmisin?
Seni uzaklardan özledim masumca
Hissettin mi ?
Gecelerin koynunda yalnız ve çaresiz
Yaşadın mı ?
Sahi sen beni hiç sevdin mi ?

Fikret malkoç
SEVMELER

Zamana inat ay ışığında sevmeler


Delercesine geceye haykırmalar var ya
Uzun bir soluktur özleyişimdeki kanamalar
Özlemlerimin kucağındaki yeni doğmuş bebek
Barındırıyor sevgimi hoyrat sabahlar el değmemişçesine
Bir gelsen, bir sevebilsen güneşler açar siyaha
Anlıyor musun bilmem ama benim yakarışlarım sana
Sen ise sevi denizlerinde yakamoz
Turuncu güneş, batan ay, kayan yıldız
Ah bu karşılıksız delicesine sevmeler geceye inat
Ruhumda fırtınalar kopuyor birazdan yağmurlar yağacak
Bin hatıran soluk alacak gözlerimde delirtircesine
Erkeklik gururum yol verir mi sanıyorsun
İzin alabilirmisin veda buseli sarılmalardan
Kapatabilirmisin kalbine ben kokan sevmeleri
Duyabilirmisin soluğumdaki ateş çakmaları
Tutabilirmisin ellerinle sevdalara
Yapamıyorsan bırak, dağılsın gecelere
Ya da eklensin hatıralara

Fikret malkoç
SON MEKTUP

Sana bu mektubu son defa yazıyorum..


Saçlarının, gözlerinin rengini bile unuttum
Bu mektubu sulara bırakıyorum sana getirsin diye
Okudukça özlemlerine yol versin sevdam
Hey gidi taş kalplim, mahzun bakışlım
Hayatımın en yanlışı, deli sevdalım
Sana ne biçim kanmışım

Ne yaptıysam sana yar olamadım


Oysa bu dünyada bir sen vardın, bir de sana olan sevdam
Ama sen anlamdın
Taş oldun, demir oldun da ben sana aşkımı anlatamadım
Yıkıldım ama sürünmedim sevdana
Baharlarımda hazanı yaşadım
İçime gömdüm göz yaşlarımı da hiç ağlamadım
Çekip gittim o şehirden,ardıma bakmadan
İçimden derin derin ağlayışlarım sana
Ama sen anlamadın

Fikret malkoç
SON YOLCULUK

Eteğinde birikmiş ıstırap saatleri


Hangi zamana esir parangalar misali
Sevi rotamı tanır esaretten kurtulunca
Yapışır fırtınalı yakamozlara, umarsızca .....

Bir sihirdir deniz sevmelere,özlemlere


Fırtına öncesi durgundur hayat, çırpınışlara
Bir çığlık yırtar karanlıkları
Yayılır geceye haykırışlar, delercesine .....

Diner fırtınanın azgınlığı,kalbinin derinlerinde


Bir papatya misali beyaz ve sarı
Ne olur bilinmez umut limanında
Şaşırır yolunu duygu yüklü gemiler
Ufkun ağartısı başlar göz bebeklerinde
Uçuşurken mavilerde alıcı kuşlar
Konarlar yaşam denen ovalara .....

Bir serzeniştir hayat,boylu boyunca


Soluklar yorulur, zaman daralır
Kar yağar, hazan gelir umut sahillerine
Ve son bulur hayat pınarları, ağarırcasına
Yaşam göz kırpar, son dualara
Fırtınalar durulur sevi denizlerinde
Son yolculuk kalır fatihalara ......

Fikret Malkoç

SONBAHARIN ARDINDAN

Döküldü umutlarım gibi bir bir yapraklar


Mevsim sonbahar diyorlar
Oysa ben baharı özledim bülbül misali
Yeşersin istiyorum taşlar topraklar

Kalbimde bir misafir gibi durma ne olur


Esir et duygularımı hunharca
Sana tapsın bu deli gönül
Sana inansın kalbim sonsuza kadar

Dökülmesin kalbimin sahillerine umutsuzluklar


Ben böyle istemiyorum sevgiyi, özlemi
Sende inan artık taş kalpli
İste benden sevmeyi, sevilmeyi ölene kadar

Fikret malkoç
SUSTURUN ŞU SİLAHLARI

Susturun şu silahları, analar ağlamasın


Dünyayı kardeşlik sarsın, umutlar kararmasın.

Susturun şu silahları, gözyaşları son bulsun


Sevelim sevilelim, yaşam gülistan olsun.

Susturun şu silahları, askerler vurulmasın


Anadolu toprağında, nifaklar boy tutmasın.

Susturun şu silahları, nesiller kin dolmasın


Gelecek torunlarımız, bizi nefretle anmasın.

Susturun şu silahları, bu vatan bölünmesin


Ayrılıkçı olan kalleş, bu dünyada gülmesin

Fikret malkoç
ŞARKILAR DİNLERDİK

Gençliğimizde devrimci şarkıları dinlerdik


Ezberimizde şekillenirdi proleter marşlar
Yığın yığın kitaplarda kaybolurduk,sessizce
Umutsuz denizlere yelken açardık,korkusuzca
Yazı yazarken sokağımızın duvarlarına
Postalların sesi gürlerdi tepemizde hunharca
Sonra kara zindan,kara coplar,kanlı duvarlar
Kulakları sağır eden acı feryatlar
Alır başını giderdi hayal gemileri limandan
Bilmem kaç gün, kaç ay yitirirdik sevdamızı
Bir gece ansızın çıkardık karanlıklara özgürce
Bir kuru ekmek,bir kuru soğan katardık aşımıza
Ne güzel anlardı soğuk kış gecelerinde iştiyak

Kara basan gibi beynimizde sallanırdı darağaçları


Üç yıldız kaydı aramızdan kahramanca, korkmadan
Denizin dalgası,mahirin seslenişi,aynanın görüntüsü
Hiç gitmez gözlerimden o anın yaşanışı
İdamın soğuk yüzünü unutmadık
Unutmadık kalleş naraların zafer şarkılarını
Bilinmeze giderken kahramanca,el salladılar
Nasihatleri vardı
Pembe umut yüklü,özlem dolu özgürce
Yaşamda ne varsa yaşanılacak
Bıraktılar bize kardeşçe
Yarınlarda daha mutlu,daha umutlu
Yaşam sevdalarını
Bir gelinlik kızın çeyizi gibi
Sererken sevda türkülerini sararan bozkırlara
Bir daha, bir daha dinlemek için yılmadan.
Ekilen tohumlar yeşersin diye yarınlarda
Ağlamalar, göz yaşları akmadan
Adilce yaşamdan pay almak için
Gittiler geri dönmemek üzere
Gönül bahçelerimizden
Üç nazlı çiçek yeşerdi özgürce,korkmadan
Umut oldular,ışık oldular ezilmişlere
Davalarında yürüsünler diye
Usanmadan

Fikret malkoç
ŞU ADAMA BAK

Şu adama bak be
Yıllardır gözüm kör , dilim lal olmuş
Haksızlıklara boyun eğmişim
Emeğimin hakkını alamamış
Paslı urganlara umut bağlamışım
Hasret şarkıları yarınlara gebe
Ben
Davama
Deniz olmuşum inanmışım ulaşmışım da
Savaşımda yenik düşmüşüm yarınlarıma
Anlamamışım

Ulan ne adamım ben


Söz birliği ettiğim yıldızlarım bir bir sönerken
Yıldız aradım
Hazanlarda baharı beklerken kışı yaşadım
Siz köhne zindanlarda uyurken
Ben
Ağarmamış sabahlarda güneşi aradım
Kahır mektupları yazarken hüzünle
Pembe kağıtlar karaladım

Ulan ne adamım ben


Sözde özgür yarınlarda yaşayacaktık
Olmadı
Aşımıza tuz kattılar
İçimizi kanattılar
Bir gece ansızın geldiler
Yuvamızı yıktılar

Fikret malkoç
UNUTAMAM SENİ BEN

Unutamam, unutamam seni ben


Kalbimin her köşesinde yerin var
Bırakıp ta gitme beni ellere
Senden başka seveceğim kimim var

Bin bir özlem ile geçer benim her günüm


Kaderime lanet eder dururum
Görsem seni başkasının kolunda
İmanıma kendimi öldürürüm..

Hayatımın her anı senle dolu


Aldığım her soluk ta sen varsın
Gül bahçemsin baharımsın canımsın
Damarımda yaşam veren kandasın

Sana öyle bağlanmışım bir tanem


Atmak seni imkânsız bu kalbimden
Güzellikler sevdalar senden yana
Bir parçasın bedenimde canım sen

Fikret malkoç
UNUTMAK KOLAYMIŞ MEĞER

Unutursun demiştin bana, zor sanırdım


Yanılmışım.
Unuttum işte bak, gözlerimde yaşların yok
Özlemlerimde yeşermiyor sevdan
Demek ki çok sevenlerde unuturmuş ..

Unutmak kolaymış derdin bana, imkansız sanırdım


Yanılmışım.
Senin için uyumadığım geceleri unuttum
Aklımı başımdan alan sevdanı , hasretini
Kusura bakma bir tanem. unuttum..

Unutmak kolaymış derdin bana, inanmazdım


Kolaymış meğer.
Seni seviyorum dediğin o ilk günü unuttum
Yalan sevmelerini, göz yaşlarını
Hasret kokan mektuplarını unuttum..

Unutmak kolaymış derdin bana, felaket sanırdım


Yanılmışım
Ucuz el sallamalarını, gülüşlerini
Senden başkasını sevemem demelerini
Seni yakamozlara sormalarımı unuttum..

Fikret malkoç
UZAKLARDASIN

Şimdi çok uzaklardasın


Gözlerim çekiyor hasretini yalnızlığıma
Kalbime bir çizik daha çizdim yokluğunda
Ne zormuş sevdanı taşımak
Kaybolan her umudumda seni aramak
Seni solumak
Sana olan özlemlerimi anlatabilmek
Sevdana, sana ulaşabilmek
Arka planda bırakılmak
Bilirmisin ne kadar zordur

Doğmamış sabahlara inat


Gözümde tüterken yokluğun, hüzünlerime
Bırakırım kendimi sensizliğin kollarına
Bir yudum daha içerim hasretini kana kana
Çıkarım sabaha yorgun savaşçı misali
Sen duyarmısın feryatlarımı
Bilirmisin hasret sancılarını
Yürek yangınlarında yanarmısın
Sahi sen sevmeyi bilirmisin ?

Fikret malkoç

VEFASIZ

Kalbimde aşkın olsaydı eğer


Adını anmayan ben olurmuydum
Her gece kadere isyanlar edip
Göz yaşlarıma yol verirmiydim

Her gece aşk duası yapmak var iken


İçkiler içip te mest olurmuydum
Gök yüzünde yüzünü seyretmek varken
Karanlıklarda sevdalım yok olurmuydum

Yollarına bakarak göz yaşı döken


Bir mecnun misali ben olurmuydum
Sevgilim aşkını senden gizleyen
Vefasız sevgili ben olurmuydum

Fikret malkoç
DÜŞÜNDE YAZ

Yazarken düşünde yaz, bahardan sonra gelir yaz


Boş olma, dolu ol, doğruları yaz.
Soluk al, yutkun
Yazarken sağa sola göz kırpma da, adam gibi yaz

Avcıyı av için değil, üzümü bağ için yaz


Şer olma, hayır ol özünden yaz
Uyuma, uyanık ol
Yazarken arkana bakma da, önüne bak yaz

Yağcıya yağ için değil, ineğe yem için yaz


Doğru ol, eğri olma hak için yaz
Düzülen olma, düz ol
Yazarken ayağına bakma da şerefinle yaz

Fikret malkoç

YOKLUĞUNDA

Bu sabah iki damla yaş aktı gözümden


Yokluğunda….
İsyanlarıma yol verdim
Yüreğimde yalnızlık yağmurları yağdı
Sensizliğe alışamadım vefasız
Ellerim uzandı tanrıma, yakarışlarım senin için
Koca dünyada beni sensiz bıraktın
Özlemlerim dağ oldu .
Bu şehir çekilmez yokluğunun ardından
Gitmek istiyorum buralardan
Hayatıma yön vermek istiyorum

Fikret malkoç
ZEMHERİ SOĞUKLARIYDIN

Söz verdim kendime, bu bahar çiçeklerim açacak


Gül kokulu dudaklarımda hasretlerin buram buram tüterken
Sarmaşıklar, sarı salkımlar olacak sevdaların yürek başlarıma
Umutlarım kar tanelerinde ısım ısım yanarken
Söz verdim bu bahar yeşereceksin kalbimin sahillerinde

Yakamoz sevdaların; bir kemancının nağmelerinde dinlenecek


Ben sevi denizlerinde fırtınalarda seni nakşederken
Sen üşütüyorsun beni
Yaralarım sarılmaz oldu sevdanın hasretinden
Öldürüyorsun beni, ölesiye severken
Ufuk oldun da doğmadın güneşlerimde
Solmuş bir resim gibi hazanlarındayım
Oysa ben baharı yaşamak, açmak istiyorum tomurcuklarında
Sahi sen ısıtmazmısın beni
Yakmazmısın beni ateşlerinle
Yakarışlarım sana anlıyormusun
Anlamalıydım
Anlamaya çalışmalıydım, sen:
Zemheri soğuklarıydın bana

Fikret malkoç

ADINI ANMAYACAĞIM

Kerem gibi aşka yanmayacağım


Sahte gülüşüne kanmayacağım
Mazinin önüne bir duvar örüp
Bir daha adını anmayacağım

Bakışların ok olmaz, artık kalbime


Gülüşlerin deva bulmaz yareme
Çok çektirdin çile sen bu gönlüme
Bir daha adını anmayacağım

Adımı duyup ah ettiğinde


Akıttığın yaşı görmeyeceğim
Ne kadar hasret çektirdin bana
Bir daha adını anmayacağım

Fikret malkoç
Ah.. ROJİN Ah..

İhanetin böyle olmamalıydı


Gözlerime baka baka uzak ettin bana sılayı
Yorgun bedenimde senaryolar yazdın sevdama
Kara kışlar yaşattın baharlarıma ah Rojin ah
Koğuşun penceresinden bak arken uzaklara
Kaderime, talihime küstüm, ağladım.
Sözde isyancı olduk düzene
Gardiyanlar banamıs ın demiyor
Birde senin hasretin yok mu ah Rojin ah.

İhanetin böyle olmamalıydı


Hazanlarımda sararan yapraklar kat kat
Canımı yoluna yatırdım da, yine sana yaranamadım
Zincirlere vurulmuş yürürken
Arkama bakmaya bile izin yok
Hasretler yığın yığın yüreğimde yeşerirken
Sen baharları yaşıyorsun yokluğumda
Ah Rojin ah

Cezamı kesen o bunak karıy ı boğas ım geliyor


Bizden ne farkı var? nesi fazla ?
Soğuk duvarların ardında bezgin ve karamsar
Özgürlük savaşçıları var ya
Yaşama güç veriyor
Birde senin sevdan
Ölümü hak veriyor
Ah Rojin ah

Fikret malkoç

AKLIMA DÜŞ TÜN

Aklıma düştün bu gün, ben yine sensiz


Güneş bile yakmadı beni sen yaktığın gibi insafsız...
Gidişin neydi böyle uçarcasına
Ayrıldığımız yerde bekliyorum seni çaresiz ve bitkin, vefasız.....
ANILAR

Öyle zor ki sana yazmak duygularımı


Kalem yazmaz,dilim dönmez anlatamam ki
İçimdeki anıları, yakarışları
Fırsat bulmak nede zormuş, bilemedim ki…

Mevsim , mevsim oluverir benliğimde anılar


Bulut olur, yağmur olur gözlerimdeki yaşlar
Bir körpecik gülüş için kahrolduğum akşamlar
Ne anlars ın bilemezsin bir tanem…

Fikret malkoç
ANIMSADIM

Dün akşam yine anımsadım geçen güzel günleri


Elimde karanfiller gözümde hayalinle
Bekledim yollarını gelirsin diye
Özlemlerime gün doğdu yokluğunda
Sen hiç bilmedin…

Sahil boyu yürüdüm yağmurlara aldırış etmeden


Baktım gök yüzüne belki önüme damlarsın diye
Bıkmadan ufuklarda aradım hayalini gülücüklerini
Ne de zormuş senin yolunu gözlemek
Ama sen hiç gelmedin…

Şimdi yıllar geçti


Sevgi pınarlarımda yeşerdi özlemlerim
Seni hala anımsıyorum ve arıyorum
Kalbimin yollarında
Sen bilmesen de…

Fikret malkoç

ANNE

Anne; bu akşam hüzünlüyüm ağlayasım geliyor


Yokluğunda hasretlerim yeşerdi
Öyle özledim ki seni baharın gelişi gibi
Anne, çok uzaklardasın biliyorum gelemezsin
Umutsuz akşamlarım, göz yaşlarım hep sana
Kokunu, gülüşünü özledim anne.

Yağmurlar yağıy or bahçelerime, üşüyorum


Uykularım diken oluyor gözlerime
Seni özlüyorum

Ne çok isterdim anne, anneciğim demeyi


Kader çok gördü seni bana
Şefkatini, sıcaklığını özledim anne
Bayramda yanına gelec eğim
Güllerini, karanfillerini koklayacağım
Bekle beni anne
Bekle

Yorgun bedenimle sana koşacağım


Kömür gözlün sana has ret, sana vurgun
Sana özlem dolu
Öyle özledim ki seni anne
Sana sokulup ağlayacağım , gözyaşlarıma inat
Bekle beni anne
Sana geleceğim.

Fikret mal koç


BEN SANA AŞKIMI ANLATAMADIM

Ne olurdu sanki duysaydın sesimi


Kulaklarını tıkamasaydın feryatlarıma
Boşlukta kaldı gözlerim, anlamsızca
Nöbetlerde kaldım, sabahlarcasına
Gelmedin.

Bağırdım aşkımı gecelere, duyarsın diye


Sen yine duymadın.
Özlemlerim sonbaharlara döndü
Mevsimler beni anladı da bir sen anlamadın
Sevgin uzaklarda kaldı, özlemlerim ise yakın
Şimdi yetim çocuklar gibi ben sana hasret
Ağlıyorum sevdiğim, göz yaşlarıma inat

Sen bilir misin sevmenin ne olduğunu ?


Sevdin mi hiç delicesine, karşılıksızcasına ?
Bulut oldum, rüzgar oldum
Kar oldum yağdım ıssız dağlara,vadilere de,
Ben sana aşkımı anlatamadım.

Bekledin mi sevdiğini gecelerde sabahlarcasına


İmkansızlık ne kadar zordur bilir misin?
Sen hiç imkansızı sevdin mi?
Yağmur olup yağdın mı? rüzgar olup estin mi ?
Dalga olup vurdun mu sahillere?
Yakamozlarda aradın mı sevmeleri,aşkları ?
Bir deli sevda uğruna yazdın mı aşkını sahillere?
Bunları yaşadım da, ben sana aşkımı anlatamadım.

Fikret malkoç
BEN SENİ SEVDİM

Ben seni trabzon da sevdim, trabzon u seninle sevdim


Yeşil vadilerde,yaylalarda,buz gibi akar sularda sen vardın,
Sen benim aşkımdın, belalımdın, canımdın...
Rüzgarlarında serinlenir karlarında üşürdüm
Fındık bahçelerinde arar, çay bahçelerinde kovalardım
Tavşan kanı dudaklarında çayı sevdim
Tatlı bak ışlarında boztepe yi sevdim
Uzun gölü, meyremanayı seninle sevdim
Ben seni bir tanem trabzon da sevdim
Nazlı nazlı akan maçka deresini
Haçkalı hocababa yı, hıdırnebi yi
Sultan muratı, hoca mezarını, ziganayı
Kemençeyi,tavulu,tulumu,kavalı,zurnayı
Tombul fındığı,mısır ekmeğini
Karadeniz türkülerini, türkülerde seni sevdim
Karşılıksız ve masumca çıkar beklemeden
Ben seni trabzon da sevdim...

Yürüdüğümüz, sahilde yakamozları seyreterken


Kavak meydanında, arafil boyunda, farozda,uz unkum da
Ben seni kanita da sevdim.
Dinlediğim şarkılarda seni duyarak adını sevdim
Volkan konak diyordu ah maçkam maçkam
Maçkam ağlıyordu,ben ağlıyordum
Volkan ağlıyordu sen ağlıyordun,
Maçka’yı sevdim, maçka da seni sevdim
Ben seni bir tanem trabzon’un her yerinde sevdim...

Uzun gölde kuymağını, balığını hoşmelini yedim


Sepet sepet fındığını taşıdım, fasulye turşunu
Kara lahananı, mıs ır ekmeğini yedim,
Seni yeşil vadilerde, akan şelalelerde sevdim

Trabz on’u sende sevdim, sende özledim...


Kara gözlerini sevdim, küstün sözlerini sevdim.
Gönderdiğin selamlarını sevdim,
Özledim diyen mesajlarını sevdim.
Nazını sevdim, edalarını sevdim,
Ben seni trabzon da sevdim

Seni delice sevmeyi sevdim...


Ben seni güz el karadeniz de sevdim...
Sevdan yar oldu bana, sürmene diyar oldu bana.
Ben seni yâr diye sevdim, sürmene yi diyar diye sevdim.
Seni sevdim, seni çok sevdim,
Ben seni trabzon’un her yerinde sevdim...

Fikret malkoç
BİR AVUÇ MUTLULUK OLSA N

Bir avuç mutluluk olsan, eksem seni sevda bahçelerine


Bir tutam çiçek olsan, koysam seni çiçek kaselerine
Özründen çok sevgin olsa, yazsam seni sokak köşelerine
Anlatabilsem seni anlatmak istediğim yerlere

Umut olsan yarınlarıma, buram buram özlem olsan


Susamışlığıma su olsan, kana kana
Seven olsaydın anlarmıydın sevmeleri, özlemleri
Hasretlere yol verirmiydin benim gibi ?

Fikret malkoç

BİR EYLÜL GÜNÜ

Yağmurlu bir eylül günüydü bir tanem


Elimde elin, gözümde gözün
Gözlerinden dökülen, sel olurdu gönlümde
Senden ayrılmak vardı bir eylül ikindisinde

Baktı ağladı gözlerim peşinden, mahzun ve çaresiz


Seni son görüşümdü bir tanem
Sana sarılışımdı, öpüşümdü küçüğüm
Seni böyle bir eylül ikindisinde kaybettim

Ne anlarsın ayrılığın acılarından


Tatmadın ki bilemezsin bir tanem
Hasretinden dağlar taşlar ağladı
Duyamazsın, özlemezsin bir tanem

Fikret malkoç
BİR GÜN SANA DÖNECEĞİM

Sana hasret bu kalbim, yanıp bitmeden


Bir gün sana döneceğim bekle sevgilim
Zincirlere vurup hapseyleseler
Bir gün sana döneceğim bekle sevgilim

Hayatımız yaprak gibi solmadan


Bir gün senin olacağım bekle sevgilim
Aramızda dağlar, yollar olsa da
Bir gün sana döneceğim bekle sevgilim

Saçlarıma aklar, hüzün dolmadan


Bir gün senin olacağım bekle sevgilim
Gönlümün baharı hazan olmadan
Bir gün sana koşacağım bekle sevgilim

Dermansız dertlerim, deva bulmadan


Bir gün sana döneceğim bekle sevgilim
Yalanım varsa kör olsun gözüm
Bir gün senin olacağım bekle sevgilim

Fikret malkoç
BİR PAZARGÜNÜ

Kalkarsan yataktan yanında yoksam


Silersen göz yaşlarını usulcacık sevdiğim
Hasretlik kalbinde büyürse
Ve bakarsan yollarıma saatlerce
Bekle gelirim bir tanem bir pazar günü

Benden ayrı günler zehirse sana


Gitmiyorsa gözlerinden hayalim ceylan gözlüm
Sesim kulaklarında uğulduyorsa
Arıyorsan şefkat dolu bakışlarımı
Bekle gelirim bir tanem bir pazar günü

Ayrıyım o sıcak yuvamdan yıllardır


Ayrıyım o ceylan gözlerinden bakışlarından
Sonsuz bir ayrılık değil bu sevdalım
Hayalinden çıkmıyorsam her anında
Bekle gelirim bir tanem bir pazar günü

Kol kola ele ele dolaştığımız sahiller bomboşsa şimdi


Esmiyorsa meltem okşarcasına
Ötmüyorsa martılar aşkımız için
Ve dinmişse dalgaların sesi kıyılarda
Bekle gelirim bir tanem bir pazar günü

El ele dolaşan sevdalılara imreniyorsan


Bakıp ta kaderine hep ağlıyorsan
Resmimin karşısında öylece kalıyorsan
Susuz topraklar misali hep beni özlüyorsan
Bekle gelirim bir tanem bir pazar günü

Fikret malkoç

Potrebbero piacerti anche